1 Flashcards

(477 cards)

1
Q

Laboratuvar Test Çalışma Süreci

A

hekim(test istemi)(örneğin alınması) örnek transportu laboratuvara kabul(testlerin çalışılması)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

Klinik Örnek Çeşitleri

A

Kan
Beyin omurilik sıvısı
Dışkı
Balgam
İdrar
Vajinal, servikal akıntı
Deri kazıntıları
Doku
Biyopsi materyali
Nazal sekresyon
Püy
Boğaz sürüntüsü
Steril vücut sıvıları

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
3
Q

Klinik Örneğin Alınması ve Transportu Sırasında Dikkat Edilecek Hususlar

A

Barkod
Enfeksiyon kontrol önlemleri alınmalıdır
Kültür ve mikroskopi sonuçlarının doğru yorumlanabilmesi için doğru bölgeden uygun örnek alınmalıdır
Örnek uygun toplama kabına alınmış olmalıdır; kırılmadan, sızma olmadan laboratuvara ulaştırılmalıdır
Patoloji için alınan nümune mikrobiyoloji laboratuvarı için uygun değildir.

Steril olmayan tüpe (biyokimya tüpü) alınan BOS nümunesi mikrobiyoloji laboratuvarı için uygun değildir.
Yeterli miktarda örnek
Az miktarda örnek alınması yalancı negatifliklere yol açabilir.
Swab, sürüntü almak yerine genel olarak sıvı örneği veya doku parçası almak daha iyi sonuç verir.

Örneğin laboratuvara uygun şekilde ve zamanda ulaştırılması
Hastaya antibiyotik verilmeden önce örnek alınmalıdır

Örnek laboratuvara en kısa sürede ulaştırılmalıdır

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
4
Q

Solunum Yolu Örnekleri

A

Burun (Stafilokok taşıyıcılığı)
Boğaz: Beta-hemolitik streptokok
Ağız boşluğu: Lezyondan sürüntü/kazıntı
Balgam (tükrükle kontamine olmamalı, hemen gönderilmelidir) Fazla sayıda test isteniyorsa yeterli balgam gönderilmeli
Bronko alveolar lavaj sıvısı gönderilebilir
Endotrakeal aspirat gönderilebilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
5
Q

Burun

A

Steril SF ile ıslatılmış eküvyon burun deliklerinden sokularak yaklaşık 2 cm ilerletilir. Eküvyon döndürülerek nazal mukozaya sürülür

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
6
Q

Boğaz

A

Abeslang ile dil hafifçe basılır steril eküvyon ile posterior farinks, tonsiller, iltihaplı ve ülserleşmiş herhangi bir bölgeye sürülür. Yanak, dil ve dudaklara sürmekten kaçınmalıyız.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
7
Q

Ağız boşluğu

A

Örnek alınmadan önce bir eküvyon yardımı ile lezyon üzerindeki sekresyonlar ve debris temizlenir. İkinci bir eküvyon ile örnek alınır.
Doku biyopsi veya iğne aspirasyon örnekleri, sürüntü örneklerine tercih edilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
8
Q

Balgam

A

Örnek alınmadan önce hastanın ağzını su ile çalkalaması istenir. Hastanın, derin bir öksürükle, alt solunum yolu örneği (postnazal akıntı değil) çıkartması istenir.
Mikobakteriyolojik inceleme isteniyorsa tercihen üç gün üst üste sabah balgamı gönderilmesi önerilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
9
Q

Üriner Sistem Örnekleri

A

Orta akım idrar örneği kültür için uygundur
İdeal olarak 30 dk içerisinde lab.’a ulaştırılmalıdır
Ulaştırılamayacaksa, buzdolabında 24 saat bekleyebilir
Sondalı hastadan enjektör ile örnek alınmalıdır
İdrar torbasında beklemiş idrardan örnek alınmaz!
Tbc için sabah ilk idrar en uygundur

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
10
Q

Dışkı Örnekleri

A

(5 ml) yeterlidir
Taze dışkı örneği alınmalıdır
1 saat içerisinde laboratuvara ulaşmalıdır
Amip, Giardia aranacaksa 30 dk içinde incelenmelidir
Dışkı buzdolabında en fazla birkaç saat bekletilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
11
Q

Doku, biyopsi örnekleri

A

Alınan doku ve organ parçaları geniş ağızlı ve burgulu kapaklı steril kavanoz ya da tüplerde içine bir sıvı konmaksızın gönderilebilir.

Özellikle alkol ve formalin gibi fiksatif maddeler kesinlikle konmamalıdır

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
12
Q

Kan Kültürü Alınması

A

Yüzey dekontaminasyonu
%70 alkol ile silinir
30 sn kuruması beklenir

%10 Povidon iyodür ile silinir
1 dk beklenir

Kan kültür şişesinin lastik tıpası alkol ile silinebilir
Damar üzerine elle dokunulmamalı

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
13
Q

Kan Kültürü

A

Çocuklardan 1-5 ml, erişkinden 10-20 ml kan alınır
İki ayrı venöz damardan aynı anda birden fazla en az iki kan kültür örneği alınmalıdır
Özel patojenler için lab uyarılır (bruselloz).
Bazı patojenler için kan kültürü yerine kemik iliği daha uygundur (Salmonella, Brucella, Leishmania, Tbc).
Kan, kemik iliği pıhtılaşmadan ekilmelidir (heparin bakterileri inhibe edebilir).

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
14
Q

Vücut sıvılarının kültürü nasıl alınır?

A

Normal flora ile kontaminasyondan kaçınmak gerekir.

Cilt yüzeyi kan kültürü alınır gibi dekontamine edilir
Aseptik olarak belli miktar (yaklaşık 10 ml) alınır
Steril bir kap içinde gönderilir
Eküvyon örneği gönderilmez

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
15
Q

Genital Bölge Örnekleri

A

Servikal, vajinal, uretral akıntı

Uretral akıntı vajinal salgılarla karışabilir, dikkatli alınmalıdır

Trikomonas için alınan örnek 0.5-1 ml SF içine konup lab’a hızla gönderilmelidir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
16
Q

Anaerop Örnekler

A

Anaerop bakterilerin bulunduğu örnekler (abse, ampiyem, ve ponksiyon sıvıları) anaerop koşullara dikkat edilerek alınmalı ve çabuk gönderilmelidir.

Ponksiyon yapılan enjektöre hiç hava alınmadan ve iğnesi çıkarılmadan ucu lastik bir tıkaçla kapatılarak enjektör alkollü bir pamuğa sarılarak laboratuvara gönderilir.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
17
Q

TAŞIMA VE SAKLAMA ORTAMLARI

A

Örneklerdeki mikropların ölmemesi için özel saklama ortamlarında tutulmaları gerekmektedir.
Örneğin N.gonorrhoae, Haemophilus, Bordetella ve Shigella dayanıksız bakterilerdir.
Başlıca Taşıma Ortamları
1-Stuart Taşıma Ortamı: İçinde agar, sodyum gliserofosfat, kalsiyum klorid, tiyoglikolik asit ve metilen mavisi bulunur. Bu besiyerine daldırılan eküvyonlardaki bakteriler 21-120 saat canlı kalabilirler.
Stuart taşıma ortamı maviye dönmüşse besiyeri oksitlenmiştir ve kullanılmamalıdır.
2-CARY-BLAIR Taşıma Ortamı: Benzer maddelere ek olarak tuz içerir. Özellikle dışkı örneklerinin saklanması ve taşınmasında kullanılır.
Salmonella, Shigella, Yersinia, Campylobacter ve Vibrio’lar bu ortamda 22-75 gün canlı kalabilmektedirler. Besiyeri içine doğrudan 1-2 gr dışkı konulabilir yada eküvyon sürüntüsü daldırılabilir.

3-AMİES Taşıma Ortamı: Stuart taşıma ortamının değişik formudur. İçine çeşitli tuzlar ve mangal kömürü tozu eklenmiştir. Aktif kömür tozu toksik molekülleri adsorbe ederek etkilerini yok eder.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
18
Q

Taşıma nasıl yapılır

A

Örnekler taşıma kutularıyla/çantalarıyla veya pnömotik tüp sistemiyle laboratuvarlara ulaştırılabilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
19
Q

Örneklerin Red Nedenleri

A

Etiketlendirilmemiş örnekler
Örnek ile kağıdın veya elektronik ortamdaki bilgilerin tutarsız olması
Örnek içeren kapta kırılma veya sızdırma
Kapağı/ağzı açık örnek kabı
Yetersiz örnrek
Yanlış örnek
Uygun olmayan transport (sıcaklık, süre)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
20
Q

Mikroorganizmaların üretilme ortamları

A

Canlı 1.Embriyonlu yumurta
2.Deney hayvanları

Cansız Sıvı veya katı besiyerleri

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
21
Q

Besiyeri Bileşimine Giren Maddeler

A

Pepton: Parçalanmış proteindir.
M.O. için azot kaynağı olmakla birlikte, karbon ve vitamin de içermektedir.

Ekstrakt: et ekstraktı, bira mayası ekstraktı, arpa ekstrakı, beyin ve kalp ekstraktı değişen oranlarda besiyerlerinde bulunurlar.

Eser elementler: Na, K, Cl, Mg, Fe, Zn, Mn, Cu, Br
Tampon çözeltiler:
Bakterilerin metabolizmaları sonucu ortam pH’sı değişeceğinden özellikle pH değişikliklerine çok duyarlı mikroorganizmaları üretmek için besiyerlerine fosfatlar (K2HPO4, KH2PO4) eklenir.
Besiyeri pH’sındaki değişiklikler, besiyerine eklenen indikatör boyalar sayesinde anlaşılır.
Bu boyalar;
Fenol kırmızısı,
Bromtimol mavisi,
Metil kırmızısı
Kan: Hem besiyerini zenginleştirmek hem de mikroorganizmanın hemolitik aktivitesini belirlemek amacıyla kullanılır.

Sistein-tiyoglikolat: Anaerobik ortam oluşturmak için
Agar: Deniz yosunlarından elde edilen galaktoz polimeridir.
Katılaştırma özelliğini yapısında bulunan D-galakton sağlar.
Agar 85C de erir; 40C de donar

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
22
Q

Kültür Yöntemleri

A

Aerop ve fakültatif anaerop mikroorganizmaları üretmek için
etüv,
CO2 li etüv,
5-10 CO2’li ortam yaratılan mumlu kavanozlar kullanılır

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
23
Q
  1. Aerob Kültürü
A

Normal atmosfer altında etüv’de üretilen kültürlerdir.

37°C de Nemli ortamda etüv içinde 24-48 saat sonra katı besiyerinde koloni oluşması veya sıvı besiyerinde bulanıklık görülmesi üremeyi gösterir.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
24
Q

2.Anaerob Kültürü

A

Anaerob kültür ortamları 2 ana gruba ayrılır:
1- Besiyerinin Redüksiyon şiddetinin arttırılması (Tiyoglikolat gibi redüksiyon yapan maddeler besiyerine ilave edilir.)
2- Atmosferdeki oksijenin giderilmesi
A. Biyolojik metod
B. Kimyasal metod
C. Mekanik metod

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
25
Ekim Yöntemleri
SAF KÜLTÜR: Tek bir bakterinin üretilmesi ile elde edilen kültür. KARIŞIK KÜLTÜR: Birden fazla bakterinin üretilmesi ile elde edilen kültür. Klinik örnek bazen tek bazen birden fazla bakteri içerebilir. PASAJ: İlk üretim ortamından başka bir üretim ortamına kültürün aktarılması işlemidir.
26
Ekim yöntemleri
Ekim aletleri ile alınan örneklerin belirli kurallar altında besiyerlerine aktarılması işlemine ekim denir. Örnekler sıvı ortamlardan pastör pipeti ve yuvarlak uçlu öze ile, katı ortamlardan ise yuvarlak veya iğne uçlu öze ile alınır. Dışkı, idrar, pü, kan, BOS, Burun- boğaz- göz- genital organ- yara sürüntüleri
27
Genel Kurallar
Ekimler daima yanan bir bek yanında yapılmalıdır. Çalışmadan önce ve sonra çalışma alanı antiseptik bir solüsyonla temizlenmeli Kullanımdan önce ve sonra öze alevden geçirilerek steril edilmelidir.
28
Ekim Yöntemleri
A) SIVI BESİYERİNE EKİM Örnek sıvı ise eğik yüzeyin tüp dibine yakın kenarına özedeki materyal bırakılır. Örnek katı ise tüp duvarında ezilip karıştırılır. B) KATI BESİYERİNE EKİM Dik besiyerine ekim: Batırma ekimi: İğne uçlu öze besiyerinin alt noktasına kadar batırılır ve aynı hat boyunca geri çekilir. Yatık besiyerine ekim: Yüzeysel ekim: Yüzeyde zikzaklar çizerek ekim yapılır. (Öncesinde batırma ekimi yapılabilir) Çizgi ekim: İğne uçlu öze besiyerinin alt noktasına kadar batırılır ve aynı hat boyunca geri çekilir
29
Katı besiyerine ekim
Tek koloni ekiminde, bakteriler katı besiyerine seyreltilerek ekilir ve tek tek düşmeleri sağlanır.
30
Boğaz kültürü ekim tekniği
Ekim, kanlı agara yapılır. Önce eküvyon sürekli çevrilerek alınan örnek bir bölgeye iyice yayılır. Alevde sterilize edilmiş öze ile tek koloni ekimi yapılır. Besiyerleri 37C’de 1 gün inkübe edilir. Beta hemoliz yapmış koloniler basitrasin testine alınır
31
Katı besiyerine ekim
İdrar ekimi Antibiyogram için yaygın ekimde antibiyotik duyarlılık testleri için besiyerinin yüzeyine homojen olarak dağıtılmak suretiyle yaygın ekim yapılır
32
Tanı Yöntemleri
1- Boyasız preperat (Native preperat) ; Örnekteki hücrelerin, bakteri hareketlerinin, varsa parazit yumurtaları ve protozoonların görülmesi için kullanılır 2- Boyalı preperat: Gram Boyama
33
3. Kültür Yöntemi
Kültürde üreyen bakterilerin tanımlanması 1- Koloni morfolojisi incelenir. Çoğu bakterinin ne olduğu koloniden anlaşılabilmektedir. 2- Hemoliz varsa beta hemoliz mi alfa hemoliz mi incelenir. Beta hemoliz tam hemoliz olup kan rengi tamamen şeffaflaşır. 3-Gram boyası ile bakterinin morfolojisi (Gram pozitif mi, negatif mi?, basil mi, kok mu?) incelenir
34
4. Hızlı Tanı Yöntemleri
Katalaz testi. Stafilokok (+) sterptokok (-). Oksidaz Testi: Pseudomonas(+)
35
Tanımlayıcı antibiyotik duyarlılık testleri:
Ör: -pnömokok Optokin duyarlı -A grubu beta hemolitik streptokok basitrasin duyarlı.
36
PYR
Bakteri PYR (L-pirolidonil-β-naftilamid) emdirilmiş kağıt stribe sürülür ve kırmızı renk olur. (A grubu BHS ve enterokok pozitif)
37
5. Biyokimyasal testler
Üç şekerli demirli besiyeri, indol besiyeri, üreli besiyeri ve sitratlı agar .
38
6. Serolojik yöntemler
Presipitasyon Reaksiyonları Aglutinasyon Reaksiyonları Kompleman Birleşmesi Reaksiyonları Floresan Antikor Tekniği (Fat) Elisa (Enzyme-Linked-Immunosorbend Assay) Ria (Radioimmunoassay)
39
7. Moleküler Yöntemle
PCR
40
Moleküler Tanı
• Hastalıkların tespit edilmesi ve tedavisinde önemli rol oynamaktadır. • Enfeksiyon etkenlerine ait DNA, RNA veya proteinlerin tespit edilmesi için kullanılabilir. • İzole edilemeyen ve immünolojik yollarla saptanamayan etkenleri tanımlayabilir.
41
Moleküler Tanı
• Avantajları; ✓Güvenilir, ✓Duyarlılığı ve özgüllüğü yüksek, ✓Hızlı tanı olanağı, ✓Seroloji sonuçlarının doğrulanması, ✓Tüm konvansiyonel testlerin negatif olduğu durumda etkenin tanımlanma olanağı, ✓Uygun antibiyotiğin erken kullanımına imkan sağlaması, ✓Hastanede kalış süresinin kısalması
42
Moleküler Yöntemlerin Kullanım Alanları
• Mikrobiyoloji – Hastalıklardan sorumlu parazitlerin, bakteri ve virüslerin tanımlanması ➢ Antimikrobiyal ilaç direnci ➢ Epidemiyolojik analiz ➢ Patogenez çalışmaları • İmmünoloji – İmmün fenotipleme, immün markırların yeri • Genetik – Genetik mutasyonların yerlerini belirleme – Kalıtımsal sendromların yerlerinin belirlenmesi
43
Tiplendirmede hangi yöntemin yıldızı parladı?
• A) Maldi-Tof • B) PZR bazlı yöntemler • C) MLVA • D) MLST • E) PFGE • F) TGD
44
Mikroorganizmaların tiplendirilmesi
• Fenotipik • Genotipik yöntemler
45
Fenotipik yöntemler
– Biyotiplendirme – Serotiplendirme – Bakteriyofaj tiplendirmesi – Bakteriyosin tiplendirmesi– Antibiyotiplendirme – Multilokus enzim elektroforezi– Kütle spektrometri– SDS-PAGE ve Maldi-TOF
46
• Fenotiplendirme yöntemleri geçmişte uzun süre kullanılmıştır. • Bugün halen değişik düzeylerde kullanılmakta
• Dezavantajları var: – İş yükü fazla, – Uzun zaman almakta – Çoğunlukla değişken sonuçlar vermekte – Epidemiyolojik çalışmalarda önemli yetersizlikleri bulunmakta
47
Genotipik tiplendirme yöntemleri
• Plazmit bazlı tiplendirme yöntemleri • Kromozomal DNA üzerinde yapılan tiplendirme yöntemleri
48
Genetik materyallerin tespitinde hangi yöntem?
1. DNA’nın elektroforez analizi ve Restriksiyon kesilmiş parça uzunlukları polimorfizmi (RFLP) ➢M.O’ların özgül kökenleri; DNA veya RNA’ları spesifik restriksiyon enzimleri ile kesilmesi sonucu oluşan fragmanları ile ayırt edilebilir. ➢Restriksiyon enzimi palindromik yapıdaki spesifik DNA dizilerini tanır • Bir veya birçok restriksiyon enzimi ile kesilme sonucu oluşan, özgül bir organizmanın farklı kökenleri arasındaki fragmanlarının uzunluk farklılıklarına ‘Restriction Fragment Length Polimorfizm’ RFLP denir. • Farklı uzunluk ve yapılardaki DNA ve RNA fragmanları agaroz ya da poliakrilamid jelde ayırt edilebilir
49
Elektroforez
Bir çözeltide asılı olan taneciklerin elektrik alanda ayrılmasıdır
50
Elektroforez
Elektrik alan negatif ve pozitif elektrotların bulunduğu bir tank içinde gerçekleştirilir • Jel üzerinde açılacak kuyucuklara yükleme yapılır Jel üzerinde açılacak kuyucuklara yüklenen ürün elektrik alanda yürütülür. • Anyonlar anoda, katyonlar katoda hareket ederler. • DNA her zaman negatif yüklüdür ve elektroforezde pozitif kutba (anot) doğru hareket eder Büyük parçalar yavaş, küçük parçalar hızlı hareket eder Oluşan bantlar UV ışığı altında incelenir
51
DNA bütün veya enzimler ile kesilmiş halde elektroforeze uğratılabilir.
• DNA’nın görülebilir hale gelmesi için agaroz jel elektroforezinde ethidium bromid ile işaretlenmiş olması gerekir. • İşaretlenmiş DNA daha sonra UV (254 365 nm) altında transllimünatör cihazında incelenebilir • Oluşan bantların büyüklükleri incelenir • Bantlar jel üzerinden ayrılabilir. • 20,000 baz çiftinden az olanlar normal elektroforetik yöntemlerle işlenir, • Büyük fragmanlar ise sadece ‘ field jel pulsed elektroforezi’ yöntemi ile ayrılabilir
52
RFLP Yönteminin Temeli
• RFLP, DNA dizilimindeki varyasyonları tespit etmek için kullanılır. Temel olarak şu adımları içerir: 1. DNA İzolasyonu 2. Restriksiyon Enzimleri ile Kesim 3. Agaroz Jel Elektroforezi 4. Transfer ve Görüntüleme 5. Analiz ve Karşılaştırma
53
RFLP
✓HSV’nin farklı kökenlerinin ayırt edilmesinde, ✓Farklı izolatlardaki DNA fragmanlarının karşılaştırılması, ✓Streptococcus kökeninin neden olduğu nekrotizan fasiitin bir hastadan diğerine; hastadan doktora yayılmasını göstermek için kullanılabilir
54
Genetik materyallerin tespitinde hangi yöntem?
2. Genetik problar • Duyarlı ve özgül araçlardır. • Klinik örnekteki özgül nükleik asit dizilerini tespit etmek, • Yerlerini ve miktarlarını belirlemek için kullanılır. • Enfeksiyon etkenlerinin türleri ve kökenleri tanımlanabilir
55
DNA probları
❖Kimyasal olarak sentezlenir, ❖Bakteriyel vektörlere (plazmid) özgül genom fragmanlarının veya tüm viral genomun kodlanması ile elde edilir
56
Genetik problar
İn situ hibridizasyon • Hücre ve doku içerisindeki hedef nükleik asitin lokalizasyonunun belirlenmesini sağlar. • İstenilen DNA parçalarının genomdaki yerlerinin belirlenmesi, • Bu parçaların nükleotid dizilerinin araştırılması, • Homoloji derecesine bakılarak farklı organizma gruplarına ait genlerin ya da DNA parçalarının nükleotid dizisi benzerlikleri araştırılarak, bu organizmaların yakınlık dereceleri moleküler düzeyde tespit edilebilir
57
Genetik problar
Southern Blot • DNA’nın izolasyonu ve restriksiyon enzimleri ile kesimi yapılır. • DNA fragmentleri elektriksel ortamda agaroz jel üzerinde uzunluklarına göre göç ettirilir (elektroforez). • Jeldeki DNA’lar bir membrana aktarılır (blotlama). • Özgül DNA dizilimlerinin yeri işaretli DNA ve RNA problar kullanılarak belirlenir
58
Genetik problar
Northern Blot • Moleküler genetikde kullanılan hibridizasyon yöntemlerinden biridir. • Bu teknik Southern blot'a çok benzer, ancak bu yöntemde DNA yerine mRNA veya virüs RNA'sı kullanılarak işlem yürütülür
59
Genetik problar
Dot Blot • Klinik örneklerden elde edilen ekstraktlardaki DNA/RNA dizileri, ekstraktların nitrosellülöz bir filtreye uygulanması, • İşaretlenmiş spesifik DNA probları ile işleme alınması
60
Genetik problar
PCR (Polimeraz Zincir Reaksiyonu) • En yeni genetik yöntemlerden biridir. • DNA’nın tek kopyasını milyonlarca kez çoğaltılır. • Polimeraz zincir reaksiyonları üç temel aşamadan oluşur.– DNA’nın denatürasyonu– Primer dizilerin DNA’nın tek zincirlerine bağlanması– DNA polimeraz tarafından zincir uzatma reaksiyonu • Her reaksiyon çevriminde kalıp zincir sayısı logaritmik olarak artar çok sayıda istenilen geni taşıyan DNA parçası oluşur
61
Bu yöntem
✓Özellikle latent ve konak dizisine entegre olmuş viral dizileri çoğaltmak, ✓Genetik akrabalık tesbiti ve adli tıp vakalarının tespiti, ✓Tanı ve teşhis, ✓Moleküler klonlama (DNA klonlaması)
62
Genetik problar
RT-PCR yöntemi (revers transkriptaz polimeraz zincir reaksiyonu) • PCR’ın bir modifikasyonudur. • Revers transkriptazlar ile RNA ya da mRNA’nın DNA ‘ya çevrilmesi aşamasını içerir
63
Genetik problar
Real time PCR; • Revers transkriptazlar ile RNA’nın DNA’ ya çevrildikten sonra, RNA’nın miktarını belirlemek, • Reaksiyon kinetiği DNA miktarı ile doğru orantılıdır Bu yöntem; ✓Hastalığın gidişi, ✓İlaç etkinliğinin değerlendirilmesi, ✓Konak hücrelerindeki genom sayısının belirlenmesinde kullanılır.
64
Proteinlerin tespit edilmesi
Sodyum dodesil sülfat-poliakrilamid jel elektroforezi (SDS-PAGE) • Proteinlerin moleküler ağırlıklarına göre ayrılmasında kullanılan bir yöntem. • Bakteri ve virüslerin farklı kökenlerinin tanımlanması, • Birbirinden ayırt edilmesinde kullanılır
65
Stafilokoklar ve İlişkili Gram Pozitif Koklar
Genel Özellikleri Çevresel kaynaklarda yaygın Bazıları insan deri, üst solunum yolu, alt sindirim sistemi, ürogenital sistem mukoz membranlarında normal mikrobiyota üyeleridir  Patojen stafilokoklar ise apse oluşumu, cerahat gelişimi gibi çeşitli piyojenik enfeksiyonlara ve septisemiye neden olurlar  İnsanlarda enterotoksinleriyle gıda kaynaklı enfeksiyonlara neden olduğu için de halk sağlığı açısından önemlidir Topluluk içinden alınan, hastane kaynaklı enfeksiyonların en önemli etkenlerinden biridir Fakültatif anaerobik, hareketsiz, sporsuz düzensiz gruplar halinde dizilim gösteren Gram-pozitif yuvarlak hücreler (üzüm salkımı) Tek hücreler, çiftler veya kısa zincirler halinde de görülebilirler Beyaz, krem ve sarı, çeşitli pigmentler üretirler Kapsül oluşumu değişken Katalaz pozitif Staphylococcus cinsine ait 45 tür vardır  İnsanlardaki hastalıklarla en çok ilgisi olan türler: S. aureus S. epidermidis S. haemolyticus S. lugdunensis S. saprophyticus Koagulaz testi patojenite kriteri olarak kabul edilse de son yıllarda koagulaz (-) türlerin neden olduğu enfeksiyonlarda ciddi bir artış vardır  S. epidermidis
66
S. aureus Virulans Faktörleri
Hücre Duvarı İlişkili Yapılar 1)Stafilokok Kapsülü:Antifagositik  Polisakkarid yapıdaki kapsül, opsoninler (IgG ve kompleman faktörü C3)’e bağlanır  PMNL tarafından gerşekleşen fagositozu engeller 2)Slime tabakası: Gevşek bağlanan, suda çözünür bir tabaka Monosakkaridler, proteinler ve küçük peptidlerden oluşur Bakterileri dokulara ve yabancı cisimlere (kateter, greft, şant, prostetik kapak vs) bağlar 3) Peptidoglukan: IL-1’in üretimi (endojen-pirojen) endotoksin benzeri etki gösterir Komplemanın aktivasyonu PMNL’nin biraraya gelip toplanması (agregasyonu) 4) Lipoteikoik asitler fosfat içeren polimerlerdir Türe özgüldürler (species-specific) Fibronektine bağlanırlar ve mukozal yüzeylere tutunmayı sağlarlar  Protein A:Yüzey proteini  Birçok S. aureus suşunun hücre duvarı bileşenidir Adezif matriks moleküllerini tanıyan mikroplara ait yüzey bileşenleri (adezyon)  IgG moleküllerinin Fc kısmına bağlanır Mikroorganizmanın antikor aracılı immün sistem tarafından yok edilmesini önler 5) Protein A’ya bağlanan IgG’nin Fab kısmı özgül bir antijen ile birleşmek için serbesttir Özgül bir bakteri antijenine karşı oluşan IgG moleküllerine tutunan protein A bu bakterileri aglütine eder (koaglütinasyon; serolojik tanı testi) 5)Kümelenme faktörü: Birçok S. aureus’un dış yüzeyinde (yüzey proteini) clumping factor (bağlı koagülaz) bulunur Fibrinojeni fibrine dönüştürür Stafilokoklar kümelenir veya biraraya gelirler Bu proteinin saptanması: S. aureus’un tanımlanmasında primer test Bağlı koagülaz fibrinojeni direkt olarak çözemez fibrine çevirir ve kümeleşmeye neden olur
67
S. aureus Virulans Faktörleri Enzimler
1)Katalaz enzimi: Katalaz, hidrojen peroksidi su ve oksijene çevirir Stafilokoklar: katalaz (+) Streptokoklar: katalaz (-) 2)Koagülaz enzimi:  Koagülaz plazmayı pıhtılaştırır  Hücredışı koagülaz protrombine bağlanır ve fibrin polimerizasyonunu başlatır  Stafilokokların yüzeyinde fibrin birikir  Fagositozu veya fagositik hücrelerin içerisindeki tahribatı engeller  Hiyaluronidaz:  Hiyaluronik asitleri (bağ doku) hidrolize eder  Fibrinolizin (stafilokinaz):  Fibrin pıhtılarını çözer  Lipazlar:  Lipidleri hidrolize ederler Nükleaz:  Vizköz DNA’yı hidrolize eder
68
S. aureus Virulans Faktörleri Toksinler
Sitotoksinler/Hemolizinler: Membran hasarı yapan toksinler Alfa (α)-toksin (α-hemolizin) Beta (β)-toksin (sfingomiyelinaz C) Delta (δ)-toksin Gama (γ)-toksin (γ-hemolizin)  Panton-Valentin Lökosidini (PVL)
69
S. aureus Virulans Faktörleri Toksinler
Sitotoksinler/Hemolizinler:  Lökosit ve eritrositler de dahil birçok hücreye toksik Alfa (a)-toksin (a-hemolizin) Stafilokokkal hastalıklardaki doku hasarında rol alan önemli bir faktör Hemolitiktir, kanlı agardaki koloni etrafındaki hemoliz a-toksin nedeniyle oluşur β-toksin; sfingomyelinaz C; Lipid bakımından zengin membranlarda hasar yapar. İnsan S. aureus suşlarının çoğu eksprese etmez. Lizojenik bir faj tarafından kodlanır  Panton-Valentin Lökosidini (PVL) (lökotoksin)  Lökotoksiktir Hemolitik aktivitesi yok Mobil bir faj tarafından kodlanır Toplumdan kazanılan metisiline dirençli Staphylococcus aureus (CA-MRSA: Community acquired – Methicillin resistant Staphylococcus aureus) suşlarının çoğu: PVL (+) Doku hasarı ile ilişkilidir
70
S. aureus Virulans Faktörleri Toksinler
 Eksfoliatif toksinler : Epidermisin mukopolisakkarid matriksini çözer  Süperantijendirler  Epidermolitik toksin A (ETA): Faj tarafından kodlanır; ısıya dirençli  Epidermolitik toksin B (ETB): Plazmid tarafından kodlanır; ısıya duyarlı  Stafilokokkal Haşlanmış Deri Sendromu (SSSS; Staphylococcal scalded skin syndrome)’unda görülen genel deskuamasyona neden olur  Toksik şok sendromu toksin-1 (TSST-1)  S. aureus suşlarının %20’sinde bulunur Süperantijendirler:Doku uygunluk kompleksi (MHC) sınıf II moleküllerine bağlanır ve T hücrelerinin uyarılmasına neden olur Ateş, şok, çoklu sistem tutulumu ve deride deskuamatif döküntü Toksik şok sendromu
71
S. aureus Virulans Faktörleri Toksinler
 Enterotoksinler;Süperantijendirler  Stafilokokkal enterotoksinler çok sayıda (A-E, G-J ve U,V)  Enterotoksin A: besin zehirlenmesiyle en çok ilişkili  Isıya dirençlidir, ayrıca gastrik ve jejunal enzimler tarafından hidrolize dirençlidir  S. aureus karbonhidrat ve proteinli besinlerde ürediği zaman üretilirler  Toksinler T hücrelerin özgül olmayan (non-spesifik) aktivasyonuna ve sitokin salınımına neden olurlar Mast hücrelerinden inflamatuvar mediatörlerin salınımı  İntestinal peristaltizmi ve sıvı kaybında artış Mide bulantısı ve kusma
72
Stafilokokların Yaptığı Hastalıklar
Toksin etkisine bağlı hastalıklar  1. Besin zehirlenmesi 2. Toksik şok sendromu 3. Haşlanmış deri sendromu (Scalded skin syndrome ) Mikroorganizmanın çoğalmasına bağlı Apseler Doku yıkımına bağlı olarak; Lokal deri lezyonları ve  Sistemik infeksiyonlar
73
1. Stafilokokkal Besin Zehirlenmesi
Stafilokok enterotoksini ile kontamine gıdaların sindirimi  İntoksikasyon (zehirlenme)  İşlenmiş etler, kremalı pastalar, salata, patates salatası, sandviç, süt ve süt ürünleri, dondurma, kümes ürünleri ve et ürünleri  1-5 saat içinde kusma ve diyare Genellikle ateş yok Kendi kendine 24 h içinde iyileşir (yaşlı /başka bir hastalığı olanlar hariç) Mikroorganizmaların besin maddesi üzerinde ve içinde üremeleri, çoğalmaları sonucu besin maddesine verdikleri ekzo-toksin ile meydana gelen gıda zehirlenmeleridir  Bakteri ısıya duyarlı, toksin dayanıklıdır  Gıda hazırlamada Stafilokok deri enfeksiyonlular çalıştırılmamalı Asemptomatik nazofarinks taşıyıcıları Aksırık veya kontamime eller  Gıdalar hazırlandıktan sonra oda ısısında bekletilmesi Yiyeceklerde tat ve görüntü bozukluğu olmaz Toksin inaktive olmaz
74
2. Toksik Şok Sendromu (TSS)
 S. aureus tarafından oluşturulur (KNS’lerin de yaptığı belirtilmiş)  Toksin oluşturan suşun vajen ya da yara yerinde çoğalması ve toksininin kana geçmesi  Klinik tablo  Yüksek ateş, hipotansiyon,  Eritematöz deri döküntüsü,  Avuç içi-ayak tabanlarında soyulma  48 saat içinde renal ve hepatik hasar ile şok Toksik şok sendrom toksini sebep olur  TSS’den mortalite oranı %5-10  Hastalar iki grupta tanımlanır: Menstruation sırasında tampon kullanan kadınlarda  Çocuklarda (8-17 yaş arası)
75
3. Stafilokokkal Haşlanmış Deri Sendromu (Ritter’s disease)
 Staphylococcal Scalded skin syndrome (SSSS) Yenidoğan ve çocukların ( 5 yaş) hastalığı  Büllöz eksfolyatif dermatit  Büllöz impetigo  Yüz ve ağız bölgesinde başlar  Epidermolitik toksin-eksfoliatin’ üreten suşların stafilokokal lezyonu  Orta şiddette eritem , epidermis tabakalarına yayılması ile deride soyulma  Çocuklarda şifa ile sonlanır
76
S. aureus Stafilokokal hastalıklar Cilt Hastalıkları
 İmpetigo çoğunlukla yenidoğanda görülen deri lezyonları; önce küçük makul, sonra eritematöz bir taban üzerinde irin dolu vezikül (püstül), kabuklu eksuda ile örtülür  Streptococcus pyogenes nedeniyle de oluşabilir  Folikülit; kıl foliküllerinin lokal yüzeyel iltihabı; genellikle komplikasyonsuz iyileşir  Fronkül (folikülitlerin birleşmesi); çıban ; folikülitin ilerlemiş şeklidir, kıl kökü iltihabının veya yağ/ter bezi iltihabının ağrılı abse veya püstül şekli  Karbunkül; multipl apse gelişimi ile bir fronkülden infeksiyonun subkutan dokulara yayılması, genellikle boyun arkasında Derin lezyonlar: herhangi bir deri lezyonundan/fark edilmeyen septik bir odaktan bakteriyemi ile daha derin dokulara yayılmaktadır Kemik, eklem, böbrek, beyin apseleri gibi ve yumuşak dokuda gelişen cerrahi yara infeksiyonları, gögüs apseleri, infektif endokardit, pneumoni
77
Stafilokokal hastalıklar S. aureus
 Bakteriyemi, menenjit ve endokardit  Zararsız görülen cilt enfeksiyonlarından veya hastanelerde Bakteriyeminin >%50’si cerrahi işlem veya intravasküler kateter  Endokardit mortalitesi %50’ye varan ciddi bir hastalık  Pnömoni ve ampiyem Oral sekresyonların aspirasyonu veya hematojen yayılım Nekrotizan pnömoni; Septik şok ve yüksek mortalite oranına sahip  PVL önemli bir virülans faktörüdür Osteomiyelit Kemiklere hematojen yayılım, travma sonrası sekonder bir enfeksiyon ya da komşu bölgelerden enfeksiyonun kemiklere yayılması Çocuklarda kutanöz enf. bağlı uzun kemikler etkilenmekte Septik artrit Eklemde ağrı ve kızarıklık olup, eklem boşluğundan pürülan materyal toplanır Genellikle büyük eklemlerde (omuz, diz, kalça, dirsek)
78
Koagülaz-Negatif Stafilokoklar (KNS veya CoNS)
S. epidermidis, S. haemolyticus, S. lugdunensis, S. saprophyticus
79
Koagülaz-Negatif Stafilokoklar
 Genellikle hastane infeksiyonları (nosocomial) ve fırsatçı (opportunistic) infeksiyonlar yaparlar  S. epidermidis ve diğer CoNS – deri, burun, dış kulak ve mukoza NF elemanı  Yara infeksiyonları  Yapay kalp kapakçıklarında endokardit  Yara enfeksiyonları travmatik veya cerrahi yaralar;  İdrar yolu enfeksiyonları  S. saprophyticus genç ve cinsel yönden aktif kadınlar  Diğer KoNS üriner kateterleri olan hastalar  Kateter ve şant enfeksiyonları  Prostetik cihaz enfeksiyonları
80
Laboratuvar Tanısı
A. Direkt mikroskopi; Gram boyama B. Kültür; Primer besiyeri; Kanlı agar besiyeri Sistemik infeksiyonlarda akut artrit, osteomiyelit ve endokardit) Kan kültürü C. Ayırt edici testler 1. Katalaz 2. Koagulaz 3. DNaz 4. Mannitol tuzlu agar D. Bakteriyofajlara duyarlılık (Faj tiplendirme) E. Moleküler tipleme -PFGE kullanılarak virulan klonların yayılımının parmak izi çıkarılır, (Epidemiyolojik araştırmalar)
81
Laboratuvar Tanısı
 Birçok bakteriyolojik besiyerinde rahatlıkla ürerler  En hızlı 37oC’de ürerler, ancak pigmentleri en iyi oda sıcaklığında (20-25oC) üretirler  Düzgün kenarlı (smooth), yuvarlak, kabarık ve parlayan koloniler üretirler
82
Tedavi
 Çıban ve yüzeyel stafilokokal apseler spontan iyileşebilir  Hayati önemi olan organ abseleri cerrahi drenaj ve antibiyotik tedavisi  Sistemik infeksiyonlar yoğun uzun tedaviyi gerektirir  % 95 penisilin direnci β-laktamaz enzimi penisilinin beta laktam halkasını hidrolize eder  Beta-laktam antibiyotiklere (sentetik penisilinler metisilin, oksasilin, nafsilin) dirençli  Aynı zamanda linkozamidlere, makrolidlere, aminoglikozidlere vs. dirençli  MRSA (% 5-50)-Metisilin Resistant S. aureus  Çoğul direnç taşır (oksasilin testi, MecA): Glikopeptidler (vankomisin ve teikoplanin) verilir. VRSA için; daptomisin, linezoid  Vankomisine orta düzeyde duyarlı Staphylococcus aureus (VISA)  Vankomisine dirençli Staphylococcus aureus (VRSA)  Kunipristin/dalfopristin, linezolid, tigesiklin, daptomisin  Sadece belirli endikasyonlarda kullanım onayı vardır
83
Streptokoklar
Streptokoklar doğada yaygındır Streptokoklar büyük ve heterojen bir bakteri grubudur Streptokoklar farklı ekstrasellüler maddeler ve enzimler üretirler • Fakültatif anaerobik, hareketsiz, sporsuz • Gram pozitif ikili veya zincir oluşturan • Normal flora bakterileridir Aynı zamanda ciddi hastalıkların da etkenidirler Oksidaz, katalaz negatif bakterilerdir
84
Hemofiluslar
İnsan hastalığı ile en fazla ilişkili tür H.influenza’dır H.ducreyi  cinsel yolla bulaşan yumuşak şankr hastalığına yol açar Diğer hemofiluslar  üst solunum yolu mukozalarını tutan enfeksiyonlara neden olurlar sinüzit, otit, konjunktivit, bronşit
85
Hemofilusların Genel Özellikleri
Küçük Boyutları 1 x 0.3 m Hareketsiz Sporsuz Çevre şartlarına dayanıksız
86
Görünüm
Küçük gram-negatif basillerdir. Şekli değişkendir, pleomorfiktir Görünüm olarak kokoid, kokobasil formdan filamentöz formlara kadar değişkenlik gösterirler Kapsülsüz suşlar pleomorfik ve filamentöz olma eğilimindedir Klinik örneklerde kapsüllü olarak izlenebilir Kısa zincirler yapabilir DİKKAT! Klinik örneklerde safranin ile zayıf boyanır ve pembe renkte boyanan mukus arasında iyi görünmeyebilir, atlanabilirler Uygun olmayan dekolorizasyona bağlı olarak Gram-pozitif boyanabilir ve pnömokoklarla ya da streptokoklarla karışabilirler
87
Üreme
Zor üreyen bakterilerdir! Üreme için zengin besiyerlerine ihtiyaç duyarlar X faktörü: hemin V faktörü: NAD (Nikotinamid adenin dinükleotidi) Bu faktörler kanlı agar besiyerinde bulunsalar bile, ortama yayılmaları için besiyerinin ısıtılmasına gerek vardır Bu faktörler antibiyotik diski (kağıt disk) şeklinde de besiyerine eklenebilmektedir
88
Üreme
Aerobik, fakültatif anaerobik %5-10 CO2’li ortamda daha iyi ürer Bazı suşlar ilk izolasyon için %5-10 CO2’e ihtiyaç duyar Sıcaklık  35-37oC’de 24-48 saatte ürer H.influenzae hem X faktörüne, hem de V faktörüne ihtiyaç duyar
89
Üreme
En iyi olarak çikolata agarda ürer Çikolata agar, kanın besiyerine 80oC’de eklenmesi ile elde edilir Bu ısıtma sonucu X ve V faktörü serbestçe ortaya çıkar Kan ısınma sonucu kahverengi bir renk alır Kanlı agarda üremez! Eski kanlı agarda üreyebilir Stafilokok kolonilerinin çevresinde ürer Satellit fenomeni (süt anne olayı) Kolonileri nasıldır? Kanlı agarda küçük, saydam, çiğ damlası gibi parlak, toplu iğne başı büyüklüğünde koloniler yaparlar Çikolata agardaki kolonileri daha büyük ve daha belirgindir
90
Antijenik Yapı
Hücre duvarı diğer gram negatif bakteriler gibidir hücre duvarında lipopolisakkarit (endotoksin) vardır H. influenzae suşlarının çoğunda polisakkarit yapıda kapsül bulunur Kapsülün yapısı Poliribozil ribitol fosfat (PRP) H.influenzae suşları kapsüler polisakkaritlerine göre 6 farklı serotipe ayrılır Kapsüler serotipler: tip a – f En önemlisi: Hib Kapsülsüz suşlar tiplendirilemeyen suşlar olarak adlandırılır
91
Klinik Önemi
Hib dışındaki diğer serotipler ve tiplendirilemeyen suşlar ne yaparlar? Temel olarak mukozal enfeksiyonlara yol açarlar Nadiren invaziv hastalık yaparlar
92
Patogenez
Florada bulunuşu: Hemofiluslar üst solunum yolları mukoz membranlarının normal bakteriyel florasında yer alırlar Sağlıklı erişkinlerin %85’inde bulunur Orofaringeal izolatların çoğu kapsülsüz H.influenzae ve diğer hemofilus türleridir Sağlıklı ÜSY normal bakteriyel florasının %10’unu Haemophilus bakterileri oluşturur
93
Patogenez
Aşılama öncesinde, çocuklarda serotip b taşıyıcılığı %2-6 civarındadır Kreşlerde %60’a kadar çıkabilmektedir Aşılanmış çocuklardaki taşıyıcılık ise nadirdir
94
PATOGENEZ
Ekzotoksini yoktur Temel virulans faktürü kapsüldür (PRP) Kapsül antifagositik özelliğe sahiptir Hücre içi öldürülmeye engel olur Kapsüle karşı gelişen anti-PRP antikorları koruyucudur Anneden bebeğe pasif olarak geçerler Enfeksiyondan sonra oluşurlar Aşılamayı takiben de oluşurlar İnvaziv H.influenzae enfeksiyonuna hassas olan bireyler hangileridir? Anti-PRP antikoru olmayan bireyler Kompleman eksikliği olan bireyler Splenektomi yapılmış bireyler Solunum yolu ile vücuda girer Bulaşma; İnhalasyonorofaringeal-nazofaringeal kolonizasyonbakteriyemi Kolonizasyonda neler rol oynar? Pili adezinleri Non-pilus adezinler hücre duvar komponentleri, IgA1 proteaz Birçok sistemde hastalığa neden olur Kapsülsüz suşlar: sinüzit, otit, konjonktivit
95
Oluşturduğu Hastalıklar
Hib’e bağlı olanlar: Menenjit Epiglottit Septik artrit Osteomiyelit Selülit Pnömoni (influenzanın akabinde) Primer pnömoni nadirdir
96
Laboratuvar Tanısı
Uygun hastalık materyali incelenir Hangi hastalık gelişmişse o klinik tabloya uygun materyal hastadan alınarak incelenir Balgam, beyin omurilik sıvısı, kan, eklem sıvısı, plevral sıvı Kültür ve mikroskopi yapılır Kanlı agar Çikolata agar Mikroskopi: Hastalardan alınan klinik örneklerin boyalı incelenmesinde küçük, soluk boyanan Gram-negatif kokobasiller saptanır. Beyin omurilik sıvısı yeterliyse (1-2) santrifüj edilir, pelletten gram boyama ve kültür yapılır Gram inceleme ve hastanın kliniği ile ancak olası tanı konabilir Sadece tek başına gram incelemesine bakılarak kesin tanı konamaz
97
Laboratuvar Tanısı
Kültür: Zor üreyen bakterilerdir Nümune kurumamalıdır ve ekstrem sıcaklıklara maruz kalmamalıdır Beyin omurilik sıvısı alındıktan hemen sonra laboratuvara elden ulaştırılmalıdır Kültür: Koyun kanlı agarda üremez V faktörü içermez V faktörünü inaktive eden enzimleri içerir Tavşan kanlı agar veya at kanlı agarda ürer Çikolata agarda ürer Hemofilus izolasyon agarında ürer Kültür: Pirmer izolasyon besiyeri olarak çikolata agarın kullanılmasının dezavantajı, hemolitik özelliği göstermemesidir H.haemolyticus ve H.parahaemolyticus hemoliz yaparlar; H.influenzae yapmaz Kültür: Karbondioksitli ve nemli ortamda inkübe edilir 35-37oC’de 24-48 saatte, ince çiğ tanesi şeklinde koloniler yapar H.influenzae hem X, hem de V faktörüne ihtiyaç duyar
98
Laboratuvar Tanısı
Antijen tespiti: Beyin omurilik sıvısında tip b kapsüler antijen (PRP) tespit edilebilir Metotlar: Lateks aglütiansyonu
99
Tedavi %50’si beta-laktamaz üretir konjugatif plazmidlerin yayılması dolayısıyla, klinik izolatların çoğu ampisiline, diğer birçok beta-laktam antibiyotiğe, kloramfenikola ve tetrasikline dirençlidir Klavulanik asit+amoksisilin Sefalosporinler ciddi enfeksiyonlarda 3. kuşak Makrolidler (en etkin azitromisin) H.ducreyi için seçenek  eritromisindir Kinolonlar
Korunma Kemoproflakside rifampin kullanılır Yüksek hastalık riski olan çocuklardaki H.influenzae tip b taşıyıcılığının önlenmesi için Aşı ile korunabilmektedir H.influenzae tip b’ye karşı aşı rutin olarak uygulanmaktadır 3 ay altında anneden gelen antikorlar nedeniyle hastalık nadir görülür Saflaştırılmış PRP tek başına uygulandığında 2 yaş altında yeterli antikor cevabı oluşturamaz Bu nedenle; saflaştırılmış kapsüler PRP, difteri toksoidi ile konjuge bir şekilde uygulanır Konjuge Hib aşısının etkinliği %95-100’dür 2.4.6. aylarda yapılır 18. ayda rapel doz yapılır
100
H. ducreyi
Yumuşak şankr hastalığına yol açar Ulcus molle, şankroid Yumuşak şankr, genital bölgede ağrılı ülser tarzında lezyonlar (genital ve perianal) ve inguinal lenfadenopati (bubo) ile karakterizedir Latin Amerika’da, Afrika’da, Doğu ve Güneydoğu Asya’da genital ülserlerin majör nedenidir Sünnetsiz kişilerde daha sık görülür Tropikal ülkelerde yaygındır Yumuşak şankr tanısı daha çok erkeklerde konmaktadır Kadınlar ya asemptomatiktir veya hastalığı belirtisiz olarak geçirirler Asemptomatik taşıyıcı hayat kadınları önemli bir enfeksiyon rezervuarıdır Bakteri daha çok önceden kesik, sıyrık olan bölgeye yerleşir Yaklaşık 5-7 gün sonra ağrı, şişme, ülserasyon gelişir Başlangıçta eritematöz zeminde bir papül vardır, ülser olur, ağrılıdır Ağrılı inguinal şişkin lenf nodları süpüre olup fistül, sinüs gelişebilir
101
H. ducreyi
Ayırıcı tanı: * Sifiliz ağrısız ülser, kenarları sert * Herpes ağrılı eritematöz ülser * Lenfogranuloma venereum ağrısız ülser, ağrılı inguinal lenfadeopati, drene olan sinüsler Lezyon: Lezyon ağrılıdır Lezyonun kenarları sifilizin tersine kesin sınırlara sahip değildir Lezyonun kenarları düzensizdir Lezyonun kenarları sert değildir
102
PASTEURELLA
Sağlıklı hayvanların orofarinksinde kommensal olarak bulunur, Fakültatif anaerob, Fermentatif bir kokobasildir. İnsan enfeksiyonu hayvanlarla temas sonucu oluşur İnsan patojeni olarak; P.multocida (en yaygın tür), P.canis 3 genel hastalık şekli vardır; I. Hayvan ısırığı veya tırmalaması sonucu oluşan lokalize Selülit ve lenfadanit, P.multocida, kedi veya köpeklerle temas, P.canis köpeklerle temas II. Pulmoner hastalık, III. Hepatik hastalığı olan immünkompromize hastalarda sistemik bir enfeksiyon P.multocida kanlı ve çikolatamsı agarda iyi ürer, Kanlı agarda indol üretimi nedeniyle karakteristik küf kokusuna sahip tereyağına benzer koloniler oluşturur. Penisilin ilk seçilecek antibiyotiktir
103
Streptokoklar
Streptokoklar doğada yaygındır • Streptokoklar büyük ve heterojen bir bakteri grubudur • Streptokoklar farklı ekstrasellüler maddeler ve enzimler üretirler • Fakültatif anaerobik, hareketsiz, sporsuz • Gram pozitif ikili veya zincir oluşturan • Normal flora bakterileridir • Aynı zamanda ciddi hastalıkların da etkenidirler oksidaz katalaz negatif bakterilerdir
104
Sınıflandırma
Hemoliz yapma Beta hemolitik streptokoklar (A, B, C, D ve G) • Streptoccoccus pyogenes Alfa hemolitik streptokoklar Viridans streptokoklar, Streptoccoccus pneumonia Hemoliz yapmayan streptokoklar Streptoccoccus faecalis Biyokimyasal özelliklerine göre Sherman'ın biyokimyasal sınıflandırması Streptococcus pyogenes (beta hemolitik, D ve N dışındaki tüm Lancefield grubu streptokoklar Streptococcus lactis (Lancefield'in N grubu Enterococcus (Lancefield'in D grubu) Streptococcus viridans Lancefield Sınıflandırmasında yer almazlar, alfa hemolitik veya nonhemolitiktir Karbohidratlarına göre • Lancefield'a göre Hücre duvarındaki polisakkaritler ve lipoteikoik asitlere göre sınıflandırma Streptokoklar A-H ve K-V arasındaki harfler ile isimlendirilen serogruplar En sık hastalık etkeni olanlar: A, B, C, D ve G Yaptıkları hastalıklara göre Piyojen streptokoklar Viridans streptokoklar Laktik streptokoklar Enterokoklar Pnömokoklar
105
A grubu Beta Hemolitik Streptokoklar
Streptococcus pyogenes Streptococcus cinsindeki en sık saptanan patojen bakteridir Lancefield A grubu antijeni taşır Farenjit ve yumuşak doku enfeksiyonları tipik olarak farklı M proteinine sahip suşlar tarafından oluşturulur • Kişiden kişiye damlacık şeklinde (farenjit), enfekte kişiler ve çıkartıları (burun salgısı) ile temas veya artropod vektörler aracılığı ile bulaşma • 5-15 yaşındaki çocuklarda farenjit riski 2-5 yaşlarında kişisel hijyeni kötü olan çocuklarda piyoderma (impetigo) riski yüksektir
106
S. pyogenes'in Virulans Faktörleri
Ekstrasellüler maddeler Streptolizin S ve O Streptodornaz Hyaluronidaz DNaz Eritrojenik toksinler Kapsül Hyalüronik asit Hücre membrani Pili Peptidoglikan tabaka Virülans faktörleri bakterinin Opsonizasyon ve fagositozdan kaçma Konak hücre yüzeylerine tutunabilme Epitel hücrelerine invazyonunu sağlar Çeşitli enzim ve toksinler üretir • Lipoteikoik asit; Bakterinin mukozaya yapışmasını sağlar Kapsül; Streptokokların bazı suşlarında hiyalüronik asit yapısında kapsül vardır ve fagositozdan korur O Ayrıca epitel hücrelerine adezyonda etkili olur M proteini; Hücre zarına bağlıdır, iki polipeptid'ten oluşmuştur O Antifagositik etkiye sahiptir
107
Virulans Faktörleri
Enzimler Streptokinaz (Fibrinolizin) Hiyaluronidaz Dnaz (Streptodornaz veya deoksiribonükleaz) Toksinler Eritrojenik (pirojenik) toksinler Hemolizinler (streptolizin O ve streptolizin S)
108
Enzimler
Hiyalüronidaz Enzimler Bağ dokunun hiyalüronik asitini parçalar Bakterinin yayılmasına yardımcı olur Hyaluronidase and collagenase Bacterium Collagen levels llat Invasive bacteria reach epithelial surface. (a) Extracellular enzymes Hyaluronidase Collagenase Bacteria produce hyaluronidase and collagenase. • Bacteria invade deeper tissues. Deoksiribonükleaz (Streptodornaz, DNA'ase) • DNA'yı depolimerize eder A,B,C,D tipleri vardır İrinin koyuluğunu oluşturan deoksiribonükleoproteinleri parçalayarak ortamı akıcı yapar B ve D'nin RNAaz etkinliği de vardır Streptokinazlar (Fibrinolizin) Fibrin ağlarını parçalar Streptokokkal lezyonların çevresindeki fibrin bariyerlerinin oluşumunu önleyerek virulansta rol oynar C ve G streptokoklar da bu maddeyi oluşturabilirler Hemolizinler Toksinler • Streptolizin O: Oksijene duyarlı, antijenik, lökosit, eritrosit ve kültürü yapılan hücrelere toksiktir о o Organizmada anti streptolizin O (ASO) antikorlarının meydana gelmesine neden olur O Geçirilmiş streptokok enfeksiyonlarının tanısında kullanılır OC ve G grubu streptokoklar da bu hemolizini oluşturabilirler
109
• Streptolizin O: Oksijene duyarlı, antijenik, lökosit, eritrosit ve kültürü yapılan hücrelere toksiktir о o Organizmada anti streptolizin O (ASO) antikorlarının meydana gelmesine neden olur O Geçirilmiş streptokok enfeksiyonlarının tanısında kullanılır OC ve G grubu streptokoklar da bu hemolizini oluşturabilirler • Streptolizin S: Oksijene dayanıklı, antijenik özellikte olmayan ve çeşitli hücrelere toksik etkisi olan hemolizindir O Kanlı agardaki kolonilerin etrafındaki hemoliz zonunun oluşumuna neden olurlar
Eritrojenik toksinler (Pirojenik ekzotoksinler) • Ateşi indükler ve süperantijen gibi davranırlar O Süperantijenler: T lenfositlerini sınıf II MHC moleküllerine bağlanarak uyarabilen ve monosit ve lenfositlerden çok fazla miktarda çeşitli sitokinlerin (TNF-y, IL 1, IL 2 ve İnterferon-y) salınmasına neden olan antijenlerdir. Kompleman aktivasyonu, koaglütinasyon, hipotansiyon ve şoka neden olur Farklı immunojenik tipleri vardır; Pirojenik A ve C lizojenik bakteriyofajla kodlanır B tipi ise tüm A grubu streptokoklarda bulunur ve kromozomda kodlanır, insan Ig, fibronektin ve diğer hücreleri parçalar Eritrojenik toksin yapan streptokokların bağışık olmayan kişilerde yaptığı enfeksiyonlarda kızıl döküntüsü görülür
110
Yaptığı Hastalıkla
01 Streptokok faranjiti 03 Kızıl Deri ve deri altı 02 04 Loğusa Ateşi enfeksiyonları Impetigo Erizipel (yılancık) Selülit 05 Post streptokoksik enfeksiyonlar 06 Septisemi
111
Streptokok Anjini
• Nazofarinks, bölgedeki lenfoid doku ve tonsillaların enfeksiyonudur Hasta bir kişinin öksürük veya hapşırmasıyla üretilen, aerosoller yoluyla yayılır Deri enfeksiyonlarında oluşan yaralar ile temas da boğaz enfeksiyonu oluşturabilir Boğaz ağrısı, ateş, mukozaların kızarıklığı ve yerel eksudalar ortaya çıkar 5-15 yaştaki çocuklarda sık olarak görülür Tedavi geciktiğinde otitis media, mastoidit, sinüzit, menenjit meydana gelebilir
112
Kızıl
Streptokok anjini geçirenler eritrojenik toksin oluşturan bakteri ile enfekte ve toksini yok edecek antikorlar yoksa kızıl denilen hastalık ortaya çıkar 02 Süperantijen özelliğindeki streptokoksik pirojen ekzotoksin aşırı T hücre proliferasyonuna yol açar 03 Toksin aynı zamanda nötrofillerden inflamatuvar mediyatör salınımında modülatör görevi yapar 04 Döküntüler hücresel ve humoral faktörler arası etkileşim sonucu ortaya çıkar Genellikle 3-12 yaşındaki çocuklarda görülür 2-4 günlük kuluçka döneminden sonra baş ağrısı, boğaz enfeksiyonu, ateş, hastalığın ikinci gününde gövdede görülen yaygın kızartı şeklinde döküntüler bulunur
113
Kızıl
Beyaz çilek dili Dil başlangıçta beyaz bir pas ile örtülü olup, papillalar kabarık ve kırmızıdır Kırmızı çilek dili Sonra dil kırmızı ve papillalar kabarıktır Dick toksini Kızıldaki döküntüyü meydana getiren eritrojenik toksindir Toksin uygun konsantrasyonda ön kolun derisi içine 0.1 mL verilir Kontrol olarak inaktive edilen sividan enjekte edilir. Test yapılan kişide antitoksin yoksa 18-24 s sonra 1cm'den daha Büyük çapta kızarıklık ve ödem oluşur. Schultz Carlton Sönme Olayı Kızıl döküntüsü olduğundan kuşkulanılan kızartı bölgesinin deri içine 0.1-0.2 mL antitoksik serum verilir. Eritem kızılsa enjeksiyon yerinden başlayarak daire şeklinde solduğu ve renginin açıldığı görülür
114
İnvaziv Enfeksiyonlar
Toksik şok benzeri sendrom Streptokoksik sellülit, nekrotizan fasiit (streptokoksik gangren) ve bunların sonucunda gelişen streptokoksik toksik şok sendromu (TSS) şeklinde görülür • Ateş, hipotansiyon, deri döküntüleri, invaziv bakteriyemi ve organlarda yetmezliğe (örneğin böbrek, karaciğer, akciğer) neden olur Mortalite %30 oranındadır
115
impetigo
Küçük çocuklarda derinin yüzeyel tabakalarının enfeksiyonu sonucunda gelişir. Dışlarına seröz SIVI Sızan yüzeyel büller oluşur. Bunların patlamasıyla seropürülan bir sIVI akar
116
Erizipel
Deri bazen mukoza enfeksiyonudur Üşüme, titreme, ateş, yerel ağrıyla başlar Enfeksiyon derinin yüzeyel katmanları, lenf ve damarlar içinde çevredeki bütün yönlere yayılır Deride kızarıklık ve ödem oluşur Ödemli alan içinde veya bazen deri üzerinde oluşan büllerden streptokoklar saptanabilir • Genellikle burun üzeri ve her iki yanak olmak üzere yüz bölgesinde görülür • Septisemi, endokardit ve diğer yerleşimler meydana gelebilir
117
Selülit
Deri, yara veya cerrahi kesi gibi lezyonların streptokoklarla enfekte edilmesi sonucunda gelişir Deri ve deri altı dokularında Ateş, üşüme, lenfanjit ve septisemi meydana gelir
118
Loğusa ateşi (Püerperal sepsis)
Doğumdan sonra endometriyumun virülan streptokoklarla enfekte edilmesi sonunda olur • Endometrit, yüksek ateş, septisemi birlikte görülür Ölümle sonuçlanabilir
119
Nekrotizan fascitis
Nekrotizan fasiit hızla kasları, yağ ve deri dokusunu tahrip eder • Bu hastalık nedeniyle Grup A streptokoklar "et yiyen bakteri" adı kazanmıştır
120
Post Streptokoksik Hastalıklar
Romatizmal ateş Kalp ve eklemleri etkileyen enflamatuar bir hastalıktır Gelişmesi uzun bir dönemi alabilir • İmmunopatolojik mekanizması henüz tam olarak bilinmemektedir M proteini otoimmüniteye yol açarak, kalp miyozini ile çapraz reaksiyona girer • Streptokok faranjiti ile birlikte görülür Akut glomerulonefrit Böbreğin bir immün kompleks hastalığıdır Streptokok faranjiti ve piyodermal streptokok enfeksiyonlarının komplikasyonudur
121
B grubu Beta Hemolitik Streptokoklar S. agalactiae
Genital ve bağırsak normal florasında bulunur Gastrointestinal sistem organizmanın rezervuarıdır Kadınların %5-30'unda vajina ve rektumda kolonizedir Vajinal kolonizasyon genellikle asemptomatiktir, ama vajinit nedeni de olabilir Bağışık yanıt eksikliği olan kişilerde piyelonefrit, pnömoni, sellülit, septik artrit, menenjit ve endokardite neden olabilir Diabetes mellitus, kanser, kronik karaciğer ve böbrek hastalıkları ve HIV enfeksiyonu olanlar ve kortikosteroid tedavi alanlar risk altındadır
122
S. agalactiae'nın Virulans Faktörleri
Polisakkarit kapsülü En önemli virulans faktörü Kapsüler antijenlerine göre 9 (Ia, Ib,II-VIII) tipe ayrılırlar Nötrofil kemotaksisini önler Lipoteikoik asit aderenste etkilidir C proteini Yüzey proteini Epitel hücrelere bağlanmada ve fagositozla öldürülmeyi engeller Hiyalüronidaz Yayılmada etkilidir Ayrıca proteaz ve çeşitli nükleazlar da bulundurur
123
S. agalactiae'nin Yaptığı Hastalıklar
Yeni doğanlarda Erken başlangıçlı Gebelere Genellikle doğumdan sonraki ilk 20 saat içinde ortaya çıkar (ort: 7 gün içinde) Bakteriyemi, pnömoni, menenjit (ölüm oranı yüksektir) Geç başlangıçlı Doğumdan sonra 7.gün 3.ayda ortaya çıkar Bakteriyemi ve menenjit علم Doğum sonrası endometrit, yumuşak doku ve idrar yolu enfeksiyonları, bakteriyemi Erişkinlerde Bakteriyemi, pnömoni, ostemiyelit, artrit, deri ve yumuşak doku enfeksiyonları
124
C grubu Beta Hemolitik Streptokoklar S. anginosus grubu ve S. dysgalactiae
İnsanlarda en sık enfeksiyon etkeni olarak rastlanan türlerdir S. anginosus grubu (S. constellatus, S. anginosus, S.intermedius) dar bir beta hemoliz zonu oluşturur O İmmün-eksikliği olan kişilerde, belirli koşullar altında beyin ve karaciğer apseleri gibi hastalıklara neden olabilir S. dysgalactiae S. pyogenes gibi geniş bir beta hemoliz zonu olan büyük koloniler oluşturur • Farinjit sonrasında S. pyogenes gibi akut glomerulonefrit komplikasyonu gelişebilir, ancak romatizmal ateş gelişmez
125
F ve G grubu Beta Hemolitik Streptokoklar
Normal GIS, vajina, orofarinks ve deri florasında bulunabilir Farenjit,otitis media, sellülit, tromboflebit, bakteremi, endokardit, menenjit F grubu Streptokoklar Sellülit, derin doku abseleri, bakteremi, osteomiyelit, ve endokardite neden olabilir
126
Viridans Streptokoklar S. anginosus, S. mitis, S. mutans, S. salivarus, S. sanguis
Alfa hemolitik ve nonhemolitik türleri içerir Üst solunum sistemi ve ürogenital florada bulunur Ağız florasının %30-60'ını oluştururlar Diş yüzeyi, diş eti aralıkları, diş kökü kanalı, dil ve farinks mukozalarında bulunurlar Periodontal hastalıklar ve bakteriyemiye sebep olurlar Diş çekimi sonrasında hastaların %30'unda bakteriyemi gelişir Bakteriyemi sırasında deforme olmuş kalp kapaklarına yerleşerek akut bakteriyel endokardit yaparlar • Subakut bakteriyel endokardit'in en sık rastlanan etkenidirler
127
Laboratuvar Tanısı Mikroskopi • Irin örneklerinin Gram boyamasında • Zincir yapmış Gram pozitif kok görülmesi anlamlı
Kültür • Kanlı agar %5-10 CO'2'li ortamda inkübasyon hemolizi hızlandırır • Kan kültürlerinde A grubu streptokoklar bir-iki günde ürer Bazı alfa hemolitik streptokoklar ve enterokoklar yavaş ürediği için endokardit şüpheli hastaların hemokültürleri uzun süre negatif kalabilir
128
06 Optokin Duyarlılık Testi S. pneumoniae kolonileri 5.0 μg optokin tarafından inhibe edilir İnhibisyon zonu olmaması S. pneumoniae dışındaki alfa streptokokları gösterir (genellikle viridans streptokoklar) 04 Grup B streptokoklar (S. agalactiae) ve bazı enterokoklar %1 sulu sodyum hipurati hidrolize ederler Basitrasin Duyarlılık Testi 02 Grup A beta-hemolitik streptokokların kanlı agardaki üremeleri 0.04-U basitrasin diski tarafından inhibe edilir 03 CAMP Testi Grup B streptokoklar, S. aureus'un bazı suşları tarafından üretilen beta-toksinle sinerjik olarak hareket edebilen, protein benzeri bir extrasellüler madde (CAMP faktörü) üretirler Eğer iki organizma birbirine dik olarak (değmeyecek şekilde) ekilirse birleşme noktalarında okbaşı şeklinde artmış bir hemoliz zonu görülür
Safra Eskulin Testi Grup D streptokoklar, enterokoklar %40 safra varlığında 05 üreyebilirler ve aynı zamanda eskulini eskuletine hidrolize Edebilirler. Eskulini hidrolize edebilen birçok viridans strept suşu %40 safra varlığında üremeyecektir PYR Test Grup A streptokok ve enterokok türlerinde bulunan Pyrrolidonyl arylamidase (PYRaz) enzim aktivitesine bakılır Enzim PYR hidrolizini katalizler 08 %6,5 Tuz Tolerans Testi Safra, eskulin ve % 6.5 tuz tolerans testi kombinasyonu enterokokların identifikasyonunda PVR testine bir alternatifti Enterokoklar %6,5 NaCl'lü besiyerinde ürerler
129
Serolojik Testler • Latex Aglütinasyon Testi • Streptokokların enzimle-ekstrakte Lancefield grup spesifik antijenleri (genellikle hücre duvarının yapısal karbonhidrat komponentleri) spesifik antikor-kaplı polistiren latex partikülleri kullanılarak aglütinasyonla bulunabilir
Streptococcus pneumoniae • Gram pozitif diplokok, alfa hemoliz • Lanset veya mum alevi şeklinde (kısa zincirli) Polisakkarit yapıda kapsül Serotiplerin belirlenmesi (95'den fazla tanımlanmış serotip mevcut 。 Virülans faktörü Bakterinin opsonizasyonunu ve fagositozunu engeller Kolonizasyon, invazyon ve yayılım sırasında kritik öneme sahiptir S. pneumonia'ların tümünde hücre duvarında C polisakkariti vardır C polisakkarit kalsiyum varlığında serum globulin fraksiyonu (C-reaktif protein-CRP) ile presipitasyon oluşturur CRP sağlıklı kişilerde düşük konsantrasyonda bulunur Akut enfeksiyonlu hastalarda konsantrasyonu yükselir ve inflamasyonun takibinde kullanılır
130
Streptococcus pneumoniae mum alevi şekill gram pozitif diplokoklar halinde görülmektedirler. Polimorfonükleer hücrelerin bozulmuş nukleuslan geniş koyuca düzensiz kimiz şekillerdir (ok). Zeminde mukus ve amorf artiklar görülmektedir
Streptococcus pneumoniae Üst solunum yollarında %5-40 oranında, özellikle küçük çocuklarda nazofarinksteki normal mikrobiyal florada bulunurlar Kolonizasyon oranı ev içi temasta bulunan küçük çocuk ve yetişkinler arasında olmakta ve solunum yolu sekresyonlarıyla yayılmaktadır Pnömokok enfeksiyonlarında kaynak genellikle sağlıklı taşıyıcılardır Nazofarenks ve orofarenkse kolonize olur
131
Patogenez
Bakterinin yüzey adezinleri epitel hücrelere tutunmada rol oynar Bakteri sekratuar IgA (sIgA) proteaz ve pnömolizin üretir Sekratuar IgA bakteriyi antijen bağlanma bölgelerine bağlanarak mukus içinde hapseder, IgA proteaz buna engel olur Pnömolizin (sitotoksindir) fagositoz yapan hücrelerde hasar oluşturur Enfeksiyonların çoğu orofarinkse kolonize olduktan sonra akciğerlere, sinüs, kulak, kan, meninks gibi distal bölgelere endojen yayılımı ile gelişir Çocuk ve yetişkinler arasında sinüzit, otitis media gibi mukozal enfeksiyonlar; pnömoni, artrit, perikardit, peritonit ve menenjit ve septisemi gibi şiddetli invazif enfeksiyonlar olmak üzere çok çeşitli enfeksiyonlara neden olmaktadır
132
Pnömokok Hastalıkları Serotipler S. pneumonia'nın tüm serotipleri ciddi hastalığa neden olurlar Menenjit İnuaziu has. Hastalık yapan az sayıda serotip vardır Yaklaşık %83'ü ve invaziv pnömokokal hastalıkların %75'i 2 yaşından küçük çocuklarda görülür > İnuaziu olmayan has. Pnömoni Otitis media ve sinüzit Çeşitli serotipler has. yapar Yaklaşık %50'si 6 aylıktan küçük bebeklerde görülür
Serotiplendirme Quellung Reaksiyonu Pnömokokal serotiplendirmede standart metottur METİLEN MAVİSİ
133
Laboratuvar Tanısı Katalaz Testi 01 Katalaz deneyinin negatif olması 02 Hemoliz Kanlı agarda a-hemoliz oluşturması 03 Safrada Erime Deneyi Safrada erime deneyinin pozitif olması 04 Optokine Duyarlılık Testi Optakine duyarlı olması
Tedavi ve Korunma S. pyogenes Penisilin Penisilin allerjisi varsa sefalosporinler B grubu streptokoklar Penisilin Penisilin allerjisi varsa vankomisin Endokardite yatkınlık Kalp kapağı hasarı varsa diş çekimi öncesi antibiyotik kullanılabilir Aşılar Polisakkarit aşı ve Konjuge aşı % 90 oranında korur Ciddi pnömokok enfeksiyonları Seftriakson ile florokinon veya vankomisin kombinasyonu önerilir Bakteriyel pnömonilerin %60' pnömokoksik pnömoni
134
ANAEROP SPORSUZ BAKTERILER
GENEL ÖZELLIKLERI Anaerobik mikroorganizmalar yaygın ve çok önemlidir Büyümek için oksijene ihtiyaç duymazlar Genellikle aşırı toksiktirler Kaynağı konağın endojen florası Konak dokularındaki değişikliklerle fırsatçı enf gelişimi Genellikle polimikrobiyal Abse oluşumu Ekzotoksin oluşumu
135
GENEL ÖZELLİKLERİ
Zorunlu anaeroblar oksidatif fosforilasyon yapmazlar Anaeroblar fermentasyon yoluyla enerji üretir Terminal hidrojen alıcısı olarak O2'yi kullanma kapasitesinin olmaması Bazıları %0,502 kadar düşük O, konsantrasyonuna duyarlıdır Çoğu, %3-%5 02'de yaşayabilir Birkaçı havanın mevcudiyetinde zayıf büyüyebilir: aerotolerant anaeroblar Birçoğu normal floranın üyeleridir: fakültatif anaerobların mevcudiyeti tarafından yaratılır
136
AS
Anaerobik bakteriyoloji her zaman zaman alıcı ve pahalı bir süreç olmuştur Çünkü anaerobların kültürü ve tanımlanması tipik olarak yavaştır Başlıca problemler, anaerobları içeren enfeksiyonların çoğunun karışık (mikst) olmasıdır Zaman faktörü dışında, klinisyene ne kadar veri yararlıdır? Klinisyen, doğru türlemeyle mi ilgileniyor yoksa duyarlılık verileriyle birlikte genel tanımlama mı yapacak? Varsayımsal veya kesin tanımlama için hızlı tanı prosedürleri kullanılabilir
137
ANAEROP BAKTERILER
Zorunlu anaeroplar Oksijensiz ortam-% 0 02 Porphyromonas, Fusobacterium, Peptostreptococcus, Clostridium novyi Tip B..
138
Mikroaerotolerant aneroplar Anaerop ve mikroaerofil ortam Clostridium tertium
Kapnofilik bakteriler CO2 kontsantrasyonu yüksek ortamda Bacteroides Fusobacterium türleri Aerotolerant anaeroplar Nanaerobic En iyi anaerop ortamda, ama oksijenli ortamda da üreyebilir Clostridium perfringens
139
OKSIJEN VARLIĞINDA ANAEROBLARIN ÜREMESINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER
Toksik Bileşikler Üretilir H2O2 Katalaz ve Süperoksit dismutaz Yokluğu Enzimlerdeki esansiyel sülfhidril gruplarının oksidasyonu Moleküler oksijen veya Oksijenin indirgenmesi ile oluşan serbest radikaller (süperoksit anyon)
140
OKSIJEN VARLIĞINDA ANAEROBLARIN ÜREMESINI ENGELLEYEN Faktörler
O2 Metabolizma Toksik Ürünler Nontoksik ürünler H2Ove O2 Catalase: H2O 2H2O+02 Peroxidase: H2O2+NADH+H2H2+ NAD+ H202+02 Superoxide dismutase: O2+02+2H→ H2O2+O2
141
REDOKS POTANSIYELI
Redoks potansiyeli (Eh) bir sistemin e alma veya ē verme eğilimidir, mV ile ölçülür Aerop bakteriler pozitif Eh değerine, anaeroplar negatif Eh değerine ihtiyaç duyar Anaeropların üremesi için gerekli şartlar arasında pH ve redoks potansiyeli önem taşır Oksidasyon: Bir atom veya molekülüne kaybettiği reaksiyon (yükseltgenme) Redüksiyon Bir atom veya molekülün e kazandığı reaksiyon (indirgenme) Anaeroplar enerjilerinin çoğunu redoks reaksiyonlarından alır Aeroplardan farklı olarak fermentasyon yaparlar Fermentasyonda e lar bir organik bileşikten diğerine geçer, moleküler oksijen reaksiyona katılmaz
142
REDOKS POTANSIYELININ AZALDIĞI DURUMLAR
Dokuda oksijen azlığı Obstrüksiyon ve staz Doku parçalanması Aerop infeksiyonlar Yabancı cisimler Yanıklar Damar geçirgenliğindeki bozukluklar
143
GRAM-NEGATIF BASILLER Kavisli, spiraller ve spiroket formları Bacteroides, Borrelia, Butyrivibrio, Capnocytophaga, Campylobacter, Fusobacterium, Leptotrichia, Porphyromonas, Prevotella, Treponema vb.
SPORSUZ GRAM-POZITIF BASILLER Actinomyces, Arcanobacterium, Bifidobacterium, Eubacterium, Lactobacillus, Methanobacterium, Mobiluncus, Propionibacteriumvb.
144
GRAM-POZITIF KOKLAR Cocci, Micromonas, Peptococcus, Peptostreptococcus, Streptococcus, Gemellavb
GRAM-NEGATIF KOKLAR Acidaminococcus, Anaeroglobus, Veillonellavb
145
PATOJEN ANAEROP GRAM NEGATIF BASILLER
Bacteroides fragilis Bacteroides ureolyticus Bacteroides thetaiotaomicron Fusobacterium nucleatum Yumuşak doku enf. intra-abdominal.jinekolojik enfeksiyonlar. bakteriyemi Baş ve boyun enfeksiyonları Intra-abdominal enfeksiyonlar ve bakteriyemi Baş ve boyun enfeksiyonları Fusobacterium necrophorum Baş ve boyun enfeksiyonları Porphyromonas asaccharolytica Baş ve boyun enfeksiyonları Porphyromonas gingivalis Baş ve boyun enfeksiyonları Baş ve boyun enfeksiyonları Prevotella intermedia Prevotella melaninogenica Prevotella bivia Prevotella disiens Baş ve boyun enfeksiyonları. intra-abdominal enfeksiyonlar Jinekolojik enfeksiyonlar Jinekolojik enfeksiyonlar
146
ANAEROP GRAM NEGATIF BASILLER; VIRULANS FAKTÖRLERI VIRULANS FAKTÖRÜ
Kapsül (Bacteroides fragilisve Prevotella melaninogenica)  Antifagositik ve adezin Fimbria (Bacteroides fragilis and Porphyromonas gingivalis) Adezin LPS (Fusobacteriumspp.) Antifagositik Hemaglutinin (Porphyromonas gingivalis) ADEZİN Lektin(Fusobacterium nucleatum adezin Sūksinik asit (bir çok tür) antifagositik IgA, IgM, IgG proteazlar (Porphyromonas, Prevotella) antifagositik Superoksit ve katalaz (bir çok tür) oksijen toksisitesine direnç Proteaz, kollajenaz, fosfolipaz, noraminidaz, heparinaz, glukuronidaz, hemolizin, fibrinolizin (bir çok tür) doku yıkımı
147
BACTEROIDES
Anaerop bakteri enfeksiyonlarının yarıdan fazlasından Bacteroides türleri sorumludur Sıklıkla aerop ve/veya fakültatif anaerop bakteriler ile birlikte mikst infeksiyonlar Gram negatif, basil veya kokobasil görünümünde, pleomorfik boyanan, sporsuz, hareketsiz Hücre duvarı LPS'sinin endotoksin aktivitesi YOK Fusobacterium LPS'inin var
148
BACTEROIDES FRAGILIS YAPTIĞI HASTALIKLAR
Peritonit İntraabdominal enfeksiyonlar Apandisit Pelvik (jinekolojik) enfeksiyonlar Endokardit Deri ve yumuşak doku enfeksiyonları Bakteriyemi Akciğer enf. Karaciğer Eklem
149
BACTEROIDES FRAGILIS Apse oluşumu
Apse oluşumu Bacteroides'lerive çevredeki bakterileri antibiyotiklerin yüksek konsantrasyonundan ve immun sistemin ataklarından korur APSE OLUŞUMU Polisakkarit kapsüle karşı immun sistemin oluşturduğu patolojik durum Barsak enfeksiyonlarının major komplikasyonu Ölü PNL'ler ve karışık bakteri populasyonundan oluşan kitleyi çevreleyen fibröz bir zar ile çevrili barsak tıkanıklığı, kan damarlarının erozyonu fistül oluşumu metastaz yapabilir bakteriyemi dissemine enfeksiyon
150
apse oluşumu
1. Barsak duvarının harabiyeti 2. Normal flora Üyelerinin steril periton boşluğuna geçmesi 3.20 saat içinde enfeksiyonun akut fazı 1. Bakteri türleri arasında sinerjizm 2 E coli doku harabiyetini başlatıp dokuda oksido- redüksiyon potansiyelini düşürür 3. Oksijen kalmayınca, Bacteroidesler çoğalır 4. Kronik faz Bacteroidesler dominant hale geçer 1. Abse oluşumunu stimüle eder 2. Polimorf çekirdekli lökositlerin (PNL) fagositozunu azaltır 3. Salgıladığı B- laktamaz enzimleriẞ - laktam antibiyotikleri inaktive eder
151
NEKROTIZAN FASIT
Subkutan yumuşak doku, yüzeyel ve derin fasiyayı tutan ciddi bir infeksiyondur Ekstemitelerde, karın duvarı, kasık ve postoperatif yara yerinde görülür Travma, cerrahi, dekübitis ülseri, apse sonrası gelişebilir Önce eritem, şişlik, ısı artışı, ağrı ile başlar Birkaç gün içinde cilt rengi mavi-gri bir renk alır bül oluşumu deride gangrenöz görünüm deride soyulma his kaybı Sistemik toksisite bulguları ve yüksek ateş izlenir Bir anaerobik mikroorganizma Bacterioidesve Peptostreptococcus türleri ile bir ya da daha fazla fakültatif anaerob mikroorganizma A grup dışı streptokoklar, Enterobacteriaceae üyeleri
152
Zorunlu anaerop gram negatif basil Sporsuz, kapsülsüz, pleomorfik, hareketsiz Bazen peritrih kirpikleri ile hareketli izolatlara da rastlanmaktadır Normal insan florasında bulunan fırsatçı patojenlerdir Füziform; düz veya kıvrık duran, oldukça uzun ve ince basiller; her iki uca doğru incelmiş veya bir ucu ince diğer ucu künt şekilde görülebilir İĞ BİÇİMİNDE
VIRULANS FAKTÖRLERI Endotoksin Süksinik asit üretimi: Antifagositik Enzimleri: Doku hasarına neden olur Kollagenaz, DNAse, fibrinolizin, heparinaz, hyaluronidaz nöraminidaz fosfolipaz A Süperoksid dismutaz: Fusobacteriumların fagositik oksidatif patlamadan kaçmasına neden olurlar B-laktamaz: B-laktam direnci Plazmid kontrolünde
153
FUSUBACTERIUM NUCLEATUM
Gingival, genital, GIS, ÜSY florasında kommensal yaşar Tek başına beyin, plevra, akciğer, karaciğer apselerine, Başka bakterilerle birlikte Vincent anjini, ülseratif stomatit ve gingivite yol açar Pleuropulmoner enf, obstetrik enf, korioamnionit, beyin absesi Nötropenik hastalarda nadiren bakteriyemi
154
Vincent's Angina
Fusobacterium nucleatum ve Treponema vincenti'nin oluşturduğu akut tonsillofarenjittir Ağız hijyeni iyi olmayan, genç erişkinlerde görülür Boğaz ağrısı, ağızda kötü koku, tonsil ve dişeti kanaması
155
FUSUBACTERIUM NECROPHORUM
Lipaz aktivitesine sahip, laktati propiyonata dönüştüren tek tür, hipervirulan Çocuk ve erişkinlerde tonsillofarenjit, periapikal ve peritonsiller apse Lemierre hastalığı etkeni (baş-boyun enf) Orofarengeal veya dişeti infeksiyonlarının seyri sırasında nadir görülen bir komplikasyondur Bakteri farengeal bölgeden iç veya dış juguler venlere ulaşır, kan yoluyla akciğerler, karaciğer, böbrek, beyin ve eklemlerrde abse gelişimine yolaçar Sepsise ilerleyen sekonder septik tromboflebit Polimikrobiyal batın içi enf. larda görülür
156
ANAEROP GRAM POZITIF KOKLAR KOLONIZE OLDUĞU BÖLGELER
Peptostreptococcus spp. Vücudun birçok bölgesi Kadıngenital sistemi enfeksiyonlarına bağlı bakteriyemiler P.magnus Cerrahi girişim sonrası Kemik ve eklem enfeksiyonları Diğerleri Diğer anaeroplar ve aeroplar ile birlikte Mikst enfeksiyonlar
157
ANAEROP GRAM POZITIF SPORSUZ BASILLER
Propionibacteriumspp. Cilt, orofarenks, dış kulak, kadın genital kanalı Akne, lakrimal kanalikulit, fırsatçı infeksiyonlar Genitouriner kanal Mobiluncus spp. Bakteriyel vaginoz ve fırsatçı infeksiyonlar Actinomyces spp. Cilt, ağız, bağırsak, vagina Lokalize oral inf, aktinomikoz (torasik, abdominal, pelvik, SSS, servikofasiyel) Lactobacillus spp Ağız, mide, bağırsak, erişkin vagina Endokardit ve fırsatçı infeksiyonlar Bifidobacterium spp Orofarenks, kalın bağırsak, vagina fırsatçı infeksiyonlar Eubacteriumspp Orofarenks, kalın bağırsak, vagina fırsatçı infeksiyonlar
158
GENEL ÖZELLIKLERI
Hücresel morfolojileri bakımından pleomorfizm gösterirler Sıklıkla gram pozitif olmakla birlikte bazen aynı preperatta gram değişken boyanma özelliği de gösterirler Zorunlu anaerop olanlar Bifidobacterium Eubacterium Mobiluncus Diğerleri fakültatif anaerop, mikroaerofil ve/veya kapnofiliktir Kati besiyerlerinde gözle görülebilen koloni oluşturabilmeleri için üç gün veya daha uzun süreye gereksinim gösterir Actinomyces israellinin üremesi iki hafta kadar uzun sürebilir
159
LACTOBACILLUS
Gram pozitif, sporsuz, çoğu hareketsiz Lactobacilli Mikroaerofilik veya fakültatif anaerop veya zorunlu anaerop basil Fermentasyon ile glikoz metabolizmasının ürünü olarak laktik asit oluşturur Son ürün laktik asit (%50'den fazla), CO2, asetik asit ve etanol de olabilir + Doğada ve gıdalarda yaygındırlar İnsan ağız boşluğu, bağırsak ve genitourinersistem florasında bulunurlar
160
LACTOBASİLLUS
+ Yenidoğan ve puberteden menapoza kadar olan dönemde erişkin kadınların vajen florasında baskın olarak bulunurlar ve Doderlein basilleri adı verilir Lacidophilus, L. casei, L fermenti, L cellobiosus Leuconostoc mesenteroides, Vajinal florasında baskın olduğu için kadın sağlığında önemli bir rol oynar Vajina epitelindeki glikojenden laktik asit oluşturarak pH 3-4'e kadar düşürüp patojen mikroorganizmaların vajinaya yerleşmesine engel olurlar Provetella, Gardnerella vaginalis'in aşırı çoğalmasını baskılar Laktobasiller ve normal florayı temsil eden diğer bakteriler arasındaki hassas denge bozulursa, bakteriyel vajinozis gelişir
161
LACTOBASİLLUS
+ Yenidoğan ve puberteden menapoza kadar olan dönemde erişkin kadınların vajen florasında baskın olarak bulunurlar ve Doderlein basilleri adı verilir Lacidophilus, L. casei, L fermenti, L cellobiosus Leuconostoc mesenteroides, Vajinal florasında baskın olduğu için kadın sağlığında önemli bir rol oynar Vajina epitelindeki glikojenden laktik asit oluşturarak pH 3-4'e kadar düşürüp patojen mikroorganizmaların vajinaya yerleşmesine engel olurlar Provetella, Gardnerella vaginalis'in aşırı çoğalmasını baskılar Laktobasiller ve normal florayı temsil eden diğer bakteriler arasındaki hassas denge bozulursa, bakteriyel vajinozis gelişir
162
LACTOBASİLLUS
Lactobacillus türleri diğer probiyotiklerle birlikte irritabl barsak sendromu vakalarında kullanılır Lactobacillus ayrıca Helicobacter pylori enfeksiyonlarında probiyotik olarak da kullanılabilir Bazı lactobacillus türleri, endüstride yoğurt, peynir, turşu, bira, elma şarabı, kakao ve diğer fermente gıdaların yanı sıra hayvan yemlerinin üretiminde kontrollü fermentasyon için starter kültür olarak kullanılmaktadır
163
LACTOBASİLLUS
Laktobasilin sistemik insan enfeksiyonları nadirdir Ciddi enfeksiyon, primer bakteriyemi ve endokardit Yaşlı bireylerde ve bağışıklığı baskılanmış hastalarda (organ nakli veya AIDS nedeniyle) görülür Endokardit en sık görülen klinik hastalıktır ve ölüm oranı yüksektir Laktobasil ile ilişkili diğer enfeksiyonlar, karın içi apse, menenjit, oral enfeksiyon, konjonktivit
164
ACTINOMYCES
En patojen tür Actinomyces israelii Oral, genitourinerve gastrointestinal sistem florasında bulunur Travma veya cerrahi girişim sonrası AKTİNOMİKOZ Ağrısız abse ve SARI SÜLFÜR GRANÜLLERİ Filamentöz yapı oluşturduğunda mantar hiflerine benzetilebilir
165
AKTINOMIKOZ
Servikofasiyal aktinomikoz (en sık) Torasik aktinomikoz (aspirasyon sonucu) Abdominal aktinomikoz (apandisit rüptürü sonucu) Pelvik aktinomikoz (RIA kullananlarda tubo-overyan abse)
166
MOBILUNCUS
Normal vajen florası üyesidir İnsan rektum örneklerinden de sıklıkla üretilebilir Lactobacillusların baskın olduğu sağlıklı kadınların vajinal sürüntü örneklerinde % 10 veya altında Nonspesifik bakteriyel vajinitli kadınlardan alınan örneklerde % 50-65 Mobiluncus türleri üretilir Gardnerella vaginalisile birlikte Bakteriyel vajinitli olgularda etken olarak karşımıza çıkar G. vaginalis ile birlikte vagen epitel hücrelerinde tipik "clue cell" görünümü Pelvik iltihabı hastalığı olan kadınların endometrial aspiratlarından ve erken doğan bebeklerin plesentalarında sıklıkla Bacteroides ve Peptococcustürleri ile birlikte izole edilirler
167
BACTERIYEL VAGINOSIS
LAKTOBASİLLERİN AZALMASI Yerine anaerob bakterilerin aldığı polimikrobiyal bir sendromdur G. vaginalis, Mobiluncus, Bacteriodes, Peptococcus ve Peptostreptococcus gibi anaerob bakteriler Cinsel aktivite ile ilişkilidir ancak CYBH değildir En sık etken Gardnerella vaginalis Vajinit vakalarının %45'inden sorumlu Çoğunlukla asemptomatik Genellikle polimikrobiyal.
168
BACTERİYAL VAGİNOSİS
Gardnerella vaginalis Gram pozitif hücre duvar yapısına sahip ancak gram değişken boyanan, fakültatif anaerop Belirtiler Akıntı; homojen, köpüklü, gri beyaz renkli vagina duvarlarını ince bir tabaka halinde örten sekresyonlar PH>4.5 (5.0-5.5) Whiff testi; Akıntı varsa KOH eklenmesiyle kokmuş balık veya amin kokusu LABORATUVARTANISI Vajinal akıntıdan serum fizyolojik ile hazırlanan taze preparatların Gram boyamasında CLUE HÜCRELERİN varlığı Dökülen vajen epitel hücrelerinin, bu hücrelere yapışmış gibi görünen gram değişken kokobasiller ile örtülmesi Laktobasillerin azalması veya kaybolması Lökosit sayısının azalması
169
ANAEROBIK ENFEKSIYONLARDAN NE ZAMAN ŞÜPHELENILIR:
+ Kötü kokulu akıntı + Nekrotik gangrenöz doku ve apse oluşumu + Dokuda serbest gaz + + Eksüdalarda siyah renk değişikliği (Bacteroides melaninogenicus) Deşarjdaki kükürt granülleri (Actinomyces spp.) Aerobik kan kültürlerinde üreme olmayan bakteriyemi veya endokardit
170
ANAEROBIK ENFEKSIYONLAR IÇIN RISK FAKTÖRLERI NELERDIR
Yetersiz kan temini ve doku nekrozu: + + Travma + Yabancı cisim + Malinite + Ameliyat Şeker Hastalığı + Splenektomi Bağışıklığı baskılanmış hastalar
171
NORMAL ANAEROBIK FLORAYA SAHIP BÖLGELER
Ağız + Boğaz + Vajina + Serviks + Deri kıvrımları + Bağırsak + Dikkat: bu bölgelerden numune alırken anaerobik kültür için uygun değildir ancak travma sonrası yakın dokularda anaerobik enfeksiyonlara neden olabilir
172
ANAEROBIK KÜLTÜR IÇIN UYGUN ÖRNEKLER
Apseler Kan, Derin yaralar, Doku örnekleri Isırıklar Beyin omurilik Sıvısı ve biyopsiler (BOS) Steril cerrahi numuneler Ölü dokular Eksüdatif vücut sıvıları Transtrakeal aspirasyon Endometriyal sürüntüler
173
ANAEROBIK KÜLTÜR IÇIN UYGUNŞUZ ÖRNEKLER
Normal flora bulunan bölgeler: Kateterize idrar Boğaz ve rektal sürüntüler, idrar, bronşiyal yıkamalar, serviko-vajinal mukozal sürüntüler, balgam, tükürük Mide içeriği (lavaj), ince bağırsak içeriği, dışkı, kolokutanöz fistül ve kolostomi içeriği Anaerobik taşıma ortamında gönderilmeyen numuneler
174
ANAEROBIK KÜLTÜR IÇIN NUMUNE ALMA Numuneyi bir İĞNE VE ŞIRINGA kullanarak aspire edin, normal prosedürü takip ederek numune almanın en iyi ve uygun yoludur ve havayı hemen şırıngadan çıkarın Aspirasyonda irin veya sıvı gelmezse deri altına steril salin enjekte edin ve tekrar numune alın Son ve en az yol, derin sürüntü kullanarak ve hızlı bir şekilde anaerobik taşıma ortamına aktarmaktır
ANAEROBIK NUMUNE NAKLI + Bir veya iki saat içinde laboratuvara gönderilmelidir + Anaerobik kültür için örnekler asla buzdolabında bekletilmemeli + Laboratuvara hemen gönderilemiyorsa anaerobik taşıma ortamında bekletilmeli + Anaerobik taşıma sistemi ticari olarak mevcuttur + O2'yi uzaklaştıran ve 20-25 °C'de 72 saat anaerobik atmosferi koruyan şişeler, tüpler ve torbalardan oluşur
175
ANAEROBIK KÜLTÜR YÖNTEMLERI
+ İndirgeyici maddeler içeren ortamların kullanımı (Robertson Cooked Meat broth veya Thioglycolate broth) + O,'den uzakta kültür (Derin agar tüpleri) + O2'nin kimyasal olarak dışlanması (anaerobik Gaz Pak sistemi) O2'nin mekanik olarak dışlanması (anaerobik inkübatör)
176
THIOGLYCOLATE BROTH Hemin ve K vitamini, %1 glukoz, %0.1 tiyoglikolat, %0.1 askorbik asit,%0.05 sistein veya kırmızı sıcak demir talaşları gibi besinlerle desteklenmiş anaeroblar için ortam Serin ve karanlık bir yerde saklayın Kullanımdan önce ortam, çözünmüş oksijeni dışarı atmak için su banyosunda kaynatılmalı ve ardından steril sivi parafin ile kapatılmalıdır
ANAEROBIK GAZ PAK SISTEMI 02'nin kimyasal olarak dışlanması Bir katalizör varlığında havadaki O2'yi H2O'ya dönüştürmek için H2'yi kullanır Reaksiyon formülü (2H, +0, 2H,0)'dir H2'nin kaynağı, ticari olarak tedarik edilen gaz paketidir Katalizör, kavanozun kapağında bulunan paladyumdur Anaerobik durumu izlemek için dahil edilen anaerobik gösterge şeritleri
177
Clostridium’ların genel özellikleri
Doğada ve özellikle toprakta yaygın olarak bulunur Pek çok türü apatojen, saprofittir İnsanların ve diğer hayvanların sindirim sisteminde yaşar 120'den fazla türü vardır Patojenik Clostridium’larda virülans faktörü çok güçlü bir ekzotoksin ve/veya ekzoenzimdir
178
Clostridium’ların genel özellikleri
+ Gram-pozitif basil/çubuk şeklinde + Anaerob, katalaz negatif + Endosporları bulunan zorunlu anaeroblar bakteriler + Clostridia'ların çoğu peritrik flagellaları ile hareketlidir + Clostridium perfringens’te bir kapsül bulunur + Oval veya küresel sporlar genellikle vejetatif hücreden daha büyük çapa sahiptir (bu nedenle Clostridium olarak adlandırılır) + Sentral + Terminal + Subterminal
179
Clostridium’ların genel özellikleri
+ Clostridium türleri, patojenitelerinde oldukça önemli olan çok sayıda toksin sentezlenmektedir + Bazı Clostridium türleri kuvvetli toksin oluştururken C. tetani ve C. botulinum diğer bir kısmı bağırsaklarda toksin oluşturarak enterotoksemilere veya dokularda oluşan toksinler sonrasında nekrozlara neden olurlar + Toksinler, vücut içinde ve dışında uygun ortamlarda sentezlenirler + Toksinler, biyolojik olarak aktif proteinlerdir, antijeniktir ve spesifik antiserumlarla nötralize olurlar. + Klostridialtoksinlerin etkileri, dokulara ve hücreler göre değişiklik göstermektedir ve çoğu toksinin farklı dozları (0.006 - 30.000 mg) hayvanlar için öldürücü etkiye sahiptir
180
Clostridium’ların genel özellikleri
+ Klostridial infeksiyonlar + 1. Çoğunlukla etkenlerin dışarıdan sindirim yoluyla veya yara enfeksiyonu sonrasında alınmasıyla ortaya çıkar A. Sindirim yolu ile oluşan enfeksiyonlar; Botulismus, Diyare ve kolit B. Deride oluşan bir yara enfeksiyonunu takiben bulaşan etkenler ise; C. tetani, C. chauvoei, C. septicum ve diğer gazlı gangren etkenleridir + 2. Normal olarak bağırsak florasında bulunan bir klostridal etkenle şekillenen infeksiyonlar + Böyle tablolara en iyi örnek, C. perfringens tarafından oluşturulan nekrotik enteritis verilebilir
181
Clostridium’ların yaptığı hastalıklar
+ C. tetani TETANOZ + C. botulinum BOTULİSMUS + C. perfringens ENTEROTOKSEMİ, GAZLI GANGREN + C. novyi GAZLI GANGREN + C. septicum GAZLI GANGREN + C. histolyticum GAZLI GANGREN + C. difficile PSEUDOMEMBRANÖZ KOLİT (veya antibiyotik ilişkili kolit) Clostridium tetani, zorunlu anaerop, sporlu basil Taze kültürlerde Gram (+) boyanır
182
Genel özellikleri
Clostridium tetani, terminal yuvarlak sporlu (davul tokmağı) zorunlu anaerobik, gram pozitif bir basildir Raket gibi Klasik olarak paslı bir çivi (veya C. tetani sporları ile kontamine olmuş herhangi bir nesne) tarafından delinme yarasını takip eden aşı ile önlenebilir bir hastalık olan tetanozun etkenidir İskelet kası spazmı ve otonom sinir sistemi rahatsızlığı ile kendini gösterir Normal olarak sadece iskelet kası, düz kas ve kalp kası fonksiyonunu etkiler
183
Genel özellikleri
C. tetani esas olarak saprofitiktir Ölü veya çürüyen maddelerde yaşar Sadece tesadüfen insanları enfekte eder C. tetani'nin kişiden kişiye yayılımı yoktur İnsan, C. tetani endosporları travmalar örneğin; yırtılmalar, derin delinme veya ezilme yaralanmaları veya göbek kordonunun fekal kontaminasyonu (neonatal tetanoz) yoluyla steril vücut dokularına aşılandığında enfekte olur Organizma, lokal doku ölümünün yarattığı anoksik bölgelerde büyüyecek ve tetanoz toksini üretecektir
184
Virülans Faktörleri
Tetanolizin C. tetani iki ekzotoksin üretir Tetanospazmin = Nörotoksin C. perfringens, S. pyogenes ve S. pneumoniae tarafından üretilen oksijene duyarlı hemolizinlerle antijenik olarak ilişkili, oksijene duyarlı bir hemolizindir Hemoliz, deride nekroz Hastalık belirtilerinden sorumlu, ısıya duyarlı bir plazmid tarafından kodlanan nörotoksindir Sinirler üzerine etkili Tetanoz!
185
Virülans Faktörleri
Tetanolizin Enfeksiyonu çevreleyen canlı dokuya zarar verir ve bakteriyel çoğalma koşullarını optimize eder O-R potansiyelini düşürür Tetanospazmin Anaerobik koşullar altında (örn., derin delinme yaralarında) bakteri üremesinden sonra hücre lizizi sırasında salınır Alfa motor nöronların sinir-kas kavşağında hücre içine girer Antijeniktir ve antitoksin tarafından spesifik olarak nötralize edilir Toksoid formu aşı hazırlamada kullanılır 13
186
Tetanoz! Orijinini yaradan alan ve merkezi sinir sistemini etkileyen C. tetani ekzotoksinitarafından oluşturulan, kontrol edilemeyen kas spazmları ile karakterize infeksiyöz bir hastalıktır
Normal durumda, inhibitör internöronlardan salınan glisin ve gamaaminobütirik asid (GABA)(inhibitör nörotransmitter), motor nöronlar üzerinde hareket ederek ve motor uç plakasında uyarılma ve asetilkolin salınımını bloke ederek kas gevşemesini indükler
187
Toksin inhibitör nöronları etkileyerek glisin ve gamaaminobütirik asid (GABA) transmitter salınımını bloke eder Alfa motor nöronların presinaptik uçlarında reseptörlere bağlanır Retrograd aksonal transport ile nöronların beyin sapı ve spinal kordtaki gövdelerine ulaşır (Nöronal yol içinde transit halinde olan toksin antitoksinden etkilenmez) GABAerjik ve glisinerjik nöronlara toksin difüzyonu Nörotransmitter salınımı engellenir TETANİK SPAZM
Motor nöronlara engelleyici sinyallerin olmaması ve kas liflerine sürekli asetilkolin salınımı, kasların geri dönüşü olmayan kasılmasına ve spastik felce yol açar eksitator nörotransmitterlerin sitümülasyonu devam eder Toksin inhibitör nörotransmitter salınımını bloke eder Aşırı uyarılmayı baskılayan maddelerin (GABA ve glisin) salınımı durduğu için hem agonist hem de antogonist kaslar aynı anda kasılır TETANİK SPAZM
188
Klinik bulgular
+ Tetanozda inkubasyon süresi, yara enf. santral sinir sistemine uzaklığı ve anaerobik ortam oluşmasına bağlı olarak değişir + Bu süre genellikle 1 hafta olarak kabul edilmektedir ve en erken 5 günde şekillenirken 3 haftaya kadar uzayan vakalar da bildirilmiştir + Klinik bulguların ortaya çıkması geciktiği zaman infeksiyon bölgesindeki yara iyileşebilir ve durum daha sonra latenttetanoz olarak tanımlanır + Klinik belirtiler bakterinin çoğaldığı anatomik bölgeye, üretilen toksin miktarına ve türün hassasiyetine bağlıdır KLİNİK FORMLAR Generalize tetanoz Lokalize tetanoz Sefalik tetanoz Neonataltetanoz
189
Generalize tetanoz En sık görülen ve en şiddetli formu Başlangıçta lokal/sefalik tetanoz şeklinde sunulabilir Erken dönemde huzursuzluk, terleme, salya akması Otonom sistem tutulumuna ait bulgular Geç dönemde şiddetli terleme, aritmi, dehidratasyon Opistotonus Olguların çoğunda ilk bulgu trismus çiğneme kaslarının felci çene kilitlenmesi Yüz kaslarının sürekli kontraksiyonu (karakteristik alaycı gülümseme) Abdominal rijidite gelişebilir Sırt, kol va bacak kaslarının sertleşmesi Hasta yay gibi kıvrılır Bilinç açıktır Kasılmalar oldukça ağrılıdır Ses, ışık, temas gibi uyarılarla tetiklenebilir
lokalize tetanoz Enfekte yara etrafındaki bölgedeki kaslarda sertleşme ve spazm ortaya çıkar Nadir görülür Bağışıklık toksinin hematojen yayılımını önler Hafif şiddetli, persistan olabilir Sıklıkla kendiliğinden geriler Genellikle generalize tetanusa dönüşür sefalik tetanoz Baş, boyun yaralanmalarını takiben gelişir Başlangıçta yanlızca kranial sinirler tutulur İlk bulgu fasyal sinir tutulumu, yüz felci Disfaji, trismus, fokal kranial nöropatiler Generalize forma dönüşür
190
Neonatal Tetanoz Göbek kordonunun aseptik teknikler ile kesilmemesi Yaygın halsizlik, emme güçlüğü görülür Dokununca spazmlar meydana gelir Bebeklerde mortalite %70-90, yaşayanlarda gelişim problemleri
Laboratuvar tanısı + Tanıda hikaye ve klinik bulguları önemli + Örnek lezyon yerinde bulunan yabancı cisimler veya yara temizliği sırasında nekrotik dokulardan alınır + Floresan antikor tetkiki + Direkt boyalı preparat + İzolasyon, identifikasyon ve toksin oluşumu + Hayvan deneyi Toksin üretiminin engellenmesi Yara debridmanı Antimikrobiyal tedavi Aktif bağışıklama Metronidazol, penisilin Aşı çeşitleri DTaP: Difteri, TT ve aselüler boğmaca Pasif bağışıklama Bağlanmamış toksinin nötralizasyonu İnsan tetanoz immünglobulini HTIG 3000-6000 IU DTP: Difteri, TT ve tüm hücre boğmaca aşısı (artık 5’li aşı içinde; Hib, hepatit B) DT: Pediyatrik difteri, TT Tdap: TT, azaltılmış difteri toksoidi, aselüler boğmaca Td: Erişkin tip tetanus toksoidi, azaltılmış difteri toksoidi DTaP, 2 - 4 – 6 ay, 12 - 18 ay arası, ve 4 - 6 yaş arası olmak üzere 5 doz 11-18 yaş arası 1 doz Tdap Erişkinlere 10 yılda bir Td uygulanmalı 19-64 yaş arasında biri Tdap olmalı >65 yaş bireyler, önceden uygulanmadıysa ve bir yaşın altındaki çocuklar ile teması varsa bir doz Tdap ile aşılanmalı
191
CLOSTRIDIUM PERFRINGENS
Gram pozitif, çubuk şeklinde, spor oluşturan patojenik bir bakteridir Bu bakteri hareketsiz olup, kapsül oluşturur doğada yaygındır ve Çürüyen bitki örtüsünde, deniz tortusunda, toprakta Sporları subterminal veya terminal pozisyonda bulunur İnsanların ve diğer omurgalıların bağırsaklarında, böceklerde normal olarak bulunabilir
192
CLOSTRIDIUM PERFRINGENS
İnsanlarda ishalden enterit/nekrotizan enterokolit (en yaygın gida kaynaklı hastalıklar), enterotoksemi (bağırsakta üretilen toksinler emilir ve beyin gibi uzak organlara zarar verir) ve miyonekroza (gazlı gangren) kadar değişen şiddette akut gastrointestinal enfeksiyon ile ilişkilidir Çürüyen bitki örtüsü, dışkı toprak ve su gibi çevrede bulunmaktadır İnsanların ve diğer hayvanların normal gastrointestinal (GI) mikrobiyotasında mevcuttur Aynı zamanda insanlar ve çiftlik hayvanları için önemli bir patojendir Virülansı büyük ölçüde en az 12 (~20) güçlü toksin ve enzime bağlıdır Bunlar antijenik ve biyolojik aktivite bakımından farklılıklar gösterir
193
CLOSTRIDIUM PERFRINGENS
Alfa-toksin (CPA), beta-toksin (CPB), epsilon-toksin (ETX), iota-toksin (ITX), enterotoksin (CPE) ve nekrotik enterit B-toksin (NetB) 6 ana toksinin Üretimine göre 5 toksinotipe (A, B, C, D ve E) ayrılır Bu tiplerden insanlar için patojen olanlar A ve C'dir Tip A gazlı gangren ve gida zehirlenmelerinden, Tip C nektorizan enteritten sorumludur
194
ANA TOKSINLER
Alfa toksin Lesitinaz (fosfolipaz C) yapısında Eritrosit, lökosit ve endotel hüc membranina bulunan lesitini parçalar Letal, hemolitik ve nekrotizan etkisi vardır Ağır hemoliz, artan vasküler permeabiliteye, kanama ve doku yıkımına neden olur En fazla Tip A olmak üzere bütün tipler tarafından meydana getirilir Beta toksin Nörotoksik özelliklere sahip gözenek oluşturucu bir toksindir Nekrotik lezyon oluşumu ile mukoza kaybı ve nekrotizan enteritin ilerlemesinden sorumludur Nekrotizan enterokolit patogenezinde kritik bir rol oynar Enterotoksin Hücre yüzeyindeki claudin (bir protein ailesi) reseptörlerine bağlanan ve kalsiyum akışına izin veren gözenek oluşturucu bir toksindir Bu toksin, gida zehirlenmesine ve gida kaynaklı olmayan ishale neden olur Kalsiyum akışı doza bağımlıdır hücre ölümüne yol açar 6
195
ANA TOKSINLER
Epsilon toksin Tripsin tarafından aktive edilen bir protoksin Gastrointestinal duvar vasküler geçirgenliğini arttırır, aynı zamanda nöronlar üzerinde doğrudan etki yapar Konaktaki kesin hedef hücre ve nöronal hücreler üzerindeki etkisinin mekanizması henüz açıklığa kavuşturulmamıştır lota toksin Nekrotik enterit B-toksin İki farklı protein la ve lb olarak üretilen Gözenek oluşturucu bir toksindir ikili bir toksindir lb, bir hücre yüzeyi reseptörüne bağlanır ve la ile birleşir Kompleks daha sonra endositozla hücre içine girer la, lb tarafından oluşturulan bir zar kanalı yoluyla sitozole geçer ve daha sonra ADP-ribosilasyon yoluyla aktin hücre iskeletini de polimerize ederek hücreler arası bağlantıları bozar Perfringolizin O (teta toksini) Gazlı kangren patogenezinde rol oynayan gözenek oluşturucu bir toksindir Eritrosit ve doku yıkımı (hücre ölümü)
196
KLINIK HASTALIKLAR
Besin zehirlenmesi + Gazlı gangren + Yumuşak doku enfeksiyonları + Nekrotizan enterit
197
BESIN ZEHIRLENMESI GASTROENTERIT
SPORLAR Yemek pişirme sıcaklıklarına dayanıklı sporlar oluşturduğundan, pişmiş yiyecekler 40-60°C arasında uzun bir süre bekletilirse, sporlar aktif hale geçebilir ve enfektif bakteriler üreyebilir Kontamine gıdalar (sığır eti, tavuk, hindi) ile hazırlanan yiyeceklerin tüketilmesi ENTEROTOKSİN Gastrointestinal sisteme girdikten sonra C. perfringens, ince bağırsak üzerinde etkili olan bir enterotoksin üretir Yalnızca C. perfringenstip A, bu gida zehirlenmesi sendromuyla kesin olarak ilişkilendirilmiştir
198
BESIN ZEHIRLENMESI
İnkübasyon süresi 8- 24 saat Semptomlar sulu ishal ve karın kramplarıdır Teşhis, kontamine yiyeceklerde veya dışkıda C. perfringens'in tanımlanması Destekleyici tedavi "Buzdolabında muhafaza et" "son kullanma" Yiyecekleri açık büfe olarak servis ederken, sıcak yiyecekleri sıcak, soğuk yiyecekleri soğuk TUT Yiyeceklerin arta kalan kısımları saklanmak üzere bölünmeli ve oda sıcaklığında bırakılmak yerine buzdolabında soğutulmalıdır tarihlerine DİKKAT ET Çiğ et, deniz ürünleri veya kümes hayvanları hazırlamak için kullandığınız her şey (elleriniz ve masa veya tezgah üstü dahil), başka herhangi bir yiyeceğe dokunmadan önce iyice yıkanmalıdır Önceden pişirilmiş veya çiğ yenecek yiyecekleri hazırlamak için yalnızca temiz mutfak eşyaları, tabaklar ve kesme tahtaları kullanın Tüm meyve ve sebzeleri yemeden önce YIKA
199
NEKROTIZAN ENTERIT
Klostridiyal nekrotizan enteritis pig-bel hastalığı olarak da bilinir C. perfringens tip C'nin ürettiği beta toksin sorumludur Ancak bu enfeksiyon genellikle ölümcüldür Çok sayıda C. perfringensbağırsaklarda büyür ve ekzotoksin salgılar Bu ekzotoksin, bağırsakların nekrozuna, değişen seviyelerde kanamaya ve bağırsak delinmesine neden olur Enflamasyon genellikle ince bağırsağın orta bölümü olan jejunumun bölümlerinde meydana gelir Bu hastalık sonunda septik şoka ve ölüme yol açar İshal, kusma, kanlı diyare, ince bağırsak ülserasyonu, peritonit, intestinal duvarın perforasyonu
200
NEKROTIZAN ENTERIT
Az pişmiş kontamine domuz etinin tatlı patates ile birlikte tüketilmesi Patateste isiya dayanıklı tripsin inhibitörü bulunur İnhibitör madde beta toksini tripsin inaktivasyonundan korur Protein malnutrisyonu olanlarda toksini inaktive edecek proteaz enziminin tükenmesi Ascaris lumbricoides tripsin inhibitörü bir madde salgılar Bu nedenle Ascaris lumbricoideskolonizasyonu olanlarda daha sık görülür
201
gazlı gangren oluşturan clsotridumlar
Anaerop bakteriler/aerop ve fakültatif anaerop bakteriler MİKST enfeksiyon En sık izole edilen türler C. perfringens(% 90) Cnovyi (% 10-40) C. septicum (% 10-20) Diğer histotoksik Clostridiumlar C. bifermentans C. histolyticum C. fallax Yara kültürlerinde bu bakterilere çoğu zaman Pseudomonas, Proteus, Staphylococcus, Escherichia coli, Enterobacter, Enterococcus aerop/fakültatif anaerop bakteriler eşlik eder
202
GAZLI GANGREN KLOSTRIDYAL MIYONEKROZ
Gazlı gangren, ezilmiş parçalanmış, içinde yabancı cisimlerin (tas, kumaş parçası, kemik, kan pıhtısı, nekrotik doku vb.) bulunduğu hasarlı dokularda, gaz oluşumu, ağır doku harabiyetive toksemi ile karakterize, bölgesel kaslarda nekroza yol açan ağır bir hastalık tablosudur
203
GAZLI GANGREN GAZLI GANGREN GELİŞMESINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Motorlu araç kazaları Kesici alet veya ateşli silah ile yaralanmalar Intramuskular enjeksiyon Çivi batması veya metal ile çizikler gibi kazalar Kesici veya delici aletler ile küçük yaralanmalar Postoperatif enfeksiyonlar üst gastrointestinal sistem ameliyatlarından sonra Nadiren kolon kanserli ve nötropenik hastalarda spontan olarak
204
YUMUŞAK DOKU ENFEKSIYONLARI
SELLÜLIT SUPURATIF MIYOZIT DIYABETIK AYAK ÜLSERI DEKÜBIT ÜLSERI TUBO-OVARYEN VE PELVIK APSE Yumuşak doku enfeksiyonları %80-90 polimikrobiyal En çok izole edilen C. perfringes
205
BOTULIZM
Clostridium botilinum'un nörotoksinleri ile oluşan desendan (yukarıdan aşağıya doğru) motor paralizi ile seyreden bir hastalıktır Motor nöronları tutan paralitik hastalık İnsanlarda ve hayvanlarda görülen öldürücü bir intoksikasyondur Toksinlerin ve/veya sporlarının sindirim yoluyla alınmasıyla ortaya çıkan gıda kaynaklı bir enf. Ender olarak yaralardan kaynaklanan botulizm vakaları da bildirilmiştir Alınan toksin/spor miktarına bağlı olarak felç tablosundan ölüme kadar değişen klinik bulgular ortaya çıkar Sporları ovaldir ve genellikle subterminal olarak yerleşmiştir Bazen terminal yerleşim de görülebilir C. botulinum'un endosporları toprakta ve su bulunan çevrelerde yaygın olarak bulunur
206
TOKSINLERI
C. botulinumun neden olduğu besin zehirlenmelerinde klinik tablodan sorumlu olan faktör, bakteri tarafından üretilen ekzotoksindir Polipeptid yapıdaki toksin, az miktarda üreme ortamına salınır Ancak tamamen serbest hale geçmesi, bakterinin otolizi ile gerçekleşmektedir Antijenik yapısına göre; Toksinin A, B, C, D, E, F ve Golmak üzere yedi tipi vardır İnsan botulismus olgularında en çok görülen tipler A, B, E ve F'dir Tip E'ye sıklıkla balık ve deniz ürünleri ile meydana gelen zehirlenmelerde rastlanır Tip File çok az sayıda salgın bildirilmiştir
207
BULAŞMA
Gıda veya su toksin kontaminasyonu C. botulinumile enfekte yara C. botulinum'un yutulması Vakumla paketlenmiş veya konserve alkali yiyecekler Balık, yeşil fasulye, herhangi bir ev konservesi Pişirmeden yenen yiyecekler En yaygın kontamine yiyecekler
208
PATOGENEZ
Toksin Ağız yoluyla alındıktan sonra ince barsaklardan absorbe edilir, lenf yoluyla kan dolaşımına geçer Nörotoksin Nöromuskuler kavşak ve periferiyel otonomik sinaptik bölgelerdeki reseptörlere bağlanır Nörotoksin Bir bölümü plazma membranina penetre olup endositozis ile sinir hücresi içine girmekte Asetil kolin salınımını dönüşümsüz olarak bloke eder Alınan toksin emilir ve kan yoluyla periferik sinir sinapslarına iletilir
209
GIDA KAYNAKLI BOTULISMUS
Ev tipi konserve gidalar A-B toksinleri Konserve balık E toksin Sabitlenmiş ve genişlemiş göz bebekleri Bulanık görme Ağız kuruluğu Kabızlık Karın ağrısı Toksinin vücuda alınmasından 12- 36 saat sonra gevşek paraliziler ortaya çıkar Solunum kasları tutulumu Solunum felci ve ÖLÜM Mortalite %5-10 Nörotoksinin geri dönüşümsüz bağlanması nedeniyle eksitatör transmitter salınımını uzun süre inhibe eder İYİLEŞME sinir uçları tekrar gelişinceye kadar aylar-yıllar sürer
210
BEBEK BOTULISMUSU
Botulinum sporları ile kontamine gıdalar Bal bebek süt tozu Spor ile kontamine toprak ve tozun Bir yaşından küçük çocuklarda 1-6 ay arasında Kabızlık Halsizlik Ağlama Sindirim yoluyla Gelişme yetersizliği alınması Hastalık ilerlerse gevşek paralizi ve solunum durması gelişebilir Mortalite düşük
211
BOTULISMUS
Yara botulismusu Yaraların kontaminasyonu Yara botulismusu Hastalığın semptomları gıda kaynaklı botulismusa benzer İnkübasyon süresi 4 gün veya daha fazla Inhalasyon botulismusu BİYOTERÖRİZM Toksin aerosolizasyon amacıyla konsantre edilir Mortalite yüksek
212
LABORATUVAR TANISI
Gıda kaynaklı botulismus Toksin aktivitesi şüpheli gıda veya hasta serum, dışkısında gösterilirse tanımlanır Bebek botulismusu Toksin bebek dışkı ve serumunda gösterildiğinde veya dışkıda üretildiğinde tanımlanır Yara botulismusu Toksin hastanın yara ve serumunda gösterildiğinde veya yarada üretildiğinde tanımlanır
213
CLOSTRIDIUM DIFFICILE
Antibiyotik ilişkili ishal + Bu ishallerin önemli bir + kısmından C. difficile sorumlu Candida spp
214
PSEUDOMEMBRANÖZ ENTEROKOLIT
Çoğunlukla antibiyotik kullanımı sırasında veya sonrasında gelişen ve başka bir nedenle açıklanamayan ishaller olarak adlandırılır 1980'lerden itibaren nozokomiyal ishal etkeni olarak tanımlanmış
215
NADIR ETKENLER
Toksijenik C. perfringens + S. aureus, + Toksin üreten K. oxytoca, + Penisiline bağlı akut seğmental hemorajik kolit
216
HANGI ANTIBIYOTIKLER
EN SIK Klindamisin, Ampisilin, Amoksisilin, Sefalosporinler (2. ve 3. kuşak) DAHA AZ Kinolon, Tetrasiklin, Sülfonamid, Makrolid, Kloramfenikol, Trimetoprim, metotreksat, doksorubisin, siklofosfomit NADİREN Parenteral aminoglikozit, Metronidazol, Basitrasin, Vankomisin
217
BULAŞMA
Asemptomatik Taşıyıcılar çevre kontaminasyonu, sağlık çalışanlarının elleri, Sağlıklı Bireyler Sporlar steteskop, önlük, hastaya yakın eşyaların Bağırsaklarında kolonize antibiyotik kullanılınca C. difficile'nin aşırı üremesi ENDOJEN ENFEKSİYON Enfekte hasta odalarından (yatak çevreleri ve banyo) tespit edilir EKZOJEN KAYNAK
218
VIRÜLANS FAKTÖRLERI
Spor oluşturma Direnç kazandırır ve enfeksiyöz olup hastalığın geçişinde önemli role sahiptir Flajella Konak invazyonu ve kolonizasyon için gerekli olan önemli bir virulans faktörüdür Fibronektin bağlayıcı protein Ekstraselüler hücre matriks proteinlerine bağlanmakta rol oynar Fimbria Bazı C. difficilesuşları fimbriaya sahiptir Toksinler Toksin A (enterotoksin) ve toksin B (sitotoksin) denilen iki farklı toksin üretmektedir
219
PATOGENEZ
Enfeksiyona duyarlı kişilerin C. difficileile kolonize olması veya ekzojen yoldan etkeni alması Antibiyotikler ile kolon florasının baskılanması Fekal-oral yolla bakterinin bulaşması ile kolonizasyon gelişmesi Bakterinin çoğalması ve toksin salgılanması
220
YAPTIĞI HASTALIKLAR
C.difficile ishali Hafif, orta form Asemptomatik taşıyıcılık C. difficile koliti Şiddetli form Dışkı sulu, mukoid, yeşil renkli ve pis kokulu Psödomembranöz enterokolit (PME) Sistemik hastalık, lökositoz >20.000hücre/ml, Dışkı sulu, mukuslu, ve pis kokulu Fulminan kolit Şiddetli karın ağrısı toksik megakolon, kolonik perforasyon
221
RISK FAKTÖRLERI
+ İleri yaş >65 yaş + Hastanede yatış süresi + Antibiyotiklere maruziyet + Kanser tedavisi Nazogastrik veya endotrakeal tüp varlığı + GIS operasyon + Mide asiditesini azaltan ilaçlar
222
LABORATUVAR TANISI
Mikroskobi Dışkıda eritrosit ve lökositler, Gram boyamada C. difficile Tanı değeri yok Enzim immunoassay (EIA) Yöntemleri Antijen ve toksin arayan serolojik testler en sik kullanılan testler Tarama testi olarak kullanılabilir Anaerobik Kültür CCFA (cycloserine, cefoxitin, fructose) agara selektif anaerobik kültür Duyarlı testtir fakat toksin üreten suşlara özgül değildir Rutin olarak uygulanması zor Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PZR) Hücre Kültüründe Sitotoksisite Testi Toksin tayini altın standart yöntem (3-9 gün) İmmunokromatografik yöntemler
223
Clostridium difficile Diarrhea, Colitis 園 Pseudomembranous Colitis Exudate on colon wall Toxin A: Enterotoxin that attracts neutrophils & Increases intestinal wall permeability. Epithelial tight junctions in colon. Toxin B: Destroys enterocyte cytoskeletal integrity Binary toxin (CDT): Adherence & cell death/eosinophil suppression (some strains)
D
224
Brusellozis
Brucella cinsi bakterilerin neden olduğu, primer olarak sığır, koyun, keçi, domuz, koç gibi hayvanlarda hastalık yapan, hasta hayvanlardan insanlara bulaşma sonucunda akut başlangıçlı (yüksek ateş, dalak büyüklüğü, gece terlemesi, eklem ağrıları, orşit) veya sinsi başlangıçlı (romatizmal ve psikiyatrik hastalıkları taklit eden) belirti ve bulgularla karakterize çeşitli klinik tablolara yol açabilen zoonotik bir infeksiyon hastalığıdır Brucella spp.
225
Tarihçe
I. Dünya Savaşı'nda Abdülkadir Noyan, ülkemizdeki ilk bruselloz olgusu Hastalığı ilk kez Hipokrat humma olarak tanımlamış ⚫ 1854 Kırım Savaşı'nda ilk olgu ⚫ 1861 Marston ilk insan bruselloz olgusunu saptamış . 1886 Malta, David Bruce Brucella melitensis'i izole etmis ⚫ 1897 Wright, Agglütinasyon Testi • 1905 Zammit, keçiden, B. melitensis ⚫ 1895 Bang, sığırdan, B. abortus • 1914 Traum, domuzdan, B. suis • 1953 Koyundan, B. ovis 1957 Ratdan, B. neatomae • 1966 Carmichael, köpekten, B. canis
226
Genel Özellikler
⚫ 0.6 μm eninde, 1.5 μm boyunda • Gram negatif kokobasiller • Hareketsiz; "Braunien Hareket" • Sporsuz, kapsülsüz, aerop, toksin üretmez • Intrasellüler üreyen ve böylece organizmanın koruyucu etkinliklerinden kaçınabilen bakterilerdir Gram Stain of Brucella COC Brucella • Brucella cinsi içinde Konaklarına Kültür özelliklerine Metabolik özelliklerine Antijenik özelliklerine göre • Ayırımı yapılan altı türü vardır Bu türlerin DNA-DNA hibridizasyonları %95'den fazla homoloji gösterir • Bütün türler B. melitensis'in bir alt türü
227
Bruselloz
Bruselloz: Malta humması ve Dalgalı ateş 6 türün 4'ü insan enfeksiyonları ile ilişkili B. abortus B. melitensis B. suis B. canis diğerleri sadece hayvanlarda enfeksiyon yapar Epizootik abortus, Mastit, Genital organ infeksiyonları B. ovis (koyun) B. neotomae (ratlar) Bruselloz Türler ve konakları ⚫ B. melitensis/Keçi, koyun, sığır • B. abortus/Sığır, at ⚫ B. suis /Domuz, sığır • B. canis /Köpek • B. neatomae/Çöl faresi X ⚫ B. ovis /Koç (epididimit)
228
Bulaşma
• Hayvanların enfekte dokularının deri ile direkt teması • Enfekte et, süt veya süt ürünlerinin sindirim yolu ile alınması İnfeksiyöz aerosollerin inhalasyonu (BSL-3 laboratuvar) İnsandan insana bulaş çok nadir (emziren anne) Cinsel yolla geçme riski var İnfekte organ transplantasyonu
229
Bulaşma ve Dirençlilik
• Enfekte hayvanların süt, idrar, fatal membranlar ve genital BRUSELLA HASTALIĞI OLAN HAYVANLARIN organ doku ve salgılarında çok sayıda bakteri bulunur Toprakta ve sularda 10 hafta Düşük yapmış hayvan fetüsünde 75 gün Enfekte çiğ sütten yapılmış dondurmada 30 gün · Çiğ sütten yapılmış tuzsuz krema yağında buzdolabında 142 gün Buzdolabındaki peynirde 180 gün, % 10 tuz içeren salamura peynirde 45 gün, %17 tuz içerende ise bir ay canlılığını sürdürebilir Isı ve iyonizan radyasyona duyarlı Pastörizasyon ve dezenfektanlara duyarlı
230
Patogenez
Bakterinin vücuda girmesi PMNL göçü Fagositoz Hücre içi çoğalma Lenfatik kanallar Bölgesel lenf düğümleri o Makrofajlar içinde fagolizozom füzyonunu engeller o Hücre içi granüllerden toksik enzim salınımını engeller O TNF-a üretimini baskılar Katalaz ve süperoksit dismutaz enzimi ile hidrojen peroksit ve süperoksiti inaktive eder Kan RES organları Organlar karaciğer, dalak, kemik iliği, böbrek, santral sinir sistemi, endokard, testis ve overlerdir
231
Klinik
İnkübasyon süresi 6-20 gün Asemptomatik enfeksiyon Akut enfeksiyon Subakut enfeksiyon (Ondülan form) Kronik enfeksiyon Belirtiler Gİ sistem belirtileri (%70), osteolitik lezyonlar ve eklemlerde efüzyon (%20-60), solunum sistemi belirtileri (%25), nörolojik, kardiyovasküler ve cilt belirtileri (daha az) Belirtiler Hastalar en sık ateş yüksekliği, halsizlik, terleme, eklem ağrıları ve iştahsızlık yakınmaları ile başvurmaktadır Dalgalı Ateş (inişli çıkışlı) B. melitensis insanlardan en sık izole edilen ve en virulan etkendir. Fagositik hücreler içinde çoğalarak yüksek konsantrasyonlara ulaşır. Fokal lezyon ve süpürasyonlar (akut ve ciddi seyirli hastalıklar) görülür B. abortus hafif seyreder, süpüratif komplikasyonlar nadir B. suis diğer iki etkene göre daha nadirdir B. canis insanlarda nadir gözlenir
232
Bruselloz
Eritritol Bakteri metabolizmasında glikoza tercih ettiği bir şeker olan eritritol'den zengin dokulara yerleşme eğiliminde Eritritol Hayvanlarda eritritol'den zengin dokular Meme Uterus Plesenta Epididim Düşük Hayvanların süt, idrar ve doğum sonrasında açığa çıkan atıklarında çok sayıda bakteri bulunur Kısırlık, düşük ve yaşam boyu asemptomatik taşıyıcılığa neden olur İnsan plasentasında eritritol yok İnsanlardaki brusella enfeksiyonu düşük oluşmaz
233
Laboratuvar Tanısı
Mikroskobi Gram boyama Klinik örneklerde bakteri sayısının azlığı nedeniyle genellikle başarısızdır Küçük boyutlu Hücre içi yerleşimli Kültür Kanlı agar Çukulata agar Tripticase soy agar Brain heart infusion broth MacConkey agar Thayer Martin besiyeri Martin Lewis besiyeri Kültürde üremeden sonraki tüm işlemler güvenlik kabininde (BSL-3) yapılmalıdır Zorunlu aerop Kültür'de yavaş ürer 1 hafta veya fazla (72 saatte üreme) Zenginleştirilmiş besiyerinde 2-5 gün içinde B. abortus %5-10 CO2'ye gereksinim gösterir
234
Örneklerin alınması
Kan kültürleri Ateşli dönemde ve birden fazla kan örneği, antibiyotik tedavisi başlanmadan önce Serolojik testler Kan (Serum) Kültür için Kİ aspiratları Karaciğer ve lenf nodu biyopsi örneği Biyogüvenlik BRUSELLOZ şüphesi ile gönderilen hasta örnekleri laboratuvara mutlaka bildirilmeli !!! Hekimin şüphesi Hastanın mesleği Yolculuk öyküsü
235
Kan Kültürü BRUSELLOZDA SEROLOJİK YÖNTEMLER
Castaneda yöntemi Bifazik kültür sistemi Lizis santrifügasyon yöntemi Kan kültürlerinde üremenin arttırılması Kan hücrelerinin ozmotik lizisi ile hücre içi bakteriler açığa çıkarılır Santrifüjle bakteriler konsantre olarak elde edilir Casteneda yöntemine göre daha duyarlı ve kısa sürede sonuç Otomatize kan kültürü sistemleri İnkübasyon iki gün daha kısalabilir BACTEC (Becton Dickinson) veya BACT/ALERT (Bio-Merieux) Lizis santrifügasyondan daha kısa sürede tanı ve daha yüksek duyarlılık 7 günlük inkubasyonda pozitifli >%95 Brusellozda Serolojik Yöntemler Rose-Bengal testi Spot test Wright aglutinasyon testi (Coombs) 2-merkaptoetanol testi • Kompleman birleşmesi deneyi ELISA & RIA Allerjik tanı (Brucellergen) Brucellacapt İmmunofloresan test Dipstict deneyi İlk ortaya çıkan IgM antikorları, takiben IgG ve IgA Ab'lar uzun süre kalıcıdı
236
Brusellozda Serolojik Yöntemler
Rose-Bengal testi En hızlı ve duyarlı tarama testidir B. abortus 995 suşu boyalı Ag olarak kullanılır Ag hazırlanırken kullanılan tamponlu tuzlu suyun pH'si 3.65'e ayarlandığından serumdaki IgM lerin aktivitesi önlenir, tesbit edilen Ab'ların büyük yüzdesi IgG tipindedir Sonuçlar mutlaka standart aglutinasyon testi (SAT) (Wright) ile doğrulanmalıdır Positif Négatif Sensitivite % 99 üzerinde, ancak Y. enterocolitica 0:9 ve diğer çarpraz reaksiyon veren mo. varlığında yanlış pozitif sonuç olabilir
237
Brusellozda Serolojik Yöntemler • Spot Test
Tam kan kullanılarak yapılan lam aglutinasyon deneyi Yoğun Brucella bakteri süspansiyonundan hazırlanmış Ag'nin bir damlası üzerine bir damla kan damlatıldığında aglütinasyon görülmesi prensibine dayanır Hayvan brusellozunun epidemiyolojik olarak taranması amacıyla kullanılır (Ag+süt)
238
Brusellozda Serolojik Yöntemler • Standart Tüp Aglütinasyon Testi (STA) • Brusella enfeksiyonu olduğuna ilişkin güçlü klinik kanıtlar var fakat SAT negatif ise → blokan Ab'ların varlığına yönelik testler yapılmalı, yalancı negatiflik Blokan Ab'lar (non-aglütinan, inkomplet) →IgG ve IgM ile aglutinasyona engel olan Ab'lardır ve IgA yapısındadır • Antijen-serum karışımına anti-insan. globulini eklenerek saptanabilir (Coombs testi) • STA testi uygun tedavi protokolünün seçiminde ve hastalığın seyrini göstermede önemli olan farklı immunglobulin sınıflarını ayırt edemez STAT 1: 1: 1: 20 10 20 40 8:0 1: 1: 160 320 • Yanlış pozitiflik; B.abortus Ag'leri/ başka bakterilere karşı oluşmuş Ab'lar arasında çapraz reaksiyon olabilir F. tularensis NT Y. enterocolitica CONROL V. cholera Salmonella Stenotrophomonas maltophila E. coli O157 • Yanlış negatiflik Prezon olayı Blokan antikorlar (kronik bruselloz) SÁT → 2 merkaptoetanol (veya Rivanol) ile yapılırsa IgM cinsi antikorlar parçalanır, sadece IgG cinsi antikorlar saptanabilir Bu işlemden sonra hala aglutinasyon pozitifse bu durum IgG ab larına bağlı→ kronik enfeksiyon Önce pozitif iken işlemden sonra negatifleşirse → akut enfeksiyon (IgM varla
Brusellozda Serolojik Yöntemler ELISA Akut brusellozlu hastalarda yüksek düzeyde IgG ve IgM bunlarla birlikte IgA saptanır Kronik hastalarda orta derecede yüksek IgG saptanır Sağlıklı kişilerde rastlanan çok düşük düzeydeki IgG antikorları ise brusellozun tam iyileşmesinden sonra uzun süre kalabilen rezidüel antikorlardır Serokonversiyon (serum ab titresinin 4 kat artması) IgG aglütinin titrelerinin 1/160 veya AKTİF ENFEKSİYON
239
Tedavi ve Korunma
Tetrasiklinler (doksisiklin), Aminoglikozidler (streptomisin, gentamisin, netilmisin) Rifampisin Trimetoprim-sulfametoksazol, Kinolonlar (ofloksasin, siprofloksasin) Seftriakson Makrolidler ? Tigecycline? Diğer antibiyotikler ? Hayvan brusellozunun kontrolü ÖNEMLİ SPOT TEST İLE hasta hayvanların tanımlanması Sürüden ayırma Aşılama çalışmaları yapılmalı Yayılmayı engellemede etkili koruyucu önlemler Pastörize edilmemiş süt ve ürünlerinin tüketiminin önlenmesi Mezbaha çalışanlarının koruyucu giysi giymeleri Laboratuvar çalışanlarının güvenlik tedbirlerini almaları
240
YERSİNİA PESTİS SALGINLAR
M.S. 541-542'de Mısır, Afrika, Avrupa, Asya ve Arabistan'ı etkisi altına alan ve 8. yüzyıl ortalarına kadar sürerek gelişim gösteren veba salgınları Kara Ölüm" (The Black Death) 1347- 1352 yılları arasında şiddetini hissettiren ve sonraki yıllarda da etkili olmaya devam eden veba salgınları 2014 Madagaskar veba çıkışı ??? 1 Ağustos 2017 tarihinde büyük bir veba salgını başlamış, 10 Kasım 2017'ye kadar 2.119 vaka bildirilmiş, 171 ölüm olmuştur
241
Genel Özellikler
Yersinia pestis protein bir kapsül ile kaplıdır Fakültatif anaerop En iyi 25-30°C'de ürer (-2°C ile 45°C) Kanlı agarda küçük gri, hemolizsiz, mukoid Sıvı besiyerinde tüp kenarında, bulanıklık yapmayan floküller Hareketsiz (20°C ve 37°C
242
Zoonotik hastalık
Bakterinin aerosol ile bulaşabilmesi ve pnömonik vebanın ağır ve mortalitesinin yüksek oluşu bakteriyi potansiyel bir biyolojik silah haline getirmiştir Pire ısırıklarıyla kemirgenden (fare ve sıçan) insana geçer Geçmiş yüzyıllarda kara ölüm pandemileri
243
Yersinia
Gram negatif, kutupsal (bipolar) boyanan kokobasil 37°C de hareketsiz, Y. pestis hariç 22°C de hareketli Fakültatif anaerop
244
Yersinia pestis Bulaşmada en önemli vektör Xenopsylla cheopis (doğulu sıçan piresi)
Veba; Bulaşma ▷ Doğal hayvan rezervuarları arasında Pire ısırıkları Kontamine hayvan dokularının yenmesi ▷ İnsan organizmasına Konjonktiva Deri Sindirim kanalı Solunum mukozası Soğukta kemirici yuvalarında aylarca canlı kalabilir Karanlıkta pire dışkısında uzun süre canlı kalır Gün işığı, ısı ve dezenfektanlara duyarlıdır
245
Virulans Faktörleri
Kalsiyum iyonu: virulans faktör senzezi için ihtiyaç duyar Demir depolama: konak savunmasından korur, yayılma yeteneği Yersinia pestis Tip III sekresyon sistemi Enteropathogenic Yersinia sp. Sitokin salınımını baskılar/immün yanıt azalma BİYOFİLM Pirede kolonizasyon Fosfolipaz D Pirede canlı kalma Fraksiyon1 V ve W antijenleri F1 antijeni LPS, serum aktivitesine direnç Pla geni 10 Plazminojen aktive eden proteaz pirenin ısırdığı bölgeden yayılması invazyon yeteneği H kirpik antijeni K yüzeyel antijeni O somatik antijeni LPS, adezyon YOPs Antifagositoz/immünsupresyon/makrofajlarda apoptozis
246
Patogenez
Pireler, taşıyıcı hayvanın kanını emerler ཤ Bakteriler özofagus ile mide arasındaki ventrikülde çoğalırlar, koagülaz ile kan kitlesini pıhtılaştırarak kanalı tıkar, insandan kan emmeye çalışır, kan ememeyince özefagusu açmak için kusarak tıkacı ısırık yarasına veya kana bırakırlar Bakteri PMNL ve monositler ile fagosite edilir, PMNL hücreler tarafından öldürülür, monositlerde çoğalır Fagosite bakteri kan dolaşımıyla lenf nodlarına ulaşırlar, ürer ve inflamasyon sonucu BUBON oluşur Lenf bezlerinde bol basil bulunur ve hemorajik nekroz alanları oluşur Buradan kana geçerek diğer organlara yayılabilirler Yaygın damar içi pıhtılaşma olabilir, kanamalar ve ölüm meydana gelir
247
Bubonik veba (Hıyarcık vebası) Kuluçka Dönemi, 10-12 gün Yüksek ateş ve ağrılı lenfadenopati Kasıkta ağrılı bubo büyümüş, hassas lenf düğümleri Tedavi edilmezse mortalite % 75 3. Hastalık Veba pnömonisi Kişiden kişiye yayılım VAR Solunum Yolu Çok Bulaşıcı Bubonlar Kişiden kişiye yayılım YOK (siyah hemorajik lenf nodları) Pnömoni Iç Organlarda Kanama 2. Yayılım Lenfatik ve sistemik 1. Giriş-Infekte kemirgen piresi isirigi Primer pnömonik veba Doğrudan solunması Kuluçka Dönemi, 2-3 gün Gögüs ağrısı ve hemoptizi Balgam pürülan ve kanlı, bol basil Tedavi edilmezse mortalite %90
sa
248
Laboratuvar Tanısı Mikroskobik İnceleme Polar kısımları koyu mavi boyanan açık mavi basiller olarak, pembe zemin üzerinde görünürler Giemsa boyalı bir kan preparatında veba basili WAYSON boyalı preparatta veba basili 15 Gram Boyası Parçalı çekirdekli lökositler arasında gram (-) bipolar boyanmış kokobasiller görünürler 16 Laboratuvar Tanısı Kültür Kanlı agar, çukulata agar, Mac Conkey agar (laktoz negatif) ve infüzyon broth'a ekilebilir Ekimler ikişer plağa yapılmalıdır (37°C ve 28°C'de inkübe) BHI agarda 28°C'de floküler tipte üremesi Wild an appearance Y.pestis Serolojik yöntemler Y.pseudotuberculosis Hayvan deneyleri Moleküler yöntemler Kanlı agarda küçük gri, hemolizsiz, mukoid
s
249
Bildirimi zorunlu hastalık
Kontrol Enfeksiyon zincirinin koparılması Kemoproflaksi (doksisiklin, tetrasiklin) tedavide streptomisin Aşılama: Ölü aşı artık kullanılmamaktadır, biyoterörizm olasılığına karşı geliştirilme aşamasında aşılar Tecrit ve koruyucu giysiler gereklidir
250
Yersinia enterocolitica
Doğal kaynak hayvanlardır A Kemiriciler, domuz, koyun, sığır, kedi, köpek Doğada göller, akarsular, göl kıyılarında yaygın bulunur Besin maddelerinin iyi pişmemiş et, pastörize edilmemiş süt, kontamine su ağızdan alınması ile olur ► 25°C'de (peritriş kirpik) HAREKETLİ, 37°C'de HAREKETSİZ ‣ 4°C'de üreyebildiği için buzdolabında saklanan yiyeceklerde bulunabilir
251
Virulans Faktörleri
Kalsiyum iyonu: virulans faktör senzezi için ihtiyaç duyar Demir depolama: konak savunmasından korur, yayılma yeteneği Yersinia pestis Tip III sekresyon sistemi Enteropathogenic Yersinia sp. Sitokin salınımını baskılar/immün yanıt azalma BİYOFİLM Pirede kolonizasyon Fosfolipaz D Pirede canlı kalma Fraksiyon1 V ve W antijenleri F1 antijeni LPS, serum aktivitesine direnç Pla geni 19 Plazminojen aktive eden proteaz pirenin ısırdığı bölgeden yayılması invazyon yeteneği H kirpik antijeni K yüzeyel antijeni O somatik antijeni LPS, adezyon YOPS Antifagositoz/immünsupresyon/makrofajlarda apoptozis BİYOFİLM Pirede kolonizasyon
252
Enfektif doz 108-109 bakteridir Bakteriler su ve Inv besinlerle alınır Bacterial release Kuluçka dönemi 4-7 gün Akut enterokolit, gastroenterit, mezenter lenfadenit, çocuklarda akut apandisiti taklit edebilir. Sepsis ve bakteriyemi +4°C'de üreyebilir Transfüzyonlar!
Terminal ileumda ülseratif lezyonlar, peyer plaklarında nekroz, mezenter lenf düğümlerinde büyümeye neden olur M cell Microcolonies Enferm Infecc Microbiol Clin. 2012;30:24-32 Patojenik/virulan serotipler 0:3, 0:8 ve 0:9 tüm dünyada sporadik insan infeksiyonları en sık neden olan
253
Laboratuvar Tanısı KÜLTÜR Dışkı veya rektal sürüntü örneği, cerrahi incelemede alınan materyal Soğukta zenginleştirme 4 °C'de 2-4 hafta serum fizyolojik veya buyyon Yavaş da olsa üreyebilme özelliğinde, Diğer bakteriler üremez Katı ve sivi besiyerlerine çift ekim (26 ve 37 °C) Endo ve MacConkey agara ekim (haftada bir kere) Selektif besiyeri olarak CIN (Cefsulodin, Irgasan, Novobiocin) agar 25
Laboratuvar Tanısı Ortaları kırmızı koloniler boğa gözü
254
Laboratuvar Tanısı Mikroskobik İnceleme Tanıda yararı yok Serolojik Testler Tüp aglutinasyonu, ELISA, Kompleman fiksasyon, İmmünelektroforez testleri Çift serum örnekleri İki hafta sonra aglutinan antikorlarda artış Yersinia diğer bakteriler ile çapraz reaksiyon Vibrio, Salmonella, Brucella
Tedavi ve Kontrol İshal ile seyreden Yersinia enterocolitica enfeksiyonları kendiliğinden iyileşir Aminoglikozitler, Florokinolonlar, Kloramfenicol, Tetrasiklin, Trimetoprim/sulfametoksazol, Piperasilin Çiftlik hayvanları ve evcil hayvan dışkıları ile kontamine materyal ile bulaşma Kontamine yiyecek ve içecekler ile bulaşma Et ve süt ürünleri Kullanılırken sağlık önlemleri alınması
255
Yersinia pseudotuberculosis
Hayvan dışkısı ile kontamine yiyecek veya su tüketilmesi 18-22°C'de HAREKETLİ (kirpikli) olduğundan bir H ve bir O antijeni vardır Somatik antijenleri Salmonella bakterilerinden 4 ব S. schoffmuelleri ve D grup Salmonella'lar SOMATİK ANTİJENİK BENZERLİK Y. pestis ile benzerlik gösteren somatik antijen fraksiyonları vardır Antijen özelliklerine göre alti serogrup saptanmıştır İnsanlarda nadiren enfeksiyon (serogrup 1) Isıya ve kuruluğa dayanıksız, penisiline duyarlıdır Çiftlik hayvanları, evcil hayvanlar ve kuşlarda enf yapar Hayvanlara solunum ya da sindirim yolu ile bulaşır Bakteri, hasta hayvanların salgıları ile atılır
256
Klinik Form
septisemi çabuk seyreden ve 24 48 saatte öldürücü enfeksiyon psdödotuberkuloz iç organlarda psödo tuberkul adı verilen darı tanesi büyüklüğünde lezyonlar yaparak hayvanı 3 4 haftada öldüren klasik lenf bezlerini tutan glandüler şekil
257
LISTERIA MONOCYTOGENES TARİHÇE
Bakteri ilk olarak 1926 yılında Murray ve ark. Cambridge'deki laboratuvar tavşanlarında septik bir hastalık tarif etmişler ve hastalık monositozla karakterize olduğu için etken bakteriye Bacterium monocytogenes adını vermişlerdir Daha sonra bir cerrah olan Lord Lister'in anısına Listerella hepatolytica ve Listerella hominis gibi isimler verilen organizmaya 1940 yılında Pirie tarafından Listeria monocytogenes adı verilmiştir
258
L. monocytogenes
Buzdolabı sıcaklığında gelişebilir Soğutma, dondurma, ısıtma ve kurutma vb. gibi olumsuz koşullar altında bile canlılığını koruyabilir Halk sağlığı açısından önemli bir patojendir Fakültatif anaerob Aerobik veya mikroaerofilik koşullarda kolayca ürerler 4-45°C' ler arasında üreyebilir Optimal üreme ısısı 30-37°C Yüksek tuz konsantrasyonunu tolere eder (%10-12Nacl) 5,5-9,6 pH aralığında yaşayabilir Listeria Cinsi Gram pozitif kokobasil, sporsuz, kapsülsüz peritriş flagella 22°C' de hareket 37°C'de zayıf hareket Listeria monocytogenes L. monocytogenes en önemli patojendir L. innocua: patojen L. ivanovii: patojen ? L. welshimeri L. seeligeri, L. grayi L. ivanovii subssp. ivanovii L. ivanovii subssp. londoniensis
259
ö
Listeriyoz konakta monositoz tablosuna neden olan, sıklıkla immün yetmezlikli hastalarda ve yenidoğanlarda granülomatöz lezyonlarla karakterize bir hastalık İnsanlarda ve hayvanlarda enfeksiyon Kümes hayvanları, kuşlar, kabuklu deniz hayvanları Toprak, organik madde, atık sulardan izole edilmiştir Birçok memeli, kuş, balık ve böceklerin dışkılarından izole edilmiştir Fekal taşıyıcılık sağlıklı insanların %1-5'inde mevcuttur
260
Listeria
Ağız yoluyla alınan kontamine yiyecekler Solunum ve konjonktiva (nadir) Çiftlik hayvanları ile kontakt sonucu zoonotik infeksiyonlar Transplasental yolla veya doğum sırasında vajinal pasaja bağlı olarak vertikal bulaşma Süt ürünleri, sebzeler, balıklar, taze ve dondurulmuş tavuk, işlenmiş gıda ve et ürünlerinde bulunabilir Buzdolabında saklanan gıdalarda yavaş büyür Yiyecek hazırlama sırasında eller veya tezgahlar gibi enfekte bir ürün veya yüzeyle temas yoluyla da yayılabilir
261
Virülans Faktörleri
İnternalin Spesifik yüzey proteinleri, hücrelere girişi uyarır Listeriolizin O (LLO) Hemolizin, en önemli virulans faktörüdür Fagolizozom membranını eritir, bakterinin hücre sitoplazması içine kaçışını sağlar Bakterinin fagositer hücre içine canlı kalabilmesini sağlar ActA Protein, hücre içi hareket için aktin polimerizasyonu uyarır Fosfolipaz C Hemolizin
262
Patogenez
Bakteri makrofajlar, epitel hücreler ve fibroblastlar içinde çoğalabilmektedir L. monocytogenes, hem fagositik hem de fagositik olmayan hücreleri istila etme, hücre içinde hayatta kalma ve çoğalma ve humoral savunma mekanizmalarına (antikorlara, komplemana, PMNL hücrelere) maruz kalmadan hücreden hücreye transfer olma kabiliyetine sahiptir
263
Patogenez
Kontamine gıdaların tüketilmesinden sonra bakteri yüzey proteinleri internalinler (InIA ve InIB) ve konak epitel hücreleri yüzeyindeki glikoprotein reseptörü E-cadherin ile etkileşimi yoluyla konak hücrelerine tutunur Bakteri fagolizozom içine alınır, fagolizozomun düşük pH'sı bakterinin sitoplazmaya kaçmasına izin veren fagositik vakuollerin zarlarını yok eden sitolitik bir toksin olan listeriolizin O ve fosfolipaz C salgılamasını aktive eder
264
patogenezz
Sitoplazmada çoğalan bakteriler hücre içindeki aktin filamentleri yardımı hücre zarına doğru ilerler Sitoplazmada organizmalar, hareketlilik sağlayan kuyruk benzeri yapılar oluşturmak için hücresel mikrofilamentleri kullanır Hareketli bakteri, sitoplazmik zarın iç yüzeyiyle temas eder ve yalancı ayaklı benzeri çıkıntılara neden olur Bakterileri içeren bu çıkıntılar, bitişik hücreler tarafından alınır Tüm süreç daha sonra yeni enfekte olmuş hücrelerde Listeria replikasyonunun ardından tekrarlanır
265
Klinik Formları
Gastroenterit 1/3 asemptomatik ve kendiliğinden iyileşebilir Menenjit Klinik belirtileri spesifik değil Ancak organ transplantli ve gebelerde şüphelenilmelidir Bakteriyemi Yüksek ateş ve hipotansiyonun eşlik ettiği akut bir formda görülür Meningoensefalit Erken başlayan neonatal infeksiyon Granulomatosis infantiseptica Geç başlayan neonatal infeksiyon Menenjit, septisemi ve meningoensefalit Doğumdan 1-4 hafta sonra
266
Granulomatosis infantiseptica
Intrauterin yaşamda plasenta yoluyla vertikal bulaşma sonucu gelişir Deri, konjonktiva, karaciğer ve dalak olmak üzere birçok organda yaygın apseler ve/veya granülomlar ateş, hepatosplenomegali, diyare, kalp yetmezliği, dispne ve pnömoni ile seyreden tablo görülür Fatal seyredebilir Papüler veya ülseratif deri lezyonları gelişebilir
267
Laboratuvar Tanısı
Mikroskobi Gram pozitif basiller araştırılır Genellikle, bakteri saptama sınırının altındaki konsantrasyonlarda bulunduğundan (s104 bakteri/ml) saptanması zordur Klinik örnekler Kan, kemik iliği, BOS, serviko-vaginal akıntı, plasenta ve amniyon sıvısı, kord kanı, mekonyum, ölümden sonra karaciğer, dalak, lenf bezi, beyin dokusu
268
kültür
Kültür İntrasellüler özelliğinden dolayı dokuların saf su veya buyyonda ezilmeli Soğukta zenginleştirme yöntemi (+4 °C'de 1-2 gün bekletme) Buzdolabındaki kültürlerden 1'er hafta arayla kültürler yapılır Geleneksel besiyerlerinde üretilebilir: Kanlı agar Koloninin çevresinde ve altında zayıf hemoliz zonu görülebilir ASM Microbelibrary.org Hanson L. monocytogenes, CAMP-pozitiftir Staphylococcus aureus'a dik açılarda ekim yapılmıştır Pozitif bir CAMP testini gösteren ok şeklindeki zayıf gelişmiş hemoliz bölgesine dikkat edin (katalaz pozitif)
269
Hayvan deneyi, serolojik testler, moleküler yöntemler
ANTON testi Lactobacillus Streptococcus ve Corynebacterium'dan ayrımda değerli bir yöntemdir Listeria infeksiyonlarında kanda aglutininler Serolojik tanıda iki serum arasında 4 kat veya daha fazla titre artımı, önemlidir Genellikle 1/320 ve üstü titreler anlamlıdır İmmun floresan, ELISA L. monocytogenes saf kültürü tavşan veya kobay gözü konjonktiva kesesine 2-3 damla damlatılırsa, 3-5 gün sonra keratokonjonktivit şeklinde pürülan bir tablo oluşur 18 Moleküler Yöntemler DNA probe hibridizasyon ve PCR teknikleri de kullanılabilmektedir
270
Laboratuvar Tanı
AŞI YOK Penisilin Ampisilin Eritromisin Tetrasiklin Et, balık ürünlerini ve yumurtaları tüketmeden önce pişirmek Çiğ yenen sebzeleri ve meyveleri dikkatlice yıkamak Çiğ eti çiğ sebzelerden ve hazırlanmış gıdalardan uzak tutun Pastörize edilmemiş süt içmemek veya bu tür sütten yapılan yiyecekleri yememek Çiğ etle çalıştıktan sonra elleri iyice yıkamak Çiğ eti kestikten sonra, sebzeler için kullanmadan önce kesme tahtasını deterjanla yıkamak Gıda etiketlerindeki talimatları izlemek Yiyeceklerin son kullanma tarihlerine ve saklama koşullarına dikkat etmek
271
pseudomonas genel özellikleri
Pseudomonadaceae familyası içinde Doğa, toprak ve su saprofit Bir kısım bitki, hayvan ve insanlar için patojen Non fermentatif gram negatif bakterilerdir
272
Sınıflandırma Floresan Grup RNA/DNA Hibridizasyon P. aeruginosa r RNA Grup l Alcaligenes Grup P. alcaligenes P. pseudoalcaligenes P. spp. Grup 1 P. fluorescens 5 rRNA grubu P. putida Stutzeri Grup DNA uyumlu alt gruplar P. stutzeri P. mendocina CDC Grup Vb-3 6 Sınıflandırma r RNA Grup II Pseudomallei Grup Burkholderia mallei Burkholderia pseudomallei Burkholderia cepecia Burkholderia gladioli Burkholderia pickettii 7 Sınıflandırma r RNA Grup III Acidovorans Grup Facilis-delafieldii Grup Comamonas acidovorans Acidovorax delafieldii Comamonas terrigena Acidovorax facilis Comamonas testosteroni Acidovorax temperans 8 Sınıflandırma r RNA Grup IV Diminuta Grup Brevundimonas diminuta Brevundimonas vesicularis r RNA Grup V Stenotrophomonas maltophilia 9 Sınıflandırma
Nükleik Asit Uygunluğu Bilinmeyenler Chryseomonas luteola Flavimonas oryzihabitans Sphingomonas paucimobilis Shewanella putrefaciens Pseudomonas-like grup 2 CDC Grup WO-1
273
Pseudomonas aeruginosa
Gram negatif Düz veya hafif kıvrık Polar flagellası ile çok hareketli Bazen çift çift bazen kısa zincirler halinde Sporsuz
274
Üreme Özellikleri
Genel kullanım 37 C°de besiyerlerinde ürer 41-42 C°de üremesi ayırt edicidir P. aeruginosa ile P. flourescens ve P. putida ayırımı AEROP Buyyonda yüzeyde zar yapmak üzere bol ve homojen bir üreme gösterir Kültürlerinde aromatik meyva kokusu Zarın hemen altinda mavi-yeşil pigmenti ayırt edilir oksidaz pozitif
275
Üreme Özellikleri
Kanlı jelozda hemoliz (hemen hemen tüm türler hemolitik) Kanlı agar ile Mc Conkey agar'da smooth, rough veya mukoid koloni yaparlar Mukoid kolonilerin varlığı, kronik hastalığın habercisidir
276
Üreme Özellikleri
Kanlı jelozda hemoliz (hemen hemen tüm türler hemolitik) Kanlı agar ile Mc Conkey agar'da smooth, rough veya mukoid koloni yaparlar Mukoid kolonilerin varlığı, kronik hastalığın habercisidir
277
Pigment özellikleri
Piyosiyanin (Mavi) Piyoverdin (Fluorescein-Yeşil) Pyorubin (Kırmızı) Pyomelanin (Kahverengi-Siyah) Piyosiyanin (Mavi) Sadece P. aeruginosa basilleri hem antimikrobiyal hem de toksin özelliklere sahip mavi/yeşil fenazin bileşiği
278
Dirençlilik
Çevre ısısı koşullarında sularda aylarca canlı kalır, kuruluğa dayanıksız Hastane ortamında çok kolay barınma imkanı bulurlar Yanık kliniğinde ve cerrahi kliniklerinde çok yaygın Havalandırma sistemleri, bebek küvetleri, solunum cihazları, hidroterapi tanklarında bulunabilirler İyi muhafaza edilmeyen antiseptik ve dezenfektanlarda bulunabilirler Zefiran gibi QAB'ni karbon-enerji kaynağı olarak kullanabilirler Merhem, krem, göz damlaları, diyaliz sıvılarında, lens solüsyonlarında kolayca barınırlar Steril saf suda bile ürer
279
Pseudomonas aeruginosa
Doğada yaygın olan sularda toprakta insan ve memeli hayvanların bağırsağında bulunabilen saprofit bakterilerden sayılırken Sağlıklı bireylere nadiren bulaştığı için sıklıkla fırsatçı patojen olarak kabul edilmektedir Birçok antibiyotik ve terapötik madde sınıfına dirençlidir TEDAVİZOR, enfeksiyonlar sorunlu
280
Virulans Faktörleri
Pilus (Attachment) Solunum epiteline yapışma Flagellum (motility) Solunum epiteline yapışma Endotoxin (shock) Ateş, şok lökopeni veya lökositoz, DIC, metabolik bozukluklar Alginate (cystic fibrosis isolates, antiphagocytic) Alginat (Kapsüller polisakkarit) sentezi Akciğer epiteliyal hücrelere yapışma biyofilm oluşumu bakteriyi antibiyotiklerin etkisinden immun sistemden korur Structure and pathogenic mechanisms of P aeruginosa. Virulans Faktörleri Ekzotoksin A (majör virülans faktör) Protein sentezinin inhibisyonu, doku yıkımı, makrofaj cevabının engellenmesi Fosfolipaz C Lipitleri ve lesitini parçalayarak doku hasarı, pulmoner surfaktanı parçalar, opsonin inaktivasyonu Alkalin Proteaz Doku hasarı ve P. aeruginosa enf. yayılması, antikomplementeretki, IgG'nin inaktivasyonu, nôtrofil fonksiyonlarının inhibisyonu 18 Lökosidin:Nötrofil ve lenfosit fonksiyonlarının inhibisyonu Elastaz Vasküler hasar Ekzoenzim S ve T ADP ribozil transferaz aktivitesine sahiptir, konak hücrelere sitotoksik Serin proteaz / Çinko metalloproteaz iki enzim elastin içeren dok. ve akc. parankim dokusunda hasar yaygın hemorajik lezyonlar ektima gangrenozum Pyoverdin (sarı-yeşil pigment) Demiri bağlayan siderefor, ekzotoksin ve diğer virülans faktörlerinin salınımını düzenler Pyosiyanin (mavi pigment) Diğer bakterileri baskılar, respiratuvar siliyer aktiviteyi bozar, akc.'lerde doku hasarına neden olan oksijenin toksik formlarının üretilmesini katalizler
281
Yaptığı hastalıklar
Vücut direncinin çeşitli nedenlerle kırılmış olması Ağır Hastalıklar Yaşlılık Diabetes mellitus İmmun supresif İlaçların kullanımı Yeni doğan ve özellikle prematürelerin aşırı duyarlılığı Sağlam ve direnci yerinde kişilerde yanık yaraları ve cerrahi girişimler
282
hastalılat pseudomonas aureginosa
Pnömoni (Nötropenik hastalarda, Kistik fibroz) Bakteriyemiler Ektima gangrenosum Yara ve Yanık enfeksiyonları Malign otitis media Nozokomiyal veya travma sonrası gelişen menenjitler Endoftalmit, Osteomyelit, akeratit rtrit Endokardit Sistit, pyelit ve pyelonefrit Yüzücülerde kulak kanalında yüzeysel infeksiyon (Yüzücü kulağı)
283
P. fluorescens ve P. putida
Polar demet tarzında flagellaya sahip P. aeruginosa'dan farklı özelliği piyosiyanin yapmazlar Kanserli hastalarda kataterle ilişkili sepsis ve septik artrit (P. putida) Kan transfüzyonları kaynaklı bakteriyemi (Her iki tür) Nadiren patojendirler Su, toprak ve hastane çevresindesu kaynaklarında Normal farengeal florada bulunabilirler
284
P. alcaligenes, P. pseudoalcaligenes, P. spp. Grup Bu grubun üyelerinin klinik örneklerden izole edildiklerine dair henüz yeterli veri mevcut değildir P. Alcaligenenes; göz infeksiyonları; ampiyeme; fatal endokardit
Laboratuvar Tanısı Hastalığa göre örnek alınır İrin, yara, yanık sürüntüleri, balgam, BOS Kültürde üretimi kolaydır Buyyon, Jeloz, Kanlı agar, EMB veya Mc Conkey agar Kültürleri meyva kokusundadır Pigment yapan Pseudomonas kökenlerinin tanısı çok kolaydır
285
Tedavi ༤,、,、,、 Birçok antibiyotiğe dirençlidir Porin proteinlerde mutasyon nedeniyle Genelde hastalarda immun yetmezlik söz konusu Ciddi infeksiyonlarda etkili tedavi için Aminoglikozid+ betalaktam antibiyotik kombinasyonu Karbapenemler, Seftazidim, Sefaperazon, Sefotaksim, Piperasilin-tazobaktam
Risk Faktörleri ༤,、,、,、 Santral venöz kateterizasyon Yabancı cismin kalış süresi uzunluğu Uzamış entübasyon Mekanik ventilasyon YBÜ'nde yatış Antibiyoterapi Kronik respiratuar hastalık Geçirilmiş cerrahi Lökopeni, nötropeni İmmunsupresif veya steroid tedavi
286
Salgınlarda Saptanan Kaynaklar Çeşme suyu Nebulizer ekipmanı Dezenfektan solüsyon Ventilatörler Isı sensörleri Lavabolar Çapraz kontaminasyon Alınacak Önlemler Hastane ortamında temizlik Zemin, eşya, çarşaf temizliği Personelin el temizliği Steteskop temizliği Endoskopi temizliği Merhem, solusyon, krem, el sabunu gibi malzemeler sıkça değiştirilmelidir
d
287
Acinetobacter
Fırsatçı patojen Toprak, su ve çevrede sağlıklı insanlarda bulunabilir Sıklıkla cilt, orofarenks ve idrar kolonize olur Çoğu patojenik olmayan çevresel organizmalar 50'den fazla türü var
288
Genel Özellikleri
Aerop ve hareketsiz Oksidaz negatif Neisseria ve Moraxella'dan ayrımı Anaerobik şartlarda üreyememe Enterobacteriaceae üyelerinden ayrımı
289
Virulans Faktörleri
Sitotoksik dış membran proteini (OmpA) Ökaryotik hücrelerle etkileşimi Konak epitelyal hücrelerine yapışma ve invazyonu Demir toplama sistemleri (Acinetobaktin ve FecA), fosfolipaz C ve D
290
Virulans Faktörleri
Polisakkarit kapsül konak savunmasından koruma Fimbria LPS; Lipit A Komplemanın mikrobiyal hücre duvarına erişimini engeller ve alternatif kompleman aktivasyon yolunun tetiklenmesini önler ve kapsüler ekzopolisakkarit ile sinerji içinde hareket eder Biyofilm oluşturma Antimikrobiyal ajanlardan ve konağın immün yanıtından kaçması Quorum sensing(çoğunluğu algılama sistemleri) Düzenleyici bir mekanizma
291
Virulans Faktörleri
Antibiyotik direnç genleri Mikroorganizmanın patogenezine katkı sağlayan önemli virülans faktörleridir B-laktamazlar
292
Yaptığı Hastalıklar
Yoğun bakım ünitelerinde idrar yolu enfeksiyonları ve pnömoni endokardit Konjunktivit keratit sepsis cilt ve yara enfeksiyonları peritonit sıklıkla periton diyaliz hastalarında ACINETOBACTER ACINETOBACTER EVERYWHERE Osteomiyelit artrit sinovit
293
Risk Faktörleri
Yoğun bakım ünitesinde yatış İmipenem kullanımı Üçüncü kuşak sefalosporin kullanımı İleri yaş Cerrahi girişim ► İmmünsupresyon İnvaziv girişimler Maligniteler Multipl travma
294
Laboratuvar Tanısı
Balgam veya solunum sekresyonları, kan, BOS, yara ve idrar örnekleri Kültür: Kanlı agar ve EMB Moleküler yöntemler
295
Antibiyotik Direnci
Beta-laktamaz üretimi (AmpC sefalosporinaz vb) Kromozom ve plazmid kaynaklı Penisilin-bağlayan-proteinlerde değişiklikler Porin kaybı
296
Antibiyotik Duyarlılık Testi MUTLAKA yapılmalı
Çoklu ilaç direnci Sorumlu ana makanizma Aktif pompa sistemleri Betalaktamaz enzim Beta-laktam antibiyotiklere direnç Karbapenem direnci Aminoglikozid direnci Aminoglikozid modifiye edici enzimleri Kinolon direnci DNA giraz enziminde değişikliğe yol açan mutasyonlar Tetrasiklin, Trimetoprim sülfametoksazol ve Kloramfenikol
297
Kuru yüzeylerde diğer bak. oranla uzun süre canlı Yoğun bakım ünitelerinde genel durumu bozuk has. salgınlar Solunum yolunda aşırı kolonizasyon Mekanik ventilasyon yapan has. arasında salgınlar Dezenfekte edilse bile solunum cihazı kul. sonra enf. Artan ant. kullanımı Acinetobacter enf. yayılımına neden olur Aletlerin dekontaminasyonu ve dezenfeksiyonu El yıkama İzolasyon yöntemleri Ant. kulanımının kontrolü
.
298
rRNA Grup II: Pseudomallei Grup
Aerobik, sporsuz, Burkholderia mallei Burkholderia pseudomallei Burkholderia cepecia Burkholderia gladioli Burkholderia pickettii B. mallei dışındakiler bir veya daha fazla flagella ile hareketli Polimiksine direnç diğer Pseudomonas'lardan ayırır Hastane ortamı ve doğada yaygın olarak bulunur Üçüncü kuşak sefalosporinler, karbapenemler, kinolonlar, üreidopenisillinler etkilidir
299
B. mallei
Ruam hastalığı Özellikle tek tırnaklı hayvanlarda görülen bir hastalık Meslek hastalığı Hayvan bakıcısı, çiftçi, bakteriyolog ve Veteriner hekimler İnsana yaralanma sonucu açılan deriden bulaşır Abse materyali Kültür, serolojik testler ve hayvan deneyi Kobaylara intraperitoneal inokulasyon sonrası, akut peritonit ve Tunica vaginalis inflamasyonuna bağlı testislerin scrotuma yapışarak fistülize olması (Straus reaksiyonu) Ruam tanısında önemli bir reaksiyondur
300
B. pseudomallei
Melloidoz hastalığı Fare, kabay, tavşan gibi kemirici hayvanlarda burun akıntısı, vücudun her tarafında yaygın kazeöz nodüller ve sepsis----ölüm İnsana bulaşma Kemiriciler ile temas Sineklerin ısırması İnsan vücudunda latent kalma Yıllar sonra tekrar aktif hale gelebilir Vietnam savaşında 250.000 Amerikan İnhalasyonla bulaşma olabilir askerinin B. pseudomallei ile infekte olduğu Vietnam savaş bombası ÜÇ klinik evre 18 AKUT: Metastatik lezyonlu sepsis SUBAKUT: Selülit, lenfanjit KRONİK: Lokalize kronik selülit Akut dönemdeki hastalardaki mortalite oranı %95
301
rRNA Grup V: Stenotrophomonas maltophilia
Nonfermentatif, Gram (-) basil, Oksidaz negatif Düz veya hafifçe kıvrık morfolojide Aerop, hareketli İntrensek olarak karbapenem grubu antibiyotiklere dirençli Donuk sarı renkli koloniler Oda ısısında bekletilince renk koyulaşır
302
Stenotrophomonas maltophilia
Doğal çevre, Su kaynakları, Toprak ve Hastane ortamından izole edilebilir Son yıllarda artan oranlarda nozokomiyal infeksiyon Duyarlı populasyonlarda yüksek mortalite ve morbidite ile seyreden infeksiyonların etkeni Endoftalmit Sinüzit Nekrotizan epiglotit Yara infeksiyonları Periton dializine sekonder peritonit Piyodermi Endokardit Bakteremi Menenjit Üriner sistem infeksiyonu Pnömoni Ampiyem Piyamiyozit
303
Alcaligenes Cinsi
Önemli türler A. faecalis A. xylosoxidans, A. plechardii Direnç oluşumunda yoğun beta-laktamaz salınımı etkilidir Sefalosporinlere karbapenemlere duyarlıdır Beyaz-sarı düzgün kenarlı koloniler Kültürleri çilek gibi kokar
304
Enterokoklar- Grup D Streptokoklar
38 türü var DNA-DNA ve DNA-ribozomal RNA hibridizasyon çalışmaları Enterococcus cinsi olarak ayrı Sınıflandırma (1984) Klinik olarak önemli iki tür Enterococcus faecalis Enterococcus faecium Vankomisine dirençli olmaları Ve insan intestinal sisteminde kolonizasyonları nedeniyle önemli diğer iki tür Enterococcus gallinarum Enterococcus casseliflavus
305
geenl özellikler
• Gram pozitif koklar (hareketsiz, sporsuz)• Kanlı jelozda büyükçe, gri, parlak, bugulu görünümde ve alfa, beta hemolitik ya da non- hemolitik koloniler Boyalı preparatlarda; Tekli, ikili veya kısa zincirler oluşturur. Genellikle diplokok görünümünde • Mikroskobik görünümleri ile S. pneumoniae'den ayrılmazlar • NaCl ve safra tuzlarında üredikleri için katalaz negatif gram pozitif diğer koklardan ayrılırlar X • Bağırsak florasında kommensal yaşarlar İnsan dışkısından izole edilen enterik patojenlerdir Ağız boşluğu, safra yolları ve genitoüriner sistemde kolonizasyon gösterdigi bilinmektedir • İdrar yolu enfeksiyonlarına neden olurlar • İmmün sistem bozukluğunda endojen kaynaklı enfeksiyonlar • Fırsatçı enfeksiyonlara neden olan nozokomial patojen • Intra-abdominal, septiser endokardit vb
306
Virülans Faktörleri
Yüzey adezinler 01 Agregasyon maddesi Enterokokların konak hücrelerine (bağırsak ve vajinal doku hücreleri) bağlanmasını sağlayan yüzey adezyon proteini 02 Enterokok yüzey proteini Hücre dışı yüzey proteini Hücre duvarı ilişkili bir protein Konak bağışıklık sisteminden bakteriyi korur Üriner sistemde kolonizasyonu arttırır Virülans genlerini plazmidler Genom üzerinde farklı bölgelerde bulunan patojenite adacıkları Salınan faktörler 03 Sitolizin Gram (+) bak. üremesini engelleyen protein (bakteriyosin) lokal doku hasarını arttırır Yüksek düzey gentamisin direnci ve bakteriyemili has. ölüm riskinin beş kat artışıyla ilişkili 04 Feromon Nötrofil kemotaksisini arttırır ve inflamatuar reaksiyonları düzenleyebilir 05 Jelatinaz (proteaz) Jelatin, kollejen, hemoglobin ve diğer küçük peptidleri hidrolize eder
307
Antibiyotik Direnci
Kazanılmış (ekstrensek) direnç Bakterideki genetik özelliklerin değişimi kromozom veya plazmid DNA'sında mutasyon Dirençli bakteri tarafından DNA segmentinin konjugasyon, transformasyon ya da transdüksiyon ile aktarılması Doğal (intrensek) direnç Kromozomal direnç İlacın hedefi olan yapıyı taşımaması MUTATION 97(7) İlacın yapısal özelliğinden dolayı hedefine ulaşamaması Hücre içine giriş mekanizması olmaması Gr (-) bakterilerin vankomisin direnci Anaeropların aminoglikozid direnci
308
Enterokoklarda Antibiyotik Direnci
Enterokoklar doğası gereği antibiyotiklere çok dirençlidirler Glikopeptid, penisilin ve aminoglikozid grubu antibiyotiklere direnç gösteren enterokok enfeksiyonları halk sağlığını tehdit etmektedir Kazanılmış (ekstrensek) direnç Enterokoklarda DNA segmenti transferinden en sık sorumlu olan mekanizma konjugasyondur Doğal (intrensek) direnç е Enterokok türlerinin tümünde bulunan kromozomal direnci ifade eder Enterokok türleri penisilinlere, sefalosporinlere, linkozomidlere, trimetoprim-sulfometaksazol (TMP-SMX)'e ve aminoglikozidlere (düşük düzeyde), kinopristin-dalfopristin'e karşı kalıtsal olarak dirençlidirler
309
Aminoglikozid direnci
Endokardit gibi ciddi enfeksiyonlarda penisilin veya vankomisin gibi hücre duvarına etkili bir antibiyotik ile streptomisin veya gentamisin gibi bir aminoglikozid kombine tedavisi zorunludur Aminoglikozidlere yüksek düzey dirençli olanlar sinerjistik etkiye de dirençlidirler Enterokoklar aminoglikozidlere doğal (düşük direnç) direnç göstermelerine rağmen hücre duvarına etkili bir antibiyotik ile kombine kullanıldıklarında sinerjistik etkili Konjugatif plazmid veya transpozonlar üzerindeki genlerin kodladığı aminoglikozid modifiye edici enzimler yüksek düzey dirençten sorumludur
310
Vankomisin direnci Glikopeptid direnci Vankomisine dirençli enterokokların VanA, VanB, VanC, VanD, VanE ve Van G çeşitlilik gösteren farklı direnç fenotipleri vardır, direnç mekanizması benzerdir VanA; vankomisine ve teikoplanine direnç VanB; tek başına vankomisine dirençli enterokok (VRE) en yaygın olanıdır
ẞ laktam antibiyotiklere direnç B laktam antibiyotiklere intrensek olarak düşük düzeyde dirençlidirler Düşük afiniteli penisilin bağlayan protein (PBP)'ler üretilir Plazmidlerde bulunan genlerde kodlanır ve transfer edilir
311
Enterokoklara Bağlı Ciddi Hastalıklar
Adezyon ve salgısal virulans genlerinin varlığı Virulans faktörleri konak dokuya yapışma, kolonizasyon, invazyonu artırmak ve konak bağışıklık sisteminin modülasyonunu gerçekleştirmek yoluyla enfeksiyonun siddetini artırır ve enterokok enfeksiyonlarının patogenezine katkıda bulunur Antibiyotik Direnci Genel olarak kullanılan antibiyotiklere yapısal olarak dirençli olmaları veya kazanılmış direnç genlerine sahip olmaları
312
Yaptığı Hastalıklar
Enfekte hasta çıkartıları Enterokoklar yaygın bir alanı kontamine Duyarlı hastalarda kan, idrar yolları, BOS gibi steril bölümlere yerleşirler 01 Bakteriyemi 02 Endokardit 03 Abdominal ue peluik enfeksiyonlar 04 Cerrahi yara enfeksiyonları 05 İdrar yolu enfeksiyonları 06 Neonatal sepsis 07 Menenjit
313
Yaptığı Hastalıklar
Hastane enfeksiyonları Nozokomiyal enfeksiyonlar Enterokoklar hastanede yatan hastalar için önemli bir patojendir Hastane enf. en sık nedeni 01 Hastanede uzun süre yatış 02 Üriner sistem ve damar içi katater kullanılması 03 Yoğun bakım ünitesinde uzun süre kalma 04 Hastane içinde servisler arası nakil 05 Enteral tüple beslenme 06 Geniş spektrumlu antibiyotik kullanılması 07 Vankomisin ve üçüncü kuşak sefalosporin
314
Enterococcus faecalis
İnsanlarda ciddi hastane enfeksiyonları Klinik örneklerden soyutlanan suşların %85 - 95'i E. faecalis ve %5 - 10'u ise E. faecium olarak saptanmaktadır Diş hastalıkları %30-%90 oranlarında yaygınlıkta kök kanal operasyonları sonrası dişlerde bulunurlar Kanal tedavilerde sodyum hipoklorit ve klorheksidin kanal izolasyonlarından önce kullanılır
315
Laboratuvar Tanısı
Klinik örnekler Kan, yara, idrar, BOS Kültür Kanlı agarda ürerler Koloni Morfolojisi Kanlı agarda alfa- hemolitik/ non- hemolitik koloniler Bakteriler, safra-eskülinli besiyerinde üremede, eskülinden elde edilen siyah bir çökelti oluşturur Diğer bakteriler safra varlığında üreyemez Grup D streptokoklar; %6.5 tuzlu besiyerinde üreyenler (enterokok) ve üremeyenler (non-enterokok) olarak ayrılırlar Negatif Streptokok veya Enterokok Katalaz Testi Safra-Eskülin Pozitif %6.5 NaCl Üreme Pozitif PYR Testi Pozitif Enterococcusspp.
316
Tedavi, Korunma ve Kontrol
• Kombine antibiyotik kullanımı ampisilin/vankomisin ve aminoglikozid • Vankomisine karşı direnç daha yaygın hale gelmiştir Nitrofurantoine kullanılabilir • Ampisilin/vankomisin direnci varsa önerilen antibiyotikler Linezolid (direnç artmakta), kinopristin-dalfopristin (kalıtsal direnç, en sik görülen tür E. faecalis'e etkili olamamakta) ve florokinolonlar (vankomisin dirençli suşlara zayıf etki) X • Çok ilaca dirençli enterokokların etkili kontrolü • Enterokokların hastane ortamı ve insanlar arasındaki etkileşiminin daha iyi anlaşılması SÜRVEYANS • Hastanelerde ve diğer hasta bakımı ortamlarında daha iyi temas izolasyonu • Hastalara yapılan işlemlerde eldiven ve önlük giyilmesi Dikkatli, kısıtlı (ihtiyatli) antibiyotik kullanımı
317
Gram Pozitif Kokların Yaptığı Hastalıklar
Organizma Abiathopria Aerococcus Enterococcus Granulicatella Lactococcus Leuconostoc Pediococcus Streptococcus • Hastalık • Bakteriyemi, Endokardit, Hastane kaynaklı beyin absesi, Göz enfeksiyonu • Bakteriyemi, Endokardit, Üriner sistem enfeksiyonu • Bakteriyemi, Endokardit, Üriner sistem enfeksiyonu • Bakteriyemi, Endokardit, Göz enfeksiyonu • İmmün sistemi baskılanmış hastalarda Bakteriyemi, Endokardit, Üriner sistem enfeksiyonu Bakteriyemi, Yara enfeksiyonu, SSS enfeksiyonu, Fırsatçı enfeksiyonlar (Peritonit) • İmmün sistemi baskılanmış hastalarda • Fırsatçı enfeksiyonlar (Bakteriyemi) • Anjin, Kızıl, Impetigo, Erizipel, Sellülit, Loğusa ateşi, Nekrotizan fasit, Romatizmal ateş, AGN
318
Bacillus Genel Özellikleri
Toprak bakterisi Beta hemolitiktirler (B. anthracis hariç) Hareketlidirler (B. anthracis ve B. mycoides hariç) Çoğu katalaz pozitif HCO3 ve CO2'li ortamlarda polipeptid yapılı kapsül (B.anthracis, B.subtilis, B.licheniformis, B.megaterium) Sporlu bakteriler santral, subterminal, terminal Uygun olmayan in vitro koşullarda
319
Şarbon Biyolojik savaş/terör ajani
Akut enfeksiyöz zoonotik hastalık In vivo ortamda polipeptid kapsül bakteriyi fagositozdan korur ancak bakteri fagositler içinde uzun süre yaşayamaz Vejetatif bakteri, uygun olmayan koşullarda spor formunda, koşullar düzeldiğinde jerminasyon ile tekrar sporsuz Canlı dokuda spor oluşturmaz Bacillus antracis Gram pozitif, hareketsiz, sporlu, kapsüllü, aerop/fakültatif anaerop
320
DİRENÇLİLİK Sporların inaktivasyonu Otoklavda 120 °C'de 15-20 dk Kaynatmayla 20-30 dk %10'luk çamaşır suyu %5-10formaldehid % 2-4 gluteraldehit Hidrojen peroksid ile inaktive olur Sporlar toprakta 60 YIL canlılığını sürdürür
BULAŞMA Sporların hayvanlarda enfeksiyon oluşturması Enfekte hayvan veya bunların kontamine ürünleri ile bulaşan sporların insanlarda enfeksiyon oluşturması İnsanlar tesadüfen konak Enfeksiyon riski: 1/100.000
321
BULAŞMA YOLLARI
01 Tarımsal bulaş Enfekte hayvan veya leşi 02 Endüstriyel bulaş 03 Laboratuvarda bulaş 04 İnjeksiyon şarbonu Hastalıklı hayvanın tüy, kıl, yün, post, deri, kıkırdak, kemik tozu vb. işlenmiş kontamine ürünleri Şarbon sporu ile kontamine eroin Insandan insana bulaş sıra dışı Enfekte yara ve akıntı ile direkt ve indirekt temas ile enfeksiyonun insandan insana bulaşma riski var
322
Virülans Faktörleri
Antijenik olarak farklı protein yapısında üç farklı proteinden oluşmuş ekzotoksin; EF, PF LF EF + PA Lokal ödem Kuvvetli immünojen PA + LF Öldürücü İmmünojen EF + PA + LF Ödem, İmmünojen öldürücü px01 plazmidi ekzotoksin genleri pX02 plazmidi kapsül genleri
323
Patogenez
Hücre yüzeyinde KAPSÜL'E karşı oluşan antikorlar koruyucu DEGIL PA fragmanının LF veya EF ile oluşturduğu kompleks endositoz ile hücre içine alınır Hücre içinde adenil siklaz enzimini aktive eder Sitoplazmada siklik AMP seviyesi artar hücre içi su metabolizması bozulur Bakteri sporlarını makrofajlar fagosite eder bölgesel lenf bezlerine taşınır Endospor vejetatif hale geçer ve çoğalır Kapsül, opsanizasyon ve fagositozu önler Makrofajlardan dışarı çıkan bakteri lenfatik sistemde çoğalır ve dolaşım sistemine yayılır Dolaşımda bakteri sayısı 107-108/ml ulaşınca AĞIR SEPSIS TABLOSU
324
Yaptığı Hastalıklar
Akciğer şarbonu Gastrointestinal şarbon Inhalasyon ile alınan sporlar alveoler makrofajlarca fagosite. edilir, lokal trakeobronşial (hiler ve mediastinal) lenf nodlarına taşınır, vejetasyon, ekstrasellüler basiller ve toksinlerin lokal üretimi Kontamine gıda ve suların tüketilmesi Orofarinks veya bağırsak mukozasına penetrasyon, sporların submukozal dokuda makrofajlarda depolanması, mezenterik lenf nodlarına taşınım, mezenterik hemoragjik lenfadenit, semptomların başlamasından 2-5 gün sonra ÖLÜM Toksemi ve sepsis gelişirse ÖLÜM görülebilir Deri-kütanöz-cilt şarbonu %95 deri ile temas sonucu İnkübasyon: 1-7 gün 2-3 günde papül şeklinde lezyon etrafı ödemli ve eritemli vezikül Vezikül patlar, ortası çökük siyah bir ÜLSER ŞARBON PÜSTÜLÜ Yüksek ateş, bölgesel lenfadenit Nekroz tamamlandıktan sonra siyah bir kabuk teşekkül eder
325
Laboratuvar Tanısı
ÖRNEK Deri şarbonu; veziküllerden seröz sıvı, eksüda Akciğer şarbonu; balgam GIS şarbonu; asit sıvısı, gastrik aspirat, feçes veya yiyecek Sepsis; Kan Menenjit; BOS, postmortem kan örneği, dalak aspirati, lenf nodu Klinik örneklerde bambu kamışı görünümü (a) Kan kültüründeki üremeden Gram boyalı yaymada B.anthracis'in görünümü (b) doku yaymasından yapılmış M'Fadyean boyamada kapsül (b) görünümü Mikroskobik İnceleme: Polikrom metilen mavisi (M'Fadyean boyası); kapsül boyama (mavi-siyah basil-pembe kapsül) Gram boyama; Az sayıda PMNL'ler ve tek tek veya ikili, üçlü zincirler halinde tipik Gram (+) basiller (piyojen bakterilerle sekonder enfeksiyonlarda irinli eksüda ve bol PMNL) Floresanlı boyama yöntemleri (DFA)
326
Kültür
Kanlı agar gibi pek çok besiyerinde üretilir Kuru, beyaz-gri renkte, mat buzlu cam görüntüsü düzensiz kenarlı, granüllü yüzey gösteren koloniler R tipi Medusa head appearance Koloni kenarları mikroskop altında incelendiğinde uzun basil zincirlerinin birbirine karışması ile Medusa başı
327
s
Mikroskopik inceleme 1/2 gün Kültür 2-3 gün* Seroloji (ELISA) 1 gün* PCR 2 gün Laboratuvar Tanısı Deri lezyonundan veya normalde steril vücut sıvılarından yapılan preparatlarda B. anthracis'in görüldüğü (Bambu kamışı görünümünde gram pozitif sporlu çomaklar) - "kesin tanı" koydurur Hasta Halk Sağlığı Müdürlüğüne "kesin vaka" olarak bildirilmelidir. Kültürde B.anthracis'in üremesi - "kesin tanı" koydurur Hasta Halk Sağlığı Müdürlüğüne "kesin vaka" olarak bildirilmelidir. Çift serum örneğinde 24 kat titre artışı klinik tanıya yardımcıdır. Bildirime esas tani kriterleri arasında yer almaz. Vaka diğer testler ile doğrulanmalıdır. Pozitif sonuç - "kesin tanı" bulgusudur Hasta Halk Sağlığı Müdürlüğüne "kesin vaka" olarak bildirilmelidi
328
Korunma
HAYVANLARIN AŞILANMASI Laboratuvarda biogüvenlik seviyesi 3 ve Class II Biyogüvenlik kabinlerinde Örnek toplanmasında ve işlemler sırasında mümkünse tek kullanımlık cerrahi eldiven, gözlük, önlük, maske, başlık ve antiseptik botlar kullanılmalı Kullanılan malzemeler tekrar kullanılmadan önce otoklavlanmalı ya da %10-30 formalin içinde bir gece bekletilmeli İnfekte materyalden oluşan aerosole karşı gerekli önlemler alınmalı Tüm çalışma alanları, işlemler bittiğinde sporosidal ajanlarla, hipoklorit veya fenol solüsyonlarıyla dezenfekte edilmeli İşlem sonunda ortaya çıkan materyal tehlikeli biyolojik atık olarak değerlendirilmeli Penisilin tüm geniş spektrumlu antibiyotikler in vitro duyarlı TC SA BAXANG Risk Grupları Hayvancılıkla uğraşanlar Çobanlar Kasaplar Mezbaha işçileri Dericilikle uğraşanlar Veteriner hekimler Madde kullanıcıları Akıntılı deri lezyonu olan hastalar, temas izolasyonuna tabii Laboratuvar çalışanları tutulmalı Dekontamine edilmeyen bölgelerde yaşayanlar
329
B. cereus Hareketli, kapsülsüz, Gram pozitif basil
Genellikle pirinçli gıdalar Haşlanmış ya da kavrulmuş pirinç veya bakliyat Konserve veya pişmiş et Haşlanmış patates Kümes hayvanları Sütlü gıdalar ve tatlılar (pastörize krema, pudding, pasta vs.) VIRULANS FAKTÖRLERİ Ekzotoksinler Isıya duyarlı (labil) ve isiya dirençli (stabil) enterotoksin Spor oluşturma Olumsuz çevre şartlarında yaşamayı sağlar Enzimler Lesitinaz (fosfolipaz C)
330
Besin zehirlenmesi
Emetik Form (isi stabil/emetik toksin) kusmaya sebep olur Semptomlar: Bulantı-kusma, abdominal kramplar Pirinçli gıdalar: pirincin başlangıçta pişirilmesi sırasında bakteri ölse de pişirilmiş gıda buzdolabında saklanmazsa isiya dirençli sporlar gelişmeye başlar Üremenin log fazında ve sporulasyon sırasında toksin üretir Isi stabil enterotoksin besinler ısıtıldığında ortadan kalkmaz ve ağız yoluyla alındığında besin zehirlenmesi görülür Bu pirinçlerin tüketilmesinden sonraki 6 saat içinde semptomlar ortaya çıkar İshal ve ateş görülmez Enfeksiyon kendi kendini sınırlar, hasta bir günde düzelir
331
Besin zehirlenmesi
Diyareik Form (isi labil/ısıya duyarlı toksin) Bağırsağa etkilidir ve CAMP artışı ile ishal oluşturur Semptomlar: Sulu diyare ve alt GIS rahatsızlıkları Kontamine et, sebze veya soslardaki B. cereus sporları germine olur, daha sonra hızla ürer Kuluçka süresi 8 - 16 saattir Enfeksiyon kendi kendini sınırlayarak 1-2 günde (ortalama, 24 saat) iyileşir
332
Diğer Enfeksiyonlar
Göz enfeksiyonları Toprakla kontamine travmatik delici yaralanma Posttravmatik endoftalmitis, keratit, panoftalmit, ödem ve abseler Özellikle ilaç bağımlıları arasında görülür Körlüğe neden olabilir Endokardit, menenjit, osteomyelit ve pnömoni gelişebilir Ciddi GÖZ Enfeksiyonları İmmün yetersiz bireylerde Bakteriyemi Abse Menenjit Endokardit Akciğer ve böbrek infeksiyonu Osteomiyelit
333
Laboratuvar Tanısı
Kültür Şüpheli gıdalar Polimiksinli nutrient veya triptozlu buyyon gibi zenginleştirici besiyeri kullanılmalı Hep-2 hücre kültüründe hücrelerde vakuolizasyon oluşumu B.cereus'un emetik toksininin varlığını gösterir
334
TEDAVİ
Gerekirse sivi-elektrolit replasmanı yapılır Besin zehirlenmesi için ilaç verilmesine gerek yoktur Diğer infeksiyonlarda; Penisilin, Aminoglikozid, Kinolon, Karbapenem, Tetrasiklin, Vankomisin, Klindamisin, Rifampisin, Sefazolin, Linezolid
335
TEDAVİ
Gerekirse sivi-elektrolit replasmanı yapılır Besin zehirlenmesi için ilaç verilmesine gerek yoktur Diğer infeksiyonlarda; Penisilin, Aminoglikozid, Kinolon, Karbapenem, Tetrasiklin, Vankomisin, Klindamisin, Rifampisin, Sefazolin, Linezolid
336
Treponema
KILIF: çok katmanlı bir diş tabaka pepdidoglikan içeren dış membran Mik.org. yapısal bütünlüğünü korur iç membran osmatik dayanıklılık sarmal şekilde kıvrılmış, spiral şekilli bakteriler
337
Sifiliz, Lyme hastalığı ve Leptospiroz
Bazı türler: ağızda normal flora Karanlık alan mikroskop Floresan işaretli spesifik antitreponemal antikorlar ile boyanarak görünürler
338
Spiroketlerle ilişkili hastalıklar
Leptospira interrogans Leptospiroz (Weil Hastalığı) Borrelia burgdorferi recurrentis Birçok farklı tür Lyme hastalığı (borreliosis) Epidemik tekrarlayan ateş Endemik tekrarlayan ateş Treponema pallidum sp. pallidum pallidum sp. endemicum pallidum sp. pertenue carateum Sifiliz Bejel (endemik sifiliz) Yaws Pinta
339
Treponema
Spiral Sarmalları sarılmış bobine benzer 3 adet periplazmik flagella Anaerop veya mikroaerofilik Replikasyon süreleri yavaş (~ 30 saat) Sporsuz ve kapsülsüz Antijenik özellikleri zayıf Enine bölünerek çoğalma Tutunma sonrası kendi endoflagellaları etrafında sürekli dönerler
340
Spiroketlerle ilişkili hastalıklar konjenital enfeksiyon
T. pallidum subsp. pallidum Veneryal sifiliz /frengi Tüm dünyada Ergenlik çağı, Cinsel temas Evet T. pallidum subsp. pertenue Yaws Tropikal bölgeler, oeta guney afrika endonezya Çocuklar Cilt Hayır T. pallidum subsp. endemicum endemik sifiliz bejel kurak kuzey afrika çöl ortadogu cocuktan ergenlıge kadar mukoz membran nadiren t.carateum pinta yarı kurak ılıman alanlar gunay merkika cocuk eriskinler cilt teması hayır T. pallidum subsp. endemicum
341
Sifiliz
Deri, mukoza, iç organları tutan Tedavi edilmediği zaman kronikleşen Bildirimi zorunlu bir hastalıktır
342
Edinsel Sifiliz
Seksüel yolla bulaş: en sık Enfekte olmayan bireylerin cinsel ilişki sırasında enfekte bireylerin anogenital lezyonları ile direkt teması Etkenin giriş yeri, genital (penis, vajina, serviks uterus) veya genital dışı bölgeler (dudak, dil, ağız içi, nadiren doktorların parmaklarında) Kan transfüzyonu ile bulaş Etken, kan bankalarında +4°C'de saklanan kan ürünlerinde en azından 24 saat canlı kalabilmekte Konjenital Sifiliz enfekte anneden etkenin transplasental yolla bebeğe geçişi
343
Sifiliz
Bulaşma İnsanlar, doğal tek konak primer, sekonder ve erken latent Enfekte birisinden bulaşma riski ~%10 dönemde 10 Homoseksüel erkeklerde sık görülür Sifiliz enfeksiyonları HIV kapma riskini artırır Bazı vakalarda infertilite
344
Patogenez
Konak hücreye dış membran proteinleri ile tutunma Lenf düğümlerine yayılma ve kan akımına karışma Etkene karşı ADR gelişmekte Lezyon alanında hyalüronidaz enziminin salınımı Hücre yüzeyinde spesifik antijenler YOK immün sistemden kaçış Doku hasarından konağın immün yanıtı sorumlu
345
Primer Sifiliz
İnkübasyon süresi: 2-10 hafta birkaç saat içerisinde kana ve lenfe karışır Hasta kani, inkübasyon süreci boyunca enfekte Primer lezyon (Sert şankr) Org. vücuda giriş noktasında bir veya daha fazla sayıda papül, ülserleşme ve kabuklaşma Deri veya mukozada sert lezyonlar Bir iki hafta sonra lokal lenf bezlerinin enfeksiyonu (bölgesel LAP) spiroketlerin çoğaldığını gösterir Genelde genital bölgede, tek Ülser iki ay içinde iyileşir hastaya iyileştiğini düşündürür
346
Sekonder Sifiliz
Primer lezyon iyileştikten 2-10 hafta sonra Deri ve mukozalarda çok sayıda sekonder lezyon Ateş, halsizlik, kas ağrısı ve yaygın lenfadenopati Eller ve ayaklar dahil olmak üzere vücudun tüm yüzeyini kaplayan makülopapüler döküntüler Lezyonlar (primer/sekonder) enfeksiyöz Döküntü ve semptomlar kendiliğinden iyileşebilir LATENT ENFEKSİYON dönemine geçiş
347
Sekonder Sifiliz
Kondilomata lata Nemli, katlantılı vücut bölgelerinde kabarık lezyonlar (ağrısız, beyazımtrak, papüllerden daha büyük) Genital siğile benzer (condylomata acuminata)
348
Latent Sifiliz
2014'de CDC yeniden sınıflandırdı Erken latent dönem (Sekonder sifilizden sonraki 1 yıl): Hastalar infeksiyöz Geç Latent dönem (>1 yıl): Geç latent dönemde bulaşma zor LATENT EVRE; Sekonder sifiliz lezyonlarının kaybolmasından geç sifiliz belirtilerinin ortaya çıkmasına kadar geçen süre Tedavi almayan sekonder sifilizlerin üçte biri latent hale gelir Hastaların % 60-70'inde yaşam boyu sürer Geç dönem sifilizlerin üçte biri (%30-40) tersiyer döneme ilerler Gebe kadınlar 4 yıla kadar enfeksiyonu fetusa bulaştırabilir
349
Tersiyer Sifiliz
Tedavi edilmeyen hastalarda 5-20 yıl sonra görülebilir Deri, kemik ve diğer dokularda granülamatöz lezyonlar Hasta enfeksiyonu bulaştıramaz Gommatöz sifiliz (Gomlar; nodüller, ülseratif lezyonlar) Kardiovasküler sifiliz Nörosifiliz (SSS tutulumu)
350
Konjenital Sifiliz
Rinit ve maküler döküntü Enfekte anne etkeni gebeliğinin 10-15. haftasından sonra transplasental yolla fetusa geçirebilir Anne primer veya sekonder devre Ölü doğum veya düşük Enfekte doğan bebeklerde Konjenital sifiliz: Klinik belirti olmadan doğarlar Burun akıntısı ve makülopapüler döküntüler gelişir Diş (Hutchinson dişleri) ve kemik malformasyonları Sinir sistemi anomalileri
351
Bağışıklık
01 Şankr (primer) evresi 02 Tedavi olan hastalarda 03 Kişi ikinci defa infekte Kanda özgül IgM ve IgA İki yılda IgM azalmakta, IgG hayat boyu yüksek kalmakta (treponemal antikorlar) Şankr gelişmez (enfeksiyon bağışıklığı: premünisyon) (tam koruma yapmayan bağışıklık)
352
Karanlık alan mikroskobisi Primer sifiliz dönemi Serolojik testler negatif Deri lezyonları/doku sivisi Saprofitleri ayırmak mümkün değil Ağız ve rektal lezyonlar incelenmemeli Laboratuvara transport sırasında canlılıklarını yitirebilirler Direkt mikroskobik inceleme
Direkt floresan antikor testi (DFA) Doku sivisi Floresan işaretli antitreponemal antikorlar Patojen treponemalar için spesifik Monoklonal antikorlar kullanılırsa Oral ve rektal örnekler incelenebilir
353
Laboratuvar Tanısı Kültür Besiyerleri, embriyonlu yumurta veya doku kültürlerinde in vitro kültürü yapılamamıştır Doku kültür sistemlerinde 10-20 günlük periyotlarla T. pallidum'un sınırlı çoğalması sağlanabilmiştir Nükleik asit çoğaltma testleri Genital lezyonlar, bebeklerin kan ve BOS'unda PCR testleri Araştırma ve referans laboratuvarları
Serolojik Tanı Kan, Serum, Plazma Spesifik treponemal antikorlar Non-spesifik / reagin/ antilipoidal/non- treponemal antikorlar T.pallidum antijenlerine karşı gelişen antikorlar FTA-ABS: Floresans Treponemal Antikor Absorbslyon testl TP-PA: T. pallidum partikül aglutinasyonu testi TPHA: T. pallidum hemaglütinasyon testl MHA-TP: Mikrohemaglütinasyon ELISA: Maliyeti düşük, özgüllük ve duyarlılığı yüksek T.pallidum/konak etkileşimi, hasarlı konak hücresinden salinan kardiyolipin ve diğer lipidler (kendi lipoidal antijenleri) karşı otoimmünizasyon sonucu oluşan ve reagin adı verilen IgM veya IgG yapısında antilipoidal otoantikorların saptanması VDRL flokülasyon testi: Veneral Disease Research Laboratory RPR aglütinasyon testi: Rapid plasma reagin testi USR testi: Unheated serum reagin testi TRUST: Toluidine red unheated serum testi Tedavi edilmemiş sifilizde nontreponemal testler ile 2. ve 3. haftada pozitif sonuçlar, sekonder sifilizde yüksek titrelere ulaşır
354
Tedavi
Erken sifiliz tedavisi: Primer, sekonder, 1 yıldan kısa süren olgular Tek doz benzatin penisilin G Penisilin allerji: eritromisin/tetrasiklin Geç sifiliz ve konjenital sifiliz tedavisi: Penisilin G Koruyucu aşı yok Eşli tedavi Güvenli cinsel ilişki
355
T.pallidum subsp. pertenue
Transplasental ve konjenital enfeksiyon görülmez çocuklar arasında endemik Yaws Deri, kemik ve lenf nodlarında destrüktif lezyonlar Yaws'ın sifilizden farkı; Yaws'da damar ve sinir sisteminde önemli bir değişikliğe rastlanmaz Kalabalık, hijyen şartlarının iyi olmadığı ve su teminini zor olduğu sıcak, nemli bölgelerde deri lezyonları direkt temas Pirimer lezyon kol ve bacaklarda Penisilin
356
T.pallidum subsp. endemicum
Endemik sifiliz (Bejel) Primer lezyon ağız bölgesindedir, nadiren rastlanır Ağızda papüller ve mukozal yamaları içeren sekonder lezyonlar görülür Deri, kemik ve nazofarinkste görülen gomlar geç lezyonlardır Çocuklarda sık Penisilin ülkemizde Güneydoğu Anadolu'da Lezyonlar ile direkt yakın temas kontamine parmaklar
357
T.pallidum subsp. endemicum
Endemik sifiliz (Bejel) Primer lezyon ağız bölgesindedir, nadiren rastlanır Ağızda papüller ve mukozal yamaları içeren sekonder lezyonlar görülür Deri, kemik ve nazofarinkste görülen gomlar geç lezyonlardır Çocuklarda sık Penisilin ülkemizde Güneydoğu Anadolu'da Lezyonlar ile direkt yakın temas kontamine parmaklar
358
T.pallidum subsp. carateum
cilt lezyonları veya sinekler aracılığıyla bulaş penisilin Pinta Temas alanlarında ülserleşmeyen papüller primer lezyon Etken kan ve lenf yoluyla yayılır Aylar sonra pinta için karekteristik hipopigmente (depigmente) lezyonlar Meksika, Orta ve Güney Amerika'da, Filipinler'de bütün yaş gruplarında endemik Genç erişkinlerin hastalığı (15-30 yaş)
359
Borrelia
Karanlık alan ve faz kontrast mikroskoplarda Giemsa, Wright boyaları ile boyama Tekrarlayan ateşte periferik yaymada görülür Lyme hastalığında yaymada görülmez
360
Borrelia burgdorferi
Kene isırması B. garinii ve B. afzelii İnsan vücut biti Borrelia recurrentis Tekrarlayan Ateş Dönek Ateş Relapsing Fever Lyme Hastalığı Eritema migranslı (EM) hastaların cilt biyopsilerinde spiroketler görülmüş 1970'de ABD'de Old Lyme kasabasında artritli çocuklarda tespit edilmiş ve <> adı verilmiş 1981'de Willy Burgdorfer tarafından ilk defa Borrelia izolasyonu gerçekleştirilmiş, 1984'te Borrelia burgdorferi olarak adlandırılmıştır Sistemik, kronikleşebilen, zoonotik bir hastalıktır
361
Bulaşma
Ixodes cinsi keneler tüm bölgelerimizde Erişkin dönemde de insanlarda beslenir nem önemli Orman işçileri ve ormanlık bölgede yaşayanlar Irmak ve göl kıyılarında yaşayanlar
362
Patogenez
Deri-kan emme- etkenin girişi Kene tükürüğündeki mik.org. enjeksiyonu Kene orta bağırsak içeriğinin kusulması Eritema migrans Kene ısırığının yakınında düz, kenarları kırmızı, ortası soluk Lenfatikler ya da kan yoluyla yayılım Deri ve iskelet kas alanlarına dış yüzey lipoprotein OspA, OspB, OspC, OspD, OspE, OspF OspC bak. fagositozunu önler Kronik patolojik değişiklikler ?
363
aşamalar
Evre 1: Kene ısırmasından 3- 4 hafta sonra hastaların %50- 75'inde görülen deri lezyonları Grip benzeri şikayetler Hastalığın yayılım göstergesi Evre2: Hematojen yayılım Eklem ve kas ağrısı, eklem yangısı, kardiyak fonksiyon bozukluğu ve nörolojik belirtiler Evre 3: Aylar, hatta yıllar sonra kronik deri, sinir sistemi ya da eklem tutulumu
364
Acrodermatitis chronica atrophicans Atrofik kronik dermatitis
Geç Lyme hastalığı kronik deri tutulumu El, bacak ve ayak mavi-kırmızı renkte ödemli lezyonlar 40-70 yaş arası kadınlarda sık Zamanla atrofi gelişimi sonucu deride buruşukluk
365
Laboratuvar Tanısı
Etkenin gösterilmesi (yayma): Kan ve doku örnekleri/duyarlı bir yöntem değil ÖNERİLMEZ Kültür: Barbour Stoenner Kelly (BSK II) SIVI besiyeri/duyarlılığı düşük, 4-6 hafta uzun süre Serolojik Tani: Tanıda tercih edilen testlerdir ELISA, IFA, Western Blot doğrulama testi Moleküler Tanı: PCR deri biyopsi örnekleri ve vücut sıvılarında çalışılır Ölü-canlı B. burgdorferi ayrımı Araştırma ve referans laboratuvarları Avantaji Serolojik tanı Antikorların düşmesi ile tedavi başarısının takibi (üçüncü devre hariç) Dezavantaji Yalancı pozitif sonuçlar sık (normal floradaki spiroketler, diğer spiroket hastalıkları (sifiliz), bazı otoimmün hastalıklarda)
366
Tedavi
Erken tedavi, sekel bırakmadan iyileşme Enfeksiyonun erken döneminde doksisiklin, amoksisilin, sefuroksim Deri lezyonlarını geçirir Geç komplikasyonların oluşumunu azaltır Erken dönemde tedavi edilen hastaların %50'sinde geç komplikasyonlar (Lyme artiriti ve acrodermatitis chronica atrophicans) oluşur Lyme hastalığından ölüm çok nadir Kenelerin bol olduğu alanlardan sakınılması Kimyasal insektisidler ve böcek uzaklaştırıcı preparatlar Dağ ve ormanlık alanlarda açık renk ve kapalı giysilerin giyilmesi Kenenin deriden en kisa sürede uzaklaştırılması Isırık bölgesine dezenfektan uygulanması Kene isırığı sonrası (öz. endemik bölgelerde) kısa süreli antibiyotik profilaksisi (doksisiklin ve amoksisilin)
367
Tekrarlayan Ateş
EPİDEMİK tekrarlayan ateş Etken: Borrelia recurrentis İnsan vücut biti Pediculus humanus spp. humanus Enfekte bitler birkaç ay yaşarlar Kalabalık ve kötü hijyen koşulları (doğal afet, savaş) ENDEMİK tekrarlayan ateş Etken: 15 farklı spiroket Ornithodoros cinsi yumuşak keneler ile insanlara yayılım Kemiriciler, küçük memeliler ve yumuşak keneler rezervuar Keneler uygun ortamlarda 15 yıl canlı kalabilir Dişi keneler transovarian geçişle enfeksiyon zincirinin devamlılığı
368
Tekrarlayan Ateş
İnkübasyon süresi ortalama 7 gün Enfekte bit veya kenenin Isırması Beslenme sırasında ezilmiş enfekte bit veya kenenin bütünlüğünü kaybetmiş deriye inokülasyonu Ateşsiz dönem 4-10 gün Aniden başlayan titreme ve yüksek ateş ile beraber eklem, kas ve baş ağrıları 3-7 gün süren tipik ateş ataklan (40-41°C) Tekrar titreme, ateş ve halsizlik ile ikinci atak Giderek şiddeti azalan 3-10 atak
369
Tekrarlayan Ateş
Borrelia'ların periyodik olarak dolaşıma karışması Ateşsiz dönemlerde periferik kanda spiroket YOK Karaciğer, dalak, kemik iliği Ateş yükselirken mik.org. kanda bulunur Tekrarlayan ateş yükselmeleri Etkende oluşan invivo antijenik değişiklikler ateş periyotları oluşmakta Spiroketlere karşı gelişen antikorlar ateşli dönemde ortaya çıkar Antikorların spiroketleri aglutine edici ve öldürücü etkisi var
370
Laboratuvar Tanısı
Mikroskopi: Ateşli dönem/periferik yayma Giemsa veya Wright boyama %70'inde spiroketler mavi renkte görülebilmektedir Kültür: Barbour Stoenner Kelly (BSK II) sıvı besiyeri Serolojik tanı: Antijenik değişiklikler nedeniyle zor Hayvan inokülasyonu: Fare ve tavşanlara enfekte kan ve BOS'un intraperitoneal inokülasyonları sonrası hayvan kanlarında en azından 14 gün boyunca spiroket takibi
371
Penisilin, tetrasiklin, eritromisin vektör savaşı Aşısı yok Kişisel hijyen İnsandan insana temas yolu ile geçişi yok Enfeksiyon sonrası ortaya çıkan bağışıklık kısa süreli Tekrarlayan endemik ateş tüm dünyada yaygın görülür Ülkemizde Trakya ve Karadeniz bölgelerinde ve diğer bölgelerimizde rastlanmıştır Son yıllarda olgu bildirimi yoktur
.
372
L.interrogans grubu: İnsan ve memeli hayvan patojenleri L.biflexa grubu: Doğada serbest yaşayan nonpatojen türler
Sterilize edilmemiş çeşme suyunda bile bulunabilir
373
Leptospira interrogans
İki periplazmik flagella Aksiyal filamentin kasılıp genişlemesi ile kayma şeklindeki hareket Karanlık alan mikroskobunda parlak tanecikler (koklar) halinde tespih veya inci dizisi (zincir gibi) görünürler Türk Hançeri
374
Leptospira interrogans
Sulardaki leptospiraların deri hasarlarından (kesik ve sıyrıklar) veya mukoz membranlardan vücuda girmesi Kuluçka dönemi 1-2 hafta Kan yoluyla karaciğer ve böbrekler olmak üzere tüm dokulara yayılma Ateş ve kas ağrısının görüldüğü başlangıç evresi Bu döneme kan ve BOS'ta ileri dönemde idrarda bol mikroorganizma İmmünolojik reaksiyonlar sonucu leptospiralar temizlenir ikinci dönem klinik belirtiler ortaya çıkar Patogenez ve Klinik Bulgular Weil Hastalığı (leptospiroz) Weil sendromu Karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğu (hepatit, kanama), yaygın vaskülit, miyokardit ve ölüme yol açan ciddi sistemik hastalık
375
Leptospiroz
Kontamine sulara insanların teması, Çıplak ayakla yürüme veya yüzme Tüm dünyada yaygın görülür Evcil ve vahşi hayvanların doğal enfeksiyonu Fare ve diğer kemiriciler, köpekler, domuzlar, sığırlar Aktif hastalık dönemi ve asemptomatik taşıyıcılık durumunda hayvanların böbreklerinde yıllarca canlı kalabilirler İdrarları ile göl, havuz, kanal suları, bataklık, pirinç tarlası, su birikintilerini kontamine ederler Enfekte hastalar da idrarla etkeni atmakta
376
Leptospiroz
BİLDİRİMİ ZORUNLU RİSK GRUPLARI Veterinerler Askerler Çiftçiler Mezbaha işçileri Maden çalışanları Kanalizasyon işçileri Kontamine sularda yüzenler Bataklıklarda çalışanlar Balıkçılar Köpeklerden çocuklara Pirinç ve şeker kamışı tarlalarında çalışanlar
377
Laboratuvar Tanısı
Kültür 1. hafta kan ve BOS, 2. hafta idrar örnekleri Fletcher 2 haftada ÜREYEBİLİR Mikroskobi Etkenin klinik örneklerde gösterilmesi Karanlık alan mikroskopisi 1. haftada kan ve BOS, 2. haftada idrar örnekleri Floresanla işaretli antiserumların kullanılması Nükleik asit çoğaltma testleri Serolojik testler: Referans yöntem mikroskobik aglutinasyon testi (MAT)
378
tedavisi
Doksisiklin/ ampisilin/amoksisilin fare mücadelesi Aşısı yok Riskli durumlarda doksisiklin profilaksisi Endemik yerlerde risk gruplarının çizme ve eldiven giymeleri Evcil hayvanlar aşılanabilir Su ve besin hijyeni (şehir içme sularının kaynatılarak tüketilmesi) s
379
s
Doksisiklin/ ampisilin/amoksisilin fare mücadelesi Aşısı yok Riskli durumlarda doksisiklin profilaksisi Endemik yerlerde risk gruplarının çizme ve eldiven giymeleri Evcil hayvanlar aşılanabilir Su ve besin hijyeni (şehir içme sularının kaynatılarak tüketilmesi) s
380
chlamydia Genel Özellikleri
Hücre dışında replike olamazlar Ökaryotik hücrelerin zorunlu hücre içi parazitleri Özel üreme siklusu Boyutları küçük DNA ve RNA içerirler Ribozomları var Bazıları antibiyotiklere duyarlı Ortadan ikiye bölünerek çoğalırlar Gram (-) bakterilere benzer hücre duvarı Sınırlı da olsa metabolik aktiviteleri var ÖZEL BİR BAKTERİ
381
Hücre Duvarı LPS Zayıf endotoksin aktivitesi PBP'ler var:klamidya hücre duvarı oluşumu penisilin ve bakteri peptidoglikanının transpeptidasyonunu inhibe eden diğer ilaçlarla engellenmektedir MOMP Dış membran proteini OMP2'de peptidoglikan tabakasına eş fonksiyonlu sistinden zengin proteinler (SZP) bulunur ve bu yapı, hücrenin bölünmesine ve hayatta kalmasına izin verir Lizozimin hücre duvarı üzerine etkisi yoktur
EB ve RB İki evreli (bifazik) yaşam siklusları Elementer cisimcik (EB) Retiküler cisimcik (RB) Exocytosis Metabolik enerji üretim mekanizmaları yoktur Konak hücre ATP'sini kullanırlar ENERJİ PARAZİTİ Metabolik reaksiyonlarda konak hücrenin metabolitlerini de kullanırlar Klamidya ile enfekte olan konak hücrenin üremesi durmakta ve metabolik yeteneklerini klamidya üretme yönünde kullanmakta Enfekte ettikleri hücrelerin sitoplazmasında üremeleri esnasında tipik bazofilik inklüzyon cisimcikleri oluştururlar
382
• Enfeksiyöz formu EB MOMP dış etkilere karşı direnç kazandırır Replike olmazlar, hücre dışında bir süre canlılıklarını koruyabilirler Ortalarında bir çekirdek yoğun ribozom içeren, çevresi üç tabakalı çeperle çevrilmiş yapılardır Elektron yoğun cisimcikler Eşit miktarda RNA ve DNA içerirler Yüzeylerinde hemaglütinin vardır Metabolik aktiviteleri çok düşüktür Hücre içinde/Enfeksiyöz olmayan formu RB İçinde nükleer fibriller ve ribozomlar bulunan cisimcikler ATP sentezlemeden ATP/ADP transport sistemi ile konakçı hücreden enerji gereksinimini karşılarlar Nükleik asit ön maddeleri bakımından konakçı hücreye bağımlı olmakla birlikte, kendi enzimlerini kullanarak DNA ve RNA moleküllerini sentezleyebilirler Elektronlara karşı daha az yoğun Hücre duvarı, LPS ağırlıklı, RNA miktarı, DNA'dan 3-4 kat fazla Hemaglutininleri yok Metabolik olarak çok aktiftirler
RB hücre sayısının artması vakuol büyür inklüzyon cisimciği klamidyal proteinazların da etkisiyle vezikül yırtılarak 100 (500 kadar olabili veya daha fazla EB ekstrasellüler optama salınır C. psittaci : hücreler ve inklüzyonlar parçalanır veya C. trachomatis ve C. pneumoniae cisimler ters endositoz ile dışarı atılır
383
Chlamydiaceae Chlamydia C.trachomatis Ürogenital enf. Trahom Pnömoni Konjunktivit Pnömoni LGV Chlamydophila C.psittaci Pnömoni Psittakoz C.pneumoniae Solunum yolları enf. Bronşit Sinüzit Pnömoni
Chlamydia trachomatis Biovarları Üç biyovar C. trachomatis biovar trachoma A, B, Ba,..., K serovarları bilinen tek doğal konak, insan C. trachomatis biovar lymphogranuloma L1, L2, L3 serovarları bilinen tek doğal konak, insan C. trachomatis biovar mouse Doğal olarak farelerde latent halde bulunur ve pnömoni oluşturur İnsanda patojen olmayan tek C. trachomatis biovari 15 serotip: A,B,Ba,C,D,E,F,G,H,I,J,K,L1,L2,L3 Trachoma biyovarı içinde 12 serovar: A-K, Ba LGV biyovarı içinde 3 serovar: L1-3
384
Serotipler Hastalık Bulaşma Yolu A, B, Ba, C Endemik trahom Damlacık, eller, kontamine giysi, sinekler D, E, F, G, H, I, J, K İnklüzyon konjunktiviti Doğum kanalından geçiş D, E, F, G, H, I, J, K İnfant pnömonisi Doğum kanalından geçiş Non-gonokoksik üretrit (NGÜ) - Cinsel ilişki Post-gonokoksik üretrit (PGÜ) - Cinsel ilişki Epididimit, prostatit, proktit ve proktokolit - Cinsel ilişki Endometrit, salpenjit - Cinsel ilişki Üretrit, servisit - Cinsel ilişki PID - Cinsel ilişki L1 L2 L3 Lenfogranüloma venereum - Cinsel ilişki
C. trachomatis Enfeksiyonları Yenidoğan enfeksiyonları İnklüzyon Konjunktiviti Solunum Yolu İnfeksiyonları Diğer Yenidoğan İnfeksiyonları (nazofarenjit, sekretuar otitis media, bronşit ve bronşiyolit) Erişkin enfeksiyonları İnklüzyon Konjunktiviti Erkek ve Kadın Genital Sistem Enf. Trahom Lenfogranüloma venereum (LGV)
385
C. trachomatis Yenidoğan Enfeksiyonları Solunum yolu enfeksiyonları Servikal klamidya enfeksiyonu olan annelerden vajinal kanaldan geçerken enfekte olan bebeklerin %10-40'ında Doğumdan 2-3 hafta sonra solunum sistemi tutulumu Konjunktiva ve nazofarinksten alınan kültürler pozitifleşir Nazofarinks kültürü olumlu bebeklerin %30'unda pnömoni gelişebilir Inklüzyon Konjunktiviti D-K arası serovarları yol açar Servikal klamidya enf.bulunan annelerin bebeklerinde ortalama %15-20'sinde Sezaryen sırasında, transplasental ve kan yoluyla da geçebildiği gösterilmiş Enfeksiyöz yenidoğan konjunktivitleri arasında en sık görülen etken Doğumdan 2 ile 12 gün sonra Bol mükopürülan akıntı ve konjunktival ödem Akut olarak tek taraflı başlayıp diğer göze de geçebilir Genellikle iyi seyirli, erken tedavi önemli
C. trachomatis Erişkin Enfeksiyonları Hastalık genital yollarında klamidyaları taşıyan kişilerin, kendi kendilerini enfekte etmeleri (otoinokülasyon) veya genital salgıların bulaştığı maddelerle (Yüzme havuzu konjunktiviti) temas ile ortaya çıkar Klamidyal konjunktivitli kadınların %80'inde, erkeklerin ise %50'sinde aynı zamanda genital bir infeksiyon bulunur Akut olarak tek gözde, daha sonra diğer göze de geçebilir Fotofobi, mükopürülan akıntı, keratit, foliküler konjunktivit Enfeksiyon aylarca sürmekle birlikte, genellikle spontan olarak iyileşir Tedavi görmüşlerde enfeksiyon yinelenebilmekte konjunktivit
386
Trahom A, B, Ba ve C serotipleri ile oluşan kronik bir hastalıktır Özellikle üst göz kapağında yerleşen ve körlükle sonuçlanabilen kronik foliküler keratokonjunktivit Tüm dünyada körlüklerin hala en büyük sebebi Insidans, Ortadoğu, Kuzeydoğu Afrika ve Kuzeydoğu Hindistan gibi sağlık koşullarının kötü olduğu fakir ülkelerde, kuru ve sicak iklimlerde daha sık İnsandan insana doğrudan infekte göz salgıları ve göz yaşı ile kirlenmiş parmaklar ile Havlu, baş örtüsü, mendil ve çeşitli göz makyaj malzemeleri ile Karasineklerin etkeni gözden göze mekanik taşımalarıyla Kuluçka dönemi 2-9 gün Gözde kızarıklık, yaşarma ve batma hissi, konjunktivalarda mukopürülan eksuda, çapaklanma, kornea epitelinde yangi ve keratit Konjunktivada skar oluşumu ve göz kapaklarının içe doğru dönmesi Pannus oluşumu (damarların korneayı istilası) Kirpiklerin korneayı çizerek aşındırması ve eklenen sekonder bakteriyel infeksiyonlar sonucu Körlük
Erkeklerde Genital Sistem Infeksiyonları Non-gonokoksik üretrit (NGŨ) Post-gonokoksik üretrit (PGÜ) epididimit, prostatit, proktit ve proktokolit NGÜ olgularının %35-50'si C. trachomatis Klamidya enfeksiyonlarında inkübasyon süresi uzundur ve gonore tedavisinde kullanılan beta laktam antibiyotikler klamidyalara etkisizdir, bu nedenle semptomlar gonorenin tedavisinden sonra ortaya çıkar Olguların %11-33'ünde mükopürülan, %10-50'sinde az miktarda berrak, hafif kıvamlı bir üretral akıntı Dizüri, sık idrara çıkma yakınmaları Kadınlarda Genital Sistem İnfeksiyonları Kadınlardaki genital klamidya infeksiyonları yaklaşık %80'ni asemptomatik Mukopürülan servisit, endometrit, salpenjit, üretrit Assendan yayılımı ile pelvik yangisal hastalık (PID) Infertilite (kısırlık) ve ektopik gebelik Akut salpenjitte pürülan tubal eksudanın periton içine dökülmesiyle peritonit, karaciğer kapsülünün iltihabı ile perihepatit (Fitz-Hugh-Curtis sendromu) PID'lerin %5-10'unda Perihepatik adezyonlar: Abdominal duvar ve karaciğer yüzeyi arasında fibrinöz eksuda
387
Lenfogranüloma venereum (LGV) L1, L2, L3 serotipleri İnsanlarda veneryan bir hastalık İnkübasyon süresi 3-30 gün Primer lezyon, enfeksiyon bölgesinde ağrısız ülserasyon :Lenfogranüloma şankırı Lenf düğümlerinin inflamasyonu ve büyümesi (şişmesi) Lenf bezleri ve anogenital bölgede cerahatli bir iltihap Inguinal lenf nodlarının tutulumu, bubon oluşması ve irinlenerek dışarıya fistülüze olması ve iltihabın dışarı akması Multisistem tutulumu ve sistemik belirtiler oluşturan tek klamidyal infeksiyon Asya, Afrika ve Güney Amerika'da endemik Siyah ırkta, erkeklerde ve homoseksüellerde sık
Chlamydia pneumoniae Solunum sekresyonları ile bulaşır Enfeksiyonların çoğu asemptomatiktir ve %90'ı sadece ÜSYE belirtileri gösterir ATİPİK PNÖMONİ Sinüzit, farenjit, bronşit ve pnömoniye sebep olan insan patojenidir Toplumda kazanılan pnömoni olgularının %5-15'inden sorumludur M. pneumoniae, L. pneumophila ve solunum yolu virüslerin neden olduğu diğer atipik pnömonilerden ayırımı zordur
388
Chlamydia psittaci Kuşlardaki infeksiyonun önceleri sadece papağanlarda bulunduğu sanıldığından hastalığa "psittakoz" (papağan humması) denmiş: daha sonra birçok kuşta bu hastalığın görülmesi nedeniyle "ornitoz" terimi kullanımaya başlanmış İnsanlar kuş türü hayvanların solunum sekresyonları ile idrar ve dışkı tozlarının solunmasıyla enfeksiyonu alırlar İnsandan insana bulaşma nadirdir Hastalığın kuluçka dönemi ortalama 10 gün (5-15 gün) Belirtisiz bir enfeksiyondan akut öldürücü pnömoniye kadar değişen klinik tablolar Olguların çoğu, evde beslenen kuşlarla (muhabbet kuşları) bağlantılı Hastalık kümes hayvanları ile uğraşan işçilerde de görülmekte Hastalık değişik tablolar gösterdiğinden tüberküloz, primer atipik pnömoni, Q ateşi, bruselloz, tifo, influenza ve benzeri hastalıklarla karışabilir Kuşlarla ilgisi olduğu bilinen bir kimsede, birdenbire grip veya atipik pnömoni gibi başlayan bir klinik tablo karşısında psittakoz düşünülmeli
Uygun örnekler Konjunktival kazıntılar, üretral, servikal veya rektal kazıntı örnekleri, balgam, boğaz çalkanti SIVISI, doku biyopsileri Örnek alırken epitel hücrelerinin toplanmasına dikkat edilmeli Sürüntü, kazıntı ve doku örnekleri transport besiyeri (kontaminasyonu engellemek için gentamisin, vankomisin ve amfoterisin)' ne konulmalı *klamidyaları inhibe etmez Serolojik inceleme için kan gerekli Laboratuvara ulaşan örneklerin kültüre inokülasyonu derhal yapılmalı Taşıyıcı medium içinde +4°C'de 24 saat, -70°C'de daha uzun süre saklanabilir
389
Laboratuvar Tanısı Hücre Kazıntılarının Doğrudan İncelenmesi ՈՐ Giemsa ile boyanan her bir hücrede inklüzyonlar C. trachomatis'in hücre içi inklüzyonları
Etken İzolasyonu Kesin tanı, bakterinin izolasyonu Örnek alınırken pamuk, dakron, kalsiyum aljinat uçlu eküvyonlar kullanılmalı, doku kültürü için toksik madde içermemeli Klinik örneğin santrifüj edilerek doku kültürüne ekilmesi, üreme oranını arttırır Hastanın antibiyotik kullanımı izolasyonu azaltmaktadır Doku kültürlerinde ortalama 48-72 saat içinde üreme olur İnkübasyon süresinin sonunda, klamidyaların doku kültüründe üreyip üremedikleri, Giemsa ile boyama veya DFA yöntemi ile araştırılır Doku kültürü, en duyarlı yöntem (referans yöntem-altın standart) McCoy (en çok), Hep-2, HeLa 229 ve BHK-21
390
Laboratuvar Tanısı C. trachomatisi saptamak için direkt floresan antikor (DFA) ve enzim işaretli immunosorbent testleri antijenlerin tespiti için kullanılmakta ise de moleküler testler kadar duyarlı kabul edilmemektedirler Enzim immünassay (EIA), kompleman fiksasyonu ve mikroimmüofloresan (MIF) testleri ile antikor tespiti Nükleik asit çoğaltma testleri (NAAT) genital C.trachomatis enfeksiyonları için kullanılmaktadır Aynı zamanda N. gonorrhoeae'yi saptamak için uyarlanmışlardır Duyarlılıkları %90-98 olarak bildirilmektedir Nükleik asit prop testleri hızlı ve ucuz testlerdir
Tedavi, Korunma ve Kontrol Tetrasiklin ve eritromisin gibi protein sentezi inhibitörleri, klinik enfeksiyonların çoğunda etkili Azitromisin ve sefalosporinler etkili Trahomun endemik olduğu bölgelerde hijyenik şartlar düzeltilmedikçe hastalığı önlemek zordur Cinsel yolla bulaşan hastalıklarda olduğu gibi kontrolü Enfekte kişilerin erken tanı ve tedavisi Güvenli cinsel ilişki Cinsel eşlerin birlikte tedavisi
391
Lekeli ateş grubu, Tifus grubu ve Çalılık tifusu Zorunlu hücre içi parazitleri Ökaryotik hücre sitoplazmasında çoğalabilirler Küçük basil, kokoid (pleomorfik), kokobasil İnsanlara artropod (eklembacaklılar) vektörler Keneler, akarlar, bitler, pireler ile bulaşırlar Artropodlar hem vektör hem de rezervuar Artropodlarda transovaryan geçiş bakterilerin sürekliliğini sağlar İnsan genellikle rastlantısal konaktır LPS zayıf endotoksin aktivitesine sahiptir Hareketsiz, gevşekçe bir «slime» tabaka ile çevrelenmiştir
Grup Bakteri Hastalık Vektör Memeli rezervuar Lekeli ateş grubu R. rickettsii Kayalık Dağlar Lekeli Ateşi Kene Kemirgen, köpek R. akari Riketsiya çiçeği Akar Fare R. conori Akdeniz lekeli ateşi Kene Kemirgen, köpek Diğer türler Çeşitli coğrafik isimler Kene Kemirgen Tifus grubu R. prowazekii Epidemik (bit) tifus Bit İnsan R. typhi Brill-Zinsser hastalığı Endemik (fare) tifus Pire Kemirgen Orienta tsutsugamushi Çalılık tifusu Akar Kemirgen
392
patogenez Riketsiya'nın endotel hücresi yüzeyine tutunması, fagositozu ve daha sonra fagozom membranının yok olması ile bakterinin hücre sitoplazmasına geçişi Riketsiya'nın hücre sitoplazmasına geçişinden sonra ikiye bölünme ile çoğalmaya başlaması Riketsiya'nın konak hücrenin F-aktin polimerizasyonu ile konak hücre sitoplazmasına doğru kuyruklu yıldız kuyruğu gibi itilmesi Filopodia adı verilen uzun konak hücre çıkıntılarının F-aktin ile itilmesi hücre yüzeyinden riketsiyanın salınması veya komşu endotel hücresine yayılmasının başlaması
patogenez Riketsiyanin endotelde üremesi damar yapısına zarar verir, bu ise beyin gibi organlarda sıvı göllenmesi ile sonuçlanır. Damar çevresinde sıvının hareketi ensefalitle sonuçlanabilir Konağın bağışıklık hücrelerince salınan INFyve TNFa, otofagozom ile riketsiyayı öldürmesi için enfekte endotel hücresini aktive ederler, sonra otofagozomlarla lizozomların birleşmesi ile ölü riketsiyalar sindirilir
393
Benekli Ateş Grubu Riketsiyalar Kayalık Dağlar Benekli Ateşi Klinik belirtiler kene ısırığından sonra 7 gün (2-14 gün) gelişir Yüksek ateş, halsizlik, başağrısı ve kas ağrısı Dalak ve karaciğer büyümesi görülür Hastaların %90'ınında tipik olarak avuç içi ve ayak tabanında başlayan daha sonra bütün vücuda yayılan maküler döküntü gelişir Ayak tabanında maküler döküntüler(erken dönem) En yaygın patojen R. rickettsii Avuç içi ve ön kolda riketsiyal petesial döküntüler (geç dönem)
Benekli Ateş Grubu Riketsiyalar Riketsiya Çiçeği Akarların ısırması ile bulaşır transovaryan geçiş yoluyla sürekliliğini sağlar Akarlar ev farelerinde ve benzer küçük kemiricilerde bulunur Su çiçeğine benzeyen döküntüsü vardır önce bir papül, derin yerleşimli bir veziküle dönüşür Yaygın döküntü görülür hastalık komplikasyonsuz ve hafif seyreder Tifus Grubu Riketsiyalar Tifus Grubu Riketsiyalar sadece sitoplazmada çoğalabilir Hücreyi lizise uğratarak terkederler Benekli Ateş grubu Riketsiyalar sitoliz yapmaz r.prowazeki
394
Epidemik tifus (bit tifusu) Hastalık dünyada yaygındır İnkübasyon süresi 2-30 gün (ortalama 8 gün) Epidemik tifüs yüksek ateş (yakalaşık iki hafta sürer), baş ağrısı ve kas ağrısı ile karakterize Hastalık 40 yaşından büyüklerde daha ağır seyreder Hastaların %20-80'inde maküler ve peteşiyal döküntü Epidemik tifusta ölüm oranı %6-30 Brill-Zinsser hastalığı epidemik tifusun nüksüdür (latent enfeksiyon) ve hafif seyirlidir R. prowazekii Doğal rezervuarı insan olan tek Riketsiya İnsan vücut biti Pediculus humanus Bit, beslenirken dışkısıyla bakteriyi bulaştırır Bit ısırıklarından kaşıntı ile vücuda girer Bit 2-3 haftada kendi enf. nedeni ile ölür transovaryan geçiş önlenir Yüksek riskli gruplarda kullanılması önerilen bir tifüs aşısı mevcuttur
endemik tifus Hastalık dünyada yaygındır İnkübasyon süresi 7-14 gün yüksek ateş, baş ağrısı ve kas ağrısı hastaların yarısında döküntü karakterize Nadiren ölüm iliman ve subtropikal bölgelerinde endemik nstock R. typhi Rezervuari kemirgenler (fare) Pire Pire, beslenirken dışkısıyla bakteriyi bulaştırır Pire ısırıklarından kaşıntı ile vücuda girer
395
Orienta tsustsugamushi Rezervuar: Kemirgen Vektör: Akar İnkübasyon 6-18 (ortalama 10-12 gün) gündür Etken transovaryan geçiş ile yeni nesillere aktarılır Ateş, baş ağrısı, kas ağrısı ve lenfadenopati Hastaların yarısında gövdede maküler-papüler döküntü Uzak Doğuda, Hindistan, Sri Lanka, Yeni Gine, Japonya ve Tayvan
Laboratuvar Tanı Mikroskopi Biyopsi doku örnekleri Giemsa boyama Kırmızı zeminde mavi-mor Gimenez boyama Mavi-yeşil zeminde parlak kırmızı / pembe İmmünofloresan boyama (DFA) Kayalık Dağlar benekli ateşinde doku biyopsilerinde hücre içi bakterileri boyamak Riketsiya izolasyonu Deney hayvanı:kobaylar/siçanlar Embriyonlu yumurta Hücre kültürü Biyogüvenlik nedeniyle sadece deneyimli referans laboratuvarlarda yapılmaktadır Moleküler yöntemler PZR, real time PCR Uygun örnekler Dokular, plazma, periferkani Serolojik testler Mikroimmünofloresans testi Altın standart referans yöntem Dış membran proteinleri ve LPS antijenine karşı antikorları saptar İmmunperoksidaz testi ELISA IFAT Lateks aglütinasyon testi Western blot immunassay
396
Ehrlichia ve Anaplasma Genusu Keneler larva, nimf (olgunlaşmamış evre) evresinde enfekte konaklardan kan emerek enfektif hale gelir ve beslenirken insan ve diğer konaklara Kenelerde transovaryan geçiş gerçekleşmez İnsanlar rastlantısal ve son konaktır 16 Pleomorfik, gram (-), hareketsiz hematopoetik hücrelerin sitoplazmik vakuollerinde zorunlu intrasellüler bakteriler E.chaffeensis: İnsan monositik erlihiyozu E.ewingii: Köpeklerde hastalık etkeni A.phagocytophilum : İnsan granülositik anaplazmoz 17 Ehrlichia ve Anaplasma Genusu Benekli Ateş ve Tifus grubu riketsiyalardan farklı olarak granülosit, monosit, ertrosit ve trombositleri enfekte eder İki morfolojik formu: elementer ve retiküler cisimler Morulalar Lökositlerde fagositik vakuoller içerisinde elementer cisimlerin çoğalarak oluşturdukları membran ile çevrili hücre topluluğuna "morula" denir (inklüzyon cisimciği) Ehrlichia infection of any leukocyte by phagocytosis Formation of phagocytic vesicle Bacterium survives and multiplies in phagosome Phagosome-lysosome fusion inhibited 0% Ehrlichia ve Anaplasma Genusu İnsan monositik erlihyozu/İnsan granülositik anaplazmoz Kuluçka dönemi kene ısırmasından sonra 5-21 gün Yüksek ateş, baş ağrısı, halsizlik ile gelişen grip benzeri hastalık İlerleyen dönemde hastaların %10-30'unda döküntüler görülür Hastaların yarıdan fazlasında yatarak tedaviye ihtiyaç olur İnsan monositik erlihyozunda mortalite % 2-3 İnsan granülositik anaplazmozunda mortalite %1'in altında OOBS Cell and phagosome lyzes Enfekte ettikleri konak hücrede fagozom- lizozom füzyonunu (fagolizozomu) engellerler Hidrolitik lizozomal enzimlerle karşılaşmadan fagozomlar içinde ikiye bölünerek çoğalırlar Hücre lizisi ile ortama salınır
Tanı ve Tedavi Mikrobiyolojik inceleme Giemsa boyama (periferikkan) Morula (hücre içi organizmaların) saptanması DNA amplifikasyon testleri Referans laboratuvar Seroloji Testlerin özgüllüğü kayalık Dağlar benekli ateşi, Q ateşi, Lyme hastalığı, brusellozve Epstein Barr virus etkenleri ile çapraz reaksiyon nedeniyle düşüktür doksisiklin rifampin kloramfenikol Kenenin Koruyucu giysiler hemen çıkarılması
397
Coxiella burnetii Q ateşi (Q humması, Balkan, keçi gribi) Coxiella infection of a macrophage by phagocytosis Formation of phagocytic vesicle Phagosome-lysosome fusion Bacterium survives and multiplies Endospor benzeri yapılar oluşturur/çevre şartlarına daha dirençli ve dış ortamda uzun süre canlı kalabilirler Rezervuar: Koyun, keçi ve sığır (hayvanda asemptomatik) Bulaşma: Enfekte hayvanların idrar, dışkı, ve plasentalarından toprağın kontamine olması ve enfekte tozların inhalasyonu ile bulaşır Pastörize olmamış sütle de bulaşır Kene, hayvanlar arasında bulaşmada önemli (insana kene dışkısından bulaşabilir) Antijenler ve antijenik değişim: Faz 1 ve Faz 2 olmak üzere iki farklı antijenik yapı gösterir Faz değişiklikleri LPS antijenindeki antijenik varyasyona bağlı Cell and phagolysosome lyzes Monosit ve makrofajlarda fagolizozomlarda çoğalır, bakteri solunum sisteminde çoğaldıktan sonra tüm vücuda yayılır
Tanı ve Tedavi Klinik belirtiler Ateş, halsizlik, baş ağrısı ve kas ağrısı Deride döküntü YOK Akut enfeksiyon, bakteri dışı pnömoni ve hepatit benzer Kronik enfeksiyon, subakut endokardit şeklinde seyreder Q ateşi Türkiye dahil olmak üzere tüm dünyada yaygın Laboratuvar Tanısı Kültür (tehlikeli) Seroloji (IFA, EIA ile anti faz 1/2 Ab aranır) PCR AŞI YOK Koruyucu giysiler Kenenin hemen çıkarılması Sütlerin pastörizasyo nu
398
Mycoplasma ve Ureaplasma HÜCRE DUVARI YOK Filamentoz şekilli Boyutları nedeniyle bakteri süzmek amacıyla kullanılan delik çapı 0.45 μm filtrelerden kolaylıkla geçebilirler İkiye bölünerek çoğalırlar Üremek için sterole ihtiyaç gösterirler üç katlı sterol içeren hüc.zarı lipid+karbonhidrat + protein 125-250 nm büyüklüğünde serbest yaşayan en küçük bakteriler
İnsanlar, hayvanlar, kuşlar, böcekler ve bitkilerde bulunurlar Tüm dünyada enfeksiyonlarına rastlanır Hücre duvarı olmadığı için majör antijenik determinanti membran glikolipid ve proteinleridir Genomlarının küçük olması nedeniyle, aminoasitler, nükleotidler, yağ asitleri ve sterol gibi esansiyel metabolitleri sentezleyemezler M.pneumoniae M.genitalium M.hominis U. urealyticum
399
Klinik Önemi Olan Mikoplazmalar Organizma Yer Mycoplasma pneumonia Solunum sistemi Trakeobonşit Faranjit Pnömoni Sekonder komplikasyonlar (perikardit, hemolitik anemi, artrit, mukokutanöz lezyonlar) Mycoplasma genitalium Genitouriner sistem Nongonokoksik üretrit (NGU) Pelvik inflamatuar hastalık Mycoplasma hominis Solunum sistemi, Genitouriner sistem Pyelonefrit Postpartum ateş Immunkompromize hastalarda sistemik enfeksiyonlar Ureaplasma urealyticum Solunum sistemi, Genitouriner sistem NGU Pyelonefrit Spontan düşük Prematüre doğum
M. pneumoniae patogenez hidrojen peroksit ve süperoksit radikalleri ile oluşan sitotoksik etki süperantijen aktivitesi sadece insanlarda enfeksiyon Epitel hücresine tutunma silia hareketleri durur, epitel hücreleri harap olur solunum yollarında boşluğun azalması Bakterinin akciğerlere yayılması Sistemik semptomlar İnatçı öksürük nöbetleri
400
Atipik pnömoni Küçük aerosol partikülleri veya büyük damlacıklarla Asemptomatik enfeksiyon Sonbahar sonu ve kış ayları Farenjit Trakeobronşit Bronşiolit Pnömoni Sekonder komplikasyonlar MSS tutulumu meningoensefalit hemolitik anemi tutulum, artrit, mukokutanöz lezyonlar Atipik pnömoni İnkübasyon dönemi 1-3 hafta Ateş, halsizlik, baş ve boğaz ağrısı, burun akıntısı, öksürük Klinik iyileşme 1-4 hafta içinde Okul çağındaki çocuklarda ve 5-15 yaş arası genç erişkinlerde daha yaygındır Enfeksiyon yakın temasın yaygın olduğu aile bireyleri ve okul arkadaşları arasında yayılmaktadır
M.hominis Cinsel aktif kadınların %10'unda vajinal florada SALPENJIT Uterus tüplerinin enfeksiyonu ve tubo-ovaryan apselerle ilişkilidir İmmünkompromize hastalarda pyelonefrit, postpartum ateş ve sistemik enfeksiyonlar yapabilir M.genitalium Genital-genital ya da oral- genital temas Kadında: Pelvic inflammatory disease (PID) Salpenjit Servisit Endometrit Kısırlık Erkekte; Non gonokoksik üretrit (NGU)
401
Laboratuvar Tanısı Sivi veya kati besiyerleri serum(sterolleri sağlar), maya ekstresi (nükleik asit prekürsörleri), glikoz, pH indikatörü, diğer bakteri üremesini inhibe etmek için penisilin bulunmalıdır %5-10 karbondioksitli ortamda iyi ürerler (mikroaerofilik) Besiyerlerinde inkübasyon süresi M. hominis ve U.urealyticum için 2-4 gün M. pneumoniae için 4 haftaya kadar değişir Kültür Üremeleri için besiyerinde sterol bulunmalıdır Farklı özellikleri ve substrat gereksinimleri nedeniyle türlerin hepsi tek bir besiyerinde üretilemezler Mikoplazmaların çoğu enerji kaynağı olarak glikozu kullanırlar Ureaplazmalar üremek için üreye ihtiyaç duyarlar
Sürüntü Örnekleri Sap kısmı alüminyum veya plastik tahta sap toksik Taşıma besiyeri Emen işleme al/buzdolabında sakla M. pneumoniae; örnekler Boğaz sürüntüsü Boğaz yıkama suyu Balgam Bronkoalveolar lavaj (BAL) Genital mikoplazma; örnekler Üretral, vajinal ve servikal sürüntü örnekleri Silgeçler üretra içerisine 0.5-1 ml sokularak örnek alınır İdrar
402
M.hominis'in izole edilmesinde kullanılan H broth ve H agar Üreme substratı olarak arginin içerir U.urealyticum'un izolasyonunda kullanılan U broth ve U agar Linkomisin, üre içerir
Serolojik Testler İndirek Floresan Antikor Soğuk Hemaglütinasyon Metabolik İnhibisyon Kompleman Fiksasyon Enzim İmmün Assay (EIA) Mikropartikül Aglütinasyon Moleküler Testler Nükleik asit çoğaltma yöntemleri Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PZR) Real-Time PZR araştırma ve referans laboatuvarlar Tetrasiklin türevleri (Doksisiklin) M.hominis tetrasikline (%20) ve eritromisine dirençli Bazı ureaplazmalar tetrasikline dirençlidir Eritromisin, florokinolonlar ve azitromisin Aşıları yoktur Genital mikoplazmalar diğer cinsel yolla bulaşan patojenler ile birlikte bulaşabilmektedir Güvenli cinsel ilişki
403
lostridium difficile Diarrhea, Colitis Pseudomembranous Colitis Exudate on colon wall Toxin A: Enterotoxin that attracts neutrophils & Increases intestinal wall permeability. Epithelial tight junctions in colon. Toxin B: Destroys enterocyte cytoskeletal integrity Binary toxin (CDT): Adherence & cell death/eosinophil suppression (some strains). 26
difficiel
404
Listeria ampsilin
405
 Viral hemorajik ateş farklı virus aileleri tarafından oluşturulur.  Virüslerin çoğunda coğrafik özellik vardır.  Eklembacaklı ve kemirgenler taşıyıcıdır  Artropode borne viruses  Arboviruses
Hemorajik ateş nedir ?  Ciddi çoklu sistem hastalığı  Damarlarda hasar  Kanama  Konjonktiva kanaması, peteşiler, ekimoz
406
Viral Hemorajik Ateş bulaşı  Zoonoz  Kemirgenler ve eklembacaklılar esas kaynak  İnsanlar artropodların ısırması, dışkılarının inhalasyonu ile enfekte olur  İnsandan insana geçiş  Kan veya vücut sıvıları yoluyla  Arenaviruslar ve filoviruslar için nadiren kan ve vücut sıvılarının inhalasyonu
Viral Hemorajik Ateş etkenleri  Kategori A  Filovirus  Arenavirus  Kategori C  Hantavirus  Kene kaynaklaı hemorajik ateşler  Sarı ateş (sarı humma) Viral Hemorajik Ateş  Dört aile  Arenavirus  Filovirus  Bunyavirus  Flavivirus  RNA virüsleri  Lipid zarf  Yaşamları konağa bağlı
407
Sınıflandırma Arenaviridae Bunyaviridae Filoviridae Flaviviridae Junin Crimean- Congo H.F. Ebola Kyasanur Forest Disease Machupo Hantavirus Marburg Omsk H.F. Sabia Rift Valley fever Yellow Fever Guanarito Dengue Lassa Rift Valley fever
Arenaviridae  Kemirgenler tarafından insanlara bulaştırılan virüslerdir.  Her virüs bir kemirgen ile ilişkili Lymphocytic choriomeningitis virus Lymphocytic choriomeningitis Lassa virus  Lassa fever Junin virus Argentine hemorrhagic fever Machupo virusBolivian hemorrhagic fever Guanarito virusVenezuelan hemorrhagic fever Sabia virus Brazilian Hemorrhagic fever
408
Sınıflandırma Arenaviridae Bunyaviridae Filoviridae Flaviviridae Junin Crimean- Congo H.F. Ebola Kyasanur Forest Disease Machupo Hantavirus Marburg Omsk H.F. Sabia Rift Valley fever Yellow Fever Guanarito Dengue Lassa Rift Valley fever
Arenaviridae  Kemirgenler tarafından insanlara bulaştırılan virüslerdir.  Her virüs bir kemirgen ile ilişkili Lymphocytic choriomeningitis virus Lymphocytic choriomeningitis Lassa virus  Lassa fever Junin virus Argentine hemorrhagic fever Machupo virusBolivian hemorrhagic fever Guanarito virusVenezuelan hemorrhagic fever Sabia virus Brazilian Hemorrhagic fever
409
Arenaviridae bulaşı  Virüs bulaşı ve çoğalması kemirgenlerde olur  Virüs kemirgenin idrarı, dışkısı ile dağılır  İnsan enfeksiyonu  Çıkartılara temas ile  Çıkartıların inhalasyonu ile  İnsandan insana geçiş Bunyaviridae bulaşı  Eklembacaklı vektör  İstisna – Hantavirus  RVF – Aedes sivrisinek  KKHA – Sert kene  Hantavirus – Kemirgen  Daha az  Aerosol  Enfekte hayvan dokularına temas
Bunyaviridae  RVF  İnkübasyon – 2-5 gün  % 0.5- Hemorajik ateş  KKHA  İnkübasyon – 3-7 gün  Hemorajik ateş – Semptomları takiben 3–6 gün  Hantavirus  İnkübasyon – 7–21 gün
410
Filoviridae bulaşı  Kaynak BİLİNMİYOR  Yarasaların Marburg ile ilişkisi var  Nosokomiyal bulaş  Enjektör ve iğnelerin yeniden kullanımı  Enfekte dokulara temas, hastane çöpleri  Aerosol bulaşı  Maymunlar Filoviridae  En ciddi hemorajik ateş  İnkübasyon : 4–10 gün  Ani başlangıç  Atşe, titreme, halsizlik, kas ağrısı  Bu belirtileri kusma, ishal, vücutta döküntüler, böbrek ve karaciğerde fonksiyon bozukluğu ve bazı durumlarda hem vücut içindeki hem de dışındaki kanamalar takip eder.  Hemoraji ve Dissemine intravasküler koagülasyon (DİK)  7–11 günde ölüm  Ağrılı iyileşme
Flaviviridae bulaşı  Artropod (eklembacaklı) vektör  Sarı ateş ve Dang ateşi  Aedes aegypti (sivrisinek)  Kyasanur Orman virüsü  Sert kene  Omsk Hemorajik ateş virüsü  Keneler Flaviviridae Epidemiyolojisi  Sarı ateş virüsü– Afrika ve Amerika  Ölüm riski değişken  Deng ateşi – Asya, Afrika, Avustralyave Amerika  Ölüm hızı – % 1-10  Kyasanur orman virüsü – Hindistan  Ölüm hızı– % 3–5  Omsk Hemorajik ateş virüsü – Avrupa  Ölüm hızı – % 0.5–3
411
Flaviviridae  Sarı ateş  İnkübasyon – 3–6 gün  Kısa remisyon  Deng hemorajik ateşi  İnkübasyon – 2–5 gün  Farklı serotipler ile enfeksiyon  Kyasanur orman ateşi  Omsk Hemorajik ateşi  Sekel bırakır Klinik bulgular  Virüse göre belirgin olarak farklıdır  Başlangıç semptomları  Belirgin atşe  Yorgunluk  Halsizlik  Kas ağrısı  Saldırganlık
Klinik bulgular  Daha ciddi olgularda  Deri altı kanama  Peteşi,ekimoz, konjunktiva kanaması  İç organlarda kanama  Burun, ağız, dış kulak yolu kanaması  Kan kaybı nadiren ölüme neden olur Olguların sınıflandırılması  Doğrulanmış-kesin: Laboratuvar tarafından doğrulanmış olgu  Olası olgu: Klinik bulguları uyumlu, kesinleşmiş olgu ile epidemiyolojik olarak bağlantısı olan olgu  Şüphe: Klinik olarak benzeyen olgu
412
Tanı  Örnekler bakanlık kurumlarına gönderilmelidir  Seroloji  PCR  Viral izolasyon  Elektron mikroskopi Korunma ve kontrol  Kemirgenler  Kemirgen kontrolü  Kemirgenlerin insanlara yaklaşmalarının engellenmesi  Kemirgen çıkartılarının uzaklaştırılması  Eklembacaklılar  Böcek öldürücüler  Cibinlik ve koruyucu giysiler  Camlarda tel
Korunma ve kontrol  Sarı ateş için aşı vardır  Deneysel aşılar  Arjantin HA, Rift Valley ateşi, Hantavirus ve Deng ateşi  İnsanda hastalık oluşursa  İnsandan insana bulaş yolu kısıtlanmalıdır  Enfekte kişiler izole edilmelidir Korunma ve kontrol  Önleyici giysiler  Tek kullanımlık eldiven, maske, ayakkabı örtüsü, göz koruyucu,  DSÖ ve CDC rehberi takip edilmelidir  “Infection Control for Viral Hemorrhagic Fevers In the African Health Care Setting” Korunma ve kontrol  VHA şüphesi olan olgu kimyasal tuvalet kullanmalıdır  Bütün kullanım malzemeleri % 0.5 sodyum hipoklorit (çamaşır suyu) ile temizlenmelidir
413
Yapısal Özellikleri adenovirus • Adenoviridea ailesinde, Mastadenovirus cinsinde yer alır. • Zarfsız, lineer çift iplikli DNA viruslarıdır. • 70-90 nm çapında, ikozahedral simetrilidir. • Molekül ağırlığı 5.000-120.000 arasında değişen 10 yapısal protein içerir.
Antijenleri: Kapsid; 252 kapsomerden oluşur Major adenovirus antijenleri; • Kapsid yapısında – Hekzon – Pentonlar – Yüzeyel uzantılar • Fiber antijenler – 12 köşede penton tabanlarından uzanan 12 adet fiber denilen yapılar bulunur – Adenoviruslar, ikozahedral simetrili viruslar içerisinde “fiber” yapısı taşıyan tek virus grubudur Fiber antijenleri; • Viral tutunma proteinleri • Hemaglütinin aktivitesi – Hemaglütinin tip spesifik olduğu için; izolatların serotiplendirilmesinde hemaglütinasyon-inhibisyon testi kullanılır
414
Virusun replikasyonu ve hücrelerimiz üzerine etkileri • Adenovirus konak hücre nükleusunda çoğalır. • Virus tipik sitopatik etki oluşturur. İ nfekte hücre büyür yuvarlaklaşır düzensiz kümeler oluşturur Adenovirus için özgül sitopatik etkiyi geliştirir
Virusun genomik özellikleri • Viral DNA replikasyon öncesi olan erken dönemde genom üzerinde dört ayrı bölgeden erken mRNA’lar sentezler. Yani viral genom üzerinde 4 bölge vardır. • E1; replikasyonun başlaması ve devamından sorumlu, • E2; replikasyon için gerekli olan DNA bağlayıcı protein ve DNA polimeraz sentezini yönetir E3; replikasyonda gerekli değil (infekte hücrelerin TNF-tümör nekrosis faktör; tarafından lizise uğramasını engeller) • E4; erken ve geç fazların geçişinde düzenleyici rol oynar
415
Virusun sınıflandırılması Nükleotid dizi analizine göre; A’dan G’ye kadar 7 alt cinse ayrılmıştır. • A; tüm sağlıklıların dışkısından, • B; solunum yolu enfeksiyon salgınlarından, • C;lenfoid dokuda yerleşir, dışkı ile atılır, • D; keratokonjonktivit yapar • E;solunum yolu • F; solunum yolu • G; faringokonjonktival
Klinik Sendromlar 1. AKUT ATEŞLİ FARİNJİT VE FARİNGOKONJUNKTİVAL ATEŞİ ➢ Adenovirüs, sıklıkla konjonktivitin (farengokonjonktival ateş) eşlik ettiği farenjite neden olur. ➢ Farenjit tek başına küçük çocuklarda, özellikle de 3 yaşın altındaki çocuklarda görülür ve streptokok enfeksiyonunu taklit edebilir. ➢ Etkilenen hastalarda 3 ila 5 gün sürebilen hafif, gribe benzer semptomlar (burun tıkanıklığı, öksürük, soğuk algınlığı, halsizlik, ateş, titreme, miyalji ve baş ağrısı dahil) görülür. ➢ Faringokonjonktival ateş, daha büyük çocukları kapsayan salgınlarda daha sık görülür.
416
2. AKUT SOLUNUM HASTALIĞI ➢ Akut solunum yolu hastalığı ateş, burun akıntısı, öksürük, farenjit ve olası konjonktivitten oluşan bir sendromdur. ➢ Askerlerde enfeksiyon vakalarının yüksek olması, 4 ve 7 serotiplerine yönelik bir aşının geliştirilmesini ve kullanılmasını teşvik etti.
3. DİĞER SOLUNUM YOLU HASTALIKLARI ➢ Adenovirüsler soğuk algınlığına benzer semptomlara, larenjit, krup ve bronşiolite neden olur. ➢ Ayrıca çocuklarda ve yetişkinlerde uzun süreli klinik seyir ve gerçek viral pnömoniden oluşan boğmaca benzeri bir hastalığa da neden olabilirler 4. KONJUNTİVİT VE SALGIN KERATOKONJUNKTİVİT ➢ konjonktivanın (palpebral ve ampular) iltihaplandığı foliküler konjonktivite (pembe göz) neden olur . ➢ Yüzme havuzu konjonktiviti 5. GASTROENTERİT VE İSHAL ➢ Adenovirüs, özellikle bebeklerde akut viral gastroenteritin önemli bir nedenidir. ➢ Bebek ve çocuklarda viral gastroenteritlerden Rota virusdan sonra en sık görülen viral gastroenterit etkenidir (%5-15) ➢ 6. BAĞIŞIKLIK SORUNLU HASTALARDA SİSTEMİK ENFEKSİYON ➢ Bağışıklığı baskılanmış hastalar, özellikle de T hücresi fonksiyonu yetersiz olanlar, ciddi adenovirüs enfeksiyonları açısından risk altındadır. ➢ Bağışıklık sistemi baskılanmış hastalardaki adenoviral hastalık; pnömoni, akut ishal, hepatit ve birçok organı etkileyen hayatı tehdit eden sistemik hastalığı içerir. ➢ Enfeksiyon, enfeksiyondan veya latent dönemden kaynaklanan yeniden aktivasyondan kaynaklanabilir
417
Virusun bulaş yolları • Damlacık yolu ile, • Direkt kontakt ile, • Fekal-oral, • Kirli eller, • Yüzme havuzları
Virusun laboratuvar tanısı • Nazofaringeal aspirat, • Nazal aspirat, • Nazal sürüntü veya yıkama sıvısı, • Konjonktival sürüntü, • Balgam, • İdrar, • Gaita. 1.Virus çeşitli etkenlere dirençli olduğu için enfeksiyon bölgelerinden kolay elde edilirler;
418
2.Antijen tayini ile; • IFA, • EIA 3.Virusun kendisinin izolasyonu ile; • Devamlı insan hücre kültürlerinde; Hela, KB, A 549, Hep2, • Embriyonik (AC vs.) fibroblast hücrelerinde üretilir ve sitopatik etki gösterilir, • Shell vial, • Hemaglutinasyon inhibisyon ve Nötralizasyon testi • PCR
Parvovirüsler • Genel özellikleri: • Parvoviridae ailesinde yer alan ve 4 ile 6 kbidan oluşan • tek iplikli (ssDNA) • zarfsız • ikosahedral simetriye sahip olup, • 60 kapsomer proteinden oluşmakta • yaklaşık 25 nm çapındadır Parvoviridae ailesi 1. Parvovirinae Amdovirüs Bocavirüs Dependovirūs Erythrovirüs 2. Densovirinae
419
2.Antijen tayini ile; • IFA, • EIA 3.Virusun kendisinin izolasyonu ile; • Devamlı insan hücre kültürlerinde; Hela, KB, A 549, Hep2, • Embriyonik (AC vs.) fibroblast hücrelerinde üretilir ve sitopatik etki gösterilir, • Shell vial, • Hemaglutinasyon inhibisyon ve Nötralizasyon testi • PCR
Parvovirüsler • Genel özellikleri: • Parvoviridae ailesinde yer alan ve 4 ile 6 kbidan oluşan • tek iplikli (ssDNA) • zarfsız • ikosahedral simetriye sahip olup, • 60 kapsomer proteinden oluşmakta • yaklaşık 25 nm çapındadır Parvoviridae ailesi 1. Parvovirinae Amdovirüs Bocavirüs Dependovirūs Erythrovirüs 2. Densovirinae
420
• Patogenez: ❖ Virüs solunum yolu veya oral sekresyonlarla yayılır, ❖ Bifazik şekilde gelişir. ➢ ilk fazında viremi ve nonspesifik bulgular ➢ ikinci fazında ise eklem ağrıları ve döküntüler görülür • B19 enfeksiyonunun ilk fazında spesifik olmayan bulgular (baş ağrısı, ateş, halsizlik, miyalji gibi grip veya soğuk algınlığı gibi bulgu lar) görülebilir ve bu sırada üst solunum yolları ile virüs çevreye yayılabilir. • Aynı zamanda retikülosit, hemoglobin, trombosit, nötrofil sayıları düşer ve hastalarda viral kapsid proteinlerine karşı spesifik IgM ve IgG antikorlarının oluşması ile birlikte viremi gerilemeye başlar ve eritropoez eski haline döner. • Immün yanıt sonucunda gelişen eritematöz döküntüler ikinci fazın yaklaşık olarak 17. gününde başlar. • İkinci fazda hasta örneğinde virüs çok nadir olarak saptanmaktadır. • İmmün sistemi baskılanmış hastalardaki B19 enfeksiyonlarında kronik anemi görülebilir ve persistan hale geçebilir. • Eritrosit prekürsör hücrelerinin fazla olduğu kronik hemolitik anemili hastaların B19 enfeksiyonlarına yakalanma riski yüksektir. • Yine orak hücreli anemisi olan kişilerde gelişen B19 enfeksiyonları sonucunda aplastik kriz adı verilen hayatı riske sokabilen retikülopeni oluşabilir. • Enfeksiyon sırasında oluşan antikorların hayat boyu bağışıklık sağladığı bilinmektedir.
Klinik önemi 1. Eriteme enfeksiyonu: • "beşinci hastalık" çocukluk çağının zararsız ve bulaşıcı bir ekzamatik hastalığıdır. • Klasik döküntü üç aşamada gelişir: ➢ İlk olarak, çarpıcı bir kızarık yanak görünümü vardır (tokatlanmış yanak sendromu). ➢ İkici aşamada, 1-2 gün sonra eklem bölgesinde ve gövdede eritematöz makülopapüler döküntülerin geliştiği gözlemlenir. ➢ Üçüncü aşamada ise, döküntü hızla kaybolur, bazen de dalgalanan, ara sıra kaşıntılı, ince dantel görünümünü gelişebilir ve bu aşama bir ile üç hafta sürebilir
421
2. Geçici aplastik kriz: • Kronik hemolitik anemi 3. Parvovirüs’ün diğer komplikasyonları B19 enfeksiyonu: • Şiddetli anemi • Fetüse bulaşma %30 • Miyokardit Bulaşma: • Parvovirus B19 her yerde yaygın bulunur ve oldukça bulaşıcıdır. • 4-10 yaş okul çağı çocukları arasında yıl boyunca salgınlar oluştururlar. • Solunum salgıları ve yakın temas • Yetiştirme yurtlarında • Bulaşma muhtemelen eritema enfeksiyozum'un kuluçka döneminde meydana gelir, döküntü ortaya çıktığında hasta artık bulaşıcı değildir. • kronik B19 anemisi olan bağışıklığı baskılanmış hastalar aylar hatta yıllar boyunca virüs salgılayabilir • Transplasental ve kan transfüzyonu
• Laboratuvar Tanısı: • ELISA (IgG, IgM) • PCR • Tedavi ve Korunma: • Eritema enfeksiyonu tedavi gerektirmez • Kronik hemolitik anemide destekleyici bakım ve bazen kan transfüzyonu
422
Herpesviridae ailesi Alfa herpesviruslar HSV-1, HSV-2, VZV Beta herpesviruslar CMV,HHV-6, HHV-7 Gamma herpesviruslar EBV, HHV-8 Genom yapısına, doku tropizmine, sitopatolojik etkiye, latent enfeksiyon bölgesine göre üç alt gruba ayrılırlar
Herpes Virüsler İnsanları enfekte eden herpes virüsleri Herpes simpleks tip 1 (HSV-1) Herpes simpleks tip 2 (HSV-2) Varisella-zoster virus (VZV) Sitomegalovirus (CMV) Epstein-Barr virus (EBV) İnsan herpesvirus-6 (HHV-6) İnsan herpesvirus 7 (HHV-7) İnsan herpesvirus 8 (HHV-8) Kaposi sarkom-ilişkili Herpes virus Hayvanları enfekte eden 100'den fazla herpes virüs türü Templateswise.com glycoprotein spikes peplomers Nucleocapsid from phub med ut nc adu-tongimage Herpes Virüsler
423
Genel Özellikleri İkozahedral kapsitli, çift iplikli, lineer, zarflı DNA virüsleri 120-250 nm boyutunda 162 kapsomerden oluşan nükleokapsid Tegümentte virüs tarafından kodlanmış proteinler ve enzimler Virüs konak hücreye girdiği zaman hücreyi kontrol altına almak için kullandığı proteinler Konak hücreye tutunma, füzyon ve immün kontrolden kaçmak için çok sayıda glikoprotein Hücreye füzyon yoluyla girerler Hücre nükleusunda replikasyon > DNA polimeraz enzimi viral DNA replikasyonunu sağlar, aynı zamanda antiviral ilaçlar için hedef © Templateswise.com Glikoproteinler(Gp) Gp Görevi gB Hücreye giriş, nötralizan antikorların indüklenmesi gC Bağlanma ve hücreden çıkış gD Penetrasyon ve hücrelerarası yayılma gE Hücrelerarası yayılma gG Hücreye giriş ve salınma, hücrelerarası yayılma gH gl gk gL gM gN Hücreye giriş ve salınma, hücrelerarası yayılma Hücrelerarası yayılma Viral eksositoz ve hücreler arası yayılma gH ile kompleks oluşturur, viral transportta etkili Penetrasyon ve hücrelerarası yayılma Glikoprotein M işlevine yardım Viral bağlanma proteinleri (gB,C,D,gH, gE/gl) Füzyon proteinleri (gB), Yapısal proteinler, immün yanıttan kaçış proteinleri (gC, gE, gl) ve diğer işlevler olarak görev yapan en az 11 glikoprotein gE/gl kompleksi IgG'nin Fc kısmına bağlanarak virüsü ve virüsle enfekte olmuş hücreleri kamufle eder Bu eylemler antikorun antiviral etkinliğini azaltır Templateswise.com HSV Enfeksiyonları بركم Özgül hücreler Nöronlar ve lenfoid dokuların enfeksiyonu İmmün sistemin baskılanmas: Stres, ateş, ultraviyole, hormonal değişiklikler gibi nedenler virüsü aktive eder 1 2 5 4 Primer enfeksiyon Mukoza üzerinden giriş Önce hedef hücrelerde litik enf. Genellikle asemptomatik Persistant ve latent enfeksiyon Reaktivasyon Hücre çekirdeği içinde plazmit benzeri epizomlar haline geçip, konak genomuna entegre olmadan kalırlar Tekrarlayan enfeksiyonlar Virüs genellikle, fibroblast ve epitelyal hücrelerde litik enfeksiyonlara, nöronlarda ise latent enf. neden olur Templateswise.com HSV Hayat döngüsü Latency Duysal Nöron Epitel hücresi Reaktivasyon بركم Spinal ganglion A Primer enfeksiyon Herpes Simplex virüsün hayat döngüsü Rekürren enfeksiyon/viral yayılma Expert Reviews in Molecular Medicine2003 Cambridge University Press Templateswise.com Replikasyon بركم Virus özgül reseptörüyle hücre yüzeyine tutunur Hücre yüzeyi reseptörleri pek çok farklı hücrede bulunur Hücre membranı ve virus zarfı arasında gerçekleşir 1. Tutunma protein synthesis cytoskeleton nuclear pore early and late mRNAs RNA polymerase Viral DNA Endoplasmic reticulum nucleus exocytosis füzyon 2. Sitoplazmaya geçiş Nükleokapsit kinaz protein ve sitotoksik proteinler ile birlikte sitoplazmaya geçer Nukleus porlarına taşınır Nükleokapsid çekirdeğe kadar gider ve çekirdek zarında bulunan porlardan DNA'yı çekirdek içine doğru bırakır DNA çembersel formal döner 3. Çekirdeğe giriş 4. Transkripsiyon Translasyon Önce en erken protein (alfa) sentezi için mRNA sentezi yapılır bundan protein sentezi sitoplazmada yapılır ve ürünler çekirdeğe döner Erken protein (beta) sentezi için çekirdekte mRNA sentezlenir, bundan protein sentezi sitoplazmada yapılır ve ürünler çekirdeğe dönerateswise.com attachment fusion attachment fusion protein synthesis Replikasyon بركم cytoskeleton nuclear pore early and late RNAS Endoplasmic reticulum RNA polymerase Viral DNA nucleus exocytosis DNA Çembersel replikasyonu yapılır 5. DNA sentezi Latent enfeksiyon gelişen hücrede viral genom replikasyonu olmaz sadece spesifik genler (LATs:latency associted proteins genes) transkribe olur 6. Geç genlerin trankripsiyonu translasyonu Paketlenme çekirdek içinde olur Kapsid oluşur içine viral DNA girer Çekirdekten zarf alarak hücreden çıkar Çekirdekten zarf almadan kaçanlar golgiden zarf alarak hücreden çıkarlar Peplomerler sitoplazmada çok büyük oranda sentezlenir Tüm zarlı bölgelere yerleştirilir 7. Bir araya toplanma Viral DNA replike olunca artık yapısal proteinlerin (gamma/geç proteinler sentezlenmesi gerekir Bunun için geç mRNA'lar oluşturulur 8. Progeni Virionların ekzositoz ile çıkışı mRNA'lar sitoplazmaya gider burada proteine dönüşüp çekirdeğe gelir ve çekirdek içinde birikir Erken genlerden sonra geç gen ekspresyonlarına ilerleme hücrenin ölümü ve litik enfeksiyonla sonuçlanır Viral genom hücresel DNA bağ. RNA polimeraz ile transkribe olur, viral ve selüler kodlanan nükleer faktörler ile transkripsiyon regüle edilir Bu faktörler enfeksiyonun litik, persistan yada latent mi olacağında belirleyici rol oynar Templateswise.com Herpes Virüsler Virus Primer hedef hücre Latent enfeksiyon HSV1 Mukoepitelyal hücre Nöron HSV2 Mukoepitelyal hücre Nöron VZV Mukoepitelyal ve T hücre Nöron CMV Monosit, lenfosit, epitelyal hücre Monosit, Lenfosit ve diğer HHV6 T lenfosit ve diğer T lenfosit ve diğer HHV7 T lenfosit ve diğer EBV B lenfosit, epitelyal hücre HHV8 Lenfosit T lenfosit ve diğer B lenfosit B lenfosit Bulaşma Yakın temas (sekresyon, oral) Yakın temas, (sekresyon, genital) seksüel Solunum ve enfekte deri lezyonu Yakın temas, transfüzyon, transplantasyon, konjenital Solunum, yakın temas Oral sekresyon, anne sütü Tükürük, kan, Yakın temas (seksüel), tükürük? Herpes Virüsler HSV-1, HSV-2, VZV; veziküler raş yapar CMV, EBV raş yapmaz HSV-1, HSV-2, VZV, CMV; Çok hücreli dev hücre oluşturur KANSERLE İLİŞKİ: EBV; Burkitt lenfoma, nazofaringeal karsinoma HHV8; Kaposi sarkomu ile ilişkili HERPES SIMPLEX VIRUS (HSV) L TWO FLAVORS HSVI enveloped, double-stranded DNA viruses CAN MOVE THROUGH POPULATION SILENTLY L HERPESVIRIDAE FAMILY SYMPTOMS: SKIN & MULOUS MEMBRANE LESIONS HSUS WAST GENITALS HSV2 (OSMOSI Herpes simpleks virüs 01 HSV-1 ✔Genellikle oral yolla bulaşır ✔Tükrük teması, öpüşme, tükürükle kontamine eşyaların kullanımı, tükürükle bulaşmış ellerin açık deri veya göze teması yoluyla bulaşır 02 HSV-2 ✓Cinsel yolla bulaşır ✓ Genital salgılarda bulunur 03 Aşısı yok HERPES SIMPLEX VIRUS (HSV) CAN SPREAD BY ASYMPTOMATIC SONG MOST CONTAGS WHEN VIRUS-FILLED LESIONS Arc PRESENT HERPES VIRUS CAN BE IN SALIVA GENITAL SECRETIONS Herpes simpleks virüs HSV-1 ve HSV-2 HSV tanımlanan ilk insan herpes virüstür Birçok birey hayatın ilk yıllarında enfekte olur HSV 1 ve 2'nin genomları DNA homolojisi, antijenik determinantlar, doku tropizmi ve hastalık bulguları gibi pek çok ortak özelliğe sahiptir HSV genomu DNA'ya bağımlı DNA polimeraz ve deoksiribonükleaz, timidin kinaz, ribonükleotid reduktaz, proteaz gibi enzimleri kodlar Ürediği hücrelerde sinsitya oluşumu, Cowdry-A tipi inklüzyon cisimciği oluşturur HSV-2 seropozitifliği cinsel aktivitenin başlamasıyla adölesan/genç erişkinlik döneminde artmaya başlar Herpes Simpleks Virus Tip 1 ve 2 (HSV 1 ve HSV 2) Doğal konak insandır Primer infeksiyon/ Epitel hücrelerinde Latent infeksiyon/ Kök ganglionlarında Reaktivasyon/ Latent olarak infekte hücrede tekrar virus üretimi Rekürrens/Reaktivasyon sonucu klinik olarak ortaya çıkan hastalık Primer ve rekürrens enfeksiyonlarda lezyonların şiddeti farklı (primer daha şiddetli) Rekürrenslerle seyreden latent infeksiyonlar yapar Nöronda virusun çok erken genleri transkribe olursa virus replikasyonu olur LATS (latentlikle ilişkili transkriptler= kodlanmayan, düzenleyici RNA'lar; proteine dönüşmez) transkribe olursa latent enfeksiyon olur Bulaş yolu İki Serotip Arasındaki Farklar HSV-1 Tükürük teması Primer enfeksiyon Bebek, küçük çocuk zamanı Primer enfeksiyon Ağız, boğaz, göz, cilt bölgesi Latens bölgesi Trigeminal gangliyon Isiya direnç Üreme özelliği Sinir dokuyirallere direnç Az Fazla Döletli yumurta koryoallantoik zarında küçük plaklar yapar HSV-2 Cinsel temas Genç erişkin Genital bölge, cilt Sakral gangliyon Az Döletli yumurta koryoallantoik zarında büyük plaklar yapar Fazla Fazla Templateswise.com productive infection HSV-1 Latency sensory neuron infection by viral genome in latent state (episomal) retrograde transport nucleus reactivation by anterograde transport epithelial cells sensory ganglion Her hücreyi enfekte eder Primer enfeksiyon sırasında virüs lokal olarak yayılırsa kısa süreli viremi görülebilir Enfekte ettiği hücrelerde enfeksiyon litik seyreder, lenfosit ve makrofajlarda persistan, nöronlarda ise latent enf. Asemptomatik 1 Patogenez 2 Bulaşma 5 4 enfeksiyonu olanlar tükrük ve genital salgıları ile enf. bulaştırırlar بركم Ganglionlara ulaşma HSV 1 trigeminal ganglionlarda, HSV 2 ise sakral ganglionlarda latent kalır 3 Reaktivasyon HSV'ye karşı gelişen hümoral ve hücresel immünite virus replikasyonunu sınırlar, dolayısıyla tekrarlayan enfeksiyonlar hafif seyirlidir Veziküler lezyonlar HSV1 ve 2 enfeksiyon bölgesindeki deri/mukozalarda ağrılı lezyonlar ile karakterizedir Templateswise.com Deri veya muköz membranlardan giriş Patogenez LYTIC CYCLE Add to playlist VIRAL DNA is TRANSCRIBED & TRANSLATED by CELL * FORM NEW VIRAL PROTEINS → NEW HERPES VIRUSES * CAN INFECT NEARBY CELLS Viral çoğalma Duyu nöronları Hücre lizisi Kök gangliyonu Soğuk algınlığı Ateş, Stres Vezikül Latentlik Ülser REAKTİVASYON NEURONS in FACE have CELL BODIES in the TRIGEMINAL GANGUA to CELL BODY to START the LATENT CYCLE Con TRAVEL UP AXON NEURONS in GENITALIA have CELL BODIES in the SACRAL GANGLI HSV1 & HSV2 Can INFECT nearby SENSORY NEURON 3 Templateswise.com Yaptığı Hastalıklar Herpes labialis Tekrarlayan mukokutanöz enfeksiyon (uçuk, ağız köşesinde ateş kabarcığı) Gingivostomatit Küçük çocuklarda ve immün sistemi baskılananlarda HSV stomatiti Bukkal mukoza,, diş etleri, dudak ve ağız çevresinde ağrılı ülseratif Herpetik keratit Tek gözle sınırlı, kalıcı skar, kornea hasarı, körlük olabilir 3-4 Herpes farenjiti Genç yetişkinlerde görülür Subject Ophthalmology Image No. 71 MBBS HELP Dendritic Corneal Ulcer V 1-2 Neonatal herpes 4-5 Herpetik dolama Meslek hastalığı Egzama Herpetikum Aktif egzaması olan çocuklarda Herpetik menenjit genital HSV-2 enfeksiyonunun komplikasyonu ve ölümcül bir hastalıktır 7-8-9 Herpes ensefaliti HSV-1 ile her yaşta görülür HSV-2 enfeksiyonunun komplikasyonu ve ölümcül bir hastalıktır Dissemine enfeksiyon 6 Konjenital (in utero): Hamilelikte primer enf. Genital herpes Perinatal: Doğum sırasında Postnatal: Doğumdan sonra lezyonları olan kişiler ile HSV2 (%90) ve nadiren HSV1 (%10): Erkeklerde lezyonlar penis herpetik üzerinde ve nadir olarak üretrada; kadınlarda vulva, vajina, serviks, perianal bölge ve üst bacağın iç kısmında görülebilir...com Bağışıklık بركم NK ve IFN: Doğal bağışıklıkta etkili, enfeksiyonun yayılımını önlerler Glikoproteinlere karşı oluşan antikorlar hücre dışı virüs nötralizasyonu yapar, yayılımı sınırlamada rol alır Antikorlar koruyucu değil: IgM ve IgG varlığında korunma olmaz, IgG varken reinfeksiyon ve reaktivasyon olur Hücresel bağışıklık önemlidir Hücresel bağışıklık baskılanırsa reaktivasyon ve şiddetli infeksiyon olur TH1 ve Ts hücreler enfekte hücre öldürülmesi ve iyileşmede rol oynar Templateswise.com Laboratuvar Tanısı Tzanck heavens I do not have herpes. Lezyonlar tanı koydurucudur Klinik örnekten direkt inceleme COWDRY TYPE A A Positive Tranck smear in genital herpes (HSV-2). Tzanck yayması Lezyon örneklerinden hazırlanan yaymalarda dev hücreler ve inklüzyon cisimciklerinin olduğu hücrelerin görülmesi Virüs izolasyonu HSV, HeLa hücrelerinde 1-3 gün içinde CPE'ler üretir. Hücreler genişler ve balon gibi görünür, çok çekirdekli dev hücreler sinsitya oluşturur Elektron mikroskopi Seroloji HSV IgM antikorlarının saptanması primer enfeksiyonu gösterir Viral antijenlerin araştırılması (IFA, ELISA) PCR BOS örneğinde HSV-DNA tespiti ensefalitin hızlı ve güvenilir tanısı Diagnosis of HSV-2: Cytopathic Effect of HSV in cell culture: Note the ballooning of cells. Fig 3, HSV-infected epithelial cell from skin lesion (DFA) Positive immunofluorescence test for HSV antigen in epithelial cell. HSV1 ve HSV2 Tedavi, Korunma, Kontrol Nükleozid analogları Asiklovir Valasiklovir Famsiklovir Pensiklovir Tedavi, primer veya tekrarlayan hastalığı önler ya da hastalığın süresini kısaltır Hiçbir ilaç tedavisi latent enfeksiyonu AŞISI YOK ortadan kaldıramaz Antiviral ilaç hedefi olan ve viral replikasyonda * * gerekli enzim olan DNA polimerazı, dolayısıyla DNA sentezini inhibe eder Veziküler lezyon veya ülserle temas edilmemeli Herpetik dolama için eldiven Güvenli cinsel yaşam, Prezervatif (koruyuculuğu zayıf) Sezaryen doğum yenidoğan bulaşını önler DIAGNOSIS How SKIN or MUCOUS MEMBRANE LESIONS Look CONFIRMATION look for VIRAL DNA with PCR LANTIBODY RESPONSE to VIRUS L GROWING VIRUS in CULTURE TREATMENT OFTEN RESOLVES WITHOUT TREATMENT * ANTIVIRAL DRUGS Such as: acyclovir Camciclovi Vala Cyclovir REDUCE PAIN SPEED HEALING BEST if TAKEN at START of PRODROME * HIGH-DOSE, INTRAVENOUS ANTIVIRALS for SEVERE CASESSMOSIS.0 2023 Edit Varicella zoster virüsü 01 Bulaşma ✔Solunum yolundan aerosoller ile ✓Deri lezyonlarına direk temasla 02 Su çiçeği (Varicella) ✓Çocukluk çağında ✔Primer enfeksiyon 03 Zona (Herpes zoster) ✓ Reaktivasyon Varicella zoster (Suçiçeği) virüsü Bulaşma VZV çok bulaşıcıdır Bulaş, döküntüler ortaya çıkmadan 48 saat öncesinde solunum yolu ile gerçekleşir Su çiçeği (Varicella) Çocukluk çağında primer enfeksiyon (4-10 yaş) HSV ile benzerlikler Zona (Herpes zoster) İleri yaşlarda reaktivasyon Zona hastasının vezikülü ile temas eden duyarlı konakta suçiçeği gelişir Nöronlarda latent enfeksiyon ve tekrarlayan hastalık oluşturabilme yeteneği Ciddi hastalığın önlenmesinde hücresel bağışıklık önemli Karakteristik kabarık (veziküler) lezyonlar oluşturması Templateswise.com Patogenez Solunum yolu mukozasından girer Virüs ayrıca direkt temasla (deriden veziküllerle) bulaşır. Solunum yolu epiteli ve bölgesel lenflerde üreyerek virüs kana geçer (Primer enfeksiyon/primer viremi) Zona İmmün yetmezlik durumunda sekonder enfeksiyon yani reaktivasyon gerçekleşir (hücresel immünitenin zayıflaması viral aktivasyon) Antikor, VZV'nin viremik yayılımını sınırlamada önemlidir, ancak bağışıklık şarttır 1 Deri döküntüleri بركم 11-13 gün sonra ikincil bir viremi meydana gelir ve virüs vücuda ve cildin epidermis tabakasına 2 yayılır. Virüs dermal vezikülopüstüler döküntüye neden olur. Döküntüyle birlikte ateş ve sistemik belirtiler ortaya çıkar 5 4 3 Bulaşma süresi Hastalar semptomlar başlamadan önce ve semptomların olduğu sırada bulaşıcıdırlar Latent enfeksiyon Virüs, primer enfeksiyondan sonra nöronlarda, sinir gangliyonlarında latent hale gelir Templateswise.com Damlacıklar Solunum yolu Lenfatikler Karaciğer, dalak rekitüloendotelyal sistem, T hücreler Viremi Ateş, halsizlik, başağrısı Vezikül progresyonu Maküller Papüller Veziküller Deri Püstüller Kabuklu lezyonlar Müköz membran Nöronda latentlik Yaptığı Hastalıklar Varisella (Suçiçeği) Beş klasik çocukluk çağı döküntüsünden biri (kızamık, kızamıkçık, rozeola (6. hastalık), beşinci hastalık ile beraber). Hastalık VZV ile primer enfeksiyon sonucu oluşur; genellikle çocukluk çağının hafif bir hastalığıdır ve asemptomatik enfeksiyon görülebilirse de normalde semptomatiktir. 14 günlük inkübasyon periyodu ardından aer döküntüler ile karakterizedir (gül yaprağında çiğ damlası). Primer enfeksiyon yetişkinlerde çocuklardan daha ağırdır. Lezyonların saçlı deride olması diğer döküntülerden ayırır. Yetişkinlerin %90'ından fazlasında VZV antikoru vardır Herpes Zoster (Zona) Virus immün sistemin baskılanmasıyla reaktive olabilir. VZV ile enfekte kişilerin %10 ila %20'inde Herpes zoster gelişir. Sıklıkla ileri yaşlarda (>50 yaş) ortaya çıkar. Rekürens sırasında latent enfeksiyonda tutulan sinirlerin innerve ettiği bölgeler etkilenir ve dermatomal su çiçeğine benzer lezyonlar çok şiddetli ağrı ile seyreder. Gebede primer enfeksiyonu ağır geçer (pnömoni) Anne virüsü alırsa neonatal VZV enfeksiyon riski olur Templateswise.com ༦. འེ Suçiçeği seyir dönemleri Üst solunum Bölgesel lenf nodlarında viral replikasyon yolu mukozasının enfeksiyonu Karaciğer, dalak ve diğer crganlarda viral replikasyon Derinin enfek- siyanu ve vezi- Primer viremi viremi Ateş Sekonder küler döküntü- nün görülmesi Günler о 5 in<übasyon periyodu כ1 15 20 Bulaşıcı dönem Şekil 53-9. Suçiçeğinin (chickenpcx) seyir dönemler. <üçük çocuklarca sevir, bu şekilde gösterildiği gibi, genellikle erişkinlerdekinden caha kısa ve dana hafiftir. Templateswise.com Döküntüler Karakteristik döküntüler yüz, boyun ve gövdede yoğun, ekstremitelerde seyrektir Döküntülerin tüm formları (makül, papül, vezikül) aynı anda görülebilir (makulopapüler) Templateswise.com Interferon CXCL10 CD8 T cell Dendritic cell CD4 T cell VZV Macrophage NK cell VZV reactivation 1 VZV reactivates in the dorsal root ganglia 2 VZV travels down nerve terminals Keratinocyte VZV-loaded blister Polykaryocyte Epidermis Rash 3 Laboratuvar Tanısı Tzanck yayması Lezyondan alınan örneklerden histolojik Tzanck Smear for Herpes Viruses SI inceleme ve inklüzyon cisimciklerinin olduğu hücrelerin görülmesi. Virüsün sitopatik etkilerinin gösterilmesi = Cowdry - A inklüzyon cisimcikleri ve sinsitya oluşumu Virüs izolasyonu HSV, HeLa hücrelerinde 1-3 gün içinde CPE'ler üretir. Hücreler genişler ve balon gibi görünür, çok çekirdekli dev hücreler sinsit oluşturur Seroloji VZV-IgM ; primer enfeksiyon VZV-IgG; önceden geçirilmiş enfeksiyon veya kazanılmış bağışıklık Floresan antikor testi (anti VZV antikorları gösterilmesi PCR Viral genomun saptanması Lezyonların karakteristik görünümleri nedeniyle klinik olarak kolayca tanımlanabilir VZV Tedavi, Korunma, Kontrol İlaçlar Asiklovir (ACV) Famsiklovir Valasiklovir İmmunglobulin Ciddi hastalığa duyarlı, immün sistemi baskılanmış hastalar, Varisella zoster immunoglubulini verilmesi ile korunabilir (temastan sonra ilk 96 saat içinde) Aşı Canlı attenüe bir VZV aşısı (Oka suşu) bulunmaktadır. İmmün sistemi baskılanmış ya da hücresel immun yetmezliği olan çocuklara/bireylere uygulanmamalıdır Ulusal aşı programına göre çocuklukta 12. ayın sonunda tek doz cilt altına uygulanmaktadır 65 yaş üzeri bireylerde zoster aşısı daha önce hastalığın geçirilme durumuna bakılmaksızın subkutan tek doz önerilmektedir Templateswise.com VARICELLA ZOSTER * HERPESVIRUS - PRIMARY INFECTION in LYMPH NODES -SECONDARY INFECTION in KERATINOCYTES & NEURONS in SKIN * TRAVELS RETROGRADELY to GANGLIA - REMAINS DORMANT * CHICKENPOX -RASH on the SCALP, FACE, & TRUNK - MACULES, PAPULES, VESICLES, & SCABS * HERPES ZOSTER or SHINGLES -REACTIVATION of VIRUS - VESICLES located along ONE DERMATOME * TREATMENT is SYMPTOMATIC - ANTIVIRAL DRUGS OSMOSIS. 3033 5 Sitomegalovirüs 01 Bulaşma ✓Kan transfüzyonları, doku transplantasyonları, cinsel temas, plasental yol ile doğum ve emzirme sırasında bulaşır ✔Tükürük, gözyaşı, idrar, anne sütü gibi tüm salgılarda virüs bulunabilir 02 Latent enfeksiyon ✓CD4 T lenfositlerinde ✔Makrofajlar ve diğer hücrelerde latent kalabilir Sitomegalovirüs CMV, enfeksiyonları tüm dünyada çok yaygındır, insan doğal konak, tek serotip Tükürük, idrar, genital salgılar ve kan gibi birçok vücut salgısında bulunur Bir insan patojenidir, sadece insan hücrelerinde (fibroblastlar, epitel hücreleri, makrofajlar) çoğalır Enfeksiyon sıklıkla erken çocukluk döneminde kazanılır Konjenital bozukluklara (doğuştan gelen anomalilere) en sık neden olan viral etken! Çocuklarda ve erişkinlerde sıklıkla hafif ya da asemptomatik hastalık oluşturmasına rağmen, özellikle immün sistemi baskılanmış hastalarda (AIDS) CMV, fırsatçı patojen olarak önem taşımaktadır Solid organ transplantasyonu yapılan hastalarda en sık enfeksiyon yapan virustur T hücreleri, makrofajlar ve diğer hücrelerde latent enfeksiyon oluşturur Primer, latent enfeksiyon, reaktivasyon, reinfeksiyon (süperinfeksiyon) şeklinde enfeksiyon yapar İmmün baskılama (HIV, steroid kullanımı) ve allojenik uyarımla (transfüzyon ve transplantasyon) ile reaktive olur Dezenfektan, alkol, solvent, kuruluk, ısı, asit ve ışınlara dayanıksızdır Sitomegalovirüs Lenfotropik bir virüstür Lenfosit ve lökositlerle vücuda yayılır Hücre kültüründe çok çekirdekli dev hücre oluşumuna neden olur Baykuş gözü şeklinde intranükleer inklüzyon cisimciklerine yol açar Virusun böbrek ve tükrük bezindeki replikasyonu idrar ve vücut sıvılarından atılımını arttırır Virus idrar, kan, tükrük, gözyaşı, süt, dışkı, semen, amnion Sivisi, vajinal ve servikal sekresyondan izole edilebilir Primer enfeksiyon Bebek ve çocuklarda belirtisiz (asemptomatik) Bulaşma vücut sıvıları, anne sütü, tükürük, ter, idrar CMV hastalığı İmmün süpresif hastalarda CMV hastalığı Ekzojen primer enfeksiyon Endojen reaktivasyon Pnömoni veya GIS enfeksiyonu 1 Patogenez 2 بركم Primer enfeksiyon Yetişkinlerde asemptomatik veya hafif semptomatik enf. (enfeksiyöz mononükleozis benzeri hastalık = Ateş, lenfadenopati, hepatit, 5 4 lenfositoz) 3 Reaktivasyon İmmün sistemi normal kişilerde genellikle asemptomatik Konjenital enfeksiyon Çekirdek içi inklüzyonlu, çok çekirdekli dev hücreler olan sitomegalik inklüzyon hastalığı Gebe annede antikor varsa virus fetüsa bulaşmayabilir. İntrauterin enfekte bebeklerin! %10-20'si semptomatik geçirir Templateswise.com Yaptığı Hastalıklar Konjenital hastalıklar Etkilenen yenidoğanların %10'unda mikrosefali, intraserebral kalsifikasyon, hepatosplenomegali ve döküntü (sitomegalik inklüzyon hastalığı) gibi klinik hastalıklar görülür. İşitme kaybı, zihinsel gerilik, konjenital CMV enfeksiyonunun sık görülen sonuçlarıdır. Hamilelikleri sırasında birincil CMV enfeksiyonu geçiren annelerden doğan bebeklerde ciddi doğum kusurları riski son derece yüksektir. بركم Perinatal enfeksiyon Gebelikle aktive olan virüsün, serviks kanalından bebeğe bulaşmasıyla oluşur. CMV, anne sütü veya kolostrumdan ya da kan transfüzyonu ile de bulaşır. Zamanında doğan sağlıklı bebeklerde klinik tablo oluşmaz Çocuk ve erişkinlerde enfeksiyon Bağışık sistemi normal çocuk ve erişkinlerde 4-8 hafta inkübasyon olur. Asemptomatik geçer. CMV Mononükleoz tablosu; ateş, halsizlik, miyalji, LAP, hepatit, splenomegali görülür Primer enfeksiyon sonrası uzun zaman sekresyon ve idrarda virüs izolasyonu olur. Tükrük bezi tutulumu siktir Templateswise.com Yaptığı Hastalıklar بركم Konjenital hastalıklar En sık görülen viral konjenital enfeksiyon etkenlerindendir. Gebede primer infeksiyon sonrası fetusta risk %50 reaktivasyonda ise %1'dir. Seropozitif anneden doğarsa daha az ciddi enfeksiyon olur yada sorun olmaz. Konjenital CMV enfeksiyonunda 1 hafta boyunca yenidoğan idrarında virus izolasyonu yapılabilir. Transplantasyon/Transfüzyon Organ transplantasyonu sonrası primer enf. risklidir, kan transfüzyonu sonrası asemptomatik seyredebilir ise de semptom elişirse mononükleoz belirtransplantasyonu sonrası CMV, rejeksiyonu kolaylaştırır. *Kİ transplantasyonu sonrası; graft versus host olur. İmmünsuprese hastalarda Fırsatçı enfeksiyonlar daha ağırdır, virus atılımı uzun sürer Yaygın enfeksiyon olur Pnömoni Retinit Ensefalit Kolit Özefajit Templateswise.com Laboratuvar Tanısı Histolojik inceleme Biyopsi materyalinde intranükleer inklüzyon cisimciğinin (baykuş gözü) saptanması Seroloji İmmunfloresan mikroskopi ile lökositlerde viral antijenlerin ve ayrıca EIA (Enzim immun assay) ve IFAT (immunofluorecence antibody test) ile serumda antikorların (anti CMV-IgM, IgG) tayini yapılabilir CMV IgG pozitifliği önceden geçirilmiş enfeksiyonu, tek başına CMV IgM pozitifliği Primer enfeksiyonu gösterir. IgM reaktivasyon ve re-enfeksiyonlarda da pozitifleşebilir. Bu durumda (IgG ve IgM birlikte pozitif) enfeksiyonun primer veya sekonder olup olmadığı IgG avidite testi ile ayırt edilmelidir PCR Biyopsi materyali; idrar, kan, bronş sıvısı veya BOS'tan PCR ile viral DNA araştırılmas CMV Tedavi, Korunma, Kontrol İlaçlar Korunma Ciddi hastalıklar için kullanılan özgül Kan ve organ donörlerin CMV açısından taranması, antiviral ilaçlar mevcuttur İmmün süpresif (AIDS, transplant, kanser, vb) hastalarda CMV hastalıklarının tedavisi için kullanılan antiviraller:Ganciclovir, Valganciclovir, Foscarnet, Cidofovir virüsün bulaşını azaltır Transfüzyonlarda CMV negatif kan kullanılması Seronegatif alıcılara transplantasyon öncesi CMV immunoglobulini uygulaması Antiviral ilaçlarla proflaksi Aşısı yok Templateswise.com EBV INFECTION (KISSING DISEASE) SALIVA or RESPIRATORY SECRETIONS SHARING FOOD or DRINKS KISSING - COMMON in ADOLESCENTS & YOUNG ADULTS -AGE 15-24 EPSTEIN BARR VIRUS & STRESS Epstein-Barr Virus 01 Bulaşma ✔Tükürükle bulaşır ✓ Enfeksiyöz mononükleoz (öpücük hastalığı) aslında EBV ile enfekte B hücreleri ile koruyucu T lenfositleri arasındaki bir iç savaştır 02 EBV kanser ilişkisi ✓ Burkitt lenfoma ✔Hodgkin lenfoma ✓Nazofaringeal karsinom EBV ayrıca AIDS'li hastalarda B hücreli lenfomalar ile ilişkilendirilmiştir. ✓EBV, B hücreleri için bir mitojendir ve doku kültüründe B hücrelerinin çoğalmasını uyararak, onları ölümsüzleştirir Epstein Barr Virus B hücresinde ve orofarinks/nazofarinksteki bazı epitelyal hücrelerde replike olabilir EBV, yetkin T hücresi varlığında B hücresinin latent enfeksiyonuna neden olabilir > EBV, B hücresini uyarabilir ve ölümsüzleştirebilir EBV 70'den fazla proteini kodlamaktadır EBV, human herpesvirus 4 (HHV-4) olarak da isimlendirilir EBV, konak seçiciliği fazla olan bir virüstür in vitro olarak yalnızca insan ve bazı primatların B lenfosit ve nazofarenks epiteli hücre kültürlerinde üretilebilir ÖPÜCÜK HASTALIĞI Epstein Barr Virus OROPHARYNX Bulaşma tükürük ile olur Kan transfüzyonu ve transplantasyon ile de bulaşır Okul öncesi (1-5 yaş) dönemde aile içi, kreş/bakimevleri Adölesan/genç erişkin (14-25 yaş) öpüşmenin yaygınlaşması Primer EBV enfeksiyonu çocuklarda genellikle belirtisiz seyreder En sık çocuklarda ve genç erişkinlerde görülen, akut, lenfoproliferatif viral bir hastalıktır Ürediği hücreye sitopatik etki yapmaz, ancak T hücre süpresyonunun olmadığı durumlarda; EBV ile enfekte olup virus genomunu içeren hücre, devamlı üreme özelliği kazanır (transforme veya immortal hücre) EBV ile enfekte olmuş B hücreleri, enfeksiyonun lenforetiküler sistem boyunca yayılmasından sorumludur EPITHELIUM B CELL (LYMPHOCYTES) (OSMOSIS.org 3033 Antijenik yapısı بركم Litik enfeksiyon fazında eksprese edilen erken ve geç proteinlerdir. Eksprese oldukları viral siklus fazına göre EBV antijenleri iki gruba ayrılır 1. Latent faz antijenleri Virüsün latent enfeksiyon oluşturduğu B hücrelerinde sentezlenen proteinlerdir. Epstein-Barr nükleer antijen (EBNA) yapısal olmayan ve ilk görülen antijendir Değişmeksizin eksprese edilir ve viral 1 2. Litik faz antijenleri 2 epizomların devamlılığı için gereklidir. 2c Geç antijenler Viral kapsid antijen (VCA):virüs üreten ücrelerde buulunur Membran antijenleri:Viral membran antijenlerine karşı gelişen antikorlar nötralize edici özelliktedir. 5 4 2a. Erken başlangıç antijenleri (EA) Enfekte B lenfositlerinde sentezlenir, CD4 3 T lenfositlerini uyarır. Bunlar, CD8 T lenfositlerini bu antijenlere karşı aktive eder ve enfekte B lenfositlerini hedefleyen CD8 sitotoksik T lenfositleri geliştirilmiş olur. T hücreleri, B hücrelerinin aşırı çoğalmasını sınırlar ve onları öldürür 2b. Erken antijenler (EA) Templateswise.com Replikasyon-Antijenler İnfeksiyon EBNA EMA Persistan infeksiyon Geç VCA EA MA LİZİS EBNA MA VCA EA - EB nuclear antigen - membrane antigen -Viral capsid antigen - Early antigen 46 © Templateswise.com Patogenez بركم Hedef hücre Tükürükle bulaşır. Enfeksiyon orofarinks ve nazofarinks epitel hücrelerinde başlar, viral replikasyon tamamlandıktan sonra epitel hücreleri lizis sonucu ölürler ve Latent enfeksiyonun aktivasyonu Transplantasyon sonrasında sitotoksik T lenfosit yanıtının baskılanmasıyla, EBV'nin latent kaldığı B lenfositlerinde kontrol edilemeyen proliferasyon posttransplant lenfoproliferatif hastalıklar ortaya çıkar. EBV, bellek B hücrelerinde latent enfeksiyon oluşturur ve B hücresi aktive olduğunda virüs de reaktive olur. 1 5 2 B lenfositlerinin enfeksiyonu Serbest kalan virüsler, submukozal lenfatiklere ulaşır. Viremi sırasında karşılaştıkları B lenfosit yüzeyindeki C3d reseptörlerine bağlanıp enfekte ederler. 4 Latent enfeksiyon 3 Enfekte B hücreleri Enfekte B lenfositlerinde sentezlenen antijenler, CD4 T lenfositlerini uyarır. Bunlar da CD8 T lenfositlerini bu antijenlere karşı aktive eder ve enfekte B lenfositlerini hedefleyen CD8 sitotoksik T lenfositleri geliştirilmiş olur. T hücreleri, B hücrelerinin aşırı çoğalmasını sınırlar ve onları öldürür. Atipik lenfositler (Downey) EBV, B lenfositi içinde; Produktif, latent veya ölümsüzleşme şeklinde enfeksiyon yapar. Latent enfeksiyon sitotoksik T lenfositi kontrolündedir Templateswise.com Downey hücreleri A C بركم Şekil-5: Atipik lenfositler (Downey hücreleri) (45). Atipik lenfositler matür lenfositten daha büyük olup, sitoplazmaları bazofilik boyanır özellikte, lobüler yapıda nükleuslu, kenarları çentikli hücrelerdir. Lenfositlerin kenarları komşu eritrositlerce itilmiştir. O Templateswise.com Yaptığı Hastalıklar BODY'S IMMUNE SYSTEM 0 HUMORAL RESPONSE -B CELLS CREATE ANTIBODIES Y بركم CELLULAR RESPONSE -CYTOTOXIC or CD8+ T CELLS -MATURE in THYMUS EPSTEIN-BARR VIRUS (EBV) CAUSES: * ASYMPTOMATIC LATENT INFECTIONS of B CELLS *ACUTE SYMPTOMS of: ~ FEVER - SORE THROAT ~ ENLARGED LYMPH NODES ~ FATIGUE * LEADS to: -NASOPHARYNGEAL CARCINOMA -HODGKIN LYMPHOMA -NON-HODGKIN LYMPHOMA -BURKITT INFECTIOUS MONONUCLEOSIS (MONO) CYTOTOXIC T CELLS CD8+ UNABLE to KILL OFF → ↑ B CELL PROLIFERATION A B CELL A LATENT-INFECTED B CELLS B CELL CANCERS HODGKIN B CELL LYMPHOMAS- NON-HODGKIN Survived! VIRAL GENES CD8+ No more spreading! Templateswise.com Antikor Titresi ༦. འེ Serolojik Testler Enfeksiyöz mononükleoz VCA-IgG VCA-IgM (+) erken akut faz VCA-IgG ve IgM (+) akut faz EBNA-IgG (+) geç dönemde oluşur (konvelesan) VCA-IgG (+) ve EBNA-IgG (+) geçirilmiş enfeksiyon, kazanılmış immünite VCA-IgM VCA-IgA Anti-EA Anti-EBNA-1 Haftalar Aylar Yollar Primer EBV Enfeksiyonu Şekil-6: EBV spesifik antikorlar (53). Templateswise.com Yaptığı Hastalıklar بركم Enfeksiyöz mononükleoz: Lenflerin şişmesi (lenadenopati), dalağın büyümesi (splenomegali) ve eksüdatif farenjit klasik semptomlar olup; yüksek ateş, halsizlik ve bazen karaciğerde büyüme eşlik eder. Kronik hastalık: Bazı kişilerde EBV, döngüsel tekraruşturabilir. Bu hastalarda kronik yorgunluk vardır; ayrıca hafif düzeyde yüksek ateş, baş ağrısı ve boğaz ağrısı da olabilir. Epstein-Barr virüsünün indüklediği lenfoproliferatif hastalıklar: Hücresel immunitenin olmadığı kişilerde EBV enfeksiyonu, enfeksiyöz mononükleoz yerine hayatı tehdit eden poliklonal lösemi benzeri B hücre proliferatif hastalığı ve lenfomaya eğilimlidir. EBV ayrıca Asya'da erişkinlerde endemik olarak görülen nazofarengeal karsinoma ile de ilişkilidir. Tümör hücreleri EBV DNA'sı içerir; ancak tümör hücrelerinin lenfositlerden köken aldığı Burkitt lenfomadan farklı olarak nazofarengeal karsinoma hücreleri epitelyal kökenlidir. Tüylü oral lökopati: Dil ve ağızdaki lezyonlarla karakterizedir. Epitelyal hücrelerdeki üretken EBV enfeksiyonunun ender görülen bir şeklidir. Bu tablo, AIDS'li hastalarda görülen fırsatçı bir hastalıktır Templateswise.com Laboratuvar Tanısı Heterofil antikor Hasta serumunda heterofil antikor aranmasıdır Monospot test veya Klasik Paul-Bunnell testi ile aranabilir. Paul-Bunnell testinde >1/64 titreler, EMN tanısını doğrular HA testleri, normalde insan serumunda bulunabilen Forssman antikorlarının varlığında veya Serum hastalığında da pozitif bulunabilir Seroloji HA testlerinin negatif bulunduğu, tanısında güçlük çekilen olgularda, EBV'ye özgül antikorların aranması gerekir. EBV enfeksiyonu sırasında, virusun çeşitli antijenik yapılarına karşı antikor yanıtı gelişir. Akut enfeksiyon tanısında en yararlı test Anti-VCA IgM ve Anti-EBNA IgG bakılmasıdır (IFA, ELISA) PCR Viral genomun saptanması HHV-6 HHV-6A ve HHV-6B Roseola infantum (6.hastalık=Exanthem subitum >2 yaş toplumun %90'ı pozitiftir 3 yaş altında, ateş, maküler lezyonlar görülür döküntüler boyun ve sırttan başlar, göğüs, karin, alt ekstremitelere yayılır بركم Hedef hücre T hücre, epitel hücresi, NK ve monositleri Belirtileri Ateş, üst solunum yolu enfeksiyonu, lenfadenopati 2 gün boyunca yüksek seyreden ateşin düşmesiyle birlikte boyun ve gövdede makülopapüler döküntü ortaya çıkar Yetişkinlerde Erişkinlerin çoğunda (>%90) tükrükte bulunur, Yetişkinlerde primer enf. mononükleozis tablosu ile seyreder, HHV-6B nörolojik hastalıklardan soyutlanmıştır Tanı ve Tedavi Karakteristik döküntü Özgül IgM ve IgG tespiti Komplikasyon olmadan iyileşir Özgül bir antiviral tedavi yok Templateswise.com HUMAN HERPESVIRUS 6 (HHV-6) YY * REPLICATES EFFICIENTLY in CD4+ T LYMPHOCYTES YOUNG CHILDREN ROSEOLA INFANTUM LASTS AFTER 3-5 DAYS FEVER DIAGNOSIS * CLINICAL PRESENTATION TREATMENT * SUPPORTIVE * SEVERE CASES ACYCLOVIR or GANCICLOVIR Templateswise.com HHV-7 Hedef hücre:T hücre, epitel hücresi, NK ve monositleri enfekte eder Replikasyon ve latentlik Thücrelerinde Erişkin popülasyonun çoğunda tükrükte bulunur (%75) >2 yaş toplumun %85'i pozitif HHV-6 gibi HHV-7'de roseola infantum (egzantema subitum) etkeni HHV-6 gibi transplant ve AIDS hastalarında potansiyel patojen Tanı: Özgül IgM ve IgG tespiti Tedavi: Özgül bir antiviral tedavi yok HHV-8 (Kaposi sarkomu ile ilişkili herpesvirus=KSHV) KAPOSI' S SARCOMA ASSOCIATED HERPESVIRUS Human herpes virus 8 infection * İlk kez Kaposi sarkoma'lı hastalardan izole edilmiş ve "Kaposi sarkoma ile ilişkili herpes virus (KSHV)" olarak tanımlanmıştır Lenfotropik bir virustur AIDS hastalarında fırsatçı bir virüs AIDS ile ilişkili immün süpresyonda ve böbrek transplantasyonu sonrası gelişen kaposi sarkomunda HHV8 enfeksiyonu gösterilmiştir En sık cilt tutulumu olur, %4 visseral görülür Kaposi sarkomu Hedef hücre lenfosit ve diğer hücreler Bulaşma yakın temas, cinsel ilişki, tükürük Kaposi's sarcoma AIDS hastalarının çoğunda tükürükte bulunur Afrika'da endemik Diğer herpes virüslar gibi toplumlarda yaygın olarak bulunmaz Tanı PCR, özgül IgM ve IgG tespiti Tedavi özgül bir antiviral tedavi Herpesvirus simiae (B virus) 1st Human Death Alfaherpesvirus Doğal konak maymun Bulaşma: Maymunun ısırması veya tükürükleri, viroloji lab.'da kullanılan doku ve hücreler ile insanlara bulaşır Virusun girdiği yerde ağrı, lokalize kızarıklık, vezikül ⚫ Ensefalopati: sonuç genellikle ölümcül Monkey B Virus in China by Ankit Agrawal Herpesviruslar ve TEDAVİ Qualitative Antiviral Activity Acyclovir HSV VZV EBV CMV | HHV 6-8 ++ 1 Valacyclovir ++ + Famciclovir + Ganciclovir + ++ Valganciclovir Foscarnet Cidofovir + + + #++ ++ ++ 1 1 ++ ++ + + + + ++ HSV 1: Orolabial herpes HSV 2: Genital Herpes Simplex HHV 3: Varicella (Zoster) HHV 3: Varicella (chickenpox) HHV 4: Epstein Barr Virus (mononucleosis) HHV 5: CMV HHV 6: Roseola (sixth disease) HHV 7: Pityriasis rosea (PR) in adults HHV 8: Kaposi sarcoma associated
Genel Özellikleri İkozahedral kapsitli, çift iplikli, lineer, zarflı DNA virüsleri 120-250 nm boyutunda 162 kapsomerden oluşan nükleokapsid Tegümentte virüs tarafından kodlanmış proteinler ve enzimler Virüs konak hücreye girdiği zaman hücreyi kontrol altına almak için kullandığı proteinler Konak hücreye tutunma, füzyon ve immün kontrolden kaçmak için çok sayıda glikoprotein Hücreye füzyon yoluyla girerler Hücre nükleusunda replikasyon > DNA polimeraz enzimi viral DNA replikasyonunu sağlar, aynı zamanda antiviral ilaçlar için hedef
424
Glikoproteinler(Gp) Gp Görevi gB Hücreye giriş, nötralizan antikorların indüklenmesi gC Bağlanma ve hücreden çıkış gD Penetrasyon ve hücrelerarası yayılma gE Hücrelerarası yayılma gG Hücreye giriş ve salınma, hücrelerarası yayılma gH gl gk gL gM gN Hücreye giriş ve salınma, hücrelerarası yayılma Hücrelerarası yayılma Viral eksositoz ve hücreler arası yayılma gH ile kompleks oluşturur, viral transportta etkili Penetrasyon ve hücrelerarası yayılma Glikoprotein M işlevine yardım Viral bağlanma proteinleri (gB,C,D,gH, gE/gl) Füzyon proteinleri (gB), Yapısal proteinler, immün yanıttan kaçış proteinleri (gC, gE, gl) ve diğer işlevler olarak görev yapan en az 11 glikoprotein gE/gl kompleksi IgG'nin Fc kısmına bağlanarak virüsü ve virüsle enfekte olmuş hücreleri kamufle eder Bu eylemler antikorun antiviral etkinliğini azaltır
HSV Enfeksiyonları بركم Özgül hücreler Nöronlar ve lenfoid dokuların enfeksiyonu İmmün sistemin baskılanmas: Stres, ateş, ultraviyole, hormonal değişiklikler gibi nedenler virüsü aktive eder 1 2 5 4 Primer enfeksiyon Mukoza üzerinden giriş Önce hedef hücrelerde litik enf. Genellikle asemptomatik Persistant ve latent enfeksiyon Reaktivasyon Hücre çekirdeği içinde plazmit benzeri epizomlar haline geçip, konak genomuna entegre olmadan kalırlar Tekrarlayan enfeksiyonlar Virüs genellikle, fibroblast ve epitelyal hücrelerde litik enfeksiyonlara, nöronlarda ise latent enf. neden olur
425
Replikasyon بركم Virus özgül reseptörüyle hücre yüzeyine tutunur Hücre yüzeyi reseptörleri pek çok farklı hücrede bulunur Hücre membranı ve virus zarfı arasında gerçekleşir 1. Tutunma protein synthesis cytoskeleton nuclear pore early and late mRNAs RNA polymerase Viral DNA Endoplasmic reticulum nucleus exocytosis füzyon 2. Sitoplazmaya geçiş Nükleokapsit kinaz protein ve sitotoksik proteinler ile birlikte sitoplazmaya geçer Nukleus porlarına taşınır Nükleokapsid çekirdeğe kadar gider ve çekirdek zarında bulunan porlardan DNA'yı çekirdek içine doğru bırakır DNA çembersel formal döner 3. Çekirdeğe giriş 4. Transkripsiyon Translasyon Önce en erken protein (alfa) sentezi için mRNA sentezi yapılır bundan protein sentezi sitoplazmada yapılır ve ürünler çekirdeğe döner Erken protein (beta) sentezi için çekirdekte mRNA sentezlenir, bundan protein sentezi sitoplazmada yapılır ve ürünler çekirdeğe dönerateswise.com attachment fusion attachment fusion protein synthesis Replikasyon بركم cytoskeleton nuclear pore early and late RNAS Endoplasmic reticulum RNA polymerase Viral DNA nucleus exocytosis DNA Çembersel replikasyonu yapılır 5. DNA sentezi Latent enfeksiyon gelişen hücrede viral genom replikasyonu olmaz sadece spesifik genler (LATs:latency associted proteins genes) transkribe olur 6. Geç genlerin trankripsiyonu translasyonu Paketlenme çekirdek içinde olur Kapsid oluşur içine viral DNA girer Çekirdekten zarf alarak hücreden çıkar Çekirdekten zarf almadan kaçanlar golgiden zarf alarak hücreden çıkarlar Peplomerler sitoplazmada çok büyük oranda sentezlenir Tüm zarlı bölgelere yerleştirilir 7. Bir araya toplanma Viral DNA replike olunca artık yapısal proteinlerin (gamma/geç proteinler sentezlenmesi gerekir Bunun için geç mRNA'lar oluşturulur 8. Progeni Virionların ekzositoz ile çıkışı mRNA'lar sitoplazmaya gider burada proteine dönüşüp çekirdeğe gelir ve çekirdek içinde birikir Erken genlerden sonra geç gen ekspresyonlarına ilerleme hücrenin ölümü ve litik enfeksiyonla sonuçlanır Viral genom hücresel DNA bağ. RNA polimeraz ile transkribe olur, viral ve selüler kodlanan nükleer faktörler ile transkripsiyon regüle edilir Bu faktörler enfeksiyonun litik, persistan yada latent mi olacağında belirleyici rol oynar
Herpes Virüsler Virus Primer hedef hücre Latent enfeksiyon HSV1 Mukoepitelyal hücre Nöron HSV2 Mukoepitelyal hücre Nöron VZV Mukoepitelyal ve T hücre Nöron CMV Monosit, lenfosit, epitelyal hücre Monosit, Lenfosit ve diğer HHV6 T lenfosit ve diğer T lenfosit ve diğer HHV7 T lenfosit ve diğer EBV B lenfosit, epitelyal hücre HHV8 Lenfosit T lenfosit ve diğer B lenfosit B lenfosit Bulaşma Yakın temas (sekresyon, oral) Yakın temas, (sekresyon, genital) seksüel Solunum ve enfekte deri lezyonu Yakın temas, transfüzyon, transplantasyon, konjenital Solunum, yakın temas Oral sekresyon, anne sütü Tükürük, kan, Yakın temas (seksüel), tükürük? Herpes Virüsler HSV-1, HSV-2, VZV; veziküler raş yapar CMV, EBV raş yapmaz HSV-1, HSV-2, VZV, CMV; Çok hücreli dev hücre oluşturur KANSERLE İLİŞKİ: EBV; Burkitt lenfoma, nazofaringeal karsinoma HHV8; Kaposi sarkomu ile ilişkili
426
Herpes simpleks virüs 01 HSV-1 ✔Genellikle oral yolla bulaşır ✔Tükrük teması, öpüşme, tükürükle kontamine eşyaların kullanımı, tükürükle bulaşmış ellerin açık deri veya göze teması yoluyla bulaşır 02 HSV-2 ✓Cinsel yolla bulaşır ✓ Genital salgılarda bulunur 03 Aşısı yok
Herpes simpleks virüs HSV-1 ve HSV-2 HSV tanımlanan ilk insan herpes virüstür Birçok birey hayatın ilk yıllarında enfekte olur HSV 1 ve 2'nin genomları DNA homolojisi, antijenik determinantlar, doku tropizmi ve hastalık bulguları gibi pek çok ortak özelliğe sahiptir HSV genomu DNA'ya bağımlı DNA polimeraz ve deoksiribonükleaz, timidin kinaz, ribonükleotid reduktaz, proteaz gibi enzimleri kodlar Ürediği hücrelerde sinsitya oluşumu, Cowdry-A tipi inklüzyon cisimciği oluşturur HSV-2 seropozitifliği cinsel aktivitenin başlamasıyla adölesan/genç erişkinlik döneminde artmaya başlar Herpes Simpleks Virus Tip 1 ve 2 (HSV 1 ve HSV 2) Doğal konak insandır Primer infeksiyon/ Epitel hücrelerinde Latent infeksiyon/ Kök ganglionlarında Reaktivasyon/ Latent olarak infekte hücrede tekrar virus üretimi Rekürrens/Reaktivasyon sonucu klinik olarak ortaya çıkan hastalık Primer ve rekürrens enfeksiyonlarda lezyonların şiddeti farklı (primer daha şiddetli) Rekürrenslerle seyreden latent infeksiyonlar yapar Nöronda virusun çok erken genleri transkribe olursa virus replikasyonu olur LATS (latentlikle ilişkili transkriptler= kodlanmayan, düzenleyici RNA'lar; proteine dönüşmez) transkribe olursa latent enfeksiyon olur Bulaş yolu
427
İki Serotip Arasındaki Farklar HSV-1 Tükürük teması Primer enfeksiyon Bebek, küçük çocuk zamanı Primer enfeksiyon Ağız, boğaz, göz, cilt bölgesi Latens bölgesi Trigeminal gangliyon Isiya direnç Üreme özelliği Sinir dokuya affinite Az Antivirallere direnç Az Fazla Döletli yumurta koryoallantoik zarında küçük plaklar yapar HSV-2 Cinsel temas Genç erişkin Genital bölge, cilt Sakral gangliyon Az Döletli yumurta koryoallantoik zarında büyük plaklar yapar Fazla Fazla
Her hücreyi enfekte eder Primer enfeksiyon sırasında virüs lokal olarak yayılırsa kısa süreli viremi görülebilir Enfekte ettiği hücrelerde enfeksiyon litik seyreder, lenfosit ve makrofajlarda persistan, nöronlarda ise latent enf. Asemptomatik 1 Patogenez 2 Bulaşma 5 4 enfeksiyonu olanlar tükrük ve genital salgıları ile enf. bulaştırırlar بركم Ganglionlara ulaşma HSV 1 trigeminal ganglionlarda, HSV 2 ise sakral ganglionlarda latent kalır 3 Reaktivasyon HSV'ye karşı gelişen hümoral ve hücresel immünite virus replikasyonunu sınırlar, dolayısıyla tekrarlayan enfeksiyonlar hafif seyirlidir Veziküler lezyonlar HSV1 ve 2 enfeksiyon bölgesindeki deri/mukozalarda ağrılı lezyonlar ile karakterizedir Templateswise.com Deri veya muköz membranlardan giriş Patogenez LYTIC CYCLE Add to playlist VIRAL DNA is TRANSCRIBED & TRANSLATED by CELL * FORM NEW VIRAL PROTEINS → NEW HERPES VIRUSES * CAN INFECT NEARBY CELLS Viral çoğalma Duyu nöronları Hücre lizisi Kök gangliyonu Soğuk algınlığı Ateş, Stres Vezikül Latentlik Ülser REAKTİVASYON NEURONS in FACE have CELL BODIES in the TRIGEMINAL GANGUA to CELL BODY to START the LATENT CYCLE Con TRAVEL UP AXON NEURONS in GENITALIA have CELL BODIES in the SACRAL GANGLI HSV1 & HSV2 Can INFECT nearby SENSORY NEURON 3
428
Yaptığı Hastalıklar Herpes labialis Tekrarlayan mukokutanöz enfeksiyon (uçuk, ağız köşesinde ateş kabarcığı) Gingivostomatit Küçük çocuklarda ve immün sistemi baskılananlarda HSV stomatiti Bukkal mukoza,, diş etleri, dudak ve ağız çevresinde ağrılı ülseratif Herpetik keratit Tek gözle sınırlı, kalıcı skar, kornea hasarı, körlük olabilir Herpes farenjiti Genç yetişkinlerde görülür Subject Ophthalmology Image No. 71 MBBS HELP Dendritic Corneal Ulcer V 1-2 Neonatal herpes 4-5 Herpetik dolama Meslek hastalığı Egzama Herpetikum Aktif egzaması olan çocuklarda Herpetik menenjit genital HSV-2 enfeksiyonunun komplikasyonu ve ölümcül bir hastalıktır 7-8-9 Herpes ensefaliti HSV-1 ile her yaşta görülür HSV-2 enfeksiyonunun komplikasyonu ve ölümcül bir hastalıktır Dissemine enfeksiyon 6 Konjenital (in utero): Hamilelikte primer enf. Genital herpes Perinatal: Doğum sırasında Postnatal: Doğumdan sonra lezyonları olan kişiler ile HSV2 (%90) ve nadiren HSV1 (%10): Erkeklerde lezyonlar penis herpetik üzerinde ve nadir olarak üretrada; kadınlarda vulva, vajina, serviks, perianal bölge ve üst bacağın iç kısmında görülebilir.
Bağışıklık NK ve IFN: Doğal bağışıklıkta etkili, enfeksiyonun yayılımını önlerler Glikoproteinlere karşı oluşan antikorlar hücre dışı virüs nötralizasyonu yapar, yayılımı sınırlamada rol alır Antikorlar koruyucu değil: IgM ve IgG varlığında korunma olmaz, IgG varken reinfeksiyon ve reaktivasyon olur Hücresel bağışıklık önemlidir Hücresel bağışıklık baskılanırsa reaktivasyon ve şiddetli infeksiyon olur TH1 ve Ts hücreler enfekte hücre öldürülmesi ve iyileşmede rol oynar Templateswise.com Laboratuvar Tanısı Lezyonlar tanı koydurucudur Klinik örnekten direkt inceleme A Positive Tranck smear in genital herpes (HSV-2). Tzanck yayması Lezyon örneklerinden hazırlanan yaymalarda dev hücreler ve inklüzyon cisimciklerinin olduğu hücrelerin görülmesi Virüs izolasyonu HSV, HeLa hücrelerinde 1-3 gün içinde CPE'ler üretir. Hücreler genişler ve balon gibi görünür, çok çekirdekli dev hücreler sinsitya oluşturur Elektron mikroskopi Seroloji HSV IgM antikorlarının saptanması primer enfeksiyonu gösterir Viral antijenlerin araştırılması (IFA, ELISA) PCR BOS örneğinde HSV-DNA tespiti ensefalitin hızlı ve güvenilir tanısı HSV1 ve HSV2 Tedavi, Korunma, Kontrol Nükleozid analogları Asiklovir Valasiklovir Famsiklovir Pensiklovir Tedavi, primer veya tekrarlayan hastalığı önler ya da hastalığın süresini kısaltır Hiçbir ilaç tedavisi latent enfeksiyonu AŞISI YOK ortadan kaldıramaz Antiviral ilaç hedefi olan ve viral replikasyonda * * gerekli enzim olan DNA polimerazı, dolayısıyla DNA sentezini inhibe eder Veziküler lezyon veya ülserle temas edilmemeli Herpetik dolama için eldiven Güvenli cinsel yaşam, Prezervatif (koruyuculuğu zayıf) Sezaryen doğum yenidoğan bulaşını önler DIAGNOSIS How SKIN or MUCOUS MEMBRANE LESIONS Look CONFIRMATION look for VIRAL DNA with PCR LANTIBODY RESPONSE to VIRUS L GROWING VIRUS in CULTURE TREATMENT OFTEN RESOLVES WITHOUT TREATMENT * ANTIVIRAL DRUGS Such as: acyclovir Camciclovi Vala Cyclovir REDUCE PAIN SPEED HEALING BEST if TAKEN at START of PRODROME * HIGH-DOSE, INTRAVENOUS ANTIVIRALS for SEVERE CASESSMOSIS.0 2023 Edit Varicella zoster virüsü 01 Bulaşma ✔Solunum yolundan aerosoller ile ✓Deri lezyonlarına direk temasla 02 Su çiçeği (Varicella) ✓Çocukluk çağında ✔Primer enfeksiyon 03 Zona (Herpes zoster) ✓ Reaktivasyon Varicella zoster (Suçiçeği) virüsü Bulaşma VZV çok bulaşıcıdır Bulaş, döküntüler ortaya çıkmadan 48 saat öncesinde solunum yolu ile gerçekleşir Su çiçeği (Varicella) Çocukluk çağında primer enfeksiyon (4-10 yaş) HSV ile benzerlikler Zona (Herpes zoster) İleri yaşlarda reaktivasyon Zona hastasının vezikülü ile temas eden duyarlı konakta suçiçeği gelişir Nöronlarda latent enfeksiyon ve tekrarlayan hastalık oluşturabilme yeteneği Ciddi hastalığın önlenmesinde hücresel bağışıklık önemli Karakteristik kabarık (veziküler) lezyonlar oluşturması Templateswise.com Patogenez Solunum yolu mukozasından girer Virüs ayrıca direkt temasla (deriden veziküllerle) bulaşır. Solunum yolu epiteli ve bölgesel lenflerde üreyerek virüs kana geçer (Primer enfeksiyon/primer viremi) Zona İmmün yetmezlik durumunda sekonder enfeksiyon yani reaktivasyon gerçekleşir (hücresel immünitenin zayıflaması viral aktivasyon) Antikor, VZV'nin viremik yayılımını sınırlamada önemlidir, ancak bağışıklık şarttır 1 Deri döküntüleri بركم 11-13 gün sonra ikincil bir viremi meydana gelir ve virüs vücuda ve cildin epidermis tabakasına 2 yayılır. Virüs dermal vezikülopüstüler döküntüye neden olur. Döküntüyle birlikte ateş ve sistemik belirtiler ortaya çıkar 5 4 3 Bulaşma süresi Hastalar semptomlar başlamadan önce ve semptomların olduğu sırada bulaşıcıdırlar Latent enfeksiyon Virüs, primer enfeksiyondan sonra nöronlarda, sinir gangliyonlarında latent hale gelir Templateswise.com Damlacıklar Solunum yolu Lenfatikler Karaciğer, dalak rekitüloendotelyal sistem, T hücreler Viremi Ateş, halsizlik, başağrısı Vezikül progresyonu Maküller Papüller Veziküller Deri Püstüller Kabuklu lezyonlar Müköz membran Nöronda latentlik Yaptığı Hastalıklar Varisella (Suçiçeği) Beş klasik çocukluk çağı döküntüsünden biri (kızamık, kızamıkçık, rozeola (6. hastalık), beşinci hastalık ile beraber). Hastalık VZV ile primer enfeksiyon sonucu oluşur; genellikle çocukluk çağının hafif bir hastalığıdır ve asemptomatik enfeksiyon görülebilirse de normalde semptomatiktir. 14 günlük inkübasyon periyodu ardından ateş ve makülopapüler döküntüler ile karakterizedir (gül yaprağında çiğ damlası). Primer enfeksiyon yetişkinlerde çocuklardan daha ağırdır. Lezyonların saçlı deride olması diğer döküntülerden ayırır. Yetişkinlerin %90'ından fazlasında VZV antikoru vardır Herpes Zoster (Zona) Virus immün sistemin baskılanmasıyla reaktive olabilir. VZV ile enfekte kişilerin %10 ila %20'inde Herpes zoster gelişir. Sıklıkla ileri yaşlarda (>50 yaş) ortaya çıkar. Rekürens sırasında latent enfeksiyonda tutulan sinirlerin innerve ettiği bölgeler etkilenir ve dermatomal su çiçeğine benzer lezyonlar çok şiddetli ağrı ile seyreder. Gebede primer enfeksiyonu ağır geçer (pnömoni) Anne virüsü alırsa neonatal VZV enfeksiyon riski olur Templateswise.com ༦. འེ Suçiçeği seyir dönemleri Üst solunum Bölgesel lenf nodlarında viral replikasyon yolu mukozasının enfeksiyonu Karaciğer, dalak ve diğer crganlarda viral replikasyon Derinin enfek- siyanu ve vezi- Primer viremi viremi Ateş Sekonder küler döküntü- nün görülmesi Günler о 5 in<übasyon periyodu כ1 15 20 Bulaşıcı dönem Şekil 53-9. Suçiçeğinin (chickenpcx) seyir dönemler. <üçük çocuklarca sevir, bu şekilde gösterildiği gibi, genellikle erişkinlerdekinden caha kısa ve dana hafiftir. Templateswise.com Döküntüler Karakteristik döküntüler yüz, boyun ve gövdede yoğun, ekstremitelerde seyrektir Döküntülerin tüm formları (makül, papül, vezikül) aynı anda görülebilir (makulopapüler) Templateswise.com Interferon CXCL10 CD8 T cell Dendritic cell CD4 T cell VZV Macrophage NK cell VZV reactivation 1 VZV reactivates in the dorsal root ganglia 2 VZV travels down nerve terminals Keratinocyte VZV-loaded blister Polykaryocyte Epidermis Rash 3 Laboratuvar Tanısı Tzanck yayması Lezyondan alınan örneklerden histolojik Tzanck Smear for Herpes Viruses SI inceleme ve inklüzyon cisimciklerinin olduğu hücrelerin görülmesi. Virüsün sitopatik etkilerinin gösterilmesi = Cowdry - A inklüzyon cisimcikleri ve sinsitya oluşumu Virüs izolasyonu HSV, HeLa hücrelerinde 1-3 gün içinde CPE'ler üretir. Hücreler genişler ve balon gibi görünür, çok çekirdekli dev hücreler sinsit oluşturur Seroloji VZV-IgM ; primer enfeksiyon VZV-IgG; önceden geçirilmiş enfeksiyon veya kazanılmış bağışıklık Floresan antikor testi (anti VZV antikorları gösterilmesi PCR Viral genomun saptanması Lezyonların karakteristik görünümleri nedeniyle klinik olarak kolayca tanımlanabilir VZV Tedavi, Korunma, Kontrol İlaçlar Asiklovir (ACV) Famsiklovir Valasiklovir İmmunglobulin Ciddi hastalığa duyarlı, immün sistemi baskılanmış hastalar, Varisella zoster immunoglubulini verilmesi ile korunabilir (temastan sonra ilk 96 saat içinde) Aşı Canlı attenüe bir VZV aşısı (Oka suşu) bulunmaktadır. İmmün sistemi baskılanmış ya da hücresel immun yetmezliği olan çocuklara/bireylere uygulanmamalıdır Ulusal aşı programına göre çocuklukta 12. ayın sonunda tek doz cilt altına uygulanmaktadır 65 yaş üzeri bireylerde zoster aşısı daha önce hastalığın geçirilme durumuna bakılmaksızın subkutan tek doz önerilmektedir Templateswise.com VARICELLA ZOSTER * HERPESVIRUS - PRIMARY INFECTION in LYMPH NODES in KERATINOCYTES & NEURONS in SKIN * TRAVELS RETROGRADELY to GANGLIA - REMAINS DORMANT * CHICKENPOX -RASH on the SCALP, FACE, & TRUNK - MACULES, PAPULES, VESICLES, & SCABS * HERPES ZOSTER or SHINGLES -REACTIVATION of VIRUS - VESICLES located along ONE DERMATOME * TREATMENT is SYMPTOMATIC - ANTIVIRAL DRUGS OSMOSIS. 3033 5 Sitomegalovirüs 01 Bulaşma ✓Kan transfüzyonları, doku transplantasyonları, cinsel temas, plasental yol ile doğum ve emzirme sırasında bulaşır ✔Tükürük, gözyaşı, idrar, anne sütü gibi tüm salgılarda virüs bulunabilir 02 Latent enfeksiyon ✓CD4 T lenfositlerinde ✔Makrofajlar ve diğer hücrelerde latent kalabilir Sitomegalovirüs CMV, enfeksiyonları tüm dünyada çok yaygındır, insan doğal konak, tek serotip Tükürük, idrar, genital salgılar ve kan gibi birçok vücut salgısında bulunur Bir insan patojenidir, sadece insan hücrelerinde (fibroblastlar, epitel hücreleri, makrofajlar) çoğalır Enfeksiyon sıklıkla erken çocukluk döneminde kazanılır Konjenital bozukluklara (doğuştan gelen anomalilere) en sık neden olan viral etken! Çocuklarda ve erişkinlerde sıklıkla hafif ya da asemptomatik hastalık oluşturmasına rağmen, özellikle immün sistemi baskılanmış hastalarda (AIDS) CMV, fırsatçı patojen olarak önem taşımaktadır Solid organ transplantasyonu yapılan hastalarda en sık enfeksiyon yapan virustur T hücreleri, makrofajlar ve diğer hücrelerde latent enfeksiyon oluşturur Primer, latent enfeksiyon, reaktivasyon, reinfeksiyon (süperinfeksiyon) şeklinde enfeksiyon yapar İmmün baskılama (HIV, steroid kullanımı) ve allojenik uyarımla (transfüzyon ve transplantasyon) ile reaktive olur Dezenfektan, alkol, solvent, kuruluk, ısı, asit ve ışınlara dayanıksızdır Sitomegalovirüs Lenfotropik bir virüstür Lenfosit ve lökositlerle vücuda yayılır Hücre kültüründe çok çekirdekli dev hücre oluşumuna neden olur Baykuş gözü şeklinde intranükleer inklüzyon cisimciklerine yol açar Virusun böbrek ve tükrük bezindeki replikasyonu idrar ve vücut sıvılarından atılımını arttırır Virus idrar, kan, tükrük, gözyaşı, süt, dışkı, semen, amnion Sivisi, vajinal ve servikal sekresyondan izole edilebilir Primer enfeksiyon Bebek ve çocuklarda belirtisiz (asemptomatik) Bulaşma vücut sıvıları, anne sütü, tükürük, ter, idrar CMV hastalığı İmmün süpresif hastalarda CMV hastalığı Ekzojen primer enfeksiyon Endojen reaktivasyon Pnömoni veya GIS enfeksiyonu 1 Patogenez 2 بركم Primer enfeksiyon Yetişkinlerde asemptomatik veya hafif semptomatik enf. (enfeksiyöz mononükleozis benzeri hastalık = Ateş, lenfadenopati, hepatit, 5 4 lenfositoz) 3 Reaktivasyon İmmün sistemi normal kişilerde genellikle asemptomatik Konjenital enfeksiyon Çekirdek içi inklüzyonlu, çok çekirdekli dev hücreler olan sitomegalik inklüzyon hastalığı Gebe annede antikor varsa virus fetüsa bulaşmayabilir. İntrauterin enfekte bebeklerin! %10-20'si semptomatik geçirir Templateswise.com Yaptığı Hastalıklar Konjenital hastalıklar Etkilenen yenidoğanların %10'unda mikrosefali, intraserebral kalsifikasyon, hepatosplenomegali ve döküntü (sitomegalik inklüzyon hastalığı) gibi klinik hastalıklar görülür. İşitme kaybı, zihinsel gerilik, konjenital CMV enfeksiyonunun sık görülen sonuçlarıdır. Hamilelikleri sırasında birincil CMV enfeksiyonu geçiren annelerden doğan bebeklerde ciddi doğum kusurları riski son derece yüksektir. بركم Perinatal enfeksiyon Gebelikle aktive olan virüsün, serviks kanalından bebeğe bulaşmasıyla oluşur. CMV, anne sütü veya kolostrumdan ya da kan transfüzyonu ile de bulaşır. Zamanında doğan sağlıklı bebeklerde klinik tablo oluşmaz Çocuk ve erişkinlerde enfeksiyon Bağışık sistemi normal çocuk ve erişkinlerde 4-8 hafta inkübasyon olur. Asemptomatik geçer. CMV Mononükleoz tablosu; ateş, halsizlik, miyalji, LAP, hepatit, splenomegali görülür Primer enfeksiyon sonrası uzun zaman sekresyon ve idrarda virüs izolasyonu olur. Tükrük bezi tutulumu siktir Templateswise.com Yaptığı Hastalıklar بركم Konjenital hastalıklar En sık görülen viral konjenital enfeksiyon etkenlerindendir. Gebede primer infeksiyon sonrası fetusta risk %50 reaktivasyonda ise %1'dir. Seropozitif anneden doğarsa daha az ciddi enfeksiyon olur yada sorun olmaz. Konjenital CMV enfeksiyonunda 1 hafta boyunca yenidoğan idrarında virus izolasyonu yapılabilir. Transplantasyon/Transfüzyon Organ transplantasyonu sonrası primer enf. risklidir, kan transfüzyonu sonrası asemptomatik seyredebilir ise de semptom elişirse mononükleoz belirtileri olur. Böbrek transplantasyonu sonrası CMV, rejeksiyonu kolaylaştırır. *Kİ transplantasyonu sonrası; graft versus host olur. İmmünsuprese hastalarda Fırsatçı enfeksiyonlar daha ağırdır, virus atılımı uzun sürer Yaygın enfeksiyon olur Pnömoni Retinit Ensefalit Kolit Özefajit Templateswise.com Laboratuvar Tanısı Histolojik inceleme Biyopsi materyalinde intranükleer inklüzyon cisimciğinin (baykuş gözü) saptanması Seroloji İmmunfloresan mikroskopi ile lökositlerde viral antijenlerin ve ayrıca EIA (Enzim immun assay) ve IFAT (immunofluorecence antibody test) ile serumda antikorların (anti CMV-IgM, IgG) tayini yapılabilir CMV IgG pozitifliği önceden geçirilmiş enfeksiyonu, tek başına CMV IgM pozitifliği Primer enfeksiyonu gösterir. IgM reaktivasyon ve re-enfeksiyonlarda da pozitifleşebilir. Bu durumda (IgG ve IgM birlikte pozitif) enfeksiyonun primer veya sekonder olup olmadığı IgG avidite testi ile ayırt edilmelidir PCR Biyopsi materyali; idrar, kan, bronş sıvısı veya BOS'tan PCR ile viral DNA araştırılmas CMV Tedavi, Korunma, Kontrol İlaçlar Korunma Ciddi hastalıklar için kullanılan özgül Kan ve organ donörlerin CMV açısından taranması, antiviral ilaçlar mevcuttur İmmün süpresif (AIDS, transplant, kanser, vb) hastalarda CMV hastalıklarının tedavisi için kullanılan antiviraller:Ganciclovir, Valganciclovir, Foscarnet, Cidofovir virüsün bulaşını azaltır Transfüzyonlarda CMV negatif kan kullanılması Seronegatif alıcılara transplantasyon öncesi CMV immunoglobulini uygulaması Antiviral ilaçlarla proflaksi Aşısı yok Templateswise.com EBV INFECTION (KISSING DISEASE) SALIVA or RESPIRATORY SECRETIONS SHARING FOOD or DRINKS KISSING - COMMON in ADOLESCENTS & YOUNG ADULTS -AGE 15-24 EPSTEIN BARR VIRUS & STRESS Epstein-Barr Virus 01 Bulaşma ✔Tükürükle bulaşır ✓ Enfeksiyöz mononükleoz (öpücük hastalığı) aslında EBV ile enfekte B hücreleri ile koruyucu T lenfositleri arasındaki bir iç savaştır 02 EBV kanser ilişkisi ✓ Burkitt lenfoma ✔Hodgkin lenfoma ✓Nazofaringeal karsinom EBV ayrıca AIDS'li hastalarda B hücreli lenfomalar ile ilişkilendirilmiştir. ✓EBV, B hücreleri için bir mitojendir ve doku kültüründe B hücrelerinin çoğalmasını uyararak, onları ölümsüzleştirir Epstein Barr Virus B hücresinde ve orofarinks/nazofarinksteki bazı epitelyal hücrelerde replike olabilir EBV, yetkin T hücresi varlığında B hücresinin latent enfeksiyonuna neden olabilir > EBV, B hücresini uyarabilir ve ölümsüzleştirebilir EBV 70'den fazla proteini kodlamaktadır EBV, human herpesvirus 4 (HHV-4) olarak da isimlendirilir EBV, konak seçiciliği fazla olan bir virüstür in vitro olarak yalnızca insan ve bazı primatların B lenfosit ve nazofarenks epiteli hücre kültürlerinde üretilebilir ÖPÜCÜK HASTALIĞI Epstein Barr Virus OROPHARYNX Bulaşma tükürük ile olur Kan transfüzyonu ve transplantasyon ile de bulaşır Okul öncesi (1-5 yaş) dönemde aile içi, kreş/bakimevleri Adölesan/genç erişkin (14-25 yaş) öpüşmenin yaygınlaşması Primer EBV enfeksiyonu çocuklarda genellikle belirtisiz seyreder En sık çocuklarda ve genç erişkinlerde görülen, akut, lenfoproliferatif viral bir hastalıktır Ürediği hücreye sitopatik etki yapmaz, anonunun olmadığı durumlarda; EBV ile enfekte olup virus genomunu içeren hücre, devamlı üreme özelliği kazanır (transforme veya immortal hücre) EBV ile enfekte olmuş B hücreleri, enfeksiyonun lenforetiküler sistem boyunca yayılmasından sorumludur EPITHELIUM B CELL (LYMPHOCYTES) (OSMOSIS.org 3033 Antijenik yapısı بركم Litik enfeksiyon fazında eksprese edilen erken ve geç proteinlerdir. Eksprese oldukları viral siklus fazına göre EBV antijenleri iki gruba ayrılır 1. Latent faz antijenleri Virüsün latent enfeksiyon oluşturduğu B hücrelerinde sentezlenen proteinlerdir. Epstein-Barr nükleer antijen (EBNA) yapısal olmayan ve ilk görülen antijendir Değişmeksizin eksprese edilir ve viral 1 2. Litik faz antijenleri 2 epizomların devamlılığı için gereklidir. 2c Geç antijenler Viral kapsid antijen (VCA):virüs üreten ücrelerde buulunur Membran antijenleri:Viral membran antijenlerine karşı gelişen antikorlar nötralize edici özelliktedir. 5 4 2a. Erken başlangıç antijenleri (EA) Enfekte B lenfositlerinde sentezlenir, CD4 3 T lenfositlerini uyarır. Bunlar, CD8 T lenfositlerini bu antijenlere karşı aktive eder ve enfekte B lenfositlerini hedefleyen CD8 sitotoksik T lenfositleri geliştirilmiş olur. T hücreleri, B hücrelerinin aşırı çoğalmasını sınırlar ve onları öldürür 2b. Erken antijenler (EA) Templateswise.com Replikasyon-Antijenler İnfeksiyon EBNA EMA Persistan infeksiyon Geç VCA EA MA LİZİS EBNA MA VCA EA - EB nuclear antigen - membrane antigen -Viral capsid antigen - Early antigen 46 © Templateswise.com Patogenez بركم Hedef hücre Tükürükle bulaşır. Enfeksiyon orofarinks ve nazofarinks epitel hücrelerinde başlar, viral replikasyon tamamlandıktan sonra epitel hücreleri lizis sonucu ölürler ve Latent enfeksiyonun aktivasyonu Transplantasyon sonrasında sitotoksik T lenfosit yanıtının baskılanmasıyla, EBV'nin latent kaldığı B lenfositlerinde kontrol edilemeyen proliferasyon posttransplant lenfoproliferatif hastalıklar ortaya çıkar. EBV, bellek B hücrelerinde latent enfeksiyon oluşturur ve B hücresi aktive olduğunda virüs de reaktive olur. 1 5 2 B lenfositlerinin enfeksiyonu Serbest kalan virüsler, submukozal lenfatiklere ulaşır. Viremi sırasında karşılaştıkları B lenfosit yüzeyindeki C3d reseptörlerine bağlanıp enfekte ederler. 4 Latent enfeksiyon 3 Enfekte B hücreleri Enfekte B lenfositlerinde sentezlenen antijenler, CD4 T lenfositlerini uyarır. Bunlar da CD8 T lenfositlerini bu antijenlere karşı aktive eder ve enfekte B lenfositlerini hedefleyen CD8 sitotoksik T lenfositleri geliştirilmiş olur. T hücreleri, B hücrelerinin aşırı çoğalmasını sınırlar ve onları öldürür. Atipik lenfositler (Downey) EBV, B lenfositi içinde; Produktif, latent veya ölümsüzleşme şeklinde enfeksiyon yapar. Latent enfeksiyon sitotoksik T lenfositi kontrolündedir Templateswise.com Downey hücreleri A C بركم Şekil-5: Atipik lenfositler (Downey hücreleri) (45). Atipik lenfositler matür lenfositten daha büyük olup, sitoplazmaları bazofilik boyanır özellikte, lobüler yapıda nükleuslu, kenarları çentikli hücrelerdir. Lenfositlerin kenarları komşu eritrositlerce itilmiştir. O Templateswise.com Yaptığı Hastalıklar BODY'S IMMUNE SYSTEM 0 HUMORAL RESPONSE -B CELLS CREATE ANTIBODIES Y بركم CELLULAR RESPONSE -CYTOTOXIC or CD8+ T CELLS -MATURE in THYMUS EPSTEIN-BARR VIRUS (EBV) CAUSES: * ASYMPTOMATIC LATENT INFECTIONS of B CELLS *ACUTE SYMPTOMS of: ~ FEVER - SORE THROAT ~ ENLARGED LYMPH NODES ~ FATIGUE * LEADS to: -NASOPHARYNGEAL CARCINOMA -HODGKIN LYMPHOMA -NON-HODGKIN LYMPHOMA -BURKITT INFECTIOUS MONONUCLEOSIS (MONO) CYTOTOXIC T CELLS CD8+ UNABLE to KILL OFF → ↑ B CELL PROLIFERATION A B CELL A LATENT-INFECTED B CELLS B CELL CANCERS HODGKIN B CELL LYMPHOMAS- NON-HODGKIN Survived! VIRAL GENES CD8+ No more spreading! Templateswise.com Antikor Titresi ༦. འེ Serolojik Testler Enfeksiyöz mononükleoz VCA-IgG VCA-IgM (+) erken akut faz VCA-IgG ve IgM (+) akut faz EBNA-IgG (+) geç dönemde oluşur (konvelesan) VCA-IgG (+) ve EBNA-IgG (+) geçirilmiş enfeksiyon, kazanılmış immünite VCA-IgM VCA-IgA Anti-EA Anti-EBNA-1 Haftalar Aylar Yollar Primer EBV Enfeksiyonu Şekil-6: EBV spesifik antikorlar (53). Templateswise.com Yaptığı Hastalıklar بركم Enfeksiyöz mononükleoz: Lenflerin şişmesi (lenadenopati), dalağın büyümesi (splenomegali) ve eksüdatif farenjit klasik semptomlar olup; yüksek ateş, halsizlik ve bazen karaciğerde büyüme eşlik eder. Kronik hastalık: Bazı kişilerde EBV, döngüsel tekrarlayan hastalıklar oluşturabilir. Bu hastalarda kronik yorgunluk vardır; ayrıca hafif düzeyde yüksek ateş, baş ağrısı ve boğaz ağrısı da olabilir. Epstein-Barr virüsünün indüklediği lenfoproliferatif hastalıklar: Hücresel immunitenin olmadığı kişilerde EBV enfeksiyonu, enfeksiyöz mononükleoz yerine hayatı tehdit eden poliklonal lösemi benzeri B hücre proliferatif hastalığı ve lenfomaya eğilimlidir. EBV ayrıca Asya'da erişkinlerde endemik olarak görülen nazofarengeal karsinoma ile de ilişkilidir. Tümör hücreleri EBV DNA'sı içerir; ancak tümör hücrelerinin lenfositlerden köken aldığı Burkitt lenfomadan farklı olarak nazofarengeal karsinoma hücreleri epitelyal kökenlidir. Tüylü oral lökopati: Dil ve ağızdaki lezyonlarla karakterizedir. Epitelyal hücrelerdeki üretken EBV enfeksiyonunun ender görülen bir şeklidir. Bu tablo, AIDS'li hastalarda görülen fırsatçı bir hastalıktır Templateswise.com Laboratuvar Tanısı Heterofil antikor Hasta serumunda heterofil antikor aranmasıdır Monospot test veya Klasik Paul-Bunnell testi ile aranabilir. Paul-Bunnell testinde >1/64 titreler, EMN tanısını doğrular HA testleri, normalde insan serumunda bulunabilen Forssman antikorlarının varlığında veya Serum hastalığında da pozitif bulunabilir Seroloji HA testlerinin negatif bulunduğu, tanısında güçlük çekilen olgularda, EBV'ye özgül antikorların aranması gerekir. EBV enfeksiyonu sırasında, virusun çeşitli antijenik yapılarına karşı antikor yanıtı gelişir. Akut enfeksiyon tanısında en yararlı test Anti-VCA IgM ve Anti-EBNA IgG bakılmasıdır (IFA, ELISA) PCR Viral genomun saptanması HHV-6 HHV-6A ve HHV-6B Roseola infantum (6.hastalık=Exanthem subitum >2 yaş toplumun %90'ı pozitiftir 3 yaş altında, ateş, maküler lezyonlar görülür döküntüler boyun ve sırttan başlar, göğüs, karin, alt ekstremitelere yayılır بركم Hedef hücre T hücre, epitel hücresi, NK ve monositleri Belirtileri Ateş, üst solunum yolu enfeksiyonu, lenfadenopati 2 gün boyunca yüksek seyreden ateşin düşmesiyle birlikte boyun ve gövdede makülopapüler döküntü ortaya çıkar Yetişkinlerde Erişkinlerin çoğunda (>%90) tükrükte bulunur, Yetişkinlerde primer enf. mononükleozis tablosu ile seyreder, HHV-6B nörolojik hastalıklardan soyutlanmıştır Tanı ve Tedavi Karakteristik döküntü Özgül IgM ve IgG tespiti Komplikasyon olmadan iyileşir Özgül bir antiviral tedavi yok Templateswise.com HUMAN HERPESVIRUS 6 (HHV-6) YY * REPLICATES EFFICIENTLY in CD4+ T LYMPHOCYTES YOUNG CHILDREN ROSEOLA INFANTUM LASTS AFTER 3-5 DAYS FEVER DIAGNOSIS * CLINICAL PRESENTATION TREATMENT * SUPPORTIVE * SEVERE CASES ACYCLOVIR or GANCICLOVIR Templateswise.com HHV-7 Hedef hücre:T hücre, epitel hücresi, NK ve monositleri enfekte eder Replikasyon ve latentlik Thücrelerinde Erişkin popülasyonun çoğunda tükrükte bulunur (%75) >2 yaş toplumun %85'i pozitif HHV-6 gibi HHV-7'de roseola infantum (egzantema subitum) etkeni HHV-6 gibi transplant ve AIDS hastalarında potansiyel patojen Tanı: Özgül IgM ve IgG tespiti Tedavi: Özgül bir antiviral tedavi yok HHV-8 (Kaposi sarkomu ile ilişkili herpesvirus=KSHV) KAPOSI' S SARCOMA ASSOCIATED HERPESVIRUS Human herpes virus 8 infection * İlk kez Kaposi sarkoma'ledilmiş ve "Kaposi sarkoma ile ilişkili herpes virus (KSHV)" olarak tanımlanmıştır Lenfotropik bir virustur AIDS hastalarında fırsatçı bir virüs AIDS ile ilişkili immün süpresyonda ve böbrek transplantasyonu sonrası gelişen kaposi sarkomunda HHV8 enfeksiyonu gösterilmiştir En sık cilt tutulumu olur, %4 visseral görülür Kaposi sarkomu Hedef hücre lenfosit ve diğer hücreler Bulaşma yakın temas, cinsel ilişki, tükürük Kaposi's sarcoma AIDS hastalarının çoğunda tükürükte bulunur Afrika'da endemik Diğer herpes virüslar gibi toplumlarda yaygın olarak bulunmaz Tanı PCR, özgül IgM ve IgG tespiti Tedavi özgül bir antiviral tedavi Herpesvirus simiae (B virus) 1st Human Death Alfaherpesvirus Doğal konak maymun Bulaşma: Maymunun ısırması veya tükürükleri, viroloji lab.'da kullanılan doku ve hücreler ile insanlara bulaşır Virusun girdiği yerde ağrı, lokalize kızarıklık, vezikül ⚫ Ensefalopati: sonuç genellikle ölümcül Monkey B Virus in China by Ankit Agrawal Herpesviruslar ve TEDAVİ Qualitative Antiviral Activity Acyclovir HSV VZV EBV CMV | HHV 6-8 ++ 1 Valacyclovir ++ + Famciclovir + Ganciclovir + ++ Valganciclovir Foscarnet Cidofovir + + + #++ ++ ++ 1 1 ++ ++ + + + + ++ HSV 1: Orolabial herpes HSV 2: Genital Herpes Simplex HHV 3: Varicella (Zoster) HHV 3: Varicella (chickenpox) HHV 4: Epstein Barr Virus (mononucleosis) HHV 5: CMV HHV 6: Roseola (sixth disease) HHV 7: Pityriasis rosea (PR) in adults HHV 8: Kaposi sarcoma associated
429
Retroviridae Oncovirinae Alt Ailesi Lentivirinae Alt Ailesi İnsanlarda ve hayvanlarda tümör oluşturan viruslar Human T Lenfotropik Virus (HTLV-1 ve 2) Yavaş ilerleyen hastalık tablosu oluştururlar İmmün sistemin baskılanmasına ve nörolojik bozukluklara neden olurlar HIV-1 HIV-2 Spumavirinae Alt Ailesi Bu viruslar zoonotik kökenli olarak insanlarda enfeksiyon oluşturabilir Hayvanlarda persistan- asemptomatik enfeksiyon oluşturabilir
Human İmmunodeficiency Virus (HIV) İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virusu Onkojenik olmayan bir Retrovirustur Acquired Immuno Deficiency Syndrom (AIDS) Kazanılmış Bağışıklık Yetmezliği Sendromu 1983 yılında tanımlanmıştır. Türkiye'de ilk vaka 1985 HUMAN IMMUNODEFICIENCY VIRUS HIV-1 LAIDS in U.S. & worldwide HIV ~ HUMAN IMMUNODEFICIENCY VIRUS AIDS~AQUIRED IMMUNO DEFICIENCY SYNDROME IMMUNE SYSTEM ↓ FAILS IMMUNODEFICIENCY OTHER INFECTIONS Lusually fends off HIV~ HUMAN IMMUNODEFICIENCY VIRUS CD4 molecule •helps immune cells Communicate • important for IMMUNE SYSTEM CD4+ cells Dendritic cells HIV-2 AIDS in western Africa & Southern Asia Afrika'daki hastalarda keşfedilen HIV virusu antijenik farklılığı nedeni ile HIV-2 olarak isimlendirilmiştir (1986) T-helper celis
430
HIV Virusu MHC Proteins Lipid Envelope Protease, Peptides, Host Proteins Capsid gp41 Transmembrane Glycoprotein gp120 Docking Glycoprotein -RNA Genome p17 Matrix Protein Pozitif, çift iplikli RNA virusudur Zarfta tutunmayı sağlayan tipe özgü gp120 ve gp41 glikoproteinleri taşır Nötralizan antikorların hedefidirler Hümoral immun yanıt gp120 ve gp41'e karşı oluşur Farklı türdeki retrovirüsler ile reaksiyona girmezler gp120'nin antijenik değişikliği ve fazla glikozilasyonu antikordan kaçışı sağlar AŞI yapımında sorun yaratır Nucleocapsid Integrase Reverse Transcriptase & Nukleokapsid içinde revers (ters) tanskriptaz enzimi vardır Majör kapsid proteini p24 (gruba özgül) Matriks proteini p17
gag geni P17 matrix proteini p24 kapsid proteini HIV-1 virion pol geni RT revers transkriptaz P10 proteaz P32 integraz pol PR (protease) RT (reverse transcriptase) IN (integrase) vif, vpr, vpu, nef env SU (surface, GP120) TM (transmembrane, GP41) 3' LTR U3 R US gag -MA (matrix) -NC (nucleocapsid) CA (capsid, p24) SSRNA env geni gp 160 glikoprotein (golgi aparatında bulunan proteaz enzimleri aracılığıyla) ¡p120 ve gp41 zarf glikoproteinleri gag, pol, env genleri yapısal proteinleri tat, rev genleri düzenleyici proteinleri LTR (Long Terminal Repeat) Promotor Viral genomun iki ucunda yer alır Yapısal ve regülatör olarak görev alır Herhangi bir viral proteini kodlamaz Virüs hayat döngüsü sırasında viral genom ifadesinin düzenlenmesi LTR aktivitesi ile kontrol edilir nef, vif, vpr, vpu genleri bazı aksesuar proteinleri kodlar
431
LTR Viral genomun transkripsiyonu, viral DNA'nın insan genomuyla bütünleşmesi, konak genomu transkripsiyonu faktörleri için bağlanma bölgeleri gag Nükleokapsid kor(p24) ve matriks proteinleri (p17) pol Terstranskriptaz, proteaz, integraz ve ribonukleaz env Viral zarf proteinleri (gp120 ve gp41) vif Konak hücresindeki APOBEC3G enziminin inhibitör etkisini engeller, viral replikasyonu destekler vpr Viral replikasyonu artırır, makrofajlarda HIV infeksiyonunu destekler, hücre siklusu ilerleyişini engeller tat Viral transkriptin uzaması için gerekli rev Tam olarak bölünmemiş viral RNA'ların hücre çekirdeğinden çıkışını destekler vpu Konak hücrenin CD4 ifadesini azaltır, virusun hücreden ayrılışını kolaylaştırır, konak sınırlayıcı faktörü tetherini etkisiz hale getirir nef Konak hücresinde CD4 ve MHC-I ifadesini azaltır, viral replikasyonu kolaylaştıran hücre içi sinyalleri güçlendirir
HIV-1 virüs proteinlerinin konak proteinleriyle etkileşerek fonksiyonları H Transkripsiyon Hücreden çıkış Tat proteini 5 farklı işlevi var Rev, Gag, P6, Matrix/p17 proteini Bağışıklık sisteminden kaçış Nef, Vif ve Vpu proteini konak proteinleriyle etkileşir Hedef hücreye giriş gp120 zara tutunma gp120 ve p24 hücre içine giriş p24, integraz ve Vpr hücre çekirdeğine geçiş İntegraz konak genomuna integrasyon HIV Binding CD4 CCR5 Viral RNA Reverse transcription Viral DNA Replikasyon Release & Maturation مكركم Fusion Nucleus Transcription Provirus Integration Budding Cytoplasm 7 Assembly Virus core structure Translation Virus CD4+ T lenfosit reseptörlerine gp 120 ile bağlanır ve gp41'de yapısal değişiklik oluşur gp 41 viral zarf ve hücre membranı arasında füzyon gerçekleşir Ters transkriptaz enzimi viryon RNA'sını komplementer negatif DNA iplikçiğine dönüştürür Çift sarmall1 cDNA (Provirus) çekirdeğe taşınır ve integraz yardımıyla konak kromozomuna entegre olur Entegre provirus latent kalır veya konakçı RNA polimeraz II ile viral genom kopyaları sentezlenir Genomik RNA ve mRNA'lar oluşur. Genomik RNA'lar virüsün nükleik asidini oluşturmak üzere bol miktarda replike olurken, mRNA ise viral proteinlerin sentezini başlatır. Viral proteinler kapsidi oluşturur. RNA'lar kapsit içine girerek nükleokapsit yapılmış olur. Hücre zarından tomurcuklanarak salınır
432
HIV Bulas Yolları Cinsel temas Homo/heteroseksüel rektal cinsel ilişki Anneden bebeğe İntrauterin, doğum sırasında ve doğumdan sonra - Enfekte kan ve ürünleri ile Kan ve kan ürünlerinin transfüzyonu Mesleki temas/iğne batması Enfekte iğne ortak kullanımı Damar içi ilaç kullananlar, dövme Deriden açık yara ve kesiklerle Mukoz membranlar Enfekte donörden alınan semen, organ ve dokularla Bulaşmayı etkileyen faktörler Bulaşma şekli Epitel bütünlüğü KAN Hastalığın ortaya çıkış süresi daha kısadır (6-7 yıl) Konağın genetik yapısı 拿 Bulaştırıcı kişideki viral yük IMD Kanda virüs miktarı daha fazla Ko-enfeksiyon örn. HSV-2 Viral virülans faktörleri nef proteini HIV inf. AIC gelişimi için esas rolü oynar
HIV Bulas Yolları Cinsel temas Homo/heteroseksüel rektal cinsel ilişki Anneden bebeğe İntrauterin, doğum sırasında ve doğumdan sonra - Enfekte kan ve ürünleri ile Kan ve kan ürünlerinin transfüzyonu Mesleki temas/iğne batması Enfekte iğne ortak kullanımı Damar içi ilaç kullananlar, dövme Deriden açık yara ve kesiklerle Mukoz membranlar Enfekte donörden alınan semen, organ ve dokularla Bulaşmayı etkileyen faktörler Bulaşma şekli Epitel bütünlüğü KAN Hastalığın ortaya çıkış süresi daha kısadır (6-7 yıl) Konağın genetik yapısı 拿 Bulaştırıcı kişideki viral yük IMD Kanda virüs miktarı daha fazla Ko-enfeksiyon örn. HSV-2 Viral virülans faktörleri nef proteini HIV inf. AIC gelişimi için esas rolü oynar Nef geni/nef proteini T hücre yüzeyindeki CD4 molekülünün içeri alınması ve parçalanmasına neden olur, antijen tanıma olayı gerçekleşemez Virüs enfekte hücre T lenfositlere MHC-I molekülü ile sunulur Makrofajların kemokin üretimini indükler ve sentezlenen kemokin dinlenme halindeki T hücrelerini aktive eder MHC-I sentezini azaltır Virüs enfekte hücre sitotoksik T lenfositlere sunulamaz, öldürülmesi engellenir Doğal Direnç HIV (+) kişi, & HIV (+) kişi, ≥10 yıl AIDS'e progresyon yok ise genetik faktörlerce enfeksiyona doğal direnç gösteriyordur Reseptör ve Ko-reseptör mutasyonları Virus hücreye giremez Kemokin sentezi artışı Kemokin reseptörleri, kemokinler tarafından kapatılır, virüs/kemokin reseptörü etkileşemez Güçlü CD8+ T hüc. Yanıtı Virülansı düşük bir suşla enfeksiyon
433
Patogenez Mukoz membranlar Dentritik hücrelerle bölgesel lenf nodlarına ulaşır Hedef hücre Dolaşımdaki CD4 taşıyan lenfosit ve makrofajlara tropizm gösterir Replikasyon Virus periferik kan ve lenf nodlarındaki aktif CD4+ T lizise uğratır lenfositleri enfekte eder, çoğalır ve Enfekte ettiği ancak çoğalmadığı CD4+ T lenfositlerinin indükler, latent kalır apoptozunu Patogenez Latent kalma Yıllarca bu hücrelerde latent olarak aktif kalır ve mitojenle uyarılırsa virus süratle replike olur, hücreyi parçalar ve yeni lenfositlere girer Hedef hücreler Spesifik hücre reseptörü CD4 T lenfosit, makrofaj, nöron ve dentritik hücre yüzeyinde bulunur Virüs makrofajlarda CD4 Makrofajlar T hücrelerindeki gibi litik enfeksiyon yapmaz, persistent enfeksiyon yapar, virüsü immün sistemden yayılımını sağlar korur ve virüsün Patogene Ko-reseptörler Gp120 ve gp41, CD4 ile birlikte ko- reseptörler (kemokin reseptörleri) CXCR4 veya CCR5'e bağlanır. CCR5 yetersiz bireyler enfeksiyona daha dirençlidir Hedef hücreler CD4 T lenfositler lenfokinleri ile, makrofaj, diğer T ve B lenfositleri ve NK hücrelerini aktive ederler CD4/CD8=2/1 Yardımcı/baskılayıcı rolleri denge halindedir. Virus CD4 lenfositlerini azaltır. Denge bozulunca CD8 lenfositlerin baskılayıcı fonksiyonu artar, hücresel immünite azalır ve yok olur
akut primer enfeksiyon Akut primer enfeksiyon Bulaşma 3-6 hafta sonra % 40-90'ında akut HIV enf. görülür ya da 04 CD8+ sitotoksik hücre yanıtı asemptomatik seyreder Sitoksik etki ile viral replikasyonu kısıtlar Virusa karşı immün yanıt gelişir. Antikorlarla tanı konur Akut mononükleozis Viremi seviyesi düşer 02 Viremi ve virusun lenfoid 05 dokuya yerleşmesiyle enfeksiyöz mononükleozis (%50) benzeri Virüs lenfoid dokulara yayılmayı sürdürür belirtiler görülebilir 03 CD4+ hücre sayısı azalma (300-400/mm3) Ateş, döküntü, lenfadenopati, yorgunluk-halsizlik, baş ağrısı, lenfositoz görülebilir HIV p24 antijen seviyesi yüksektir 06 CD4+ hücre sayısında düzelme >500/mm3 Latent faza geçilir, yıllarca sürecek asemptomatik dönem yada genel lenfoadenopati dönemi ile devam eder Latent Dönem Asemptomatik/Latent İmmün sistem 01 04 Belirtisiz 6-13 yıl (Ort. 8- 10 yıl) süren dönem Viral replikasyon artar immun sistem İmmun sistem sağlamdır 02 Virus tam olarak elimine edilemez ve lenf nodlarında 05 kalır. Kanda miktar az (1.000- 10.000 kopya/ml) 03 Fırsatçı enfeksiyonlar 06 Herpes zoster, oral kandidoz Persistent LAP, ateş, döküntü, yorgunluk olabilir yavaş yavaş bozulur CD4+ hücre sayısı Bulaştırıcılık latent fazda devam eder. Yavaş yavaş yardımcı T hücreleri (CD4+) enfeksiyonu ve ölümü hücresel bağışıklığı baskılar CD4+ hücre sayısı CD4+ yardımcı T hücresi enfekte olur ve ölür. Sitotoksik T hücrelerinin uyarımı için gerekli IL-2 sitokini yapılamaz 01 02 AIDS Dönemi Hücresel bağışıklık Hüc. bağ. kontrol ettiği enfeksiyonların artışı durumun kötüleştiğini gösterir Belirtiler CD4+ sayısının 450/mm3 altına düşmesi ve kandaki virüs ile p24 miktarının artması ile ilişkilidir 03 CD4+ hücre sayısı 04 Viral yük Aşırı artar Nörolojik hastalıklar 05 Subakut ensefalit, vakuolar miyelopati, aseptik menenjit, periferal nöropati, demans Kanserler 06 Kaposi Sarkoma, Non-Hodgkin lenfoma, Servikal ca., Anogenital ca., Hodgkin lenfoma, Burkitt lenfoma >200/mm3 viral yük 75000 kopya/ml olunca AIDS oluşur. Kilo kaybı, 1 aydan uzun süren ishal ve fırsatçı enfeksiyonlar görülmesi Ölüm
434
Hastalığın belirtileri Tekrarlayan ateş ve gece terlemeleri LAP (boyun, koltuk altı ve kasık lenf bezleri) Sürekli yorgunluk İştahsızlık, ishal, kilo kaybı İnatçı öksürük ve nefes darlığı Ağızda beyaz plaklar O Σ Nörolojik hastalıklar I Ciltte değişiklikler Fırsatçı Neoplaziler Non-hodgkin lenfoma Kaposi's sarcoma EBV-ilişkili lenfoma Servikal ve anal kanser
Konjenital HIV Enfeksiyonu + HIV + anneden bulaşma oranı %15-50 arasında 3. trimester/intrauterin Doğum sırasına direkt temas/Perinatal bulaşma Emzirme/Postnatal bulaşma İki yıl içinde ölüm olur HIV'in yıkıcı etkilerine daha duyarlı Lenfoid interstitial pneumonia Ensefalopati Şiddetli oral candidiasis Jeneralize LAP Diyare
435
Laboratuvar Testleri Kültürde CPE etki (7-14 günde yapar), revers transkriptaz enzimi ve spesifik antijenler ile tanı konulur Tarama Testleri ELISA (en çok kullanılan yöntem) ve Hızlı kard testler HIV' de antikor oluşumu koruyucu değildir ancak enfeksiyonun tanısında yardımcıdır Doğrulama: ELISA & Western Blot ELISA yapılır, ELISA (+) çıkarsa western blot ile doğrulanmalıdır veya RT-PCR Moleküler yöntemler PCR: Hastalığın takibinde viral yük takibi önemli! ID: HIV ID: HIV S Laboratuvar Testleri gp 160 gp 120 p 66 P55 P51 gp 41 p31 P 24 p 17 D 15 RT-PCR (CDNA) HIV RNA yeni doğanların erken tanısında kullanılır Anneden bebeğe geçen antikorlar nedeniyle serolojik testler yeterli olmaz RNA'nın gösterilmesi tanıyı doğrular Tam kan, plazma, oral sekresyonlarda yapılır ELISA & Western Blot Antikorlar enfeksiyondan 3-8 hafta sonra belirlenir. % 5'inde bu süre 6 ayı alabilir Western blot (WB) p24, p17, gp41, gp120/160 gibi virusa spesifik protein antikorlarını gösterir Virusun alınmasından 3-4 hafta sonra, testler genellikle anti HIV antikorlarını belirleyebilir. WB negatif bulunursa 3-4 hafta sonra tekrar edilmelidir HIV enfeksiyonu 4. Kuşak EIA/pozitif 3. Kuşak EIA pozitif 0 10 20 30 Eklips Akut enfeksiyon Erken HIV enfeksiyonu HIV IgM sınıfı RNA antikorların saptanması Serokonversiyon dönemi 40 40 IgG sınıfı antikorların saptanması HIV RNA p24 antijeni 509 50 60 60 Uzun süreli enfeksiyon WB pozitifliği HIV antikorları # 70 70 80 120 180 300 360 GÜN HIV enfeksiyonundan korunma tedaviden etkili ve ucuzdur Risk faktörlerinden kaçınma HIV'i %0,5 hipoklorit, %70 alkol ve aseton ile UV ve X ışınları inaktive eder (ortam ve yüzey
Korunma temizliği) HIV (+) gebelerde Temas sonrası korunma Güvensiz cinsel temastan 1 kaçınmalı Tek eşlilik tercih 2 Kan ve kan ürünleri, organ ve doku nakli için vericilerde HIV testi yapılmalı Ortak enjektör 3 kullanılmamalı Takip ve tedavi Doğum sezaryan Doğumdan önce anneye ve sonrasında bebeğe ilaç tedavisi başlanması HIV+ anne bebeğini emzirmemeli İğne batması/enfekte materyal ile cilt ve mukozaların zedelenmesi/yara bol su ve sabunla hemen yıkanmalı 1-2 sa. içinde üçlü antiviral tedaviye başlanmalı (28 gün devam) Zidovudine +lamivudine Oral profilaksi (tenofovir + emtricitabine) HIV pozitif kişiler, doğru ve düzenli tedavi ile sağlıklı bir ömür yaşayabilirler Aşısı YOK Replikasyon/mutasyon/varyant suşlar HIV Binding Release Fusion CD4/CCR5 Reverse transcription 3000x Integration Transcription Assembly Translation Macrophage Virusun replikasyon ve mutasyon oranının yüksek olması İmmün yanıtın virusu temizleyememesi Hastalık süresince aynı hastada HIV varyant suşlarının oluşması Uygun hayvan modelinin olmaması Tedavi HAART (Highly Active Antiretroviral Therapy) En az 3 antiretroviral ilacın eş zamanlı kullanımı İki nükleosit RT inhibitörü ve bir non-nükleosit RT inhibitörü birlikte verilir • Virus tamamen ortadan kaldırılamaz Bazı ilaçlar, virüsün çoğalmasını kontrol altına alarak bağışıklık sisteminin zayıflamasını önler • Ve AIDS tablosunun gelişmesini engeller • Viral yükün azaltılması/baskılanması • İmmün sistemmin korunması • Yaşam kalitesinin yükseltilmesi • HIV'e bağlı morbidite ve mortalitenin azaltılması • Yayılımın sınırlandırılması X HIV BULAŞMAZ • HIV sağlam deriden geçemez • Tükürük, gözyaşı, ter, aksırık, öksürük, idrar, dışkı El sıkışma, deriye dokunma, okşama, kucaklama, öpme • Yiyecekler, içecekler, çatal, kaşık, bardak, tabak, telefon • Tuvalet, duş, musluk, yüzme havuzu, deniz, sauna, hamam • Sivrisinek ve diğer böceklerin sokması, kedi, köpek ve diğer hayvanlarla yaşamak • Korunmalı cinsel ilişki X 1 Aralık Dünya AiDS Günü
436
Picornaviridae •Bazı önemli insan ve hayvan virüslerini içeren geniş bir virüs ailesidir. •Bu virüsler çıplak kapsid yapısına sahip küçük (pico) RNA virüsleridir
Genel özellikler •Çıplak, küçük ikozahedral kapsit •ss (+) RNA •Isı ve deterjanlara dayanıklı •Rhinovirüsler asitlere dayanıksız •Enterovirüsler pH 3-9’da stabil
437
Picornaviridae Enterovirüsler Polio tip 1,2,3 Koksaki A tip 1-24 Koksaki B tip 1-6 Ekovirüs (ECHO) tip 1-9, 11-27,29-34 Enterovirüs 68-71 Rinovirüsler Rinovirüs tip 1-100 Kardiovirüsler Aftovirüsler Heparnavirüsler Hepatit A
Yapı •Bu virüslerin + iplikçikli RNA’sı bir ikozahedral kapsid ile çevrili, •Kapsid 12 pentamerik noktası var ve her biri 5 protomerik protein biriminden oluşur. •Protomerler 4 viryon polipeptidinin (VP) birleşmesinden oluşur ( VP1- VP4). •Enterovirüsler fekal-oral yolla, Rhinovirüsler aerosol yoluyla bulaşır
438
•Viral genomun 3’ ucunda poli A ve 5’ ucunda ise VPg proteini vardır. •Poli A dizisi RNA’nın efektivitesini arttırır, •VPg, kapsid içine genomun paketlenmesinde ve viral RNA sentezinin başlatılmasında rolü vardır. •Çıplak bir picornavirüs genomu bir hücreyi enfekte etmeye yeterlidir. •Bu virüsler en az iki proteaz ve RNA-bağımlı RNA polimeraz kodlamaktadır. •Pikornavirüsün genomu bir poliprotein olarak sentezlenir. •Proteaz enzim tarafından parçalanırlar.
Replikasyon • Pikornavirüslerin konak dokuda tutundukları reseptörler virüsün hangi anatomik bölgede hastalık yapacağını belirler. ●ICAM-1 Rinovirüsler (Hücrelerarası adezyon molekül-1) ●CD55 Koksakivirüsler (Decay accelerating factor) ECHO Enterovirüsler ●PVR/CD155 Poliovirüsler (Poliovirus receptor
439
•VP proteinleri resptöre bağlanmayı sağlamak için viryonun tepesinde bir kanyon yapısı gibi bir yer alır. •Reseptöre bağlanma sonucu VP4 kapsitten ayrılır, •Genom, konak hücre membranında VP1 protieni ile oluşturulan kanal sayesinde konak hücre içerisine enjekte edilir. •Viral replikasyon sitoplazmada gerçekleşir. •Viral RNA bir mRNA gibi davranarak direkt olarak konak hücre ribozomlarına tutunurlar ve virüse ait poliproteinleri kodlar. •Pozitif polariteli virüs RNA’sı negatif RNA ipliğine çevrildikten sonra RNA’ya bağımlı RNA polimeraz enzimi ile yeni RNA kopyaları oluşturulur. •Viral genomun replikasyonu ve translasyonu sırasında VP0, VP1ve VP3 oluşur. •5 adet pentamer içinde birleşir ve 12 pentamer prokapsid oluşturur. •Kapsidi tamamlamak için VP0, VP2 ve VP4’e bölünür. • VP4 kapside sert bir yapı kazandırır ve viral genom viral kapsit içinde paketlendikten sonra virüsün yapısına katılır. •Olgunlaşmış enfektif vironlar konak hücreden lizisle ayrılır. •Bütün replikasyon döngüsü 3-5 saat içerisinde gerçekleşir.
Enterovirüsler • Enterovirüsler, kapsidi çevre şartlarına ve GİS’e oldukça dirençlidir. • Bu virüsler genellikle enterik hastalık oluşturmazlar, fakat orada replike olurlar, • Fekal-oral yolla bulaşırlar. • ÜSY, orofarinks ve GİS virüslerin giriş kapısıdır. • Viryonlar, mide asidine, proteazlara ve safra asidine dirençli, • Üst solunum yollarının mukoza ve lenfoid dokusunda replike olur • Barsaklarda peyer plaklarının altındaki lenfoid hücrelere yerleşirler •En iyi bilinen pikornavirüs 3 serotipi olan poliovirüsüdür. •Antikorlar enterovirüs enfeksiyonlarında asıl koruyucu faktörlerdir. •Hücresel immünite, genellikle hastalıktan korumaz, Epidemiyoloji •Hastalık: Kişiden kişiye ve virüse göre değişir •Geçiş: Oral-fekal, gıdalar, eller, inhalasyon •Risk grubu: Yenidoğanlar, çocuklar •Coğrafya, mevsim: Yıl boyu bütün dünya •Kontrol: Hijyen • Polio ve Coxsackie A virüs enfeskiyonları çocuklarda asemptomatik yetişkinlerde daha ağır seyretmektedir. • Sadece polio için aşı bulunur. • Polio Dünya’nın Batı yarımküresinden eradike edilmiştir. Ancak aşılamamanın uygulanmadığı ve hijyen kurallarına uyulmayan Nijerya, Afgansitan, Pakistan gibi bazı ülkelerde paralitik polio halen görülmektedir.
440
Klinik Sendromlar •Enterovirüslerle oluşturulan klinik sendromlar bazı faktörlere bağlıdır; • Viral serotip • Enfeksiyon dozu • Organ tropizmi • Giriş kapısı • Hastanın yaşı, sağlık durumu • Gebelik •İnkübasyon süresi 1-35 gün arasındadır. Virüs, hedef dokuya ve kişinin yaşına bağlı olarak değişir.
Poliovirüs Enfeksiyonları •Poliomyelit ismiyle de bilinen çocuk felci oldukça bulaşıcı ve tehlikeli bir hastalıktır. •1957’den beri yapılan aşılanma kampanyalarıyla dünya çapında görülme sıklığı %99 oranında azalma görülmüştür. •Poliomiyelit, ağır şekilde merkezi sinir sistemini etkileyen akut bir enfeksiyon hastalığıdır. •Omurilikteki motor nöronların yıkımı gevşek felçle sonuçlanır. •Bununla birlikte, çoğu poliovirüs enfeksiyonu subkliniktir. •Poliovirüslerin 3 antijenik tipi bulunur. • Tip I, II ve III
441
Klinik Bulgular •Hastalığın kuluçka süresi genellikle 7-14 gündür. Fakat 3 günden 35 güne kadar değişebilir. •Enfeksiyon, duyarlı bir kişi virüse maruz kaldığında belirtilerin görülmediği belirtisiz enfeksiyondan, hafif ateşli hastalık, ağır ve kalıcı felçlere kadar değişebilir. • Poliovirüs’ ler 4 farklı klinik tabloya yol açarlar; 1. Asemptomatik hastalık 2. Abortif poliomyelit (Minör hastalık) 3. Nonparalitik poliomyelit (Aseptik menenjit) 4. Paralitik Polio (Majör hastalık) Asemptomatik polio •Virüs orofarenks ve barsaklarda sınırlı kalır. •Bütün poliovirüs enfeksiyonlarının %90’ı asemptomatiktir.
Abortif enfeksiyon (Minör hastalık) •Non-spesifik ateşli bir hastalık •Hastaların %5’inde görülür •Virüs alımından sonraki 3-4 gün içinde ateş, başağrısı, yorgunluk, boğaz ağrısı, bulantı görülür. Nonparalitik poliomyelit (Aseptik menenjit) •Hastaların %1-2’sinde görülür. •Burada virüs MSS ve meninkslere geçerek ağrı ve kas spazmı yapar. •Minör hastalık tablosu da vardır.
442
Paralitik polio (Majör hastalık) •Hastaların %0.1-2’sinde görülür. •Ciddi bir klinik tablodur. •Minör hastalık belirtilerinden 3-4 gün sonra başlar. •Bifazik bir hastalık tablosudur.
Paralitik polio (Majör hastalık) •Virüs kan dolaşımından spinal kordun ve beynin motor korteksinin ön boynuz hücrelerine dağılır. •Hangi nöronlar etkilenmişse klinik tablo o kadar şiddetli olur. • Spinal paralizi veya kraniyal paralizi kafa sinirlerini ve solunum merkezini içine alabilecek kadar ciddi olabilir
443
Paralitik polio (Majör hastalık) •Asimetrik flask paralizi •Duyu kaybı yok • Poliovirüs tip 1 olguların %85’inden sorumludur. •Aşı suşu olan Poliovirüs tip 2 ve 3’ün virülan hale geçebildiği nadir olgularda aşı ile ilişkili hastalık görülebilir •Tam iyileşme (6 ay-2 yıl) •Kalıcı paralizi •Ölüm
Bulbar poliomyelit •Daha ciddi •Farenks, vokal kord, solunum kasları tutulur. •%75 ölüm •1950’li yıllarda bu tür felç için demir akciğerler kullanılmıştır Postpolio sendromu •Çocuk felcinden 30-40 yıl sonra %20-80 olguda etkilenen kaslarda sekel görülür •Poliovirüs bulunmaz •Başlangıçta etkilenen sinirlerdeki nöron kaybının sonucudur. Coxsackievirus •Coxsackie A veziküler lezyonlar • Herpanjina •Coxsackie B (Body) Myokardit-Plörodina • Bornholm hastalığı •Her iki virüs de polio benzeri paralitik hastalık yapabilir. •Grip benzeri hastalık Herpanjina •Herpes virüs ile ilişkisiz •Coxsackie A •Ateş, boğaz ağrısı, iştahsızlık, kusma •Klasik lezyon; yumuşak damak ve uvula üzerinde ülsere veziküler lezyonlardır
444
Herpanjina •Nadiren sert damak •Lezyonlardan ve dışkıdan virüs izole edilebilir •Hastalık kendi kendini sınırlar •Semptomatik tedavi yeterlidir El-ayak ve ağız hastalığı •Coxsackie A16 •Veziküler ekzantem •Lezyonlar dil, eller ve ayaklarda görülür. •Orta düzeyde ateş •Birkaç günde iyileşir
Plörodina (Bornholm hastalığı) •Şeytan gribi de denir •Akut ateş, tek taraflı göğüs ağrısı •Karın ağrısı ve kusma olabilir •Dört günde geçer •Tekrar edebilir •Coxsackie B Myokardial veya perikardial enfeksiyonlar •Coxsackie B •Yenidoğanlar, çocuklar •Yenidoğanda kalp yetmezliği, siyanoz, taşikardi, kardiyomegali ve hepatomegali •Myokarditte EKG bulguları •Mortalite yüksek Viral (aseptik) menenjit •Akut hastalık •Echovirus 11 •Yaz ve sonbahar ayları •Başağrısı ve ateş •Meninks irritasyonu bulguları •Rijidite •Peteşi •Raş (Rash) •İyileşme nadir •Bir yaş altında meningoensefalit eklenir Diğer klinik tablolar •Ateş •Rash (Makülopapüler) •Soğuk algınlığı benzeri belirtiler •Akut hemorajik konjonktivit • Coxsackievirus A24 • Enterovirus 70 •Coxsackievirus A21 ve A24 •Echovirus 11 ve 20 soğuk algınlığı benzeri
445
Enterovirüslerin Laboratuvar Tanısı •BOS’da lenfositik pleositoz •25-100 hücre/mm3 • Nötrofil yok •Glukoz normal veya hafif düşük •Protein normal veya hafif yüksek Kültür •Poliovirüsler •Hastalığın erken dönemindeki boğaz örneklerinde bulunabilir •Dışkıda 30 gün süresinde gösterilebilir •BOS’da nadir •Coxsackie ve Echovirus •Boğaz ve dışkıdan genellikle, BOS’da sıklıkla izole edilebilir.
Moleküler ve serolojik tanı •Özgül antijen ve antikor •Nötralizasyon, immünfloresans, ELISA •RT-PCR •IgM •IgG titresinde dört kat artış edavi, korunma ve kontrol •Antiviraller ? •Pleconaril •Picornavirüslerin hücreye penetrasyonunu bozar •Polio aşısı
446
Polio aşıları-1 •İnaktive polio aşısı (IPV) •Jonas Salk •Etkili •Saklama için uygun •İmmün sistemi baskılanmış konaklarda güvenli •Aşı ile ilişkili hastalık riski yok İnaktive polio aşısı (IPV) •Salgısal immünite uyarılmaz •Rapel gerekir •Steril enjektör gerektirir •Ağrılı ve zor uygulama •Canlı aşıdan daha yüksek immünizasyon düzeyi gerektirir. Polio aşıları-2 •Canlı atenüe oral polio aşısı (OPV) •Albert Sabin •Etkili •Ömür boyu immünite •Doğal enfeksiyona benzer antikor cevabı •Ucuz ve kolay •Rapele gerek yok
Canlı atenüe oral polio aşısı (OPV) •Aşı ile ilişkili hastalık riski var •İmmün sistemi baskılanmış konakta uygun değil Aşı ile ilişkili hastalık riski Dört milyon dozda bir Vahşi-sokak virüsü ile enfekte 100 kişiden birinde Paralitik polio riski Aşılama takvimi •IPV •2,4,15 ay •4,6 yaş veya •OPV •15 ay
447
•İnsan rhinovirüsleri soğuk algınlığının en büyük nedenidir. •En az 100 serotip içerir. •Asidik pH’ya duyarlı ve 33°C üzeri ısıda zayıf replike olurlar. •Bu özellikler virüsü genellikle ÜSY’ de enfeksiyon oluşturmasıyla sınırlar. R
Koksakivirüslerin kullandığı reseptörü kullanır. •ICAM-1 (Hücrelerarası adezyon molekül1) •Ig süper ailesi üyesidir. •Epitelden salınır •B lenfositlerinin öncüllerinden salınır
448
Patogenez •Enterovirüslerin aksine barsaklarda çoğalamaz •Asidik pH’da dayanıksızdır. •En iyi 330C’de yaşayabilir •Burun mukozası
•Enfeksiyon tek bir viral partikül ile oluşabilir •Hastalığın en şiddetli döneminde nazal sıvılar 500-1000 virion/ml içerir
449
•Replikasyon burunda olur •Semptomlar arttığı dönemde replikasyon da fazladır •Enfekte hücreler histamin ve bradikinin salgılar •‘Runny nose’ Bağışıklık •Geçici •Korumaz •Virüsün çok fazla serotipi var •Burun sıvılarında IgA ve IgG ilk haftada •Salgısal IgA hızla kaybolur •Hücresel immünite etkisiz
Epidemiyoloji •Soğuk algınlığının %50’sinin etkenidir •Enterovirüsler, koronavirüsler, adenovirüsler, parainfluenza virüsü •İki yolla bulaşır; 1. Havadan solunum yolu ile 2. Eller, kontamine objeler ile
450
•Eller aslı bulaştırıcıdır •İnsandan insana geçiş ile yayılır •Bu gibi zarfsız virüsler dış ortamda uzun süre dayanabilir •Enfekte olguların yarısında klinik tablo gelişir •Asemptomatik olgular virüsü yayar
•Sonbaharın ilk ayları •Okul ve kreş •Çocuklarda ve yenidoğanlarda etkili •İki yaş altı çocuklar soğuk algınlığını bütün aile ile paylaşır •Sekonder enfeksiyon ailenin diğer üyelerinde başlar •Çok sayıda serotipi bulunur •Antijenik drift (mutasyon) •İnfluenza benzeri Klinik •Viral solunum yolu enfeksiyonu •Burun akıntısı •Burun tıkanıklığı •Başağrısı, bitkinlik •3-4 günde en şiddetli döneme ulaşır •7-10 günde geçer •Ateş ve titreme nadir
451
Laboratuvar tanısı •Klinik tablo yeterlidir •Nazal sıvılardan virüs elde edilebilir •Rhinovirus insan fibroblast hücrelerinde ürer •330C •Aside duyarlılık ve tipik sitopatik etki •Serotipleme nadiren gerekir •Serolojik testler pratik değildir
Tedavi, korunma ve kontrol •Nazal vazokonstrüksiyon yapan ilaçlar •Rebound konjesyon •Vitamin C etkisi gösterilememiş •El yıkama •Dezenfeksiyon Antiviraller •Pleconaril rhinovirus replikasyonunu engeller ancak tedavide etkili değil •Virüsün kapsidinin soyulmasını engeller
452
plasmodium
Tek hücreli parazit - vektör kaynaklı bir enfeksiyon Zorunlu hücre içi parazit Hastalığın adı «Sıtma» Konaklar: İnsan ve sivrisinek (Dişi Anofel) • Karaciğer hücreleri ve eritrositleri enfekte eder • Ateş nöbetleri, anemi ve splenomegali ile karakterize
453
Önemli bir halk sağlığı problemi Milyonlarca insanı etkiliyor. Özellikle çocuklar Hamile kadınlar Kronik sağlık problemi olanlar Parazitle daha önce karşılaşmamış seyahat eden kişiler Plasmodium cinsinde 100’den fazla tür olmasına rağmen insanlarda sıtmaya sebep olan türler: • Plasmodium vivax: Dünyada en çok görülen tür • Plasmodium falciparum: Prognozu en ağır olan ve ölümlerden en çok sorumlu olan tür • Plasmodium malariae • Plasmodium ovale • Plasmodium knowlesi Genetik olarak dirençli bireyler P.vivax Duffy antijenine bağlanıyor Orak hücreli anemi hastaları
epidemiyoloji Sıtmanın endemisitesi, vektörü Anopheles'in coğrafi dağılımına göre belirlenir. Genellikle tropikal ve subtropikal bir hastalık olarak bilinir. Bir bölgede sıtma görülmesi için, Anofel veya sıtma ile enfekte olmuş kişilerin varlığı yeterli değildir, o bölgedeki sıcaklığın belirli zamanlarda 15°C'nin üzerinde olması gerekir. Çünkü parazit bu sıcaklığın altında yaşam döngüsünü tamamlayamaz. Bu sıcaklık değerleri türlere göre de değişir. İnsanlar hem ara hem de rezervuar konaklardır. Bulaşma dişi anofel ısırması yoluyla gerçekleşir. Ayrıca, kan nakli, kontamine iğne ve şırıngaların kullanımı ve konjenital bulaşma yoluyla bulaşma mümkündür. Türkiye'de görülen yerel sıtma vakalarının neredeyse tamamı P. vivax iken, önemli vakaların neredeyse tamamı P. falciparum sıtmasıdır. (Nadiren P. malariae)
454
Yaşam döngüsü iki konakta tamamlanır: • Eşeyli üreme (sporogoni) dönemi dişi Anofelde gerçekleşir. • Eşeysiz üreme (şizogonik) dönemi insan vücudunda gerçekleşir
ekzoeritrositik döngü (asemptomatik) Parazitin sporozoit formu dişi Anofelin vücudunda ookistlerde oluşur ve tükürük bezlerine göç eder. Dişi Anofel, insandan kan emerken parazitin sporozoit formunu kılcal damara aktarır. Yaklaşık yarım saat içinde karaciğer parankimal hücresine göç eder ve bu hücrede aseksüel olarak çoğalır. Vücuda giren sporozoitler her yere yayılır, sadece karaciğere ulaşan sporozoitler canlı kalır ve evrimlerini tamamlar. Sporozoit, pigment içermeyen formdur. Bu aşama türe bağlı olarak 8-25 günde tamamlanır Bu bölünmeler sonucunda karaciğer şizontlarında binlerce merozoit oluşur. Şizont patladığında çok sayıda merozoit kana karışır. Bu dönemden sonra eritrositik şizogoni dönemi başlar. P. vivax ve P. ovale sporozoitlerinin bir kısmı bölünmeden hipnozoit şeklini alır ve karaciğer hücresinde uzun süre yaşayabilir, aylar veya yıllar sonra nükslere neden olabilir.
455
eritrositik döngü Parazitin karaciğer parankima hücresindeki son yaşam evresine kriptomerozoit adı verilir. Bu ismin verilmesinin sebebi, kırmızı kan hücrelerinde şizogoninin sonunda görülen merozoitten ayırt etmektir. Hepatositler parçalanır ve kriptomerozoitler serbest kalır ve alyuvarları istila eder. (Hücreye alınması, yüzey antijenlerinin tanınmasına göre gerçekleşir.) Eritrositin içine giren kriptomerozoit, genç trofozoit evresine geçer. Nokta benzeri bir çekirdek ve halka şeklinde bir sitoplazmadan oluşan bu evreye taşlı yüzük formu denir. Eritrositlerdeki gelişim sırasında parazit farklı yapılar ve görünümler sergiler; • Taşlı yüzük formu (erken trofozoit) • Geç trofozoit • Şizont • Merozoit Merozoitler yırtılan eritrositlerden ayrılır ve yeni eritrositleri istila eder. 4-5 döngüden sonra, yeni nesil merozoitlerin bir kısmı istila ettikleri eritrositlerde dişi ve erkek gametositlere dönüşür. (makrogametosit ve mikrogametosit) Gametositler insan vücudundaki döngünün son aşamasıdır ve insan vücudunu terk etmedikçe daha ileri bir gelişim aşamasına ilerleyemezler. Eritrositlerde şizogoni süresi (36-72 saat) ve bu çoğalma sonucu oluşan merozoit sayısı (8-24) türe göre değişir
Dişi anafolde gelişim Anofellerde eritrositlerin sindirimi ile makrogametosit midede başkalaşıma uğrar ve makrogamete dönüşür; mikrogametosit başkalaşıma uğrar ve mikrogamete dönüşür. Mikrogamet makrogameti döller ve zigot oluşur. 12-24 saat içinde zigot solucan benzeri hareketli bir ookinete dönüşür; ookinet mide duvarını delerek midenin dış yüzeyine geçer ve yuvarlak bir görünüm alır (ookist) Bu dönemde çekirdek birçok kez bölünür, her çekirdek sitoplazma ile çevrilidir ve oluşan yapılara sporozoit adı verilir. Her ookistte 100-10.000 sporozoit bulunur. Sporozoitler insanlar için enfektif yaşam dönemidir. Ookistte pigment varken, ondan oluşan sporozoitlerde pigment yoktur. Olgun ookistlerin parçalanması sonucu sporozoitler anofellerin vücut boşluğuna, özellikle tükürük bezlerine dağılır ve oraya yerleşir. Dişi anofelin vücudundaki gelişme süresi yaklaşık 10-24 gündür
456
farklılıklar P. vivax ve P. ovale: • Toplam alyuvar popülasyonunun %1'inden azını oluşturan genç alyuvarları istila eder. Her alyuvarı sadece bir parazit istila eder. Enfekte alyuvarlar genişler ve büyür. Alyuvarların içinde Giemsa ile boyanabilen Schüffner granülleri adı verilen küçük eozinofilik yapılar vardır. Eritrositik şizogoni 48 saatte tamamlanır (her 48 saatte bir gelen ateş-Tertian sıtma). • Karaciğer parankimal hücrelerinde bölünmeyen ve gelişmeyen ancak aylar veya yıllar sonra aktive olan ve tekrarlamadan sorumlu olan hipnozoit formları vardır P.malariae: • Yaşlı eritrositleri enfekte eder. Eritrositler genişlemez. Bu nedenle eritrositin içinde sıkışan parazit bir bant olarak görülür. İçlerindeki pigmente Ziemann granülleri denir. P. falciparum: • Tropikal sıtma, malign sıtma veya falciparum sıtması olarak adlandırılır. En şiddetli ve genellikle ölümcül olan türdür. • Her yaştaki eritrositleri enfekte edebilir. Genellikle bir kırmızı kan hücresinde birden fazla parazit görülür. Olgunlaşmış trofozoitler kalbe, beyne, dalağa, iskelet kaslarına ve plasenta kılcal damarlarına gider. Bu nedenle periferik yaymada halka ve gametosit şekilleri görülür. Maurer parçacıkları adı verilen sıtma pigmenti mavi, bazofilik, kaba görünümlü ve az sayıdadır. Bu pigment gametositin çekirdeği etrafında toplanma eğilimindedir.
P.vivax Dünyadaki sıtma vakalarının yaklaşık %85'inin nedeni. Schüffner granülleri. Karaciğer siklusu: 8 gün. Latent dönem: ortalama 6-24 ay. Eritrositik siklus: 48 saat. Genç eritrositleri enfekte eder. (Retikülosit) İnkübasyon süresi: 12-18 gün.
457
P. falciparum Dünya genelindeki sıtma vakalarının yaklaşık %15'inden sorumludur. Maurer granülleri. Karaciğer siklusu: 6 gün. Eritrositik siklus: 36-48 saat. Her yaş eritrositi enfekte eder. İnkübasyon süresi: 7-12 gün.
P. malariae Nadir görülür. Ziemann granülleri. Karaciğer siklusu: 13-16 gün. Eritrositik siklus: 72 saat. Yaşlı eritrositleri enfekte eder. İnkübasyon süresi: 28-37 gün. P. ovale Latent dönem bulunmamaktadır. Schüffner granülleri. Latent dönem: 5 yıl sürebilir. Eritrositik siklus: 48 saat. Genç eritrositleri enfekte eder. (Retikülosit) İnkübasyon süresi: 11-16 gün.
458
klinik Prodromal dönem Klinik-nöbetler dönemi • Üşüme-titreme dönemi • Ateş dönemi (39-41°C, baş ağrısı, hezeyan) • Terleme dönemi • Klinik latent dönem Relaps ve nüksler (recrudescence)
ateş Ateş ve bunun fizyolojik sonuçları Anemi Anemi ve mikro dolaşım bozuklukları sonucu gelişen doku hipoksisi Hipoglisemi İmmunopatolojik olayların ortaya çıkması
459
İmmun kompleksler (böbrek, beyin) dolaşımda yavaşlama, tıkanma beyinde ödem ve koma (serebral sıtma) Sıtma pigmentleri dalak, karaciğer, beyinde renk değişimi Hipoglisemi (tropikal sıtma)
aşılama Parazitin kompleks yapısı aşı çalışmalarının gelişimini kötü etkilemektedir. Bu yüzden aşı çalışmaları üç ayrı yoldan yürütülmektedir: • Anti-sporozoit aşılar-ideal olan aşılama • Anti-şizogonik kan evresi aşıları • Geçici bloklamak için aşılar-Parazitin sivrisinekte gelişimini önlemeye yönelik
460
laboratuvar tanısı Sıtmada kesin tanı, sıtma parazitleri olan Plasmodium’ların kanda görülebilmesi ile konmaktadır. Özellikle sıtma endemik bölgelerde yaşayıp yaşamadığı, bu bölgelere seyahat varlığı sorgulanmalıdır. Periferik kan muayenesi altın standart olarak kabul edilmektedir. Sıtma tanısında yaygın olarak tercih edilen örnek parmak ucundan alınan kandan hazırlanan “kalın damla ve ince yayma” preparatlardır (periferik kan yaymaları).
Periferik kan yaymaları (ince yayma ve kalın damla): Parmak ucu, venöz kan, kulak memesinden ve bebeklerde topuktan alınan tam kan ile hazırlanabilir. Ayrıca yenidoğan enfeksiyonlarında kordon kanı, plasenta sürüntüsü kullanılabilir. Tedavi başlanmışsa ya da ağır hastalarda periferik kanda parazit görülmemesi durumunda kemik iliği aspirasyonu yapılabilir. Venöz kan da yayma hazırlanmasında kan örneği EDTA içeren tüpe alınır ve gönderilir.
461
Örnekler ne zaman alınmalı? • Antiparaziter tedaviye başlamadan önce • Nöbetler arasında • 8-12 saat arayla 2-3 kez örnek alınması tanı olasılığını artırır (hatta 2-3 gün süreyle mikroskopi takibi yapılması önerilir
mikroskopi Kalın damla incelemesi organizmanın saptanmasında kayda değer miktarda (~10 µL) örnek incelemesine imkan veren bir tekniktir ve ‘altın standart’ olarak tanımlanmaktadır. Kalın damla preparatında, Giemsa ile boyanırken eritrositlerin hipoozmotik lizise uğratılması ile parazitler serbestleştirilmekte; kan hücreleri artıklarından oluşan zeminde boyanmış parazitler ayırt edilmektedir. Tür tayininde ise ince yayma altın standarttır
462
Serolojik inceleme • ELISA • IFA Moleküler teknikler • PCR
Hastaların tedavisi, endemik bölgelerden göç edenlerin ve bu bölgelere seyahat edenlerin taranması ve profilaksisi Baskılayıcı tedavi veya Kemoprofilaksi: • Sporozoitleri hepatositleri enfekte etmeden önce öldürür. • Genellikle endemik sıtma olan bir ülkeye seyahat edenlere verilir. Terapötik tedavi: • Eritrositik aşamadaki merozoitleri ortadan kaldırmayı amaçlar. • Aktif enfeksiyon sırasında verilir. Gametosidal tedavi: • Gametositleri öldürmeyi amaçlar. • Hastalığın yayılmasını önler. Tüm vücudu kaplayan giysiler Böcek ilacı kaplı cibinliklerde uyumak Kapalı alanda böcek ilacı spreyleri kullanmak
463
Serolojik inceleme • ELISA • IFA Moleküler teknikler • PCR
Hastaların tedavisi, endemik bölgelerden göç edenlerin ve bu bölgelere seyahat edenlerin taranması ve profilaksisi Baskılayıcı tedavi veya Kemoprofilaksi: • Sporozoitleri hepatositleri enfekte etmeden önce öldürür. • Genellikle endemik sıtma olan bir ülkeye seyahat edenlere verilir. Terapötik tedavi: • Eritrositik aşamadaki merozoitleri ortadan kaldırmayı amaçlar. • Aktif enfeksiyon sırasında verilir. Gametosidal tedavi: • Gametositleri öldürmeyi amaçlar. • Hastalığın yayılmasını önler.
464
tekrarlayan sıtma
Nüksetme • Enfeksiyonu temizlemeyen etkisiz tedavi sonucu Relaps • Kanın merozoitlerden temizlenip ancak hipnozoitlerin karaciğerde kaldığı durumlarda Reenfeksiyon • Etkenle yeniden karşılaşma durumlarında
465
Babesia sp.
Protozoonların Apicomplexa şubesi Piropilasmida takımında bulunurlar. Çeşitli memeli hayvanları (geyik, koyun, sığır, kemirgenler) enfekte eden bir zoonoz olup bu parazit için insan rastlantısal konaktır. Ixodes cinsi kenelerle bulaşır. İnsanda oluşturduğu hastalık babesiosis olarak adlandırılır. •Babesia microti •Babesia gibsoni •Babesia canis •Babesia bovis •Babesia divergens
466
Yaşam Döngüsü Babesia ile enfekte bir kene, kan emme sırasında konağa sporozoitleri iletir. Sporozoitler eritrositlere girer ve eşeysiz üremeye (tomurcuklanma) uğrar. Kanda, bazı parazitler ışık mikroskobu düzeyinde ayırt edilemese de erkek ve dişi gametlere farklılaşır. Kesin konak kenedir. Uygun bir kene tarafından yutulduktan sonra, gametler birleşir ve sporozoitlerle sonuçlanan bir sporogonik döngüye girer.
Yaşam Döngüsü Önce zigot, sonra hareketli ookinet haline gelen parazit intestinal duvar dışına çıkar, kene hemoselinde kist içinde şizogonik çoğalma ile sporozoitler hemosel içine salınırlar. Kenenin tükürük bezine yerleşir Yaşam Döngüsü İnsan enfeksiyonu enfekte kene ile temastan sonra başlar. Kan emdikleri sırada sporozoitleri konağa enjekte ederler. Parazit eritrositleri enfekte eder. İkiye bölünerek çoğalır. Tetrad formasyonu oluşur. Daha sonra eritrositi lize ederek merozoit olarak etrafa dağılırlar. Yeni eritrositleri enfekte ederler. İnsan, sığır, koyun, keçi, domuz gibi konaklar ara konak, kene son konaktır.
467
Epidemiyoloji Parazitin 100’den fazla türü tüm dünyada kozmopolit bir dağılım gösterir. Tarla faresi ve küçük kemirgenler doğal rezervuar konaklardır. Kan nakli ile babesiosis bulaşabilmektedir. İnsanlarda en sık saptanan türler B.divergens ve B.microti’dir.
Klinik Hemolitik bir parazitozdur. Asemptomatikten ölüme kadar farklı klinik tablolar vardır. Kuluçka süresi 1-4 hafta veya daha uzundur. Aniden başlayabilir ya da nonspesifik belirtilerden sonra periyodik olmayan ateş, üşümetitreme, kusma, sarılık ve anemi görülür. Hepatomegali ve splenomegali gelişebilir. İmmunsupresiflerde, splenektomililerde, yaşlılarda daha sık ve ağır enfeksiyon olmaktadır
468
Risk faktörleri Dalak yokluğu Kanser, bağışıklık baskılayıcı ilaçlar veya HIV nedeniyle zayıf bağışıklık sistemi Kalp, karaciğer veya böbrek hastalığı gibi ciddi sağlık sorunları Yaşlı hastalar ve yenidoğanlar ciddi hastalık riski altındadır Laboratuvar tanı Giemsa ile boyalı ince yayma preparatlarının incelenmesi en doğru tanı yaklaşımıdır.
Korunma ve Kontrol Babesiosis için herhangi bir aşı bulunmamaktadır. Kenelerden kaçınmak, kene kovucular kullanmak Çorap, uzun kollu gömlek ve pantolon giymek Kene kontrolü
469
Leishmania sp. Mastigophora (Kamçılılar) Aseksüel ürerler. Kamçı, uzun ve ince bir sitoplazma uzantısıdır, paraziti itmeye yarar. Mikrotübüllerden oluşur. Blefaroblast denen sitoplazmik granüllerden köken alır. Kamçıların sayısı ve yeri türe göre değişir. İnsanlarda patojen kamçılılar Leishmania sp. Trypanosoma sp. Giardia intestinalis Trichomonas vaginalis Leishmania sp. Zorunlu hücre içi bir protozoondur. Vektör aracılı bir protozoon enfeksiyonuna neden olmaktadır. Vektörün bağırsağında promastigot, insanda amastigot formda. Promastigot form hareketli ve fusiform şekilli Amastigot hücre içinde (Makrofaj) 15-30 μm
Vektör Biyolojik vektörü, çeşitli dişi kum sinekleridir (genellikle Phlebotom, Lutzomyia cinsi). Oldukça küçük, vücutları tüyler ile kaplı ve kambur böceklerdir.
470
Türkiye’de daha çok dört türü görülmektedir:
Leishmania donovani L.infantum L.tropica L.major Visceral Leishmaniasis Kala azar Kutanöz Leishmaniasis Şark çıbanı
471
Epidemiyoloji Enzootik Zoonotik Antroponotik Leishmania Yaşam Döngüsü ve Morfolojisi; Omurgalı konakta hücre içi parazit olarak amastigot şeklinde; Omurgasız konakta promastigot şeklinde bulunur. Konak vücudu dışında özgür bir hayat dönemi yoktur. Enfektif şekil; promastigot Klinik 1. Visceral leishmaniosis (Kala azar veya Dum dum ateşi) Leishmania donovani Leishmania infantum
Leishmania Epidemiyoloji Her yıl 500.000 yeni olgu %90’ı Bangladeş, Brezilya, Nepal ve Sudan da görülmektedir ve her yıl 20.000 kişi ölmektedir. Erkeklerde kadınlardan daha fazla görülür. İç organ leishmaniasis temelde bir zoonozdur. Türkiye’de çoğunlukla kıyı bölgelerde görülür. Akdeniz ülkelerinde 1-3 yaş grubunda görüldüğü söylenmişse de hem bu yaş grubunda hem de erişkin dönemde görülebilmektedir Leishmania Klinik Retiküloendotelyal sistemde yerleşir İnkübasyon süresi 10-14 günden 2 yıla kadar, ortalama 2-8 ay Tedavi edilmezse mortalite %95-100 Plasmodiumla benzer klinik seyir Leishmania Klinik Yavaş seyreder, halsizlik, baş ağrısı ve ateş ile başlar Başlangıçta ateş düzensiz, daha sonra 24 saat içinde 2 kez yükselir Anemi ve splenomegali, hepatomegali, dalağı en çok büyüten infeksiyon hastalığı Lenfadenopati ve deride uniform koyu esmer renk Kala azar (Kara ateş) Özellikle yüzde deri altı nodüller
472
Risk faktörleri Sosyoekonomik koşullar / Hijyen Yetersiz beslenme Nüfus hareketliliği Çevresel ve iklim değişiklikleri
Leishmania Laboratuvar Tanı Laboratuvar tanısı başlıca çeşitli doku örneklerinde amastigotların varlığının gösterilmesi Tanıda, kemik iliği başta olmak üzere, dalak, karaciğer, lenf nodlarından aspirasyon sıvıları veya biyopsi örnekleri, kan gibi klinik örnekler kullanılır. Tüm örnekler invaziv yöntemler ile elde edilebilen tipte örneklerdir. Örnekler arasında etkenin en yüksek olasılıkla saptanabildiği organ dalak olmakla birlikte, komplikasyon riski yüksek olduğu için, alınması daha az riskli olan kemik iliği aspiratı tercih edilmektedir.
473
Leishmania Laboratuvar Tanı Leishmania türleri dış ortam şartlarına çok duyarlı organizmalardır. Örnekler mümkün olan en kısa sürede işlenmeli; hastadan alındıktan sonraki en geç 20 dakika içinde örnekten kültür besiyerlerine (Novy-MacNeal-Nicolle (NNN) besiyeri) ekim yapılmalıdır. Bu nedenle, kültür için besiyeri önceden laboratuvardan temin edilmiş olmalıdır Direkt inceleme; örnekten yayma veya değdirme preparat hazırlanır sonra Giemsa boyası gibi boyalarla boyanır
Leishmania Laboratuvar Tanı N.N.N besiyeri Schneider’ın Drosophila besiyeri Hockmeyer besiyeri 2. Kutanöz Leishmaniosis Deri leishmaniasisi görüldüğü bölgeye göre ikiye ayrılır: • Eski dünya deri leishmaniasisi (şark çıbanı): Etken Leishmania tropica kompleksidir. Vektör Phlebotomus. Afganistan, Hindistan, Türkiye, Afrika • Yeni dünya deri leishmaniasisi : Etken L.mexicana ’dır . • Vektör Lutzomyia. Teksas, Meksika Tedavi ile veya kendiliğinden düzeldikten sonra kalıcı bağışıklık bırakmaktadır
474
Leishmania Laboratuvar Tanı Leishmania türleri dış ortam şartlarına çok duyarlı organizmalardır. Örnekler mümkün olan en kısa sürede işlenmeli; hastadan alındıktan sonraki en geç 20 dakika içinde örnekten kültür besiyerlerine (Novy-MacNeal-Nicolle (NNN) besiyeri) ekim yapılmalıdır. Bu nedenle, kültür için besiyeri önceden laboratuvardan temin edilmiş olmalıdır Direkt inceleme; örnekten yayma veya değdirme preparat hazırlanır sonra Giemsa boyası gibi boyalarla boyanır
Leishmania Laboratuvar Tanı N.N.N besiyeri Schneider’ın Drosophila besiyeri Hockmeyer besiyeri 2. Kutanöz Leishmaniosis Deri leishmaniasisi görüldüğü bölgeye göre ikiye ayrılır: • Eski dünya deri leishmaniasisi (şark çıbanı): Etken Leishmania tropica kompleksidir. Vektör Phlebotomus. Afganistan, Hindistan, Türkiye, Afrika • Yeni dünya deri leishmaniasisi : Etken L.mexicana ’dır . • Vektör Lutzomyia. Teksas, Meksika Tedavi ile veya kendiliğinden düzeldikten sonra kalıcı bağışıklık bırakmaktadır
475
Eski Dünya Kutanöz Leishmaniosisi Leishmania tropica Leishmania major
Kutanöz Leishmaniosis Epidemiyoloji Her yıl 1,5 milyon yeni olgu rapor edilmekte ve bunların %90’ı Afganistan, Suudi Arabistan, Brezilya ve Peru’dandır. Dünya’daki dağılımı ise vektörü olan tatarcık türlerinin (Phelebotomus ve Lutzomyia) dağılımı ile Tropikal ve subtropikal bölgelerde bulunan bütün ülkelerde görülmektedir. Kuzey Avrupa ve Kuzey Amerika’da genelde endemik bölgelerden dönen turist, asker, işçilerde görülmektedir. Türkiye’de ise Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde Çukurova gibi yerlerde endemiktir. Bildirimi zorunlu bir hastalıktır
476
Kutanöz Leishmaniosis Epidemiyoloji Her yıl 1,5 milyon yeni olgu rapor edilmekte ve bunların %90’ı Afganistan, Suudi Arabistan, Brezilya ve Peru’dandır. Dünya’daki dağılımı ise vektörü olan tatarcık türlerinin (Phelebotomus ve Lutzomyia) dağılımı ile Tropikal ve subtropikal bölgelerde bulunan bütün ülkelerde görülmektedir. Kuzey Avrupa ve Kuzey Amerika’da genelde endemik bölgelerden dönen turist, asker, işçilerde görülmektedir. Türkiye’de ise Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde Çukurova gibi yerlerde endemiktir. Bildirimi zorunlu bir hastalıktır!
Laboratuvar Tanı KL tanısı için başlıca deri lezyonlarından kazıntı, aspirat veya biyopsi örnekleri alınabilir. Lezyonun orta kısımlarında nekrotik dokular bulunduğundan dolayı, örnek lezyon kenarından alınmalıdır. Kabuk varsa kaldırılarak kabuğun altından ve yaranın kenarından örnek alınır.
477
Kutanöz Leishmaniosis Laboratuvar Tanı Serolojik Testler Moleküler testler
Korunma ve mücadele Erken teşhis - etkili ve hızlı tedavi Vektör kontrolü, kum sineklerinin sayısını azaltarak hastalığın bulaşmasını azaltmaya veya kesintiye uğratmaya yardımcı olur. Kontrol yöntemleri arasında böcek ilacı spreyi, böcek ilacıyla işlenmiş ağların kullanımı, çevre yönetimi ve kişisel koruma yer alır. Etkili hastalık gözetimi, salgınlar ve tedavi altında yüksek vaka ölüm oranlarının olduğu durumlarda derhal izleme ve harekete geçmek için önemlidir. Hayvan rezervuar konaklarının kontrolü