3. Kurul Flashcards

1
Q

Virüs nelerden oluşur

A

Viruslar, protein veya kompleks bir yapıdan (glikolipoprotein) oluşan bir muhafaza içine paketlenmiş DNA veya RNA’lardan sadece birine sahip çok küçük enfeksiyöz ajanlardır.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

Virüsler neden canlı organizmaya ihtiyaç duyar.

A

Taşıdıkları genetik bilgi

Gen sayısı EKSİK

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
3
Q

Virsler Konak hücrede istediklerini bulamazlarsa

A

Böyle dezavantajları gidermek için, bazı viruslarda, replikasyonları için önemli fonksiyonu olan bazı enzimlerin kodlarını taşırlar.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
4
Q

Bakterilerin virüsten farkı

A

Daha büyükler

Kendileri çoğaltabilirler

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
5
Q

Mikoplasma
Riketsiya
Klamidia

A

Çoğunlukla bakteriler ile benzer özellik gösterirken boyutları virüslere daha yakındır.
Riketsiya ve klamidia canlı ortamda çoğalamaz.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
6
Q

En küçük virüs

A

Parvovirüs

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
7
Q

En büyük virüs

A

Çiçek virüsü

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
8
Q

Kapsomer

A

Virus yüzeyinde görülen viral proteinlerin oluşturduğu oligomerlerdir (morfolojik birim).

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
9
Q

Kapsid

A

Viral nükleik asidi çevreleyen ve kapsomerlerden oluşan protein kılıfı

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
10
Q

Nükleokapsid

A

Kapsid ve viral nükleik asid

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
11
Q

Zarf

A

Bazı viruslarda bulunan nükleokapsidi çevreleyen viral membran yapısı. Zarflılar tomurcuklanma ile olgunlaşır.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
12
Q

Viral genom

A

Viral nükleik asit

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
13
Q

Tegument

A

Kapsid ile zarf arasındaki mesafe

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
14
Q

Virion

A

Eksiksiz tüm virüs partikülleri

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
15
Q

Diploid olan virüs

A

Retroviruslar dışında bütün viruslar haploidtir, yani viral nükleik asitten yalnız bir kopya içerir.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
16
Q

DNA virüslerinden tek iplikli DNA içeren

A

Parvovirüs

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
17
Q

Çift iplikli RNA virüs özelliği

A

Çift iplikli RNA virusu Reoviridae segmentli genoma sahip ve RNA polimeraz enzimi içerir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
18
Q

Pozitif polariteli virüsler

A

Pozitif polariteli RNA genomlar parental RNA’yı direkt olarak mRNA olarak kull ve RNA polimeraz enz içermezler

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
19
Q

Negatif polarizasyonlu virüsler

A
  • Negatif polariteli RNA genomlar RNA polimeraz içerirler parental RNA’yı mRNA olarak kullmazlar
  • Böylelikle negatif ipliğe karşıt bir pozitif RNA ipliği sentez etmek zorundadır
How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
20
Q

Kapsid morfolojisinde simetri

A

Kübik
Heliksel
Kompleks

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
21
Q

Kübik simetri

A

En sık görülen geometrik modeli ikozahedrondur.
•12 köşesi ve
•20 eş kenar üçgen yüzü olan polihedron

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
22
Q

Heliksel simetri

A

Silindirik yapı ve en basit organizasyonunu göst. Bunlar sadece RNA’yı paketleyebilirler

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
23
Q

Kompleks yapı

A
  • Büyük yapılı bazı viruslar ikozahedral veya heliksel simetrinin yapısal elemanlarını içermezler.
  • Poksviruslar, düzgün dikdörtgen morfoloji gösteren (tuğla, biriket şeklinde), bir dış membran ve yüzey protein tabakasından oluşan 300 nm büyüklüğünde karmaşık yapılı virüslerdir.
How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
24
Q

Virüsleri sınıflandırmada kriterler

A
  1. Nükleik asit karakteri: DNA-RNA, polaritesi, tek-çift iplikçikli, lineer-sirküler, molekül ağırlığı, spesifik enzim kodları, segmentleri, vs.
  2. Replikasyon tarzları :Rolling circle, semikonservatif, vs.
  3. Virion morfolojisi :Kübik simetri, sarmal simetri, kompleks yapı, çıplak-zarflı oluşu, kapsomer sayısı, büyüklüğü, vs.
How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
25
Q

Virüslerin İsimlendirilmesi

A

Virus Sınıfları için :-virales son eki
Virus Familyaları için :-viridae “
Virus Alt familyaları için :-virinae “
Virus Cinsleri için :-virus “

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
26
Q

Enfekte türleri

A

Sitosidal (sitolitik) enfeksiyonlar:

Nonsitosidal (nonlitik) enfeksiyonlar:

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
27
Q

Sitosidal (sitolitik) enfeksiyonlar:

A

Bazı viruslar (enterovirus, alpha herpesviruslar, reoviruslar, vs) hücrelerde üredikleri zaman sitopatik effekt (CPE, cytopathic effect) olarak tanımlanan hücresel dejenerasyonlara, bozukluklara ve morfolojik değişikliklere yol açarlar.
•Böyle viruslar aynı zamanda prodüktif özellik gösterirler

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
28
Q

Nonsitosidal (nonlitik) enfeksiyon

A

Bu tür enfeksiyonda, hücrelerde fark edilebilecek ve görülebilecek değişiklikler veya dejenerasyonlar gözlenemez.
•Virusla enfekte olmasına karşın, hücreler canlı kalır ve üremelerine devam ederler

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
29
Q

Litik enfeksiyon

A

Enfekte hücreler, kendileri için değil, sadece virus için bütün olanaklarını (ekspresyon mekanizmaları, makromolekülleri, vs.) seferber eder.

•Hücrelerde metabolizma, replikasyon ve sentez olguları tamamıyla durur ve sonunda hücreler ölürler. (sitolitik prodüktif)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
30
Q

Persistent enfeksiyon

A

Enfekte hücreler üremelerine devam ederler.
•Viruslar hücrelerden tomurcuklanma ile çıkarlar.
•Hücrelerde dejenerasyonlar meydana gelmez (nonsitolitik prodüktif enfeksiyon).
•Bu tür enfeksiyonlara daha ziyade orthomyxovirus ve paramyxovirus familyasına ait bazı viruslarda rastlanmaktadır.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
31
Q

Latent enfeksiyon

A

Bazı viruslar da (Örn, retroviruslar) hücreler enfekte etmesine karşın, çoğalmazlar.
•Viral genom hücrelerin genomu içine girerek onun bir devamı haline gelirler.
•Hücre ile birlikte replike olur ve kardeş hücrelere transfer edilirler (nonsitolitik nonprodüktif enfeksiyon).

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
32
Q

Dokusun formasyon

A

Onkojenik viruslar hücrelerde, nonlitik özellikte, ancak gözle veya mikroskopla kolayca fark edilebilecek fokal değişiklikler (fokal infeksiyonlar) meydana getirirler.
•Hücrelerde herhangi bir dejenerasyon veya bozukluklar gözlenemez.
•Sadece morfolojilerinde farklılaşmalar (odaklar halinde) oluşur

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
33
Q

Virüsün üreme basamakları

A
  • Konak hücreye tutunma ve adsorbsiyon
  • Konak hücre içine alınma(PENETRATION)
  • Viral kapsidin soyulması (UNCOATING)
  • Viral ürünlerin sentezi
  • Viral ürünlerin bir araya toplanması ve virion oluşumu (ASSEMBLY) (maturation)
  • Hücrede olgunlaşma ve salınım(RELEASE)
How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
34
Q

Tutunma(adsorption)

A

Virusun hücreye girebilmesi için öncelikle hücre yüzeyindeki yapılara tutunması gereklidir.
•Bu yapıları; bağlanma faktörleri (heperan sülfat vb) ve virus reseptörleri şeklinde ikiye ayırabiliriz.
•Çıplak viruslarda kapsid proteinleri, zarflı viruslarda zarf glikoproteinleri iş görür.
•Bu doku tropizmi için önemlidir.
•Viruslar hücreye girebilmek için birden çok reseptör kullanbilir (koreseptör).
•Ör. HIV hücreye girmek için ana res. CD4, kores: kemokin res kull. (CCR5 makrofaj, CXCR4 lenfositleri)
Viral kapsid veya zarf rol alır.
Her virus yüzeyinde konak hücreye
bağlanacak bir reseptör içerir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
35
Q

Penetrasyon

A

Enerji gerektiren bu aşama,
•Reseptör-bağımlı endositoz: Tüm çıplak ve bazı zarflı viruslar pH bağımlı endositoz ile hücre içine girer. >250 nm büyükler fagositozla, daha küçük olanlar pinositozla alınır.
•Füzyon (kaynaşma): Zarflı viruslar. Viral ve hücresel zarlar füzyonu olur

•Translokasyon: Virionun bütün olarak hücre zarından içeri girişidir.

Bazı zarflı viruslar hücre içine endositozis yani bir endozom yardımı ile alınır ve burada zarflarını bırakarak kapsidle birlikte serbest hale geçer

•Bazılarında ise, viral zarf ile hücre membranı arasında bir füzyon mg. Bunun sonucu viral zarf membranda kalır. Virus kapsid yapısı ile birlikte hücre içine alınır

Çıplak viruslar genellikle hücre içine Pinositozis yolu ile alınır

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
36
Q

Soyulma(uncoating)

A

Kapsidin kısmen veya tamamen ortadan kalkması ve genomun serbest kalma sürecidir.
•Bu penetrasyondan ayrı düşünülemez.
•Sitozolde replike olanlar için genomun salınımı yeterlidir (asit pH endozomda porlar).
•Çekirdekte replike olanlar sitozole kapsidli olarak salınır.
•Kapsit hücre çekirdeğine taşınır.
•Adeno ve herpes viruslarında kapsitten soyulma çekirdek porlarında olur.
•Parvo ve papova viruslar ise kapsitleri ile çekirdeğe geçerler.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
37
Q

Viral ürün sentezi

A
Erken m-RNA sentezi
•Erken protein sentezi
•Viral nükleik asit sentezi
•Geç m-RNA sentezi
•Geç protein sentezi
  • RNA virusları hücre sitoplazmasında
  • DNA virusları (pox hariç) hücre çekirdeğinde replike olur.
  • Çünkü viral DNA kalıp gibi kullanılıp erken mRNA sentezi için hücresel DNA’ya bağımlı RNA polimerazı kullanırlar.
  • Böylece replikasyonları Actinomyc
How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
38
Q

Replikasyon stratejisine göre virüs ayrımı

A

1.Çift iplikli DNA virusları:

  • Sitoplazmada; Poxvirus
  • Çekirdekde; Adeno, Herpes, Papova viruslar
  1. Tek iplikli DNA: Parvo ve Circoviridae
  2. Hepadnaviruslar: DNA cccDNARNA  kapsid içinde RNA paketlenirRT ile DNA sentezi olur
  3. Çift iplikli RNA: Reoviridae sitoplazmada
  4. Tek iplikli pozitif yönelimli RNA:
    •Picarna, Corona, Astro, Flavi, Togaviruslar
  5. Tek iplikli negatif yönelimli RNA:
How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
39
Q

Salınım(assembly)

A
  • İki şekilde olur
  • Çıplak viruslar hücreden hücrenin erimesi ile (otoliz)
  • Zarflı viruslar ya çekirdek membranından yada sitoplazmik membrandan tomurcuklanma ile hücreden çıkarlar ve zarlarını çekirdek veya sitoplazma membranı kullanarak yaparlar
How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
40
Q

Viroidler

A

Zarf veya protein bir kılıf olmaksızın yalnız tek bir halkasal RNA’dan oluşan yapılardır.

  • Viroidlerin RNA’sı çok küçük olduğundan replike olabilmesine karşın herhangi bir protein kodlamaz.
  • Bunların insanlarda yol açtığı herhangi bir hastalık tanımlanmamıştır.
  • Defektif virüsler, viral genomun bir segmentinin delesyonu ile ortaya çıkar.

•Defektif genoma sahip olan bu partiküller genellikle kendi başlarına çoğalamazlar; replikasyonları konak hücrenin aynı anda enfeksiyöz bir yardımcı virüs ile enfekte olmasına bağlıdır

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
41
Q

Prionlar

A
  • Nükleik asit içermeyen ve yalnız proteinden oluşmuş enfeksiyöz partiküllerdir.
  • İmmun yanıt ve Ab oluşturmaz.
  • Isı, nükleaz ve dezenfektanlara çok dirençlidir.
  • Nöronlarda vakuolizasyon ve amiloid plak birikimi ile karakterize olan süngerimsi ensefalopati tipik lezyondur.
How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
42
Q

Antiviral ilaçta istenenler

A

-Virus replikasyonunun her aşamasına etkili olması,
–Konakcı hücrelerine bir zararlı etkisinin (yan ve toksik etki) olmaması,
–Virusidal olması,
–Dirençlilik oluşturmaması,
–Yan ve toksik etkilerinin de mümkün olduğu kadar az olması veya olmaması istenilmektedir.

Ancak, şimdiye kadar böyle kriterlere tam uyabilecek bir antiviral madde elde edilememiştir.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
43
Q

Amantadine -Rimantadine

A

İnfluenzae A virusuna etkili olup
•Bu ortamdaki pH’ı nötralize ederek virion soyunmasını inhibe eder.
•Viral M2 proteininin oluşturduğu H+ kanallarını bloke ederler.
•İçeriye H+ girişi olmayınca matriks proteinleri kapsidden (soyunma) ayrılamaz, nükleokapsidin çekirdeğe gidişi önlenmiş olur

  • İlacın İnfluenza insidensini %50-70 azalttığı bildirilmiştir.
  • İnfluenza enfeksiyonlarda koruyucu amaçla kullanılmaktadır.
  • İlaca dirençli suşlar oç.
  • Yan etkileri: sinirlilik, baş ağrısı, insomnia
How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
44
Q

Arildone ve Rhodanine

A

Bu antiviral maddeler de, sıra ile poliovirusuna ve echovirus-12’ye etkili olup viral membranlardan nukleik asitlerin çıkmasını inhibe ederler.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
45
Q

Adenine arabinoside (vidarabin) ve Cytosine arabinoside

A

Herpes viruslarına etkilidir ve DNA polimeraz inhibitörleridir.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
46
Q

Trifloridin ve idoksüridin

A
  • Nükleozit analoğudur (RT inh).

* Sistemik yoldan kullanılamayacak kadar toksiktir.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
47
Q

Nükleozid Analogları

A
Asiklovir (ACV)
Valasiklovir
Pensiklovir
Famasiklovir
GansiklovirGÇ (GCV)
Ribavirin
Valagansiklovir
How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
48
Q

Asiklovir (ACV)

A
  • Asiklovir guanozin analoğudur.
  • ACV herpes simpleks virüs tip1 ve tip 2, (HSV-1, HSV-2) ile varisella zoster virüsün (VZV) kodladığı timidin kinaza (TK) karşı selektif bir etki gösterir.
  • Viral TK fosforilasyonla ilacı aktive eder.
  • Bu nedenle ACV yalnız enfekte hücrelerde aktive olur.
  • ACV trifosfat guanozin trifosfatın yerine geçerek viral DNA polimerazı inhibe eder ve DNA zincirinin uzamasını durdurur.
  • Asiklovir viral DNA polimeraza konak DNA polimeraz enziminden 100 kat daha faz
How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
49
Q

Valasiklovir

A

ACV’nin valil ester türevidir.

•Ağız yoluyla alımından sonra emilimi iyidir ve hızla ACV’ye dönüşür.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
50
Q

Pensiklovir

A

HSV ve VZV’yi ACV gibi inhibe etmesine karşın enfekte dokularda daha fazla konsantre olur.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
51
Q

Gansiklovir

A

Guanozin analoğudur.
•ACV’den farklı olarak timidin kinaza gereksinim duymadan da aktive olabilir.
•CMV gibi TK’sı olmayan virüslere karşı da etkilidir.
•GCV viral DNA polimeraza 30 kat daha fazla afinitelidir.
•AİDS’te CMV retinitinin tedavisinde ve önlenmesinde etkilidir.
•CMV’nin kolit, özofajit ve pnömonin tedavisinde de yararlıdır.
•YE: Kemik iliği toksisitesi

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
52
Q

Famsiklovir

A

•Pensiklovirin türevidir ağız yoluyla alındığında iyi absorbe olur ve ardından karaciğer ve bağırsaklarda aktif şekline dönüşür.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
53
Q

Valagangsiklovir

A

GCV’nin L-valin esteridir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
54
Q

Ribavirin

A

Guanozin analoğudur.
•Birçok virüse karşı etkilidir.
•Ribavirin guanozin sentezinde rol oynayan ionosin monofosfat dehidrogenazı inhibe eder, mRNA sentezini engeller ve RNA polimerazı inhibe eder.
•Bu nedenle etki spektrumu geniş, direnç gelişimi düşüktür.

  • İnfluenza A ve B, kızamık, Lassa, Kore, Venezüella hemorajik ateşi, Sabia, Arjantin, Bolivya hemorajik ateşi, Junin ve Machupo hastalığında İV, kronik hepatit C (interferonla birlikte) ve Kongo-Kırım ateşinde oral olarak kullanılır.
  • Ribavirin teratojenik olduğu için gebelerde kullanılmamalıdır.
How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
55
Q

Nonnüklozit inhibitörler

A

Foscarnet (foscavir)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
56
Q

Foscarnet (foscavir)

A

Nonnükleozit inhibitördür.

  • Foskarnet pirofosfata benzeyen basit bir bileşiktir.
  • DNA polimerazın pirofosfat bağlayan bölgesine bağlanıp, DNA polimerazın nükleotitlere bağlanmasını bloke ederek viral DNA polimerazı inhibe eder.
  • AİDS hastalarında görülen CMV retinitinin tedavisinde GCV’nin alternatifi olarak kullanılır.
  • ACV’ye dirençli (viral timidin kinaz defisitli) mukokutanöz HSV ve VZV enfeksiyonlarının tedavisinde iv kullanılır.
  • Foskarnet ayrıca HIV reverz transkriptazı da inhibe eder.
  • Renal problemlere neden olabilir.
  • Kalsiyum ile şelat oluşturarak kemik iliğinde birikir.
How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
57
Q

Nükleotit Analoğu

A

Sidofovir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
58
Q

Sidofovir

A
  • Nükleotit monofosforile nükleozittir.
  • Sidofovir (CDV) bir nükleotit (sitozin) analo­ğudur.
  • Hücre­de uzun süre kalabilmesi etkinliğini attırır.
  • Herpesvirüslere, (HSV, VZV, CMV), papilloma-, adeno-, polyoma- ve poksvirüslere karşı etkilidir.
  • CDV viral DNA polimerazı inhibe ederek DNA zincirinin uzamasını sonlandırır.
  • ACV’ye dirençli (viral TK-defisitli) HSV,
  • Tekrarlayan genital herpes ve genital siğil,
  • CIN-III (servikal intraepiteliyal neoplazi evre III),
  • Laringeal ve kutanöz papillomatöz lezyonlar,
  • Molluskum kontagiyozum lezyonları,
  • Orf lezyonları,
  • Adenovirus enf.ları
  • Progresif multifokal lökoensefalopatinin tedavisinde de etkilidir.
How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
59
Q

Nükleozit reverz transkriptaz inhibitörleri (NRTİ)

A

•İlk geliştirilen ve halen HIV enfeksiyonu tedavisinin köşe taşı olan gruptur.

•Ayrıca, lamivudin ve emtrisitabin HBV’nin RT enzimini de inhibe edebildiklerinden, HBV enfeksiyonlarının tedavisinde de kullanılırlar.
Grubun üyeleri

–Azotimidin (zidovudin; AZT, ZDV),
–Didanozin (ddl),
–Zalsitabin (ddC),
–Stavudin (d4T),
–Lamivudin (3TC),
–Abakavir,  
–Emtrisitabindir.  

•NRTİ’ler viral RNA genomunun reverz transkripsiyonunu iki mekanizma ile inhibe ederler:
1.Doğal deoksinükleozit trifosfat (dNTP)’ların RT’ye bağlanmasının kompetatif inhibisyonu.
2.DNA zincirinin 3’ ucuna girerek zincir uzamasının sonlandırılması.
•Azotimidin yan etkisi kemik iliği toksisitesidir (anemi, granülositopeni)
•Diğerlerinin yan etkileri ise, periferik nöropati ve pankreatittir.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
60
Q

Nonnükleozit reverz transkriptaz inhibitörleri (NNRTİ)

A
  • NNRTİ’ler reverz transkriptaza bağlanıp enzimde yapısal değişikliğe yol açarak viral DNA sentezini inhibe eder.
  • NNRTİ’ler yalnız HIV-1’e etkilidir.
  • Çabuk direnç gelişir.
  • Halen klinik kullanımda olan NNRTİ’ler nevirapin, delavirdin ve efavirenzdir.
  • Nevirapin grubun ilk kullanıma giren üyesidir.
  • Efavirenz en güçlü NNRTİ’dir.
How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
61
Q

Nöramidaz inhibitörleri

A

Zanamivir ve oseltamivir
İnterferon (İfn)
Alfa ve beta interferonlar
Gama (immun) interferon

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
62
Q

Zanamivir ve oseltamivir

A
  • N-asetilnöraminik asit analoğudur
  • İnfluenza virüsün nöraminidaz (sialidaz) enzimini inhibe ederek virüsün enfekte hücreden salınmasını önlerler.
  • Böylece virüsün bir hücreden diğerine yayılmasını sınırlandırırlar.
  • Bu ilaçlar amantadin ve rimantidinin tersine hem influenza A hem de influenza B’ye karşı etkilidir.
  • Ayrıca oseltamivir proflaktik amaçla da kullanılır.
How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
63
Q

İnterferon (İfn)

A
  • İnterferon, vücutta antikor sentezinden önce, enfeksiyondan 6-10 saat sonra lökosit ve fibroblastlar tarafından üretilirler ve antikorlar yükselmeye başlayınca azalır.
  • Nonspesifik ve indirekt etkilidir.
  • Antiviral proteinlerin üretilmesini indükleyerek viral protein sentezini inhibe eder.
  • Bu antiviral enzimler 2’-5’ oligoadenilat sentetaz ve protein kinazdır.
How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
64
Q

Alfa ve beta interferon

A

Lökosit ve fibroblastlar tarafından sentezlenir ve antimikrobial bir etkinliğe sahiplerdir.

65
Q

Gama (immun) interferon

A

-Uyarılmış yardımcı T hücrelerince (Th) oluşturulur
–Bunların hücresel bağışıklıkta önemli fonksiyonları bulunmaktadır.
–Gama interferonlar, immun sistem hücrelerini (B-, T-, CTL, NKC, makrofaj, leukosit, vs.) uyardığı gibi, bu hücrelerin yeni yüzey molekülleri (MHC, FcR, vs.) kazanmasında da rolleri vardır.
–Buna karşın, antimikrobial etkinliği yoktur.

66
Q

Aktif bağışıklık kaça ayrılır?

A

1) Klasik (konvansiyonel) aşılar (aktif ve inaktif)

2) Biyoteknolojik aşılar

67
Q

Klasik (konvansiyon)aşılar

A

Klasik (Konvansiyonel) Aşılar
•Canlıları viral enfeksiyonlardan korumak amacıyla hazırlanan klasik aşılar bugün de etkinliğini sürdürmektedir.
•Bazıları çok iyi bağışıklık (aylar, hayat boyu) vermesine karşın, diğer bir bölümü ise kısa süreli bir immunite sağlamaktadır.
•Pratikte kullanılan viral aşılar başlıca 2 tarzda hazırlanmaktadır

68
Q

Aktif (canlı) aşılar

A

Aktif (Canlı) Aşılar
•Bu tür aşılar, virusların doğal veya suni tarzda attenüasyonları sonu elde edilen canlı viruslardan hazırlanırlar.
•Aşı materyalinde viruslar, bütün olarak ve istenilen konsantrasyonda bulunurlar.
•Doğal attenüe aşı suşları, suni olarak attenüe edilen suşlardan daha güvenli ve standarttırlar.
•Tekrar virulans kazanma olasılığı, doğal attenüe suşlarda, çok zayıftır.
•Bu aşılar vücuda verildiklerinde, ürer, yayılır ve immun sistemi (lenfoid ve miyeloid hücreleri) uyarırlar.
•Bu uyarımın, derecesi, vücuda giren virusun, antijenik yapısına, virulansına, miktarına, giriş yoluna ve konakçının bağışıklık durumuna, yaşına, cinsine ve duyarlılığına göre değişebilir.

  • Suni attenüe canlı aşılar, virusların doku kültürü, embriyolu yumurta ve deneme hayvanlarında bir seri pasajları sonu meydana gelirler.
  • Bu tür attenüasyonlarda çok dikkatli olmak ve attenüasyon durumunun iyi bir kontrolden geçirilmesi gereklidir.
  • Geri mutasyonla tekrar virulans kazanma ve enfeksiyon oluşturma olasılığı vardır.
  • Attenüe aşılar, immun yetmezliği olan şahıslarda, kronik, gizli ve latent enfekte bireylerde, immun supresif ilaç kullanan şahıslarda, otoimmun hastalarda, kullanılırsa enfeksiyon oluşturabilir.
69
Q

CANLI ATTENUE AŞILARDA ATTENUASYON METODLARI

A
•Deneysel olarak
•Soğuğa adaptasyon
–İnfluenza
–RSV                
–Rotavirus    
• İnsan embryo fibroblastlarında pasaj
–CMV
–Herpes Virus        
–Varicella
70
Q

Canlı aşıların avantajları ve dezavantajları

A
Avantajları:
•Daha iyi bir uyarım yaparlar,
•Çeşitli yollardan (derialtı, peroral, kas içi, sprey, içme suyu, burun-göz damlası, vs.) vücuda verilebilirler,
•Hazırlanmaları kolaydır,
•Oluşan bağışıklık uzun süreli olabilir.
Dezavantajları:
•Kontamine olabilirler,
•Tekrar virulans kazanabilirler,
•Aşı kombinasyonları yoktur,
•Etrafa bulaşabilir ve yayılabilirler, immun yetmezliği olanlarda ve immunsupresif ilaç alanlarda enfeksiyon oluşturabilirler,
•Muhafazaları sorun yaratabilir.
71
Q

Başlıca canlı aşılar

A
Başlıca canlı aşılar
• Çiçek aşısı    
• Polio aşısı (sabin)
• Kabakulak    
• Kızamık
• Kızamıkcık
• Sarı humma  
•Sığır vebası
•At vebası
•Newcastle  
CANLI BAKTERİ AŞILARI
•BCG: i.d., perkutan
•Salm. Ty21a: oral
72
Q

İnaktif (ölü) aşılar

A
  • İnaktif aşılar virulansı yüksek suşların çeşitli yöntemlerle (fiziksel ve kimyasal) inaktive edilmesi sonucu hazırlanırlar.
  • İnaktivasyonda kullanılan inaktivanlar virusların antijenik yapılarına zarar vererek veya değiştirerek, vücutta oluşturduğu yanıtta farklılık meydana getirebilir ve virulent suşlara karşı koruma gücünde azalma yaratabilir.
  • İnaktivasyon iyi yapılamadığı hallerde enfeksiyonlara yol açabilir.
  • Vücutta oluşturduğu uyarım genellikle zayıftır. Bunu gidermek için, aşıya çeşitli adjuvantlar karıştırılır ve birlikte vücuda (deri altı veya kas içi) verilirler.
  • İki veya üç doz uygulanırlar.
73
Q

İnaktif aşının avantaj ve dezavantajları

A
Avantajları:
•Kontaminasyonlardan etkilenmez,
•Aşı kombinasyonları mümkündür,
•Enfeksiyon oluşturmaz,
•Etrafa bulaşmaz ve yayılmaz,
•Her canlıya istenilen miktarda aşı materyali verilebilir.
Dezavantajları:
•Bağışıklık kısa sürelidir,
•Lokal reaksiyonlara yol açabilir,
•İyi bir inaktivasyon yapılmamışsa enfeksiyonlara yol açabilir,
•Büyük dozlar halinde kullanılır,
•Tek tek uygulanır,
•Adjuvanlara gereksinim vardır.
74
Q

Başlıca inaktif aşılar

A

•Influenza A ve B
•Poliomiyelitis
•Kuduz
İnaktive aşılar farklı yerlerden eş zamanlı verilmelidir.
iki i.m. enjeksiyon aynı ekstremiteye yapılmamalıdır.

•Şap aşısı  
Newcastle
•Hepatitis B
ÖLÜ BAKTERİ AŞILARI
•Tifo: s.c.
•Kolera: s.c., i.d.
•Şarbon: s.c.
•Veba: i.m.
•Boğmaca: i.m.
75
Q

Aşılarda Aranacak Başlıca Özellikler

A
  1. Etkili olmalı, uzun süre bağışıklık vermeli,
  2. Uzun süre dayanmalı, muhafaza edilebilmeli,
  3. Tek bir dozun oluşturduğu bağışıklık yeterli olmalı,
  4. Yan ve toksik etkileri olmamalı,
  5. Ucuz olmalı, kolay bulunmalı,
  6. Güvenilir olmalı,
  7. Enfeksiyon oluşturmamalı.
76
Q

Biyoteknolojik Aşılar

A

Bu aşılar;

  • Pahalıdır,
  • Kolay bulunmazlar,
  • Hazırlanmalarının güç olması yanı sıra deneyimli personele ve gelişmiş laboratuvarlara gereksinimleri vardır.
77
Q

Biyoteknolojik Aşıların Avantajları ve Dezavantajları

A

Avantajları;
•Aşı içinde mikroorganizmanın genomunun sadece küçük bir sekansı bulunur, tümü değil. Bu nedenle enfeksiyon oluşturamaz.
•Bu sekans vücutta sadece bağışıklığı uyaran proteini (antijeni kodlayan bir gen olduğundan) taşır, diğer yabancı ve zararlı proteinlerin sentezini spesifiye eden ve konakçıya zarar veren genleri taşımamaktadır.
•Muhafazası kolaydır ve uzun süre saklanabilir.
•Ancak, biyoteknolojik aşıların bir kısmı hapten karakteri taşıdığından uygun ve özel adjuvantlarla birlikte vücuda verilmesi gerekmektedir

78
Q

Bazı moleküler teknikler kullanılarak hazırlanan aşıları başlıca iki kategoride incelenir;

A
İleri Teknoloji ile Hazırlanan Aşılar
   1) Sentetik peptid aşılar  
2) Antiidiotip antikor aşıları  
3) Subünit aşılar
Genetik Mühendisliği İle Hazırlanan Aşılar
   1) Mutant aşılar 
2) Subünit aşılar  
3) Marker aşılar  
4) Rekombinant mutant aşılar  
5) Rekombinant ürünü aşılar  
6) Nükleik asit aşıları (DNA aşıları)
79
Q

Nükleik Asit Aşılarının Avantajları

A
  1. Çok az miktarlarda kullanılır (mg ve ng),
  2. Uzun süreli antijen ekspresyonu sağlayabilirler,
  3. Sellüler ve humoral yanıt, bellek hücreleri, protektif immunite oluşumuna yol açarlar,
  4. Yan ve toksik etkileri yok (veya yok denecek kadar az),
  5. Vücutta önceden bulanan maternal veya aktif immunizasyona ait antikorlardan etkilenmezler (veya çok az etkilenirler) ve bu bariyeri aşabilirler. Böyle antikor taşıyan bireyleri aşılamak olanaklarını da sağlarlar
  6. Soğuk zincire pek fazla gereksinim duymamaktadırlar,
  7. Uzun süre kullanma ve muhafaza olanağı sağlarlar,
  8. İyi yetişmiş teknisyenler tarafından kolayca ve fazla miktarlarda hazırlanabilirler,
  9. Kolay uygulanabilirler (kas içi),
  10. Viral, bakteriyel ve parazitlere karşı hazırlanabilirler,
  11. Fizikokimyasal olarak stabildir.
80
Q

Nükleik Asit Aşılarının Dezavantajları

A
  1. İyi ve donatılmış bir biyoteknoloji laboratuvarına ve yetişmiş, bilgili ve becerili teknik elemanlara gereksinim vardır,
  2. Otoimmuniteye çok nadir de olsa rastlanma olasılığının bulunması (Aşırı uyarım ve ekspresyon, ototoleransı bozarak otoimmun hastalıklara yol açma durumu ortaya çıkabilir),
  3. Plasmid DNA’sı, konakcı hücre genomuna integre olduğunda önemli bir genin inaktivasyonuna veya taşıdığı kuvvetli promotorlar nedeniyle bazı protoonkogenlerin aşırı uyarımına ve ekspresyonuna neden olarak tümorigenezise yol açma olasılığı bulunabilir.
81
Q

Reasortan Aşı

A
  • Bazı virüsler kendi genetik materyalini komşu virüslerle değiştirebilir.
  • Örneğin; Hemaglütinin ve nöraminidaz aktivitesi gösteren influenza A aşısını meydana getirmek için
  • Vücut ısısında çoğalamayan soğuğa adapte influenza A mutantı ile HA ve nöram. sentezleyen doğal influenza A suşu bir araya getirilir.
  • Düşük ısıda replike olur, HA ve nöraminidaz etkisi gösterir.
  • Bu yeni viruslara reasortan aşı suşu denir.
  • Reasortan aşılar; İnfluenza A, Rotavirüs
82
Q

Anti-idiyotip Aşılar

A
  • Anti-idiyotip Ab antijenin epitopu gibi davranır.
  • Bu tip aşılar ile birey patojenin tehlikeli hiçbir formuna maruz kalmaz.
  • Etkin immun cevap meydana gelir.
  • Yan etkisi yoktur.
  • HBV, HIV, Malaria, Şistozomiazis, Tbc
83
Q

Aşılamanın komplikasyonları

A

•Yumurta antijenleri ve viral antijenlere aşırı duyarlılık
–Canlı kızamık, kabakulak
–Ölü kızamık, RSV

•Konvulziyonlar, ensefalit
–Boğmaca
– Kızamık (milyonda :1)

•Menenjit
– Kabakulak (milyonda 1)
•Artritler
–Kızamıkcık

84
Q

Antiviral Serumlar (Pasif immünizasyon)

A
  • Başlıca antiviral immun serumlar ve gama globulinlerden yararlanılmaktadır.
  • İmmun serumlar, genellikle, şahıslarda ve hayvanlarda hazırlanırlar (kuduz, tetanoz, difteri, gibi).
  • Gama globulinler de, immun serumların fraksiyone edilerek gama globulinlerinin ayrılması sonucu elde edilirler.
  • Bu serumlar hastalara tedavi, sağlamlara koruyucu amaçlı kullanılabilirler.
85
Q

Kompleman C

A

Geçmişte kompleman terimi (C), bakteriyi parçalayabilen ısıya duayarlı (serum 56 C’de 30 dk bekletilildiğinde aktivitesi inaktive olmaktadır) serum bileşenini adlandırmak için kullanılmıştır.
•Komplemanın immün sisteme birçok kritik katkısı bulunmaktadır.
–Kompleman, fagositozu güçlendirmek için bakteriyi opsonize edebilir,
–Bakteri ve enfekte hücrelerin lizisi
–polimorfonükleer hücreler (PMN) ve makrofajlarında içinde bulunduğu çok çeşitli hücreyi çekip aktive edebilir,
–antikor cevabının düzenlenmesine katılabilir
–ve immün komplekslerin ve apoptotik hücrelerin temizlenmesine destek olabilirler.

2
Yükleniyor…
Kompleman (C)
•Komplemanın aynı zamanda konağa zararlı etkileri de bulunmaktadır;
–enflamasyonu ve doku zedelenmesine katkıda bulununabilir
–ve anaflaksiyi tetikleyebilir.
•Eksiklikleri birçok klinikle ilişkilendirilmiştir.

3
Kompleman (C)
•Kompleman sistemi, serumda aralarında hepatosit, makrofaj ve bağırsak epitel hücrelerininde bulunduğu çok çeşitli hücreler tarafından üretilen 20’nin üzerinde proteinden oluşmaktadır.
•Bir kısım kompleman proteini immüngloblulinlere veya hücre membran bileşenlerine bağlanmaktadır.
•Diğerleri proenzim tabiatındadır ve aktive edildiklerinde bir veya daha fazla kompleman proteinlerini oluşturmak üzere parçalanmaktadırlar.
•Bazı kompleman proteinleri parçalandıklarında hücreleri aktive eden, vasküler permiabiliteyi artıran veya bakteriyi opsonize eden kompleman parçalarını oluşturmaktadır.

86
Q

Kompleman aktivasyon yolları

A
  • Kompleman aktive olunca membran atak kompleksi oluşur (MAC, C5-9, litik yol).
  • Kompleman aktivasyon 3 yolla oluşabilmektedir: klasik yol, lektin yolu, ve alternatif yol.
  • Klasik ve alternatif yolların her ikisi de C5 konvertaz enziminin aktivasyonuna yol açarlar ve membran atak yolunun aktivasyonu için zorunlu olan C5b üretimini gerçekleştirirler.
87
Q

Kompleman sistemin proteinleri

A
Kompleman “C” harfi ile gösterilir
•C1(qrs), C2, C3, C4, C5, C6, C7, C8, C9
•faktor B, D, H and I,  properdin (P)
•mannoz bağlayan lektin (MBL),
•MBL ile ilişkili serine proteazlar(MASP-1 MASP-2)
88
Q

Kompleman sistemin proteinleri

A
Kompleman “C” harfi ile gösterilir
•C1(qrs), C2, C3, C4, C5, C6, C7, C8, C9
•faktor B, D, H and I,  properdin (P)
•mannoz bağlayan lektin (MBL),
•MBL ile ilişkili serine proteazlar(MASP-1 MASP-2)
89
Q

Kompleman aktivasyon yolları

A

Klasik yol
Alternatif yol
Keltin yolu

90
Q

Klasik yol

A

–Ag-Ab kompleksi uyarır
–C1, çoklu alt birimi olan bir proteindir ve üç farklı protein (C1q, C1r ve C1s) içermektedir, antijen ile etkileşime geçmiş olan IgG ve IgM’in Fc bölgesine bağlanırlar.
–Sonuçta aktive edilmiş “C1qrs”oluşur ve bu enzim C4’ü, C4a veC4b olmak üzere iki parçaya ayırır.
–C4b parçası membrana bağlanır ve C4a parçası ise mikroçevreye serbest bırakılır.
–Klasik yolun birçok ürününün, konak defansına katkılarda bulunan kuvvetli biyolojik aktiviteleri vardır.

Bileşen
Biyolojik aktivitie
C2b
Prokinin; Ödeme neden olan kinin oluşturmak üzere plazmin tarafından bölünmektedir.
C3a
Anafilotoksin; bazofil ve mast hücrelerini aktive ederek degranülasyona neden olur ve anaflaksiye yol açabilen vasküler permiabilete artışına ve düz kaz hücrelerinin kontraksiyonuna yol açar.
C3b
Opsonin; kompleman reseptörlerine bağlanarak fagositozu güçlendirir.
Fagositik hücreleri aktive eder.
C4a
Anafilotoksin (C3a’dan daha zayıf etki)
C4b
Opsonin; kompleman reseptörlerine bağlanarak fagositozu güçlendirir.

91
Q

Klasik yolun kontrolü ve düzenlenmesi

A

Klasik yolun düzenlenmesinde C1-INH’in önemi, bu inhibitörün eksik olduğu kişilerde gösterilmiştir. C1-INH eksikliği herediter anjioödem gelişimi ile ilişkilidir.

Table 3.   Klasik yolun kontrolü
Bileşen
Düzenleme
-Hepsi
C1-INH; C1q’dan C1r ve C1s’i ayırır.
-C3a
C3a inaktivatör (C3a-INA; Karboksipeptidaz B); C3a’yı inaktive eder.
-C3b
H ve I Faktörleri; Factor H, Factor I ile C3b’nin yıkılmasını kolaylaştırır.
-C4a
C3-INA
-C4b
C4 bağlayan protein(C4-BP) ve Faktör I;  C4-BP, Factor I ile C4b’nin yıkılmasını kolaylaştırır. C4-BP aynı zamanda C2a’nın C4b ile ilişkisini korur ve
92
Q

Alternatif yol

A
  • Alternatif yol, C3’ün aktivasyonu ile başlamaktadır ve normal bir serumda bulunan B ve D Faktörleri ve Mg++ katyonuna gereksinim duymaktadır.
  • Faktör B, C3i’ye bağlanır ve Faktör B’yi Bb’ye parçalayacak olan Faktör D için duyarlı hale gelir.
  • C3iBb kompleksi C3 konvertaz olarak işlev görür ve C3’ü C3a ve C3b’ye parçalar.
  • C3b bir kez oluştuğunda Faktör B onu bağlar ve Faktör D tarafından parçalanmaya yatkın hale gelir. Oluşan C3bBb kompleksi de bir C3 konvertazdır.
  • C3 konvertaz tarafından üretilen bazı C3b’ler C3bBbC3b kompleksi oluşturmak üzere C3bBb ile ilişkiye girer.
  • C3bBbC3b alternatif yolun C5 konvertazıdır.
  • Alternatif yol birçok gram negatif (önemli derecede Neisseria meningitidis ve N. gonorrhoea), bazı Gram pozitif bakteri ve virüs ve parazitler ile aktive edilebilir ve organizmanın lizisi ile sonuçlanır.
  • Böylece antikor cevabı oluşmadan önce komplemanın alternatif yolunun aktivasyonu ile bazı patojenlere karşı korunma sağlanmış olmaktadır.
  • C3 yetmezliği bu organizmalara karşı artmış duyarlılıkla sonuçlanmaktadır.
  • Birçok gram negatif ve bazı gram pozitif bakteriler, bazı virüsler, parazitler, heterolog kırmızı kan hücreleri, agrege olmuş immünoglobülinler (özellikle IgA) ve bazı diğer proteinler (örneğin proteazlar, pıhtılaşma yolu ürünleri) alternatif yolu aktive edebilir. Bir protein olan kobra venom faktörü (CVF)’nün bu yolu aktive etiği genişçe araştırılmıştır.
  • Alternatif yolun enfeksiyona karşı antikor katılımı olmaksızın non-spesifik bir direnç yoludur.
93
Q

Lektin yolu

A
  • Bu yol, mannoz-bağlayan lektin (MBL)’nin mannoz içeren polisakkarit (mannan) taşıyan bakteriyel yüzeylere bağlanması ile başlatılmaktadır.
  • MBL’nin patojene bağlanması iki serin proteazı olan MASP-1 ve MASP-2’nin (MBL-associated serine proteases) etkileşime girmeşine yol açmaktadır. MASP-1 ve MASP-2 sırasıyla C1r ve C1s’e benzemektedir, MBL ise C1q’ya benzemektedir. MBL/MASP-1/MASP-2, üçlü-moleküler kompleksin oluşumu, MASP’ların aktivasyonuna ve C4’ün C4a ve C4b’e olan sonraki kırılmalarına neden olmaktadır.
  • Aktive MASP’lar aynı zamanda C2’yi C2a ve C2b’ye bölmektedir.
94
Q

Membran Atak (litik) yolağı

A
  • Klasik (C4b2a3b), lektin (C4b2a3b) veya alternatif (C3bBb3b) yolun C5 konvertazı C5’i C5a ve C5b’ye parçalar.
  • C5b hızlıca C6 ve C7 ile ilişkiye girer ve membrana eklenir.
  • Sonra C8 bağlanır ve birçok C9 molekülü üzerine bağlanır.
  • C9 moleküller membranda bir delik oluşturur ve hücresel içerik sızar ve lizis meydana gelir.
  • Lizis enzimatik yolla oluşmamakta memebranın fiziksel zedelnmesi sonucu oluşmaktadır.
  • C5bC6C7C8C9 kompleksi membran atak kompleksi (MAC) olarak adlandırılmaktadır.
95
Q

C-aktivasyon Ürünlerinin Biyolojik Özellikleri

A
  • C2b (prokinin) ödem
  • C3a (anaphylatoxin) mast hücre degranulasyonu; vasküler permeabiliteyi artırma; anaphylaxis
  • C3b (opsonin) opsonizasyon; fagosit aktivasyon
  • C4a (anaphylatoxin) C3 gibi,fakat daha az potent
  • C4b (opsonin) opsonizasyon; fagositoz
  • C5a (chemotactic factor) C3a gibi anaflaktik,çok daha potent;
  • C5b67 kemotaxis, diğer membranlara oturma
96
Q

Sitokinler

A
  • Bağışık yanıtta görev alan hücrelerce salınan hormon benzeri aracı maddelere sitokin adı verilir.
  • İmmun sistemin aracı ve düzenleyici moleküllerdir
  • Sitokinlerin, günümüzde çeşitli bozuklukların tedavisi için, biyolojik cevabı modifiye edici olarak klinik kullanımı bulunmaktadır.

•Sitokin terimi büyük bir protein grubunu tanımlamak için kullanılan genel bir terimdir ancak belirli türde sitokinleri tanımlamak için yaygın kullanılan diğer terimler de vardır. Bunlar aşağıdakileri içerir:
–Monokinler, tek çekirdekli fagositik hücreler tarafından üretilen sitokinler,monositler
–Lenfokinler, Aktive lenfositlerden, özellikle Th hücreleri tarafından üretilen sitokinlerT ve B lenfositler
–İnterlökinler, lökositler arasında mediatör olarak hareket sitokinler
–Kemokinler, öncelikle lökosit göçünden sorumlu küçük sitokinler

97
Q

Sitokinlerin etkisi

A

Otokrin etki: Oluşturuldukları hücreleri aktive eder

Parakrin etki: hemen yakınındaki hücreleri aktive edebilirler

Endokrin etki: uzaktaki reseptörlere bağlanarak etki gösterirler

•Pleitropik etki: Sitokin farklı hedef hücrede farklı etki gösteriyor
–IL4; B hücrelerinde IgE üretimini, TH2 hücrelerinde farklılaşma, makrofajlarda inhibisyon,
•Redundant: iki veya daha fazla sitokin hedef hücrede benzer etki gösteriyor
–IL2, IL4, IL5; B hücrelerinde çoğalma

•Sinerjizm: Sitokinler birbirlerinin etkilerini arttırır
–IFN- ve TNF; MHC I ekspresyonunu artırır

•Antagonizm: Sitokinler birbirlerinin etkilerini azaltırlar
–IFN-; makrofaj aktivasyonu,
–IL-10; makrofaj inhibisyonu

98
Q

Sitokinlerin özellikleri

A

1-Sitokinler mikroorganizma ve diğer antijenlere karşı gelişen yanıt esnasında oluşturulan polipeptitlerdir
2-Sitokin salınımı kısa ve kendikendini sınırlayan bir olaydır.
3-Etkileri genellikle pleitropik ve redundanttır
4-Sitokinler sıklıkla diğer sitokinlerin sentez ve fonksiyonlarını etkilemektedir.
• Sinerjik veya antagonistik etki şeklinde olabilir.

5-Sitokinlerin etkisi lokal veya sistemik olabilir.
6-Stokinler hedef hücrelerin yüzeylerinde bulunan spesifik reseptölere bağlanarak etkilerini gösterirler.
7-Dışardan gelen sinyaller sitokin reseptörlerinin ekspresyonunu düzenler ve böylece sitokine karşı hücre cevabı ortaya çıkar.
8-Çoğu sitokine karşı oluşan hücresel yanıt, hedef hücrelerde yeni fonksiyonların ortaya çıkması ve bazen de hedef hücrelerin proliferasyonuna sebep olur

  • Sitokinler, sitokin ağı denilen daha büyük birbiriyle ilişkili proteinler sisteminin ve sinyal iletiminin bir parçası olarak işlev görür.
  • Sitokin sinyalizasyonu oldukça değişkendir ve hem koruyucu hem de hasar verici tepkilere neden olabilir.
  • Sitokinler genellikle öncül proteinler olarak depolanamazlar.
  • Aksine onların sentezi, gen transkripsiyonu tarafından başlatılır ve mRNA’ları kısa ömürlüdür.
  • Bağışıklık yanıtta ihtiyaç duyulduğunda üretilirler.
99
Q

Sitokin kategorileri

A

Sitokinler fonksiyonlarına veya kaynağına göre farklı kategoriler halinde gruplandırılabilir.
–Doğal bağışıklığın mediatörleri-aracıları
TNF-α, IL-1, IL-10, IL-12, Tip I interferonlar, kemokinler
–Kazanılmış immünitenin mediatörleri
IL-2, IL-4, IL-5, TGF-β
–Hematopoez stimulatörleri
GM-CSF, M-CSF, G-CSF

100
Q

Doğal direncin düzenleyicisi ve Aracısı olan sitokinler (Doğal Direncin sitokinleri)

A
  • Doğal bağışıklık sisteminde önemli rol oynayan sitokinler şunlardır: TNF-α, IL-1, IL-10, IL-12, tip I interferonlar (IFN-α ve IFN-β), IFN-γ ve kemokinler.
  • Temel olarak makrofajlarca oluşturulmaktadırlar. NK hücreler de üretime katılmaktadır.
  • Bu grup sitokinlerin çoğu, endotel hücreleri ve lökositlere etki ederek mikroplara karşı erken yangısal olayları stimüle eder.
  • Bakteriyel lipopolisakkaritler, peptidoglikan, viral ürünler (çift zincirli RNA gibi), ve INF- ile stimüle olan hücrelerce sentezlenmektedirler
  • Lokal ve sistemik etki gösterirler
  • Kortikositeroitler sentezlerini inhibe eder.
101
Q

Edinsel Direncin Düzenleyicisi ve Aracısı olan Stokinler (Edinsel Direnç Sitokinleri)

A

•Temel olarak T lenfositlerince oluşturulmaktadır.
–IL-2, IL-4, IL-5, INF-, TGF-, Lenfotoksin (LT), IL-10 edinsel direnç sitokinleridir.
•Lenfosit popülasyonlarının çoğalma ve farklılaşmasını düzenlemek, T hücresine bağlı immun yanıtın aktivasyon fazında önemli
–efektör hücre (mononükleer fagositler, nötrofiller ve eozinofiller gibi) aktivasyonu ile edinsel direncin efektör fazındaki antijenleri elimine eder.
-Sitimülanlar, protein antijenlerdir
-Genellikle lokal etki gösterirler
-Siklosporin ve FK-506 sentezlerini inhibe eder

102
Q

Hematopoez Stimülatörleri

A

•Kemik iliği stromal hücreler, lökositler ve diğer hücrelerce oluşturulurlar.
•Bazı sitokinler hematopoetik hücrelerin farklılaşmasını uyarır.
•Olgunlaşmamış lökositlerin çoğalma ve farklılaşmasını stimüle ederler.
–Ör: IL-7; lenfoit seriden,B ve T lenfosit olgunlaşmasında
•kemik iliği öncüllerinin farklılaşmasını teşvik eden GM-CSF, öncül hücrelerin büyümesini ve monositler ve makrofajlara farklılaşmasını teşvik eden M-CSF ve PMN’lerin üretimini teşvik eden G-CSF en önemlileridir.

103
Q

Sitokin familyaso

A

I-Hematopoietin familyası
IL-2, IL-3, IL-4, IL-5, IL-6, IL-7, IL-9, IL-11, IL-12, IL-13, IL-15,GM-CSF, G-CSF, büyüme hormonu, prolaktin
II-Interferon familyası: INF-/, INF-, IL-10
III-Kemokin familyası: IL-8, C-X-C grup, CC grup
IV-TNF familyası: TNF, LT, CD40, Fas, nöron büyüme faktörü

104
Q

IFN-a

A

Lökosit interferonu olarak bilinir.
1- Antiviral etkisi vardır.
2- MHC-1 antijeni indüksiyonu yaparak hücresel bağışıklığı artırır.
3- Anti tümör etki

105
Q

IFN-B

A
  • Fibroblastlardan sagılanır.

* NK hücrelerini aktive ederek doğal bağışıklığı arttırır.

106
Q

IFN-gama

A
  • TH1, Tc ve NK hücreleri tarafından salgılanır.
  • Immun yanıtı regüle edici etkisi vardır.
  • Makrofajların, NK hücrelerinin, nötrofillerin ve diğer mononükleer fagositlerin en potent aktivatörüdür.
  • Antiviral ve antiproliferatif etkisi azdır.
  • MHC sınıf-I ve MHC sınıf-II antijen sentezini arttırır.
  • B hücre çoğalmasını önler.
  • TH2 üzerine inhibisyon etkisi vardır.
107
Q

TNF-a ve B

A

•Aktive olmuş mononükleer fogositler, T ve NK hücresi ve mast hücreleri TNF-alfa salgılarlar.
•TH1 ve langerhans hücreleri TNF- beta salgılar.
•DIC ve şok oluşumunda rolu var
•Lökosit adezyonuna ve lökositlerin iltihap sahasına toplanmasına neden olur.
•IFN- gama ile birlikte sinerjik olarak
MHC-class I indüksiyonu yapar.

  • Diğer hücrelere ekti ederek IL-1, IL-6 ve kendi salgısını arttırır.
  • T ve B hücre aktivasyonu yapar.
  • TNF, IL-1 ile birlikte ateş yükselmesine neden olur.
  • TNF hepatositlere etki ederek serum proteinlerinde artışa neden olur.
  • TNF, IL-1, IL-6 ile birlikte iltihabi olaylarda akut faz proteinlerinin sentezine sebep olur.
  • Adipoliz ve kaşeksi oluşumu
108
Q

IL-1

A
  • Başta makrofajlar olmak üzere mononükleer fagositer hücreler ve B lenfositlerden ayrıca endotel hücreleri ve fibroblastlardan da salınırlar.
  • T ve B lenfositler, nötrofiller, NK, endotelial hücreler ve makrofajlarda IL-1 reseptörü bulunur ve bu hücreler üzerine etkilidir.
  • TH lenfositlere etkileyerek IL-2, IL-4, IL-5, IL-6, INF-gama ve CSF salgılanmasına yol açar.
  • T hücrelerinde çoğalma ve B hücre farklılaşmasında rol oynar.
  • IL-6 ve IL-8 salgılanmasıyla beraber kendinin salgılanmasına da yol açar.
  • Ateş oluşumuna yol açar.
  • Akut faz protein sentezine yol açar.
  • Lökositlerin endotelial hücrelere adezyonunu arttırır.
  • Fibroblastlardan prostoglandin salgılanmasına yol açar.
109
Q

IL-2=TCGF

A

•Esas olarak TH1 hücrelerinden ve NK hücrelerden salınır.

  • T, B ve NK hücrelerinin gelişmesinde etkilidir.
  • Otokrin ve parakrin etkilidir.
  • NK hücrelerinin sitolitik aktivitesini arttırır.
  • IL-4 ile birlikte sinerjik etki yapıp B hücre çoğalmasını stimule eder.
  • gama-IFN salgılanmısını arttırır.
  • T hücrelerinin tümünde en güçlü gelişme faktörü
110
Q

IL-3

A
  • Primer olarak T hücrelerince salınır.
  • Kemik iliği stem hücrelerinin çoğalma ve farklılaşmasında etkili
  • Mast hücrelerinin gelişmesi ve histamin salınımını artırır.
111
Q

IL-4=BCGF-1

A
  • TH2 , mast ve NK hücreleri tarafından salgılanır.
  • Salındığı hücreyi aktive eder. TH1 hücreleri inhibe eder.
  • B hücrelerinin çoğalma ve farklılaşmasını arttırır.
  • IgE ve IgG1 yapımını hızlandırır
  • IL-4, IL-5 ve IL-6 salgısını arttırır.
  • Mast hücreleri ve makrofaj için aktive edici etkisi vardır.
  • MHC class II ekspresyonunun artması
112
Q

IL-5=BCGF-||

A
  • TH2 hücreler, mast hücreleri ve eozinofillerce salınır.
  • B hücrelerinin çoğalma ve farklılaşmasını arttırır.
  • IgA salınımını arttırır.
  • Eosinofillerin çoğalmasını stimule eder Anti helmentik etki
113
Q

IL-6=BCDF

A
  • Aktive TH2, bazı B hücreleri, makrofajlar ve fibroblastlardan salınır.
  • B hücrelerinin çoğalma ve farklılaşmasını etkiler.
  • Ig salgılamasını stimule eder.
  • T hücrelerine ve timositlere kostimulatör etki yapar.
  • IL-2 yapımını indükler
  • Ateş yapıcı etki
  • Hematopoetik kök hücrelerinin gelişmesinde etkilidir.
  • Plazma proteinlerinin (fibrinojen) sentezine sebep olur.
114
Q

IL-7

A
  • Fibroblastlar ve stromal hücrelerce salınır.

* B ve T ön hücrelerini etkiler.

115
Q

IL-8

A
  • Başta makrofajlar olmak üzere birçok hücreden salınır.
  • Kemokin,
  • İltihaba neden olur.
  • Nötrofilleri hem aktive eder, hem de kemotaktik etki yapar.
  • Vasküler endotele aderensi artırır
116
Q

IL-9

A

•TH lenfositlerinden salınır

•Antijen olmaksızın, bir mitojen gibi,
– TH lenfositlerinin proliferasyonunu sağlar.

117
Q

IL-10

A

•TH2 lenfositlerince oluşturulur

  • Makrofajlar, NK hücreleri ve TH1 üzerine inhibitör etkisi vardır.
  • Sitokin sentezini inhibe eder
  • IL-1, IL-2, IL-6, IL-8, GM-CSF, G-CSF sentezini inhibe eder
  • MHC sınıf II ekspresyonunu azaltarak antijen sunulmasını inhibe eder.
  • IL-1ra ekspresyonunu artırır.
  • B hücre proliferasyonu ve farklılaşmasını indükler.
  • İzotip switching (IgG1, 2,3 ve IgA ‘ya)
118
Q

IL-11

A

•Stromal hücreler ve fibroblastlardan salınır.

  • Hematopoietik koloni stimülasyonu yapar.
  • Akut faz protein sentezini artırır
119
Q

IL-12

A
  • Aktive makrofajlar ve nötrofillerce salınır.
  • NK hücrelerinde aktivasyon
  • CD4 TH hücrelerinin TH1 hücrelerine farklılaşmasını sağlar
  • Uyarılmış T ve NK hücreleri için çoğalma faktörü
  • TH2 inhibisyonu yapar.
  • Tc hücre cevabını indükler.
  • B hücrelerinde IgE yapımını önler.
120
Q

IL-13

A

•TH2 lenfositleri ve mast hücrelerince salgılanır.

Makrofajların aktivasyonunu ve inflematuvar sitokin salgılamalarını inhibe eder.
•Yangısal cevabın önemli bir düzenleyicisidir.

121
Q

IL-14

A

•T hücreleri, monosit ve makrofajlardan salınır.

  • Aktive B hücre proliferasyonunun indüksiyonu,
  • Aktive olmuş B hücrelerinden Ig yapımının inhibisyonu.
122
Q

IL-15

A
  • Aktive monosit, makrofaj, plasenta ve kas hücrelerince salınır.
  • Aktive B ve T lenfositlerinin proliferasyonu
  • NK hücre gelişmesi ve sitotik aktivite göstermesi,
  • T hücresi için güçlü kemotaksis.
  • IgM, IgG ve IgA sekresyonunun indüksiyonu.
123
Q

IL-16

A

•TH hücrelerince salınır.

  • Lenfosit ve eozinofil kemotaktik faktör olarak işlev görür.
  • MHC sınıf II ekspresyonunu ve sitokin sentezini artırır.
124
Q

IL-17

A
  • Aktive T hücrelerince salınır.

* Sitokin indüksiyonu ve ICAM-1 ekspresyonunu artırır

125
Q

IL-18

A
  • Aktive makrofajlarca salınır
  • T hücreleri ve NK hücreleri etkiler
  • IFN-gama üretimini indükler
  • NK hücre sitotoksisitesini artırır
126
Q

TGF-beta

A
  • Lenfositler, trombositler, mast hücreleri ve makrofajlarca salınır.
  • Antisitokin etkisi vardır, böylece immun yanıtı baskılar.
  • T ve B Lenfositlere inhibisyon etki
  • Makrofaj aktivasyonunu önler.
  • T hücrelerinin Ts fonksiyonu göstermesine sebep olur.
  • IgA antikoruna dönüm (swtching) yaparak mukozal bağışıklıkta olumlu etki yapar.
  • Yaranın iyileşmesi ve fibroblastların çoğalmasında etkilidir
127
Q

GM-CSF

A
  • T lenfositleri, makrofajlar, endotel hücreleri, fibroblast hücreleri tarafından salgılanırlar.
  • Kemik iliği hücrelerinin bölünmesini stimule ederek olgun lökosit oluşumunu sağlar.
  • Granülosit ve mononükleer fagosit farklılaşmasını ve aktivasyonunun sağlar.
  • Endotel hücrelerin proliferasyonu
  • Dolaşımda bulunmaz.
  • Yerel olarak kemik iliğine etki yapar.
  • Monosit, T ve B hücreleri, endotel hücreleri ve fibroblastlar tarafından yapılır.
  • Kemik iliği kök hücrelerini etkileyerek, monosit yapmaya yönelmiş hücrelerin bölünme ve farklılaşmasını sağlar.
128
Q

G-CSF

A
  • Monosit, endotel ve fibroblast hücrelerinden salgılanır.

* Kemik iliği kök hücrelerindeki granülosit ön hücrelerin farklılaşmasını sağlar. Periferde nötrofil artışı olur.

129
Q

Onkostatin M (OSM)

A
  • Makrofaj ve T hücrelerinden salınır.

* Tümör hücrelerinin gelişmesini inhibe eder.

130
Q

Kemokinler

A
  • Dolaşımdaki lökositlerin vazküler endotelyuma adezyonunu sağlarlar.
  • Lökositleri endotelyal bağlantı noktalarına yönelterek, enflemasyon bölgelerine gitmelerine yardımcı olur.
  • Lökositlerin efektör fonksiyonlarını aktive ederler.
  • İnsanda 20’den fazla kemokin gösterilmiştir.
  • Genellikle hücre içinde hazır olarak bulunmazlar.
  • Daha çok LPS, mitojenler, IL-1, TNF gibi etkenlerle indüklendiklerinde sentezlenirler.
  • Büyük çoğunluğu monosit, makrofaj ve endotel hücrelerinden sentezlenir.
  • HIV reseptörlerini bloke ederler
  • İki gruba ayrılırlar.
  • C-X-C (veya a) ve C-C (veya B) grubu kemokinler.
  • C-X-C kemokinleri çoğunlukla nötrofil kemotaksisi;
  • C-C kemokinleri ise tercihan monosit, makrofaj, T hücresi, bazofil ve eozinofil kemotaksisi yaparlar.
131
Q

Özetle sitokinlerin etkileri

A
  • Lenfoit ve diğer bazı hücrelerin çoğalma ve farklılaşmalarını sağlamak
  • İmmun cevabı regüle etmek
  • Enflamasyon olaylarına katılan hücreleri aktive etmek, reaksiyon yerine toplayarak orada tutmak.
  • Kemik iliğine etki ile hematopoietik regülasyona katılmak,
  • Ateş ve akut faz cevabını oluşturmak,
  • Antiviral etkinlik .
132
Q

İmmünregülasyon

A
İmmün sistemin düzenlenmesi 
Antikorda regülasyon 
Sitokinlerle regülasyon
Regülatör T hücreleriyle düzenleme (Treg’ler)
Doğal Treg oluşumu 
İndüklenen Treg’ler
CD8+Treg’ler
133
Q

İmmün sistemin düzenlenmesi

A
  • Bir immün cevabının büyüklüğü, lenfositlerin antijen sunucu aktivasyonu ile cevabı önleyen ya da azaltan negatif regülatör etkiler arasındaki dengeyle belirlenir.
  • Düzenleyici mekanizmalar, immün yanıtın tanıma, aktivasyon veya efektör aşamasında rol oynayabilir.
134
Q

Antikorla regülasyon

A
  • Çözünmüş haldeki antikorlar B hücreleri üzerindeki antijen reseptörleriyle yarışarak B hücresi aktivasyonunu önleyebilir ya da bloke edebilir.
  • Buna ek olarak, antijen-antikor kompleksleri B hücreleri üzerindeki Fc reseptörlerine bağlanabilir ve B hücrelerine önleyici bir sinyal gönderebilir.
  • Antikor ayrıca ASH için antijen kaynağını koruyarak aktivasyonu düzenleyebilir (arttırıcı yönde).
  • Bu durumda, antikor ile bağlanan antijen immün kompleks oluşturarak komleman sistemini aktive eder.
  • Kompleman aktivasyonu ASH üzerindeki kompleman reseptörüne bağlanmayı sağlar.
135
Q

Sitokinlerle regülasyon

A
  • Sitokinler hem pozitif hem de negatif regülatörlerdir.
  • Bunlar, immun cevabın birçok aşamasında rol alır, ancak aktivitesi efektör hücreleri üzerindeki reseptör ekspresyonu kadar aynı mikroçevrede sunulan diğer sitokinlere de bağlıdır.
  • Sitokinler meydana gelen immün yanıtın tipini ve büyüklüğünü düzenler.
136
Q

Regülatör T hücreleriyle düzenleme (Treg’ler)

A
  • Regülatör T hücreleri (Treg’ler) yakın zamanda tanımlanmış immun cevabı düzenleyici hücre popülasyonlarıdır.
  • Bu hücreler ilk T hücre aktivasyona engel olmak yerine, devam eden yanıtı inhibe ederek kronik ve muhtemelen zararlı yanıtları önlerler. Th1, Th2 veya TH17 hücrelerinin özelliklerini taşımazlar ancak hem Th1 hem de Th2 yanıtını baskılayabilir.
137
Q

Doğal Treg oluşumu

A
  • Timus Treg olarak işlev gören CD4 +/ CD25 +/ Foxp3 + hücreleri meydana getirir.
  • Bu Treg’ler hücresel temasa bağımlı bir yolla immun yanıtı baskılar ancak bu supresyon mekanizması henüz kanıtlanmamıştır.
138
Q

İndüklenen Treg’ler

A
  • Periferde bazı T hücreleri Treg’lere dönüşmek üzere antijenlerle, IL-10 ve TGF-β2’den biri ile uyarılır.
  • IL-10 ile indüklenen Treg’ler CD4+/CD25+/Foxp3 –‘tir ve Tr1 olarak anılırlar. Bu hücreler IL-10 salınımıyla immun yanıtı baskılarlar.
  • TGF-β ile indüklenen Treg’ler CD4+/CD25+/Foxp3+’tir ve indüklenen Treg’ler olarak anılırlar. Bu hücreler TGF-β salınımıyla baskılarlar.
139
Q

CD8+Treg’ler

A
  • Bazı CD8 + hücreler, Treg hücresine dönüşmek üzere antijen ve IL-10 ile indüklenebilir.
  • Bu hücreler, CD8 / Foxp3 +’tir ve hücresel temasa bağımlı bir mekanizma ya da sitokin salgılanmasıyla immünsistemi bastırırlar. Bu hücreler, in vitro olarak gösterilmiştir ama in vivo olarak mevcut olup olmadığı bilinmemektedir.
140
Q

İmmunojen ve Antijen

A

•Yabancı maddeler antijen veya immunojen olabilir.
•Immunojen; edinsel immün yanıtı indükleyebilen herhangi bir madde için kullanılır
–Bağışıklık yanıtını uyandıran moleküller. (proteinler)
•Antijen ise; immün stimülasyon sonucu oluşmuş komponentlerle (antikor, hücre yüzey reseptörleri gibi) özgül olarak bağlanabilen maddeler için kullanılır.
– Antikorlarla tepki veren moleküller.
•Bütün immünojenler aynı zamanda antijenik özelliktedir.

141
Q

Antijen

A

•Antikorlar veya T lenfosit antijen reseptörleri (Tcr) ile özgül olarak bağlanan maddelerdir.
•Antikorlara bağlanabilen antijenler:
–yağlar, karbonhidratlar, proteinler ve nükleik asitler
•T hücre antijen reseptörleri sadece protein yapıda molekülleri antijen olarak tanırlar.

  • Makromolekül yapıdaki antijenlerin herbiri bir antikor tarafından tanınabilen birçok epitop veya determinant içerirler.
  • Protein antijenlerin lineer epitopları birbirine yakın a.a sıralarından oluşur.
  • Polipeptid zincirin katlanması ile determinantlar oluşur.
  • Bir tek antikor molekülü ile bir tek epitop arasındaki etkileşimin afinitesi, çözünürlük sabiti ile ölçülür (Kd ).
  • Polivalan antijenler, antikor moleküllerini bağlayabilen benzer birçok epitopa sahiptir.
  • Bir antikor, aynı anda iki (IgM’de 10) benzer epitop bağlayabilirler. Bu durum ag-ab etkileşiminin aviditesini arttırır.
  • Polivalan antijen ve antikorların ilişkili konsantrasyonları immün kompleksler oluşturarak, dokularda birikir ve doku hasarına yol açar.

•Antikorların antijenlere bağlanması oldukca özgül bir olaydır, kimyasal yapıdaki çok küçük farklılıklar dahi ayırt edilebilir.

142
Q

Hapten

A

•Haptenler tek başlarına immün sistemi uyarıp antikor oluşturamadıkları halde, bir protein molekülü (taşıyıcı) ile birleştikleri zaman antikor oluşturabilen küçük moleküllü maddelerdir.
•Bu şekilde oluşturdukları antikorla tek başlarına, proteinsiz olarak da birleşebilirler.
•Genellikle karbonhidrat yapısındadırlar.
•Hapten-Antikor birleşmesi, Antijen-Antikor birleşmesi gibi özgül bir olaydır.
•Haptenler vücuda girdikleri zaman kişinin kendi proteinleri (self ag) ile de birleşip antikor oluşturabilirler.
– Bu antikorlar sonradan geri kalan haptenlerle birleşerek bazı reaksiyon ortaya çıkmasına yol açarlar. Hapten özelliğindeki bazı ilaçların alınmasından sonra, kaşıntılı deri döküntüleri, kan bozuklukları vb tarzında görülen reaksiyonlar bu yolla oluşmaktadır.

143
Q

Determinant= epitop ve paratop

A
  • Determinant (belirtici) gruplar, immünojenin özgüllüğünü belirleyen
  • immünojenin lenfositler üzerindeki spesifik reseptörlere veya antikorlara bağlanmasını sağlayan,
  • immünolojik yönden aktif bölgeleridir.
  • Bir immünojenin yüzeyinde T ve B lenfositlerince tanınan birden fazla determinant gruplar vardır.
  • Epitop ile birleşen; antikor molekülünde ve T lenfositleri reseptöründeki karşıt bölgeye paratop adı verilir.
144
Q

İmmünojeniteyi Belirleyen Faktörler

A

1- Konağa yabancılık
2- Molekül büyüklüğü
–Genelde molekül ağırlığı 1.000 daltondan az olanlar immunojenik değil,
–1.000-6.000 dalton olanlar immunojenik ±
–Molekül ağırlığı 6.000 daltondan fazla olanlar immunojeniktir.
–En iyi immünojenler m.a. 100.000 daltona yakın olanlardır

3- Molekülün kompleks yapıda olması
–Kopolimerler immünojen
–Homopolimer  immünojen olmama eğilimindedirler
4- Molekülün B ve T lenfositleri tarafından tanınabilir olması
–Yalnızca B lenfosit uyarımı yapanlar hümoral bağışıklık oluştururlar. T-ind antijenler
–Bir madde iyi antijenik özellik gösterebilmesi için hem B hem de T lenfositleri tarafından tanınmalıdır. T-dep antijenler= protein yapıda

5- İmmünojenin miktarı ve dozajı
–Düşük doz—Yetersiz aktivasyon
–Yüksek doz—İmmünolojik felç (bağışık yanıtsızlık = tolerans)
–Tek doz
–Tekrarlar (booster)
6- İmmünojenin vücuda veriliş yolu
–Parenteral veriliş immunojenlik özelliği arttırır.
–Ağız ve mukozalardan geçerek organizmaya giren ve iyi immunojenlik özelliği gösteren maddeler de vardır.

7-İmmünojen zerk edilen organizmanın genotipi
–Antijenlerin enjekte edildikleri hayvanın türü,
–MHC gen ürünleri (MHC sınıf 1 ve 2)
–T ve B lenfosit reseptörleri ve
–İmmün yanıtı düzenleyen proteinleri kodlayan genler
8- Molekülün metabolize olabilme özelliği
–Hızla metabolize olan ve vücuttan çabucak atılanlar iyi antijen olamaz.
–Hiç metabolize olmayan veya çok az metabolize olanlar ise tolerojenik etki oluşturur. Yani yanıtsızlık oluşur.

9- Molekülün yapısal sertliği
–Tirozin ve prolin gibi aminoasitler yapısal sertlik kazandırarak, immünojen olma yeteneğini arttırmaktadır
10-Elektrik yükü
–Belirli derecede elektriksel yüke sahip olmak, immün stimülasyon açısından avantajlıdır.
–Kuvvetli pozitif ve negatif yüklü moleküller iyi immunojen değildir.

11-Molekülün çözünür ya da parçacık halinde olması
12-Epitopa ulaşılabilirlik
–Ulaşılabilirlik veya kabul edilebilirlik : Determinant grupların lenfositler tarafından tanınmasıdır
– Determinantlar ulaşılabilirlik özelliklerine göre;
•Sessiz determinant
•Etkin (dominant)

145
Q

Antijenite= antijenik

A
•Antijen molekülünün antikorlara veya immun sistem hücrelerine bağlanma yeteneğidir.
•Bu bağlanma;
–Özgüldür.
–Kovalent olmayan bağlarla olur
•Van der Waals,
•Elektrostatik etkileşimler,
•H-bağları,
•Hidrofobik etkileşimler
146
Q

Antijen-antikor birleşmesi

A

•Antijenler, epitopları aracılığı ile immun komponentlere bağlanırlar.
•Epitoplar, antikorların veya hücrelerin uygun bölgesine, anahtar-kilit ilişkisine benzer şekilde bağlanır
•Geri dönüşümlü bir olaydır
•Determinantların sayısı antijenin valansını belirler.
–Antijen-antikor reaksiyonunda antijen multivalan olmalıdır.
–Tek valanslı haptenler, antikorlarla birleştiklerinde tepkimeler ortaya çıkmamaktadır.

147
Q

İn-vitro Ag-Ab Birleşmesi Reaksiyonunun Özellikleri

A

•Çok özgül bir reaksiyondur
–Dolayısıyla elde herhangi birisi varsa diğerini tespit etmek mümkün olmaktadır.
–Ancak bazen benzer yapı içeren Ag ile çapraz reaksiyonlar görülebilir.

•Ab-ag birleşmesi kimyasal bir reaksiyondur
Ag-Ak birleşmesi iki basamakta gerçekleşir

•İlk basamakta saniyeler içinde kimyasal birleşme oluşur ve enerji açığa çıkar.
–Burada non-kovalent bağlar
•(Vander Waals, elektrostatik ve hidrojen bağlar) rol oynar.
–Bu olay reversible özellik taşır. Ortamda elektrolit bulunması zorunlu değildir.
•İkinci basamakta, olaylar daha yavaş oluşur. Saatler, günler alabilir. Ortamda elektrolit bulunması gereklidir.
•Birçok bağ oluşur.

•İlk basamakta,
–antikor molekülü kendine özgü olan antijenle saniyeler içinde birleşir ve enerji açığa çıkar. Bu reaksiyon için, ortamda elektrolitlerin bulunmasına gerek yoktur. Ayrıca, antijen veya antikorun tam olması gerekmez. Gözle görünmeyen safadır.
•İkinci aşama yavaş gelişir.
–Dakika ve saatler (günler) içinde oluşur. Enerji açığa çıkmaz veya çok az çıkar. Ortamda elektrolit (Na, Cl, K, Mg, H gibi) bulunmalıdır. Ag ve Ak’un tam olması gerekmektedir. Bu aşamadan sonra sonuç (aglütinasyon, presipitasyon..gibi) gözlenir.

MULTİVALAN
•Antijen yapısındaki maddelerde birden fazla epitop bulunduğundan, bunlar birden fazla antikor molekülünü bağlayabilme yeteneğinde yani multivalandır.
•Epitoplar aynı veya farklı kimyasal yapıda olabilir.
•Bu durumda aynı antijene değişik yapı ve özellikteki antikorlar bağlanabilir.

Ag + Ab birleşmesinde:
•Ag veya Ab tek valanslı olduğunda presipitasyon, kompleman aktivasyonu veya aglütinasyon oluşmaz.
•Bir multivalan antijen + en az iki valanslı antikor gereklidir.
•Bir antikorun antijeniyle bağlanma kuvveti afinite ve avidite kavramlarıyla ifade edilir.

Ag + Ab birleşmesi
•Birleşme uygun oranlar kuralına göre olur.
–IgG’nin 2 Ag bağlama bölgesi olduğundan 2 epitop ile
–IgM’nin 10 Ag bağlama bölgesi olduğundan 10 epitop ile
•Ag-Ab oranları optimum ise bir doyma noktası (eşdeğer bölge) oluşur ve gözle görülür ürünler ortaya çıkar.
•Oysa antikorun (prezon) veya antijenin (postzon) değerinden fazla olduğu durumlarda reaksiyon olmasına rağmen gözle görünür ürünler oluşmaz.

Ag/Ak birleşmesini etkileyen faktörler
• Afinite
• Avidite
• Ag:Ak oranı
• Ag fiziksel formu
148
Q

Affinite

A

Antikor molekülünün bir tek bağlama bölgesi ile bir epitop veya hapten arasındaki bağlanmanın gücü,
•Bir antikor molekülünün tek değerli (monovalan) antijene bağlanma kuvvetidir.

149
Q

Avidite

A
  • Antikor molekülü üzerindeki birçok bağlama bölgesi ile antijen arasındaki bağlanmanın toplam gücü.
  • Bir antikor molekülünün çok değerli (multivalan) antijene bağlanma kuvveti.
  • Avidite kuvveti afinite toplamlarından daha fazladır.
150
Q

Çapraz Reaksiyon (Cross Reaction)

A

1-Kimyasal benzerlik: iki antijenik bileşik, bir veya daha fazla benzer epitopa sahip olabilir.
– aminobenzene karşı oluşan antikorlar—
p-kloroaminobenzen ve p-toludin ile reaksiyon verebilir.
•2-Birbirinin benzeri olmayan iki hücrede aynı epitop taşınabilir
–S. pneumoniae tip XIV — İnsan kan grubu A antijeni
–Streptokoklarla— Miyokard, sinovyal membran
–Klebsiella — HLA-B27,
–E.coli O14 – İnsan kolon mukoza antijenleri,
–T. pallidum — Kardiolipin,

151
Q

Adjuvan

A
  • İmmünojenitesi az olan antijenle birlikte inokule edildiğinde immün yanıtı arttıran, güçlendiren maddelerdir.
  • Bir adjuvan bağlandığı immunojenlere karşı oluşan immun cevabı arttırır fakat immunojenite kazandırmaz.
152
Q

Adjuvan çeşitleri

A

•Alum (aliminyum potasyum sülfat)
•Freunds adjuvanları
–Bunlar antijenin kalış süresini uzatmakta, lokal ve kronik inflamatuar cevabı stimüle etmektedirler
•Sentetik poliribonükleotidler
•Bakteriyel LPS
–Özgül olmayan lenfosit proliferasyonu yaparlar, B lenfositleri stimule ederek antikor cevabını arttırır.

•Tam Freund adjuvanı. Bu adjuvan öldürülmüş Mycobacterium tuberculosis veya Mycobacterium butyricum ile su-yağ emulsiyonunun bir karışımından ibarettir.
•Adjuvan olan diğer bakteriler
–BCG (Bacille-Calmette-Guerin),
–Corynebacterium parvum ve
–Bordetella pertussis
– Mycobacterium’un adjuvan olarak kullanılması antikor oluşumu yanında hücresel bağışıklığı da arttırır.
•Tam olmayan Freund adjuvanı: Antijen,

153
Q

Adjuvan etkisi

A
  • İmmunojenlerin çabuk ve özgül olmayan eliminasyondan korunması
  • İmmunojenlerin verildiği yerde depolanması
  • Uzun süreli immun cevap oluşması
  • Ko-stimülatör sinyalin arttırılması
  • Granülom oluşumunun indüklenmesi
  • Lenfosit proliferasyonunun stimülasyonu
154
Q

Kimyasal Özelliklerine Göre Antijen Sınıflandırılması

A

•Karbohidrat’lar (polisakkaritler): Polisakkaritler, daima olmasa da potansiyel olarak antijeniktirler.
•Bunlar;
–Saf polisakkarit veya
–Protein ve lipidlerle bileşik halde bulunabilirler.
–Hücre yüzeyindeki glikoproteinler, proteinlerle bileşik halinde bulunmasına bir örnektir.
–Saf polisakkarit antijenine örnek olarak pnömokok kapsülü verilebilir.
–Saf polisakkaritler T hücrelerine bağımlı olmadan B-lenfosit uyarımı yapar ve yalnızca IgM tipi antikor oluşumunu sağlar.

Lipidler:
Genellikle immunojenik değildir. Fakat protein bir taşıyıcıya bağlanırlarsa, immun cevabı indükleyebilirler.
–Hapten özelliği
•Canlı dokuda bulunan fosfatid ve glikosfingolipidler hapten olarak fonksiyon görürler.

Nükleik asitler:
•Zayıf immunojendirler. Protein taşıyıcılara bağlandıklarında immunojenik olurlar.
– Sistemik Lupus eritematosuslu hastalarda anti-DNA antikorları oluşmaktadır

Proteinler:
•Diğer yapılara göre daha güçlü antijeniktir.
•Genelde birçok determinantı olan antijenlerdir.
•Homopolimerler enjekte edildiğinde antikor oluşturmazlar.
•Molekül üzerindeki grupların farklılığı antijeniteye yardım eder.
•B ve T lenfositlerinin her ikisini de uyarırlar

155
Q

Filogenetik Yakınlığa Göre Antijenler

A

•Heterofil Antijenler: Birbirleriyle genetik olarak ilişkisi olmayan türler arasında çapraz reaksiyonların meydana gelmesine yol açan antijenlere heterofil antijenler denir.
–Forssman antijeni.
–Mikroorganizmalar arasındaki antijenler
•P. vulgaris—Riketsiyalar
•Trichinella spiralis, bazı Gr (-) bakteriler,
•Pneumococcus’lar ve Bacillus anthracis de bulunur.

•Otoantijenler: Vücudun kendine ait antijenleridir.
–Normal şartlar altında bu antijenlere karşı organizmada immun cevap oluşmaz
–Fiziksek, kimyasal ve biyolojik faktörlerin önemi var
– Bu durum otoimmun hastalıklarda önemlidir.

•Alloantijenler (Izoantijenler): Kalıtsal yapı bakımından birbirlerine çok yakın olan aynı türdeki canlılarda oluşmuş, ayrı yapıdaki antijen maddeleridir.
–Kan grubu antijenleri,
–Doku uyumu antijeni (HLA),
–Nötrofil antijenleri,
–Trombosit antijenleri

•Hetero Antijenler: Kalıtsal yapı bakımından birbiriyle ilişkisi olmayan canlıların, karşılıklı antijenik özellik gösteren maddeleridir.
–Tavuk X insan proteinleri gibi.

156
Q

Mikroorganizmaların Antijenleri

A

•Bakterilerde bulunan antijenik özellikteki belli başlı maddeler şunlardır:
a- Kirpik ve fimbriyalar
b- Kapsül
c- Hücre duvarı
d-Hücre dışına salınan enzim ve toksinler
e- Spor antijenleri

157
Q

Kirpik ve fimbrialar

A
  • Protein yapıdadırlar.
  • Protein molekülü monomer halde ise antijenik değildir
  • Yalnızca hareketli bakterilerde vardır.
  • Bunlara “H” antijeni denir.
  • Isıya, asitlere ve alkole duyarlı, formole dirençlidirler.
  • IgG tipi antikor oluşumunu sağlarlar
158
Q

Kapsül

A

•Patojenezde önemli rol oynamaktadır.
•Genellikle polisakkarit yapıda olmakla birlikte;
–S.salivarus’da levan-fruktoz,
– Bacillus anthracis’de polipeptid,
– Streptococcus pyogenes’de hiyalüronik asit
Streptococcus pneumoniae, Haemophilus influenzae gibi bazı bakterilerin serotiplere ayrılmasında kullanılmaktadır.
K antijeni, Vi antijeni…