arise Flashcards

(393 cards)

1
Q

arise out

A

den ortaya çıkmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

baptism

A

vaftiz

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
3
Q

infant

A

bebekkenki

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
4
Q

bear arm

A

silah altına girmek; silah taşımak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
5
Q

persecute

A

zulmetmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
6
Q

stricter adherence to

A

sıkı adama/bağlılık

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
7
Q

provider

A

sağlayıcı

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
8
Q

health care providers

A

sağlık kuruluşları

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
9
Q

remedies

A

ilaçlar

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
10
Q

remedy

A

ilaç

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
11
Q

personal savings

A

bireysel tasarruf)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
12
Q

emphasize

A

vurgulamak altını çizmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
13
Q

procurement

A

tedarik

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
14
Q

In particular

A

özellikle

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
15
Q

shape

A

biçimlendirmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
16
Q

embrace

A

kapsamak; kucaklamak; benimsemek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
17
Q

the part and parcel of

A

‘nın en temel kısmı

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
18
Q

analogous to

A

kıyas edilebilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
19
Q

distinctive

A

ayrışık

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
20
Q

interactions

A

etkileşimler

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
21
Q

nevertheless

A

yine de

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
22
Q

denote

A

anlamına gelmek; belirtmek;simgelemek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
23
Q

inimical

A

zararlı

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
24
Q

panoply of

A

panoply : zırhlı : tüm genişliğiyle; bütüncül boyutuyla ; Spektrum von

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
25
interconnectedness
karşılıklı bağlılık
26
reciprocal
karşılıklı
27
Foremost among these
tüm bunların başında
28
founders
kurucular
29
Left on their own
kendi haline bırakılırsa
30
fall apart
ayrışmak
31
run down
verimi düşmek kuvvetten düşmek
32
become inert
get deaktiviert
33
equilibrial
dengeli
34
implication
intiba
35
continuity
devamlılık
36
bound up with
bağlı olmak
37
cut off from
abgrenzen abschneiden 'den bağını kesmek
38
convenience
fayda
39
unintentionally
istemeden
40
competition
yarışma
41
derive
türemek çoğalmak farklı farklı şekillerde
42
yield
1: ürün vermek 2: give 3: vermek sağlamak
43
seemingly
zahiren
44
density
yoğunluk
45
connectivity
bağlanabilirlik
46
overall
baştanbaşa uçtan uca
47
ranging from
den başlayarak sıralamak
48
cognitive
bilişsel
49
panoply of biological features
bilişsel özelliklerin büyüklüğü çerçevesi bütünlüğü
50
draw fire
(eleştiri) yağmuruna tutulmak
51
correlate with
ilintilendirmek
52
legitimacy of
yasallık yerindelik
53
trait
özellik
54
yield insights into
bakış açısı sağlamak
55
grapple with
ile uğraşmak boğuşmak
56
make sense of
i kavramak
57
cautious about
'hakkında hususunda ihtiyatlı
58
insights
sezgi
59
The Scope Of
'nın kapsamı
60
take in
hinnehmen kabullenmek içine kabul etmek almak
61
cut off
ilişiğini kesmek
62
elude
akıldan çıkmak
63
suggest
öne sürmek
64
shunning
sakınma
65
obtain
get
66
emphasize
vurgulamak
67
embrace
kucaklamak 2: benimsemek
68
interaction
etkileşim
69
coin
ilk defa kullanmak bulmak
70
struggle
mücadele etmek
71
violate
çiğnemek
72
dissolution
störung
73
bound up
birleştirmek
74
dump
1: boşaltmak 2: çöplük 3: fiyatları kırmak
75
awakened
farkına varılan
76
overcome
üstesinden gelmek
77
feel as
e gibi hissetmek
78
imprint
baskı
79
gaze at
'e gözünü dikmek
80
compassion
şefkat
81
compassionate
merhametli
82
unpredictable
öngörülemeyen zamanlar
83
trouble
sıkıntılı
84
recede
geri çekilmek
85
attract interest
ilgi çekmek
86
get out of
dan uzaklaşmak
87
delicate
hassas
88
alleviate
bastırmak
89
glue to
bir şeye bakakalmak
90
find out
keşfetmek
91
provide
sağlamak
92
pose risk
risk oluşturmak
93
uninhabitable
uygunsuz hale gelmek
94
escalate
eksilmek
95
deep impact on
derin etki etmek
96
come across
karşılaşmak
97
in response to
'e karşılık olarak
98
literally
harfiyen
99
unveil
kendini ortaya koymak
100
ascent from Y toX
den e ye yükseliş
101
a gradual evolutionary ascent
kademeli evrimsel yükseliş
102
exception
istisna
103
except
X hariç
104
hold
bir fikri tutmak kabul etmek
105
gratidude
şükranlık
106
they also Marty should be regarded with gratitude for all that they accomplished
şehitlerin başardıkları her şey için onları şükranla anlama gerekir.
107
encumber
engellemek
108
customary
alışkanlık gelenek
109
distinguish
ayırt etmek
110
preoccupation
Meşgale
111
presume
varsaymak
112
excel
kendini göstermek sivrilmek
113
smart kids excel immediately in the classroom
zekiler kendini sınıfta direkt gösterir.
114
take (tales) of Y back
Y bin X'ini(hikayeleri) alıp geriye taşımak
115
figure out
düşünüp çıkarmak nachdenken
116
seek
aramak
117
wisdom
bilgelik
118
break smb down into
'i e'ye ayırmak
119
build up
kurmak
120
break down
parçalara ayırmak yıkmak
121
reflect on
üzerine düşünmek
122
reflect
yansıtmak
123
go on
olup bitmek sürüp gitmek
124
be worked out
çözülmek
125
by what
aracılığyla
126
opinion
kanaat
127
give a reason
sebep vermek
128
between
2 kişi arasında
129
among
2 den fazla kişi arasında
130
the cosmos
the (!!!!) evren
131
yield sights
give infos
132
undergird
alttan desteklemek
133
propose
teklif öneri sunmak
134
reflect on
tefekkür etmek
135
regard with
ile görülmek
136
of a X
bir X hakkında
137
to be aware of
'nın farkında olmak
138
modest
mütevazi
139
indicate
göstermek; ipi ucu vermek
140
over
boyunca
141
inventive
icatçı icatsal (adj)
142
fascination
hayranlık
143
commitment to
e adanmışlık
144
pass out
dağıtmak
145
be treated
muamele etmek
146
culminate
olayların bir araya gelip sonuç vermesi
147
a testament to
gösterge Sahit şahitlik vaasiyetname
148
disseminate
kötü yalan haber yaymak
149
after
benzer şekilde
150
work through
halletmek çözmeye çalışmak
151
one wonder if
acaba
152
somewhere deep down
derinlerde bir yerlerde
153
have resonance for people
insanların bam teline vurmak
154
thought
düşünce
155
thinking
düşünme
156
thorough
bütün
157
through
aracılığıyla ; içinden
158
though
gerçi
159
on events in time
zamandaki olaylar
160
convey
(to) iletmek
161
by the time
'ken kan ;'dığıncaya kadar ; gelinceye kadar
162
appropriotely
duruma uygun olarak
163
approximately
yaklaşık olarak
164
differ in (many ways)
bir çok şekilde ayrılmak
165
intervention
müdahale
166
remediation
iyileştirme
167
since
because
168
simplify
kolay biçimde
169
discourse
sohbet nutuk
170
indisputable
tartışılmaz
171
intercorporate
birleştirmek; birleşmek; şirketler arası
172
admit
itiraf etmek confess
173
condition
durum şart vaziyet
174
it goes without saying that
söylemeye dahi gerek yok ki;
175
contiuum
süreklilik
176
at one end of
X'in bir ucunda
177
chattel
taşınabilir eşya
178
ensoul
tekrar canlandırmak
179
in the way that
e gibi şeklinde
180
enslave
köle yapmak
181
subsequently
daha sonradan
182
reliable
güvenilir
183
figures
rakamlar
184
exceed
ifrata kaçmak
185
census
nüfus sayımı
186
put out
estimate
187
credibility
inanabilirlik
188
vary
değişiklik göstermek
189
disquiet
huzursuz etmek ; (noun) huzursuzluk
190
admire
hayret etmek
191
considerable
hatrı sayılır
192
supposedly
sözde
193
enlightened
aydınlatılmış
194
recognition
kabul
195
at any one time
herhangi bir zamanda
196
making ends meet
über die Runde kommen
197
aspire
can atmak; hevesli olmak
198
afford
parası yetmek leisten
199
fellow
(noun) hemcins; eşit seviyedeki kimse ; (adj)emsal
200
leading case
emsal karar
201
admire
hayret etmek
202
considerable
hatrı sayılır
203
supposedly
sözde
204
enlightened
aydınlatılmış
205
recognition
kabül
206
whereas
madem ki
207
drawn on
faydalanmak
208
interact
karşılıklı etkileşmek
209
will
1: istek 2: vasiyet
210
quid
yönlendirmek
211
engage
birbirine geçmek
212
disobey
itaat etmemek
213
accuracy
Kusursuzluk
214
inaccuracy
kusur
215
decent
münasip
216
be compromised
yanıltılmak ; negatif etkilemek
217
compromise
uzlaşmak
218
attempt
çaba sarfetmek
219
accurate
hassas
220
well-to-do
tuzu kuru
221
change over
tümü ile değişmek
222
constant
sabit
223
nurture
besleme
224
in accounting for
'nın hesaplaması
225
and yet
ama fakat
226
make much use of
faydalanmak
227
examine
incelemek
228
pattern
kalıp
229
from above
yukarıdan; Gökten ; Allahtan
230
sustain
sürdürmek
231
expand
genişletmek
232
expand the horizon
erweitern Horizont ufkunu genişletmek; become or make larger or more extensive(genişlemek büyümek)
233
present
bulunmak 2: teşhir etmek
234
inquiry
soruşturma
235
at once
defahaten
236
disorder
kargaşa
237
succeed
1: achieve the desired aim or result. 2: take over a throne, office, or other position from.
238
manner
usul yol yöntem
239
endeavour
1: çabalamak 2: çaba
240
state of
yerin hali
241
violate
ihlal etmek
242
fall apart
parçalara ayırmak
243
run down
``` başkasının küçük düşürmek 2:kuvvetten düşmek 3:süzülmek 4:düşmek (bir yerden) He ran down the stairs as I arrived ```
244
tend
eğilimli olmak
245
equlibrial
dengeli
246
dissolution
çözünme
247
cruel
zalim
248
vastly
genişçe
249
far more likely
çok daha olası
250
the reverse
ters (isim)
251
implication
ima
252
in astate of
e durumunda
253
flux
akıtmak
254
transition
geçiş intikal
255
x of the time
zamanın x'i
256
frame of
X in drumu
257
be bound up
e ile ilişkili
258
drink up
dibine kadar içmek
259
dump
indirmek 2: çöp dökmek 3: damping yapmak 4: döküm almak
260
description
açıklama
261
for a century
neredeyse bir asırdır
262
yield
teslim olmak 2: kazanç sağlamak 3: ram etmek
263
clue
ipucu
264
broad
engin geniş esas
265
swath
biçilmiş ot (a row or line of grass, corn, or other crop as it falls or lies when mown or reaped. "if the day is windy, the swathes should be high and narrow") 2:şerit (a broad strip or area of something. "vast swathes of countryside")
266
swing
sallamak (move or cause to move back and forth or from side to side while suspended or on an axis. "her long black skirt swung about her legs") 2: sallanmak (we swung across like two trapeze artists) 3: (noun)salıncak ; 4salınım
267
counterpart
mevkidaş/ akran
268
initially
başlangıçta/ ursprunglich
269
ensuing
folgend; anschließend ; ensue: betice olarak husule gelmek
270
overtime
fazla mesai | 2: zamanla
271
emerge
entstehen
272
after the update new problems emerged
update sonrası yeni problemler oluştu
273
emergence
oluşma Entstehung
274
define
definieren
275
at the down of
'ın şafağında
276
seemingly
zahiren
277
judging
yargılama
278
reverse
The company reversed some of its policies to save money
279
weight
ağırlık yapmak
280
predict
vorhersagen
281
communality
Müştereklik
282
connectivity
bağlanırlık
283
far from settled
???
284
cue
işaret | 2:işaret etmek
285
at times
bazen sometimes
286
taint
lekelemek
287
as recently as 2000
daha 2000 yılında ( geçenlerde der gibi bir anlamı var )
288
suggest
one sürmek | 2:put forward
289
shunning
toplum dışına itmek
290
not much ... as...
I'm not so much angry as sad Üzgün olduğum kadar kızgın değilim...
291
Those of ...
önceki çoğul özneye yada nesneye atıf anlama göre anla!
292
founding fathers
kurucu babalar
293
to fund
fonlamak
294
to found
kurmak
295
quite
epeyce ; oldukça
296
quick
hızlı süratli
297
units of time
zamanın ölçü biçimi
298
approaches to
e bakış açısı yaklaşım
299
panoply of
'ın yelpazesi
300
at once
aynı anda
301
in fact
aslınd
302
fact
hakikat
303
amid
arasında ; sonrasında aşırılık bildiren bir ifade gelir
304
sense
bağlam Hinsicht
305
As he put it
onun ifade ettiği gibi
306
something old
something which is old: eski olan bazı şeyler
307
implication
sonuç
308
somewhat
gibi gibi
309
over lyrically
aşırı lirikal
310
assemble
bir araya gelmek getirmek
311
lunar
kameri
312
tie
bağlamak
313
tie in
ilişki kurmak
314
tie in with X
X ile ilişkili olmak/ ilişki kurmak
315
administrative
idari
316
inevitable
kaçınılmaz
317
leap- year-day
artık gün
318
amend
tadile gitmek ;ıslah etmek
319
the reach
menzil
320
excel
to do something extremely well
321
immense
extremly large; çok büyük
322
populace
avam
323
column
sütun
324
testament
vasiyetname
325
endure
dayanmak
326
remain
geriye kalmak
327
reminder
anımsatıcı
328
in there
bu hususta ; onun içinde ; o yönden içeriye doğru
329
delicate
nazik
330
uppermost
en üst kısım
331
carve
oymak
332
reeed
kamış
333
lotus
nilüfer
334
brightly
ışıl ışıl
335
impress
etkilemek
336
on display
gösterimde/sergi de
337
highlight
emphasize
338
widespread
yaygın
339
to beginn with
evvela
340
tension
tevettür gerilim
341
upsholter
döşemek; donatmak; kumaşla kaplamak (özel genel anlam farkı var)
342
scene
sahne (sin diye okunur)
343
convenience
kolaylık
344
be underway
yolda olmak
345
real
gerçek esas
346
on stage
sahnede
347
attempt
teşebbüs etmek; try ; Endeavour; striving (çaba göstermek mücadele etmek);
348
aim
amaçlamak
349
jot
not düşmek
350
venture
(verb) cüret etmek; tehlikeye atmak ; dare to do or say something that may be considered audacious (often used as a polite expression of hesitation or apology). (noun) undertake a risky or daring journey or course of action.
351
hesitation
tereddüt veya isteksizlik ; doubt or reluctance. | "I have no hesitation in recommending him"
352
jut out
çıkıntı olmak; diğer şeylere kıyasen onde durmak
353
jot
not düşmek
354
Measure for Measure
kısasa kısas
355
remedial
iyileştirici
356
fortune
1talih; 2Servet
357
utterly
tamamen, düpedüz
358
as V+ing
e olarak
359
home in on
nokta atışı bir şeyi bulmak
360
it turns out
öyle anlaşılıyor ki
361
anyway
nasılsa
362
yield (as a noun)
ürün mahsül
363
modaların üstünlükleri could ?vs.? can
could < can < should < must < have to
364
bright under
e altına götürmek getirmek
365
acquisition (noun ) verdi nasıl ?
acquire
366
convey
iletmek
367
remedition
ıslah
368
intervention
müdahale
369
utterance
ifade kavil sözce söyleme, piyasaya sürme
370
regard
' saymak 2: hesaba katmak
371
X beyond
'nın ardında 2: ötesinden
372
regard as
e gibi görmek
373
regard to
hesaba katmak
374
regard
öyle görmek
375
draw on
yaslanmak ; 2: faydalanmak
376
meanness
cimrilik acımazlık
377
you are a mean
acımasızsın
378
in the years ahead
önümüzdeki yıllarda
379
conducte
yürütmek
380
disrupt
aksatmak
381
disturb
rahatsız etmek
382
glimpse
anlık bakış
383
glue to
yapıştırmak
384
tin
korserve
385
tinned food
konserve yiyeceği
386
set of
body of X grubu
387
virtually
neredeyse
388
rector
bölge papazı
389
dekan
baş papaz
390
priester
papaz
391
overall
genel
392
settled
çözüme kavuşturulmuş olma
393
as verb V3
tığı gibi şekliyle