Latein 1 Flashcards
(286 cards)
1
Q
serva, ae , f
A
(die, eine) Sklavin
Köle (Kadın)
2
Q
est
Polyxena serva est.
A
er, sie, es ist; befindet sich
-dır, -dir
Polyxena ist Sklavin.
Polyxena köledir.
3
Q
patria, ae, f
Patria Polyxena est Graecia.
A
Heimat
Vatan, memleket, yurt
Die Heimat Polyxenas ist Griechenland.
Polyxena’nın vatanı Yunanistan’dır.
4
Q
Graecia, ae, f
A
Griechenland
Yunanistan
5
Q
suus, a, um
A
sein, ihr
kendi, kendisinin, kendilerinin
6
Q
valde (Adverb)
Valde gaudeo
A
sehr: Çok, pek
Ich freue mich sehr.
Çok memnun oldum.
7
Q
desiderare
A
sich nach etw. sehnen: -i aramak, -i özlemek, -i istemek
begehren: istemek
verlangen: istemek
aramak, özlemek, istemek,
8
Q
nunc
A
jetzt, nun
şimdi
9
Q
enim
Nunc enim
A
denn: Çünkü, zira
nämlich: yani
Denn jetzt
10
Q
in + ablativ
in animo
A
in, an, auf (auf die frage: Wo? (nerede ?)
-de, -da, in yanında
in das Gebiet: aklında
11
Q
fundus, i, m
in fundo
A
der Grund: Yer, toprak
Boden: Yer, toprak
Landgut : Çiftlik
auf einem Landgut: Çiftlikte
12
Q
prope + Akk.
A
nahe bei,
nicht weit von
beinahe (adverb)
13
Q
Roma, ae, f
A
Rom
14
Q
situs, a, um
A
gelegen (Adj.): Uygun bulunan
befindetlich:
15
Q
laborare
A
arbeiten: Çalışmak
leiden an etw.: -den acı çekmek
16
Q
Helvius, i, m
A
Helvius Cinna (Freund Caesar)
17
Q
Romanus, i, m
A
der Römer: Romalı
18
Q
Romanus, a, um
A
römisch: Roma, Romalı
19
Q
possidere, eo
A
besitzen: sahip olmak
20
Q
et
A
und
auch : -de/-da, dahi
21
Q
dominus, i, m
A
Der Herr : Sahip
22
Q
domina, ae, f
A
Die Herrin: Sahibe, Hanımefendi
23
Q
etiam
A
auch: -de/-da, dahi
sogar: hatta, bile
24
Q
servus, i, m
A
der Sklave
Köle (erkek)
25
multi, ae, a
Ita Caesar multos viros amisit.
viele: çok, fazla, pek çok
So hat Caesar viele Männer verloren.
Böylece Caesar birçok adamını kaybetti.
26
hodie (Adverb)
heute
Bugün
27
cuncti, ae, a
alle
Bütün, tüm
28
legatus, i, m
der Legat:
der General: General
der Gesandter: Elçi
29
amicus, i, m
der Freund
Arkadaş (erkek)
30
amica, ae, f
die Freundin
Arkadaş (Kız)
31
bonus, a, um
gut : iyi
32
exspectare
Iam diu te exspectamus.
erwarten: Ummak, beklemek
warten auf: gözlemek, beklemek, kollamak
Schon lange warten wir auf dich.
Uzun zamandan beri seni bekliyoruz
33
nam
denn: çünkü
| nämlich: yani, demek
34
post + Akk
nach: sonra , -e /-a (İstanbul'a ...)
hinter: -in arkasında
35
pugna, ae, f
der Kampf: kavga, dövüş, mücadele
| die Schlacht: meydan savaşı
36
pugnare, o
kämpfen: savaşmak, çarpışmak
37
e, ex + Abl
aus: -den/ -dan
aus......heraus: -in içinden
infolge von: -den dolayı
38
Gallia,ae, f
Gallien
39
venire, io
kommen: gelmek
40
itaque
und so: ve bundan dolayı, falan
| daher: bundan (ondan) dolayı
41
stare, sto
stehen: durmak, olmak, bulunmak
42
ad + akk
Properate ad sacellum
zu: -de/-da, -e/-a
bei: -de, -in yakınında
an: -de, -in yanında
Eilt zum Heiligtum
Kutsal yere koş
43
porta, ae, f
das Tor: büyük kapı
| die Tür: kapı
44
circumspectare, o
umherschauen: etrafına bakmak
| sich umschauen: arkasına bakmak, bakınmak
45
quando?
wann?
Ne zaman?
46
ubi?
wo?
Nerede?
47
manere, eo
bleiben:
kalmak, bulunmak, oturmak
48
iam
schon: çoktan, bile, önceden
bereits: daha şimdiden,
49
diu
lange: süre
| lange Zeit: Uzun zaman
50
te
dich: Seni
51
subito
plötzlich : Ani, beklenmeyen
52
videre, eo
sehen: -i görmek, -i seyretmek
erblicken: -i görmek
53
salutare
begrüßen: Selamlamak, karşılamak
54
salve! salvete!
sei gegrüßt!
seid gegrüßt!
55
tandem
endlich: Sonunda
schließlich: nihayet
56
adesse, adsum
anwesend: mevcut, hazır
da sein: hazır olmak
helfen: yardım etmek
57
gaudere, eo
sich freuen : memnun olmak
58
quod
weil: Çünkü
dass: -diğini/-diğine, -eceğini/-eceğine
59
magnus, a, um
groß: büyük
wichtig: önemli
bedeutend: önemli
60
salvus, a, um
heil: sağlam, bozulmamış
gesund: sağlam, sağlıklı
unversehrt: sağlam
61
nobis (dativ)
uns: bize
62
ante + Akk
vor
63
oculus, i, m
das Auge: Göz
64
laetus, a, um
froh: neşeli, sevinçli
fröhlich: sevinçli, neşeli
65
deus, i, m
der Gott : Tanrı
66
Dea, ae, f
die Göttin: Tanrıça
67
gratia, ae, f
der Gefallen: iyilik
der Dank: Teşekkür, Minnettarlık
die Beliebtheit: sevilme, rağbet
68
debere, eo
etw. schulden: bir şey borçlu olmak
verdanken: bir şey borçlu olmak
(mit infinitiv) müssen: -meye mecbur olmak
69
respondere, eo
antworten: cevap vermek
erwidern: cevap vermek
70
ego
Ich: Ben
71
quoque
auch: de/da, dahi
72
beatus, a, um
froh: neşeli, sevinçli
glücklich: talihli, şanslı
73
mihi (Dativ)
Mir : Bana
74
licet (mit infinitive)
es ist erlaubt: izinli
75
tantus, a, um
so groß: çok büyük
76
meus, a, um
mein: Benim
77
tum
da:
dann: bunun üzerine, ondan sonra
damals: o zamanlar
darauf: bundan sonra, üzerinde, üzerine
78
filia, ae, f
die Tochter: Kız çocuk
79
Filius, i, m
der Sohn: Erkek çocuk
80
vocare
rufen: seslenmek
nennen: bahsetmek
81
convocare
zusammenrufen: -i toplamak
82
puella, ae, f
das Mädchen: Kız
83
rogare, o
fragen: sormak
bitten: rica etmek
84
hic
hier: burada
85
quis?
Wer? : Kim?
86
quid?
Was? Nasıl?
87
imperare, o
befehlen: emretmek
anordnen: emretmek
anfordern: -i talep etmek
88
periculasus, a,um
gefährlich: tehlikeli
89
vobis (dativ)
euch: size
90
properare, o
eilen: acele etmek
| (mit inf.) sich beeilen: adele etmek
91
ibi
dort: orada
92
ara, ae, f
der Altar: Sunak
93
ornare, o
schmücken: süslemek
| ausstatten: techiz etmek, donatmak
94
immolare, o
opfern:kurban etmek, feda etmek
| ein opfern darbringen:
95
adhibere, eo
anwenden: uygulamak
hinzuziehen: başvurmak
96
clamare, o
rufen: bağırmak, seslenmek
97
exclamare, o
ausrufen: haykırmak
98
quid novi (est)?
Was gibt es Neues?
| Ne var ne yok?
99
valere, eo
gesund: sağlıklı
stark sein: güçlü, kuvvetli olmak
gelten: geçerli olmak, yürürlükte olmak
100
tacere, eo
schweigen: Susmak
| stiil sein: sessiz olmak
101
pergere, -o, perrexi, -erectum
Quintius pergit:
fortfahren: ayrılıp gitmek
fährt Quintius fort: Quintus ayrılıp gitti:
102
Aliquando
einmal: bir kere, bir kez, bir defa
einst: eskiden
103
caedere, -oü cecidi, caesum
fällen: kesmek
schlagen: yere sermek -i
töten: öldürmek -i
104
materia, ae, f
das Bauholz: Kereste
das Stoff: Madde
das Material:Madde
105
asportare
wegshaffen: (ortadan) kaldırmak, alıp götürmek -i
mitnehmen: yanına almak, (beraberinde) götürmek -i
106
alii..........alii
die einen...............die anderen
107
locus, i, m
der Ort: Yer
die Stelle: Yer
der Platz: Yer, alan
die Gelegenheit: fırsat
108
idoneus, a, um
geeignet: ugun, elverişli, yetenekli (kişi)
passend: ugun, elverişli
tauglich: yararlı, elverişli, kullanışlı
109
vallum, i, n
der Wall: set, bent
| Verschanzung:
110
fossa, ae, f
der Graben: hendek
111
munire, -io, -ivi, -itum
sichern: sağlamlaştırmak
befestigen: sağlamlaştırmak
anlegen: tertip etmek, hazırlamak
112
milites,
Soldaten: Askerler
113
gladius, i, m
Schwert: Kılıç
114
scutum, i, n
der Schild: kalkan
115
pilum, i, n
Wurfspieß: mızrak
116
humi (lokativ)
auf dem Boden (toprak)
117
iacere, eo, iacui
liegen: yatmak, yatay durmak, bulunmak
118
subito
plötzlich: aniden, beklenmeyen
119
clamor, oris, m
das Geschrei: bağrışma, çığlık, haykırış
| der Lärm: gürültü, patırtı
120
undique
von allen Seiten: her taraftan, her yandan
| von überall her:
121
hostis, is, m
der Feind: düşman
| Staatsfeind: devlet düşmanı
122
hostes
die Feinde: Düşmanlar
123
currere, -o, cucurri, cursum
laufen: koşmak
124
pauci, ae, a
wenige: birkaç, az
125
arma, -orum, n
Waffen: Silahlar
| Ausrüstung: techizat
126
capere, -io, cepi, captum
fangen: tutmak, kapmak, yakalamak
fassen: almak, kapmak, tutmak -i
ergreifen: kapmak, tutmak, yakalamak
einnehmen: almak, fethetmek
127
statim
sofort: derhal, hemen
| auf der Stelle: tez elden, çabucak
128
proeleum, i, n
der Kampf: mücadele, dövüş
das Gefecht: çarpışma, muhabere
die Schlacht: meydan savaşı
129
committere, -o, -misi, -missum
beginnen: başlamak
begehen: işlemek, -i yapmak
anvertrauen: emanet etmek
130
stare, sto, steti
stehen: durmak, olmak, bulunmak
bestehen: geçmek, -i kazanmak
131
verteidigen
verteidigen: -i savunmak
132
proelium committere
savaşa başlamak
133
ubi (düz cümle içerisinde)
ki orada
134
quamquam
obwohl: -diği halde, -mesine rağmen
obgleich:
135
summus, a, um
der höchste: en yüksek
grosste: en büyük
oberste: en yüksek
136
vis, vim, vi f (Pl. vires)
viribus (pl. Dativ - Ablativ)
die Kraft: güç, kuvvet
die Gewalt: güç, kuvvet
Pl.: Kräfte
137
studere, -eo, studi(m. inf.)
sich bemühen: zahmet etmek, gayret etmek
streben: gayret göstermek, çabalamak
etwas betreiben: -i işletmek , -i yapmak
138
pellere, -o, pepuli, pulsum
vetreiben: defetmek, kovmak, atmak
schlagen: -e vurmak, -i dövmek
stossen: itmekk, kakmak, dürtmek
besiegen: yenmek, alt etmek
139
nonnulli, ae, a
einige: birkaç, birkaçı
manche: bazısı, bazıları
140
occidere, -o, occidi, occisum
niederschlagen: -i yere sermek
| töten: -i öldürmek
141
plerique, pleraeque, pleraque
die meisten: Çoğu
| die meisten Menschen: İnsanların çoğu, çoğu insanlar
142
autem
aber: Fakat, ama
143
effugere, -io
fliehen: -den kaçmak
entkommen: -den kaçıp kurtulmak
144
sequi, -or, secutus sum (m. Akk )
folgen: -i takip etmek, -in arkasından gitmek
verfolgen: izlemek
145
in + Akk
in patriam
in:
gegen: -e karşı
in ihre Heimat : vatanına
146
finitimus, a, um
benachbart: komşu
| Nachbar (Substant.): komşu
147
regio, onis, f
die Region: Bölge
die Gegend: Bölge, taraf, yer
das Gebiet: Bölge, Çevre
148
abdere, , -o, abdidi, abditum
verbergen: gizlemek, -i saklamak
verstecken: gizlemek, -i saklamak
149
tunc
dann: Bunun üzerine
darauf: Bundan sonra
150
cum + Abl
| cum militibus
(zusammen) mit: ile birlikte
| askerler ile birlikte
151
cum + Ind
immer wenn: -dikçe
sooft: -dikçe
als plötzlich:
indem: -erek/-arak, -irken ( Bunu söyleyerek)
152
cum + Konj.
als: -diği zaman, -rken
weil: çünkü, -diği için
obwohl: -diği halde, -mesine rağmen
153
castra, orun, n
das Lager: depo, ambar
154
collocare
aufbauen: yapmak, inşa etmek
aufstellen: koymak, sıralamak, yerleştirmek
errichten: yapmak, örmek (duvar), -i kurmak
ansiedeln: yerleştirmek
155
ac, atque
und (auch)
156
ita
so: böyle, şöyle, öyle
| auf diese Weise: böylece, bu şekilde,
157
officium, i, n
die Pflicht: görev, ödev, borç
die Dienst: hizmet, servis, görev
Pflichtgefühl:
158
dux, ducis m
der Führer: önder, başkan, kılavuz
der Anführer: elebaşı
Feldführer: saha önderi
159
praestare, -sto, -stiti + Akk
erfüllen: yerine getirmek -i
leisten: yapmak, becermek
verrichten: yapmak, yürütmek
160
praestare, -sto, -stiti + Dat.
sich auszeichnen vor: kendini göstermek
| übertreffen: aşmak, bastırmak, geride bırakmak
161
Subito clamorem audivimus
Plötzlich hörten wir das Geschrei : aniden bagirismalari duyduk.
162
Indikativ Imperfekt (muniebant, cogitabamus.... Vb.)
>
Caedebant
Präteritum a cevrilecek almancadaki.
| Caedebant:
163
Iter facere
Marschieren : yurumek
164
posteri, orum, m
Nachkommen: sonradan gelmek
165
posterus, a, m
der nächste: (birlikte yaşanılan) insan
| folgende: ertesi, ondan sonraki
166
dies, diei, m
Tag: gün, gündüz
167
frater, fratris,
Bruder: erkek kardeş
168
villa, ae, f
das Landhaus: sayfiye
| das Landgut: çiftlik
169
relinquere, -o, relinqui, relictum
zurucklassen: (geriye) bırakmak -i
verlassen: bırakmak, terk etmek, evden çıkmak (das Haus verlassen)
übriglassen: hepsini bitirmemek
170
aliquot
einige: birkaç, bazıları
171
hora, ae, f
die Stunde: Saat
172
post (adverb)
später: (daha) sonra, sonradan
| danach: bundan sonra, sonradan,
173
urbs, urbis, f
die Stadt: şehir, kent
174
moenia, ium, n
(Stadt)mauern: Şehir surları
175
accedere, o, -cessi, -cessum
herankommen: yaklaşmak
-rücken:
sich nähern: yakınlaşmak
176
negotium, i, n
das Geschäft: iş, dükkan, mağaza
die Aufgabe: ödev, görev
die Tätigkeit: etkinlik, faaliyet, hareket
177
contendere, -o, -tendi, -tentum
eilen: koşmak, acelesi olmak
kämpfen: savaşmak, çarpışmak
(m.Inf.) sich beeilen: acele etmek
178
res,rei, f
die Sache: Şey, Eşya, iş, mesele
der Besitz: Mal, mülk
die Angelegenheit: İş, mesele
pl: Verhältnisse: şartlar, koşullar
179
gerere, -o, gessi, gestum
tragen: -i taşımak, -i desteklemek
ausführen: gerçekleştirmek -i
verrichten: yapmak, yürütmek
180
animus, i, m
der Geist: zihin, akıl, zeka, ruh
die Gesinnung: görüş
die Stimmung: ruh hali
der Verstand: akıl, us, zeka
181
Ita
so: böylece, böyle, öyle, şöyle
| auf diese Weise: böylece
182
iussu
auf Befehl: -in emriyle
183
iis
ihnen: size, onlara
184
puer, i, m
der Junge: oğlan, erkek çocuk
| Knabe:
185
plenus, a, um (m.Gen.)
voll von:
186
admiratio, onis, f
die Bewunderung: hayranlık
das Staunen: hayret, şaşkınlık
die Verwunderung: şaşkınlık, hayret
187
monumentum, i, n
das Denkmal: Anıt
Erinnerungszeichen:
das Andenken: Hatıra
188
regina, ae, f
reginae urbium
die Königin: Kraliçe
der Könnigin der Städte: Şehirlerin kraliçesinin
189
spectare,
betrachten: bakmak -e
190
conspicere, -io, -spexi, -spectum
conspicit
erblicken: görmek -i
anblicken: bakmak -e
görüyor, bakıyor.
191
dicere, -o, -dixi, -dictum
Dic mihi, Polyxena
sagen: söylemek, anlatmak
sprechen: sohbet etmek, konusmak
behaupten: iddia etmek
Sag mir, Polyxena
Söyle bana Polyxena
192
numen, -inis, n
die Gottheit: tanrı
| göttliches Wesen:
193
sacrificium, i, n
das Opfer: kurban
194
colere, -o, colui, cultum
bebauen: imar etmek, toprağı sürmek (den Boden bebauen)
pflegen: bakmak -i, korumak
verehren: tapmak -e
195
existimare
glauben: inanmak, sanmak, zannetmek
(ein) schätzen: tahmin etmek, kestirmek
beurteilen: karar vermek
meinen: sanmak, zannetmek
196
improbus, a, um
böse: kızgın, dargın, fena
schlimm: fena, kötü, berbat
unrechtschaffen: doğru olmayan
197
Nonne
denn nicht: zira degil
| etwa nicht: aşağı yukarı değil
198
recte (Adv.)
richtig: doğru, gerçek
korrekt: doğru
199
dixisti
du hast gesagt: söyledin
200
dum
Solange: -diği sürece, müddetçe
| m. Paesens: während: sırasında, esnasında
201
Care frater
Liebe Bruder
202
hospes, itis, m
der Gast: misafir
| Gastfreund:
203
cibus, i, m
Speise: yemek, gıda, besin
Nahrung: besin, yiyecek
204
pergere, -o, perrexi
fortfahren: ayrılıp gitmek
205
aliquando
einmal: bir defa, bir kez, ileride
einst: ileride, günün birinde
206
legio, onis, f
die Legion: Lejyon
207
iter, itineris, n
der Weg: yol
die Reise: seyehat, yolculuk
der Marsch: yürüyüş
208
iter fecere:
marschieren: yütümek
209
flumen, inis, n
der Fluss: nehir, ırmak
210
collocare
aufbauen: yapmak, inşa etmek, kurmak
aufstellen: koymak, yerleştirmek, sıralamak
ansiedeln: yerleştirmek
211
miles, itis, m
der Soldat: Asker
212
proximus, a, um
der nächste: ertesi, en yakın, gelecek
| der letzte: sonuncu
213
arbor, oris, f
der Baum: Ağaç
214
caedere, -o, cecidi
fällen: kesmek
(nieder)schlagen: yere sermek
töten: öldürmek
215
alii.....alii
die einen........die anderen : biri ...... diğeri
216
colligere, -o, -legi
sammeln: toplamak, derlemek
217
asportare
wegschaffen: ortadan kaldırmak, alıp götürmek
mitnehmen: yanına almak
218
locus, i, m
der Ort: yer, nokta, köy,
die Stelle: yer, konum
der Platz: alan, meydan
Gelegenheit: fırsat
219
idoneus, a, um
geeignet: uygun, elverişli, yetenekli
passend: uygun, elverişli
tauglich: yararlı, elverişli, kullanışlı
220
vallum, i, n
der Wall: bent, set, toprak tabya
| Verschanzung:
221
fossa, ae, f
der Graben: hendek
222
scutum, i, n
der Schild: Kalkan
223
pilum, i, n
Wurfspieß: atma mızrağı
224
humi (Lokativ)
auf dem Boden: yerde
225
iacere, -eo- iacui
liegen: yatmak, (yatay) durmak
226
clamor, oris, m
das Geschrei: bağrışma
| der Lärm: gürültü, patırtı
227
undique
von allen Zeiten: tüm zamanların
| von überall her:
228
currere, -o, cucurri
laufen: koşmak, yürümek, çalışmak (makina)
229
proelium committere
die/eine Schlacht beginnen: savaşa başlamak
230
stare, sto, steti
stehen: durmak, ayakta durmak, bulunmak, olmak
bestehen: geçmek, kazanmak, var olmak
231
defendere, -o, defendi
verteidigen: -i savunmak
232
studere, -eo, studui (m. Inf)
sich bemühen: gayret etmek
| (m. Dat.) etwas betreiben: -i işletmek, -i yapmak
233
pellere, -o pepuli
treiben: -i sürmek, -i kovmak
schlagen: vurmak, dövmek, yenmek
Stoßen: itmek, kakmak, dürtmek
vertreiben: defetmek,, kovmak
234
occidere, -o, occidi
niederschlagen: yere sermek, bastırmak
| töten: öldürmek
235
plerique, pleraeque, pleraque
die meisten: çoğu
236
finitimus, a, um
benachbart: komşu
| der Nachbar: komşu
237
regio, onis, f
die Region: bölge
die Gegend: bölge, taraf, yer
das Gebiet: bölge
238
abdere, -o, abdidi
verbergen: gizlemek, saklamak
verstecken: saklamak, gizlemek
239
tunc
dann: bunun üzerine, öyleyse
darauf: bunun üzerine, üstünde
240
ac, atque
und (auch): ve (dahi)
241
officium, i, n
die Pflicht görev, ödev
der Dienst: Hizmet, servis
Pflichgefühl:
242
dux, ducis, m
Führer: kılavuz, rehber, başkan
Anführer: elebaşı
Feldherr:
243
praestare, -sto, stiti (m. Akk)
erfüllen: yerine getirmek
leisten: yapmak, -i becermek
verrichten: yapmak, yürütmek
244
praestare, -sto, stiti (m. Dat)
sich auszeichnen vor: -in kendini göstermek
| übertreffen: aşmak, bastırmak
245
praestare, -sto, stiti (m. Inf)
es ist besser: daha iyidir
246
maxime (Adv)
am meisten: en çok, en fazla
| besonders: özellikle, bilhassa
247
delectare
erfreuen: sevindirmek, -i memnun etmek
248
labor, oris, m
die Arbeit: iş, çalışma
die Mühe: zahmet, güçlük
der Einsatz (Bereitschaft): operasyon, görev
249
dormire, -io, -ivi
schlafen: uyumak, gecelemek
250
tempus, oris, n
die Zeit: zaman
die Gelegenheit: fırsat
(Pl) die Lage: durum
251
tradere, -o, tradidi
übergeben: vermek, teslim etmek
hingeben: teslim olmak
ausliefern: ele vermek
252
quies, quietis, f
die Ruhe: rahat, sessizlik, sakinlik
die Erholung: dinlenme, iyileşme
der Schlaf: uyku
253
paulo post
ein wenig später: biraz sonra
254
frater, fratris, m
der Bruder: Kardeş
255
inter (m. Akk)
unter: -in altında
zwischen: -in arasında
256
sermo, onis, m
das Gespräch: konuşma, sohbet
| die Unterhaltung: konuşma, sohbet
257
carus, a, um
lieb: sevgili, değerli
teuer: değerli, kıymetli
wertvoll: değerli, kıymetli
258
nomen, nominis, n
Name: Ad, isim
Familienname: Soyadı
259
laus, laudis, f
das Lob: övgü, övme
die Anerennung: takdir, övgü
der Ruhm: şan, şöhret, ün
260
vero
wahrlich: şüphesiz
aber: ama, fakat
261
apud (m. Akk)
bei: -de, -in yakınında
262
honor (honos), oris, m
die Ehre: Namus, şeref
die Auszeichnung: etiketleme, ödül
das Ehrenamt: fahri görev
263
civitas, atis, f
Bürgerschaft: vatandaş
Staat: devlet
Stamm: soy, aşiret
264
Romam
nach Roma
265
revocare
zurückrufen: geriye çağırmak
266
a, ab (m. Abl.)
von: -den, -dan
| von. ..weg: üzerinden
267
salus, utis, f
die Rettung:kurtarma, kurtuluş
Wohlergehen:
die Begnadigung: af, bağışlama
268
abhorrere, -eo, -horrui
zurückschrecken vor: -den yılmak
abweichen: ayrılmak
widersprechen: itiraz etmek, karşı gelmek
269
amicitia, ae, f
die Freundschaft: dostluk, arkadaşlık
270
domi
zu Hause
271
disputare
erörtern: görüşmek, oylamak
| besprechen: görüşmek
272
cras
morgen: yarın
273
familia, ae, f
die Familie: aile
274
fundamentum, i, n
die Grundlage: temel, esas, zemin
| das Fundament: temel, esas
275
basilica, ae, f
Gerichtsgebäude: adliye
| Basilika
276
ostendere, -o, ostendi
zeigen: kanıtlamak, ispat etmek
277
simul
| Simul ac haec audivit, signum dedit
-olur olmaz
| Bunları görür görmez, sinyali verdi.
278
Cum
| Cum haec dixisset signum dedit
-ği zaman
| Bunları söyleyince işareti verdi.
279
Cum + Praes veya Perf. Subi
madem ki
280
Cum + Imperf veya Pl.perfekt, Subi
-ği zaman
| madem ki
281
mecum
benimle
282
tecum
seninle
283
veneratio, onis, f
der Respekt : Saygı
284
praecipuus, a, um
eigentümlich: özel, tuhaf
| außerordentlich: fevkalade, olağanüstü
285
multitudo, , inis, f
Menge: miktar
Vielzahl:
çokluk, kalabalık
286
creber, bra, brum
zahlreich: pek çok
| häufig: sık, sık sık, çoğu kez
