Part 1 Flashcards
(161 cards)
1
Q
abate
A
azalmak, hafiflemek
Diminish
2
Q
abduct
A
kaçırmak
3
Q
abhor
A
nefret etmek, iğrenmek
4
Q
acclaim
A
alkışlamak, övmek
5
Q
adjourn
A
ertelemek
postone
6
Q
admonish
A
uyarmak, azarlamak
The teacher admonished the student for being late
7
Q
affiliate
A
bağlamak, bağlı olmak
8
Q
allure
A
cazibe, çekicilik
9
Q
anticipate
A
beklemek, tahmin etmek
10
Q
attain
A
ulaşmak, elde etmek
11
Q
cite
A
alıntı yapmak
12
Q
involvement
A
katılım
13
Q
indefinitely
A
süresiz olarak
14
Q
undergo
A
geçirmek, maruz kalmak
15
Q
dramatically
A
önemli ölçüde
16
Q
shift
A
değişim, kayma
17
Q
collapsible
A
katlanabilir
18
Q
commence
A
başlamak
19
Q
compete
A
yarışmak
20
Q
compound
A
birleştirmek, bileşik
21
Q
confine to
A
ile sınırlamak
22
Q
considerately
A
düşünceli bir şekilde
23
Q
conspire against
A
komplo kurmak
24
Q
constrain
A
sınırlamak, zorlamak
25
content with
ile yetinmek
26
correspond to
karşılık gelmek,uyuşmak
The details in the report correspond to the data we collected.
Match=relate to
27
correspond with
ile yazışmak
28
cramp
kramp, sıkışmak
29
cripple
felç etmek, sakat bırakmak
30
crumble
dağılmak
31
curator
küratör, müze görevlisi
32
currency
para birimi
33
wisely
akıllıca
34
vegetation
bitki örtüsü
35
pace
adım, tempo
36
contract
sözleşme, küçülmek
37
constantly
sürekli olarak
38
deceive
aldatmak
39
decipher
deşifre etmek
40
deduce
sonuç çıkarmak
41
defect
kusur, bozukluk
42
demobilize
terhis etmek
43
demonstrate
göstermek
44
depress
üzmek, bastırmak
45
desolate
ıssız, terkedilmiş
46
detain
alıkoymak
47
detect
tespit etmek
48
deter
caydırmak
49
deviate
sapmak
50
disclose
açıklamak
51
dispatch
göndermek
52
displeased
hoşnutsuz
53
dispose of
elden çıkarmak
54
disseminate
yaymak
55
distinguish
ayırt etmek
56
distort
çarpıtmak
57
dizzy
başı dönen, sersemlemiş
58
dowry
çeyiz
59
dustbin
çöp kutusu
60
emulate
taklit etmek, örnek almak
Young athletes often emulate their sports heroes
61
enclose
Çevresini sarmak,eklemek
62
encounter
karşılaşmak
63
envy
kıskanmak, imrenmek
64
erode
aşındırmak
65
eternal
sonsuz, ebedi
66
evidently
açıkça, besbelli
67
evolve
evrim geçirmek
68
exclude
hariç tutmak
69
exclusive to
-e özgü
70
exclusively
yalnızca, sadece
71
deed
iş, eylem
72
humility
alçakgönüllülük
73
yearn
özlemek, çok istemek
She yearns to travel the world one day
74
elusive
ele geçmez, zor bulunan
Success can be elusive for many artist
75
snatch
kapmak
76
censure
kınama
77
conscience
vicdan
78
owe
borçlu olmak
79
as to
-e dair, hakkında
80
conduct
yürütmek, davranış
81
offset
dengelemek
82
landmark
dönüm noktası, simgesel yapı
83
measure
önlem, ölçü
84
excursion
kısa gezi
85
expiry date
son kullanma tarihi
86
fabricate
uydurmak
87
faint
bayılmak
Zayıf,belirsiz,soluk
She fainted from the heat
88
falsify
tahrif etmek, sahtecilik yapmak
89
famish
açlıktan kırılmak
90
fetch
getirmek
Can you fetch me a glass of water
91
fierce
şiddetli, vahşi
92
filthy
pis, kirli
93
flee
kaçmak
94
fold
katlamak
95
forge
şekil vermek; sahtesini yapmak
He forged his professors signature
96
frail
zayıf, narin
97
freed
özgür bırakılmış
98
fussy
titiz, huysuz
Dont be so fussy-Its just a small scratch
99
fuzzy
bulanık, belirsiz
100
glance
bakış
101
gloom
kasvet, hüzün
The room was filled with gloom and darkness
102
glorify
yüceltmek, övmek
103
growl
hırlamak
104
harass
rahatsız etmek, taciz etmek
105
hardship
zorluk, güçlük
106
hasten
hızlandırmak, acele ettirmek
107
havoc
yıkım, karmaşa
108
hectic
yoğun, telaşlı
109
hinder
engellemek
110
hire
işe almak, kiralamak
111
hollow
oyuk, içi boş
112
idle
boş, aylak
113
impeach
görevden almak, suçlamak
114
implicate
suçlamak, ilişkilendirmek
Several officials were implicated in the scandal
115
incessant
aralıksız, durmaksızın
116
infer
çıkarım yapmak
117
inhibit
engellemek
118
insatiable
doyumsuz
119
instant
ani, hemen olan
120
insulate
izole etmek
121
intimate
samimi, yakın
122
invoke
çağırmak, başvurmak
Call upon=appeal to
123
lamb
kuzu
124
levy
vergi koymak
125
listless
halsiz, isteksiz
126
litter
çöp, dağınıklık
127
loathe
nefret etmek
abhor
I absolutely loathe getting up early
128
massacre
katliam
129
foremost
en önde gelen, en önemli
130
embark on
başlamak
131
unprecedented
eşi benzeri görülmemiş
132
robust
sağlam, güçlü
133
mischief
yaramazlık
134
mourning
yas
135
municipality
belediye
136
occasion
özel durum, vesile
137
occasional
ara sıra olan
138
occupy
işgal etmek, yer kaplamak
139
oppress
baskı yapmak
140
ornament
süs eşyası
141
outdo
daha iyisini yapmak, geçmek
142
outing
gezi, dışarı çıkma
143
overlop
üst üste binmek (yazım hatalı olabilir)
144
overlook
göz ardı etmek
145
pavement
kaldırım
146
persevering
azimli
147
plead
yalvarmak, savunmak
148
versatile
çok yönlü
149
meager
kıt, yetersiz
150
eager
istekli, hevesli
151
empirical
deneysel
152
ostentatious
gösterişli, havalı
153
swift
hızlı, çevik
154
solid
katı, sağlam
155
resilient
dayanıklı, dirençli
156
satisfactory
tatmin edici
157
indifferent
ilgisiz, kayıtsız
158
pose
poz vermek, teşkil etmek
159
property
mal, mülk
160
queue
kuyruk
161
rehearse
prova yapmak