Politics Flashcards
(260 cards)
1
Q
(bir) anlaşmaya varmak
A
reach to (an) agreement (v)
2
Q
açıklama yapmak
A
state; announce (v)
3
Q
adalet
A
justice
4
Q
Adaletsiz yükler
A
Unfair burdens
5
Q
aday
A
nominee
6
Q
aday adayı
A
candidate
7
Q
aday gösterilmek (passive)
A
be nominated (v)
8
Q
adil
A
just/fair
9
Q
Adı altında
A
İn the name of
10
Q
af
A
amnesty
11
Q
ağırlamak/-I
A
host (v)
12
Q
ait olmak/-A
A
belong (to) (v)
13
Q
altında yatan
A
underlying
14
Q
amaç/hedef
A
goal
15
Q
Amerikan aleyhtarlığı
A
Anti americanism
16
Q
anket/kamuoyu yoklaması
A
poll
17
Q
anlaşma
A
agreement
18
Q
anlaşma yapmak/-le, -la
A
have an agreement (with) (v)
19
Q
antlaşma
A
treaty
20
Q
Aşırı milliyetçilik
A
Chauvinism
21
Q
ayrılıkçı
A
Separatist
22
Q
ayrılıkçı hareketler
A
separatist movements
23
Q
azınlık
A
minority
24
Q
bakan
A
minister
25
barış
peace
26
barışçıl
peaceful
27
baş örtüsü
head scarf
28
başbakan
prime minister
29
basın toplantısı
press conference
30
basın/medya
press, media
31
başkaldırmak
To revolt
32
başkan
president
33
başkan adayı/ başkanlık için aday
Presidential candidate
34
baskı
pressure
35
başlangıçta
initially
36
bayrak
flag
37
belediye
municipality
38
belediye başkanı
mayor
39
benimsemek/-I
embrace (v)
40
biraraya gelmek/-le, -la
come together (with) (v)
41
Birleşmiş Milletler (BM)
United Nations (UN)
42
BM'nın mülteciler hakkında sözleşmesi
UN Convention on Refugees
43
bölge
region
44
Casus
Spy
45
Casusluk
espionage
46
cephe açmak
To open a front
47
Çifte standart
Double standard
48
cinsel taciz
sexual harassment
49
Cinsiyet ayrımı
Sexism
50
Çıkar
İnterest
51
çoğunluk
majority
52
çözmek/-I
solve (v)
53
çözüm
solution
54
çözüm aramak/-A
look for (a) solution (v)
55
çözüm bulmak/-A
find (a) solution (v)
56
dağılmış
Disipate
57
dahil
including
58
danışman
advisor
59
delil
evidence
60
denge
balance
61
denge kurmak
establish balance (v)
62
dengelemek/-I
balance (v)
63
dernek/vakıf
association/charitable foundation
64
destek
support
65
destek vermek/-A
give support (to) (v)
66
desteklemek/-I
support (v)
67
devam etmek, sürmek/-A (intrans.)
continue (v)
68
devam ettirmek, sürdürmek/-I
carry on (trans.), sustain (v)
69
devlet (e.g: Amerikan Devleti)
state (main)
70
dış siyaset/politika
foreign policy
71
Dünya düzeni
World order
72
düşünce kuruluşu
think tank
73
duygu
feeling, sense, perception
74
düzenleme
regulation
75
düzenlemek/-I
organize (v)
76
eleştirmek/-I
criticize (v)
77
eşcinsel
homosexual
78
eşcinsel evlilik
gay marriage
79
esir
Hostage
80
eşit
equal
81
eşitlik
equality
82
eşitsizlik
inequality
83
eyalet (e.g.: Virginia Eyaleti)
state (e.g.: State of Virginia)
84
Gerçeklerle bağdaşmak
To be compatible with reality
85
gerekçe
reason, justification
86
gerginlik
tension
87
gerici
reactionary
88
gericilik
Reactionism
89
Göç zinciri
Chain migration
90
göçmenlik yasası
immigration law
91
görüş
view, opinion
92
görüş birliği
consensus
93
görüş birliğine varmak
reach a consensus (v)
94
görüşmek/-le, -la
meet (with) (v)
95
gösterici
protestor
96
göz ardı etmek
to ignore
97
günah keçisi
scapegoat
98
hak
right
99
halk; kamu
public
100
hareket
movement, act, deed
101
hareket
movement, action
102
hariç
excluding
103
hassas (bir) konu
(a) sensitive issue, topic
104
hayali
fictional
105
hedef/amaç
target
106
Hedefi başarmak
To acheive goal
107
heyet
delegation
108
hükümet (e.g: Obama Hükümeti)
government
109
hür
free, independent
110
iç savaş
civil war
111
iç siyaset
domestic politics
112
ikili anlaşmalar
bilateral agreements
113
ikili ilişkiler
bilateral relations
114
iktidar partisi
ruling party
115
il
province
116
ilçe
district
117
İlk seçim
Primary
118
insan hakları
human rights
119
iptal etmek/-I
cancel (v)
120
işaret etmek/-I
indicate, point (v)
121
işaret/gösterge
indication
122
İşgal etmek
To occupy
123
işgal etmek/-I
occupy (v)
124
islah etmek
To reform
125
İstemeyen adam
Persona non grata
126
İstihbarat
İntelligence
127
İstihdam oluşturmak
To generate employment
128
istikrar
stability
129
iyi niyet
good intention
130
iyi niyet göstergesi
an indication of good intention
131
ılımlı
moderate
132
ırkçılık
racism
133
Kabul edilmesi halinde
İn the event it is approved
134
kaçak (n) / (adj)
fugitive / illegal
135
kaçak göçmen
illegal immigrant
136
kaçmak/-A/-DAn
escape, run away, flee (v)
137
kadın hakları
women's rights
138
kamuoyu
public opinion
139
Kamuya açık
Open to the public
140
karşı çıkmak/-A
object (to) (v)
141
Karşılıklılık
Reciprocity
142
karşıt (e.g.: hükümet karşıtı gösteriler)
opponent; opposite
143
katılımcı
participant
144
katılmak/-A
participate, join (v)
145
kaygı
anxiety
146
kaygılanmak
to feel anxious, to worry
147
kınamak
to condemn
148
kısıtlama
restriction
149
kışkırtmak
to provoke
150
komplo
conspiracy, plot
151
komplo teorisi
conspiracy theory
152
konuşma/ifade özgürlüğü
freedom of speech
153
körüklemek
To fan, instigate, fuel
154
korumak/-I
protect (v)
155
küçümsemek
to look down on, underestimate
156
kurgu
fiction
157
kuvvetler ayrılığı
separation of powers (government)
158
liberal
liberal
159
makul
reasonable
160
mal olmak
to cost
161
maliyet
price, cost
162
mantıklı
logical
163
mecburi
obligatory
164
mesele
matter, problem
165
mevzu
topic, subject
166
Milli çıkar
National interest
167
milliyetçilik
nationalism
168
misilleme yapmak
retaliate
169
mücadele
struggle, fight
170
mücadele etmek/-le, -la
fight (against) (v)
171
muhabir
reporter, correspondent
172
muhafazakar
conservative
173
muhalefet partisi
opposition party
174
mülteci
refugee
175
müttefik/dost ülke
ally/friendly country
176
müzakere
negotiation
177
Namuskar
Modesty
178
Nifak
Faction
179
Nifak tohumları ekmek
To sow the seeds of faction
180
niyet
intent
181
nükleer silah
nuclear weapons
182
nükleer silahsızlanma
nuclear proliferation
183
olasılık
possibility
184
olay yaratmak
Cause an incident
185
oldukça gerisinde
Far behind
186
örgüt
organization
187
ortak (adj)/(n)
joint/partner
188
Övgü almak
To get praise
189
oy
ballot
190
oy vermek/-A
vote (v)
191
Özerklik
Autonomy
192
özgürlük
freedom
193
Pandora'nın kutusu
Pandora's Box
194
Para herşeyi satın alır
Money buys everything
195
parti tabanı
party base/grassroots
196
planlamak/-I
plan (v)
197
rejim
regime
198
resmi
official
199
saptanmak
to be determined
200
savaş
war
201
seçilmek (pass.)
be elected (v)
202
seçim
election; choice
203
Seçim döneminde
During election
204
Seçim kampanyası
Election campaign
205
seçmek/-I
elect, choose (v)
206
seçmen(ler)
voter(s)
207
şeffaf
transparent
208
siyasetçi
politician
209
siyasi/politik
political
210
sıçramak
to jump
211
sığınma hakkı
Right to seek asylum
212
sınır
border
213
sınır dışı edilmek
To be deported
214
sınırlamak/kısıtlamak/-I
limit (v)
215
sınırlı/kısıtlı
limited
216
sırf
only, merely
217
sızdırmak
leak
218
soru işareti
question mark
219
sosyal adalet
Social justice
220
taklit
imitation
221
talep etmek
to demand
222
tampon bölge
buffer zone
223
taraflı
biased
224
tarafsız
unbiased
225
tartışmalı (bir) konu
(a) controversial issue, topic
226
tasarı
draft law
227
temel haklar
basic rights
228
tutsak
prisoner
229
Uluslararası Af Örgütü
Amnesty International
230
uluslararası ilişkiler
international relations
231
Ürkütücü
Scary
232
uyarı
warning
233
vali
governor
234
vatan haini
traitor
235
vatandaş
citizen
236
vatandaşlık
citizenship
237
vazgeçmek/-DAn
give up; abandon (v)
238
Veliaht Prens
Crown prince
239
vergi mükellefi, mükellefleri
Taxpayer/s
240
Yankı yaratmak
To cause an echo
241
yaptırım
sanction
242
yararlanmak (-DAn)
To benefit from
243
Yardım sağlamak
To provide aid
244
yardımlaşma fonu
Assistance program
245
yargı organı
judiciary
246
yargılamak/-I
prosecute (v)
247
yargılanmak (passive)
be prosecuted (v)
248
yasa dışı
illegal, outside of law
249
yasa/kanun
law
250
yasak
forbidden
251
yasaklamak/-I
ban, prohibit (v)
252
yasal
legal, lawful, legitimate
253
yasama-yürütme-yargı kolu
legistative-executive- judiciary branch (gov.)
254
yayınlamak/-I
publish, broadcast (v)
255
yön
direction, aspect, angle
256
yönelik
intended for. directed towards; aimed at; oriented towards; (Belli bir yöne çevrilmiş olan, ait)
257
yük olmak
To be a burden
258
Yunan hediyesi
Greek gift
259
ziyaret etmek/-I
visit (v)
260
zulüm
cruelty, tyranny, persecution
