Sentence-1 Flashcards
(452 cards)
1
Q
seriously? (Sentence)
A
cidden mi? (Sentence)
2
Q
so be it (Sentence)
A
öyle olsun (Sentence)
3
Q
you hit the nail on the head (Sentence)
A
tam üstüne bastın (Sentence)
4
Q
i made a mistake (Sentence)
A
bir hata yaptım (Sentence)
5
Q
no pain no gain (Sentence)
A
acı yoksa kazanç da yok (Sentence)
6
Q
sooner or later (Sentence)
A
er ya da geç (Sentence)
7
Q
you should go see a doctor (Sentence)
A
bir doktora görünmelisin (Sentence)
8
Q
he runs tough he is tired (Sentence)
A
yorgun olmasına rağmen koşar (Sentence)
9
Q
keep it going bro (Sentence)
A
devam et kardeşim. (Sentence)
10
Q
you do not believe that yourself. (Sentence)
A
buna kendin inanmıyorsun (Sentence)
11
Q
practice makes perfect (Sentence)
A
pratik mükemmelleştirir (Sentence)
12
Q
they had found out everything (Sentence)
A
onlar her şeyin farkına varmışlardı (Sentence)
13
Q
face the facts (Sentence)
A
gerçeklerle yüzleş (Sentence)
14
Q
i have an idea (Sentence)
A
bir fikrim var (Sentence)
15
Q
what i am offering is that. (Sentence)
A
benim sunduğum şey şu. (Sentence)
16
Q
you will get wet (Sentence)
A
ıslanacaksın (Sentence)
17
Q
do not sweat it (Sentence)
A
endişelenme (Sentence)
18
Q
i am not even kidding (Sentence)
A
şaka yapmıyorum bile (Sentence)
19
Q
do not be daft (Sentence)
A
aptal olma (Sentence)
20
Q
i do not feel well (Sentence)
A
iyi hissetmiyorum (Sentence)
21
Q
forgive me (Sentence)
A
beni affet (Sentence)
22
Q
no way (Sentence)
A
olmaz; asla (Sentence)
23
Q
i am sure everything will be alright (Sentence)
A
eminim her şey düzelecek (Sentence)
24
Q
everyone is in favor of your idea (Sentence)
A
herkes senin fikrini destekliyor (Sentence)
25
my sister has become so rich (Sentence)
kız kardeşim zengin oldu (Sentence)
26
help yourself (Sentence)
keyfinize bakın (Sentence)
27
well done! (Sentence)
aferin! (Sentence)
28
i am a little confused (Sentence)
kafam biraz karıştı (Sentence)
29
suddenly i got very scared (Sentence)
aniden çok korktum (Sentence)
30
this is off the record (Sentence)
bu kayıt dışı (Sentence)
31
what are you up to (Sentence)
neler yapıyorsun (Sentence)
32
go way (Sentence)
git başımdan (Sentence)
33
do not make the same mistake again (Sentence)
aynı hatayı tekrar yapma (Sentence)
34
do not look a gift horse in the mouth (Sentence)
beleş atın dişine bakılmaz (Sentence)
35
rid of a girl. (Sentence)
bir kızdan kurtulmak (Sentence)
36
treat yourself (Sentence)
kendine iyi davran (Sentence)
37
i think so (Sentence)
sanırım (Sentence)
38
i am out of condition (Sentence)
formdan düştüm (Sentence)
39
she is not the sharpest tool in the box (Sentence)
en gözü açık o değil (Sentence)
40
no one goes out in this weather. (Sentence)
Bu havada hiç kimse dışarı çıkmaz (Sentence)
41
i do not agree with you at all (Sentence)
ben sana hiç katılmıyorum (Sentence)
42
i see (Sentence)
anlıyorum [not i get it] (Sentence)
43
everything is under control (Sentence)
her şey kontrol altında (Sentence)
44
it is none of my business (Sentence)
bana ne (Sentence)
45
i am broke (Sentence)
parasızım (Sentence)
46
i want to ask you a favor (Sentence)
senden bir iyilik isteyeceğim. (Sentence)
47
i am in my working era (Sentence)
çalışma dönemindeyim (Sentence)
48
do not blame me (Sentence)
beni suçlama (Sentence)
49
what are the odds. (Sentence)
olasılıklar nelerdir? (Sentence)
50
i have had this car for six years. (Sentence)
alti yıldır bu arabaya sahibim. (Sentence)
51
let me give you some advice (Sentence)
sana biraz tavsiye vereyim (Sentence)
52
give me a hug (Sentence)
sarıl bana (Sentence)
53
does that make sense? (Sentence)
bir anlam ifade ediyor mu? (Sentence)
54
it is beyond me (Sentence)
bu beni aşar [not beats me] (Sentence)
55
though it is small; it is pretty (Sentence)
o; küçük olduğu halde güzel (Sentence)
56
it gives me pleasure to cook (Sentence)
yemek yapmak bana zevk veriyor (Sentence)
57
i would love (Sentence)
çok isterdim (Sentence)
58
i hate doing the laundry (Sentence)
çamaşır yıkamaktan nefret ederim (Sentence)
59
where and with whom? (Sentence)
nerede ve kiminle (Sentence)
60
he is in danger (Sentence)
o tehlikede (Sentence)
61
so far so good (Sentence)
şimdilik iyi (Sentence)
62
they have no possibility to win (Sentence)
kazanma şanslari yok (Sentence)
63
do me a favor (Sentence)
bana bir iyilik yap (Sentence)
64
do not judge a book by its cover (Sentence)
görünüşe aldanma (Sentence)
65
what a shame (Sentence)
yazıklar olsun (Sentence)
66
we are lost (Sentence)
kaybolduk (Sentence)
67
where are you going? (Sentence)
nereye gidiyorsun? (Sentence)
68
i have no idea (Sentence)
hiçbir fikrim yok (Sentence)
69
that does not prove anything (Sentence)
bu hiçbir şey ispatlamaz (Sentence)
70
i am a foreigner (Sentence)
ben yabancıyım (Sentence)
71
the spitting image (Sentence)
hık demiş burnundan düşmüş (Sentence)
72
your loss; her pain. (Sentence)
senin kaybın; onun acısı. (Sentence)
73
i am going to hit the hay (Sentence)
kafayi vurup yatacağım (Sentence)
74
what is on your mind? (Sentence)
aklında ne var? (Sentence)
75
my sister; for instance; is an engineer (Sentence)
örneğin kız kardeşim bir mühendis (Sentence)
76
is everything ok (Sentence)
her şey yolunda mı [not is all good] (Sentence)
77
let us keep in touch (Sentence)
irtibatta kalalım (Sentence)
78
cheer up (Sentence)
neşelen (Sentence)
79
do not get your hopes up (Sentence)
fazla umutlanma (Sentence)
80
you need to do this yourself (Sentence)
bunu kendin yapmalısın (Sentence)
81
there is no time to lose (Sentence)
kaybedecek vakit yok (Sentence)
82
why not? (Sentence)
neden olmasın? (Sentence)
83
hurry up (Sentence)
acele et (Sentence)
84
i guess; i am not used to it yet (Sentence)
sanırım henüz alışamadım (Sentence)
85
back to reality! (Sentence)
gerçeğe dönelim! (Sentence)
86
one more day passed (Sentence)
bir gün daha geçti (Sentence)
87
what an idiot! (Sentence)
ne aptal! (Sentence)
88
here is my two cents (Sentence)
ben fikrimi söyledim (Sentence)
89
she obviously made a mistake (Sentence)
açıkca bir hata yaptı (Sentence)
90
my uncle is of italian origin (Sentence)
benim dayım italyan kökenli (Sentence)
91
long story short (Sentence)
uzun lafın kısası (Sentence)
92
i will be with you in a second (Sentence)
hemen döneceğim (Sentence)
93
dry your tears (Sentence)
gözyaşlarıni sil (Sentence)
94
threw a party (Sentence)
parti vermek. (Sentence)
95
it sounds good (Sentence)
kulağa hoş geliyor (Sentence)
96
for your information (Sentence)
bilginize (Sentence)
97
the winter has gone (Sentence)
kış bitti (Sentence)
98
too little; too late (Sentence)
iş işten geçti (Sentence)
99
as soon as possible (Sentence)
mümkün olan en kısa sürede (Sentence)
100
he is a man of honor (Sentence)
o onurlu bir adam (Sentence)
101
you are welcome (Sentence)
rica ederim (Sentence)
102
how terrifying (Sentence)
ne kadar ürkütücü (Sentence)
103
it is impossible to reach (Sentence)
ulaşmak imkansız (Sentence)
104
a can of worms (Sentence)
içinden çıkılmasi zor durum (Sentence)
105
where have you got that from? (Sentence)
bunuda nereden öğrendin (Sentence)
106
what? damn it. (Sentence)
ne? kahretsin. (Sentence)
107
that was a wise choice (Sentence)
akıllıca bir seçimdi (Sentence)
108
look out! (Sentence)
dikkatli ol! (Sentence)
109
stop worrying (Sentence)
endişelenmeyi bırak (Sentence)
110
actions speak louder than words (Sentence)
lâfla peynir gemisi yürümez (Sentence)
111
how was your holiday? (Sentence)
tatilin nasıldı? (Sentence)
112
do you take cards? (Sentence)
kart alıyor musunuz? (Sentence)
113
leave me alone! (Sentence)
beni yalnız bırak! (Sentence)
114
pleasure to meet you (Sentence)
sizinle tanışmak bir zevk (Sentence)
115
what happened (Sentence)
ne oldu (Sentence)
116
you had to show the your best card. (Sentence)
en iyi kartıni göstermek zorundaydın. (Sentence)
117
do i make myself clear? (Sentence)
anlatabiliyor muyum? (Sentence)
118
at what time did she leave(she) (Sentence)
saat kaçta ayrıldı (Sentence)
119
just a moment (Sentence)
bir dakika (Sentence)
120
there is no need (Sentence)
gerek yok (Sentence)
121
guess what (Sentence)
bil bakalım ne oldu (Sentence)
122
either you love it or you hate it (Sentence)
ya seversin ya sevmezsin (Sentence)
123
how is it going? (Sentence)
nasıl gidiyor (Sentence)
124
where do you begin? (Sentence)
nereden başlıyorsun? (Sentence)
125
what is your opinion? (Sentence)
fikrin ne? (Sentence)
126
not this time (Sentence)
bu kez değil (Sentence)
127
get in the cab. (Sentence)
arabaya gir. (Sentence)
128
cat got your tongue? (Sentence)
dilini kedi mi yedi? (Sentence)
129
i am in love her/him (Sentence)
ona aşığım (Sentence)
130
this was a total success! (Sentence)
bu tam bir başarıydı! (Sentence)
131
look at that! (Sentence)
şuna bak! (Sentence)
132
do not you dare get on that escalator! (Sentence)
o yürüyen merdivene binmeye cüret etme! (Sentence)
133
i have never felt this happy (Sentence)
hiç bu kadar mutlu hissetmemiştim (Sentence)
134
that is just the way it is (Sentence)
durum bundan ibaret (Sentence)
135
what position are you in (Sentence)
hangi pozisyondasın (Sentence)
136
a bird in the hand (Sentence)
çantada keklik (Sentence)
137
hey; ain't no thing (Sentence)
hey; bir şey değil. (Sentence)
138
a penny saved is a penny earned (Sentence)
damlaya damlaya göl olur (Sentence)
139
what brings you to here (Sentence)
seni buraya getiren nedir (Sentence)
140
he only made one attempt (Sentence)
o sadece bir teşebbüste bulundu. (Sentence)
141
it seems that i have lost my key (Sentence)
görünüyorki ben anahtarlarımi kaybetmişim (Sentence)
142
to the best of my ability (Sentence)
elimden geldiği kadar (Sentence)
143
i do not believe in the existence of the good (Sentence)
tanrının varlığına inanmıyorum (Sentence)
144
i have never felt like this before (Sentence)
daha önce hiç böyle hissetmemiştim (Sentence)
145
fire away! (Sentence)
sor bakalım! (Sentence)
146
step into my web. (Sentence)
ağıma düş. (Sentence)
147
we are safe and sound (Sentence)
güvendeyiz (Sentence)
148
i have no words (Sentence)
söyleyecek sözüm yok (Sentence)
149
are you busy this afternoon (Sentence)
bu öğleden sonra meşgul müsün (Sentence)
150
high five (Sentence)
çak bi beşlik (Sentence)
151
the zone is rich in gas. (Sentence)
bu bölge gaz açısından zengindir (Sentence)
152
you nailed it! (Sentence)
üstesinden geldin! (Sentence)
153
do not cry over spilt milk (Sentence)
olmuşla ölmüşe çare yok (Sentence)
154
i barely started. (Sentence)
zar zor başladım. (Sentence)
155
call an ambulance (Sentence)
bir ambulans çağırın (Sentence)
156
let me break it down for you (Sentence)
senin için açıklayayım (Sentence)
157
by the way (Sentence)
bu arada (Sentence)
158
you have to make an effort (Sentence)
emek vermen gerekiyor (Sentence)
159
he spoke as if he know the subject (Sentence)
sanki konuyu biliyormuş gibi konuştu (Sentence)
160
whats up (Sentence)
naber (Sentence)
161
it is none of your business (Sentence)
sana ne (Sentence)
162
we have to move with the times (Sentence)
zamana göre hareket etmeliyiz (Sentence)
163
my battery is low (Sentence)
şarjım az kaldı (Sentence)
164
long time no see (Sentence)
görüşmeyeli uzun zaman oldu (Sentence)
165
what is the plan? (Sentence)
plan ne? (Sentence)
166
be safe (Sentence)
güvende ol; dikkatli ol (Sentence)
167
you used to talk more than me (Sentence)
sen benden çok konuşurdun (Sentence)
168
i do not stand a chance (Sentence)
hiç şansım yok (Sentence)
169
this is a matter of opinion (Sentence)
bu bir görüş meselesi (Sentence)
170
i figured it out (Sentence)
çözdüm (Sentence)
171
do you wanna hangout (Sentence)
takılmak ister misin (Sentence)
172
i was pleased that you liked it (Sentence)
beğenmenize çok sevindim (Sentence)
173
i have never been in a fight before. (Sentence)
daha önce hiç kavgaya katılmadım. (Sentence)
174
you can count on me (Sentence)
bana güvenebilirsin (Sentence)
175
well played! (Sentence)
güzel oyundu! (Sentence)
176
i will see to it (Sentence)
ilgileneceğim; bakacağım (Sentence)
177
upwards and onwards (Sentence)
Yukarı ve ileri - daima ileri (Sentence)
178
what is the point? (Sentence)
ne anlami var? (Sentence)
179
can you drive me to this hotel please? (Sentence)
beni bu otele götürebilir misiniz lütfen? (Sentence)
180
you have crossed the line (Sentence)
çizgiyi aştın (Sentence)
181
can you drop me off (Sentence)
beni bırakabilir misin (araçtan indirebilir misin) (Sentence)
182
i ca not thank you enough (Sentence)
ne kadar teşekkür etsem az (Sentence)
183
i must admit (Sentence)
kabul etmeliyim ki (Sentence)
184
anything else to consider (Sentence)
göz önüne alınacak başka birşey var mı? (Sentence)
185
i am crazy about her (Sentence)
onun için deli oluyorum (Sentence)
186
i would like some breakfast please (Sentence)
biraz kahvaltılık istiyorum lütfen (Sentence)
187
how am i supposed to know (Sentence)
nerden bileyim (Sentence)
188
he wants to ask us a big favor (Sentence)
bizden büyük bir iyilik istiyor (Sentence)
189
man; you are a dork. (Sentence)
adamım; sen bir salaksın. (Sentence)
190
please sit down (Sentence)
lütfen oturun (Sentence)
191
all bark and no bite (Sentence)
havlayan köpek ısırmaz (Sentence)
192
i really put my foot in my mouth (Sentence)
pot kırdım (Sentence)
193
this does not prevent the problem completely (Sentence)
bu; sorunu tamamen önlemez (Sentence)
194
but i always have got a great story. (Sentence)
ama her zaman harika bir hikayem var. (Sentence)
195
it does not matter (Sentence)
farketmez; önemli değil (Sentence)
196
you should forgive him (Sentence)
onu affetmelisin (Sentence)
197
you are as strong as twice me (Sentence)
sen benim iki katım kadar güçlüsün (Sentence)
198
how do i get to the park? (Sentence)
parka nasıl giderim? (Sentence)
199
the cat is out of the bag (Sentence)
sır açığa çıktı (Sentence)
200
put your past behind you (Sentence)
geçmişi arkanda bırak (Sentence)
201
they are more or less the same (Sentence)
onlar hemen hemen aynıdır (Sentence)
202
i have a doubt in my mind (Sentence)
aklımda bir şüphe var (Sentence)
203
it is not exactly rocket science! (Sentence)
gözünde büyüttüğün kadar zor değil! (Sentence)
204
i am concerned about him (Sentence)
onun için endişeleniyorum (Sentence)
205
damn! (Sentence)
hay aksi! (Sentence)
206
what is wrong? (Sentence)
sorun ne? (Sentence)
207
it is my turn! (Sentence)
sıra bende! (Sentence)
208
as we thought; she had gone abroad (Sentence)
bizim düşündüğümüz gibi; o yurtdışına gitmişti (Sentence)
209
no one told me that they had come (Sentence)
onların geldiğini kimse bana söylemedi (Sentence)
210
make yourself at home (Sentence)
kendini evinde hisset (Sentence)
211
beats me (Sentence)
bu iş beni aşar [not it is beyond me] (Sentence)
212
let us hangout tonight (Sentence)
bu gece buluşalım (Sentence)
213
just talk to me (Sentence)
benimle konuş (Sentence)
214
calm down (Sentence)
sakin ol (Sentence)
215
have you lost your mind? (Sentence)
aklını mi kaçırdın? (Sentence)
216
take over responsibility (Sentence)
sorumluluk almak (Sentence)
217
what is the next step? (Sentence)
sonraki adım ne? (Sentence)
218
it costs an arm and a leg (Sentence)
bir servete mâl oluyor (Sentence)
219
get out of here (Sentence)
defol buradan (Sentence)
220
my other half (Sentence)
diğer yarım (Sentence)
221
i refuse (Sentence)
reddediyorum (Sentence)
222
nobody is that lame. (Sentence)
kimse o kadar ezik değil. (Sentence)
223
I'm doing great! (Sentence)
harikayım (Sentence)
224
please can you repeat that (Sentence)
lütfen tekrar eder misin (Sentence)
225
great minds think alike (Sentence)
aklın yolu bir (Sentence)
226
i had not eaten so well in years. (Sentence)
yıllardır o kadar iyi yememiştim. (Sentence)
227
that is the way the cookie crumbles (Sentence)
bu işler böyle (Sentence)
228
i am way too hot (Sentence)
aşırı sıcakladım (Sentence)
229
it was a joke! (Sentence)
şakaydı! (Sentence)
230
that is none of your concern (Sentence)
seni ilgilendirmez; seni alâkadar etmez (Sentence)
231
i took your umbrella by mistake. (Sentence)
ben yanlışlıkla senin şemsiyeni aldım (Sentence)
232
i got it (Sentence)
anladım [not gotcha] (Sentence)
233
do not make a scene (Sentence)
olay çıkartma (Sentence)
234
i demand you release us immediately. (Sentence)
bizi derhal serbest bırakmanızi talep ediyorum. (Sentence)
235
i am just browsing (Sentence)
sadece göz atıyorum (Sentence)
236
my uncle is of origin Italian (Sentence)
Amcam İtalyan kökenlidir. (Sentence)
237
you should listen to yourself (Sentence)
kendini dinlemelisin (Sentence)
238
where is the train station? (Sentence)
istasyon nerede? (Sentence)
239
what happening (Sentence)
neler oluyor [not what is going on] (Sentence)
240
things had gone from bad to worse (Sentence)
işler daha da kötüye gitmişti (Sentence)
241
i suppose so (Sentence)
sanırım öyle (Sentence)
242
i am full of joy (Sentence)
neşe doluyum (Sentence)
243
it is up to you (Sentence)
sana bağlı; sen bilirsin (Sentence)
244
how much is it (Sentence)
bunun fiyati ne kadar (Sentence)
245
we are eight people in total (Sentence)
toplamda sekiz kişiyiz (Sentence)
246
who knows why! (Sentence)
kim bilir niye (Sentence)
247
curiosity killed the cat (Sentence)
merak kediyi öldürür (Sentence)
248
it is going to be legendary. (Sentence)
bu efsanevi olacak. (Sentence)
249
you should just forget him (Sentence)
onu unutmalısın (Sentence)
250
the harsh truth (Sentence)
acı gerçek (Sentence)
251
that is my car's window that you are kicking. (Sentence)
bu tekmelediğiniz arabamın camı. (Sentence)
252
thinking outside the box (Sentence)
farkli açıdan bakmak (Sentence)
253
do not lie to me (Sentence)
bana yalan söyleme (Sentence)
254
it was clear that he knew her (Sentence)
onun onu tanıdıği açıktı (Sentence)
255
not at all (Sentence)
hiç (Sentence)
256
i think it’s something that we need to consider (Sentence)
bence o bizim göz önüne almamız gereken birşey (Sentence)
257
that made no sense (Sentence)
hiçbir anlami yok (Sentence)
258
that is value for money (Sentence)
bu paraya değer (Sentence)
259
who cares (Sentence)
kimin umrunda (Sentence)
260
for the greater good (Sentence)
herkesin iyiliği için (Sentence)
261
i need a moment to think (Sentence)
bir dakika düşünmeye ihtiyacım var (Sentence)
262
it is giving 2012 (Sentence)
2012'yi andırıyor (Sentence)
263
what is going on (Sentence)
neler oluyor [not what happening] (Sentence)
264
there is always hope (Sentence)
her zaman umut vardır (Sentence)
265
i apologize (Sentence)
özür dilerim (Sentence)
266
now; i'm on my own. (Sentence)
artık tek başımayım (Sentence)
267
have a blast! (Sentence)
iyi eğlenceler [not have fun] (Sentence)
268
less is more (Sentence)
az ama öz (Sentence)
269
this is my final offer (Sentence)
bu son teklifim (Sentence)
270
you are a catch. (Sentence)
sen bir avsın (Sentence)
271
all roads lead to rome (Sentence)
hepsi ayni kapıya çıkar (Sentence)
272
gotcha (Sentence)
anladım [not i got it] (Sentence)
273
not even slightly. (Sentence)
biraz bile değil. (Sentence)
274
tough luck (Sentence)
kör talih (Sentence)
275
it is on me (Sentence)
benden olsun(ısmarlama) (Sentence)
276
it is like looking for a needle in a haystack (Sentence)
samanlıkta iğne aramak gibi (Sentence)
277
so far i have not received it (Sentence)
onu henüz teslim almadım (Sentence)
278
fair enough (Sentence)
yeterince makul (Sentence)
279
what will you say about movie industry? (Sentence)
filmsektörü hakkında ne söyleyeceksiniz? (Sentence)
280
i am losing it! (Sentence)
çıldıracağım! (Sentence)
281
you made it! (Sentence)
başardın! (Sentence)
282
in what way? (Sentence)
ne şekilde? (Sentence)
283
sir; i am gonna have to ask you to remain calm. (Sentence)
efendim; sizden sakin kalmanızi istemek zorundayım. (Sentence)
284
we are in deep trouble (Sentence)
başımız büyük belada (Sentence)
285
let me know (Sentence)
beni haberdar et (Sentence)
286
who can explain this to me (Sentence)
kim bana bunu açıklayabilir (Sentence)
287
mind your own business (Sentence)
kendi işine bak (Sentence)
288
bless you (Sentence)
çok yaşa (Sentence)
289
i am a casual person. (Sentence)
ben sıradan bir insanım. (Sentence)
290
its my turn (Sentence)
benim sıram (Sentence)
291
think it over (Sentence)
bunu bir düşün (Sentence)
292
this is a total failure (Sentence)
bu tam bir başarısızlık (Sentence)
293
are you kidding (Sentence)
şaka mi yapıyorsun (Sentence)
294
oh; i wish i could. (Sentence)
ah; keşke yapabilseydim. (Sentence)
295
beginner's luck (Sentence)
acemi şansı (Sentence)
296
the time has finally come (Sentence)
sonunda zaman geldi (Sentence)
297
chutes and ladders (Sentence)
artıları da var eksileri de (Sentence)
298
it is not that simple (Sentence)
o kadar da basit değil (Sentence)
299
it is better than nothing (Sentence)
hiç yoktan iyidir (Sentence)
300
do not move an inch (Sentence)
kıpırdama (Sentence)
301
the apple never falls far from the tree (Sentence)
armut dibine düşer (Sentence)
302
i have a rare disease (Sentence)
nadir bir hastalığım var (Sentence)
303
is this the way to your house (Sentence)
evinin yolu bumu (Sentence)
304
rome was not built in a day (Sentence)
roma bir günde inşa edilmedi (Sentence)
305
do not make a scene (Sentence)
rezillik çıkarma (Sentence)
306
you do not look your age (Sentence)
yaşıni göstermiyorsun (Sentence)
307
do not give up (Sentence)
vazgeçme (Sentence)
308
you know what (Sentence)
ne diyeceğimi biliyorsun (Sentence)
309
this one is on me (Sentence)
ben öderim (Sentence)
310
it is a misunderstanding. (Sentence)
bu bir yanlış anlaşılma. (Sentence)
311
my head is killing me (Sentence)
başım beni öldürüyor (Sentence)
312
i wish i know (Sentence)
keşke bilseydim (Sentence)
313
in the blink of an eye (Sentence)
göz açıp kapayıncaya kadar (Sentence)
314
what is the signature for? (Sentence)
imza ne için? (Sentence)
315
take a rest (Sentence)
dinlenmek (Sentence)
316
let us give it a shot (Sentence)
bir deneyelim (Sentence)
317
give me break (Sentence)
beni rahat bırak (Sentence)
318
what he said is not true (Sentence)
söylediği doğru değil (Sentence)
319
where did it happen (Sentence)
nerede oldu (Sentence)
320
i was over the moon (Sentence)
havalara uçtum (Sentence)
321
have some respect for your parents (Sentence)
anne babana biraz saygi göster (Sentence)
322
wait a minute (Sentence)
bir dakika bekle (Sentence)
323
there is a risk of raining (Sentence)
yağmur yağma riski var (Sentence)
324
that is water under the bridge now (Sentence)
köprünün altından çok sular geçti (Sentence)
325
you rock! (Sentence)
harikasın! (Sentence)
326
you can not make an omelet without breaking a few eggs (Sentence)
serçeden korkan dari ekmez (Sentence)
327
i messed up (Sentence)
mahvettim!; çuvalladım (Sentence)
328
where does it hurt? (Sentence)
neresi acıyor? (Sentence)
329
i do not care about money (Sentence)
para umrumda değil (Sentence)
330
have a safe flight (Sentence)
iyi uçuşlar (Sentence)
331
he went out to get some air. (Sentence)
biraz have almak için dışarı çıktı (Sentence)
332
so so (Sentence)
idare eder (Sentence)
333
she did it on purpose (Sentence)
o onu bilerek yaptı (Sentence)
334
lilly recognise me. (Sentence)
lilly beni tanıdı. (Sentence)
335
as you are all aware. (Sentence)
hepinizin bildiği gibi. (Sentence)
336
let us go on (Sentence)
hadi devam (Sentence)
337
when did this come into existence? (Sentence)
bu ne zaman meydana geldi. (Sentence)
338
the milk has turned into something else (Sentence)
süt başka bir şeye dönüştü. (Sentence)
339
tell him yourself (Sentence)
ona kendin söyle (Sentence)
340
enjoy your meal (Sentence)
afiyet olsun (Sentence)
341
this is an emergency (Sentence)
bu acil bir durum (Sentence)
342
experience is the best teacher (Sentence)
tecrübe en iyi öğretmendir (Sentence)
343
solid plan. (Sentence)
sağlam plan. (Sentence)
344
i swear i know nothing! (Sentence)
yemin ederim hiçbir şey bilmiyorum! (Sentence)
345
i would rather not. (Sentence)
yapmamayı tercih ederim (Sentence)
346
he did not remember what happened (Sentence)
ne olduğunu hatırlamıyordu (Sentence)
347
are you sure? (Sentence)
emin misin? (Sentence)
348
do not piss me off (Sentence)
beni kızdırma (Sentence)
349
it is a long journey (Sentence)
uzun bir yolculuk (Sentence)
350
i am not sure (Sentence)
emin değilim (Sentence)
351
i hope so (Sentence)
öyle umuyorum (Sentence)
352
i did not mean it (Sentence)
onu kastetmedim (Sentence)
353
ignorance is bliss (Sentence)
cehalet mutluluktur (Sentence)
354
do not jinx it (Sentence)
açma şom ağzını (Sentence)
355
picture-perfect (Sentence)
kusursuz (Sentence)
356
is there a coffee near here? (Sentence)
buralarda bir kafe var mı? (Sentence)
357
i will forgive it for now. (Sentence)
şimdilik affedeceğim (Sentence)
358
i want to work less (Sentence)
daha az çalışmak istiyorum (Sentence)
359
i am not from here (Sentence)
burali değillim (Sentence)
360
we are heading back on the next flight. (Sentence)
bir sonraki uçuşla geri dönüyoruz. (Sentence)
361
lets split the check (Sentence)
hesabi bölüşelim (Sentence)
362
it might snow this evening (Sentence)
bu akşam kar yağabilir (Sentence)
363
my battery is dead (Sentence)
şarjım bitti (Sentence)
364
who are you going with? (Sentence)
kiminle gidiyorsun (Sentence)
365
our relationship is built on mutual trust. (Sentence)
ilişkimiz karşılıklı güven üzerine kuruludur. (Sentence)
366
i get it (Sentence)
anlıyorum [not i see it] (Sentence)
367
he drives me crazy! (Sentence)
beni deli ediyor! (Sentence)
368
it is up to me (Sentence)
bana bağlı (Sentence)
369
in other words (Sentence)
başka bir deyişle (Sentence)
370
do not beat around the bush (Sentence)
lafi ağzında geveleme (Sentence)
371
let us celebrate! (Sentence)
hadi ıslatalım! (Sentence)
372
a toilet break (Sentence)
tuvalet molası (Sentence)
373
unless otherwise noted (Sentence)
aksi belirtilmediği sürece (Sentence)
374
the plane was a little shaky on its landing. (Sentence)
uçak iniş sırasında biraz titriyordu. (Sentence)
375
we all used to hang out at this bar. (Sentence)
hepimiz bu barda takılırdık. (Sentence)
376
have a good trip (Sentence)
iyi yolculuklar (Sentence)
377
can l ask you something (Sentence)
sana bir şey sorabilir miyim (Sentence)
378
we would be out of here by now. (Sentence)
şimdiye kadar buradan gitmiş olurduk. (Sentence)
379
what a beautiful girl (Sentence)
ne güzel bir kız (Sentence)
380
i do not mind (Sentence)
benim için farketmez (Sentence)
381
these are tough times (Sentence)
bunlar zor zamanlar (Sentence)
382
i am starving (Sentence)
açlıktan ölüyorum (Sentence)
383
how hard can it be? (Sentence)
ne kadar zor olabilir ki? (Sentence)
384
nothing ventured; nothing gained (Sentence)
risk yoksa kazançda yok (Sentence)
385
we should have met him by now (Sentence)
şimdiye kadar onunla tanışmalıydık (Sentence)
386
who knows where they put it (Sentence)
Kim bilir nereye koydular? (Sentence)
387
i have never been abroad (Sentence)
hiç yurtdışında bulunmadım (Sentence)
388
he was a little bit disappointed (Sentence)
birazcık hayâl kırıklığına uğradı (Sentence)
389
while the horizon looks uncertain (Sentence)
ufuk belirsiz görünsede (Sentence)
390
it is a piece of cake (Sentence)
çocuk oyuncağı (Sentence)
391
keep it up! (Sentence)
devam et! (Sentence)
392
there are plenty of fish in the sea (Sentence)
elini sallasan ellisi (Sentence)
393
i am bad at cooking (Sentence)
yemek yapmakta kötüyüm (Sentence)
394
why whould you guys break up? (Sentence)
siz neden ayrıldınız? (Sentence)
395
i will do my best (Sentence)
elimden gelenin en iyisini yapacağım (Sentence)
396
unbelievable! (Sentence)
inanılmaz! (Sentence)
397
let me get this straight (Sentence)
şunu açıklığa kavuşturayım (Sentence)
398
do not get me wrong (Sentence)
beni yanlış anlama (Sentence)
399
do not forget to call me (Sentence)
beni aramayı unutma (Sentence)
400
i do not get it (Sentence)
anlamıyorum[not I dont understand] (Sentence)
401
let me guess (Sentence)
dur tahmin edeyim (Sentence)
402
she said that herself (Sentence)
onu kendisi söyledi (Sentence)
403
i do not believe him (Sentence)
ona inanmıyorum (Sentence)
404
is all good (Sentence)
her şey yolunda mı [not is everything ok] (Sentence)
405
at any cost (Sentence)
bedeli ne olursa olsun (Sentence)
406
are you interested in art? (Sentence)
sanata ilgin var mı? (Sentence)
407
look; who i ran into. (Sentence)
bak; kime rastladım. (Sentence)
408
can i have the check please? (Sentence)
hesabi alabilir miyim lütfen? (Sentence)
409
the devil's in the detail (Sentence)
şeytan ayrıntıda gizlidir (Sentence)
410
this just stays between us; right? (Sentence)
bu sadece aramızda kalır; değil mi? (Sentence)
411
what goes around comes around (Sentence)
ne ekersen onu biçersin (Sentence)
412
i have always had an interest in history (Sentence)
tarihe her zaman bir ilgim olmuştur (Sentence)
413
every cloud has a silver lining (Sentence)
her yokuşun bir inişi vardır (Sentence)
414
easy come; easy go (Sentence)
haydan gelen huya gider (Sentence)
415
mind the gap (Sentence)
mesafeye dikkat edin (Sentence)
416
do not bother (Sentence)
zahmet etme (Sentence)
417
can you imagine? (Sentence)
hayal edebiliyor musun? (Sentence)
418
time is up (Sentence)
vakit doldu (Sentence)
419
bottoms up (Sentence)
şerefe (Sentence)
420
let us be clear (Sentence)
açık olalım (Sentence)
421
miles away (Sentence)
kilometrelerce uzakta (Sentence)
422
do you know each other (Sentence)
birbirinizi tanıyor musunuz (Sentence)
423
everyone makes mistakes (Sentence)
herkes hata yapar (Sentence)
424
with pleasure (Sentence)
memnuniyetle (Sentence)
425
get well soon (Sentence)
geçmiş olsun (Sentence)
426
what is today's date? (Sentence)
bugünün tarihi ne? (Sentence)
427
ten years have passed since he died (Sentence)
ölümünün üzerinden 10 yl geçti (Sentence)
428
it is always darkest just before the dawn (Sentence)
şafaktan önceki an her zaman en karanlıktır (Sentence)
429
i would not say so (Sentence)
ben öyle demezdim (Sentence)
430
i have reduced the amount of bread i eat (Sentence)
yediğim ekmek miktarıni düşürdüm (Sentence)
431
you smashed it! (Sentence)
yaptın! (Sentence)
432
it is an honor to meet you (Sentence)
sizinle tanışmak bir onurdur (Sentence)
433
it is a win-win situation (Sentence)
bu bir kazan kazan durumu (Sentence)
434
i will get the phone (Sentence)
telefona bakarım (Sentence)
435
this is not fair (Sentence)
bu adil değil (Sentence)
436
let us get this back on track (Sentence)
konumuza geri dönelim (Sentence)
437
have fun (Sentence)
iyi eğlenceler [not have a blast] (Sentence)
438
barney and i hit the town. (Sentence)
barney ve ben kasabaya gittik. (Sentence)
439
long time no talk (Sentence)
konuşmayali uzun zaman oldu (Sentence)
440
this is just a silly argument (Sentence)
bu sadece aptalca bir tartışma (Sentence)
441
you look sketchy. (Sentence)
yarım yamalak görünüyorsun. (Sentence)
442
are we on the same page? (Sentence)
ayni fikirde miyiz? (Sentence)
443
my room is an a mess (Sentence)
odam çok dağınık (Sentence)
444
this is lame (Sentence)
bu berbat (Sentence)
445
we do not agree (Sentence)
aynı fikirde değiliz (Sentence)
446
we have got a plane to catch. (Sentence)
yakalamamız gereken bir uçak var. (Sentence)
447
he speaks as if he knew the secret (Sentence)
o sanki sırri biliyormuş gibi konuşuyor. (Sentence)
448
do not be such a fool! (Sentence)
bu kadar saf olma! (Sentence)
449
let us get to the point (Sentence)
sadede gelelim (Sentence)
450
living on the edge (Sentence)
uçlarda yaşamak (Sentence)
451
one more time (Sentence)
bir kez daha (Sentence)
452
it is my fault (Sentence)
o benim hatam (Sentence)
