SPRING PAE WORDS Flashcards
(205 cards)
1
Q
accountable
A
sorumlu
2
Q
agenda
A
gündem
3
Q
alter
A
değiştirmek/başkalaştırmak
4
Q
ambiguity
A
belirsizlik
5
Q
appoint
A
tayyin etmek/belirlemek
6
Q
appointment
A
randevu
7
Q
approach
A
yaklaşmak
8
Q
assert
A
cesaretle, kendine güvenerek konuşmak, davranmak, iyi olduğunu göstermek
9
Q
assure
A
temin etmek/garantilemek
10
Q
attorney
A
avukat (advocate,lawyer)
11
Q
attribute
A
özellik/nitelik
12
Q
bid
A
teklif etmek
13
Q
bind
A
bağlamak
14
Q
bother
A
zahmet
15
Q
bound
A
bağlı
16
Q
breadth
A
genişlik
17
Q
bribe
A
rüşvet
18
Q
capture
A
yakalamak
19
Q
casualty
A
gazi/kazazede/yaralı
20
Q
chamber
A
oda/bölme
21
Q
cite
A
anmak/bahsetmek/alıntı yapmak
22
Q
commentary
A
yorum
23
Q
commerce
A
ticaret
24
Q
compatible
A
uyumlu
25
compile
derlemek
26
comprehensive
kapsayıcı
27
comprise
içermek
28
confidential
gizli (secret)
29
conform
uymak (obey)
30
conservative
koruyucu/tutucu
31
consistent
tutarlı
32
inconsistent
tutarsız
33
constant
devamlı/sürekli
34
instant
anlık/hemen
35
constitute
oluşturmak
36
consult
danışmak
37
contaminate
kirletmek/zehirlemek
38
contest
yarışma
39
controversial
tartışmalı
40
convene
toplanmak
41
correlation
ilişki/bağıntı
42
correspond
karşılık
43
creation
yaratılış
44
creature
yaratık
45
cultivate
ekip biçmek/yetiştirmek
46
cynical
alaycı
47
deceive
aldatmak/kandırmak
48
deed
iş/fiil bad deed good deed kötü iş iyi iş
49
deficiency
eksilklik
50
delicate
narin/hassas (fragile)
51
deliberate
planlı/kasıtlı
52
despair
çaresizlik (hopelessness)
53
detection
tespit etme/bulma
54
deter
caydırmak
55
determination
kararlılık/azim
56
deviate
sapmak/saptırmak/yoldan çıkmak
57
dialect
lehçe
58
disguise
kılık değiştirmek
59
dispute
anlaşmazlık (disagreement)
60
distract
dikkatini dağıtmak
61
devote
adamak
62
diminish
azaltmak (reduce)
63
dine
akşam yemeği
64
disregard
ihmal etmek/umursamamak (neglect)
65
disrespect
saygısızlık
66
dissolve
çözünmek/erimek
67
distinct
belirgin/farklı/aşikar
68
distort
çarpıtmak/saptırmak
69
ease
kolaylaştırmak (facilitate/simplify)
70
engage
işe almak/tutmak (to employ smn/hold/bind)
71
entitle
hak etmek (deserve)
72
equivalent
denk/eş
73
essence
öz/esans (basis)
74
evoke
hatırlatmak/uyandırmak (remind/wake up)
75
exceed
aşmak
76
exploit
faydalanmak/kullanmak (utilize/misuse)
77
extrinsic
dışsal (external)
78
facilitate
kolaylaştırmak (simplify)
79
famine
kıtlık (scarcity)
80
feasible
mümkün/uygulanabilir (possible)
81
fierce
sert/kızgın (rigid/mad)
82
flourish
güzelleşmek/gelişmek
83
foster
teşvik etmek/üvey aile
84
furnish
döşemek/sunmak
85
hence
bundan dolayı (hereby/therefore)
86
hinder
engellemek/alıkoymak (inhibit/keep away from)
87
hip
kalça
88
hire
kiralamak (rent)
89
hollow
boşluk/oyuk/çukur
90
hunt
avlamak
91
hypothetical
varsayımsal/teoride
92
immense
yoğun/engin
93
incentive
teşvik (encouraging)
94
indifferent
alakasız/ilgisiz (disinterested)
95
inclusive
dahil/kapsayan
96
incorporate
firma kurmak/birleşmiş
97
inhabit
yaşamak/ikamet etmek/habitatı olmak
98
inherent
doğuştan (inborn)
99
inhibit
engellemek/yasaklamak (hinder/obstruct)
100
inordinate
aşırı/ölçüsüz (extreme)
101
insight
içgörü/sezme
102
insist
ısrar (persist)
103
inspect
incelemek/denetlemek (chech/investigate)
104
instance
misal (example)
105
intruct
bilgilendirmek/talimat vermek
106
integral
tamamlayıcı/bütün
107
intervene
araya girmek/karışmak (interfere)
108
intrinsic
içsel
109
instinct
içgüdü
110
irrespective
ne olursa olsun (regardless of)
111
lawsuit
dava (case)
112
sue
dava açmak
113
legislation
mevzuat/düzenleme
114
lessen
azaltmak (decrease)
115
liable
sorumlu/yükümlü (responsible)
116
lid
kapak (eyelid = gözkapağı)
117
likewise
benze/aynı şekilde (in the same way)
118
limb
uzuv
119
neat
düzenli/temiz (organized)
120
noble
asil/soylu (royal)
121
nonetheless
yine de/her şeye rağmen (nevertheless)
122
norm
standart
123
nuisance
sıkıntı/rahatsızlık
124
nut
ceviz/fındık/yemiş
125
obedience
itaat
126
obliged
zorunlu (compulsory)
127
omit
kaldırmak/çıkarmak (remove)
128
outbreak
salgın/başlama (epidemic)
129
outwards
dışa doğru
130
overlap
aşırı yükleme/üst üste gelme
131
patriotic
vatansever
132
pearl
inci
133
peculiar
özel eşya/tuhaf (special/strange)
134
pile
istif
135
pinch
çimdik/tutam
136
pitch
saha
137
pose
poz/duruş (stance)
138
precede
önce gelmek
139
precious
değerli
140
premises
mülk/bina/arazi (property/possession)
141
pride
gurur
142
bride
gelin
143
privilege
ayrıcalık/imtiyaz
144
proceed
devam etmek/ilerlemek (continue/progress)
145
prompt
komut sistemi/harekete geçirmek
146
properly
uygun şekilde
147
proposal
teklif/öneri
148
prospective
muhtemel/müstakbel
149
reassure
güvence vermek
150
rebel
isyancı
151
recall
hatırlama (remember)
152
reckon
tahminen/hesap etmek
153
recruit
işe almak(askere)
154
refute
yalanlamak/çürütmek (deny)
155
regard
saygı/bakış (respect)
156
regulate
düzenlemek (arrange)
157
reinforce
güçlendirmek (make strong/strenghten)
158
rejoice
sevinmek/neşelenmek
159
relate
alakalı/ilgili olmak/bağlı olmak (be attached to)
160
relief
rahatlamak
161
reluctant
isteksiz (unwilling)
162
remark
söylemek/belirtmek
163
reproduce
üremek/çoğalmak (organın yenilenmesi)
164
resign
istifa etmek/çekilmek (quit)
165
restless
huzursuz (uneasy)
166
restrain
dizginlemek/engellemek
167
retain
sürdürmek/tutmak (keep/hold)
168
revenue
gelir (income)
169
revenge
rövanş/intikam
170
rigour
sertlik/zorluk
| (They were punished with unusual rigour.)
171
scope
kapsam/alan (extent)
172
seal
fok balığı/damga
173
seize
kapmak/el koymak (grab/take)
174
senior
kıdemli
175
sequence
sıra/dizi
176
session
sezon
177
settle
yerleşmek
178
sincere
içten/samimi (friendly)
179
sophisticated
komplike/kültürlü/deneyimli
180
sow
(tohum)ekmek/saçmak
181
sew
dikmek
182
spite
inat/nispet
183
splendid
görkemli/muhteşem
184
stem
kök (origin) & durdurmak (stop)
185
stiff
sert/gergin/katı
186
stimulate
canlandırmak/teşvik etmek
187
sting
acı/batmak/sokmak (böcek/diken)
188
strict
sıkı/katı/otoriter
189
subsequent
sonraki/müteakip (next)
190
subtle
hemen göze çarpmayan/ince/hoş
191
superior
üstün
192
supplement
ek/ilave
193
suspend
askıya almak/ara vermek (break)
194
tackle
uğraşmak (trying to deal with) & olta takımı
195
thereby
dolayısıyla
196
trace
iz/ipucu/işaret
197
trait
karakter/özellik (feature)
198
tremble
titreme/ürperme (shaking slightly)
199
trivial
önemsiz/saçma
200
uneasy
rahatsız/huzursuz
201
unify
birleştirmek (unite/combine)
202
vague
başıboş/kararsız (uncertain)
203
vain
boş/nafile/kendini beğenmiş
Young men moved south in the vain hope of finding work.
He was very vain about his hair and his clothes.
204
veil
tül/duvak
205
fatigue
yorgunluk/tükenmişlik (tiredness)