test2 Flashcards
(127 cards)
1
Q
be cut
A
kopmak kesilmek
2
Q
make a decent living
A
adam gibi bir hayat sürmek
3
Q
harvest
A
toplamak ;hasat yapmak; üretmek
4
Q
feel contented with
A
ile memnun hissetmek
5
Q
poverty
A
yoksulluk
6
Q
thrive from X
A
Xsayesinde gelişmek
7
Q
content
A
içerik
8
Q
avoidance
A
kaçınma; sakınma;çekinme
9
Q
attempt
A
girişim
10
Q
involvement
A
ilgi ilişki ;iştirak(ceza hukuku); – of : tutulumu
11
Q
ultimate
A
son ;nihai; esas ; temel
12
Q
sizeable
A
büyük iri
13
Q
extensive
A
kapsamlı ; geniş; expensive; pahalı
14
Q
recurrent
A
nükseden; tekrarlayan
15
Q
necessarily
A
illhaki ; muhakkak
16
Q
excessively
A
aşırı olarak
17
Q
extremely
A
aşırı derecede
18
Q
arouse
A
uyandırmak; kaldırmak; harekete geçirmek
19
Q
represent
A
temsil etmek
20
Q
remove
A
ortadan kaldırmak
21
Q
familiar
A
aşina; tanıdık
22
Q
elective
A
isteğe bağlı; seçmeli
23
Q
subsequent
A
ard arda gelen
24
Q
respectively
A
sırasıyla
25
negligently
ihmalkarca
26
resolution
kararlılıkİ çözüm ; netlik; çözünürlük
27
amplification
yükseltmek; artırma (voltaj vb.)
28
increase
artırmak
29
relate
anlatmak; bağlantı kurmak ;ilişkilendirmek
30
rank
dizilmek; sırada olmak
31
implicate
(birini) (olumsuz bir şeye) bulaştırmak; kapsamak; içine almak
32
eventually
nihayet
33
principally
esasen; başlıca
34
disrupt
'e zarar vermek; bozmak; engellemek; aksatmak
35
valuable
değerli
36
confidential
gizli
37
controversial
çelişkili; tartışmalı
38
essential
gerekli
39
decay
çürüme
40
growth
büyüme gelişme
41
extract
çıkartmak; büyütmek; genişlemek; büyümek
42
contract
kasmak; kasılmak; büzülmek; hastalık kapmak; anlaşmak
43
reduce
azaltmak
44
tentative
kesin omayan ; değişebilir
45
keen (on sth yada to)
çok hevesli ; -e düşkün;- e meraklı
46
malady
hastalık
47
variation
değişim
48
assessment
ölçme değerlendirme
49
partially
kısmen
50
promote
ilerletmek; geliştirmek; terfi ettirmek
51
desperately
umutsuzca ; çaresizce; aşırı derecede
52
tentatively
geçici olarak
53
adequately
yeterli bir şekilde
54
clarity
açıklık; berraklık; anlaşılırlık
55
appropriate
uygun yerinde
56
negligible
önemsiz
57
degraded
değeri düşürülmüş
58
violently
şiddetle ; zorla
59
offensively
saldırganca
60
consolidate
sağlamlaştırmak
61
compel
zorlamak; mecbur etmek
62
impair
bozmak
63
conductive
olanak sağlayan
64
susceptible
kolay etkilenen; hassas; kırılgan
65
indulgent
düşkün; yüz veren; müsamahakar
66
exclusive
özel; seçkin
67
perception
algılama; fark etme
68
competitive
rekabetçi
69
occasional
ara sıra olan
70
occasion
durum ; vesile; fırsat; gerekçe; lüzum; özel olay
71
prevalent
yaygın baskın
72
discretion
gizlilik
73
convenient
uygun müsait
74
conveniently
uygun bir şekilde
75
fundamentally
temel itibariyle
76
stimulate
teşvik etmek; uyarmak
77
induce
sebeep olmak; tetiklemek
78
attribute;
ile ilgili olmak ilişkilendirmek
79
inevitably
kaçınılmaz suretle
80
conclusively
kesin olarak; ikna edici bir biçimde
81
recently
son zamanlarda
82
sincere
içten ; samimi;
83
nasty
kötü; çirkin; ahlaksız
84
boastful
böbürlenen; kendini beğenmiş
85
provisional
nihai olmayan ; geçici; kesin olmayan
86
the breeding of animals
hayvanların çiftleşmesi
87
made inevitable
kaçınılmaz hale getirmek
88
familiarity
samimiyet; akranlık; tanıdıklık
89
infirmity
hastalık; bozukluk; güçsüzlük
90
exceptional
nadir bulunan İ olağanüstü; ender
91
decent
uygun mantıklı; adam gibi
92
affordable
ekonomik olarak uygun
93
detriment
zarar ; ziyan; hasar
94
preference
tercih
95
cohesion
bütünlük
96
excuse
affetmek; mazur görmek
97
counter (against)
karşı koymak
98
uphold
yukarı kaldırma; tutmak; onaylamak; tasdik etmek
99
defiantly
cüretkar biçimde
100
extremely
aşırı bir derecede
101
suitably
uygun bir şekilde
102
confirm
doğrulamak
103
correlation
korelasyon; bağıntıİ ilişki
104
coincidence
rastlantı
105
consideration
düşünce; saygı; önem; neden; faktör; göz önüne alma
106
sullenly
somurtarak; askın yüzle
107
satisfactorily
tatmin edici bir şekilde
108
ingeniously
ustalıkla; akıllıca
109
pretentiously
gösterişle; iddialı bir şekilde
110
decisive
belirleyici; kesin ; kat'i
111
alien
yabancı; uzaylı
112
grant
vermek ; bahşetmek
113
exploit
sömürmek
114
tightly
sıkıca
115
disturbance
bozulma; bozukluk; rahatsızlık
116
hesitation
tereddüt
117
dedication
adama; ithaf
118
spectacle
görülecek şey; dehşetli manzara; manzara
119
factual
gerçeğe dayanan
120
tentative
kesin olmayan; farazi; çekingen; kararsız
121
vary
çeşitlilik; farklılık göstermek; değişmek
122
dependence
bağlılık; güven; bağımlılık
123
quotation
alıntı
124
loudly
yüksek sesle
125
worthily
yaraşır biçimde; uygun şekilde
126
hesitation
tereddüt; duraksama;
127
encouragement
cesaret verme
