Genel İngilizce Notları Flashcards
(80 cards)
1
Q
The men are drinking
The man is drinking
The women are eating
The woman is eating
A
Adamlar içiyor
Adam içiyor
Kadınlar yiyiyor
Kadın yiyiyor
2
Q
Men
A Man
A
Adamlar
Bir Adam
3
Q
Ard arda 2 numara söylenirken double 5 denebilir.,
Ard arda 3 numara söylenirken triple 5 denebilir.
A
Double
Triple
4
Q
Sıfırlar “O” diye söylenir.
A
Ooooo
5
Q
a person - five people
a mouse - five mice
a fish - five fish
A
Tekiller, Çoğullar
6
Q
Money (singular), Money (plural)
A
Para her zaman para :)
7
Q
The boy has a pen - The boy does not have a pen
The women have rice - The women do not have rice
A
Ayrıntılara dikkat.
8
Q
Tekil Çoğul knife knives half halves self selves wolf wolves thief thieves wife wives life lives leaf leaves
A
Ezberle
9
Q
Düzensiz Çoğullar
singular plural person people woman women child children man men foot feet
A
Ezberle
10
Q
the English (İngilizler), the French (Fransızlar), the young (gençler), the innocent (masumlar), the dead (ölü olanlar), the healty (sağlıklı olanlar)
A
Ezberle
11
Q
Özel kullanım cümleler
- a bar of chocolate
- a portion of food
- a cube of ice
- a drop of water
- a slice of bread
- a sheet of paper
- a flash of lightning
- a pinch of salt
A
Ezberle
12
Q
One’s
Eğer anlatımda sözü edilen kim olduğu belli olmayan bir tekil kişi ise cinsiyeti de belli değilse “one’s” (birinin) belgisiz iyelik sıfatını kullanabiliriz.
A
One’s shelter is one’s home (birinin sığınağı o kişinin yuvasıdır.)
13
Q
Another / Other (Öteki)
Another tekil, Other çoğul isimler için kullanılır.
A
Oku oku oku
14
Q
Sıfatlar “the” ile birleştiğinde isim halini alırlar ve bütün bir grubu temsil ederler.
the old, the young, the poor, the blind, the sick, the innocent, the elderly
A
İyi Bilgi
15
Q
The children are running
A
Children çoğul olduğu için “are” alır.
16
Q
a hat, a t-shirt, a skirt, shoes, pants
A
ayakkabı ve pants için “a” kullanılmaz.
17
Q
myself (kendim) yourself (kendin) himself (kendisi) herself (kendisi) itself (kendisi) ourselves (kendimiz) yourselves (kendiniz) themselves (kendileri)
A
Dönüşümlü Zamirler
18
Q
İyelik Sıfatları İyelik Zamirleri
my (benim) mine (benimki) your (senin) yours (seninki) his (onun) his (onunki) her (onun) hers (onunki) its (onun) its (onunki) our (bizim) ours (bizimki) your (sizin) yours (sizinki) their (onların) theirs (onlarınki)
A
hadi hadi !!
19
Q
Sahiplik bildiren “of” ve “s”
Kişi ya da hayvan ismi ile “s” kullanılırken, eşya yani cansız varlık isimlerine sahiplik ifadesi kazandırılacağı zaman “of” kullanılır. Grup ya da organizasyon isimlerinde her iki kullanımda görülebilir.
- My cousin’s eye
- The teacher’s bag
- Cat’s ball
- The doors of house
- Winner of the game
A
Güzeel
20
Q
s ile biten çoğul isimlerden sonra sahiplik bildiren “s” takısı getirilmez. Bunun yerine çoğul ismin ardından yukarıdan virgül (‘) kullanılır.
- Her sister’s clothes are dirty (Kız kardeşinin giysileri kirli)
- Her sisters’ clothes are dirty (Kız kardeşlerinin giysileri kirli)
A
Faydalı
21
Q
Kendi başına anlamında kullanım
- Öznenin eylemi kendi başına kimsenin yardımı olmadan yaptğını gösterir. Bazen de öznenin bir yerde ya da bir eylemde yalnız olduğuna işaret eder. Bu ifadelerde by myself / by youself vs. kullanılır. Ya da on her own şeklinde de kullanılabilir.
by myself on my own by yourself on your own by himself on his own by herself on her own by itself on its own by yourselves on our own by themselves on their own
A
She went to Paris by herself (parise kendi başına gitti.)
She went to Paris on her own (parise kendi başına gitti.)
He is sitting by himself (kendi başına oturuyor)
He is sitting on his own (kendi başına oturuyor)
22
Q
Each other (birbirlerini, birbirlerine)
Eper iki kişi söz konusu ise ve eylem bu iki kişiyide kapsıyorsa önce bunların kim olduğundan söz edilir, ardından da “each other” kullanılır.
A
Mr. and Mrs Jones are a good couple. They know each other well.
(Bay ve bayan Jones iyi bir çift. Birbirlerini iyi tanıyorlar.)
Mary and Sally don’t like each other so they are talking about each other.
(Mary ve Sally birbirlerinden hoşlanmıyorlar, bu yüzden birbirleri hakkında konuşuyorlar.)
23
Q
Soru Zamirleri : Bu tür zamirler soru cümlelerinde isimlerin yerini tutarlar.
Who (Kim) Whom (Kime, Kimi) Whose (Kimin) Which (Hangi) What (Ne)
A
Whom did you give the letter ?
(Mektubu kime verdin ?)
Whose candies are these ?
(Bu şekerler kimindir ?)
24
Q
What soru sözcüğü cümle içinde bir edatla birlikte kullanılabilir. Bu tür cümlelerde edat genellikle cümle sonunda bulunur.
A
What are these books for ?
(Bu kitaplar ne için ?)
What did you carry the money with ?
(Parayı neyle taşıdın ?)
25
İşaret Zamirleri
this (bu) -> these (bunlar)
that (şu) -> those (şunlar)
What are those ?
(Şunlar nedir ?)
She had a terrible accident. This changed her life.
(Feci bir kaza geçirdi. Bu onun hayatını değiştirdi.)
He shouted at his sister. He always does this.
(Kız kardeşine bağırdı. Bunu her zaman yapar.)
He lied to me. I didn't like that.
(Bana yalan söyledi. Bu hoşuma gitmedi.)
26
One'ın kullanımı : One konuşma dilinde everyone (herkes) ya da anyone (herhangi biri) anlamında kullanılabilir.
One should keep one's promise.
(Kişi sözünü tutmalı.)
Can one pass the grass or is it forbidden ?
(Çime basılabilirmi yoksa bu yasaklanmışmıdır ?)
One can read books and look some information in the library.
(Kütüphanede biri kitap okuyabilir ve bilgi arayabilir.)
I want to buy a bag. Please Show me the leather ones.
(Bir çanta satın almak istiyorum. Lütfen bana deri olanları gösterin.)
27
The + one kalıbı, nesnelerin ya da insanların yerini göstermek için kullanılır.
Which boy shouted at you ? (Hangi çocuk sana bağırdı ?)
The one behind Özgür. (Özgür'ün arkasındaki.)
Which television do you like ? (Hangi televizyonu beğeniyorsun ?)
The one on the second shelf. (İkinci raftakini.)
28
either (ikisinden biri)
I brought two pencils. You can take either.
(İki kalem aldım. İkisinden birini alabilirsin.)
Next year i will start studying at either college.
(Gelecek yıl iki kolejden birinde okumaya başlayacağım.)
29
neither (ikisinden hiçbiri)
Neither girl wants to go to the cinema.
(İki kızdan hiçbiri sinemaya gitmek istemiyor.)
Neither photograph is creative. (İki fotoğraftan hiçbiri yaratıcı değil.)
30
both (her ikiside)
Both are my enemies (Her ikiside benim düşmanım)
If you need you can take both. (Eğer ihtiyacın varsa her ikisinide alabilirsin.)
31
each (herbiri)
İki ya da ikiden fazla şey için kullanılır.
There are three volunteers for the job. Each is very successful.
(İş için üç gönüllü var. Her biri çok başarılı.)
32
everyone / everybody / everything
(herkes / herkes / herşey)
İsmin yerine doğrudan geçer ancak genelleme yapar. Ayrıştırma değil genelleme yapar. Bunları takip eden fiil tekildir.
Everyone wants to be rich and powerful.
(Herkes zengin ve güçlü olmak ister.)
Everybody is upset because of the air pollution.
(Hava kirliliği yüzünden herkes üzgün.)
Everything gets better day by day.
(Herşey gün geçtikçe düzelir.)
33
some / any
(biraz, birkaç / hiç, herhangi bir)
some olumlu olup sayılamayan ve sayılabilen tekil isimlerde kullanılır.
She can look in the post box for letters. There must some.
(Mektuplar için posta kutusuna bakabilir. Orada birkaç tane olmalı.)
They can take any of them. I don't care.
(Onlardan herhangi birini alabilirler. Umurumda değil.)
You can choose any car in this expedition. They are all fast.
(Bu sergideki herhangi bir arabayı seçebilirsin. Hepsi hızlıdır.)
There is not any bread in the kitchen.
(Mutfakta hiç ekmek yok)
Are there any students in the classroom ?
(Sınıfta hiç öğrenci varmı?)
34
all / none
| hepsi / hiçbiri
He was too angry. He ate all the food.
(Çok açtı yiyeceğin hepsini yedi.)
None of them are busy with their homeworks.
(Hiçbiri ödevleri ile meşgul değil.)
35
much / many (çok)
"much" sayılamayan çoğul, "many" ise sayılabilen çoğul isimlerin yerini tutarlar.
You ate so much (Çok fazla yedin.)
| There were a lot of books. But we sold many
Çok fazla kitap vardı ama çoğunu sattık.
36
a few / few (birkaç / az)
Her ikiside sayılabilen çoğul isimlerin yerini tutmak için kullanılır.
She had a lot of candies. But she gave me only a few.
(Çok fazla şekeri vardı ama bana sadece birkaç tane verdi.)
I have too many books but she has few.
(Benim çok fazla kitabım var. Ama onun az var)
37
a little (biraz / az)
Sayılamayan çoğul isimlerin yerini tutar.
He has a lot of money but he is going to give them a little
(Çok fazla parası var ama onlara birazını verecek.)
The cat drank so much milk. There is a litlle left.
(Kedi çok süt içti. Geriye az kaldı.)
38
at (-de, -da)
Saatlerden, yemek zamanlarından, günün bazı vakitlerinden, bazı özel gün ve festivallerden önce kullanılır. Yaş belirtirken ve "time" sözcüğü ile de kullanımı vardır.
at 7 o'clock - saat 7'de
at midnight - gece yarısında
at 11:10 - 11:10'da
at christmas - Noel'de
at the age of fifteen - onbeş yaşında
at the end of..... - .......'nın sonunda
at the moment - şu anda
at that time - o zamanda
at the beginning - başlangıçta (kalıptır.)
39
on
Haftanın günlerinden ve gün belirten tarihlerden önce gelir.
on sunday(s) - pazar günü (günleri)
on 20 october - 20 ekimde
on Ramadan fest - Ramazan bayramında
on christmas - noel gününde
on time - tam zamanında (kalıptır.)
40
in (de, da)
Yıllardan, yüzyıllardan, aylardan, mevsimlerden, sabah, öğleden sonra ve akşam kelimelerinden, festival ve bayramlardan önce kullanılır.
```
in november - Kasım'da
in 1977 - 1977'de
in (the) spring - İlkbahar'da
in the morning - sabahleyin
in the afternoon - öğleden sonra
in the 17 th centurty - 17. yüzyılda
in Ramadan - Ramazan'da
in time - Vaktinde, geç kalmayarak (kalıptır.)
```
41
by
Bir vakitten önce ya da o zamana kadar anlamlarını taşır. Gelecekteki bir anda ve ondan önce bir eylemin yapılması demektir.
We have to finish our Project by tuesday
| Projemizi en geç salı günü bitirmeliyiz.
42
until (till)
..... e kadar anlamını verir.
We will stay here until 7 o'clock
(Saat yediye kadar burada kalacağız.)
You have to wait till tomorrow.
(Yarina kadar beklemelisin.)
I watched a film until 4 o'clock
(Saat dörde kadar bir film izledim.)
43
before
-den önce anlamını verir.
We will meet two hours before dinner.
(Akşam yemeğinden iki saat önce buluşacağız.)
I wake up before the sun rises.
(Güneş doğmadan önce uyanırım.)
44
since
-den beri anlamını verir. Eylemin ya da durumun geçmişte bir zamanda başladığından söz ederken halen devam ettiğini de belirtir. Present perfect tense (yakın geçmiş zaman) ile birlikte kullanılır.
Ertan is in army. He has been there since two months.
(Ertan askerde, iki aydan beri orada.)
Mr. and Mrs. Rogers have been married since 1971.
(Bay ve Bayan Rogers 1971'den beri evliler.)
45
from..........to / till / until
......den.......ya kadar anlamını verir. Bu edat kalıbında to, till, ve until aynı anlamı verdikleri için birbirlerinin yerine geçebilirler.
We lived in Spain from 1986 to 1992
(1986'dan 1992'ye kadar İspanya'da yaşadık.)
I go to language course from monday till friday.
(Pazartesi'den cuma'ya kadar bir dil kursuna gidiyorum.)
46
in
İçinde, -de, -da anlamındadır. Bu edatı kullanırken birlikte kullandığımız ismin sınırları olmalı ya da kapalı olmalıdır.
```
in a kitchen
in a garden
in İstanbul
in a shop
in a mirror
in a queue
in a newspaper
in Turkey
in a room
in the water
in a photograph
in the corner
```
47
Sadece "in" ile kullanılan kalıplaşmış en yaygın kelimeler şunlardır.
```
bed
hospital
a town
the sky
line
prison
court
```
48
at
-de, -da anlamındadır. Bir yerden nokta olarak bahsediyorsak ya da o yerin yakınlarından söz ediyorsak kullanılır.
```
at the bus stop
at the door
at his desk
at reception
at the traffic light
at a party
at the airport
at a concert
at a basketball match
```
49
on
üzerinde, üzerine anlamındadır.
```
on the floor
on the page
on the list
on the shelf
on a bus > Örnekler Türkçeye üzerinde değil
on holiday -de, -da şeklinde çevrilir.
on television
on the radio
on the phone
on time
```
50
above
Üstünde, yıkarısında anlamındadır. Fakat "on" dan farklı olarak üzerinde olduğu şeyle temas etmez, sadece üst hizasında bulunmaktadır.
The lamp is above the chair.
(Lamba sandalyenin üzerindedir.)
Look at the blue sky above us.
(Yukarımızdaki mavi gökyüzüne bak.)
51
over
Üzerinde, üzerinden anlamındadır. Above gibi kullanılır.
We flew over the Atlantic Ocean.
(Atlantik okyanusunun üzerinden uçtuk.)
I jumped over the Wall.
(Duvarın üzerinden atladım.)
52
all over
......',n her tarafında anlamındadır.
We have companies all over Spain.
| İspanyanın her tarafında şirketlerimiz var.
53
below
Altında, aşağısında anlamındadır. Ancak alttaki şeyle temas bulunmamaktadır.
The pictures are below the lamp.
(Resimler lambanın altındadır.)
The Simpsons live below us.
(Simpsonlar bizim aşağımızda oturuyorlar.)
54
under
Altında anlamındadır. Below'dan farklı olarak altta olan şeyle temas halindedir ya da iki nesne birbirine below'da olduğundan daha yakındır.
The notebooks are under the books.
(Defterler kitapların altındadır.)
I am wearing a sweater under my jacket.
(Ceketimin altına bir süveter giyiyorum.)
55
beneath
Aşağısında, altında anlamındadır.
The earth is beneath the sky.
| Dünya gökyüzünün aşağısındadır.
56
beyond
Ötesinde anlamındadır.
I parked my car beyond that building.
| Arabamı şu binanın ötesinde park ettim.
57
behind
Arkasında anlamındadır.
There is a factory behind my house.
| Evimin arkasında bir fabrika var.
58
between
Arasında anlamındadır.
The bakery is between the post Office and the butcher.
| Fırın pastaneyle kasabın arasındadır.
59
among
İkiden fazla şey arasında anlamındadır.
I feel myself relaxed among friends.
| Dostlar arasında kendimi rahatlamış hissediyorum.
60
beside
Yanında anlamındadır.
I will sit beside him.
| Onun yanında oturacağım.
61
in front of
..........'in önünde anlamındadır.
I like to sit in front of the window.
| Pencerenin önünde oturmaktan hoşlanırım.
62
by
Yakınında, yanında, kenarında anlamındadır.
I walked for a while by the sea.
| Denizin kenarında bir süre yürüdüm.
63
opposite
Karşısında anlamındadır.
My house is opposite the mosque.
| Evim caminin karşısındadır.
64
inside
İçerisinde anlamındadır.
There was nobody inside the house.
| Evin içerisinde hiç kimse yoktu.
65
near
Yakınında anlamındadır.
The factory is near the hotel.
| Fabrika otelin yakınındadır.
66
next to
Yanında, bitişiğinde anlamındadır.
He is waiting for her next to the window.
| Pencerenin yanında onu beliyor.
67
out of
.....den dışarı anlamındadır.
He go out of the store
| Dükkandan dışarı çıktı.
68
Home kelimesinden önce "to" kullanılmaz. Bu kelime kural dışıdır.
Dikkat..
69
towards
......e doğru anlamındadır.
The man was driving fast toward us.
| Adam bize doğru hızlı bir şekilde sürüyordu.
70
off
uzağa, dışarıya anlamındadır.
Keep off the window.
| Pencereden uzak durun.
71
upon / onto
üstüne, üzerine anlamındadır.
He bent upon the table.
(Masanın üzerine doğru eğildi.)
The cat jumped onto the Mouse.
(Kedi farenin üzerine doğru sıçradı.)
72
along
"boyunca" anlamındadır.
Every morning i run along the river.
| Her sabah nehir boyunca koşarım.
73
of
neden bildirir, aynı zamanda ......in, ......ın olarak kullanılır.
His brother died of cancer.
| Kardeşi kanserden öldü.
74
unlike
.......in aksine, ....... den farklı olarak anlamındadır.
Unlike George, Sally is very intelligent.
| George'un aksine Sally çok zekidir.
75
as
olarak, gibi anlamındadır.
I work as a teacher.
| Öğretmen olarak çalışıyorum.
76
besides
.......e ilaveten, .......in yanında anlamındadır.
Besades cooking the meal he cleaned all of the rooms.
| Yemeği pişirmenin yanında bütün odaları da temizledi.
77
according to
.........e göre anlamındadır.
According to my mother, girls have to be at home before 9.00 am.
(Anneme göre kızlar akşam 9'dan önce evde olmalıdır.)
78
apart from
....... haricinde anlamındadır.
Apart from the wheather, everything was fine.
| Havanın haricinde her şey çok hoştu.
79
instead of
........in yerine anlamındadır.
Instead of ice cream she ordered milk shake.
| Dondurma yerine milk shake sipariş etti.
80
good at : bir konuda iyi
| bad at : bir konuda kötü.
İyi , Kötü
