NOMEN-VERB-VERBİNDUNG Flashcards
(49 cards)
zur Verfügung stellen
- Das Unternehmen stellt seinen Mitarbeitern kostenlose Getränke zur Verfügung.
kullanıma sunmak
- Şirket, çalışanlarına ücretsiz içecekler sunuyor.
in Verbindung stehen mit
- Er steht noch in Verbindung mit seinem alten Chef.
bir şey ile ilişki - bağlantı içinde olmak
- Eski patronu ile hala görüşüyor.
in Schwerigkeiten geraten
- Nach dem plötzlichen Verlust seiner Frau ist er in große Schwerigkeiten geraten.
zor duruma düşmek , sıkıntıya girmek, zorluklarla karşılaşmak
- Karısının ani kaybından sonra çok büyük zorluklarla savaştı.
in Kauf nehmen
Tom will ein solches Risiko nicht in Kauf nehmen.
bir şeyin olumsuz tarafını kabullenmek, göze almak, zorluklarla karşılaşmak
- Tom bu zorlukları göze almak istemiyor.
eine Entscheidung treffen
- Du hast drei Sekunden, um eine Entscheidung zu treffen.
bir karar vermek
- Karar vermek için 3 saniyen var.
einen Einfluss haben auf
- Der Inhalt des Briefes hatte einen interessanten Einfluss auf meine Ehe.
üzerinde etkisi olmak / etkiye sahip olmak
- Mektubun içeriği evliliğime ilginç bir etki yaptı.
hatırda kalmak, unutulmamak
bir rol - görev üstlenmek
einen Kompromiss finden
- Man muss einen vernünftigen Kompromiss finden.
bir uzlaşma - orta yol bulmak
- Makul bir uzlaşma bulunmalıdır.
in Betracht ziehen
- Ziehst du in Betracht, nach eine weitere Fremdsprache zu lernen?
dikkate almak, göz önünde bulundurmak, değerlendirmek
-Başka bir yabancı dil öğrenmeyi düşnüyor musun?
aufmerksam machen auf
- Sie können die Gelegenheit nutzen, um auf unsere Sonderangebote aufmerksam zu machen.
bir şeye dikkat etmek, bir şeyi işaret etmek
- Özel tekliflerimize dikkat etmek için fırsatı değerlendirebilirsiniz.
in Gefahr geraten
tehlikeye girmek, tehlike altına girmek
eine Frage stellen
bir soru sormak
einen Einfluss ausüben auf
bir şeyi etkilemek, üzerinde etki bırakmak
einen Beitrag leisten zu
Jeder kann einen Beitrag zum Umweltschutz leisten
katkıda bulunmak, bir şeye katkı sağlamak
Bedenken äußern
endişelerini dile getirmek, çekincelerini ifade etmek, tereddütlerini ifade etmek
zur Diskussion stehen
müzakereye - tartışmaya açık olmak
einen Konsens finden
bir uzlaşmaya varmak
Interesse wecken
ilgi - merak uyandırmak , dikkat çekmek
im Kontakt treten mit
biri ile iletişime - temasa geçmek
Maßnahmen ergreifen
önlem almak, tedbir almak, gerekli adımları atmak
Kritik üben
eleştiri yapmak, eleştiri
eine Vereinbarung treffen
Wir haben eine Vereinbarung getroffen, dass ich die Miete zahle und du die Nebenkosten übernimmst.
bir anlaşmaya varmak
Kira bedelini benim, yan giderleri senin ödeyeceğin konusunda bir anlaşmaya vardık.
auf dem Spiel stehen
tehlikede olmak , risk altında olmak