Parole Flashcards
(135 cards)
1
Q
Gösteri, show
A
Lo Spettacolo
2
Q
Yağmurlu, yağmur yağmak
A
Piovoso, Piovere
3
Q
Güneşli
A
Soleggiato
4
Q
Plaj
A
Spiaggia
5
Q
Sağlıklı
A
Sano
6
Q
Teaching
A
Insegnamento
7
Q
Derin
A
Profondo
8
Q
Çekmek
A
Tirare
9
Q
Misafir
A
Ospite
10
Q
Affetmem!
A
Non perdono
11
Q
What else?
A
Che altro?
12
Q
Başarısız olmak
A
Fallire
13
Q
Working life
A
Vita lavorativa
14
Q
Adanmış, özel, narin, hassas
A
Dedicata
15
Q
Suresi geçmiş (expired)
A
Scaduta
16
Q
Tartmak
A
Pesare
17
Q
Faydasız
A
Inutile
18
Q
Zayıf
A
Debole
19
Q
Suçlu
A
Colpevole
20
Q
Masum
A
Innocente (innoçente)
21
Q
Double
A
Doppio
22
Q
Binmek
A
Salire
Arabaya bin lütfen
Sali in macchina per favore
23
Q
Şekilde, biçimde
A
In modo.
Ör: Anna ona garip bir şekilde bakıyor
Anna lo guarda in modo strano
24
Q
Güncel
A
Attuale
25
Olmak, become
Diventare. Ör: ne olmak istiyorsun? Cosa vuoi diventare? Pilot oldum. Sono diventato pilota
26
Uzman
Esperto di
27
Since when / Since then
Da quando
Since when have you been living here?(Ne zamandan beri burada yaşıyorsun?)
Da quando vivi qui?
Da allora.
I changed my job, and since then, I’ve been happier. (İşimi değiştirdim ve o zamandan beri daha mutluyum.)
Ho cambiato lavoro e da allora sono più felice.
Dato che. Ör: Since I haven't seen you. Dato che non ti ho visto
28
Katılmak (fiil)
Partecipare
29
Especially
Specialmente
30
Sonra sıra bizde
Dopo tocca a noi
31
Bilinmez
Non si sa
32
Etrafında
Intorno
33
Isıtma / Isınma
ısıtmıyor evi!
ısınmıyor!
Riscaldamento / Scaldamento
Non riscalda la casa
non si scalda!
34
Önceden, şimdiden, in advance
In anticipo.
her zaman önceden planlamak mümkün olmuyor.
Non è sempre possibile pianificare in anticipo.
Jackie, you're a little early.
Jackie, sei un po' in anticipo.
35
Otobüs durağı
La fermata dell’autobus
36
Aylık
Aylık ödemeler
Mensile, Mensili, mensilità
Pagamenti mensili
• Mensile → Sıfat olarak “aylık”, isim olarak “aylık dergi/gazete”.
• Mensili → “Mensile” kelimesinin çoğulu.
• Mensilità → “Aylık ödeme” veya “aylık maaş” anlamına gelir, özellikle finansal bağlamlarda kullanılır.
37
Salon
Soggiorno
38
Biliyoruz
Lo sappiamo
39
Masraflar, expenses
Le spese
40
Açık (elektrikli aletler, tv, motor gibi)
Acceso
41
Faydalı olabilir.
Può essere utile
42
Actually
In realtà, infatti
43
Aksi taktirde
Altrimenti
44
Tezgah
Bancarella
45
Nedeni/sebebi
Il motivo
46
Geriye doğru
Indietro
47
Save money
Risparmiare.
Ör: Para biriktirmem lazım. Devo risparmiare soldi.
48
Ne sıklıkta?
Ogni guanto? Quanto spesso?
Ogni quanto"
daha spesifik zaman aralıklarını sorarken kullanılır. "Ne sıklıkla" veya "hangi sıklıkla" anlamında, belirli bir periyot sorgulanır.
Ne sıklıkla spor salonuna gidersin?
Ogni quanto vai in palestra?
Quanto spesso"
Daha genel ve belirli bir zaman periyoduna bağlı olmayan sıklıkla ilgili sorular için uygundur.
Sinemaya ne kadar sık gidersin?
Quanto spesso vai al cinema?
49
Hate
Odio
I hate it
lo odio
I hate lies
odio le bugie
50
War
La guerra
51
Başlamak
Cominciare a, iniziare a
Iniziare daha resmi
52
Fault
Colpa
Benim hatam, colpa mio
53
I am wearing, I put on,
geniş ve geçmiş zamanlar için ayrı iki kelime
Indosso, ho messo
Bugün kırmızı bir tişört giyiyorum.
Oggi indosso una maglietta rossa.
Ceketimi giydim.
Ho messo la giacca.
“Ho messo”, geçmişte yapılan bir eylemi anlatır (Giydim, taktım).
“Indosso”, şu anda üzerinde olan bir kıyafeti anlatır (Üzerimde var).
54
Anlatmak -
Açıklamak
Raccontare(rakkontare)
Spiegare
Raccontami- söyleyin bana(dimmi’nin kibar versiyonu, söyle bana değil söyleyin bana gibi
55
Side
Lato
56
On my side, from my side
Dal mio lato
57
Patlamak - keşfetmek
Scoppiare & Esplodare
Scoprire
Arabanın lastiği patladı
La gomma della macchina è scoppiata
Balon patladı
Il palloncino è scoppiato
Bomba gece yarısı patladı
La bomba è esplosa a mezzanotte
Yanardağ aniden patladı
Il vulcano è esploso all’improvviso
Esplodere daha yıkıcı tehlikeli patlamalarda kullanılır.
58
Tekerlek
Ruota
Bisiklet tekerleği, ruota di bici
Araba tekerleği, ruota di macchina
59
İnşaat, yapı
Costruzione (kostrusione)
60
Doğum, …da doğdu
Nascita, nato a
Ör: nato a Napoli
61
Planlamak
Pianificare
we have to plan for travel.
dobbiamo pianificare il viaggio
62
bu günlerde
in questi giorni
63
faklılık - farklı
differenza - diverso
64
zayıflamak
zayıfladın mı?
dimagrire
Sei dimagrito/a?
65
Keşif, keşfetmek
scoprire
Birsey keşfettim
ho scoperto una cosa
66
Vücut
il corpo
67
zorlamak(fiil)
forzare
Kapıyı açmak için zorladım.
Ho forzato la porta per aprirla.
68
Amaç, hedef
l'obiettivo& lo scopo
Lo scopo della vita è essere felici.
Il mio obiettivo è imparare l’italiano.
"obiettivo" daha spesifik ve kısa vadeli hedefler için, "scopo" ise daha geniş ve uzun vadeli amaçlar için kullanılır.
69
inatçı
ostinato
70
Kilo almak
kilo mu aldın?
ingrassare
sei ingrassato/a?
71
Keep on
continuare a
After, I continue to do the lessons
Dopo continuo a fare le lezioni
I think we should keep looking for her.
Credo che dovremmo continuare a cercarla.
72
Üstün, daha üst, daha yüksek
superiore
Questo prodotto è di qualità superiore." (Bu ürün daha üstün kalitede.)
- "Il piano superiore." (Üst kat.) üst kat tanımında su yerine kullanıliyor.
Özetle:
- **Su**: Konum veya konu hakkında kullanılır.
- **Superiore**: Kalite, pozisyon veya derece açısından daha üst veya daha üstün anlamında kullanılır.
73
İleri, gelişmiş, ileri düzeyde
Avanzata
Son yıllarda teknoloji hızlı bir şekilde ilerledi.
Negli ultimi anni, la tecnologia è avanzata rapidamente
74
Daha düşük,asagida (kalite, seviye, derece)
inferiore
Anlam:** Genellikle kalite, seviye veya derece açısından karşılaştırma yaparken kullanılır.
- Karşılaştırma yaparken:
Daha düşük kalite
Qualità inferiore
Stres altındayım
Sono sotto stress.
Özetle:
- **İnferiore**: Genellikle kalite, seviye veya derece açısından daha düşük veya alt anlamında kullanılır.
- **Sotto**: Fiziksel olarak bir şeyin altında veya soyut anlamda altında olmak durumunu ifade eder.
75
Toplantı
La Riunione
Resmi veya organize edilmiş toplantılar için kullanılır.
Yarın sabah önemli bir toplantım var
Ho una riunione importante domani mattina
76
Farklı, çeşitli şeyler.
Diverse cose
Çeşitli şeyler hakkında konuştuk
Abbiamo parlato di diverse cose
77
Lastik, sakız
Gomma
Sakızın var mı?
Hai una gomma?
Arabanın lastiği patladı
La gomma della macchina è scoppiata
78
Çiğnemek
Masticare
Sakiz çiğnemeyi severim
Mi piace masticare la gomma
79
Sahip
il proprietario
Ev sahibi
il proprietario di casa
80
Kısa bir süredir, son zamanlarda
Da poco
Burada kısa bir süredir çalışıyorum.
Lavoro qui da poco.
Son zamanlarda kendimi çok yorgun hissediyorum.
Da poco mi sento molto stanco.
81
Geri çekmek, geri almak, bir yerden geri (teslim) almak
ritirare
“Devo ritirare” İtalyanca’da “geri çekmeliyim” veya “almam gerekiyor” anlamına gelir. Bu ifade genellikle bir şeyi geri almak veya bir yerden almak gerektiğini belirtmek için kullanılır.
Siparişimi mağazadan almam gerekiyor.
Devo ritirare il mio ordine al negozio.
82
Ayna
specchio
83
O hareket edebilir (taşınabilir, yer değiştirebilir)
O Değiştirilebilir
O Çözülebilir
O İptal edilebilir
Può essere spostato
Può essere cambiato
Può essere risolto
Può essere annullato
84
Anlaştık/ I am in(varım)
D’accordo/ Ci sto!
85
Dondurmayı severiz
Ci piace il gelato.
86
Profesör bizi selamlıyor
Il professore ci saluta.
87
Refleks olarak uyanırız
Riflessivo ci svegliamo
88
Yarın oraya gidiyorum (yer bildiren kelime ile)
Ci vado domani
89
I would have done
Avrei fatto
90
I would do that
Lo farei
91
I would do that
Lo farei
92
I would go there
ci andrei, andrei lì
93
Şüphe etmek
Dubitare
94
Eminim!
Emin misin?
Eminler mi?
Sono sicuro!
Sei sicuro?
Sono sicuri?
95
Reduce
Ridurre
96
Süre, Saat
L’orario
97
Düzenlenir.
1990 dan beri romada konserler düzenlenir.
Sì tengono
Dal 1990 si tengono concerti a Roma.
98
Korkarım ki!
Temo che
Korkarım ki yarın yağmur yağacak
Temo che piova domani
99
1- İade etmek, Geri vermek
2- Teslim almak, Çekmek
Restituire
Ritirare
İade etmek istiyorum
Voglio restituirlo
Konser biletlerini teslim alabilir misin?
Puoi ritirare i biglietti per il concerto?
Bankamatikten para çekti.
Ha ritirato i soldi dal bancomat.
100
Geri vermek
Restituire
101
Expert,uzman
Esperto
102
Become
Diventare
103
We would like
We would be
We would have
Vorremmo
Saremmo
Avremmo
We would like a table for two, please.
Vorremmo un tavolo per due, per favore.
Without traffic, we would be there in ten minutes.
Senza traffico, saremmo lì in dieci minuti.
104
We would have
Avremmo
105
Düzgünce, düzgün bir şekilde, properly
propriamente
106
To become, olmak
Divantare
Berber oldum
Io sono diventato barbiere
107
Güncel
attuale
108
News
Novità
109
Serious
grave, serio
Grave: Tehlikeli, riskli, olumsuz ciddi durumlar,
Hastalıklar, krizler, kazalar, ciddi hatalar için kullanılır.
Serio: Önemli, güvenilir, disiplinli, ciddi.
Kişilik, profesyonel işler, önemli durumlar için kullanılır
110
Odun
Legno
111
Cihaz, aygıt
Dispositivo
112
Daha vurgulu “ya da, veya” kelimesi
Oppure
113
Deserve, deserves
You deserve it
He deserved it
Meritare, Merito
Te lo meriti
Se lo è meritato
114
Tamir etmek
Riparare
115
Handle, Manage
I have handed it
Gestire
l'ho gestito
116
Whatever, Whichever
Any
Qualsiasi cosa, Qualunque cosa
Qualsiasi, Qualunque, Ogni
117
Az kaldı
Manca poco
118
Kalabalık
Affollato
119
Acı, ağrı (hem fiziksel hem duygusal)
Dolore
120
Kıyaslamak, karşılaştırmak
iki arabayı kıyaslar mısın?
confrontare
Puoi confrontare le due machine?
121
Floor
Giriş katı
Piano
Piano terra
122
Entrance
Müzenin girişi ücretsizdir.
Ingresso
L’ingresso del museo è gratis.
123
Unfortunately
Purtroppo
124
Opposite
opposto
125
yol(güzergah)
il percorso
126
yoğun çaba gerektiren
impegnativo
127
yaklaşık bir saat
circa un'ora
128
sabit
Fisso
129
yol boyunca
lungo la strada
130
rahat olun
Si rilassi
131
Elektrik kesildi
è saltata la luce
132
Deprem
terremoto
133
Zarar
Danno
134
Kuru
Secca
135
Çöp
spazzatura