isnân - 2 Flashcards

(33 cards)

1
Q

assess

A

değerlendirmek, değerini belirlemek

the tests are designed to assess child’s reading skills
testler, çocuğun okuma becerilerini değerlendirmek için tasarlanmıştır

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

associate (with)

A

ilişkilendirmek, bağdaştırmak

most people associate this brand with good quality
çoğu insan bu markayı iyi kalite ile ilişkilendirir/bağdaştırır.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
3
Q

assure

A

garanti etmek, söz vermek, güvence vermek

she assured them that she would be alright
onlara iyi olacağına dair güvence verdi

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
4
Q

attempt

A

teşebbüs etmek, kalkışmak, girişimde bulunmak

He attempted to escape through a window.
Bir pencere yoluyla kaçmaya teşebbüs etti

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
5
Q

attend

A

katılmak, iştirak etmek

the entire sales force attented the conference
tüm satış ekibi konferansa katıldı

at tend -> katılma eğilimde olmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
6
Q

attract

A

çekmek, cezbetmek

the castle attracts more than 300,000 visitors a year
kale yılda 300 binden fazla ziyaretçi çekmektedir.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
7
Q

avoid

A

sakınmak, kaçınmak

try to avoid the city centre
şehir merkezinden kaçınmayı dene

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
8
Q

balance

A

dengelemek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
9
Q

base (on/upon)

A

dayandırmak, dayanmak, baz almak

the film is based on a novel by mbc
film mbc’nin bir romanına dayanıyor/baz alınıyor.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
10
Q

believe

A

inanmak, güvenmek

Believe in yourself. Have faith in your own abilities, work hard, and there is nothing you cannot accomplish.
[Kendine inan. Kendi yeteneklerine inan, çok çalış ve başaramayacağın hiçbir şey yok.]

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
11
Q

belong

A

ait olmak

messi is a stranger, doesn’t belong this planet
[messi bir yabancı, bu gezegene ait değil]

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
12
Q

benefit

A

yararlanmak, faydası dokunmak

areas that would benefit from regeneration
yenilenmeden faydalanabilecek alanlar

beneficial: yararlı

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
13
Q

blame (for)

A

suçlamak, ayıplamak

syn: suçlamanın ABC’si
accuse of, blame for, charge with

many people blame him for tony’s death
tony’nin ölümü için birçok kişi onu suçluyor

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
14
Q

book

A

yer ayırtmak, rezervasyon yapmak

l have booked a table at the swan
swan’da bir masa ayırtmıştım.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
15
Q

borrow

A

ödünç almak

sorrow: keder, dert

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
16
Q

build

A

inşa etmek, kurmak

the factory was built in 1913
fabrika 1913’te inşa edildi

17
Q

bury

A

gömmek, gizlemek, defnetmek

In peace, sons bury their fathers. In war, fathers bury their sons.
[Barışta oğullar babalarını gömer, savaşta babalar oğullarını gömer.]

18
Q

call

A

adlandırmak, çağırmak

he called me into his house
beni evine çağırdı

19
Q

capture

A

ele geçirmek, esir almak

20
Q

cause

21
Q

care

A

bakmak, ilgilenmek

22
Q

cast

A

rol vermek, şekil almak

23
Q

change

A

değiştirmek, değişmek

[modify, alter]

24
Q

close

A

kapatmak, son vermek
yaklaşmak

[shut down]

25
comment
yorum yapmak Every voter has a right to criticise government and comment on its functioning. [Her seçmen hükümeti eleştirme ve işleyişi/fonksiyonu hakkında yorum yapma hakkına sahiptir.]
26
commit
1. işlemek, yapmak (suç, hata vs) He was sent to prison for a crime that he didn't commit. [İşlemediği bir suçtan cezaevine gönderildi.] 2. adamak, sorumlu kılmak He committed himself to helping others. [Başkalarına yardım etmeye kendini adadı.]
27
compete
rekabet etmek, yarışmak I have really high expectations for myself, so I just want to go out there and compete. [Kendimden beklentilerim gerçekten çok yüksek, bu yüzden sadece oraya gitmek ve rekabet etmek istiyorum.] [Kendim için gerçekten yüksek beklentilerim var, oolayısıyla...]
28
complain
şikayet etmek Any fool can criticize, condemn and complain - and most fools do. [Herhangi bir aptal eleştirebilir, kınayabilir ve şikayet edebilir - ve çoğu aptal bunu yapar.]
29
complete
tamamlamak, [komple haline getirme] I completed my exam preparations. [Sınav hazırlıklarımı tamamladım.]
30
comprise
içermek, kapsamak, -den oluşmak A football team comprise of 11 people. [Bir futbol takımı 11 kişiden oluşur/11 kişi içerir.]
31
conclude
verb/ sonuçlandırmak; bir sonuca varmak noun/ conclusion: sonuç, nihai son
32
conduct
yürütmek, yapmak (deney, çalışma, anket) They're conducting an experiment. [Onlar bir deney yapıyorlar, yürütüyorlar.]
33
confine
sınırlandırmak, hapsetmek Confine yourself to the present. [Kendini şimdiki an ile sınırlandır.] [limit, hold in, restrict]