MODAD'L3 Flashcards
Amnesty
n#Genel af #Örnek Cümle : Most prisoners were freed under the terms of the amnesty. #Çevirisi : Çoğu mahkum genel af şartlarına göre serbest bırakıldı. #Eş ya da Yakın Anlamlılar : Pardon #Zıt Anlamlılar : Accusation###
Abhor
v#Nefret etmek #Örnek Cümle : He abhors living in that small cottage. #Çevirisi : O küçük kulübede yaşamaktan nefret ediyor. #Eş ya da Yakın Anlamlılar : Hate, detest, disgust, loathe, dislike #Zıt Anlamlılar : Like, enjoy, desire, admire #Diğer Halleri : Abhorrence (n), abhorrent (adj)##
Abolish
v#Yürürlükten kaldırmak, son vermek #Örnek Cümle : The new government abolished unnecassary regulations. #Çevirisi : Yeni hükümet gereksiz düzenlemeleri kaldırdı. #Eş ya da Yakın Anlamlılar : Put an end, eradicate, annul, destroy #Zıt Anlamlılar : Maintain, keep, confirm, endorse, implement #Diğer Halleri : Abolishable (adj), abolisher (n), abolishment (n)##
Absolute
adj#Kesin, mutlak #Örnek Cümle : The proof is absolute. #Çevirisi : Kanıtlar kesin. #Eş ya da Yakın Anlamlılar : Certain, definite #Zıt Anlamlılar : Partial, limited, conditional #Diğer Halleri : Absoluteness (n), absolutely (adv)##
Bankrupt
adj#İflas etmek #Örnek Cümle : The recession has led to many small businesses going bankrupt. #Çevirisi : Ekonomik durgunluk birçok küçük şirketin iflasına neden oldu. #Eş ya da Yakın Anlamlılar : Penniless, ruined #Zıt Anlamlılar : Rich, wealthy #Diğer Halleri : Bankrupt (v), bankruptcy (n)##
Avert
v#Önlemek, yönünü değiştirmek #Örnek Cümle 1 : I averted my gaze/eyes while he dressed. #Çevirisi : O giyinirken gözlerimi kaçırdım. #Örnek Cümle 2 : It is not always easy to avert economic collapse. #Çevirisi : Ekonomik çöküşü engellemek her zaman kolay değildir. #Eş ya da Yakın Anlamlılar : Avoid, prevent, turn away #Zıt Anlamlılar : Stabilize #Diğer Halleri : Avertible (adj)
Challenge
v#Meydan okumak #Örnek Cümle : The player challanged his opponents. #Çevirisi : Oyuncu rakiplerine meydan okudu. #Eş ya da Yakın Anlamlılar : Defy #Diğer Halleri : Challenge (n), challenging (adj)###
Sewage
n#Lağım pisliği #Örnek Cümle : Some cities in the world do not have proper facilities for the disposal of sewage. #Çevirisi : Dünyanın bazı şehirlerinde kanalizasyon atıkları için uygun tesis#####
Eventual
adj#Son, nihai #Örnek Cümle : Although the original budget for the project was $1 billion, the eventual cost is likely to be 50% higher. #Çevirisi : Proje için asıl bütçe 1 milyar dolar olmasına rağmen, son maliyet muhtemelen#####
Effect
n#Etki #Örnek Cümle : The radiation leak has had a disastrous effect on/upon the environment. #Çevirisi : Radyasyon kaçağının çevre üzerinde olumsuz etkileri oldu. #Eş ya da Yakın Anlamlılar : Influence, impact #Diğer Halleri : Affect (v), effective (adj), effectively (adv)###
Cultivate
v#Toprağı işlemek #Örnek Cümle : Most of the land is too poor to cultivate. #Çevirisi : Arazinin çoğu ekilemeyecek kadar verimsiz. #Eş ya da Yakın Anlamlılar : Refine, make it ready for crops #Zıt Anlamlılar : Deteriorate, make worse #Diğer Halleri : Cultivation (n)##
Demolish
v#Yıkmak, çökertmek #Örnek Cümle : A number of houses were demolished so that the supermarket could be built. #Çevirisi : Süpermarket yapılması için birçok ev yıkıldı. #Eş ya da Yakın Anlamlılar : Destroy, pull down, collapse #Zıt Anlamlılar : Erect, build, construct #Diğer Halleri : Demolition (n)##
Defy
v#Meydan okumak, karşı gelmek, karşı koymak #Örnek Cümle : A few workers have defied the majority decision and gone into work despite the######
Object
v#İtiraz etmek #Örnek Cümle : No-one objected when the boss said it was time to go home. #Çevirisi : Patron eve gitme vaktinin geldiğini söylediğinde kimse itiraz etmedi. #Eş ya da Yakın Anlamlılar : Disapprove, protest #Zıt Anlamlılar : Agree, approve #Diğer Halleri : Objection (n), objectionable (adj)##
Maintain
v#Sürdürmek, korumak, beslemek, geçindirmek, iddia etmek #Örnek Cümle : The film has maintained its position as the critics’ favourite. #Çevirisi : Film eleştirmenlerin favorisi olmayı sürdürdü. #Eş ya da Yakın Anlamlılar : Keep, continue, preserve #Zıt Anlamlılar : Neglect, abandon #Diğer Halleri : Maintenance (n)##
Relief
n#Rahatlık, ferahlama #Örnek Cümle : Pop stars have raised millions of pounds for famine relief in Africa. #Çevirisi : Pop yıldızları Afrika’daki açlığa çözüm bulmak için milyonlarca sterlin topladılar. #Eş ya da Yakın Anlamlılar : Comfort, aid #Diğer Halleri : Relieve (v)###
Reinforce
v#Güçlendirmek, takviye etmek, desteklemek, sağlamlaştırmak #Örnek Cümle : His bad behaviour merely reinforced my dislike of him. #Çevirisi : Onun davranışı sadece benim ona karşı olan nefretimi artırdı. #Eş ya da Yakın Anlamlılar : Strengthen, make stronger #Zıt Anlamlılar : Weaken #Diğer Halleri : Reinforcement (n)##
Launch
v#Başla(t)mak, fırlatmak #Örnek Cümle : The airline company will launch its new transatlantic service next month. #Çevirisi : Havayolu şirketi yeni transatlantik seferini gelecek ay başlatacak. #Eş ya da Yakın Anlamlılar : Start, begin, set off #Diğer Halleri : Launch (n)###
Imply
v#İma etmek #Örnek Cümle : Are you implying that I’m fat? #Çevirisi : Şişman olduğumu mu ima ediyorsun? #Eş ya da Yakın Anlamlılar : Say indirectly, hint #Zıt Anlamlılar : Declare #Diğer Halleri : Implication (n), implied (adj), implication (n)##
Favorable
adj#Elverişli, uygun #Örnek Cümle : We have had a favourable response to the plan so far. #Çevirisi : Şu ana kadar plana müspet/olumlu bir tepki verdik. #Eş ya da Yakın Anlamlılar : Suitable, approving #Zıt Anlamlılar : Unfavourable #Diğer Halleri : Favour (v)##
Provisional
adj#Geçici, eğreti, nihai olmayan #Örnek Cümle : He was given a provisional driving license. #Çevirisi : Ona geçici bir ehliyet verildi. #Eş ya da Yakın Anlamlılar : Interim, temporary #Zıt Anlamlılar : Permenant###
Subtle
adj#Hassas, ince, kolay fark edilmeyen #Örnek Cümle : There is a subtle difference between these two plans. #Çevirisi : Bu iki plan arasında ince bir fark var. #Eş ya da Yakın Anlamlılar : Delicate, indirect #Zıt Anlamlılar : Direct #Diğer Halleri : Subtly (adv)##
Succumb
v#Boyun eğmek, yenik düşmek #Örnek Cümle : Thousands of animals have succumbed to the disease in the past few months. #Çevirisi : Son birkaç ay içinde binlerce hayvan hastalığa yenik düştü. #Eş ya da Yakın Anlamlılar : Yield in, give in #Zıt Anlamlılar : Rebel against###
Summit
n#Zirve #Örnek Cümle : The climbers were able to reach the summit of Mont Blanc. #Çevirisi : Dağcılar Mont Blanc’in zirvesine ulaşmayı başardı. #Eş ya da Yakın Anlamlılar : Zenith, top, peak #Zıt Anlamlılar : Bottom###