Oliver Twist Flashcards
(84 cards)
1
Q
mattres
A
döşek, şilte, yatak
2
Q
forehead
A
alın
3
Q
treachery
A
hainlik, ihanet
4
Q
breast
A
yürek, gönül
5
Q
strict
A
katı, mutlak
6
Q
gruel
A
un çorbası
7
Q
apron
A
önlük
8
Q
wink
A
göz kırpmak
9
Q
be paralysed
A
dona kalmak
10
Q
apprentice
A
çırak acemi stajyer
11
Q
remain
A
geriye kalmak, sürdürmek
12
Q
bitterly
A
acı acı, için için
13
Q
obediently
A
uysalca
14
Q
neglect
A
ihmal, ihmal etmek
15
Q
coffin
A
tabut
16
Q
shutters
A
göz kapakları, panjurlar
17
Q
mock
A
alay etmek
18
Q
impudent
A
edepsiz, arsız, saygısız
19
Q
temper
A
huy, mizaç
20
Q
undertaker
A
cenazeci
21
Q
aggravating
A
can sıkıcı, sinirlendirici
22
Q
seize
A
el koymak, kapmak
23
Q
wrath
A
öfke, gazap, hiddet
24
Q
shout
A
haykırış, haykırma, bağırma
25
drag
sürüklemek
26
presentiment
içine doğma, ön sezi
27
dreadful
ürkünç, korkunç, rezalet
28
exaggeration
abartı, abartma, aşırılık
29
imprisonment
hapis
30
ray
ışın, ışık hüzmesi
31
offence
dargınlık, gücenme, hakaret
32
crust
kabuk
33
limp
topallamak
34
resist
direnmek, dayanmak, karşı durmak
35
nasty
pis, edepsiz
36
sack
çuval, torba
37
askew
çarpık, eğrik, yan
38
basin
leğen, yalak, kase
39
handkerchief
mendil, eşarp, şal
40
pretend
-miş gibi yapmak, -ar gibi görünmek
41
stall
tezgah
42
pursuit
kovalama, takip, araştırma
43
magistrate
sulh hakimi, sulh yargıcı
44
carriage
at arabası
45
deposit
depozito, emanet
46
insensible
duyarsız, bilinçsiz, hissiz kimse
47
hurl
savurmak, fırlatma, atma
48
benefactor
hayırsever
49
derisive
alaycı
50
treacherous
hain
51
ingratitude
nankörlük
52
errand
iş buyurma, ayak işi
53
mud
çamur
54
dweller
oturan, sakin, ev halkı
55
decay
çürümek, çürük
56
damp
nem
57
unconscious
bilinçsiz, şuursuz
58
crept
sürünmek, sürünen
59
bosom
göğüs, kucak
60
locket
madalyon
61
parlour
oturma odası, salon
62
chaser
kovalayan, avcı gemisi, takipçi
63
perplexity
kafa bulanıklığı, tereddüt, karışıklık
64
saddle
semer vurmak, eyer vurmak
65
on the contrary
aksine
66
lean
yaslanmak, dayanmak, eğilmek
67
distressed
sıkıntılı
68
assure
garanti etmek, söz vermek, ikna etmek
69
stumble
sendelemek, tökezlemek
70
fragrance
güzel ve hoş koku
71
gloomy
kasvetli
72
clasp
sıkma
73
engrave
kazımak, oymak, nakşetmek
74
bargain
pazarlık, kelepir, anlaşma
75
abyss
sonsuz derinlik, uçurum
76
misery
sefalet, perişanlık
77
decent
edepli, doğru düzgün
78
corpse
ceset, naaş, cenaze
79
agony
ızdırap, can çekişme
80
treatment
muamele, davranış
81
grief
keder, tasa, felaket
82
sorrow
üzüntü, tasa, keder
83
resemblance
benzerlik, benzeşim
84
scornfully
küçümseyerek