Mobilitat(2) Flashcards
(7 cards)
schwindende: azalan, gitgide kaybolan
Schienenverkehr: demiryolu taşımacılığı
umweltschonend: çevre dostu, çevreyi koruyan
Angesichts des schwindenden Schienenverkehrs fordern viele Experten mehr umweltschonende Investitionen in die Bahn.
Türkçesi:
Azalan demiryolu taşımacılığı karşısında birçok uzman, çevre dostu yatırımların demiryoluna yönlendirilmesini talep ediyor.
vorangetrieben: ileriye taşınmış, ilerletilmiş (genellikle projeler veya süreçler için kullanılır)
Anstrengungen: çabalar, gayretler
ungeachtet: -e rağmen, bakılmaksızın (örn. ungeachtet der Kritik = eleştiriye rağmen)
Die Energiewende wurde ungeachtet der Kritik mit großen Anstrengungen weiter vorangetrieben.
Türkçesi:
Enerji dönüşümü, eleştirilere rağmen büyük çabalarla ilerletilmeye devam edildi.
von der Hand zu weisen: göz ardı edilemez, inkâr edilemez
vorantreibt: ileriye götürmek, hızlandırmak (örn. süreci/projeyi)
dringend: acil, ivedi, öncelikli
Gesamtkonzept: genel plan, bütünsel konsept
Dass ein dringendes Gesamtkonzept notwendig ist, um die Energiewende voranzutreiben, ist nicht von der Hand zu weisen.
Türkçesi:
Enerji dönüşümünü ilerletmek için acil bir genel plana ihtiyaç duyulduğu inkâr edilemez.
verzahnten: iç içe geçmiş, birbirine kenetlenmiş, sıkı bağlantılı
geschmälert: azaltılmış, küçültülmüş, daraltılmış
zwingend: zorunlu, mecburi, kaçınılmaz
Die verzahnten Prozesse wurden durch die geschmälerten Ressourcen zwingend angepasst.
Türkçesi:
Birbirine kenetlenmiş süreçler, azalan kaynaklar nedeniyle zorunlu olarak uyarlanmak zorunda kaldı
Nahverkehr: kısa mesafe toplu taşıma (şehir içi ulaşım)
Übel: kötü, nahoş, rahatsız edici
gewinnbringend: karlı, kazançlı, fayda sağlayan
Der Nahverkehr leidet oft unter üblen Zuständen, doch mit neuen Konzepten kann er wieder gewinnbringend gestaltet werden.
Türkçesi:
Şehir içi ulaşım genellikle kötü koşullardan muzdarip, ancak yeni konseptlerle yeniden karlı hale getirilebilir.
Stichworte: anahtar kelimeler, önemli noktalar
vielmehr: daha çok, aslında, bilakis
Auslastung: doluluk oranı, kapasite kullanımı
📝 Beispielsatz (Almanca):
Die Stichworte beziehen sich vielmehr auf die optimale Auslastung der Produktionsanlagen.
Türkçesi:
Anahtar kelimeler aslında üretim tesislerinin optimal doluluk oranına ilişkindir.
Eigenschaften: özellikler, nitelikler
besitzen: sahip olmak
Plenum: genel kurul, toplantı salonu (bir grup insanın toplandığı yer veya toplantı)
Die Mitglieder des Plenums besitzen unterschiedliche Eigenschaften, die für die Diskussion sehr wertvoll sind.
Türkçesi:
Genel kurul üyeleri, tartışma için çok değerli olan farklı özelliklere sahiptir.