Tense practice III Flashcards
(164 cards)
1
Q
‘(It turns out that / I heard that) Selim went to Ankara last week. His mother told me.’
A
Selim geçen hafta Ankara’ya gitmiş
Bana annesi söyledi
2
Q
Have you heard inf? Aysel bought a new car.
A
Duydun mu? Aysel yeni bir araba almış
3
Q
I read in the paper. There was a traffic accident in Bursa.
Five people were injured
A
Gazetede okudum. Bursa’da bir trafik kazası olmuş
Beş kişi yaralanmış
4
Q
I want
A
istemişim
5
Q
I dont want
A
istememişim
6
Q
Do I want?
A
istemiş miyim?
7
Q
dıdnt I want?
A
istememiş miyim?
8
Q
you ınf want
A
istemişsin
9
Q
You ınf dıdnt want
A
istememişsin
10
Q
dıd you want ınf
A
istemiş misin?
11
Q
dıdnt you want ınf
A
istememiş misin?
12
Q
he wanted
A
istemiş
13
Q
he dıdnt want
A
istememiş
14
Q
dıd he want?
A
istemiş mi?
15
Q
dıdnt he want
A
istememiş mi?
16
Q
we wanted
A
istemişiz
17
Q
we dıdnt want
A
istememişiz
18
Q
dıd we want?
A
istemiş miyiz?
19
Q
dıdnt we want?
A
istememiş miyiz?
20
Q
you form wanted
A
istemişsiniz
21
Q
you form dıdnt want
A
istememişsiniz
22
Q
dıd you form want
A
istemiş misiniz?
23
Q
dıdnt you form want
A
istememiş misiniz?
24
Q
they wanted
A
istemişler
25
they dıdnt want
istememişler
26
dıd they want
istemişler mi?
27
dıdnt they want
istememişler mi?
28
I graduated
mezun olmuşum
29
I slept
uyumuşum
30
I won
kazanmışım
31
You ınf danced
dans etmişsin
32
you ınf lıstened
dinlemişsin
33
you ınf rested
dinlenmişsin
34
he was late
geç kalmış
35
he came
gelmiş
36
he went
gitmiş
37
we drank
içmişiz
38
we wanted
istemişiz
39
we stayed
kalmışız
40
you form spoke
konuşmuşsunuz
41
you form ran
koşmuşsunuz
42
you form rejoıced
sevinmişsiniz
43
they taught
öğretmişler
44
they read
okumuşlar
45
they searched
aramışlar
46
I dıdnt understand
anlamamışım
47
I dıd not get drunk
sarhoş olmamışım
48
I dıd not learn
öğrenmemişim
49
you ınf dıd not telephone
telefon etmemişsin
50
you ınf dıd not sleep
uyumamışsın
51
you dıd not gıve
vermemişsin
52
he dıd not lıe down
yatmamış
53
he dıd not eat
yememiş
54
he dıd not walk
yürümemiş
55
we dıd not take
almamışız
56
we dıd not fınd
bulmamışız
57
we dıd not thınk
düşünmemişiz
58
you form dıd not get ıll
hasta olmamışsınız
59
you form dıd not get up
kalkmamışsınız
60
you form dıd not aska questıon
soru sormamışsınız
61
they dıd not sit
oturmamışlar
62
they dıd not have a holıdaz
tatil yapmamışlar
63
they dıd not travel
gezmemişler
64
dıd I understand?
anlamış mıyım?
65
was I late?
geç kalmış mıyım?
66
did I fınd?
bulmuş muyum?
67
dıd yo
dans etmiş misin?
68
dıd you ınf lısten?
dinlemiş misin?
69
dıd you ınf know?
bilmiş misin?
70
dıd he waıt?
beklemiş mi?
71
did he get up?
kalkmış mı?
72
did he go?
gitmiş mi?
73
did we win?
kazanmış mıyız?
74
dıd we rest?
dinlenmiş miyiz?
75
did we think?
düşünmüş müyüz?
76
dıd you form get ill?
hasta olmuş musunuz?
77
dıd you form come?
gelmiş misiniz?
78
dıd you form learn?
öğrenmiş misiniz?
79
dıd they sit?
oturmuşlar mı?
80
dıd they have a holıday?
tatil yapmışlar mı?
81
dıd they travel?
gezmişler mi?
82
I was a doctor
doktormuşum
83
Apparently I wasn't a doctor
doktor değilmişim.
84
was I a doctor?
doktor muymuşum?
85
wasn;t I a doctor?
Doktor değil miymişim?
86
you ınf were a doctor
Doktormuşsun
87
you ınf werent a doctor
Doktor değilmişsin
88
were you ınf a doctor?
Doktor muymuşsun?
89
werent you ınf a doctor
Doktor değil miymişsin?
90
he was a doctor
Doktormuş
91
he wasn;t a doctor
Doktor değilmiş
92
was he a doctor
Doktor muymuş?
93
wasnt he a doctor?
Doktor değil miymiş?
94
we were doctors
Doktormuşuz
95
we werent doctors
t
Doktor değilmişiz
96
were we doctors?
Doktor muymuşuz?
97
werent we doctors?
Doktor değil miymişiz?
98
you form were a doctor
Doktormuşsunuz
99
You form weren;t a doctor
Doktor değilmişsiniz
100
were you form a doctor?
Doktor muymuşsunuz?
101
werent you form a doctor?
Doktor değil miymişsiniz?
102
they were doctors
Doktorlarmış
103
they werent doctors
Doktor değillermiş
104
were they doctors?
Doktorlar mıymış?
105
werent they doctors?
Doktor değiller miymiş?
106
A letter came to a neighbour of Nasrettin Hodja
Nasrettin Hoca’nın bir komşusuna bir mektup gelmiş
107
The man was illiterate.
Adam okuma yazma bilmiyormuş
108
He knocked on Hoca's door
Hoca’nın kapısını çalmış
109
"Read this to me," he said.
'şunu bana oku' demiş
110
Hodja looked at the letter, the letter was not in Turkish
Hoca mektuba bakmış, mektup Türkçe değilmiş
111
'This is not Turkish, it's Persian' he said
‘Bu Türkçe değil, Farsça’ demiş
112
The man said, 'so be it, you read it'
Adam ‘olsun sen oku’ demiş
113
Hoca replied, 'Well, I don't speak Persian'
Hoca ‘iyi de, ben Farsça bilmem ki’ diye cevap vermiş
114
The man said 'shame on you'
Adam ‘ayıp ayıp’ demiş
115
'You are not ashamed of me, at least be ashamed of your turban. Hoca was angry
‘Benden utanmıyorsun bari kavuğundan utan.’ Hoca kızmış
116
She took off the turban and gave it to the man
Kavuğu çıkarmış, adama vermiş
117
I was good
güzelmişim
118
I was ıntellıgent
akıllıymışım
119
I was fast
hızlıymışım
120
I was stupid
aptalmışım
121
You're tall inf
uzun boyluymuşsun
122
you're the only one inf
yekiymişsin
123
you were inf hardworking
çalışkanmışsın
124
you were happy inf
mutluymuşsun
125
You were in the bazaar
çarşıdaymışsın
126
it was important
önemliymiş
127
it was long
uzunmuş
128
it was short
kısaymış
129
it was expensive
pahalıymış
130
it was tasteless
tatsızmış
131
we were silent
sessizmişiz
132
we were in hospital
hastanedeymişiz
133
we were on our way
yoldaymışız
134
we were weak
zayıfmışız
135
we were awake
uyanıkmışız
136
you were understanding form
anlayışlıymışsınız
137
you were a teacher form
öğretmenmişsiniz
138
you were at sea form
denizdeymişsiniz
139
you were famous form
ünlüymüşsünüz
140
you were tired form
yorgunmuşsunuz
141
they were in the pool
havuzdaymış
havuzdalarmış
havuzdaymışlar
142
they were in the bag
çantadaymış
çantadalarmış
çantadaymışlar
143
they were cheap
ucuzmuş
ucuzlarmış
ucuzmuşlar
144
they were small
küçükmüş
küçüklermiş
küçükmüşler
145
they were on holiday
tatildeymiş
tatildelermiş
tatildeymişler
146
were the kids in the park?
Çocuklar parkta mıymışlar?
147
were we young?
148
Were you in London at that date? inf
Sen o tarihte Londra’da mıymışsın?
149
Was I smarter than Hasan?
Ben Hasan’dan daha akıllı mıymışım?
150
was this coffee sweet?
Bu kahve şekerli miymiş?
151
Were these plums sour?
Bu erikler ekşi miymiş?
152
were the tourists in hotels?
Turistler oteldeler miymiş?
153
was the concert at 9 o'clock?
Konser saat dokuzda mıymış?
154
were the guests tired?
Misafirler yorgun muymuşlar?
155
I was born in Artvin in nineteen eighty-six. Where were you born?
Ben bin dokuz yüz seksen altı’da Artvin’de doğdum. Sen nerede doğdun?
156
Have you heard? Hasan's dad bought a new car. Selim told me too.
Duydun mu? Hasan’ın babası yeni bir araba almış. Bana da Selim soyledi.
157
I read in the paper. There was another earthquake in Japan.
Gazetede okudum. Japonya’da yine deprem olmuş
158
It rained all day yesterday. We didn't go out.
Dün bütün gün yağmur yağdı. Biz dışarıya çıkmadık
159
I spoke to my sister on the phone yesterday. It rained all day there too, but they went shopping. Because the kids were bored at home.
Dün ablamla telefonda konuştum. Orada da bütün gün yağmur yağmış ama onlar alışverişe gitmişler. Çünkü çocuklar evde çok sıkılmış
160
Ayhan: What happened at the end of the film? Seda: I don't know, I fell asleep too
Ayhan: Filmin sonunda ne oldu? Seda: Bilmiyorum ben de uyuyakalmışım
161
The bus came late. We were all late for the meeting.
Otobüs geç geldi. Hepimiz toplantıya geç kaldık
162
Nobody ate my börek. Turns out the guests were all vegetarians.
Hiçkimse kıymalı böreğimden yemedi. Meğer misafirlerin hepsi vejeteryanmış
163
Our teacher is sick. He cancelled the class today. The assistants told us
bizim hoca hastazmış. Bugün dersi iptal etmiş. Bize asistanlar söyledı
164
The meeting's at five o'clock. We thought it was at four.
Toplantı saat beşteymiş. Biz dörtte sanıyorduk
