Vocab Basic III Flashcards
(498 cards)
1
Q
name, first name
A
ad, isim
2
Q
family name
A
soyadı
3
Q
date of birth
A
doğum tarihi
4
Q
place of birth
A
doğum yeri
5
Q
nationality
A
milliyet
6
Q
place of residence
A
ikamet yeri
7
Q
country
A
ülke
8
Q
profession
(occupation)
A
meslek
9
Q
gender, sex
A
cinsiyet
10
Q
height
A
boy
11
Q
weight
A
ağırlık
12
Q
mother
A
anne
13
Q
father
A
baba
14
Q
son
A
oğul
15
Q
daughter
A
kız
16
Q
brother
A
kardeş
17
Q
sister
A
abla
18
Q
cousin (masc.)
A
erkek kuzen
19
Q
cousin (fem.)
A
kız kuzen
20
Q
parents
A
ana baba
21
Q
grandmother
A
büyük anne
22
Q
grandfather
A
büyük baba
23
Q
grandson
A
erkek torun
24
Q
granddaughter
A
kız torun
25
grandchildren
torunlar
26
uncle
amca, dayı
27
aunt
teyze, hala
28
nephew
erkek yeğen
29
niece
kız yeğen
30
stepmother
üvey anne
31
stepfather
üvey baba
32
infant
süt çocuğu
33
wife
hanım, eş
34
husband
eş, koca
35
spouse (husband)
koca
36
spouse (wife)
karı
37
married (
evli
38
single (unmarried)
bekâr
39
divorced (masc.)
boşanmış
40
widow
dul kadın
41
widower
dul erkek
42
relative
akraba
43
orphan (boy or girl)
yetim
44
friend (masc.)
dost, arkadaş
45
friend (fem.)
kız arkadaş
46
friendship
dostluk
47
to be friends
arkadaş olmak
48
partner
ortak
49
chief (boss)
şef
50
superior
amir
51
subordinate
ast
52
colleague
meslektaş
53
acquaintance
(person)
tanıdık
54
woman
kadın, bayan
55
slender (adj)
ince
56
pregnant (adj)
hamile
57
man (adult male)
erkek
58
blond (n)
sarışın
59
brunet (n)
esmer
60
rude (rough)
kaba
61
stocky (adj)
kalın yapılı
62
robust (adj)
kuvvetli
63
strong (adj)
güçlü
64
strength
güç
65
stout, fat (adj)
iri
66
well-built (adj)
kaslı, yapılı
67
elegant (adj)
zarif
68
age
yaş
69
youth (young age)
gençlik
70
young (adj)
genç
71
younger (adj)
yaşı daha küçük
72
older (adj)
yaşı daha büyük
73
young man
delikanlı
74
teenager
ergen
75
guy, fellow
bir kimse
76
old man
ihtiyar
77
old woman
yaşlı kadın
78
adult
yetişkin
79
middle-aged (adj)
orta yaşlı
80
elderly (adj)
yaşlı
81
twins
ikizler
82
cradle
beşik
83
diaper
çocuk bezi
84
pacifier
emzik
85
kindergarten
anaokulu
86
babysitter
çocuk bakıcısı
87
childhood
çocukluk
88
doll
kukla
89
toy
oyuncak
90
well-bred (adj)
terbiyeli
91
ill-bred (adj)
terbiyesiz
92
spoiled (adj)
şımarık
93
to be naughty
yaramazlık etmek
94
mischievous (adj)
yaramaz
95
mischievousness
yaramazlık
96
obedient (adj)
itaatli
97
disobedient (adj)
itaatsiz
98
docile (adj)
uslu
99
clever (smart)
zeki
100
child prodigy
harika çocuk
101
to kiss (vt)
öpmek
102
to kiss (vi)
öpüşmek
103
family (n)
aile
104
family (as adj)
aile, ailevi
105
couple
çift
106
marriage (state)
evlilik
107
dynasty
sülale
108
date
randevu
109
kiss
öpücük
110
love (for sb)
sevgi
111
beloved
sevgili
112
tenderness
şefkat
113
tender (affectionate)
şefkatli
114
faithfulness
sadakat
115
faithful (adj)
sadık
116
care (attention)
ihtimam
117
caring (~ father)
dikkatli
118
wedding
düğün
119
lover (masc.)
aşık
120
mistress
metres
121
adultery
sadakatsizlik
122
to cheat on …
(commit adultery)
sadakatsiz olmak
123
jealous (adj)
kıskanç
124
to be jealous
kıskanmak
125
divorce
boşanma
126
to divorce (vi)
boşanmak
127
to quarrel (vi)
kavga etmek
128
to be reconciled
barışmak
129
sex
seks
130
misfortune (accident)
belâ
131
unhappy (adj)
zavallı
132
feeling (emotion)
duygu
133
to feel (vt)
hissetmek
134
hunger
açlık
135
to be hungry
yemek istemek
136
thirst
susuzluk
137
to be thirsty
içmek istemek
138
sleepiness
uykulu olma
139
to feel sleepy
uyumak istemek
140
tiredness
yorgunluk
141
tired (adj)
yorgun
142
to get tired
yorulmak
143
mood (humor)
keyif
144
to be bored
sıkılmak
145
seclusion
yalnızlık
146
to seclude oneself
inzivaya çekilmek
147
to worry (make
anxious)
üzmek
148
to be worried
endişelenmek
149
worrying (n)
endişe
150
anxiety
rahatsızlık
151
preoccupied (adj)
kaygılı
152
o be nervous
sinirlenmek
153
to panic (vi)
panik yapmak
154
hope
ümit
155
to hope (vi, vt)
ummak
156
certainty
kesinlik
157
certain, sure (adj)
kararlı
158
uncertainty
belirsizlik
159
uncertain (adj)
belirsiz
160
drunk (adj)
sarhoş
161
sober (adj)
ayık
162
weak (adj)
zayıf
163
to scare (vt)
korkutmak
164
fury (madness)
kızgınlık
165
rage (fury)
öfke
166
depression
depresyon
167
discomfort
rahatsızlık
168
comfort
konfor
169
to regret (be sorry)
üzülmek
170
regret
pişmanlık
171
bad luck
talihsizlik
172
sadness
üzüntü
173
shame (remorse)
utanma
174
gladness
neşe
175
enthusiasm, zeal
coşku
176
enthusiast
coşkun kimse
177
to show enthusiasm
coşkulu davranmak
178
character
karakter
179
character flaw
karakter kusur
180
mind
zekâ
181
conscience
vicdan
182
habit (custom)
alışkanlık
183
ability
kabiliyet
184
patient (adj)
sabırlı
185
impatient (adj)
sabırsız
186
curious (inquisitive)
meraklı
187
curiosity
merak
188
modesty
mütevazilik
189
modest (adj)
mütevazi
190
immodest (adj)
küstah
191
laziness
tembellik
192
lazy (adj)
tembel
193
cunning (n)
kurnazlık
194
cunning (as adj)
kurnaz
195
distrust
güvensizlik
196
distrustful (adj)
güvensiz
197
generosity
cömertlik
198
generous (adj)
cömert
199
talented (adj)
yetenekli
200
talent
yetenek
201
courageous (adj)
cesur
202
courage
cesaret
203
honest (adj)
dürüst
204
honesty
dürüstlük
205
careful (cautious)
ihtiyatlı
206
brave (courageous)
cesaretli
207
serious (adj)
ciddi
208
strict (severe, stern)
sert
209
decisive (adj)
kararlı
210
indecisive (adj)
kararsız
211
shy, timid (adj)
çekingen
212
shyness, timidity
çekingenlik
213
confidence (trust)
güven
214
to believe (trust)
güvenmek
215
trusting (naïve)
güvenen
216
sincerely (adv)
samimi olarak
217
sincere (adj)
samimi
218
sincerity
samimiyet
219
open (person)
açık
220
calm
sakin
221
frank (sincere)
içten
222
naïve (adj)
saf
223
absent-minded (adj)
dalgın
224
funny (odd)
komik
225
greed
cimrilik
226
greedy (adj)
cimri
227
stingy (adj)
pinti
228
evil (adj)
kötü kalpli
229
unpleasant (adj)
sevimsiz
230
selfish person
(masc.)
bencil
231
selfish (adj)
bencil
232
coward
korkak kimse
233
cowardly (adj)
korkak
234
sleep, sleeping
uyku
235
dream
düş, rüya
236
to dream (in sleep)
rüya görmek
237
sleepy (adj)
uykulu
238
bed
yatak
239
mattress
şilte
240
blanket (comforter)
battaniye
241
pillow
yastık
242
sheet
çarşaf
243
insomnia
uykusuzluk
244
sleepless (adj)
uykusuz
245
to feel sleepy
uyumak istemek
246
to yawn (vi)
esnemek
247
to go to bed
uyumaya gitmek
248
to fall asleep
uykuya dalmak
249
nightmare
kabus
250
snoring
horultu
251
to snore (vi)
horlamak
252
to wake (vt)
uyandırmak
253
to wake up
uyanmak
254
to get up (vi)
kalkmak
255
humor (wit, fun)
mizah
256
sense of humor
mizah anlayışı
257
to have fun
eğlenmek
258
cheerful (adj)
neşeli
259
merriment, fun
neşe
260
smile
gülümseme
261
to smile (vi)
gülümsemek
262
to start laughing
gülmeye başlamak
263
to laugh (vi)
gülmek
264
laugh, laughter
gülme
265
anecdote
fıkra
266
funny (anecdote,
etc.)
gülünçlü
267
to joke (vi)
şaka yapmak
268
joke (verbal)
şaka
269
joy (emotion)
neşe, sevinç
270
to rejoice (vi)
sevinmek
271
glad, cheerful (adj)
sevinçli
272
communication
iletişim
273
to communicate
iletişim kurmak
274
conversation
konuşma
275
dialog
diyalog
276
discussion
(discourse)
müzakere
277
debate
tartışma
278
to debate (vi)
tartışmak
279
interlocutor
muhatap
280
topic (theme)
konu
281
point of view
bakış açısı
282
opinion (viewpoint
fikir, görüş
283
speech (talk)
demeç
284
discussion (of report,
etc.)
görüşme
285
to discuss (vt)
görüşmek
286
talk (conversation
sohbet
287
to talk (vi)
sohbet etmek
288
meeting
karşılaşma
289
to meet (vi, vt)
karşılaşmak
290
proverb
atasözü
291
saying
deyim
292
to ask a riddle
bilmece sormak
293
password
parola
294
secret
sır
295
oath (vow)
yemin
296
to swear (an oath)
yemin etmek
297
promise
vaat
298
to promise (vt)
vaat etmek
299
advice (counsel)
tavsiye
300
to advise (vt)
tavsiye etmek
301
to listen to … (obey)
söz dinlemek
302
sensation (news)
sansasyon
303
information (data)
bilgi
304
conclusion (decision)
sonuç
305
compliment
kompliman
306
kind (nice)
nazik
307
word
söz
308
phrase
cümle
309
answer
cevap
310
truth
doğru, gerçek
311
lie
yalan
312
thought
düşünce
313
idea (inspiration)
fikir
314
fantasy
uydurma
315
respected (adj)
sayın
316
to respect (vt)
saygı göstermek
317
respect
saygı
318
to introduce
(present)
tanıştırmak
319
intention
niyet
320
to intend (have in
mind)
niyetlenmek
321
wish
dilek
322
to wish (~ good luck)
dilemek
323
surprise
(astonishment)
hayret
324
to surprise (amaze)
şaşırtmak
325
to be surprised
şaşırmak
326
to take (get hold of)
almak
327
to give back
iade etmek
328
to return (give back)
geri vermek
329
to apologize (vi)
özür dilemek
330
apology
özür
331
to forgive (vt)
affetmek
332
to hear out
sonuna kadar
dinlemek
333
to show (display)
göstermek
334
to call (with one's
voice)
çağırmak
335
to disturb (vt)
rahatsız etmek
336
to pass (to hand st
iletmek
337
demand (request)
rica, istek
338
to request (ask)
rica etmek, istemek
339
demand (firm
request)
talep
340
to demand (request
firmly
talep etmek
341
to mock (make fun
of)
alay etmek
342
mockery, derision
alay
343
allusion
ima
344
to allude (vi)
ima etmek
345
to imply (vt)
kastetmek
346
description
tanım
347
to describe (vt)
betimlemek
348
praise (compliments)
övgü
349
to praise (vt)
övmek
350
disappointment
hayal kırıklığı
351
to disappoint (vt)
hayal kırıklığına
uğratmak
352
to be disappointed
hayal kırıklığına
uğramak
353
supposition
tahmin
354
to suppose (assume)
tahmin etmek
355
warning (caution)
uyarı
356
to warn (vt)
uyarmak
357
to talk into (convince)
ikna etmek
358
to calm down (vt)
yatıştırmak
359
silence (~ is golden)
susma
360
to keep silent
susmak
361
to whisper (vi, vt)
fısıldamak
362
whisper
fısıltı
363
frankly, sincerely
(adv)
açıkça
364
detaıl (of the story)
ayrıntı
365
detailed (adj)
ayrıntılı, detaylı
366
in detail (adv)
ayrıntılı olarak
367
hint, clue
ipucu
368
to give a hint
ipucu vermek
369
look (glance)
bakış
370
to have a look
bakmak
371
fixed (look)
sabit
372
to blink (vi)
kırpıştırmak
373
to wink (vi)
göz kırpmak
374
to nod (in assent)
başını sallamak
375
sigh
nefes
376
to sigh (vi)
nefes almak
377
to shudder (vi)
irkilmek
378
gesture
jest
379
to touch (one's arm,
etc.)
dokunmak
380
to seize (by the arm)
yapışmak
381
to tap (on the
shoulder)
hafifçe vurmak
382
Look out!
Dikkat et!
383
Really?
Acaba?
384
Good luck!
İyi şanslar!
385
I see!
Anlaşıldı
386
It's a pity!
Maalesef!
387
consent (agreement)
rıza
388
to agree (say yes)
razı olmak
389
approval
onay
390
to approve (vt)
onaylamak
391
refusal
ret
392
to refuse (vi, vt)
reddetmek
393
Great!
Pek iyi!
394
forbidden (adj)
yasaklanmış
395
it's forbidden
yasaktır
396
it's impossible
imkânsız
397
incorrect (adj)
yanlış
398
to reject (~ a
demand)
geri çevirmek
399
to support (cause,
idea)
desteklemek
400
to accept (~ an
apology
kabul etmek
401
to confirm (vt)
tasdik etmek
402
confirmation
tasdik
403
permission
izin
404
to permit (vt)
izin vermek
405
decision
karar
406
to say nothing
susmak
407
condition (term)
şart
408
excuse (pretext)
bahane
409
praise (compliments)
övgü
409
to praise (vt)
övmek
410
success
başarı
411
successfully (adv)
başarıyla
412
successful (adj)
başarılı
413
good luck
yi şanslar!
414
lucky (e.g., ~ day)
başarılı
415
lucky (fortunate)
şanslı
416
failure
başarısızlık
417
misfortune
şanssızlık
418
bad luck
talihsizlik
419
unsuc cessful (adj)
başarısız
420
catastrophe
felâket
421
pride
gurur
422
proud (adj)
gururlu
423
to be proud
gurur duymak
424
winner
galip, kazanan
425
to win (vi)
yenmek
426
to lose (not win)
kaybetmek
427
try
deneme
428
to try (vi)
denemek
429
shout (scream) noun
bağırtı
430
to shout (vi)
bağırmak
431
to start to cry out
bağırmaya
başlamak
432
quarrel
kavga
433
to quarrel (vi)
kavga etmek
434
fight (scandal)
rezalet
435
to have a fight
rezalet çıkarmak
436
conflict
anlaşmazlık
437
misunderstanding
yanlış anlama
438
insult
hakaret
439
to insult (vt)
hakaret etmek
440
insulted (adj)
aşağılanan
441
resentment
gücenme
442
to offend (vt)
gücendirmek
443
to take offense
gücenmek
444
indignation
dargınlık
445
to be indignant
öfkelenmek
446
complaint
şikayet
447
to complain (vi, vt)
şikayet etmek
448
apology
özür
449
to apologize (vi)
özür dilemek
450
to beg pardon
af dilemek
451
criticism
eleştiri
452
to criticize (vt)
eleştirmek
453
accusation
suçlama
454
to accuse (vt)
suçlamak
455
revenge
intikam
456
to r evenge (vt)
intikam almak
457
to pay back
geri ödemek
458
disdain
kibir
459
to despise (vt)
hor görmek
460
hatred, hate
nefret
461
nervous (adj)
sinirli
462
to be nervous
sinirlenmek
463
angry (mad)
kızgın
464
to make angry
kızdırmak
465
humiliation
aşağılama
466
to humiliate (vt
aşağılamak
467
to humiliate oneself
küçük düşürmek
468
shock
şok
469
to shock (vt)
şoke etmek
470
trouble (annoyance)
bela
471
unpleasant (adj)
tatsız
472
fear (dread)
korku
473
terrible (storm, heat)
müthiş
474
scary (e.g., ~ story)
korkunç
475
horror
dehşet
476
awful (crime, news)
dehşetli
477
to cry (weep)
ağlamak
478
to start crying
ağlamaya başlamak
479
tear
yaş
480
fault
kabahat
481
guilt (feeling)
suç
482
dishonor (disgrace)
rezalet
483
protest
protesto
484
stress
stres
485
to disturb (vt)
rahatsız etmek
486
to be furious
kızmak
487
mad, angry (adj)
dargın
488
to end (~ a
relationship)
kesmek
489
to swear (at sb)
sövmek
490
to be scared
korkmak
491
to hit (strike with
hand)
vurmak
492
to fight (vi)
dövüşmek
493
to settle (a conflict)
çözmek
494
discontented (adj)
memnun olmayan
495
furious (adj)
öfkeli
496
It's not good!
O iyi değil!
497
It's bad!
Bu kötü!