All Words 03 Flashcards

(1000 cards)

1
Q

비관하다

낙관하다

비관적이다 ↔ 낙관적이다

A

Kötümsemek

……konusunda iyimser olmak

Kötümser ↔ İyimser

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

떨리다

N이/가 떨리다 = 긴장되다 = 심장이 두근거리다

A

Korkudan titremek, kıpırdanmak, soğuktan titremek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
3
Q

+ 상관

  • 상관이 없다

+ 상관을 하다

내 일에 상관하지 마 = 신경 쓰지 마

A

+ Bağlantı, ilişki

  • İlişkisi olmayan, ilişkisiz, alakasız

+ Uğraşmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
4
Q

길몽

길몽 ↔ 흉몽

흉몽

악몽

A

Hayırlı rüya

Kötü rüya, hayırsız rüya

Kabus

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
5
Q

한턱내다 = 쏘다

A

Ismarlamak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
6
Q

+ 선잠

  • 선잠을 자다

+ 선잠이 들다

  • 잠이 들다

+ 숙면

A

+ Tavşan uykusu, kısa hafif uyku, şekerleme

  • Kestirmek (uyku)

+ Uyuyakalmak

  • Uyuyakalmak

+ Çok derin ve kesintisiz uyuma

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
7
Q

태몽 = 꿈풀이

A

Çocuk sahibi olacağına dair görülen rüya

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
8
Q

+ 해몽

  • 해몽하다

+ 꿈이 꾸다

A

+ Rüya tabiri, rüya yorumu

  • Rüya yorumlamak

+ 1) 잘 때 Rüya görmek
2) 히망 Hayalin olması

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
9
Q

따다

A

Koparmak, daldan koparmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
10
Q

A

Ejderha

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
11
Q

창피하다 = 부끄럽다

A

Utanç verici, ayıp, yüzkarası

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
12
Q

비단치마

A

İpek etek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
13
Q

쑥스럽다

쑥스러워하다

쑥스러워 올다

쑥스러운 얼굴

A

Utanmak (iyi bir şekilde)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
14
Q

단돈

단돈 N원 단돈 백 원

A

Sadece para

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
15
Q

자녀

A

Çocuklar, oğul ve kız (başkalarının çocukları)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
16
Q

대신

대신하다

A

Yerine

Yerine…..etmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
17
Q

고가 [고까] = 비싼 값
고가 [고까] = 비싼 값 ↔ 저가 [저까] = 싼 값

저가 [저까] = 싼 값
고가 [고까] = 비싼 값 ↔ 저가 [저까] = 싼 값

A

Yüksek fiyat, pahalılık

Düşük fiyat

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
18
Q

수입
수입 ↔ 지출
1) 수입이 늘다
수입이 많다
수입이 적자
수입이 줄다
수입이 저축하다
2) 수입하다 ↔ 수출하다

부수입
↔ 주수입

A

1) Gelir, income
2) İthal, bir ülkeye başka ülkeden mal getirme veya satın alma

1) Gelirin yükselmesi
Çok geliri var
Gelir açığı
Gelirde azalma
Gelirini kurtarmak
2)

Yan gelir, extra gelir
↔ Ana gelir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
19
Q

+ 저축

  • 저축이 감소하다

+ 저축을 늘리다

  • 저축은행

+ 저축 보험

A

+ Bankaya para yatırma, para biriktirme

  • Para biriktirme azaltmak

+ Para biriktirme artırmak

  • Birikim bankası

+ Tasarruf sigortası

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
20
Q

+ 절약

  • 절약(이) 되다

+ 절약(을) 하다

  • 절약되다

↔ 낭비되다 = 낭비하다

A

+ Ekonomi, tasarruf

  • Tasarruf yapmak

+ Tasarruf yapmak

  • Kaydetmek, be saved, birikim yapmak, tasarruf yapmak

↔ İsraf etmek, savurganlık

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
21
Q

지출

수입 ↔ 지출

A

Masraf, gider, harcaman

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
22
Q

알뜰하다

A

Tutumlu, idareli

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
23
Q

소시민

A

Küçük burjuvazi

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
24
Q

천 가방

가죽 가방

A

Bez çanta

Deri çanta

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
25
개선하다
Düzeltmek, yenilik yapmak, iyi duruma getirmek
26
시급하다
Acil
27
손실 손실이 나다 / 생기다 손실이 있다/ 없다
Zarar, ziyan, hasar Zarar etmek Zarar var / yok
28
수익 수익률 = 이익률 수익금
Gelir, hasılat Gelir oranı Kâr
29
+ 펑펑 - 돈을 펑펑 쓴다 + 돈을 물 쓰듯 한다 - 밑 빠진 독에 물 붓기이다
+ Çok fazla - Düşünmeden para harcamak + Su gibi para harcamak - Dipsiz kile, boş ambar
30
합리적
Makul, akla uygun
31
사회 초년생
Yeni gelen, iş hayatına yeni başlayan
32
첫발을 디디다
İlk adımı at
33
가계부
Aile bütçe defteri
34
살펴부다
Dikkatle bakmak veya araştırmak, ilgi ile bakmak, gözetlemek
35
잔돈
Paraüstü, bozuk para
36
굴러다니다
Yuvarlanmak
37
제법
Oldukça, yetecek kadar
38
+ 자금 - 노후자금 + 자금난
+ Finansman, sermaye, fon - Finansman, sermaye + Sermaye sorunu, finasman sıkıntısı
39
마련하다 = 세우다
Hazırlamak (başkaları için), düzenlemek
40
+ 위험 부담 위험 부담이 많다 / 크다 위험 부담을 감수하다 / 무릅쓰다 - 위험성
+ Risk alma - Risk
41
단기간 ↔ 장기간
Kısa süre ↔ Uzun süre
42
장기 ↔ 단기
Uzun zaman ↔ Kısa zaman
43
식비 외식비
Yiyecek masrafı
44
교통비
Yol ücreti
45
+ 육아 교육비 - 육아 + 육아 휴직 - 독박 육아
+ Çocuk bakımı eğitim giderleri - Çocuk bakımı + Çocuk bakımı izni - Tek başına ebeveynlik, evde beraber yaşamaya rağmen birinin bakımı üstlenmesi de oluyor
46
+ 경조사비 - 추의금 + 조의금
+ Tebrik ve taziye parası, düğün veya cenaze parası, iyi kötü gün parası - Evlenince verilen para + Taziye parası
47
세금 세금 공과금
Vergi Vergiler ve harçlar
48
건강 의료비
Sağlık harcamaları
49
들리다 (들러요, 들렀어요)
Duyulmak, işitilmek, uğramak
50
보장성 보험
Koruma sigortası
51
빨아먹다
Sömürmek
52
비석
Mezar taşı
53
족제비
Sansar, gelincik
54
밭 논밭
Bostan, bahçe Ekilebilir arazi, tarım alanı
55
물장수
Su satıcısı, sucu
56
주막 주모
Meyhana, han Meyhane de çalışan kadın
57
이튼날
Ertesi gün, ikinci gün
58
재테크
Yatırım
59
구석진
Ücra, gözden uzak, kuytu
60
경매
Müzayede, açık artırma
61
신용카드
Kredi kartı
62
+ 결제 - 일시불 일시불 결제 일시불로 계산하다 일시불로 내다 일시불로 받다
+ Ödeme - Peşin ödeme
63
최근 최근의 일 최근 모습
Son zamanlarda
64
+ 무절제하다 - 절제하다 절제하다 ↔ 무절제하다 + 무절제한 소비 - 무절제한 생활
+ Ölçüsüz, sınırsız - Ölçülü, sınırlı + Ölçüsüz tüketim - Ölçüsüz bir hayat
65
+ 한도 - 한도를 조과학 = 한도를 벗어나다 = 한도를 넘다 + 한도를 정하다
+ Limit, sınır - Limitin üzerinde, limitin dışında + Sınır koymak
66
+ 금액 남입 금액 / 대출 금액 / 소비 금액 / 지출 김액 / 피해 금액 금액이 작다 / 금액이 크다 - 금액을 지불하다
+ Para miktarı - Tutarı öde
67
교훈 교훈을 얻다 교훈을 주다
İbret, ders (bir olayın arkasından ders almak)
68
면제 면제하다 면제되다 N+ 면제 면제를 받다 면제를 해 주다
Muafiyet, af
69
적립 =모으다 적립하다 적립되다
Birikim
70
할부 할부 ↔ 일시불 카드 할부 할부 기간 할부로 계산하다
Taksit
71
할인 할인 ↔ 할증
İndirim, iskonto
72
가맹점 할인 가맹점 카드 가맹점
İmtiyaz sahibi, bağlı bir mağaza, katılma, üye olma
73
연회비
Yıllık ücret
74
포인트
Point
75
신용불량자
Olumsuz kredi
76
지불하다 나눠 지불하다
Ödemek Ödemeyi bölmek
77
던지다
Fırlatmak, atmak
78
기분 내다 기분 전환 = 기분을 바꾸다
Neşelenmek Ruh halini değiştirmek
79
예산
Bütçe, hesap
80
금리
Faiz oranı
81
갚다 = 빌리다 대출금을 갚다 대출하다 ↔ 돌려주다 = 갚다
Geri ödemek, ödemek Krediyi ödemek
82
대형 할인점 `
Büyük market (E-mart, home plus gibi), büyük indirim mağazaları Emart, homeplus, megamart
83
상세하다→ 아주 자세하다 상세하게 + V 상세히
Ayrıntılı
84
유용하다 쓸 만하다
Yararlı olmak, yarar sağlamak Faydalı, kullanışlı
85
조르다 V 아/어/여 달라고 조르다
Boğmak, ısrarla istemek (rahatsız şekilde), alay etmek
86
웬만하다 웬만하면
Oldukça iyi, katlanabilir, sadece (yapabilirsen)
87
난리 = 전쟁 = 작은 소동 난리가 나다
Karmakarışıklık, kaos
88
쇠귀에 경 읽기
Bir kulağından girip diğerinden çıkmak, duvara konuşmak
89
판단력 판단력이 악하다 / 없다
Yargı, neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlama gücü
90
자극하다 자극을 받다
İsteklendirmek, birinde bir şey yapma istediği uyandırmak (kahve kokusunu koklayınca kahve içmeyi istemek)
91
기업
Girişim, şirket, firma
92
제품 시제품
Ürün, imalat Numune, ilk örnek
93
홍수 홍수가 나다
Sel, hareket halindeki büyük kalabalık Sel basmak
94
헤프다
Tutumsuz, savurgan, gelişigüzel konuşan
95
도망간 노예
Kaçak köle
96
대중화 대중화되다
1) Popüler 2) Ortak, kamulaştırma Popüler olmak
97
철이 지나다 철이 되다 철이 아르다
Sezon dışı, zamanı geçmek
98
+ 창립 - 창립하다 차릉립되다 + 창립 기념일 - 창립 십 주년 + 창립 행
+ Kurucu - Kurmak + Kurtuluş yıl dönümü - Onuncu yıl dönümü + Kurucu sıra
99
+ 머리숱 머리숱이 많다 / 적다 / 줄다 / 풍성하다 - 풍성하다 + 머리가 세다
+ Saç sıklığı - Sık, gür + Saçın çok olması
100
쑥쑥하다
Büyümek
101
세배 세배를 드리다 세배를 받다 세배를 옥리다 세배를 하다
Büyüklere diz çökme şeklinde verilen yılbaşı selamı
102
떡국
Rice cake soup. 가래떡 kesilerek 떡국 yapılır
103
덕담 덕담 ↔ 악담 덕담을 듣다 덕담을 하다 새해 덕담 생일 덕담
İyi dilek ↔ Kötü söz, lanet, beddua
104
친지
Ahbap, dost
105
설날
Yılbaşı
106
설빔 설빔을 입다 설빔을 마련하다
Kore yeni yılbaşında giyilen yeni kıyafetler
107
+ 성묘 - 산소 = 무덤 + 조상 - 조상을 추모하다 조상 = 이전 세대
+ Ataların mezarlarını ziyaret etme ve saygı duruşunda bulunma - Mezar + Ata, dede, atalar - Ataları anmak
108
+ 귀성객 귀성행렬 - 귀성 행렬 + 귀성 역귀성 = 고향에 계신 부모가 자식들을 만나려 - 고 자식들이 있는 곳으로 감
+ Memleket ziyareti - Eve dönüş alayı + Memlekete gitmek - Memleketlerindeki aileler çocuklarını görmek için onların yaşadığı yere gitmesi
109
세뱃돈
Kore yılbaşı gününde büyüklerin küçüklere verdiği harçlık
110
만원이다 (이/가 만원이다)
Çok kalabalık, dolu
111
웃어른
Bizden büyük yetişkin
112
묻지마 폭행
Sebepsiz saldırı
113
뜻 = 의미 뜻을 담다
Anlam, mana Anlam içermek
114
소중히 여기디 여기 + 오다 = 여겨오다
Değer vermek
115
소원 성취하다
Dileğin yerine getirilmesi
116
우습다 우스워지다
Gülünç, eğlence konusu olan, güldürücü, Gülünç duruma gelmek
117
너 나 할 것 없이 N은 + 나 나 할 것 없이 Kimler olduğu yazmalı 가족들은, 학생들은 gibi
İstisnasız herkes, sensiz bensiz
118
추석 = 한가위 = 중추절
Şükran günü
119
붐비다 으로/로 가득 차서 복잡하다
Crowded, busy, işlek, çok işleyen, canlı, hareketli
120
열대지방
Tropikal kuşak
121
내내 N 내 내
Her zaman, baştan sona kadar
122
Ağız
123
접두사 접미사
Ön ek Son ek
124
햇, 맨, 맏, 첫 Ön eklerdir
햇 Yılın ilk 햇곡식 Yılın ilk tahılı 맨 Nothing, çıplak 맨발 Çıplak ayak 맨 입 Ağızı kapalı, sır 맏 First, ilk, ilk doğan 맏딸 İlk kız çocuğu 첫 İlk 첫사랑 İlk aşk
125
길쌈
Kumaş dokuma, kumaş yapma
126
소싸움
Boğa güreşi
127
거북 놀이
Kaplumbağa oyunu (eski geleneksel oyun)
128
토란 토란국
Yer elması Taro çorbası
129
수확
Hasılat, ürün
130
전하는 말
Ağızdan ağıza
131
단오제 모내기
Dano festivali, 5 월 5일 yapılıyor. 모내기 bittiğinde yapılıyor Çeltik fidesi dikme
132
세계 문화유산
Dünya kültürel mirası
133
+ 지정되다 N 으로/로 지정되다 N으로/로 정해지다 - 정해지다
+ Atanmak, atamak, tespit etmek - Karar verilmek, tespit edilmek
134
넘다
Aşmak
135
막상 막상 + V
Gerçekte, aslında
136
가면극
Maske tiyatro oyunu
137
흥미롭다 = 신나고 재미있다 = 재미있다 ↔ 시시하다 – 재미없다 N 이/가 시시하다
İlginç, ilgilenmek ↔ Önemsiz ve basit olan
138
굿
Şeytan çıkarma
139
농악
Nongak, Traditional Korean music performed by farmers
140
가장행렬
Kostüm geçit töreni
141
불꽃놀이
Havai fişek oyunu
142
시가햏진
Sokak yürüyüşü
143
부채 부채감 = 다른 사람에게 빚을 지고 있는 느낌
1) Yelpaze 2) Borç 단오선 Özel yelpaze hediye edilirmiş Başkalarına borçlu hissetmek, borç verilen eşya
144
드나들다
Sık gidip gelmek
145
닳다
Aşınmak, yıpranmak, yenmek
146
창포
Hint kamışı
147
라마
Tibetlerde ve Moğollarda Budha rahibi
148
하지 ↔ 동지
Yaz gündönümü ↔ Kış gündönümü
149
단풍나무
Akçaağaç
150
충남 보령
Mud festivalinin olduğu yer
151
진흙
Çamur, mil
152
눈이 빠지도록 기다리다 귀가 닳도록 듣다 죽도록 사랑하다 배꼽이 빠지도록 웃다 입이 닳도록 말하다 눈이 퉁퉁 붓도록 울다 상다리가 부러지도록 상을 차리다 배가 터지도록 먹다 입에 침이 마르도록 칭찬하다 입이 찢어지도록 하품을 하다 손이 발이 되도록 빌다 코가 삐뚤어지도록 술을 마시다 문턱이 닳도록 드나들다
153
어버이날
Aile günü. 5월 8 일
154
+ 기념일 N을/를 기념하다 - 기념관 + 기념식 - 기념전 + 기념품 - 기념사진 + 기념우표
+ Yıl dönümü - Anıt + Merasim, kutlama töreni - Hatıra sergisi, anma sergisi + Hatıra eşya - Hatıra fotoğrafı + Hatıra pulu
155
귀빈
Guest VIP
156
독립 독립하다
İstiklal, bağımsızlık Bağımsız olmak
157
화랑
Galeri
158
추모하다
Anmak (ölen birinin anması)
159
의욕
Niyet, istek, gaye
160
은혜
Lütuf, önem verilen
161
씩씩하다
Cesur, gözü pek, yürekli, yiğit
162
상업적
Reklam
163
+ 확산 - 확산되다 + 확산하다 - 만연하다 = 확산되다
+ Yayılma - Yayılma, yayılmak + Yayılmak, yaygın - Yaygın olmak, yayılmak
164
자본주
Sermaye stoku
165
비판 없다
Eleştiri yok
166
건전하다
Sağlıklı
167
발견하다
Keşfetmek, bulmak
168
버릇 = 습관 = 예의 (버릇이 없다) 버릇이 있다/ 생기다, 고치다
Alışkanlık, düşkünlük
169
예의범절 예의범절에 맞다 예의범절을 배우다 예의범절이 바르다
Terbiye, görgü kuralları
170
쫓기다
Kovulmak, takip edilmek
171
충분히
Yeterince, kafi derecede
172
만족감 ↔ 불만
Memnuniyet, doyum, yeter bulma, fazlasını istememe ↔ Hoşnutsuz, yakınma
173
우울 우울증
Hüzün, içe kapanıklık Depresyon, melankoli, kara sevda
174
일벌레 공부벌레 책벌레
İşkolik Derskolik Kitapkolik
175
+ 경쟁 - 선의의 경쟁 = 좋은 의미로 하는 경쟁 + 경쟁하다
+ Rekabet, müsabaka, yarışma, aynı alanda çalışan kimseler arasındaki çekişme - Dostça rekabet + Rekabet etmek, yarışmak, çekişmek
176
도전하다
…e meydan okumak
177
몰두하다
Meşgül olmak, teslim olmak, içine gömülmek
178
불안하다
Huzursuz, rahatsız, kaygılı
179
유창하다
(Konuşma, yabancı dil vb.) Akıcı
180
중독 일중독
Bağımlılık, düşkünlük İşkolik, iş bağımlısı
181
겨루다
Yarışmak, cenkleşmek
182
온종일
Bütün gün
183
거리감 거리감이 생기다 거리감을 느끼다
Mesafeli olmak, samimiyetsizlik, içtensizlik
184
재충전 재충전을 하다 충전 ↔ 방전
Recharge, şarj etmek Deşarj olmak, şarj etmek Şarj ↔ Deşarj
185
+ 살림 - 살림이 살다 + 살림을 하다
+ Ev işleri, geçim - Geçinmek + Live in a house, dikkat et
186
보탬 = 더하는 일 보탬이 되다 보탬이 없다
Destek, yardım, dayanak
187
모집 모집하다 = 뽑다 = 모이다
Toplama, davet etme Toplamak (insanlar), nefer kaydetmek, devşirmek
188
부업 ↔ 주업 = 본업
İkinci iş, ek iş, yan meslek ↔ Ana meslek, kişinin asıl işi
189
본격적 ↔ 적극적
Kapsamlı ↔ Aktif
190
매달리다 N에 매달리다
Asılmak, tutup çekmek
191
+ 보상 보상을 하다 보상을 받다 V은/ㄴ 보상으로 - 보상(을) 하다/ 받다
+ Ödül, mükafat, tazminat - Zararı karşılamak, bedelini ödemek, karşılamak
192
+ 물질만능주의 ↔ 정신적가치 - 물질 ↔ 정신 + 물질적 ↔ 정신적 - 만능 + 오염 물질
+ Materyalizm ↔ Manevi değerler - Madde ↔ Zihin, an + Maddesel ↔ Zihinsel, manevi - Evrensel, materyalizm + Kirlilik materyali
193
키우다 꽃을/ 나무를/ 강아지를/ 아이를 키우다 사업을/ 일을/ 문제를 키우다
Yetiştirmek, beslemek, büyümek
194
개인주의
Bireycilik
195
민족주의 민족
Ulusçuluk, millyetçilik Millet, ulus
196
민주주의
Demokrasi
197
이기주의 ↔ 이타주의
Bencilik, egoistlik ↔ Fedakarlık
198
인본주의 = 인간주의 = 휴머니즘
Hümanizm, insancılık
199
외모 외모지상주의
İnsan ve eşya için: dış görünüş, dışyüz, dış çehre Görünüş
200
사상
Düşünce, fikir, thought
201
산업화 도시화
Sanayileşme, endüstrileşme Kentleşme
202
잘나다
Yakışıklı, şık, iyi
203
야기하다 N을/를 야기하다 N을/를 일으키다 = N이/가 일어나다
Neden olmak, yaratmak, meydana getirmek
204
일으키다
Kaldırmak, doğrultmak, sebep olmak
205
부정부패
Yolsuzluk
206
까다롭다 ↔ 따지지 않다
Özen, seçici, huysuzlanmak ↔ Ölçüp biçmemek
207
볼대우다 을/를 (볼) 대우다
İstifleme, görünüm
208
결별하다 와/과 결별하다
Ayrılmak
209
집착하다 에/에게 집착하다
…e takılmak, tutulmak, saplantılı
210
왕따
Dışlanmak
211
놀리다 N 을/를 놀리다 N 한데서 놀림을 받다
Alaylı bir dille kusurlarını söylemek, gırgır geçmek
212
눈을 뜨다
Farkına varmak, gözlerini açmak
213
한 한을 풀리다
İçinde kalmak Kızgınlığı gidermek
214
과감하다
Cesur, gözü pek
215
염증 위염, 식도염, 간염, 폐렴
İltihaplanma
216
항생제
Antibiyotik
217
굳이 [구지]
Strongly, ısrarla, inatla, kesin bir şekilde
218
보약 보약을 짓다 보약을 지어 먹다
Bitkisel ilaç, tamamlayıcı tıp
219
건강 검진
Sağlık kontrolü
220
만성피로
Kronik yorgunluk
221
종합영양제
Kapsamlı besim takviyesi
222
건강 보조 식품
Sağlık takviyeleri, diyet takviyesi
223
부병장소 = 병 없이 오래 살기
Sağlıklı ve uzun yaşam
224
보석
Mücevher
225
반전
Beklenmedik sonuç, tersine çevirme
226
숨기다
Gizlemek, saklamak
227
바닥나다
Tamamen tükenmek, hepsini harcamak
228
중풍
Felç
229
위주 입시 위주
Bir şeyi öncelikli hale getirmek Kayıt kabul odaklı, başvuru odaklı
230
매실
Japon kayısısı
231
한창 한창이다
Tüm hızıyla Baba ocağından uzak yerler, tüm hızıyla devam ediyor
232
의사소통
İletişimin iyi olması, iyi anlaşma
233
+ 단절 - 단절 = 끊어지다 + 단절되다 - 단절하다: 관계/흐름을 끊다 단절되다: 관계/ 흐름이 끓어지다
+ Bağlantının kesilmesi - Kesilmek, koparmak + Kesilmek, bağlantının kesilmesi, iletişimin - Kesmek, bağlantıyı kesmek
234
자살 투신자살 자살률
İntihar Çatıdan atlayarak intihar etmek İntihar oranı
235
+ 증가하다 ↔ 감소하다 - 늘어나다 = 증가하다 ↔ 줄어들다 = 감소하다 + 늘어나다 = 늘다 = 많아지다 = 불어나다 = 길어지다 옷이 늘어나다 - 줄어들다 = 줄다 = 적어지다 = 작아지다 = 짧아지다 옷이 줄어들다
+ Artmak, çoğalmak ↔ Azalmak, eksilmek - Artmak, çoğalmak ↔ Kısalmak, azalmak + Artmak, uzamak, çoğalmak - Azalmak, kısalmak
236
+ 보급 인터넷의 보급 국악 보급에 힘쓰다 보급하다 ↔ 퍼뜨리다 - 보급하다 + 보급되다 - 화산되다
+ Dağıtım, yayma - Tedarik, genellemek + Yaymak, dağıtmak, genelleme - Yayılmak
237
터놓다 마음을/ 생각을/ 문제를 터놓다
İçini dökmek, dertleşmek, açmak
238
또한 또한 +N도
Ayrıca, hem, yine
239
반면 반면 + N은/는
Ters taraf, öbür taraf, on the other hand, in contrast
240
그 결과 Cümle sonu 았/ 었다
Sonuç olarak
241
따라서 = 기래서 = 그러니까
Bu nedenle, böylece
242
예를 들면 예를 든면 + N 이다/ 것이다
Mesela, örneğin, söz gelimi
243
이외에도
Ayrıca, yanı sıra, above this
244
마지막으로= 끝으로
Son olarak
245
독창적
Orijinal, özgün, yaratıcı
246
터전
Zemin, temel, yer
247
보존하다 N응/를 보존하다
Korumak, muhafaza etmek
248
출아하다
Filiz vermek, tomurcuk vermek
249
통신 매체
İletişim aracı
250
+ 알다시피 아시다시피 알(다) + 다시피 - 보다시피 / 보시다시피
+ As you know - Gördüğün gibi / gördüğünüz gibi
251
지사 ↔ 분사
Şube, ajans, vali ↔ Genel merkez (şirket)
252
파견 N1을/를 N2 (으)로/에 파견하다 N1이/가 N2 로/ 에 파견되다 정해진 일을 주고 ~ (으)로 보내다
Yollama, gönderme Yollamak, göndermek
253
접하다 = 경험하다 N을/를 점하다
Deneyimlemek, i bilmek, dokunmak, değmek, temas etmek
254
+ 토론 - 토의 + 설교 - 연설
+ Tartışma, münakaşa (karşılıklı zıt farklı fikirler) - Tartışma, münakaşa (aklımızdaki paylaşma) + Kilise, cami gibi dini yerlerde halkı bilgilendirmek amacıyla yapılan dini konuşma - Konuşma, söylev, demeç, görüşme
255
개요
Özet, anahat
256
수강생 수강생
Ders öğrencisi Kurs öğretmeni
257
각기 제각기
Ayrı, her Tek tek, ayrı ayrı
258
동기 = 이유
İrade, istenç
259
재직하다 에 재직하다
…..da çalışmak, …..de görev yapmak
260
중산층 상류층 하류층
Orta sınıf Üst sınıf, zengin, yüksek tabakadan Alt sınıf
261
불과하다 에 불과하다 그저 …….에 불과하다
….den ibarettir, sadece, yalnız
262
징병제
Zorunlu askerlik
263
배정되다 에/ 을/를 배정하다
Yerleştirmek
264
+ 망치다 을/룰 망치다 - 해치다 = 망치다 = 망가트리다
+ Zarara yol açmak, bozmak, 결과가 나쁘다 - Öldürmek, zarar vermek, sağlığını bozmak, dokunmak
265
구르다 에/ 레게 구르다
Kendi üzerinde dönerek hareket etmek, yuvarlanmak
266
기사재목
Makale
267
정치
Politika, siyaset
268
부교수로
Docent
269
해군
Deniz kuvvetleri
270
국방
Milli savunma
271
난생 처음
Hayatımda ilk defa
272
정확하다
Doğru bir şekilde
273
제도
Kural
274
일반적
Evrensel, genel
275
수준
Seviye, düzey
276
속하다
Ait olmak
277
수량
Miktar
278
급수
Dizi, sıralama
279
-차 인사차 여행차
-For the purpose of (목적) Selamlamak amacıyla Gezmek amacıyla
280
다만
Sadece, yalnız
281
출석 시간
Katılma (ders, oturum, toplantı)
282
정규 과정
Regular course
283
평점
Puan, derece, değerlendirme
284
표현 능력 이해 능력 전체 평가
Anlatım (ifade) becerileri Anlama becerileri Genel değerlendirme
285
필사하다
Kopya etmek, kopyasını çıkarmak, temize çekmek
286
전공을 살리다 전공을 못 살리다
Ana dalınız kaydetmek, ana dalında mezun olup okuduğun bölüme göre iş yapmak Ana dalından mezun olup başka bölüme ait işte çalışmak
287
성취감
Başarı hissi, amaçlanan şeyi başarmış olma hissi
288
유출되다
Sızmak, sızıntı
289
능통하다 = 능숙하다 에 능통하다 능숙하다
Maharetli, çok kabiliyetli (dil konusunda) Marifetli, becerikli, hünerli
290
겸손하다 (A) ↔ 거만하다 = 교만하다 = 잘난 척하다
Alçak gönüllü, gösterişsiz ↔ Kibirli
291
말풍선
Konuşma balonu
292
결재
Onay, tasvip
293
촉박하다
Yumurta kapıya dayanmak, yapılacak iş için zaman çok daralmak
294
자네
Sen (biraz saygılı 너) erkekler kullanır
295
총각
Evlenmemiş adam
296
성가시다
Sırnaşık, sıkıntı veren
297
주체 (주어)
1) Özneye saygı vardır 2) Ana yapı, özdeşlik
298
객체
Nesneye saygı Nesne, varlık, obje
299
상대 = 대상
Dinleyen kişiye karşı saygı Karşı taraf, muhalefet
300
체계
Sistem, dizge, düzen
301
간혹 = 가끔 종종 = 가끔
Arasıra, arada bir, bazen Ara sıra
302
꺼림칙하다 N 이/가 꺼림칙하다 N 을/를 꺼리다 ↔ 개운하다
Huzursuz, rahatsız edici ↔ Ferahlanmış, hafiflenmiş, tazelenmiş
303
나뉘다
Sınıflanmak, bölünmek
304
종결
Sona erdirme, sonuç, bitirme
305
서술어
Yüklem, tanımlama, anlatma
306
어미
Çekim eki, ek, yapım eki
307
식순
Alfabetik sıra, tören programı
308
대체 대체로
1) Acaba, acep 2) Yerine geçmek Genellikle, çoğu
309
결례
Saygısızlık, kötü davranış
310
연하
Kadından küçük erkek sevgili
311
특수
Özel, special
312
사례
Örnek, ödül, mükafat, misal
313
진행되다
Cereyan etmek
314
짐작하다 = 추측하다 = 예상하다 예측하다 예상하다
Tahmin etmek Sanmak, tahmin etmek, ummak Tahmin etmek
315
측면
Yön, bir şeyin yan tarafı
316
통념
Ortak fikir, yaygın düşünce
317
발달되다
Gelişmek, ilerlemek
318
표현되다
İfade etmek, anlatım
319
호칭
Hitap, sözü birine veya birilerine yöneltme
320
연애
Aşk, flört, kadınla erkek arasındaki yakın ilişki
321
통계청
İstatistik kurumu
322
뚫다 = 구멍을 내다 N 을/를 뚫다 N 이/가 뚫리다
Delmek, aşmak
323
소신 = 확신 = 생각 소신을 지키다
Kanaat, inanç, kanı
324
보람 보람은 느끼다 보람이 있다/ 없다 보람있다 N이/가 보람있다
Yarar, fayda Ödüllendirici
325
신중하다
Ağır başlı, onurlu, sağduyulu, dikkatli olmak
326
안정성
İstikrar, aynı kararda
327
주위의 평가
Çevrenizden gelen yorumlar
328
장래성 장래성이 있다 장래성이 밝다
İleriye dönük, potansiyel
329
복수
Çoğul, çokluk
330
뜻을 이루다
Yerine getirmek, gerçekleştirmek için
331
마찰
Sürtünme, ovma, değme
332
후유증
Yan tesir, etkiler sonrası
333
원만하다
Dostane, pürüzsüz
334
마디
Kelime (tane) 대답을 한 마디
335
+ 언어 능력 - 수리 능력 + 공간 지각 능력 - 운동 조절 능력
+ Dil becerileri - Aritmetik, sayısal beceriler + Uzamsal algılama, mekansal algı - Motor control yeteneği
336
사고형 ↔ 행동형
Düşünme ↔ Davranışsal
337
고독형 ↔ 사교형
Yalnız, asosyal ↔ Sosyal
338
냉정형 ↔ 흥분형
Soğuk kalpli ↔ Heyecanlı
339
순종 형 ↔ 지배형
İtaatkar tip ↔ Baskın tip
340
안정형 ↔ 독립형
Kararlı ↔ Bağımsız
341
다정하다 N 이/가 다정하다 정이 많다 ↔ 냉정하다
Sevecen, şefkatli, cana yakın Sevecen ↔ Soğuk kalpli
342
이론 ↔ 실제 이론형
Öğreti, teori ↔ Gerçek, gerçeklik Teorik
343
(경제)서 경제력 경제형
İktisat, ekonomi Ekonomik güç Ekonomi
344
+ 심미형 - 사회사업형 + 권력형 - 종교형
+ Estetik - Sosyal hizmet + Güç türü - Dini
345
+ 인도하다 = 이끌다 = 안내하다 - 이끌다 = 인도하다
+ Rehberlik etmek, yol göstermek - Yol göstermek, elinden tutup götürmek
346
배치하다 = 놓다 = 나누다 배치되다
Yerleştirmek, yerine koymak 1) Yerleştirmek, atamak 2) Çelişmek, ters düşmek
347
끔찍하다
Müthiş, korkunç, dehşetli
348
진리 [질리]
Evrensel gerçek
349
탐구하다 = 연구하다 = 찾아보다
Araştırmak, irdelemek
350
긍지 = 자부심
Gurur
351
추구하다 = 좇다
Aramak, takip etmek, peşinden koşmak, izlemek, bir şey yapmaya çalışmak
352
헌신하다
Feda etmek, vakfetmek, bir şeyin bütününü bir işe vermek
353
숭배하다
Tapmak, tapınmak (Tanrı’ya)
354
합산하다
Toplayıp hesaplamak
355
창의적
Yaratıcı
356
친화력 조직내에서의 친화력
Yakınlık, sokulganlık, uyuşkan Kurum içinde uyumluluk
357
성과 = 결과 = 보람 성과가 좋다 성과가 나쁘다 성과를 올리다
Yarar, fayda, bir şeyden elde edilen iyi sonuç
358
끈질기다 = 고집스럽다 = 끈기있다
Israrlı, inatçı, yapışkan
359
근성= 끈기
Cesaret, azim, bir şeyi sonuna kadar yapmaya özen gösteren inatçı kişilik
360
대처하다 = 대응하다 N에 대처하다
Çaresini bulmak, başa çıkmak, karşı koymak
361
수행 = 실천 = 실행 = 실시 수행하다 임무를 수행하다 실행력
İcra, yapma, başarma Bir görevi gerçekleştirmek Yönetici yeteneği
362
주도하다 상황을 주도하다 ↔ 상황에 휘말리다
Öncülük etmek
363
선도하다
Ulaşmak, başkalarından önce varmak
364
인간관계
İlişkiler, human relations
365
중시하다 = 중요하다
Önem vermek, önemsemek
366
협동심
Takım ruhu, iş birliği
367
안목 안목이 있다/ 없다/ 생기다 안목을 가지다/ 넓히다
Yargı, anlayış, ayırt etme
368
구사하다
Bir şeye hakim olmak, bir şeye yetkin olmak, (genellikle) yabancı bir dil konuşabilir
369
어학 어학연수
Dil öğrenimi Yurt dışında dil eğitimi alma
370
+ 영업 - 자영업 + 생산직
+ Ticaret, iş - Serbest meslek + Mavi yakalı
371
+ 향상하다 - 향상 (되다) + 향상시키다
+ Geliştirmek, yükseltmek, iyileştirmek - Geliştirmek, yükselmek + İyileştirmek
372
지향 지향하다
Niyet, amaçlamak Amaçlamak, yöneltmek
373
전문 매장
Özel mağazalar, sadece bir ürünün satıldığı mağazalar Ör. Ayakkabı mağazası gibi
374
-에 응하다 = 대답하다
Bir isteğe uymak, karşılık vermek
375
사은품
Hediye
376
증정하다
Armağan etmek
377
일 처리 = 힘을 모으다 일 처리가 빠르다 ↔ 일 처리가 느리다 일 처리가 빈틈없다
İşleri halletmek ex) 회식
378
날을 잡다 = 날짜를 결정하다
Tarih / gün belirlemek
379
사무직 현장직
Ofiste çalışma Dışarıda çalışma, saha çalışması
380
음주가무
İçki içilip şarkı söyleme ve dans etmek
381
지시하다
Doğrudan, belirtmek, göstermek
382
시장 조사
Pazar araştırması
383
회계과
Muhasebe departmanı
384
자그마한
Küçüçük, küçük
385
매사
Her şey, her iş
386
맛 나다 V 을/ㄹ 맞 나다 = V 하고 싶어지다
Zevk almak, yapmak istiyorum
387
제맛
Lezzet, karpuz soğuk yendiğinde tadı tam oluyor derken kullanılır
388
현장
İş sahası, olay yeri
389
총무부
Organizasyon, genel işler
390
기획부
Planlama departmanı
391
인사부
İnsan kaynakları departmanı
392
영업부
Ticaret, satış ekibi
393
자재부
Malzeme departmanı, satin alma
394
경리 회계부
Muhasebe departmanı
395
홍보부
Pazarlama, halkla ilişkiler departmanı
396
박리다매
Sürümden kazanmak
397
화합
Bileşik, birlik
398
책자
Kitapçık
399
원자재 수입
Hammadde ithal etmek
400
가동 가동하다
İşleme, çalışma İşlemek, çalışmak
401
툭하면
Her fırsatta, sık sık
402
도끼눈
Öfkeli, nefret dolu ve korkutucu bakışlar
403
얼어붙다
Donmak, dona kalmak
404
부진
Durgunluk, gelişmemişlik
405
비위를 맞추다
Lütfetmek, titiz olmak
406
재원
Finans, mali kaynak
407
+ 복지 - 복지관 + 사회복지 - 복지 혜택
+ Refah, iyilik - Refah merkezi + Sosyal refah - Avantajlar, refah yardımları
408
한파
Soğuk dalga
409
+ 노후 - 노후를 누리다 + 노후 생활 - 노후 준비
+ İhtiyarlık, yaşlanma - Yaşlanmak + Yaşlılık hayatı - Emeklilik için hazırlık
410
기회를 붙잡다 ↔ 기회를 놓치다 기회를 잡다 ↔ 기회를 놓치다
Fırsatı değerlendirmek ↔ Fırsatı kaçırmak Şansını denemek ↔ Fırsatı kaçırmak
411
우박
Dolu (dolu yağdı da ki dolu)
412
얼음
Buz
413
비처럼 내림
Yağmur gibi yağıyor
414
방충망
Cibinlik, sineklik
415
실적
Başarı, randıman, elde edilen sonuç
416
+ 기피 - 기피하다 = 싫어하다 = 멀리하다 = 피하다 + 꺼리다 = 기피하다 = 멀리하다
+ Kaçınma - Kaçınmak, esirgemek, kaçmak + Çekinmek, beğenmemek, uzak durmak, kaçınmak
417
추진력 추진하다
İtici güç, momentum
418
+ 사기 사기가 높다 - 사기가 떨어지다 + 사기가 하늘을 찌르다
+ Moral - Moral bozukluğu + Moralin yüksek olması
419
튀다
Sekmek, sıçramak, fırlamak, göz alıcı olmak, göze batmak
420
도입하다
Tanıtmak, getirmek (teknik, yöntem, eşya) İnsanlarda kullanılmaz
421
+ 연간 - 월간 + 주간 - 일간 + 일간지
+ Yıllık, bir yıllık süre - Aylık + Haftalık - Günlük + Günlük, günlük yayını, birkaç gün içinde, birkaç güne, yakında
422
돈독하다 = 끈끈하다
Samimi, yakın, dostane
423
현저히
Belirgin ölçüde, gözle görülür derecede, fark edilebilir şekilde, çok olmaya yakın
424
일쑤이다 V기 (가) 일쑤이다
Bazen, sıklıkla, alışkanlık (kötü alışkanlık)
425
자리를 내놓다
Koltuğundan vazgeçmek
426
인화
Birlik, uyum
427
주가가 오르다
Fiyatın yükselmesi, ilgiden dolayı hissesinin artması
428
치열하다 치열하게 싸우다
Şiddetli, intense
429
또라이
Crapper, freak, weirdo, ucube, tuhaf
430
이직
1) İş değiştirme, başka bir işe grime 2) İşyerini taşıma
431
합리성
Rasyonellik, mantık, doğru düşünme sanatı
432
총 동원
Genel seferberlik
433
원활히
Sorunsuzca, sorunsuz bir şekilde
434
애사심
Bağlılık, eklenti, çalıştığınız şirketi önemsemek ve sevmek
435
능률
Verim, yeterlilik, randıman
436
제출기한
Son teslim tarihi
437
포상 내역
Ödül ayrıntıları, ödül tarihi, ödül geçmişi
438
구상하다
Tasarlamak
439
일사천리 일사천리로 + V
Engelsiz çok hızlı ilerleme
440
수시로 수시로 + V 수시 + N
Sık sık, arasıra, zaman zaman
441
연중 수시
Yılın herhangi bir zamanında
442
요청하다 N에게 N응/를 요청하다
Talep etmek, istemek, rica etmek
443
잡담 잡담을 하다 = 수다를 떨다
Gevezelik, laf, sonuçsuz, fasa fiso
444
부쩍 = 갑자기 부쩍 + V 부쩍 + A 아/어/해지다
Hızla ve birden
445
트집을 잡다
Kusur bulmak
446
+ 질시 - 질시하다 = 질투하다 = 부럽다 = 부러워하다 N을/를 질시하다
+ Haset, kıskançlık - Haset etmek, kıskanmak
447
거부감 거부감을 들다 거부감을 주다 거부감을 보이다 거부감이 있다 / 없다
Tiksinme, kabullenmeme
448
+ 반발 N에/에게 반발하다 - 반발감 + 반발심
+ Tepki, reaksiyon - Tiksinti hissi + İsyan, başkaldırma duygusu, tepki, ters / aksi
449
사석 ↔ 공석
Yerinde, kişisel konum, durum 개인적인 자리 / 상황
450
치켜 세우다 N을/를 치켜 세우다
Onurlandırmak, şereflendirmek, şeref vermek
451
치켜들다
Kaldırmak
452
차 N+ 차
Boyunca
453
해치우다 N을/를 해치우다
Halletmek, çözmek, yok etmek
454
안사성이 밝다
İyi aydınlatılmış
455
+ 꽁무니를 (싹) 빼다 - 꽁무니
+ Kuyruğunu kıstırmak, yavaşça kaçmak - Kuyruk
456
핑계를 대다
Bahaneleri geçersiz kılmak
457
밉상
Fesatlık, nefret dolu
458
고충
Güç, güçlük
459
부장
Şef, daire başkanı
460
+ 때우다 N을/를 N으로 때우다 - 끼니 = 식사 + 시간을 때우다
+ Karmını doyurmak, doldurmak, zaman öldürmek - Öğün + Zaman öldürmek
461
거르다 N을/를 거르다
Elemek, yapmadan geçmek Ör. Bir işi yaparken sırasıyla değil atlayarak yapmak 1,2,3 2’yi yapmadan 3 yapmak
462
업체
İşletme, firma, şirket
463
확장하다 = 연장하다 ↔ 축소하다 = 줄이다 = 단축하다
Genişletmek, genişlemek, genişleştirmek ↔ Azaltmak, kısaltmak
464
단축되다 ↔ 연장되다 = 연장하다
Kısaltmak ↔ Uzatmak
465
+ 이르다 - 이르다 = 도착하다 N에 이르다 + 약속 장소 / 시간에 이르다 - 결론에 이르다 + 난장판의 상태에 이르다 - 높은 수준에 이르다 + 1970 년에서 2000년에 이르기까지
+ Erken - Yetişmek, ulaşmak + Belirlenen yere / zamana ulaşmak - Sonuca varmak + Düzensizlik durumuna ulaşmak - Yüksek bir seviyeye ulaşmak + 1970 den 2000 e
466
교통 체증 = 길이 막히다 = 길이 복잡하다
Trafik sıkışıklığı
467
그나저나
Bu arada, her neyse
468
데우다 ↔ 식히다
Isıtmak (yemeği) ↔ Ilıtmak, soğutmak (yemeği)
469
가공식
İşlenmiş gıda
470
자연식
Organik gıda
471
쳇바퀴
Her gün aynı şeyi yapmak Ör. Ben her gün sabah okula gidip öğlen işe gidiyorum.
472
다람쥐
Sincap
473
막막하다 = 답답하다
Belirsiz, çaresiz
474
근교
Banliyo, şehre yakın bir kasaba
475
바람을 쐬다
Morali düzeltmek için dışarı çıkmak
476
거닐다
Gezinmek, yürüyüş yapmak, bir yerde dolaşmak
477
바삐
Meşgul, çok acelesi olan, hızlı olarak
478
끊이다
Kesinti, devam ekmekte olan şeyin kesintiye uğraması
479
평균 평균 수명
Ortalama, vasat Ortalama yaşam süresi, ömür, kullanım süresi (eşyalar)
480
선식
Öğütülmüş tahıllardan yapılan sağlıklı tahıllar
481
민망하다
Utanç verici hissetmek, çekinmek, sinmek
482
귀농하다
Geri dönmek (için), çiftçiliğe dönüş, köye çiftliğe geri dönüş
483
+ 축사 - 목장 + N 을/를 차에 싣다 - N 을/를 돌보다
+ Ağıl, ahır, kümes - Çiftçilik + Arabaya yüklemek - Korumak, gözetmek, özen göstermek, himaye etmek, ilgilenmek
484
여물
Hayvanyiyeceği, yem
485
동참하다 N에/에게 동참하다
Beraberinde gitmek, arkadaşlık etmek, eşlik etmek
486
든든하다 N이/가 든든하다
Kuvvetli, güçlü, sağlam
487
지원군 지원하다
Takviye kuvvetleri, destek ekini (asker gibi) Ailemiz ya da arkadaşlarımızın desteklemesi de olur
488
불어나다 커지거나 = 많아지다
Arttırmak, çoğalmak Büyümek, daha çok sayıda olmak
489
누리다
Eğlenmek, zevk almak, hoşça vakit geçirmek
490
나름대로 나름의
Kendiliğinden, kendi yöntemiyle, kendi yolunda Kendi yolunda
491
기상
Yataktan kalkma
492
험하다 N 이/ 가 험하다
Pürüzlü, engebeli, tehlikeli
493
여유
Geçim (para acısından), vakit
494
+ 혼돈 - 혼돈에 빠지다 + 가치관의 혼돈 - 혼돈의 세계 ↔ 질서의 세계 + 혼돈이 되다 - 혼란스럽다 + 혼란 = 혼돈 = 불안 = 무질서 = 카오스
+ Kaos, karışıklık - Kaosa düşmek + Değerler kaosu - Kaos Dünyası ↔ Düzen Dünyası + Kaotik hale gelmek - Kafası karışmak + Karışık, fesat
495
질서 정연하다 N 이/가 질서 정연하다
Düzenli
496
해소하다 N 이/가 해소되다 N 을/를 해소하다
Çözmek, üstesinden gelmek
497
위계질서 = 상하 질서 = 신부의 상하 구조
Hiyerarşi
498
확립하다 N 을/를 확립하다 N 이/가 확립하다 민주주의를 확립하다 가치관을 확립하다
Sabitleştirmek, kesinleştirmek, tespit
499
심화하다 심화되다 심화 학습 대기 오염이 심해지다
Derinleşmek, derinleştirmek Güçlenmek, artmak, çoğalmak
500
파격적이다
Olağandışı, alışılmadık, sıradışı
501
난장판
Karışıklık, ortalık karışık, dağınık bir durum
502
잦다 = 자주 하다 N이/가 잦다
Sık
503
+ 짜여지다 - 꽉 짜여지다 + 사회가 짜여지다 - 사회 질서가 짜여지다
+ Örgü - Sıkıca örülmüş + Toplum örgütlemek - Sosyal düzel örülmüştür
504
기존 = 원래의 ↔ 새 = 새롭다 = 새로운
Mevcut ↔ Yeni
505
한층 더
Hatta daha fazla, daha ileri
506
+ 개 – 강아지 - 소 – 송아지 + 말 – 망아지
+ Kedi – Kedi yavrusu - İnek - Buzağı + At - Tay
507
+ 주 5일 근무제 - 격주 휴무 + 징검다리 휴일 - 월차 휴가
+ 5 günlük çalışma haftası - 2 haftada 1 tatil, bir Cumartesi çalışıp diğer Cumartesi çalışmamak + Tatil – çalışma – tatil (resmi) - Ayda bir gün tatil (istediğim bir gün)
508
하긴 = 하기는
Tabii (konuşma dimi dili)
509
여가 여가활동 / 여가문화
Boş zaman
510
+ 알차다 N이/가 차다 ↔ N이/가 비다 - 시간을 알차게 보내요 + 휴가를 알차게 보내다 - 수업이 알차다 알찬 수업, 알찬 사람, 알찬 유학 생활
+ Dolu dolu, içi dolu olan (meyve veya içerik, kitap, zaman) - Zamanı dolu dolu değerlendirin + Tatilinizi dolu dolu geçirin - Sınıflar dolu
511
꾸벅꾸벅 졸다
Uyuklamak (uykuya direnip kafanın aşağıya ve yukarıya doğru sallanarak uyuklamak)
512
지치다 (V) = 피곤하다 = 피로하다 N이/가 지치다 N에 시달리다 = N 때문에 힘들다
Harap, bitkin, yorgun, bezgin olmak
513
+ 삶의 활력소가 되다 - 활력 = 활기 + 생활에 활기를 불어 넣다 - 활력 = 활력소 = 생기 = 원기 + 활기차다
+ Yaşam kaynağı olmak - Canlılık, dinçlik + Hayata hayat katmak, hayata canlılık katın - Canlılık, dinçlik + Heyecanlı, enerjik
514
원기를 되찾다 원기 = 활력 = 활기 = 기력
Gençleştirmek, gençleşin Canlılık, dinçlik
515
대학로
Üniversite bölgesi
516
알코올 = 술 술에 찌들다
Alkol İçki çok içip içkiye bağışıklık kazanmak
517
실행에 옮기다
Harekete geçmek, eyleme geçmek, düşündüğümü hemen yapmak
518
메마르다 = 건조하다 = 감정이 부족하다 들판/ 사막/ 공기….. 삶/ 웃음 ile beraber kullanılır
Kurak, susuz, fazla zayıf, can sıkan
519
감성 = 감정 ↔ 이성 = 지성 감정 대립
Hissi, duyu, duygusal ↔ Akıl, mantık Duygu durum zıtlığı, duygusal yüzleşme
520
되살아나다
Canlandırmak, dirilmek, tekrar yaşamak (ölen bitkinin tekrardan çiçek açması), tekrardan duygusal ya da duyguyu tekrardan yaşamak
521
다루다
Ele almak (konu gibi), uğraşmak
522
찬찬히
Yavaş yavaş dikkatlice
523
접근하다 N 에 / N 에게 접근하다
Yaklaşmak, yanaşmak, bir kimsenin yanına gelmek, erişim, yakınlaşmak
524
단적으로 단적으로 + 보다, 말하다 ile kullanılır 단적으로 + V
Doğrudan
525
증명하다 N 을/를 N에게/에 증명하다 증명사진
Kanıtlamak, ispatlamak
526
전적으로 = 무두 = 대믿다 = 동의하다 = 공감하다 = 완전히 전적으로 + V
Tamamen
527
떠안다 N을/룰 떠안다
Üstlenmek, üzerine almak (sorumluluk)
528
저렴하다 = 값이 싸다
Ucuz
529
인프라 인프라를 형성하다
Altyapı Altyapı oluşturmak
530
턱없다 턱없는 거짓말 턱없이 비싼 가격 턱없는 소리 턱없는 실력 턱없이 = 말도 안되게 턱없이 + 부적하다, 분족하다, 모자라다, 부족하다
Asılsız, aşırı, saçma Anlamsızca, saçma, çok aşırı
531
압도적이다 N이/가 압도적이다 N을/를 압도하다
Karşı konulamaz, çok kuvvetli
532
팽창일로 팽창일로에 있다 팽창일로를 걷다 성장일로 = 악화일로
Genişlemek, çoğalmak
533
양극화 = 북극과 남극 소두 양극화
Kutuplaşma, farkılaşma
534
문제점으로 꼽다 N을/를 문제점으로 꼽다
Sorunları parmakla saymak
535
확충하다 N을/를 확충하자
Genişletmek, büyütmek
536
웰빙 붐을 타다
Sağlıklı yaşam patlamasından faydalanmak
537
내맡기다
Teslim olmak, ayrılmak
538
사교육
Paralı eğitim, özel eğitim
539
인터넷 서핑
İnternet surfing
540
계모임
Eski yöntem para verip club buluşması
541
사교모임 사교: 여러 사람들과 서로 사귐
Arkadaş buluşması
542
뚜렷하다 = 짙다 = 선명하다 = 명백하다
Belli, belirgin, açık
543
확연히 = 뚜렷하게 = 분명하게 = 분명 = 분명히
Kesin
544
설문지
Anket kağıdı
545
개별
Bireysel, ayrı ayrı
546
제외 제외하다 = 빼다
Hariç, istisna Çıkarmak
547
실태
Gerçeklik, gerçek durum, gerçek ortam
548
만족도
Memnuniyet
549
연령
Yaş
550
최종 학력 최종 최종 합격
En yüksek eğitim seviyesi, en son okuduğun okul En son, son Sınavı kazanmak, en son geçiş
551
농업
Çifçilik
552
어업
Balıkçılık
553
관리직
Yönetici
554
전문 자유적
Freelance
555
문학 = 문예 문학상 Yazar: 한감
Edebiyat Edebiyat Ödülü
556
창작
Yaratıcı, kreasyon
557
조각하다
Heykel yapmak
558
도예 = 도지기 만들다
Çömlekçilik
559
속보 (경보)
Hızlı yürüyüş
560
줄넘기
İp atlamak
561
맨손 체조
Cimnastik, egzersiz
562
격투기
Dövüş sanatları
563
승마
Ata binme
564
사냥
Avcılık
565
사격
Atıcılık
566
삼림욕
Doğa yürüyüşü
567
명승지
Turistik yer
568
기행문
Gezi günlükleri
569
낮잠
Öğle uykusu, uyuklama
570
종교 활동
Dini faaliyetler
571
해당되다
Uygulanabilir, e denk gelmek, e uymak
572
대인 관계
İnsan ilişkisi
573
교제(하다)
Flört etmek, karşı cinsten biriyle yakın ilişkide bulunmak
574
자아실현
Kendini gerçekleştirme
575
항목
Öğe, madde
576
비정기적 정기적
Düzensiz Düzenli, periyodik
577
실외
Açık havada, dışarda
578
중심
Merkez
579
비율
Oran, nispet
580
특이하다 N이/가 특이하다 ↔ 평벙하다 = 보봉이다
Özgü olmak
581
친근하다 = 가깝다 N이/가 친근하다
Yakın, samimi
582
홈피
Ana sayfa
583
세련되다 ↔ 촌스럽다
Şık, ince ve kibar ↔ Modası geçmiş, kaba görgüsüz
584
원활하다
Kolay, uyumlu
585
제한되다
Sınırlanmak, kısıtlanmak
586
방문하다
Ziyaret etmek, uğramak
587
남기다
Bırakmak, ayrılmak
588
달다
Bağlamak, takmak, koymak
589
퍼가다
Yaymak, yayılmak, almak, araklamak
590
지속적
Devamlı, sürekli
591
운영하다
Yönetmek, idare etmek, işletmek
592
음악이 나오다
Müzik çalıyor
593
솜씨
Hüner, ustalık
594
결심 결심하다
Karar Karar vermek, kendi kendine söz vermek
595
다채롭다 = 다양하다
Çeşitli, renkli
596
마음껏
Gönlünüzce, istediğiniz kadar
597
해맑다
Parlak, güneşli
598
공황 상태
Panik
599
깊다
Derin (ilişkilerin derinleşmesindeki derin)
600
+ 공론 - 공론를 하다 + 공론을 벌이다 - 공론에 부치다
+ Teori, hep beraber konuşmak hayat teknoloji gibi konularda, kamuoyunun görüşü - Kamuya açık olarak tartışmak + Kamuya açık bit tartışma başlatmak - Kamuoyu tartışmasına sunmak
601
+ 개방 - 수입 개방 ↔ 폐쇄 + 개방도 개방도가 높다 / 낮다
+ Açılım, açılış, public - İthalata açık ↔ Kapalı, kapama + Açılım, açık
602
미덕
1) Erdem, meziyet, marifet 2) 좋음 점 Güzel nokta
603
+ 여론 - 여론 조사 + 여론을 형성하다
+ Kamuoyu - Kamuoyu yoklaması + Kamuoyu oluşturmak
604
주장하다
Öne sürmek, iddia etmek
605
쟁점
Sorun, mesele
606
뒤엉키다 ↔ 엉키다
Kafa karıştırmak
607
제기되다 = 제시하다 제시되다
Dile getirmek (sorun, fikir) Göstermek, belirtmek
608
안락사
Ötenazi
609
뇌사 뇌간
Beyin ölümü Beyin sapı
610
고립자 형 하이에나 형 논의 주도 형
İzolatör tip Sırtlan tipi Tartışma odaklı
611
소수 다수
Azınlık, ondalık Çoğunluk
612
이끌다
Yol göstermek, elinden tutup götürmek
613
위반
İhlal, bozma, tecavüz
614
충돌
Çatışma, çarpışma, çarpışma
615
교차로
Kavşak, dönek kavşak
616
중앙선
Trafiğin ortasındaki çizgi
617
침범하다
Saldırmak, istila etmek
618
서행하다
Yavaş sürmek, yavaş gitmek
619
씁쓸하다
Acı tatlı
620
우려 우려하다
Tasa, endişe, sıkıntı, kaygı Kaygılanmak, merak etmek
621
본성
Doğal benlik, asıl karakter
622
자아 정체성
Özbenlik, kişilik kimlik
623
노출
Maruz kalma, ifşa, meydana çıkarma
624
무책임
Sorumsuzluk
625
붕괴 붕괴되다
Göçük, yıkılma Yıkılmak, devrilmek
626
시시각각 = 일각일각
Her an
627
진화사키다 = 발전시키다 N을 /를 진화사키다
Evrim geçirmek, gelişmek
628
생사 생노병사 생사를 걸다 전투를 벌이다 생사를 걸고 전투를 벌이다 생사를 걸고 수술을 하다
Hayat ve ölüm, ölüm – kalım Yaşamnın dört evresi (doğmak, yaşlanmak, hastalanmak, ölmek)
629
전사
Gazi, muharip
630
사뭇 사뭇 + V
Oldukça çok , epeyce
631
뿌리박다 N에 N을 뿌리박다
Kökleşmek
632
임의적 = 자의적 임의적+ V
İsteğe bağlı
633
우발적 = 돌발적 = 우연적 우발적+ V 필연적 ↔ 우연적
Ani, tesadüfen Kaçınılmaz ↔ Tesadüf, rastlantı
634
팔아치우다 = 팔아버리다 팔다 + 아/어/여 치우다 아/어/여 치우다 = 쉽고 빠르게 하다
Satmak, hemen hızlıca satmak, temizlemek
635
다중적
Çeşitli, çoklu
636
+ 동일성 동일성이 있다/ 없다/ 유지되다 동일성을 유지하다 - 동일하다
+ Benzerlik, aynılık - Aynı olan, her türlü nitelik bakımından eşit olmak
637
생명 과학
Biyoloji bilimi
638
복제 복사
Klon, kopya
639
+ 이치 - 자연의 이치 + 이치에 맞다 - 이치에 어긋나다
+ Neden, sebep - Doğanın kanunları + Mantıklı - Mantıksız
640
혜택 = 덕분 혜택을 받다/ 입다/ 누리다
Yarar, ayrıcalık
641
맞춤형
Kişiselleştirilmiş
642
크나큰
Çok büyük
643
염색체
Kromozom
644
조작
Şike yapmak, oynamak, değiştirmek, Ör. GDO organic olmayan
645
수명 연장
Yaşam süresini uzatma
646
+ 동물 실험 - 야생 동물 + 우리에 갇히다 - 동물을 우리에 가두다 + 동물을 우리에 갇히다
+ Hayvan deneyi - Vahşi yaşam, vahşi yaşamlar + Kafeste kilitli - Hayvanı kafese koymak + Hayvanları kafeslerde tutmak
647
수면
Sleep
648
윤리 윤리적
Etnik Ahlaki
649
욕구 = 고 싶다 = 바라다
Gönül, istek, arzu
650
비약적으로
Hızlı, büyük adımlarla
651
위축되다
Yılmak, bir işten gözü korkup vazgeçmek
652
존엄성
Haysiyet, şeref
653
풍요롭다
Zengin, bolca, verimli
654
의존하다
,,,e bağlı kalmak, bağlı olmak, güvenmek
655
병행 병행하다
Yan yana gitme Yan yana gitmek, beraber gitmek
656
통제하다
Kontrol etmek, denetlemek
657
의지력 의지하다 의지가 되다
İrade gücü Dayamak, bağımlı kalmak
658
미지
Bilinmeyen, meçhul
659
노사 문제
İş gücü sorunları, emek sorunları (işçi ve işveren)
660
발돋움하다
Parmak ucunda durmak, adım atmak
661
무모하다
Hesapsız, düşüncesiz, riskli
662
질 품질
Kalite, nitelik Kalite, nitelik, bir şeyin iyi veya kötü olma özelliği
663
배아
Embriyo
664
재앙
Uğursuz, ansızın gelen felaket
665
감지하다
Sezmek, ön görmek
666
홍채
İris (göz)
667
인식 인식하다
Sezgi, kavrama Kavramak, algılamak
668
소실
Ortadan yok olma, gözden kaybolma
669
복원하다
Restore etmek, onarmak
670
입체
Üç boyutlu
671
+ 후각 (코) - 미각 (입, 맛) + 청각 (귀) - 시력 (눈) + 청력 (귀) - 시각
+ Koku alma, koklama duyusu - Tat (ağız, tat) + İşitme (kulak) - Görme (göz), genellikle kontrol zamanı kullanılır + İşitme (kulak), genellikle kontrol zamanı kullanılır - Görme duyusu
672
융합하다
Füzyon, kaynaşmak, kavrama, birleşme A+B=C
673
시청자 시청하다
Seyirci (TV) , izleyici (TV) seyretmek
674
보도하다
Haber yayımlamak, resmi tebliğ etmek
675
조절
Ayar, ayarlama
676
저장
Kaydetme
677
개구리
Kurbağa
678
외출 외출하다
Dışarıya çıkmak, gezi Dışarıya çıkmak
679
군복
Silahlı kuvvetlerin resmi giysisi, üniforma
680
수직
Dik, dikine, dikey
681
이착륙
Kalkış ve iniş (uçak)
682
시속
Saatlik, bir saatte giden hız
683
강력하다
Çok kuvvetli, güçlü
684
실용화
Hayata geçirme, uygulama, gerçekte kullanmak
685
수색 수색하다
Arama, tarama Arama yapmak, aramak
686
침투
Nüfuz etme
687
구난 = 구제
Kurtarma
688
활주로
Pist
689
상용화
Ticarileşme
690
투입되다
İçine sokmak, girmek
691
영생
Ebedi yaşam
692
도래하다
(dönem veya fırsat) yaklaşıp gelmek
693
수혜자
Yararlanan kişi
694
보편화되다 = 일반화되다
Yaygınlaşmak, yayılmak
695
내다보다
Tahmin etmek, içerden dışarı bakmak
696
맞먹다
Nitelik veya güç yönünden eşit olmak, eşit olmak
697
사력을 다하다
Son nefesi, gücü bitmek
698
두뇌 두뇌 회전에 빠르다
Beyin Hızlı beyin, hızlı düşünmek
699
정서 정서 발달
Duygu, his Duygusal gelişme
700
이뤄내다
Başarmak, ulaşmak
701
조종
İdare, yönetme, ülke işlerinin yürütülmesi
702
두려움 (두렵다)
Korku, korkmak
703
입력하다
Girmek, bir makineye verilen elektrik gücü
704
추락하다
Düşmek
705
차원
Boyut
706
전지구적
Küresel
707
첨단 첨단
Gelişmiş, doruğa ulaşmak Uç, son
708
지니다
Yanında taşımak, …..e sahip olmak
709
태도
Davranma, davranış, biçim 참여도 ile benzer
710
+ 표가 나다 - 티가 나다 + V은/는 표를 내다 - 표가 안 나다
+ Belli olmak, anlaşılmak - Belli olmak (davranış veya yüzünden belli olan) + Belli etmek - Belli olmuyor (saç değişikliği gibi)
711
필요성
Gereklilik, lüzum
712
가성비
Fiyatı uygun ama kalitesi yüksek
713
변형
Değişme, başkalaşma, bir şekilden başka bir şekle dönme, biçim değiştirme
714
탈락 ↔ 부착
Düşmek (kıyafetteki takının düşmesi, kelimeye ek gelince harfin düşmesi) ↔ Takma, yapışık
715
불량
Hata, bozukluk
716
청구(를) 하다 청구 = 신청 = 요구 = 요청 = 주문
Talep etmek
717
도저히
Katiyen, ne olursa olsun
718
입씨름
Ağız kavgası, ağız dalaşı
719
울퉁불퉁 울퉁불퉁하다
Pürtüklü görünüm Engebeli, topaklı, yumrulu
720
지구촌 촌: 대학촌, 빌딩촌
Küresel köy
721
성향
Eğilim, meyil
722
추세
Eğilim, yönelim
723
실용주의
Pragmatizm, faydacılık, yararcılık
724
밀려나다 N이/가 (N에/ 에게서/ 한테서) 밀려나다
İtilip çekilmek
725
대목 = 부분
Mevcut
726
순환주기 순환: 돌다 = 반복 = 되풀이 주기: 반복되는 기간
Devir, sıra ile gelme, dolaşım, geri dönüşüm,
727
희박하다 N 이/가 희박하다
Zayıf, nadir
728
과연
Gerçekten de, beklendiği gibi
729
격차 = 차이 빈부 격차
Fark Zengin – fakir farkı
730
사치스럽다
Lüks, gösterişli
731
재화
Mal
732
애호하다
Dadanmak, severek kullanmak, sevmek
733
과시하다 = 자랑하다
Hava atmak, gösteri yapmak
734
동조
Benimsemek
735
돋보이다 = 튀다
Ön plana çıkmak, göze çarpmak
736
환상 = 공상
Hayal
737
조장하다 부추기다
Körüklemek (olumsuz anlam) Körüklemek (hem olumlu hem de olumsuz anlam)
738
고급스럽다
Üstün kaliteli, lüks
739
모방하다
Öykünmek, taklit etmek, birinin yaptığı gibi yapmak
740
나서다
Dışarıya çıkıp beklemek
741
고가품
Pahalı mallar
742
흔히
Sık, çok kere, çoğunlukla
743
계층
Hiyerarşi, makam sırası
744
검소하다
Tutumlu, sade
745
졸부
Aniden çok zengin olan kimse
746
사치품
Lüks ürün
747
경향
Meyil, bir yön veya tarafa doğru eğilme
748
사촌이 땅을 사면 배가 아프다
Kuzenim arazi satın aldığında karnın ağrıyor, kıskançlık
749
평등 남녀평등
Eşitlik Kadın hareketi
750
손에 넣다
Bağlantı kurmak
751
형성
Oluş, oluşma, bir durumdan öteki duruma geçiş
752
유지
Sürdürme, koruma, muhafaza etme
753
정의
Hakkaniyet, adalet
754
분류 분류하다
Sınıflandırma Sınıflandırmak, bölümlere ayırmak
755
기여 기여하다
Bağış, katkı, katkı sağlamak Bağış yapmak, katkıda bulunmak
756
무작정 ↔ 작정
Plansız ↔ Planlı
757
한탕 하다 = 한간 하다 한탕주의
Tek seferde büyük para yapmak için yapılan iş
758
투기 투기꾼
Vurgun, spekülasyon Vurguncu, spekülator
759
+ 투자 - 투자자 + 투신사 = 투자 신탁 회사 - 분산 투자 +직접 투자 ↔ 간접 투자
+ Yatırım (iyi anlamda) - Yatırımcı + Yatırım şirketi - Farklı şirketlere az az yatırım yapma +Şahsi yatırım ↔ Uzman aracılığıyla yatırım
760
보너스 = 상여금 연말 보너스 추석 보너스
İkramiye
761
Kuruş, küçük paraları söylerken kullanılır
762
+ 저축 = 저금 = 적금 - 예금 = 저금 = 입금 + 적금 = 저축 적금 들다 / 붓다 ↔ 적금을 타다
+ Tasarruf, bankaya para yatırma, para biriktirme - Hesap, yatırım + Taksit taksit yatırılan para
763
미술품
Sanat eseri yatırımı
764
분양가 (격)
Bir binanın her dairesini farklı birine satmak
765
매매가 (격)
Satış
766
+ 상승 -상승하다 = 오르다 ↔ 하락하다 = 떨어지다 = 내리다 = 내려하다 + 급등하다 = 치솟다 ↔ 급락하다 - 폭등하다 ↔ 폭락하자
+ Yükseliş, arttırma - Yükselmek ↔ Düşmek, azalmak + Artmak (fiyat) ↔ Azalmak (fiyat) - Birden fiyat artması ↔ Birden fiyatın azalması
767
소액
Az miktar (para)
768
시점 = 시간
Vakit, zaman
769
열풍
Çılgınlık
770
활황 ↔ 불황
Piyasada canlılık ↔ Piyasada durgunluk
771
십상
Tam doğru, tam isabet
772
치중하다 N이/ 가 N에 치중하다
Önem vermek, ağırlıkta olmak
773
액수
Para miktarı
774
+ 유동적 - 유동적이다 N이/가 유동적이다 ↔ 고정적이다
+ Akıcı, hareketli - Değişken, hareketli ↔ Sabit
775
한몫 잡다
Pay almak
776
공돈
Bir anda ortaya çıkan para
777
차곡차곡 차곡차곡 +V 차곡차곡 쌓다 차곡차곡 모으다 차곡차곡 정리하다
Düzgün bir şekilde
778
종잣존 종잣돈
Tohum bölgesi Tohum parası
779
누구도 당해낼 수 없다 = 누구도 이길 수 없다 애초에 싹을 잘라라 = 맨처음부터 하지 마라
Kimse başa çıkamaz, kimse kazanamaz Bunu baştan yapmayın
780
씀씀이
Harcama, kullanım
781
실질적이다
Pratik, gerçek, asli
782
속성
Nitelik
783
사금융 = 사채
Tefecilik
784
국민연금 퇴직 퇴직금
Emeklilik parasının devlete yatırmak Emeklilik Emeklilik ikramiyesi
785
대가
Bedel, karşılık
786
갈라놓다
Bölmek, ayırmak
787
의심을 사다 = 의심을 받다
Şüphelenmek
788
본래 = 원래
Esas, esasen, başlıca
789
잔인하다
Acımasız, gaddar
790
허술히 ↔ 꼼꼼히
Tembelce, savurma
791
청소년
Gençlik, 9 ile 24 yaş arası
792
철학
Felsefe
793
회계사
Muhasebeci
794
+ 대하다 - 임하다 = 대하다 N 에 임하다
+ Karşılamak, muamele etmek - Karşılamak, yaklaşmak (durum), karşı karşıya gelmek, yakında bulunmak
795
장만
Hazırlamak (yemek, hediye)
796
이슈
Sorun
797
시각
Zaman, saat ve dakika
798
보증을 서다
Garanti vermek
799
공격
Hamle, hücum, saldırma
800
수비
Müdafaa, savunma
801
원칙
İlke, prensip
802
내주다
Teslim etmek, vermek
803
진정한 진정하다
Eşsiz, içtenlikle Dinmek, avutulmak, yatışmak
804
덧붙이다
Elemek, katmak, ilave etmek
805
노동
İşçilik, çalışma, emek
806
과하다
Aşırı, fazla
807
애정
Sevda, sevgi
808
재정
Finans, maliye
809
당당히
Doğrudan, cesurca, kendine güvenerek
810
땀 흘려 번 돈
Alın teriyle kazanılan para
811
딱 잘라 말하다 = 단언하다
Açıkça konuşmak
812
막연히
Belli belirsiz bir şekilde
813
맴돌다
Olduğu yerde fırıl fırıl dönmek
814
점유율
Pazar payı
815
자리 잡다
Yer tutmak, yer etmek (duygusal olarak)
816
+ 눈길을 끌다 - 인기를 끌다 + 손님을 끌다 - 관심이 끌다
+ Gözleri üstüne çekmek - İlgiyi üzerinde toplamak + Müşteri çekmek - Dikkat çekmek
817
넘나들다 을/를 넘나들다
Gidip gelmek, birden fazla yapmak
818
생명력 = 생기
Hayat gücü, can
819
두루
Geniş çapta, her taraf
820
기획
Plan, proje
821
각색하다
Uyarlamak
822
제작 제작하다 = 제작되다
Prodüksiyon, yapım
823
+ 방송하다 - 생방송 + 녹화방송 - 재방송 + 인터넷방송
+ Yayın, yayınlamak - Canlı yayın + Kayıtlı yayın - Naklen yayın + İnternet yayıncılığı
824
연출
Film yapma
825
상연
Oyun gösteriş
826
청취자 청취하다
Dinleyici (radyo) Dinlemek (radyo)
827
관객
İzleyici (spor, film, gösteri)
828
청중
Dinleyici (konser, dinleti)
829
방청객 방청하다
Canlı yayın izleyicisi
830
독자
Okur
831
방영되다
Sunmak, duyurmak
832
관여하다
Direktif vermek
833
환호하다
Alkışlamak
834
풍성하다
Çok, bol
835
기생
Geyşa
836
다양한 각도에서 재조명하다 N을/를 다양한 각도에서 재조명하다 N 이/가 다양한 각도에서 재조명되다
Çeşitli açılardan yeniden incelemek
837
애절하다 = 애타다 N 애절하다
Dokunaklı, yanık, duygulu
838
발굴하다 N 을/를 발굴하다
Ortaya çıkarmak, keşfetmek, kazı yapmak
839
아랑곳하다 아랑곳하지 않다
İlgilenmek Umurumda değil
840
대성통곡
Feryat etmek (yüksek sesle)
841
발치 먼발치
Uzak bir nokta, diş çekmek Uzak bir yer, uzak bir nokta
842
유통시키다
Alışveriş yapmak, dolaşıma sokmak
843
정교하다 = 섬세하다 = 세밀하다 N 이/가 정교하다
Yakın ilişki kurmak, arkadaşlık etmek
844
배출하다
Boşaltmak, öğrencilerin okulda okuyup mezun olup gitmesi de anlamında da kullanılır
845
등용문
İstihdam kapısı
846
고시 행정고시 사법고시
Zor sınav İdari sınav Avukatlık sınavı
847
생소하다 = 친하지 않다 = 익숙하지 않다 N 이/가 생소하다
Yabancı, tuhaf
848
출몰하다 N 이/가 출몰하다
Ortaya çıkmak için, başlama
849
배회하다 N 이/가 배회하다
Dolanmak
850
딴따라 = 춤꾼
Diğer, bu farklı
851
책망하다 N 을/를 책망하다
Azarlamak, kınamak, terslemek
852
손을 이끄다
Elini tutup yönlendirmek
853
향하다
Bir yerden bir yere doğru yönelmek, gitmek
854
대중매체
Medya yayın, kitle iletişim araçları
855
신설
Yeni kurmak, yeniden inşa etmek
856
몸짱
Bir kimsenin fiziğinin güzel olması
857
+ 구호 - 긴급 구호 + 구호 활동
+ Kurtarma, yardım, rahatlama - Acil yardım + Yardım çalışması
858
우르르 밀려나오다
Acele etmek
859
이윤을 추구하다
Kar peşinde koşma, kar amaçlı
860
연예계에 데뷔
Eğlence sektöründeki ilk çıkış
861
넘쳐나다
Taşmak, ağzına kadar dolmak
862
급증하다 급감하다
Hızla artmak, hızla çoğalmak Hızla azalmak
863
상당수
Birçok, önemli sayıda
864
취재하다 N 응/를 취재하다
Haber toplamak (gazeteci), olay takip edip yazmak
865
영광
Erdem, şeref
866
+ 위안 위안을 받다 / 주다 위안이 되다 - 위안을 받다
+ Teselli - Rahatlamak
867
정체성 정체성을 느끼다 정체성이 드르다
Self identity, kişisel kimlik
868
급작스럽다 = 갑작스럽다
Aniden, birdenbire
869
들이닥치다
Birden gelmek
870
잔잔하다
Sakin, durgun, sütliman
871
배경
Arka perde, zemin
872
뿌리
Kök
873
반영 반영되다
Yansıtma Yansıtılmak
874
갈등 갈등을 풀다 ↔ 갈등이 생기다
Geçimsizlik, çatışma Çatışmayı çözmek ↔ Çatışma ortaya çıkıyor
875
전개
Geliştirme, açınım, gösterme
876
단골
Gedikli müşteri
877
사회상
Toplum, sosyal
878
작용하다
İşlemek, yansımak
879
강렬하다
Çok güçlü, şiddetli, kuvvetli
880
살인사건
Cinayet
881
폭력사건
Şiddet olayları
882
용의자 피의자
Şüpheli Sanık, zanlı, şüpheli
883
범죄
Suç, günah
883
재난
Facia (afet), felaket
884
소재
Malzeme, bulunduğu yer
885
파괴되다
Viran olmak, yıkılmak, haraplaşmak
886
미국식
Amerikansı
887
설정
Tespit, belirleme
888
마음을 읽다
Aklını okumak
889
소외되다
Dışlanmak
890
변함없다
Değişmedi
891
현수막
Afiş
892
태평무
Kore geleneksel dansı
893
곡선미 곡선 ↔ 직선
(Kavisli) eğri ve güzel, (hanbok gibi) Eğri ↔ Doğru
894
어우러지다 = 어울리다 = 함깨 하다 = 같이 섞이다
Birlikte olmak, bir araya gelmek, getirmek
895
여백
Yazıda veya resimde boşluk
896
들썩거리다 N이/가 들썩거리다
Kıpırdamak, oynatmak
897
신명나다 = 흥겹다 = 신나다 = 신내다 = 매우 즐겁다 N이/가 신명나다
Neşelenmek, coşkunluk duymak, 사물놀이 gibi geleneksel şeylerde kullanılır
898
역동적이다 = 동적이다 N이/거 역동적이다 동적이다 ↔ 정적이다
Dinamik, hareketli Dinamik ↔ Durgun
899
개량(하다)
Geliştirme, kötü olan kısmı değiştirmek, iyileştirmek
900
전통을 고수하다 전통을 현대화 시키다
Kültüre / geleneğe bağlı olmak Kültürü günümüze uyarlamak
901
익살스럽다
Gülünç, komik (bebekler için falan)
902
해학적이다 = 문학작품
Mizah, fıkra, gülmece
903
+ 우아하다 = 멋있다 = 아름답다 = 고상하다 ↔ 수수하다 = 투박하다 - 수수하다 + 투박하다 = 거칠다 = 둔하다
+ Şık, zarif ↔ - Süssüz, sade, yapmacıksız + Kaba, şekilsiz (resim)
904
훌쩍 거리다
Burnunu çekmek
905
공예
Zanaat
906
고려청자
Geleneksel yeşil renkli çini porseleni
907
흉내 = 따라함
Taklit, imitasyon
908
매를 들다 = 매를 대다
Sopa ile vurarak cezalandırmak
909
+ 몸짓언어 - 몸짓 + 손짓 - 눈짓 + 예쁜짓
+ Beden dili - Jest, hareket, gesture + El hareketleri (konuşurken el hareketleri kullanmak anlamında) - Göz kırpma, göz işareti, göz ile anlaşanlar + Güzel jestler
910
호감도 호감도가 높다 호감도가 크다 호감 ↔ 비호감
İyi duygu, iyi izlenim
911
모순
Çelişki, aksilik
912
괴리 = 차이 = 간걱 = 등 괴리가 크다 괴이감을 느끼다
Boşluk, büyük açıklık
913
기인하다 N 에/에서 기인하다
den kaynaklanmak
914
품격 = 풍위 = 인격 = 성품 인격적 인격
Tarz Kişisel Kişilik, karakter
915
시사하다 = 임기하다 ↔ 알리다
İma etmek, göstermek, güncel
916
태반
1) Hemen hemen hepsi büyük bir çoğunluk 2) Plasenta
917
전승 = 계승
Miras, nesilden nesile devretme (kültür)
918
행정적
Yönetim, yönetici, memur gibi
919
+ 보완 보완 대책 단점 보완 보완하다 ↔ 고치다 = 보충하다 - 보충하다 = 보강하다 = 채우다
+ Eksik bir şeyi tamamlama, bütünleme - Kuvvetlenmek, desteklemek
920
지양하다
Kaçınmak, uzak durmak, yapmamak
921
쏠리다 N 이/가 쏠리다
Eğik, eğinmek, tarafa
922
상투 상투를 틀다 갓
Kore geleneksel erkek topuzu Eski Kore erkeklerinin taktığı şapka
923
팔베개
Kolda yastık
924
+ 씨름판 - 씨름꾼 + 구경꾼
+ Güreş yeri - Güreşçi + Seyirci
925
동그래지다
Dolgun, yuvarlak
926
+ 어금니 - 악물다 이를 악물다 어금니를 악물다
+ Azı dişi - Dişlerini sıkmak
927
광대뼈
Elmacık kemiği
928
튀어나오다
Dışarı çıkmak, birden ortaya çıkmak
929
+ 각오 = 생각 = 태도 = 다짐 각오하다 - 다짐하다 N 을/릉 다짐하다
+ Azim, hazırlık, karar - Karar almak
930
디디다 발 디딜 틈도 없다
Basmak (ayak) Adım atacak yer yok
931
짚다 땅을 짚다
Tutmak, dayanmak, değmek, tahmin etmek Yere dokunmak
932
꼬마
Ufaklık, çocukla için seslenme sözü olarak kullanılır
933
+ 아슬아슬하다 N 이/가 아슬아슬하다 - 아슬아슬하게 이기다/지다 + 아슬아슬하게 떨어졌다/ 붙었다
+ Çok az farkla, çok az farklı - Çok az farkla kazanmak / kaybetmek + Çok az farkla düştü / yakaladı
934
애쓰다 = 젖 먹던 힘까지 다하다 = 죽을 힘을 다하다
Çok denemek, tüm gücünle elinden geleni yapmak
935
기막히다 = 기가 막히다 l
Harika, mükemme
936
입을 헤 벌리다 ↔ 입을 해 다물다 / 덕치다
Ağzı açmak ↔ Ağzı kapatmak
937
서당
Hanca kursu
938
훈장
Madalya
939
학동
Okul çocuğu
940
회초리를 맞다
Kırbaçlanmak
941
비웃다
Gülmek, alay etmek
942
생활고
Geçim derdi, geçim sıkıntısı, hayat güçlüğü
943
1 인 가구 가구 = 한 집에서 같이 사는 사람들
Yalnız yaşayan kişiler Aynı evde beraber yaşamak Ev arkadaşlığı gibi
944
피는 물보다 진하다
Kan sudan daha kalındır Ailenin önemi belirtmek için kullanılır
945
비혼주의 비혼
Evlenmek istemeyenler Bekar (Evliliği zorunlu değil, seçmeli olarak görenler)
946
핵가족 = 부부가족 = 부부+ 자녀가족
Çekirdek aile
947
1인 가족 = 독신 가족 독신주의자
Tek başına aile Müzmin bekar
948
노인 가족 = 3 세대 가족
Yaşlı ebeveynli aile
949
비동거 가족
Birlikte yaşamayan aile, uzak mesafe, haftasonu görüşen aile
950
+ 편부모 가족 = 한 부모가족 - 편모 가족 + 편부 가족 - 기러기 아빠
+ Tek ebeveyn - Tek annenin olduğu aile + Tek babanın olduğu aile - Ailenin yurt dışına gitmesi durumunnda Kore de kalan babaya denir Baba burda para kazanır Çocuğu yurt dışında okur ve eşi deyurt dışında çccuğuna eşlik eder
951
대인가족
Alternatif aile
952
고학력 현상
İyi eğitimli olay, olgu
953
고령화 고령화 사회
Yaşlanan nüfus, yaşlı nüfuslu toplum Yaşlı
954
진출
İlerleme
955
가정 폭력
Aile sayısı
956
가정 양육 수당
Aile çocuk bakım ödeneği, aile destek ödeneği
957
가족 해체
Ailenin dağılması
958
형태
Biçim, form
959
몸이 고되다
Yorulmak, tükenmek
960
밑반찬
Uzun süre dayana garnitür
961
모시고 살다
Aile ile beraber yaşamak ve onlara hizmet etmek
962
얹혀살다
Sırtından geçinmek, geçimini o kimseden sağlamak
963
천생연분
Ruh eşi
964
+ 조손 가족 - 조부모 – 손자가족 + 조부 조모
+ Büyükanne ve büyükbaba ile büyüyen çocukların olduğu aile - Büyükanne ve büyük baba – torunlar + Büyükbaba Büyükanne
965
다문화 가족
International family, uluslararası evlilik
966
입양 단체 입양 가족
Evlat edinme Evlat edinen aile
967
재혼 가족
Boşanmış aile, yeniden evlenen aileler
968
미혼모 / 미혼부 가족
Bekar anne / bekar baba aileler
969
처가 부모 동거 가족 동거 (동거하다)
Karısının ebeveynleri birlikte yaşayan aile Aynı evde beraber yaşamak (Ben ve Mathew in evlenmeden önce aynı evde yaşamamız)
970
자발적 무자녀 가족
Gönüllü çocuksuz aileler
971
동성에 가족
Aynı cinsten aile, eşcinsel aile
972
부계 혈연
Baba tarafından akrabalık
973
가족이라고 생각하는 “연대감”
Kendimizi aile gibi görmemizi sağlayan `dayanışma duygusu`
974
공동
Çukur, delik, ortak
975
공동체 가족
Topluluk ailesi, birlikte aynı evde yaşayan insanların aile gibi hissetmeleri
976
거리미
Sokak yemeği
977
자발적 = 능동적 ↔ 수동적 = 의존적 자발적이로 ↔ 스스로
Spontane, kendiliğinden, özgür, kendi kendine ↔ Pasif
978
여건
Durum, koşul
979
비혈연적 ↔ 혈연적
Kan bağı olmayan ↔ Kan bağı
980
위탁 = 맡기다 위탁 가족
Emanet Koruyucu aile
981
가부장제
Ataerkil yapı
982
N하에 (서)
983
좌담회
Toplantı, yüksek makamlardaki kişilerin toplantısı
984
담담하다
Sakin olmak, sakin ve diğer anlam
985
해체되다 ↔ 조직되다 ↔ 조립되다
Dağılmış ↔ Organize olmak, toparlamak (takım gibi) ↔ Toplamak, montaj yapmak ( bilgisayar toplamak gibi)
986
흩어지다 = 해체되다 N 이/가 흩어지다 ↔ 모이다
Dağılmak, savrulmak
987
분화 분화되다
Bölünme, ayrışma Bölünmek, çeşitlenmek
988
흐름
Akım, akıntı
989
+ 문상 = 조문 문상하다 문상 가다 - 조문객 = 문상객 조문하다 = 문상하다
+ Taziyeye gitmek - Cenazeye gelen katılımcı
990
장지
Toprağa gömmek
991
빡빡하다 N 이/가 빡빡하다 빡세다
Yoğun, meşgul, dolu, kusursuz Bir şeyin yapılması zor, sıkı
992
생전 ↔ 사후
Yaşarken ölü insan, ölmeden önce, hayatta iken ↔ Ölümden sonra
993
초상을 치르다 = 장례식을 치르다
Yas tutmak (ölenin ailesi)
994
조의를 표하다
Baş sağlığı dilemek (cenazeye gelenler)
995
+ 빈소 = 장례식장 - 무덤 + 묘 - 납골당 + 수목장
+ Cenaze çıkartılmadan önce ölünün tabutla beraber bekletildiği oda - Mezar + Mezar, mezar üzerine toprak yığılarak yapılan küçük tepe - Ceset yakıldıktan sonra kalıntılarının tutulduğu yer + Ceset yakıldıktan sonra ağaç altına dökülmesi
996
묵념 묵념하다
Başını eğme Saygı duruşunda bulunma, baş eğmek
997
고인 유족
Rahmetli Rahmetlinin ailesi
998
명복을 빌다 애도를 표합니다
Başsağlığı dilemek (aile), Allah rahmet eylesin Çok üzgünüm
999
의례 = 의식
Tören, ayin