Book 4-2 Flashcards

(486 cards)

1
Q

얻다

얻어 먹다 / 입다 / 쓰다

허락 / 신뢰 / 기쁨 얻다

= 구하다 Her zaman bu anlamda değil

A

Elde etmek, almak, bulmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

꽤 = 제법 = 비교적

A

Oldukça, yetecek kadar, hayli, epey

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
3
Q

신뢰하다 = 믿다 = 신뢰가 가다

을/를 불신하다

A

Sığınmak, güvenmek

Şüphe etmek, kuşkulanmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
4
Q

잘못하면

A

Yanlışlık yapmak, aldanmak, yanılmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
5
Q

분석

N을/를 분석하다

N으로/ 로 분석 되다

A

Analiz, çözümleme

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
6
Q

수집

N을/를 수집하다 =모이다

A

To collect

Toplama, derleme

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
7
Q

정리

N을/를 정리하다

정리가 잘 되다

A

Düzeltme

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
8
Q

조사

N을/를 조사하다

N이/가 조사되다

A

Anket, etüt, araştırma

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
9
Q

종합 - 종합하다

A

Sentez, toplamak, birleştirmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
10
Q

보고서

보고서를 작성하다

A

Rapor, bülten

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
11
Q

외부기관

A

Harici ajans

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
12
Q

선별하다

A

Elemek, seçmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
13
Q

쏟아지다

N을/를 쏟아지다

A

Dökmek, akmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
14
Q

헤매다

A

Dolaşmak, gezmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
15
Q

부어오르다

A

Şişmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
16
Q

깨닫다

A

Vâkıf olmak, bilmek, öğrenmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
17
Q

효능

A

Yarar, fayda, bir şeyden elde edilen iyi sonuç

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
18
Q

부작용

A

Yan etki

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
19
Q

증상

A

Semptom, belirti

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
20
Q

어지럼증

A

Baş dönmesi

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
21
Q

무리

무리가 오다

무리가 되다

A

Kitle, insan topluluğu

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
22
Q

일단

A

First, İlk, bir defa, bir evre, şimdilik

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
23
Q

다큐멘터리

A

Belgesel

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
24
Q

유익하다
N에/에게 도움이 되거나 좋다 - N에/에게 유익하다

무익하다

A

Yararlı, faydalı

Yararsız, faydasız

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
25
일석이조 = 꿩 먹고 알 먹고
Bir taşla iki kuş vurmak
26
편성표
Tv guide, program, eşleştirme
27
연예오락
Sinema ve eğlence
28
시사교양 교양
Güncel olaylar Kültür Kültür, edep, ertem
29
찾아라 그곳
Orada bul, find the place
30
기획의도
Planlama niyeti
31
등장인물
Karakter
32
제작진 N진: 어떤 일을 하는 사람들의 집단 - 교수진, 의료진, 강사진
Yapım ekibi, film ekibi
33
시청자소감
İzleyicinin izlenimi
34
네티즌 = 누리꾼
Netizen
35
백과사전
Ansiklopedi
36
선호하다
Beğenmek, istekle karşılamak, istemek
37
소감
Duygu, düşünce
38
혹은
Veya, veyahut
39
치우다
Kaldırmak, düzenlemek, bitirmek, toplamak, temizlemek
40
이것 없이 살아보기
Living without this
41
연말연시 연말 연시
Yıl sonu ve Yeni yıl Yıl sonu Yeni yıl
42
그립다 N이/가 그립다 N을/를 그리워하다 그리움 (N)
Özlemek
43
영상채팅 = 화상채팅 = 페이스 타임 = 페이스톡
Görüntülü sohbet
44
마주보다 N와/과 마주보다 마주 앉다 마주 오다
Yüz yüze bakmak Yüzyüze oturmak Yüzyüze bakarak karşılıklı yürümek
45
고생 끝에 낙이 온다 = 고진감래
Emeksiz yemek olmaz Sıkıntının sonunda zahmet gelir Nisan yağmurları Mayıs çiçeklerini getirir
46
덕을 보다 부모 덕, 자식 덕, 남편 덕, 부인 덕을 보다
Hayatını (birine) borçlu olmak
47
검색 검색창 검색창에 “ㅌ” 쳐 보세요 치다
Sorgulamak, aramak Arama butonu
48
접속 접속을 하다 접속이 되다 ↔ 안 되다 접속 가능 ↔ 불가능 와이파이가 없어서 인터넷에 접속이 안 된다
Bağlantı, irtibat
49
게시판 인터넷 게시판에 글을 올리다
Duyuru panosu
50
사이트
İnternet sitesi
51
블로그
Blog
52
인터넷뱅킹
İnternet banking, e-banking
53
주고받다
Yazışmak, senetleşmek
54
불우하다
Yardıma muhtaç olmak, endişesiz, dertsiz tasasız
55
하늘을 날다
Fly in the air (sky), havaya uçmak
56
영화 속의 주인공이 되다
Bir filmde ana karakter gibi hissetmek
57
한 폭의 동양화를 보다
Manzara o kadar güzel ki karşısında kendimi bir portreye bakıyor gibi hissediyorum
58
새가 날아오르다
Kuş gibi uçmak Kuş gibi sekmek
59
오래 전부터 알고 지내오다
Birilerini uzun zamandır tanıyor hissinin olması (bu kişi ile yeni tanıştığımızda)
60
가는 말이 고와야 오는 말이 곱다
Nice words for nice words Tatlı söz söyle tatlı söz duy
61
가는 날이 장날이다
That’s bad timing Kötü zamanlama Bir iş yapıldığında aksi olma durumu
62
웟물이 맑아야 아랫물이 맑다
Balık baştan kokar Yavru kuş yuvada gördüğünü yapar
63
발 없는 말이 천리 간다
Bad news travels fast Kötü haber tez yayılır
64
며칠 굶다
Açlıktan ölmek Starve for days
65
친자실을 대하다
Öz evladın yerine koymak
66
무언가에 쫓기다
Birileri tarafından kovalanmak Arkasından atlı koşturmak
67
꼬리가 길면 밟힌다
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar Misbehavior eventually catches up with one An evil deed be discovered
68
소 잃고 외양간 고친다
İş işten geçtikten sonra önlem almak Mend the barn after the horse is stolen
69
아닌 뗀 굴뚝에 연기 날까
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz
70
금강산도 식후경
Aç ayı oynamaz
71
세 살 (적) 버릇 여든까지 간다
İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de odur
72
그림의 떡
Boş umut, olmayacak dua
73
이열치열
Isıyı ısıyla yenmek (sıcak yaz günlerinde sıcak yemek yemek)
74
이심전심
Telepati, sözsüz anlaşma
75
부전자전
Armut dibine düşer Babasının oğlu Ağaça çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur
76
대기만성
Geç olgunlaşan, Büyümüş de küçülmüş, Zaman başarıyı getirir
77
유비무환
Tedbir tedaviden iyidir Başını derde sokup kurtulmak için uğraşacağına başını derde sokmamasını bil
78
다다익선
Fazla mal göz çıkarmaz
79
훔치다 N을/를 훔치다
Çalmak, çırpmak
80
종업원
Garson
81
구속
Gözaltı, tutukluluk
82
허탈하다 허탈감
Keyifsiz olmak, yıkılmak Umutsuzluk, dalgınlık
83
대책 대책을 새우다
Önlem, tedbir Önlem almak
84
계기
Şans, fırsat, sebep
85
대비
Hazırlık
86
서방 훈련
Batı eğitimi
87
소문
Dedikodu, söylenti
88
드러나다
Meydana gelmek
89
일과 일과가 끝나다 일과를 정하다 일과를 짜다 = 계획을 세우다
Günlük programı
90
빠뜨리다 물에 빠뜨리다, 바다에 빠뜨리다, 수영장에 빠뜨리다 반지를 빠뜨리다, 시계를 빠뜨리다, 열쇠를 빠뜨리다 빠뜨리다 나오다, 서류를 빠뜨리다, 이름이 빠뜨리다 ↔ 건지다
Suya düşürmek, düşürmek, unutmak, hızla batırmak, faka bastırmak, tuzağa düşürmek ↔ Kurtarmak, sudan çıkarmak
91
삼식
1) Sağduyu, ortak akıl, common sense 2)Üç öğün
92
일어나다 어떤 일이 생기다 = 나다
Uykudan kalkmak, iyileşmek, kalkmak, meydana gelmek
93
란 (난)
Gazetede reklamın, resmin yerleri
94
만평 만평을 그리다 만평을 싣다
Hiciv, karikatür
95
사설
(Gazete) Baş editör yazısı
96
칼럼
Köşe yazısı
97
독자 투고 투고하다
Okuyucu gönderimi Bildirmek, göndermek (dergiye ya da gazeteye görüş yazısı gönderme)
98
머리기사
Başyazı
99
인사동정
Birinin selamına sempati duymak, mesela prof ın nerede ne okumuş, hangi makaleleri yazmış gibi yaptığı şeyler
100
보도기능
Basın işlevi
101
지도기능
Lider, takip etme
102
오락기능
Eğlence işlevi
103
광고기능
Reklam işlevi
104
사회면
Toplumsal makale yazısı
105
훑다
Göz gezdirmek
106
딱딱하다
Hoşgörüsü olmayan, bağışlaması olmayan
107
원고
Baskıya verilmek üzere hazırlanmış makale, kitap gibi gibi yazının aslı
108
비평하다
Eleştirmek
109
굶다
Aç kalmak
110
객관적
Objektif, nesnel
111
올바리다
Doğru, dürüst
112
비중
Yoğunluk, özgül ağırlık
113
기레기: 기사+ 쓰레기
Gazeteci ve çöp birleşimi olan kelime
114
중계방송 (하다)
Naklen yayın
115
결승전 준결승 16 강, 8 강
Son maç, son karşılaşma Yarı final 16 takım, 8 takım
116
응원하다 응원단 = 서포터즈
Destek vermek, tezahürat yapmak Destek verme
117
부상 부상을 입다 = 당하다 부상자
Yaralanma, yara alma Yaralı, yaralanmış kimse
118
출전하다 ~에 출전하다
Yarışa katılmak
119
복 복을 타고나다 복을 빌다 복을 주가 / 받다 복을 오다 N 복 웃으면 복이 와요
Uğur, mutluluk Kutsanmak, be born under a lucky star İyi şans dilemek, pray to God for good luck
120
운 운이 좋다/ 나쁘다 운이 없다 운이 다하다 운이 끼르다 길흉화복
Şans, kader, alın yazısı Alın yazısı ya da şansın bitmesi, şansını tüketmek Uğurlu servet
121
불행 불행하다 불행이 찾아오다/ 닥치다 불행 중 다행이다
Uğursuz, afet
122
운수 운수가 좋다 / 나쁘다 운수가 대통하다 / 불길하다
Talih İyi şanslar / Kötü şans
123
재수 재수가 좋다/ 나쁘다 재수가 있다 / 없다
Şans, uğur, terbiyesiz Genellikle para ile ilgili şans ya da uğur
124
행운 행운을 빌다 행운이 오다
İyi şans
125
운명 운명을 타고나다 운명을 맡기다
Kısmet, alın yazısı, kader Kaderle doğmak Kaderi bırakmak
126
복주머니
Şans cüzdanı
127
복조리
Lucky charm
128
네잎 클로비
Dört yapraklı yonca
129
미신
Hurafe
130
인류
İnsanoğlu, insan
131
논리
Mantık, doğru düşünme sanatı ve bilimi
132
실패하다
Başarısızlığa uğramak, başaramamak, kaybetmek
133
비과학적 과학적↔ 비과학적
Bilim dışı, bilimsel olmayan
134
뒤떨어지다 ↔ 앞서가다
Geri kalmak, köhneleşmek (teknolojide, düşüncede, kıyafette) ↔ Önderlik etmek, önden gitmek
135
과학적 과학적↔ 비과학적
Bilimsel
136
근거 ↔ bul
Veri, ana unsur
137
신경 쓰다
Hakkında endişelenmek
138
신 신 앞에 맹세하다 맹세하다
Allah Yemin etmek
139
귀신 처녀귀신 총각귀신 귀신같이 잘 안다 귀신처럼 알아맞하다 귀신이 곡할 일이다 귀신한테 홀리다
Hayalet Evlenmemiş kadın hayaleti Bekar hayalet Hayalet gibi bilmek Hayalet gibi tahmin et Bu hayaletlerin söyleceği bir şey Hayalet tarafından ele geçirilmek
140
악마 악마의 유혹
Şeytan Şeytanın cazibesi
141
천사
Melek
142
마녀 마녀 사냥 마녀를 몰다
Cadı Cadı avı Cadı sürmek
143
금기
Haram, yasak
144
도깨비 도깨비한테 홀리다
Goblin Goblin tarafından ele geçirilmek
145
민간신앙
Genel inanç, halk inancı
146
국화
Kasımpatı
147
짝수 홀수
Even number, çift sayı Odd number, tek sayı
148
사주
Burç
149
점치다
Öngörmek, tahmin etmek
150
더러 = 한테 = 에게 N 더러 + 는/은/ㄴ 다고, 라고 하다 (간접인용)
Bana, ona,.......
151
재물 재물을 모으다 재물을 잃다
Mal, mülk, emlak Servetini yükseltmek Servetini kaybetmek
152
사업 사업을 하다 사업이 잘 되다 사업이 망하다 사업에 실패하다 사업가
İş, meslek İş yapmak İşler iyi gidiyor İş iflas ediyor İş hayatında başarısız olmak İş adamı, iş insanı
153
설마 걱정스럽게 질문할 때, 믿기 어려울 때, 믿고 싶지 않을 때 쓴다
Acaba
154
아무러면 아무러면 + 겠니? / 을/ㄹ까?
Bir şekilde, no matter what it is
155
아무튼 = 어쨌든 = 하여튼
Yine de, ne olursa olsun, anyway
156
평생
Hayat boyu, ömür
157
사망 사망하다 죽음 죽다 숨지다 별세하다
Ölüm Ölmek, vefat etmek Ölüm, vefat Ölmek, can vermek Ölmek, nefesi kesilerek ölmek Vefat etmek, ölmek
158
성공 성공 ↔ 실패
Başarı Başarı ↔ Başarısızlık
159
승진
Terfi, yükselmek
160
임신 임신하다 아이를 가지다
Gebelik, hamile Hamile olmak Çocuk sahibi olmak
161
진학
Okulda sınıf atlama, okula girmek
162
출산 출산하다 아이를 낳다
Doğurma Doğum yapmak, doğurmak Doğurmak
163
출생 출생하다 태어카다
Doğum Doğmak, dünyaya gelmek Doğmak, dünyaya gelmek
164
취업
İşe girme, yeni işe başlama
165
점 점을 보다 점쟁이 점을 치다
1)Fal 2) Ben, benek 3) Sayı farkı Fal bakmak Falcı, kahin Fal bakma
166
알아맞하다 (알다+ 맞히다)
Doğru tahmin etmek
167
인면
Yüz, human face
168
이민 귀화 ( 국제를 바꾸다)
Göçmenlik Uyruğunu değiştirme
169
성장하다
Büyümek, gelişmek
170
넉넉하다
Yetmek, yeterli olmak, parası be malı çok olan
171
궁합 (을 보다)
Evlilik uyumu
172
찝찝하다
Rahatsız, garip his
173
유아기 유년기
Bebeklik Çocukluk, çocukluk çağı
174
청소년기 청년기 장년기 중년기 노년기
Gençlik Gençlik, delikanlılık Yetişkinlik Orta yaş İhtiyarlık çağı
175
비관하다 비관적이다 ↔ 낙관적이다
Kötümsemek Kötümser ↔ İyimser
176
떨리다 N이/가 떨리다 = 긴장되다 = 심장이 두근거리다
Korkudan titremek, kıpırdanmak, soğuktan titremek
177
상관 상관이 없다 상관을 하다 내 일에 상관하지 마 = 신경 쓰지 마
Bağlantı, ilişki İlişkisi olmayan, ilişkisiz, alakasız Uğraşmak
178
길몽 길몽 ↔ 흉몽
Hayırlı rüya
179
한턱내다 = 쏘다
Ismarlamak
180
선잠 선잠을 자다 선잠이 들다 잠이 들다
Tavşan uykusu, kısa hafif uyku, şekerleme Kestirmek (uyku) Uyuyakalmak Uyuyakalmak
181
숙면
Çok derin ve kesintisiz uyuma
182
악몽
Kabus
183
태몽 = 꿈풀이
Çocuk sahibi olacağına dair görülen rüya
184
해몽 해몽하다
Rüya tabiri, rüya yorumu Rüya yorumlamak
185
흉몽 길몽 ↔ 흉몽
Kötü rüya, hayırsız rüya
186
꿈이 꾸다 1) 잘 때 2) 히망
꿈이 꾸다 Rüya görmek Hayalin olması
187
따다
Koparmak, daldan koparmak
188
Ejderha
189
의식 ↔ 무의식
Bilinç, şuur ↔ Bilinçsiz, şuursuzluk
190
꼭대기
Tepe, zirve
191
오줌을 누다
İşemek
192
창피하다 = 부끄럽다
Utanç verici, ayıp, yüzkarası
193
비단치마
İpek etek
194
펴다 (N을/ 를 펴다) 치마를 펴다
Yaymak, döşemek, açmak Eteği yaymak
195
담다 N을/를 담다
Kapsamak, içine koymak, dahil etmek
196
쑥스럽다 쑥스러워하다 쑥스러워 올다 쑥스러운 얼굴
Utanmak (iyi bir şekilde)
197
흔하다 ↔ 귀하다 = 적다
Yaygın ↔ Nadir
198
단돈 단돈 N원 단돈 백 원
Sadece para
199
자녀
Çocuklar, oğul ve kız (başkalarının çocukları)
200
형편 형편이 어렵다 형편이 좋아지다 집안 형편 넉넉한 형편
Durum, geçim Geçim zor Geçim iyileşiyor Aile koşulları Varlıklı
201
대신 대신하다
Yerine
202
고가 [고까] = 비싼 값 고가 [고까] = 비싼 값 ↔ 저가 [저까] = 싼 값
Yüksek fiyat, pahalılık
203
소비 소비하다 소비가 늘다 / 줄다 소비가 증가하다 소비가 감소하다 소비자
Harcama, tüketme Harcamak, tüketmek Harcama artar / azalır Tüketim artar Tüketim düştü Tüketici
204
수입 수입 ↔ 지출 1) 수입이 늘다 수입이 많다 수입이 적자 수입이 줄다 수입이 저축하다 2) 수입하다 ↔ 수출하다
1)Gelir, income 2)İthal, bir ülkeye başka ülkeden mal getirme veya satın alma 1) Gelirin yükselmesi Çok geliri var Gelir açığı Gelirde azalma Gelirini kurtarmak
205
저가 [저까]= 싼 값 고가 [고까] = 비싼 값 ↔ 저가 [저까] = 싼 값
Düşük fiyat
206
저축 저축이 감소하다 저축을 늘리다
Bankaya para yatırma, para biriktirme Para biriktirme azaltmak Para biriktirme artırmak
207
절약 절약(이) 되다 절약(을) 하다
Ekonomi, tasarruf Tasarruf yapmak Tasarruf yapmak
208
지출 수입 ↔ 지출
Masraf, gider, harcama
209
과소비 과소비를 줄이다 과소비를 하다 과소비하다
Aşırı harcama Fazla harcamayı azaltmak Çok harcamak Çok harcamak
210
부유층
Wealthy class, zenginlik
211
소시민
Küçük burjuvazi
211
알뜰하다
Tutumlu, idareli
212
천 가방 가죽 가방
Bez çanta Deri çanta
213
눈이 높다 ↔ 눈이 낮다
Gözü yükseklerde ↔ Düşük standart, düşük beklenti
214
개선하다
Düzeltmek, yenilik yapmak, iyi duruma getirmek
215
시급하다
Acil
216
손실
Zarar, ziyan
217
수익
Gelir, hasılat
218
펑펑 돈을 펑펑 쓴다 돈을 물 쓰듯 한다 밑 빠진 독에 물 붓기이다
Çok fazla Düşünmeden para harcamak Su gibi para harcamak Dipsiz kile, boş ambar
219
합리적
Makul, akla uygun
220
사회 초년생
Yeni gelen, iş hayatına yeni başlayan
221
첫발을 디디다
İlk adımı at
222
일정하다
Sabit, belli, biçimlenmek, tespit edilmiş
223
가계부
Aile bütçe defteri
224
살펴부다
Dikkatle bakmak veya araştırmak, ilgi ile bakmak, gözetlemek
225
잔돈
Paraüstü, bozuk para
226
굴러다니다
Yuvarlanmak
227
제법
Oldukça, yetecek kadar
228
대여 대여하다
Kiralama, ödünç verme
229
자금
Finansman, sermaye, fon
230
마련하다 = 세우다
Hazırlamak, düzenlemek
231
주식
Hisse senedi, stock
232
위험 부담 위험 부담이 많다 / 크다 위험 부담을 감수하다 / 무릅쓰다
Risk alma
233
단기간 ↔ 장기간
Kısa süre ↔ Uzun süre
234
이익 이익을 보다, 내다 ↔ 손해 보다 / 입다
Faiz, kazanç
235
식비 외식비
Yiyecek masrafı
236
교통비
Yol ücreti
237
문화 레저비
Kültürel ve boş zaman harcamaları
238
육아 교육비
Çocuk bakımı eğitim giderleri
239
경조사비 추의금 조의금
Tebrik ve taziye parası Evlenince verilen para aziye parası
240
세금 공과금
Vergiler ve harçlar
241
저축 보험
Tasarruf sigortası
242
건강 의료비
Sağlık harcamaları
243
들리다 (들러요, 들렀어요)
Duyulmak, işitilmek, uğramak
244
노후자금
Finansman, sermaye
245
보장성 보험
Koruma sigortası
246
빨아먹다
Sömürmek
247
비석
Mezar taşı
248
족제비
Sansar, gelincik
249
밭 논밭
Bostan, bahçe Ekilebilir arazi, tarım alanı
250
물장수
Su satıcısı, sucu
251
주막 주모
Meyhana, han Meyhane de çalışan kadın
252
이튼날
Ertesi gün, ikinci gün
253
재테크
Yatırım
254
Kara, yer, toprak
255
구석진
Ücra, gözden uzak, kuytu
256
경매
Müzayede, açık artırma
257
신용카드
Kredi kartı
258
결제
Ödeme
259
최근 최근의 일 최근 모습
Son zamanlarda
260
무절제하다 절제하다 절제하다 ↔ 무절제하다 무절제한 소비 무절제한 생활
Ölçüsüz, sınırsız Ölçülü, sınırlı Ölçüsüz tüketim Ölçüsüz bir hayat
261
한도 한도를 조과학 = 한도를 벗어나다 = 한도를 넘다 한도를 정하다
Limit, sınır Limitin üzerinde, limitin dışında Sınır koymak
262
금액 남입 금액 / 대출 금액 / 소비 금액 / 지출 김액 / 피해 금액 금액이 작다 / 금액이 크다 금액을 지불하다
Para miktarı Tutarı öde
263
교훈 교훈을 얻다 교훈을 주다
İbret, ders (bir olayın arkasından ders almak)
264
면제 면제하다 면제되다 N+ 면제 면제를 받다 면제를 해 주다
Muafiyet, af
265
적립 =모으다 적립하다 적립되다
Birikim
266
할부 할부 ↔ 일시불 카드 할부 할부 기간 할부로 계산하다
Taksit
267
할인 할인 ↔ 할증
İndirim, iskonto
268
가맹점 할인 가맹점 카드 가맹점
İmtiyaz sahibi, bağlı bir mağaza, katılma, üye olma
269
무이자 무이자 ↔ 이자
Faizsiz
270
연회비
Yıllık ücret
271
일시불 일시불 결제 일시불로 계산하다 일시불로 내다 일시불로 받다
Peşin ödeme
272
포인트
Point
273
신용불량자
Olumsuz kredi
274
지불하다
Ödemek
275
던지다
Fırlatmak, atmak
276
기분 내다
Neşelenmek
277
예산
Bütçe, hesap
278
금리
Faiz oranı
279
갚다
Geri ödemek, ödemek
280
대형 할인점
Büyük market (E-mart, home plus gibi)
281
상세하다→ 아주 자세하다 상세하게 + V 상세히
Ayrıntılı
282
유용하다
Yararlı olmak, yarar sağlamak
283
나눠 지불하다
Ödemeyi bölmek
284
조르다 V 아/어/여 달라고 조르다
Boğmak, ısrarla istemek (rahatsız şekilde), alay etmek
285
웬만하다 웬만하면
Oldukça iyi, katlanabilir, sadece (yapabilirsen)
286
난리 = 전쟁 = 작은 소동 난리가 나다
Karmakarışıklık, kaos
287
타이르다 을/를 (조용히) 타이르다 타일렸다
İkna etmek, öğüt vermek, nasihat vermek
288
쇠귀에 경 읽기
Bir kulağından girip diğerinden çıkmak, duvara konuşmak
289
판단력 파단력이 악하다 / 없다
Yargı, neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlama gücü
290
나무라다 = 을/를 꾸짖다 = 혼내다
Azarlamak
291
자극하다 자극을 받다
İsteklendirmek, birinde bir şey yapma istediği uyandırmak (kahve kokusunu koklayınca kahve içmeyi istemek)
292
기업
Girişim, şirket
293
제품
Ürün, imalat
294
광고주
Reklamcı
295
광고모델
Reklam modeli
296
공익광고
Kamu spotu
297
온라인광고
İnternet ilanı
298
광고대행사
Reklam ajansı
299
홍수 홍수가 나다
Sel, hareket halindeki büyük kalabalık Sel basmak
300
헤프다
Tutumsuz, savurgan, gelişigüzel konuşan
301
도망간 노예
Kaçak köle
302
대중화되다
Popüler olmak
303
철이 지나다 철이 되다 철이 아르다
Sezon dışı, zamanı geçmek
304
창립 창립하다 / 창립되다 창립 기념일 창립 십 주년 창립 행
Kurucu Kurmak Kurtuluş yıl dönümü Onuncu yıl dönümü Kurucu sıra
305
비법
Sır
306
머리숱 머리숱이 많다 / 적다 / 줄다 / 풍성하다 풍성하다
Saç sıklığı Sık, gür
307
쑥쑥하다
Büyümek
308
장손 = 맏손자
Ailenin en büyük oğlu
309
차례
Ölenlere düzenlenen yemek masalı anma
310
세배 세배를 드리다 세배를 받다 세배를 옥리다 세배를 하다
Büyüklere diz çökme şeklinde verilen yılbaşı selamı
311
떡국
Rice cake soup. 가래떡 kesilerek 떡국 yapılır
312
덕담 덕담 ↔ 악담 덕담을 듣다 덕담을 하다 새해 덕담 생일 덕담
İyi dilek İyi dilek ↔ Kötü söz, lanet, beddua
313
친지
Ahbap, dost
314
관심사 = 관심거리 관심사가 다르다
İlgi, umut
315
설날
Yılbaşı
316
설빔 설빔을 입다 설빔을 마련하다
Kore yeni yılbaşında giyilen yeni kıyafetler
317
성묘 산소 = 무덤 조상
Ataların mezarlarını ziyaret etme ve saygı duruşunda bulunma Mezar Ata, dede, atalar
318
귀성객 귀성행렬
Memleket ziyareti
319
세뱃돈
Kore yılbaşı gününde büyüklerin küçüklere verdiği harçlık
320
만원이다 이/가 만원이다
Çok kalabalık, dolu
321
웃어른
Bizden büyük yetişkin
322
묻지마 폭행
Sebepsiz saldırı
323
뜻 = 의미
Anlam, mana
324
소중히 여기디 여기 + 오다 = 여겨오다
Değer vermek
325
소원 성취하다
Dileğin yerine getirilmesi
326
우습다 우스워지다
Gülünç, eğlence konusu olan, güldürücü Gülünç duruma gelmek
327
너 나 할 것 없이 N은 + 나 나 할 것 없이
İstisnasız herkes, sensiz bensiz Kimler olduğu yazmalı 가족들은, 학생들은 gibi
328
추석 = 한가위 = 중추절
Şükran günü
329
귀성 행렬
Eve dönüş alayı
330
붐비다 으로/로 가득 차서 복잡하다
Crowded, busy, işlek, çok işleyen, canlı, hareketli
331
열대지방
Tropikal kuşak
332
내내 N 내 내
Her zaman, baştan sona kadar
333
사위
Damat
334
Ağız
335
며느리
Gelin
336
접두사 접미사
Ön ek Son ek
337
햇, 맨, 맏, 첫 햇 - 햇곡식 맨 - 맨발 - 맨입 맏 - 맏딸 첫 - 첫사랑
Ön eklerdir Yılın ilk - Yılın ilk tahılı Nothing, çıplak - Çıplak ayak - Ağızı kapalı, sır First, ilk, ilk doğan - İlk kız çocuğu İlk - İlk aşk
338
길쌈
Kumaş dokuma, kumaş yapma
339
강강술래
Geleneksel Kore dansı
340
소싸움
Boğa güreşi
341
거북 놀이
Kaplumbağa oyunu (eski geleneksel oyun)
342
토란 토란국
Yer elması Taro çorbası
343
수확
Hasılat, ürün
344
전하는 말
Ağızdan ağıza
345
단오제 모내기
Dano festivali, 5 월 5일 yapılıyor. 모내기 bittiğinde yapılıyor Çeltik fidesi dikme
346
세계 문화유산
Dünya kültürel mirası
347
지정되다 N 으로/로 지정되다 N으로/로 정해지다
Atanmak, atamak, tespit etmek
348
넘다
Aşmak
349
막상 막상 + V
Gerçekte, aslında
350
가면극
Maske tiyatro oyunu
351
흥미롭다 = 신나고 재미있다
İlginç, ilgilenmek
352
굿
Şeytan çıkarma
353
농악
Nongak, Traditional Korean music performed by farmers
354
가장행렬
Kostüm geçit töreni
355
불꽃놀이
Havai fişek oyunu
356
시가햏진
Sokak yürüyüşü
357
부채 단오선
Yelpaze Özel yelpaze hediye edilirmiş
358
드나들다
Sık gidip gelmek
359
닳다
Aşınmak, yıpranmak, yenmek
360
창포
Hint kamışı
361
머리가 세다
Saçın çok olması
362
라마
Tibetlerde ve Moğollarda Budha rahibi
363
하지 ↔ 동지
Yaz gündönümü ↔ Kış gündönümü
364
단풍나무
Akçaağaç
365
충남 보령
Mud festivalinin olduğu yer
366
진흙
Çamur, mil
367
눈이 빠지도록 기다리다 귀가 닳도록 듣다 죽도록 사랑하다 배꼽이 빠지도록 웃다 입이 닳도록 말하다 눈이 퉁퉁 붓도록 울다 상다리가 부러지도록 상을 차리다 배가 터지도록 먹다 입에 침이 마르도록 칭찬하다 입이 찢어지도록 하품을 하다 손이 발이 되도록 빌다 코가 삐뚤어지도록 술을 마시다 문턱이 닳도록 드나들다
368
따로따로 따로따로 + V 말 따로 행동 따로 몸 따로 마음 따로
Ayrı ayrı, ayrıca
369
어버이날
Aile günü. 5월 8 일
370
기념일 N을/를 기념하다
Yıl dönümü
371
근로자
İşçi, çalışan
372
기념관
Anıt
373
기념식
Merasim, kutlama töreni
374
기념전
Hatıra sergisi, anma sergisi
375
기념품
Hatıra eşya
376
기념사진
Hatıra fotoğrafı
377
기념우표
Hatıra pulu
378
귀빈
Guest VIP
379
독립
İstiklal, bağımsızlık
380
화랑
Galeri
381
추모하다
Anmak (ölen birinin anması)
382
의욕
Niyet, istek, gaye
383
은혜
Lütuf, önem verilen
384
씩씩하다
Cesur, gözü pek, yürekli, yiğit
385
상업적
Reklam
386
활발하다
Canlı, hareketli, kıvrak
387
확산하다
Yayılmak, yaygın
388
자본주
Sermaye stoku
389
비판 없다
Eleştiri yok
390
발전시키다
Geliştirmek, iyileştirmek, yükseltmek
391
건전하다
Sağlıklı
392
발견하다
Keşfetmek, bulmak
393
버릇 = 습관 = 예의 (버릇이 없다) 버릇이 있다/ 생기다, 고치다
Alışkanlık, düşkünlük
394
쫓기다
Kovulmak, takip edilmek
395
충분히
Yeterince, kafi derecede
396
의식적 의식적으로 을/를 의식하다 의식적 ↔ 무의식
Bilinçli, kasti
397
회의 2) 회의가 들다 회의를 느끼다 회의감이 생기다/ 들다
1) Konfereans, toplantı 2) Kuşku, kararsızlık
398
과로사
Fazla çalışmaktan ölmek
399
만족감 ↔ 불만
Memnuniyet, doyum, yeter bulma, fazlasını istememe ↔ Hoşnutsuz, yakınma
400
우울증
Depresyon, melankoli, kara sevda
401
일벌레 공부벌레 책벌레
İşkolik Derskolik Kitapkolik
402
경쟁하다
Rekabet etmek, yarışmak, çekişmek
403
도전하다
…e meydan okumak
404
몰두하다
Meşgül olmak, teslim olmak, içine gömülmek
405
불안하다
Huzursuz, rahatsız, kaygılı
406
중독 일중독
Bağımlılık, düşkünlük İşkolik, iş bağımlısı
407
겨루다
Yarışmak, cenkleşmek
408
온종일
Bütün gün
409
거리감 거리감이 생기다 거리감을 느끼다
Mesafeli olmak, samimiyetsizlik, içtensizlik
410
재충전
Recharge, şarj etmek
411
살림 살림이 살다 살림을 하다
Ev işleri, geçim Geçinmek Live in a house, dikkat et
412
보탬 = 더하는 일 보탬이 되다 보탬이 없다
Destek, yardım, dayanak
413
모집 = 모으다
Toplama, davet etme
414
부업 ↔ 본업
Ek iş, yan meslek ↔ Kişinin asıl işi, ana işi
415
본격적 ↔ 적극적
Kapsamlı ↔ Aktif
416
매달리다 N에 매달리다
Asılmak, tutup çekmek
417
보상 보상을 하다 보상을 받다 V은/ㄴ 보상으로
Ödül, mükafat, tazminat
418
물질만능주의 ↔ 정신적가치 물질 ↔ 정신 물질적 ↔ 정신적 만능
Materyalizm ↔ Manevi değerler Madde ↔ Zihin, an Maddesel ↔ Zihinsel, manevi Evrensel, materyalizm
419
키우다 꽃을/ 나무를/ 강아지를/ 아이를 키우다 사업을/ 일을/ 문제를 키우다
Yetiştirmek, beslemek, büyümek
420
개인주의
Bireycilik
421
민족주의
Ulusçuluk, millyetçilik
422
민주주의
Demokrasi
423
이기주의 ↔ 이타주의
Bencilik, egoistlik ↔ Fedakarlık
424
인본주의 = 인간주의 = 휴머니즘
Hümanizm, insancılık
425
외모지상주의
Görünüş
426
사상
Düşünce, fikir, thought
427
산업화 도시화
Sanayileşme, endüstrileşme Kentleşme
428
비난
Tenkit, sitem, suçlama
429
잘나다
Yakışıklı, şık, iyi
430
일으키다
Kaldırmak, doğrultmak, sebep olmak
431
부정부패
Yolsuzluk
432
까다롭다 ↔ 따지지 않다
Özen, seçici, huysuzlanmak ↔ Ölçüp biçmemek
433
볼대우다 을/를 (볼) 대우다
İstifleme, görünüm
434
결별하다 와/과 결별하다
Ayrılmak
435
집착하다 에/에게 집착하다
…e takılmak, tutulmak, saplantılı
436
왕따
Dışlanmak
437
놀리다 N 을/를 놀리다 N 한데서 놀림을 받다
Alaylı bir dille kusurlarını söylemek, gırgır geçmek
438
눈을 뜨다
Farkına varmak, gözlerini açmak
439
한 한을 풀리다
İçinde kalmak Kızgınlığı gidermek
440
과감하다
Cesur, gözü pek
441
염증 위염, 식도염, 간염, 폐렴
İltihaplanma
442
굳이 [구지]
Strongly, ısrarla, inatla, kesin bir şekilde
443
지나치다
Aşmak, aşırı olmak, fazla uzağa gitmek
444
영양제
Gıda takviyesi, tonik
445
보약 보약을 짓다 보약을 지어 먹다
Bitkisel ilaç, tamamlayıcı tıp
446
비만 복부비만 내장비만 소아비만 청소년 비만
Şişmanlık Abdominal obezite Viseral obezite Çocukluk çağı obezitesi 비만 Ergen obezitesi
447
채식
Vejetaryen
448
성인병
Yetişkin hastalığı
449
유기농 농약
Organik Tarım ilacı
450
건강 검진
Sağlık kontrolü
451
만성피로
Kronik yorgunluk
452
종합영양제
Kapsamlı besim takviyesi
453
건강 보조 식품
Sağlık takviyeleri, diyet takviyesi
454
부병장소 = 병 없이 오래 살기
Hastalıksız uzun ömür
455
시달리다
Etkilenmek, sıkıntı çekmek
456
해롭다
Zararlı
457
보석
Mücevher
458
반전
Beklenmedik sonuç, tersine çevirme
459
숨기다
Gizlemek, saklamak
460
바닥나다
Tamamen tükenmek, hepsini harcamak
461
중풍
Felç
462
위주
Bir şeyi öncelikli hale getirmek
463
매실
Japon kayısısı
464
한창
Tüm hızıyla
465
의사소통
İletişim, iletişimin iyi olması
466
단절 = 끊어지다
Kesilmek, koparmak
467
자살 투선자살 자산률
İntihar Çatıdan atlayarak intihar etmek İntihar oranı
468
증가하다 ↔ 감소하다
Artmak, çoğalmak ↔ Azalmak, eksilmek
469
보급되다 화산되다
Yaymak, dağıtmak, genelleme Yayılmak
470
터놓다 마음을/ 생각을/ 문제를 터놓다
İçini dökmek, dertleşmek, açmak
471
또한 또한 +N도
Ayrıca, hem, yine
472
반면 반면 + N은/는
Ters taraf, öbür taraf, on the other hand, in contrast
473
우선 = 먼저
Başta, evvel, evvelce, öncelik
474
그 결과 Cümle sonu 았/ 었다
Sonuç olarak
475
따라서 = 기래서 = 그러니까
Bu nedenle, böylece
476
예를 들면 예를 든면 + N 이다/ 것이다
Mesela, örneğin, söz gelimi
477
이외에도
Ayrıca, yanı sıra, above this
478
마지막으로= 끝으로
Son olarak
479
독창적
Orijinal, özgün, yaratıcı
480
양치질
Diş fırçalama
481
터전
Zemin, temel, yer
482
보존하다
Muhafaza etmek, korumak
483
출아하다
Filiz vermek, tomurcuk vermek
484
통신 매체
İletişim aracı
485
손쉽다
Kolay, bir işi çok yaptıktan sonra kolay olması