D Flashcards

(222 cards)

1
Q

Dab

A

Silmek, hafifçe dokunmak, küçük parça

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

Dabble

A

Bir şeyle amatörce ilgilenmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
3
Q

Dabble in something

A

Eğlence olsun diye bir şeyle uğraşmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
4
Q

Daffodil

A

Nergis ,Fulya çiçeği

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
5
Q

Daffodil

A

Nergis , Fulya çiçeği

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
6
Q

Dagger

A

Hançer ,Bıçak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
7
Q

Dainty

A

zarif ,kibar, ince, güzel

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
8
Q

Dairy

A

Mandıra, Sütçü Dükkanı, süt ürünleri, sütten yapılan

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
9
Q

Dam

A

Baraj ,set, kapatmak, geri tutmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
10
Q

Dame

A

Kadın, Hatun, kadınlara verilen asalet ünvanı

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
11
Q

Dame

A

Kadın, Hatun, kadınlara verilen asalet ünvanı

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
12
Q

Damning

A

Ezici, aleyhinde, zıt, şiddetle karşı çıkan

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
13
Q

Dampen

A

Nemlendirmek, azaltmak, hafifletmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
14
Q

Damper

A

Keyif kaçırıcı şey, soba borusu anahtarı, sesi kısma yarayan araç

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
15
Q

dangle

A

Asılı durmak, sallanmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
16
Q

dank

A

Islak , soğuk ve yapış yapış

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
17
Q

Dapper

A

Temiz

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
18
Q

daring

A

Cesur, Cesaret, cesurluk

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
19
Q

Daringly

A

Cesur

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
20
Q

Daredevil

A

gözüpek, Atılgan

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
21
Q

to cast a damper on

A

gayretini kesmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
22
Q

Darkly

A

Karanlık, kötü niyetli

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
23
Q

Darn

A

Örerek tamir etmek, konuştuğumuz bir şeyi vurgulamak için kullanılır

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
24
Q

Dart

A

Ok, her yöne doğru koşuşturmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
25
Dash
Çarpmak, vurmak, atılmak, koşuşturmak, acele ile hareket etmek, fırlama, sıçrama, kısa çizgi, biraz, cüzi miktar, bir tutam
26
Dashboard
Otoda ön panel, konsol
27
Dashing
Çekici, canlı, gösterişli, şık
28
Data
Bilgi, Delil
29
to cast a damper on
gayretini kesmek
30
database
veri
31
data processing
bilgi işlem
32
date
sosyal görüşme, randevu, gündüz, uyanık bulunan zaman, iş yapılan zaman, tarihini tespit etmek, modası geçmiş görünmek, bir şeyin üzerine tarih yazmak, randevuya çıkmak
33
dated
tarihi geçmiş
34
daub
sürmek, sıvamak
35
daunt
korkutmak, yıldırmak
36
daunting
korkunç dehşet verici
37
dauntless
korkusuz, yiğit
38
dawdle
çok yavaş hareket etmek, ayak sürmek
39
dawn
tan, şafak, başlangıç, ilk görünüş, zuhur, şafak sökmek, tan ağırmak
40
day return
1 günlük gidiş dönüş bileti
41
At Daybreak
Şafak, tan
42
Daycare
Gündüz bakım
43
Daydream
Düş kurma, hayal etme, hayallere dalmak
44
Day-to-day
Günü gününe
45
Daze
Büyülemek, şaşkınlık
46
Dazed
Şaşkınlıktan sersemlemiş
47
Dazzle
Gözü kamaşmak, hayran olmak
48
Dazzling
Göz kamaştıran
49
Deadbeat
Borcunu ödemeyen kimse
50
dead heat
Berabere biten yarış
51
Deaden
Azaltmak, kesmek, hafifletmek, duygusuzlaştırmak, donuklaştırmak
52
Dead end
Çıkmaz, çıkış yolu olmayan durum
53
Deadlock
Açmaz, çıkmaz
54
Debar
yoksun bırakmak ,engellemek
55
debase
ayarını bozmak, kıymetini düşürmek
56
Debauchery
Çapkınlık, ahlaksızlık, ayyaşlık, uçarım
57
Debilitate
Yormak, takatini kesmek
58
debit
Borçlandırma, zimmete kaydetme, borç
59
Debit card
Banka hesabınıza bağlı bir nevi kredi kartı
60
Debonair
neşeli, nazik, hoş,şirin
61
debrief
Bir görevliyi görev dönüşü sorguya çekmek
62
debris
yıkıntı, enkaz, döküntü
63
debut
ilk, başlangıç, sahneye ilk çıkış
64
Decadent
Çökmüş, dejenere olmuş
65
Decadence
Çökme, yıkılış
66
Decay
çürümek, bozulmak, özelliğini yitirmek
67
Decay
çürümek, bozulmak, özelliğini yitirmek
68
Deaf
Ilgisiz, kulak asmayın
69
Deafen
Kulakları sağır etmek, duymaz hale gelmek
70
Deal
Ile ilgilenmek, ticaret yapmak, alışveriş yapmak, dağıtmak
71
Dealer Network
Bayi şebekesi
72
Dealings
iş, ilişki, bağlantı
73
Dear
Pahalı
74
Dearth
Yokluk, kıtlık
75
The dearth of knowledge
Bilgi kıtlığı
76
Debacle
çöküş, hezimet
77
deceitful
Hile dolu, yalan dolan, samimi olmayan
78
decency
tErbiye Nezaket, incelik
79
decent
Nazik ,Nezih ,temiz --> decently: Kibarca
80
decentralize
Tek merkezden idare etmemek, dağıtmak
81
deception
Hile, aldatma, aldanma
82
deceptive
Aldatıcı ,düzenbaz
83
decibel
Insanın duyabileceği en küçük ses birimi, desibel
84
to decide unanimously
Ittifakla karar vermek
85
decided
Kararlı, Azimli, kesin
86
decipher
Yorumlamak, anlaşılması zor metinleri çözmek, anlamak, şifre çözmek
87
decisive
Kararlı, kesin, kati, azimli
88
deck
Güverte, donatmak, süslemek
89
Decommission
Kullanılmayan (gemi nükleer silahlar vb.) 7 çekip parçalara ayırmak, faaliyetine son vermek
90
decompose
Ayrışmak, ayrıştırmak, çürümek
91
decoration
Madalya, Nişan
92
decorum
Edebe uygun, terbiyeli hareket
93
decoy
Av hayvanlarını tuzağa düşürmek için kullanılan herhangi bir şey, yem, aldatıcı kimse veya hayvan, tehlikeye atmak, tuzağa düşürmek
94
decree
Emir, irade, karar, emretmek, buyurmak ,hüküm vermek
95
decrepit
Yıpranmış, eskimiş
96
deduct
Çıkarmak, tenzil etmek
97
deduct expenses
Masrafları azaltmak, hesaptan düşmek
98
deductible
Muafiyet tutarı
99
deem
Farz etmek, saymak
100
Decommission
Kullanılmayan (gemi nükleer silahlar vb.) yedeğe çekip parçalara ayırmak, faaliyetine son vermek
101
Deduction
genelden özele sonuç çıkarma, tümdengelim
102
Induction
özel durumlardan genelleme yapmak, tüme varım
103
deep-set
çukur, derinde olan
104
deface
bir heykeli tahrif etmek, yıkmak, bir resmi bozmak
105
defamation
hakaret onur ve haysiyet kırıcı fiil
106
defamatory
küçük düşürücü, iftira edici
107
default
varsayılan, ihmal, kaçınma, taahhütlerini yerine getirmeme, taahhütlerini yerine getirmekten kaçınmak, gereken yere gitmemek, ödememek
108
default judgment
Gıyapta karar
109
defeatist
Bozguncu, yenilgiyi kabul eden kimse
110
defeatism
Bozgunculuk, yenilgiyi kabul etmek
111
defecate
Dışkı boşaltmak, vücudundan atmak
112
defect
Hata, kusur, eksiklik, terk etmek, karşı tarafa iltica etmek
113
defection
ihlal, kusur
114
defective
Kusurlu, eksik
115
defendant
Davalı
116
defense counsel
Savunma avukatı, savunmaya çıkmak, siper, Kale, engel, oyunlarda savunmadaki oyuncular
117
defer
Ertelemek, sonraya bırakmak
118
deference
Saygıdan kaynaklanan itaat, riayet
119
deferential
Saygı ve itaat gösteren
120
defiant
Muhalif, karşıt fikirli, karşı gelen --> defiantly: Meydan okuyarak
121
deficiency
Eksiklik, ek bütçe, kansızlık, yağışsızlık
122
defile
Kirletmek, bozmak
123
definite article
Belirli harfi tarif
124
Define
Sınırlamak, tarif etmek, ayırmak
125
deflate
Burnunu sürtmek, gururunu kırmak, hava veya gazı boşaltmak
126
deflect
Yönünü çevirmek, yoldan saptırmak, çevirmek
127
deflection
Dönme, sapma
128
deformed
Şekli bozulmuş, sakat edilmiş
129
deformity
Şekil bozukluğu, biçim bozukluğu
130
defraud
Dolandırmak, aldatmak
131
Defrauder
Dolandırıcı
132
Defraud someone of something
Birini bir şeyle dolandırmak
133
defrost
donmasını durdurmak, buzunu çözmek
134
Deft
Eli işe yatkın, becerikli, Hamarat, marifetli
135
deftly
Hamaratça
136
defunct
Yok sayılan, feshedilmiş, ölü
137
Defuse
Yatıştırmak, sakinleştirmek, öfkeyi dindirmek, bir patlayıcı veya bir bombayı etkisiz hale getirme
138
defy
Meydan okumak, karşı gelmek ,Karşı durmak, anlaşılmaz, kavranmaz olmak
139
degrade
Alçaltmak, rezil etmek, rütbesini indirmek
140
Degrading
Küçültücü, onur kırıcı
141
Degree
Isı ölçümünde derece, sınıf, tabaka
142
degree of development
Kalkınma derecesi
143
deign
Tenezzül etmek, lütfetmek
144
deity
Ilahi varlık, ilah
145
Deja vu
Aynı anı daha önce de yaşadığını hissetme
146
Dejected
Canı sıkkın, kederli, neşesiz
147
Delay
ara vermek, tereddüt etmek ,geciktirmek
148
delectable
Hoş, sevimli, nefis
149
delegate
Temsilci delege, delege göndermek yetkilendirmek havale etmek emanet etmek
150
delegation
Heyet, yetki verme
151
deliberate
Kasıtlı, planlı, ihtiyatlı, üzerinde düşünmek, tartmak
152
deliberation
Düşünüp taşınma, müzakere
153
delicacy
incelik, kibarlık, Lezzetli şey
154
delicately
Incelikle, özenle
155
Delicatessen
Şarküteri, mezeci
156
Delight
Memnun etmek, sevindirmek
157
delightful
Hoş , sevimli
158
delinquency
Kabahatli,vazifede ihmalkar, görevini aksatan savsaklayan kişi ---> delinquent: gecikmiş vergi
159
delirium
Sayıklama, hezeyan, taşkınlık
160
Delirious
Çılgına dönmüş, hastalıktan sayıklayan
161
deliver
Taşımak, teslim etmek, hitap etmek, takdim etmek, Azat etmek, özgür bırakmak, vermek
162
delivery
Teslim ,dağıtım, konuşma tarzı, doğum
163
delude
Yanlış yola sevk etmek, aklını çelmek, aldatmak
164
to delude the public
Halkı aldatmak
165
deluge
Tufan, aynı anda çok şeyin gelmesi, sel, Taşkın, suya boğulmak, ... yağmuruna tutmak
166
delusion
Hülya, Hayal, kuruntu
167
Deluxe
Çok lüks, görkemli, ihtişamlı
168
delve
Araştırmak, bellemek
169
demand
Istemek, talep etmek, emretmek, ısrar etmek, ihtiyaç, zorunluluk, mecburiyet
170
demanding
Ilgi isteyen, gayret gerektiren, zaman gerektiren
171
demeaning
Alçaltmak, küçümsemek, küçültmek
172
demeanor
Hal, davranış, tavır
173
demented
Deli, kaçık, çılgın
174
dementia
Bunaklık, bunama
175
demise
Terk, feragat, sona gelmek, ölüm
176
demo
Gösteri, örnek gösteri
177
demolish
Ortadan kaldırmak, tahrip etmek, yıkmak
178
demolition
Yıkım tahrip
179
denounce
Birini suçlamak, açıkça ve alenen ifşa etmek, itham etmek
180
dent
Bir yere çarpmadan oluşan ufak girinti, Çöküntü, oyuk, çöküntü yapmak, göçmek
181
depart
Hareket etmek, ayrılmak, gitmek, göçmek
182
departure
Hareket gidiş ayrılış
183
Deplete
Tüketmek, bitirmek, zarar vermek, Azaltma tüketme
184
deplorable
Acınacak halde, yürekler acısı
185
depose
Tahttan indirmek azletmek halletmek
186
deposed
azledilmiş
187
deposit
Emaneten vermek, koymak, paranın bir kısmını vermek ,bankaya yatırmak, posta, tortu, artık, bankaya yatırılan para
188
Depot
Depo, Ambar, istasyon, cephanelik
189
depraved
Baştan çıkmış, ayartılmış
190
depravity
Azgınlık, fesat, ahlak bozukluğu
191
deprecate
Onaylamamak, karşı çıkmak
192
deprecatory
Küçümseyen, karşı koyan, itiraz eden
193
depreciate
Fiyatını indirmek, kırmak, ucuzlatmak
194
depreciation
Fiyatını indirme
195
Depress
Morali bozulmak, Canı sıkılmak, üzmek, gücünü azaltmak, ucuzlatmak
196
deprive
Bir şeyden mahrum etmek
197
deprivation
Mahrumiyet, yoksunluk
198
Deputy
Vekil, milletvekili ,yardımcı
199
derail
Raydan çıkarmak ,Sabotaj yapmak
200
deranged
düzeni bozulmuş, rahatsız edilmiş, İşine engel olunmuş, Çıldırtıcı
201
Derby
Bir çeşit spor yarışması / karşılaşması, Eskiden erkekler tarafından giyilen siyah yuvarlak sert bir şapka
202
deregulation
Fiyat serbestisi
203
derelict
Terk edilmiş, sahipsiz, harabe, ihmalci, sorumsuz
204
deride
Alay etmek, alaycı gülümseme
205
derision
Alay
206
derisive
alaylı, alaycı
207
derisory
Alay konusu olan, gülünç
208
derivation
Köken, kaynak türetme --> derivative: türemiş
209
dermatitis
Derinin kızardığı ve ağrılı olduğu deri hastalığı
210
derogatory
Küçültücü, aykırı, zıt
211
descend
Inmek, alçalmak, soyundan gelmek
212
descendant
Torun, bir Soydan gelen kimse
213
descent
Iniş, düşüş, meyil, soy, nesil
214
desecrate
Manevi ve kutsal şeylere hürmet etmemek
215
desert
Terketmek, ayrılmak, kaçmak, firar etmek, boş, ıssız
216
deserted
Terkedilmiş, ıssız, tenha
217
deserving
Değerli, layık, hak eden
218
design
Kurgulamak, çizmek, Plan yapmak, tasarı
219
designate
Atama, görevlendirme, adlandırmak, belirtmek
220
desolate
Issız, boş, yalnız, kimsesiz
221
despair
Üzüntü, keder, ümitsizlik, ümitsizlik içinde olmak
222
despatch
göndermek, dağıtmak