O 2 Flashcards

(203 cards)

1
Q

One way ticket

A

Tek yön bilet

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

One woman

A

Bir kadınla icra edilen

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
3
Q

Ongoing

A

Devam eden süren

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
4
Q

One after another

A

Birbiri ardına arka arkaya

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
5
Q

One and all

A

Herkes her biri

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
6
Q

One and only

A

Tek bir tek yegane Biricik

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
7
Q

One another

A

Birbirini birbirine

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
8
Q

One or two

A

Birkaç , bir iki

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
9
Q

On-line

A

Sisteme bağlı olarak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
10
Q

Onlooker

A

Seyirci izleyici

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
11
Q

Only just

A

Az önce, neredeyse hiç

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
12
Q

Only that

A

Ne çare ki

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
13
Q

Only child

A

Tek çocuk

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
14
Q

On-off

A

Açma kapama

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
15
Q

On screen

A

Ekran perde veya sahne ile ilgili orada gösterilen

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
16
Q

Onset

A

Başlangıç, ilk

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
17
Q

Onslaught

A

Şiddetli saldırı

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
18
Q

Onus

A

Sorumluluk görev

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
19
Q

Onwards

A

Ileri ileriye bu yana

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
20
Q

ooze

A

Sızmak sızdırmak sızıntı

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
21
Q

Opal

A

Opal, a transparent and valuable gem stone used in jewellery

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
22
Q

Opaque

A

Saydam olmayan Işık geçirmez

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
23
Q

Opaquely

A

Donukça

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
24
Q

Opaqueness

A

Saydam olmama donukluk

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
25
Opener
Açacak açan kimse
26
Openly
Uluorta açıkça
27
Openness
Açıklık açık sözlük
28
Open air
Açık hava
29
Open day
Herkese açık davet eşya satışı yapılan ev
30
Open ended
Açık sınırlanmamış değiştirilebilir
31
Open handed
Eliaçık
32
Open handedly
Cömertçe
33
Open handedness
Cömertlik
34
Open hearted
Açık kalpli içten
35
Open heart surgery
Açık kalp ameliyatı
36
Open house
Herkese açık davet
37
Opening
Başlangıç baş taraf, fırsat iş açılışla ilgili açılış
38
Open mouthed
Aç gözlü yemeye hazır yaygaracı gürültücü bağıra çağıra konuşan
39
Open mouthedly
Ağzı açık şaşırmış halde
40
Open plan
Açık plan ofis düzeni, defining a room without walls
41
Operate
Işletmek çalıştırmak çalışmak idare etmek kullanmak ameliyat yapmak
42
Operating room
Ameliyat odası ameliyathane
43
Operating system
Işletim sistemi
44
Operating theater
Ameliyat odası ameliyathane
45
Operation
Etkinlik çalışma işletme ameliyat
46
Operational
Işlemsel işletme ile ilgili, operasyonel pratik kullanılmaya hazır
47
operative
Işleyen faal
48
Operator
Operatör makinist işletmeci yönetici
49
Opinionated
Fikrinden Dönmeyen inatçı
50
Opinionatedly
Inatla
51
Opinionatedness
Inatçılık
52
Opinion poll
Kamuoyu yoklaması anket
53
Opium
Afyon
54
Opportune
Zamanlaması iyi, vakitli, uygun
55
Opportunist
Fırsatçı menfaatçi kimse --> opportunism: Fırsatçılık fırsatlardan yararlanma
56
opposition
Itiraz karşıtlık, muhalefet rakip düşman
57
The opposition
Muhalefet partisi
58
Oppress
Ezmek baskı uygulamak eziyet etmek, bunaltmak sıkıştırmak
59
Oppressor
Baskıcı kimse, Zalim
60
Oppressed
Sıkışmış
61
Oppression
Baskı zulüm
62
Oppressive
Baskıcı Zalim
63
Oppressively
Zalimce
64
Oppressiveness
Baskıcılık
65
opt
Seçmek, Karar kılmak yeğlemek
66
Optic
Göz ya da görme ile ilgili Optik
67
Optical illusion
Görme duyusu ile ilgili
68
Optically
Optik
69
Optician
Gözlükçü
70
Optimal
Optimal, best, maximum
71
Optimize
Mümkün olduğunca en iyisini yapmak
72
Optimum
En iyi, en iyi durum
73
Optional
Isteğe bağlı
74
Optionally
Isteğe bağlı olarak
75
Optometry
Optometri, göz muayenesi
76
Optometrist
Optometrist
77
Opulence
Zenginlik refah
78
Opulent
Zengin varlıklı
79
Opulently
Bolca
80
Orangutang
Orangutan
81
oration
Nutuk söylev özenli konuşma
82
orator
Hatip
83
oratory
Hatiplik hitabet
84
Orbit
Yörünge faaliyet sahası, etrafında dönmek yörüngede dönmek
85
Orchard
Meyve bahçesi
86
Orchestrate
Orkestraya uyarlamak orkestra için bestelemek
87
Orchestral
Orkestraya ait
88
Orchid
Orkide
89
Ordain
Resmi olarak atamak, takdir etmek
90
Ordination
Papazlığa atama töreni
91
Ordainer
Papazlığa atayan
92
Ordainment
Papazlığa atama
93
Ordeal
Çetin sınav Zorlu durum Çile
94
Order
Sipariş etme ısmarlama sipariş edilen mal düzen düzenleme emretmek buyurmak ısmarlamak
95
To order about
Emirler yağdırmak
96
Orderly
Düzenli intizamlı
97
Orderly officer
Nöbetçi subayı
98
Ward orderly
Hasta bakıcı
99
Ordinal
Sıra belirten sıra sayısı
100
Ordinance*
Yönetmelik talimname
101
Ordinarily
Her zaman olduğu gibi alışılagelmiş biçimde
102
Ore
Maden Filizi, Cevher
103
Organ
Organ, org
104
Organist
Orgcu
105
Organization
Düzenleme düzen sınıflandırma örgüt organizasyon
106
Organizational
Örgütsel
107
Organizationally
Örgütsel olarak
108
Organize
Sıralamak organize etmek düzenlemek , örgütlemek teşkilatlandırmak
109
Organizer
Düzenleyici, organize eden
110
Organized
Düzenli planda düzenlenmiş
111
Organized crime
Organize suç, çete suçu
112
Orient
Doğu şark, yönlendirmek, yön vermek, Köken
113
Orientation
Yönelme yöneltme alışma
114
Oriented
Yönlü, doğrultusunda olan, amaçlı
115
Import oriented
Ithalat amaçlı
116
Oriental
Doğuya özgü oryantal
117
Orientate
Yönlendirmek yöneltmek
118
Orifice
Delik, ağız
119
orificial
Deliye ait
120
Originality
Özgünlük orijinallik
121
Originally
Aslında
122
Originate
Kaynaklanmak Ortaya çıkmak meydana gelmek icat etmek yeni bir şey yapmak yaratmak
123
Origination
Icat etme
124
originative
Yaratıcı üretken
125
Originator
Yaratan ortaya atan
126
Ornament
Süs dekoratif nakış, süslemek bezemek
127
Ornamentation
Süsleme
128
Ornamented
Süslenmiş bezenmiş
129
Ornamental
Dekoratif süsleyici
130
Ornate
Süslü gösterişli
131
Ornateness
Fazla süslülük
132
Ornately
Fazla süslü bir biçimde
133
Ornithology
Kuş bilim
134
Ornithological
Kuş bilimle ilgili
135
Ornithologist
Kuş bilimci
136
Orphan
Yetim anasız babasız, yetim öksüz kalmak anasız babasız kalmak
137
Orphanhood
Yetimlik öksüzlük
138
Orphanage
Yetimhane
139
Orthodox
Ortodoks geleneksel muhafazakar bağlı Dindar
140
Orthodoxy
Onaylanmış olma uygunluk
141
Oscillate
Salınmak sallanmak bocalamak tereddüt etmek
142
Oscillator
salıngaç, salınıcı, elektromanyetik dalgalar yayan bir cihaz
143
Oscillatory
Titreşimli
144
Osmosis
Ozmoz , geçişme
145
Ostensible
görünürdeki, göze çarpan, göstermelik
146
Ostensibly
Görünüşte
147
Ostentation
gösteriş hava atma
148
Ostentatiously
Gösterişli bir biçimde
149
Ostentatious
Gösterişli
150
Osteopath
Kemik Hastalıkları Uzmanı
151
Ostracize
Dışlamak soyutlamak
152
Ostracism
Sürgün sürgün etme , toplumdan uzaklaştırma
153
Every other day
Iki günde bir gün aşırı
154
The other day
Geçenlerde
155
otter
Su samuru
156
Ought
-se iyi olur, -meli
157
Ounce
Ağırlık ölçüsü, 28 gram
158
oust
Kovmak kurtulmak dışarı atmak
159
ousted
Kovulmuş
160
out
Dışarıda, bir süreliğine dışarıda olma, kapalı olma çalışmama, mevcut şeyin tükenmesi bitmesi gizle veya kapalı olan bir şeyin açıklanması ortaya çıkması çiçek açmak yasaklanmış yüksek sesle Deşifre etmek meydana çıkarmak açılmak kıyıdan uzaklaşma, içinden, bütünüyle tamamen, Bir Hayli, modası geçmiş kullanılmayan istenmeyen
161
Out and out
Tamamıyla, her yönüyle, %100
162
Outback
Avustralya'da şehirden çok uzak yer, taşra
163
Outbacker
Şehir dışından kişi
164
Outbid
Artırmak, daha fazla para sürmek
165
Outboard
Tekne dışı, kıçtan takma motor
166
outbreak
Patlak verme, aniden ortaya çıkma
167
outburst
Öfkeli söz, patlak verme, patlama
168
Outcast
Toplumdan kovulmuş kimse dışlanmış istenmeyen kimse
169
outclass
Üstünlük sağlamak Üstün olmak yenmek
170
Outcome
Sonuç netice
171
Outcrop
Uzantı çıkıntı yüzeyi çıkmış Kaya katmanı
172
Outcry
Yüksek sesle bağırma protesto
173
Outdated
Modası geçmiş hükmü kalmamış
174
outdo
Üstün olmak geçmek
175
Outdoor
Dışarıda yapılan
176
Outdoors
Dışarıda açık havada
177
Outer
Dışarıda, dıştaki
178
Outermost
En dıştaki en uzak
179
Outer space
Uzay boşluğu
180
Outfield
Iç sahanın dışı (kriket, beysbol)
181
Outfit
Teçhizat, malzeme, donatı, donatmak, donanım sağlamak
182
Outfitter
Teçhizatçı, malzemeci
183
Outflank
Yandan geçip kuşatmak, arkadan çevirmek
184
Outgoing
Giden, ayrılan Canayakın
185
Outgoings
Kira Yiyecek gibi genel giderler masraflar harcamalar
186
Outgrow
Sığmamak fazla büyümek
187
Outgrowth
Doğal sonuç Filiz gelişme
188
Outing
Gezinti gezi
189
Outlandish
Garip Acayip tuhaf
190
Outlandishly
Tuhaf
191
Outlandishness
Tuhaflık
192
Outlast
Daha uzun yaşamak daha uzun dayanmak
193
outlaw
Kanun kaçağı yasaklamak kanun dışı ilan etmek
194
outlay
Harcamalar giderler masraflar
195
Outlet
Çıkış yeri delik elektrik prizi market pazar satış yeri
196
Outline
Ana çizgiler taslak çerçeve ana kiriş taslağını çizmek
197
Outlive
-den daha uzun yaşamak
198
Outlook
Bakış açısı bakış ileriki olasılıklar fırsat seyredilen yer görünüm
199
Outlying
Kuş uçmaz kervan geçmez, ücra
200
Outmanouvre
Taktikle yenmek üstünlük sağlamak
201
Outmoded
Modası geçmiş, demode
202
Outnumber
Sayıca Üstün durumda olmak
203
Out of
-den dışarı, -sız, olmaksızın