I 3 Flashcards
(214 cards)
1
Q
Inflamed
A
Iltihaplanmış kızgın Öfkeli
2
Q
Inflammation
A
Alevlenme alevlendirme kızarma kızarıklık
3
Q
Inflammable
A
Çabuk tutuşur yanıcı parlayıcı çabuk öfkelenir
4
Q
Inflammatory
A
Iltihaplı coşturucu alevlendirici tahrik edici
5
Q
Inflatable
A
Şişirilebilir hava ile doldurulabilir
6
Q
Inflate
A
Hava ile şişirmek bir şeyi büyük hacim ile genişletmek çoğaltmak ekonomide paranın değerinin düşmesi
7
Q
Inflated
A
Şişirilmiş şişmiş abartılı yükselmiş
8
Q
Inflation
A
Enflasyon pahalılık
9
Q
Inflationary
A
Enflasyon enflasyon a ait
10
Q
Inflection
A
Eğilme kıvrılma ses tonunun değişmesi
11
Q
Inflexible
A
Eğilmez çok sert inatçı sebatlı Aynı kararda
12
Q
Inflexibility
A
Eğilmezlik, kararlılık
13
Q
Inflict
A
Ağrı acı ceza vermek sırtına yüklemek
14
Q
Infliction
A
Ceza eziyet
15
Q
Inflictive
A
Eziyetli zahmetli
16
Q
In-flight
A
Uçuş sırasında
17
Q
In-flight service
A
Uçuş sırasında servis
18
Q
Influential
A
Etkili nüfuzlu teselli sözü geçen
19
Q
Influenza
A
Grip
20
Q
Influx
A
Akın akış içeri akma
21
Q
Influx of
A
-in akını
22
Q
Well-informed
A
Bilgili Aydın her şeyden haberi olan
23
Q
Ill-informed
A
Yeterli bilgi sahibi olmayan
24
Q
Informal
A
Samimi gayri resmi
25
Informality
Teklifsizlik geçersizlik
26
Informant
Bilgi kaynağı Muhbir ihbarcı haber veren
27
Information superhighway
Internet
28
Information technology, IT
Bilişim teknolojisi
29
Informer
Laf yetiştiren, ele veren kimse
30
Infraction
Suç, yasaları kuralları ihlal, bozma
31
Infrared
Kızılötesi, enfraruaj
32
Infrastructure
Altyapı
33
Infrequent
Nadir seyrek
34
Infrequently
Seyrek olarak
35
Infringe
Ihlal etmek bozmak karşı gelmek
36
Infringement
Sakatlama, bozmak, hak ihlali
37
Infuriate
Çıldırtmak çok kızdırmak çok öfkelendirmek
38
Infuriating
Çileden çıkaran çıldırtan sinir bozucu
39
Infuse
Aşağılamak ilham vermek , demlendirmek içini dökmek veya akıtmak
40
Infusion
Içine dökme veya akıtma demleme
41
Ingeniously
Maharetle ustalıkla
42
Ingenuity
Marifet ustalık beceri Hüner yaratıcılık
43
Ingot
altın gümüş Metal külçesi
44
Ingrained
Kökleşmiş yer etmiş değişmesi zor
45
Ingratiate
Sevgisini kazanmak kalbini kazanmak
46
Ingratiating
Sokulgan cana yakın
47
Ingratitude
Nankörlük iyilik bilmeyiş
48
Ingredient
Içerik element Öge
49
Inhabitancy
Ikamet, sakini olmak, ev Mesken
50
Inhabited
Meskene ait
51
Inhalation
Teneffüs etmek içine çekme
52
Inhaler
Astım hastaları için solunum yoluyla ilaç veren tıbbi alet
53
Inherent
Doğuştan gelen kendine has, tabiatında var olan fıtri
54
Inherently
Doğuştan fıtri tabiatinde doğal olarak
55
Inherit
Miras almak mirasçı olmak kalıt almak varis olmak
56
Inheritance
Miras kalıt
57
Inhibit
Engellemek bastırmak mani olmak tutmak bırakmamak
58
Inhibited
Hareketlerinde serbest olmayan çekingen
59
Inhibition
Yasak engel, tutan şey bırakmayan özellik
60
Inhospitable
Misafir sevmeyen soğuk kimse, yaşanamayacak yer
61
Inhumanity
Zalimlik gaddarlık
62
Inhumane
Acımasız Merhametsiz Zalim
63
Inhumanely
Zalimce
64
Inimitable
Taklit edilemez benzetilemez
65
Iniquity
Haksızlık kötülük günah
66
Iniquitous
Daletsiz haksız kanunsuz İnsafsız
67
Initial
Ilk orijinal baştaki, kelimenin ilk harfi
68
Initially
Evvela başlangıçta
69
Initiation
Üyeliğe kabul töreni başlatma başlayış
70
Initiative
Neden olma teşvik başlatma yetkisi kişisel teşebbüs öncelik
71
Inject
Iğne yapmak yaptırmak enjeksiyon yapmak şırınga yapmak
72
Injunction
Mahkemece verilen bir karar
73
Injure
Zarar vermek rencide etmek üzmek
74
Injured
Yaralı zarar görmüş kırgın dargın
75
Injurious
Zararlı rencide edici zarar verici onur kırıcı
76
Injury
Zarar ziyan hasar yara
77
Injury-time
Oyunda uzatma zamanı
78
Ink
Mürekkeple işaretlemek
79
Inkling
Iman fikir ipucu
80
Inland
Bir ülkede deniz sahilinden iç kısımlara ait, denizden içe doğru olan yerlere ait, sahilden içe doğru
81
Inlet
Kanal koy küçük Körfez giriş ağız akış deliği
82
Inmate
Hapishane veya Hastanede bulunan kimse evde oturan sakin
83
Inn
Han Küçük Otel
84
Innards
Iç organlar bağırsaklar iç kısımlar
85
Innate
Doğuştan gelen kendine has Allah vergisi doğal tabii
86
Innately
Doğal olarak doğuştan olarak
87
Inner Circle
Samimi arkadaş grubu
88
Inner City
Şehrin merkezinde yoksulların oturduğu Mahalle
89
Innermost
En içteki iç kısımdaki
90
inning
Denizden kazanılan arazi
91
innkeeper
Otelci Meyhaneci, Hancı
92
Innocuous
Zararsız tehlikesiz
93
Innovate
Değişiklik yapmak yine Lig çıkarmak
94
Innuendo
Kinaye ima taş atma
95
Inoculate
aşılamak aşı yapmak
96
Inoculation
Aşılama
97
Inoffensive
Zararsız kendi halinde incitmez
98
Inordinate
Aşırı ölçüsüz düzensiz Orantısız
99
Inordinately
Aşırı olarak
100
Inpatient
Hastanede yatan hasta
101
Input
Girdi, veri girişi, giriş yapmak
102
Inquest
Resmi soruşturma
103
Inquisitive
Soru sormaya meraklı araştırmacı ilgili
104
Inquisition
Soruşturma araştırma engizisyon Mahkemesi
105
Inquisitor
Araştırma soruşturma yapan kimse engizisyon Mahkemesi üyesi
106
Inquisitively
Merakla
107
Inroads
Akın saldırı baskın başarı
108
Insatiable
Aç gözlü Doymak bilmez doyumsuz gözü aç
109
Inscribe
Kazımak kaydetmek taşa yazmak, oymak ithaf etmek
110
Inscription
Kitabe yazıt ithaf yazı
111
Inscrutable
Anlaşılmaz Esrarlı sırrına erişilmez
112
Insecticide
Böcek öldürücüler
113
Insecurity
Güvensizlik
114
Insemination
Dölleme Tohum ekme tohumlama
115
Artificial insemination
Suni dölleme aşılama
116
Insensible
Baygın kendinde olmayan duygusuz
117
Insensitive
Duygusuz Aldırmaz hissiz ilgisiz düşüncesiz
118
Insensitively
Duygusuzca
119
Insensitivity
Duyarsızlık hissizlik
120
Inseparable
Ayrılmaz bitişik bağlı
121
Insert into
Içine sokmak dahil etmek arasına sokmak ortasından geçirmek gazete reklam eki, ilave
122
inscription
Eklenen şey gazete ve dergide ilave ek
123
Inshore
Sahile yakın
124
Insider
Içeriden biri iç yüzünü bilen kimse üye
125
Insider dealing
Rekabete aykırı hisse alım satımı
126
Insidious
Sinsi fırsat kollayan hain
127
Insidiously
Sinsice
128
Insight
Anlayış bir şeyin iç yüzünü anlama olayları kavrama
129
Insignia
Rütbe veya makam işareti
130
insignificance
Önemsizlik değersizlik anlamsızlık
131
Insincere
Samimi olmayan samimiyetsiz iki yüzlü sadakatsiz
132
Insincerely
Samimiyetsizce
133
Insincerity
Samimiyetsizlik ikiyüzlülük, yapmacıklık
134
Insinuate
Ima etmek üstü kapalı belirtmek
135
Insinuation
Ima üstü kapalı söz
136
Insipid
Lezzetsiz tatsız yavan tatsız tuzsuz sıkıcı
137
Insistent
Israrcı ısrarlı inatçı ısrar eden
138
Insistence
Israr diretme kararlılık
139
Insistence on
Bir şey üzerinde ısrar etmek
140
Insofar as
-dığı derecede, -e kadar
141
Insolent
Küstah terbiyesiz Arsız
142
Insolence
Küstahlık
143
Insolently
Küstahça
144
Insoluble
Gelemez çözülmez çözülemez halledilemez çözümsüz
145
Insolvent
Aciz durumda borcunu ödeyemez İflas etmiş
146
Insomniac
Uykusuzluk hastası
147
Inspect
Denetlemek Teftiş etmek muayene etmek
148
Inspection
Denetleme teftiş
149
Inspector
Müfettiş denetleme uzmanı kontrol memuru
150
Inspiration
ilham vahiy Esin telkin teşvik, nefes alma
151
inspire
Telkin etmek teşvik etmek ilham vermek
152
To inspire somebody to do something
Birine bir şey yapması için ilham vermek teşvik etmek
153
Instability
Kararsız dayanıksız sabit olmayan
154
Installation
Yerleştirme kurulum tertibat
155
Installment
Taksit tefrika
156
Instance
Örnek misal, durum kere defa kez
157
At the instance of
-nın isteği üzerine, sebebiyle
158
Instant replay
Sporda ağır çekim
159
Instantaneous
Ani, Birden şipşak
160
Instantaneously
Hemen derhal
161
Instigate
Tahrik etmek kışkırtmak
162
Instigation
Kışkırtma
163
Instigator
Kışkırtıcı
164
Instill
Aşılamak damlatmak, kafasına sokmak Telkin etmek
165
Instinct
içgüdü
166
Instinct for
Içgüdüsel olarak
167
Instinctively
Içgüdüsel olarak
168
Instinctive
Içgüdüsel önsezi ye dayalı
169
Institute
Korumak tesis etmek başlatmak örgütlemek atamak tayin etmek, kuruluş müessese okul enstitü bilimsel Kurul
170
Institutional
Kuruma ait
171
Institutionalized
Kurumsallaşmış
172
Instruct
Okutmak ders vermek öğretmek eğitmek emir vermek talimat vermek
173
Instruction
Öğretme öğrenim eğitim, talimat Emir
174
Instructive
Öğretici eğitici terbiye edici
175
Instrument
Alet aygıt vasıta enstrüman müzik aleti belge
176
Instrumental
Yararlı etkili yardımcı olan, sadece enstrümanlarla yapılan dinleti
177
Insubordination
Başkaldırma ayaklanma
178
Insubordinate
Asi itaat etmeyen kafa tutan başkaldıran isyan eden
179
Insubstantial**
Asılsız temelsiz hayali gerçek dışı
180
Insufferable
Çekilmez katlanması zor tahammül edilemez
181
Insular
Adaya ait, izole olmuş dar kafalı
182
Insularity
Ayırma dar görüşlülük
183
Insulate
yalıtmak izole etmek tecrit etmek
184
Insulation
izolasyon yalıtım tecrit
185
Insuperable
Aşılmaz Geçilmez Yenilmez
186
insure
Sigortalamak sigorta yapmak garantilemek
187
Insurmountable
Aşılamaz çözülemez çok zor
188
Insurrection
isyan başkaldırı ihtilal ayaklanma
189
Intact
El değmemiş bozulmamış noksansız
190
Intake
Yiyecek içecek alınan miktar sıvı alınan açıklık alınan şey
191
intangible
Kolay anlaşılmaz tanımlanamaz elde edilmesi zor
192
Integral
Bir bütünün ayrılmaz bir parçası olan gerekli
193
Integrally
Bütünsel olarak
194
Integrate
Birleşmek, farklı kültür ve yapıdaki toplulukları birbirine yaklaştırmak
195
To integrate something with / into something
Karıştırma karışma bütünleştirme bütünleşme
196
Integrated
Irklar kültürlerarası karışmış birleşmiş
197
Integrity
Bütünlük doğruluk dürüstlük adam akıllılık
198
Intellectually
Akıl ile anlayarak idrak ederek
199
IQ (intelligence quotient)
Zeka katsayısı
200
Intelligence Bureau
Istihbarat bürosu
201
Intelligentsia
Aydınlar sınıfı
202
Intelligible
Anlaşılır belirgin
203
Intensely
Son derece aşırı derecede yoğun biçimde
204
Intensity
Yoğunluk kesinlik koyuluk
205
Intensify
Yoğunlaştırmak şiddetini artırmak
206
Intensification
Kuvvetlendirme yoğunlaştırma koyulaştırma
207
Intensive
Yoğun kuvvetli şiddetli sıkı
208
Intensive Care Unit***
Yoğun bakım ünitesi***
209
Intensively
Yoğun olarak
210
Intent
Hedefleme amaçlamak kafasında tasarlama kastetme yoğunlaşmış kendini kaptırmış
211
Intention
Amaç niyet plan Hedef
212
Interact
Birbirine etkilemek görüşmek ilgilenmek
213
To interact with somebody
Birisi ile görüşmek ilgilenmek
214
Interaction
Birbirini etkileme
