J Flashcards

(169 cards)

1
Q

Jab

A

Saplamak dürtmek itmek, itiş yumruk saplama

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

Jabber

A

Ağzında gevelemek Anlaşılmayacak biçimde konuşmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
3
Q

Jack

A

kriko İskambil oyununda vale, Oğlan bacak, elektrik prizi, gemi sancağı

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
4
Q

Everyman Jack

A

Herkes

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
5
Q

Car jack

A

Otomobil krikosu

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
6
Q

Jack something in

A

Kesmek durdurmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
7
Q

Jackal

A

Çakal

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
8
Q

Jacket potato

A

Kabuğu ile közlenmiş patates, kumpir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
9
Q

Jackknife

A

Büyük çakı

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
10
Q

Jackpot

A

Büyük ikramiye

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
11
Q

Win the jackpot

A

Büyük ikramiyeyi kazanmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
12
Q

Jade

A

Yeşim Taşı, yormak tüketmek bıktırmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
13
Q

Jaded

A

Bitkin usanmış yorgun isteksiz çok kullanılmaktan tırtıklı Sivri

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
14
Q

Jagged

A

dişli çentikli pürüzlü kenarları Sivri

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
15
Q

To break jail

A

Hapishaneden kaçmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
16
Q

To put somebody in jail

A

Suçlu içeri atmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
17
Q

Detention in jail

A

Hapiste Tutulma

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
18
Q

Jailer

A

Gardiyan

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
19
Q

jam

A

Sıkıştırmak sıkmak takıştırmak reçel kalabalık izdiham sıkışıklık

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
20
Q

Jamboree

A

Cümbüş gırgır eğlence

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
21
Q

Jam-packed***

A

Dopdolu tıklım tıklım***

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
22
Q

Jangle

A

Sözlü olarak çekişmek kavga etmek şıngırdamak şıngırtı tıngırtı Uyumsuz ses

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
23
Q

Janitor

A

Kapıcı hademe

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
24
Q

Jar on something

A

Incitmek incinmek sinirine dokunmak rahatsız etmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
25
Family jar
Aile kavgası
26
Jargon
Meslek argosu, Bürokrasi dili
27
Jaundice
Sarılık
28
Jaundiced
Sarılık hastalığına yakalanmış güvenmeyen önyargılı
29
jaunt
Keyif için gezinti
30
Jaunty
Şen şakrak keyifle
31
jauntily
Gösterişli olarak kaygısızca neşeyle
32
Javelin***
Cirit cirit atma**
33
Jaw
Dalga, can sıkıcı öğüt, çene çalma raflama
34
Jaw away
Çene çalmak gevezelik etmek
35
Jaywalking
Kırmızı ışıkta veya yaya geçidi olmayan yerden karşıdan karşıya geçmek, dikkatsiz yürümek
36
Jazz
Caz müziği canlandırmak hareketlendirmek
37
jeer
Alaya almak yuhalamak Taş alay
38
jell-O
Jöle jölemsi tatlı
39
Jelly
Jöle jölemsi reçel
40
Jellyfish
Deniz anası
41
Jeopardize
Riske atmak tehlikeye sokmak-- > jeopardy: tehlike nazik durum
42
be in jeopardy of one's life
Yaşamı tehlikede olmak
43
Jerk
Birdenbire çekmek kapmak anı bir hareket silkme silkinme ani çekiş
44
Jerkily
Sarsarak
45
Jerky
Sarsıntılı yalpalayan
46
Jersey
Süveter
47
Jest
Şaka alay, alay etmek şaka etmek
48
In jest
Şaka olarak
49
jester
Soytarı maskara
50
Jet
Fışkırma fıskiye jet uçağı ile yolculuk yapmak
51
Jet black
Simsiyah kuzguni siyah
52
Jet engine
Jet motoru
53
Jet lag**
Uzun bir uçak yolculuğundan sonra uyku düzensizliği, yorgunluk
54
Jet lagged**
Uyku düzeni bozulmuş, yorgun
55
Jettison
Atmak kurtulmak tehlike anında fazla yüküatmak
56
Jetty
Dalgakıran, mendirek, iskele
57
Jewelled
Değerli taşlarla süslü
58
Jeweller
Kuyumcu
59
Jewellery
Mücevherat
60
Jibe
Taş, alay, alay etmek, dalga geçmek
61
Jig
Bir tür oynak hareketli halk dansı
62
Jiggle
Sallamak salınmak hafif sallantı titreme
63
Jigsaw
Motorlu oyma testeresi
64
Jilt***
Izdivaçtan vazgeçmek terketmek bırakmak**
65
Jingle
şıngırdatmak , tıngırdatmak, reklam müziği, şıkırtı, şıngırtı
66
jinx
Uğursuz, uğursuzluk getirmek
67
Jinxed
Şanssız talihsiz
68
Jitters
Aşırı sinirlilik --> jittery: Gergin aşırı sinirli
69
Jnr
Yaşça küçük olan,, babası ile aynı Ada sahip
70
Job description
Iş tanımlaması
71
Take a job
Bir işe girmek
72
Hold a job
Işi olmak
73
Carry on a job
Bir iş yapmak
74
Apply for a job
Bir işe başvurmak
75
Be out of a job
Işsiz olmak
76
By the job
Götürü usulü
77
On the job
Görev başında
78
Job Seeker
Iş arayan kimse
79
Jockey
Jokey at Binici birisine Dalavere ile bir şey yaptırmak
80
To jockey someone into an office
Jokey olarak at binmek
81
Jocular
Şakacı şaka yolluk güldürmeyi amaçlayan
82
jog
Yavaş yavaş koşmak jogging yapmak, dürtmek çarpmak yanlışlıkla dokunmak, dürtme yavaş koşma
83
To jog somebody's memory
Bir ipucu vererek birinin belleğini canlandırmak
84
To join in
Katılmak geri almak
85
To join up
Birleşmek katılmak
86
To join the Army Navy Etc
Orduya katılmak askere gitmek
87
To join hands
El ele tutuşmak
88
Join
Ek yeri birleşme
89
Joinable
Birleştirilebilir
90
Joiner
Marangoz Doğramacı, dernek ve benzeri yerlere üye olan kimse
91
Joint
Eklem, ek yeri, birleşme yeri Boğum, bar - gece kulübü gibi bataklık yerler, ortak müşterek
92
Joint venture
Ortak girişim ortaklık
93
Jokingly
Şaka yollu
94
Joker
Şakacı
95
jolly
Neşeli, Şen, pek çok, son derece
96
Jolt
Sarsmak yerinden fırlatmak şaşkına çevirmek şok sarsma sarsıntı
97
Jostle
Kalabalıkta itmek, itip kakmak
98
Jostle for something
Bir şey için itişmek çekişmek
99
jot
Karalamak, bir yere yazı vermek
100
To keep Journal
Günlük tutmak
101
To undertake a journey
Uzun bir yolculuğa hazırlanıp çıkmak
102
Jovial
Şen şakrak neşeli
103
Joviality
Neşe Şenlik
104
Joyless
Neşesiz mutsuz
105
Joyous
Neşeli neşelendirici keyif verici
106
Joyride****
Çalıntı araba ile gezinti yapmak*
107
Joyriding
Çalıntı araba ile gezinti yapma
108
Joyrider
Çalıntı araba ile gezen kimse
109
Joystick
Kumanda kolu uçakta manevra kolu
110
JP, Justice of the Peace
Sulh Hakimi
111
Jubilant
Zafer Sarhoşu sevinçli
112
Jubilation***
Zafer şenliği başarı kutlaması***
113
Jubilee
Bir olayın ellinci yıl dönümü 50 altın yıl
114
Silver jubilee
25. yıl dönümü
115
Golden jubilee
50. yıl dönümü
116
Diamond Jubilee
60. yıl dönümü
117
Judge
Hakim yargıç hakem yargılamak hüküm vermek hakemlik etmek karar vermek. Değerlendirmek tahmin etmek göz önüne almak
118
In my judgement
Bana kalırsa, benim fikrime göre
119
Judicial
Adli hukuki
120
Judiciary
Adliye sistem, Yargıçlar
121
Judicious
Sağduyulu akıllıca tedbirli mantıklı
122
jug
Sürahi
123
Juggle
Hokkabazlık yapmak El çabukluğu ile marifet yapmak hile yapmak
124
To juggle something with something
Sürekli yerini değiştirmek oynamak
125
To juggle with figures
Rakamlarla oynamak
126
To juggle with the facts
Gerçekleri değiştirmek
127
Juggler
Hokkabaz Çok yetenekli marifetli Hokkabaz gibi
128
Juicy
Sulu meraklı merak uyandıran ilginç ilgi çekici
129
Jukebox
Müzik kutusu
130
Jumble
Karmakarışık yığın karışıklık düzensizlik karmakarışık etmek karmakarışık olmak
131
Jumble sale
Eski eşya kermesi
132
Jumbo jet
Büyük yolcu uçağı
133
Jumper
Süveter kazak
134
Jumpy
Gergin heyecanlı
135
Junction
Birleşme kavşak birleşme yeri
136
Junction rail
Irtibat hattı
137
Juncture
Birleşme yeri hal Durum vaziyet
138
Junior College
Amerika ve Kanada'da Yüksek Okul, 2 yıllık Yüksekokul
139
Junior high school
Amerika ve Kanada'da ortaokul
140
Junior School
ingiltere'de ilkokul
141
Junk
Ivır zıvır buradalar atılacak eşyalar ıvır zıvır çöpe atmak
142
Junkie
Uyuşturucu madde bağımlısı olan kimse
143
Junta
Cunta
144
Jurisdiction
Yetki alanı yargı Hakkı yargılama hakkı
145
Lack of jurisdiction
Yetkisizlik
146
Exercise jurisdiction
Yargılamak
147
Juror
Jüri üyesi
148
The members of the jury
Jüri üyeleri
149
Only just
Az önce yeni azıcık neredeyse hiç, (just) söylediğiniz şeyi vurgulamak için kullanılır
150
Just about
Hemen hemen, -mek üzere
151
Just now
Biraz önce şimdi
152
Just so
Dikkatli bir şekilde çok tertipli bir halde
153
Just then
Tam o sırada
154
Just there
Tam orada
155
Just think
Bir düşün bir düşünsene
156
Not just yet
Henüz değil
157
Justice of the Peace
Sulh Hakimi
158
Justification
Hukuka uygunluk kuralı
159
Justify
Mazur göstermek temize çıkarmak savunmak haklı çıkarmak
160
Justifiable
Hak verilebilir
161
Justifiably
Haklı olarak
162
Justified
Haklı gerekçeli
163
jut
Uzanmak çıkıntı yapmak dışarı çıkmak
164
Juvenile
Genç olgunlaşmamış, çocuk genç
165
Juvenile court
Mahkemesi
166
Juvenile offense
Gençlik suçları
167
Juvenile delinquent
Çocuk suçlu
168
Juxtapose
Bir araya getirmek, yan yana koymak
169
Juxtaposition
Yan yana koyma, dizme, bitişik olma