P 7 Flashcards

(204 cards)

1
Q

Associate professor

A

doçent

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

Professorship

A

profesörlük

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
3
Q

Proffer

A

önermek, teklif etmek, sunmak, öneri ,teklif

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
4
Q

Proficient

A

uzman, yeterli, etkin, yeterlilik

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
5
Q

Profile

A

profil, yüzün yandan görünüşü, özgeçmiş, biyografi, ilgi, profilini yapmak, bir kimsenin kısa biyografisini yazmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
6
Q

Profit

A

kar, kazanç, getiri,menfaat fayda kar elde etmek para kazanmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
7
Q

Profitability

A

kârlılı

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
8
Q

Profitable

A

kârlı kazançlı

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
9
Q

Non-profit organization

A

kâr amacı gütmeyen kuruluş

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
10
Q

Profit margin

A

kâr marjı

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
11
Q

Profiteering

A

vurgunculuk, vurgun

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
12
Q

Profiteer

A

vurguncu, fırsatçı, çıkarcı

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
13
Q

Profit-making

A

kâr getirme

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
14
Q

Non-profit making Institution

A

kamu yararına çalışan kurum

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
15
Q

Profound

A

önemli mühüm derin bilgili

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
16
Q

Profoundness

A

son derece, tamamen

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
17
Q

Profoundly

A

son derece, tamamen

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
18
Q

Profuse

A

bol çok müsrif savurgan cömert eli açık

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
19
Q

Profusely

A

bol, çok

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
20
Q

Profusion

A

bolluk, savurganlık

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
21
Q

Progeny

A

soy nesil sülale

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
22
Q

Prognosis

A

hastalığın sonucunu tahmin

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
23
Q

Progress

A

ilerleme, gelişme, geliştirme, ilerlemek, gelişmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
24
Q

Progression

A

ilerleme

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
25
Progressive
ilerleyen, gelişen, kademeli, ileri düşünceli kimse
26
Progressively
artan bir şekilde
27
Progressive ideas
ilerici fikirler
28
Project
plan, proje, araştırma, hesaplamak, öngörmek, fırlatmak, atmak, görnt aktarmak, yansıtmak
29
Projectile
mermi kurşun roket vb.
30
Projection
gösterim, fırlatma, atma, tasarı, proje
31
Projector
projektör, projeksiyon makinesi
32
Prolapse
bir organın sarkması, yerinden oynaması, sarkmak, yerinden oynamak
33
Proliferate
hızla çoğalmak, artmak
34
Proliferation
çoğalma, üreme
35
Prolific
doğurgan, çabuk üreyen, üretken, verimli
36
Prolifically
veimli bir şekilde, üretken olarak
37
Prolix
sözü çok fazla uzattığı için sıkıcı olan, sonu gelmeyen, uzun, ayrıntılı
38
Prologue
başlangıç, önsöz, prolog
39
Prolong
zamanı uzatmak, müddet vermek
40
Prolongation
uzantı, temdit
41
Prolonged
uzun, uzatılmış, uzatmalı
42
Promenade
gezinmek, yürüyüş yapmak
43
Prominent
seçkin, tanınmış, önde gelen, önemli, çıkıntılı
44
Prominence
şöhret, ün, çıkıntı
45
Prominently
görünür bir şekilde
46
Promiscuous
bir şeyi seçmede rastgele, farksız, önüne gelenle yatan
47
Promissory note
seet, borç senedi
48
Promising
ümit verici, gelecek vaat eden
49
Promo
reklam
50
Promotional
promosyona ait
51
Promontory
çıkıntı, burun, dağlık buun
52
Promote to
terfi ettirmek, ilerletmek, yükseltmek, satışta teşvik etmek
53
Promotion
terfi, promosyon
54
Promoter
destekleyici, girişimci, kurucu, reklamcı, tanıtımcı, organizatör
55
Prompt
harekete geçirmek, bilgi isteminde bulunmak, kışkırtmak, hatırlatıcı şey, bilgi istem
56
Promptly
zamanında, vaktinde, gecikmeden, immediately, quickly
57
Promulgate
inanç-düşünce yaymak, yasayı yürürlüğe koymak, resmi olarak ilan etmek, duyurmak
58
Prone
yüzükoyun, başa şağı, yokuş aşağı, eğimli, yatkın
59
Earthquake prone region
deprem bölgesi
60
Avalanche prone areas
çığ tehlikesi olan bölgeler
61
Violence prone
şiddete eğilimli
62
Prone position
yüzükoyun
63
Prong
çatal dişi, sivri uç, boynuz çatalı
64
Pronounce
telaffuz etmek, söylemek, ilan etmek, duyurmak, bildirmek
65
Pronounced
belirgin, bariz, keskin
66
Pronouncement
resmi bildiri, beyan, kararın bildirilmesi
67
Proof
deneme çıktısı, kopya, nüsha
68
Proof positive
kesin, katî kanıt, delil
69
Explosion-proof
patlamaya karşı dayanıklı
70
Proofread
baskıya girmeden önce kopya üzerinde düzeltme, değişiklik yapmak
71
Proofreader
düzeltme yapan kimse
72
Proofreading
düzeltme yapma
73
Prop
destek, dayanak, payanda, dayanmak yaslanmak
74
To make propaganda
propoganda yapmak
75
Propagate
fikir veya düşünceleri yaymak, neşretmek, üretmek, çoğaltmak, üremek
76
Propagation
yayılma, yayma
77
Propane
propan gazı
78
Propel
ileriye doğru itmek, sevketmek, yürütmek
79
Propellant
itekleyici, yürütücü
80
Propeller
pervane
81
Propensity
eğilim, meyil
82
Proper
tam, uygun, doğru dürüst,
83
Proper time
tam zamanında
84
Proper name
özel ad
85
Proper noun
özel isim
86
Proper authorities
ilgili merciler
87
Properly
uygun şekilde
88
Improper
uygun olmayan
89
Property
emlaki varlık, eşya, özellik, nitelik
90
Prophesy
öngörmek, önceden bildirmek
91
Prophecy
kehanet, tahmin
92
Prophetic
peygamberce, kahince, kahin gibi
93
Propitiate
yatıştırmak, gönlünü almak
94
Propitious
bağışlayıcı, elverişli, müsait, uygun
95
Proponent
yandaş, taraftar, savunan, destekçi
96
Proportion
miktar, nicelik, nispet, oran, orantı, pay
97
Proportional
nisbî, orantılı
98
Proportional representation
nisbî temsil
99
Proportions
bir cismin genişlik, uzunluk ve derinliği
100
Proportionate
orantı
101
Proposition
teklif, öneri, ilişki teklifi
102
Proprietor
mal sahibi, malik
103
Proprietary
mal sahibine ait, özel
104
Propriety
uygunluk yerindelik, görgü kurallarına uyma
105
Propulsion
itme, yürütme, ileriye sürme, yürütücü güç
106
Propulsive
itici, sürücü
107
Pro rata
orantılı
108
Prosaic
düz yazı şeklinde, sıradan bayağı, yavan
109
Proscribe
-i yasak etmek, -i yasaklamak, medeni haklarını elinden almak, sürgüne yollamak
110
Prose
düz yazı, nesir
111
Prosecute
davaaçmak
112
Prosecution
adli kovuşturma
113
Prosecutor
davacı, savcı
114
Chief prosecutor of the Republic
cumhuriyet başsavcısı
115
Public prosecutor
cumhuiyet savcısı
116
Chief public prosecutor's office
cumhuriyet başsavcılığı
117
Proselytize
başkasını kendi dinine çevirmek, din propogandası yapmak
118
Prospect
umut ihtimal, manzara, görünüm, yer üstü yada yer altında değerli şeyler aramak
119
Prospector
altın, petrol vb. arayan kimse
120
Prospective
olası, muhtemel, müstakbel, gelecekteki --> a prospective mother: anne adayı
121
Prospectus
broşür, prospektüs
122
To issue a prospectus
bir prospektüs çıkarmak
123
Prosper
gelişmek, başarılı olmak, zenginleşmek
124
Prosperity
refah, zenginlik
125
Prosperous
başarılı, refah içinde
126
Prostate
prostat
127
Prosthesis
protez
128
Prosthetic
protezle ilgili olan / olarak
129
Prostrate
elleri yanda yüzükoyun yatmak, perişan, yere serilmiş, bitkin, halsiz
130
Protagonist
bir oyunda filmde veya öyküde baş kahraman
131
Protean
süekli değişen, çok yönlü
132
To protect one's rights
haklarını korumak
133
Write-protected
bilgisayar, yazmaya karşı korumalı
134
Protectionism
korumacılık, yerli ekonomiyi ithal mallara karşı koruma yöntemi
135
Protege
birinin koruması altında olan kimse
136
Protest
itiraz, karşı gelme , protesto, gösteri, itiraz etmek, protesto etmek, reddetmek
137
Under protest
bir şeyi istemeden zorla yapmak
138
Protestation
iddia, itiraz, protesto
139
Protester
protestocu
140
Protestant
protestan
141
Protocol
resmi törenler ya da faaliyetlerdeki hareket tarzı, protokol, resmi nezaket kuralları, anlaşma, tutanak
142
Proton
proton
143
Prototype
prototip, model
144
Protract
uzatmak, süresini uzatmak, iletki ile çizmek
145
Protracted
uzun süren, sürüncemeli, uzatmalı
146
Protractor
iletki , açı ölçer
147
Protrude
dışarı çıkmak, çıkıntı yapmak
148
To prove yourself
kendini kanıtlamak
149
Proverb
atasözü, deyiş
150
Proverbial
atasözüne ait
151
Provide
temin etmek, sağlamak
152
Provider
tedarikçi, temin edici
153
Provision
tedarik, temin
154
Provided
-mek şartıyla, yeter ki
155
Providence
Tanrı takdiri, basiret
156
Providence Society
kaza sigortası şirketi
157
Providing
şartıyla, koşulu ile, eğer
158
Province
il, vilayet, eyalet
159
Registered province
nüfusa kayıtlı olduğu il
160
Province Bank
iller bankası
161
Rainfall Providence
yağış bölgesi
162
Provincial
eyalete ait, taşralı
163
Provision
karşılık, sağlama, tedarik, erzak, madde
164
Provision room
erzak odası
165
Provisional
geçici, kalıcı olmayan
166
Provisional government
geçici hükumet
167
Provisional license
geçici ruhsat
168
Provisional acceptance
geçici kabul
169
Provisional estimate of costs
kesin olmayan tahmini maliyet
170
Proviso
şart, koşul, hüküm, antlaşma maddesi
171
Provocation
provokasyon kışkırtma tahrik kızdırma
172
Provocative
kışkıtıcı
173
Provoke
tahrik etmek, kışkırtmak
174
Provoker
provokatör
175
Provost
müdür, yönetici, amir
176
Prow
geminin baş kısmı, pruva, nose
177
Prowess
üstün yetenek, hüner, kahramanlık, cesaret
178
Prowl
fark edilmeden sessizce dolaşmak, fırsat kollamak, kolaçan etmek, sinsi sinsi dolaşma, etrafı kolaçan etme
179
prowler
gece hırsızı, serseri
180
Proximity
yakınlık
181
Proxy
vekil vekalet vekaletname
182
Proxy Giver
vekalet veren
183
Proxy holder
vekil
184
Prude
aşırı namuslu geçinen kimse
185
Prudish
aşırı namuslu geçinen , erdemlilik taslayan
186
Prudent
ihtiyatlı, akıllı, sağduyulu
187
Prudence
basiret, sağ duyu
188
Prune
özellikle bir ağacın / bitkinin dallarını kesmek, kısaltmak, budamak,kuru erik, budala,ahmak
189
Prurient
şehvet düşkünü
190
Prurience
şehvet düşkünlüğü
191
pry
başkalarının özel konularını öğrenmeye çalışmak, gözetlemek, burnunu sokmak, levye veya manivela ile açmak
192
PS, PostScript
dipnot
193
Pseudo-
takma, sahte, yalancı, sahte arkadaş
194
Pseudonym
takma ad
195
Psoriasis
sedef hastalığı
196
Psych-
akıl, ruh (ön-ek)
197
Psyche
insan ruhu, insan aklı
198
Psychedelic
(ilaç) hayal gördüren, (madde) hayal yaratan
199
Psychiatry
psikiyatri, akıl hastalıkları bilim dalı
200
Psychiatric
psikiyatriye ait
201
Psychiatrist
psikiyatrist, psikiyatr
202
Psychic
medyum, ruhsal, psişik, parapsikolojik
203
Psycho
kafadan çatlak kimse, ruhsal denge bozukluğu
204
Psychoanalysis
psikanaliz, ruhsal çözümleme