C 3 Flashcards

1
Q

CID

A

Criminal Investigation Department ( Suç / Cinayet Araştırma Dairesi)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

cider

A

meyve şarabı

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
3
Q

cigar

A

puro, yapmak sigarası

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
4
Q

cilantro

A

kişniş bitkisinin lifli kısmı

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
5
Q

cinch

A

çocuk oyuncağı, too easy

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
6
Q

cinder

A

kül, kor

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
7
Q

circa

A

approximately

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
8
Q

circuit

A

daire şeklinde yol, rota, elektrik akımının geçtiği devre, turnuva, lig

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
9
Q

circuitry

A

devre parçaları, devre sistemi

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
10
Q

circular

A

el ilanı

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
11
Q

circulate

A

dolaşmak, (söylenti) yayılamk

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
12
Q

circumference

A

daire çevesi, çember

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
13
Q

circumspect

A

dikatli tedbirli, düşünceli

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
14
Q

circumvent

A

alt etmek, açığını yakalamak, bozmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
15
Q

cistern

A

su deposu, rezervuar

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
16
Q

citadel

A

hisar, kale

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
17
Q

cite

A

zikretmek, bahsetmek, alıntı yapmak, mahkemeye çağırmak (citation)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
18
Q

citrus fruit

A

turunçgillerden meyve, lemon or orange

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
19
Q

civic

A

şehir / belediye / kent / yurttaşlıkla ilgili

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
20
Q

civics

A

yurttaşlık bilgisi

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
21
Q

civil

A

vatandaşlarla ilgili, resmi, iç, sivil, devlete ait

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
22
Q

civility

A

nezaketi kibalık, incelik

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
23
Q

civil rights

A

medeni haklar, vatandaşlık hakları

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
24
Q

civil servant

A

devşlet memuru

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
25
civil war
iç savaş
26
civil service
devlet hizmeti
27
civil liberties
insna hakları
28
civil engineering
inşaat mühendisliği
29
clad
örtülü, sarılmış
30
claim
hak iddia etmek, sahip çıkmak, öldürmek
31
to lay claim to
hak iddia etmek
32
claimant
hak iddia eden, davacı
33
clairvoyant
gaipten haber veren
34
clam
yenilebilir deniz tarağı --> v. --> toplamak
35
clamber
tırmanmak (sarılarak)
36
clammy
nemli / soğuk, rutubetli, yapışkan
37
clamor
gürültü etmek, yaygara koparmak, feryat, haykırış
38
clamp
mengene, kıskaç, kelepçe, sıkıştırmak, birleştirmek, kelepçelemek
39
clan
zümre, kabile, boy klan
40
clandestine
gizli, el altından
41
clang
çınlamak, tıngırdatmak, çınlama
42
clank
madeni ses çıkarmak, şıkırdamak
43
clap
birine dostça sırtından dokunmak, bir şeyi aniden bir yere koymak
44
clarinet
klarnet
45
clash
birlikte gitmemek, çatışma, çarpışma, gürültü, ses
46
clasp
tutturmak, bağlamak, kavramak, toka kopça, kopçalamak
47
classic
kaliteli, klas, değerini yitirmeyen
48
classified
derecelendirilmiş, gizli
49
classify
gizli olduğunu duyurmak
50
classified ad
küçük gazete ilanı
51
classwork
sınıf çalışması
52
classy
zarif, mükemmel, şık
53
clatter
çok gürültü yapmak, takırtı yapmak, patırtı
54
clause
madde, ben, fıkra, cümle, cümlecik
55
claustrophobia
klostrofobi, kapalı yer korkusu
56
claw
kıskaç, pençe, saldırmak, tırmalamak
57
clay
kil, çamur, toprak, balçık
58
clean
tam, kusursuz, tamamen
59
to come clean
gerçeği söylemek
60
to clean out
bir şeyin içerisini tamamen boşaltmak, çalmak, yürütmek
61
clean-cut
düzgün, açık, kesin, biçimli, pürüzsüz
62
the cleaner's
temizlikçi dükkanı, kuru temizleyici
63
clean-shaven
sinek kaydı tıraşlı
64
clear
bir şeyden uzakta, temize çıkmış, borçsuz
65
clear away
toparlamak, düzeltmek
66
clear off
ortadan kaybolmak, çekip gitmek, defolmak
67
clear up
düzeltmek, toplamak, açıklama yapmak
68
steer clear of
tehlike sebebiyle bir şeyden uzak durmak
69
clearance
ayrılma izni, birbirine dokunmayı engelleyen uygun mesafe ya da açıklık
70
clear-cut
düzgün, biçimli, açık, belirgin, kesin
71
clearing
açıklık alan, ağaçsız bölge
72
cleaver
satır, balta
73
clef
nota anahtarı
74
clemency
şefkat, merhamet, hoşgörü
75
clement
şefkatli
76
clench
sıkıca yakalamak
77
clergy
ruhban sınıfı, rahip
78
cleric
papaz, rahip
79
clerk
katip, müdür, görevli, tezgahtar, resepsiyonist
80
cliché
klişe
81
click
tıkırdamak, anlaşılır olmak, berraklaşmak, tıkırtı
82
clientele
müşteriler, alıcılar, müvekkiller, hastalar
83
cliff hanger
dizi film
84
climatic
çok önemli, can alıcı, doruk
85
climax
doruk, zirve, en önemli noktaya ulaşmak
86
climb down
yanıldığını ya da fikrini değiştirmeyi kabul etmek
87
clinch
kazanmak, elde etmek, ikna etmek
88
to cling to
sadık kalmak
89
to cling on to
sıkıca tutunmaya çalışmak
90
cling-film
ince saydam jelatin kağıdı
91
clink
şıngırtı, şıkırdamak
92
clip
birleştirmek, bağlamak, tutturmak, hızlı / hafifçe vurmak, kesmek, kısaltmak, klips, raptiye, toka
93
clip art
kolaj sanatı, kes-yapıştır çizim
94
clipping
küpür (gazete, dergi), kırpma
95
clique
dışarıya kapalı bir grup, klik
96
cliquey
dışarıya kapalı (to newcomers)
97
clock off / in
işten ayrılış / işe varış zamanını kaydetmek
98
clock up
belirli bir sayıya / miktara ulaşmak
99
race / work against the clock
zamana karşı yarışmak, vaktinden önce bitirmeye çalışmak
100
run / go like clockwork
planlandığı gibi gerçekleşmek
101
around / round the clock
24 saat, gün boyunca
102
cloak-room
vestiyer, gardırop, tuvalet (eski dilde)
103
cloak
pelerin, palto, fikirlerini/inançlarını gizlemek, karla gizlemek
104
clobber
dayak atmak, acımasızca dövmek
105
clock face
saat kadranı
106
clockwork
saat mekanizması
107
clog
doldurmak, tıkamak, tabanı ağaçtan yapılmış ayakkabılar (clogs)
108
cloister
manastır, kapalı geçit
109
clippers
makas, tırnak makası
110
Close knit
Birbirine sıkıca bağlı
111
Closed circuit television
Kapalı devre televizyonu
112
Close up
Faaliyetini durdurmak, engellemek, yakın çekim fotoğraf
113
Close in
Yaklaşmak, sokulmak
114
Close off
Engel koymak, girişini kapatmak
115
Close game or competition
Başa baş oyun ya da rekabet
116
Close weather
Aşırı sıcak
117
Closure
Kapanma, kapatma
118
Clot
Pıhtı, kan pıhtısı, aptal, ahmak, pıhtılaşmak
119
Clothe
Giydirmek, giysi sağlamak, örtmek
120
Cloud
Küme, leke, bulutla kaplamak, örtmek, gölgelemek
121
Clout
Güç, etki, hedef, tokat, darbe
122
Clove
Karanfil, sarımsak dişi, Yonca
123
Clown around
İnsanları güldürmek için aptalca davranmak
124
Club
Dernek, cemiyet, dövmek, dipçiklemek
125
Clubhouse
Kulüp binası
126
Cluck
Gıdıklama
127
clothesline
çamaşır ipi
128
clothes peg
mandal
129
Clued-up
Çok bilen
130
Clump
Yığın, küme, ağır adımlarla yürümek, Yığmak
131
Clung
cling kelimesinin geçmiş hali
132
Cluster
Küme, dizi, tutam
133
Cluster around / together
Bir araya gelmek, kümelenmek, yakınlaşmak
134
Clutch
Yakalamak, sıkıca tutmak, kavramak, debriyaj
135
To clutch at
Tutmak için çok uğraşmak
136
To be in someone's clutches
Birisini kötü bir şekilde kontrol etmek
137
Clutter
Yığın, kargaşa, kalabalıklaştırmak, ortalığı dağıtmak, altüst etmek
138
Coach
Otobüs, büyük minibüs, antrenör, fayton, eğitmek, yetiştirmek
139
Coach Station
Otobüs terminali
140
Coal mine
Kömür ocağı, kömür madeni
141
Coalition
Koalisyon, birleşme
142
Coarse
Kaba, iri taneli, kalın
143
Coarsely
Kabaca
144
The coast is clear
Sizi gören kimse yok, görüş sınırı içinde kimse yok
145
Coastal
Sahille ilgili, kıyı ile ilgili
146
Coast Guard
Sahil Güvenlik
147
Coastline
kıyı şeridi, sahil boyu
148
Clueless
bilgisiz, cahil
149
Coast
Rahatça gitmek, motoru kullanmadan tepeden aşağı ilerlemek, to move without effort
150
Coat
Palto, kaput, tabaka, kat, post, örtü, kaplamak, örtmek sürmek
151
Coating
Tabaka, kat, sıva
152
Coat hanger
Elbise askısı
153
Coat of arms
Hanedan arması
154
Coax
Tatlı sözlerle kandırmak, ikna etmek
155
Cobble
Kaldırım taşı, parke taşı
156
Cobbled
Kaldırım taşlı
157
Cobble something together
Dikkatsizce, hızlı ama baştan savma yapmak
158
Cobble stone
Parke taşı
159
Cobbler
Ayakkabı tamircisi
160
Cobweb
Örümcek ağı
161
Cock-eyed
Saçma
162
Cocky
Kendini beğenmiş, burnu havada
163
Cock
Horoz, dikmek, yukarı kaldırmak, kibirlice yürümek, hazır duruma getirmek
164
To cock up
Yanlış ya da kötü yapmak, hata yapmak
165
Cockerel
Yavru horoz
166
Cockney
Doğu Londra'da konuşulan İngilizce
167
Cockpit
Pilot kabini, sürücü yeri
168
Cocoon
Koza, koruyucu tabaka, koruyucu örtü ile sarma
169
Cod
Morina balığı
170
Code
Prensipler, Kılavuz, yönetmelik, kanun, yasa
171
Co-ed
Erkek-kız karma eğitim
172
Coerce
Zorlamak, mecbur etmek, baskı altında tutmak
173
Coercion
Tehdit, zorlama
174
Coexist
Bir arada var olmak
175
Coffee table
Sehpa
176
Coffers
Sandık, kasa, kutu, hazine
177
Cog
Çark dişi
178
Cogent
inandırıcı, ikna edici
179
Cognac
Konyak
180
Cognitive
Kavrama ile ilgili
181
Cohabit
Birlikte yaşamak, Evlenmeden birlikte yaşamak
182
Coherent
Açık, tutarlı, ahenkli
183
A coherent person
Tutarlı, anlaşılır
184
Coherence
Ahenk, uyum
185
Coherently
Uyumlu olarak
186
Cohesion
Yapışma, birleşme, bağlılık
187
Cohort
Destekçi, kalabalık, topluluk
188
Coil
Halka, yay, bobin, Tomar, yuvarlamak
189
Coil up
Sarmak, dolamak, bukle yapmak
190
Coin
Madeni para, bozuk para, sözcük uydurmak, deyim bulmak
191
To toss a coin
Yazı Tura atmak
192
Colender
Kevgir süzgeç
193
Cold-hearted
Katı duygusuz
194
Coldly
Düşmanca
195
The cold
Soğuk hava soğuk iklim
196
To leave out in the cold
Birisinin bir grup ya da faaliyetin bir parçası olmasına izin vermemek
197
To be out cold
Bilinçsiz olmak
198
Cold turkey
uyuşturucuyu birden bırakma
199
Coleslaw
Lahana salatası
200
Colic
mide ağrısı, kalın bağırsak sancısı, kolik
201
Collaborator
Işbirlikçi
202
Collage
kolaj, yapıştırma resim
203
Collapsible
Açılır kapanır, portatif, katlanır
204
Collar
Yaka, tasma, yakasına yapışmak, tasmalama, durdurmak
205
Collar bone
Köprücük kemiğim
206
Collateral
Tamamlayıcı teminat, security deposit, guaranty
207
To collect one's thoughts
Başkalarının düşünce ve duygularını kontrol altına almak, etkilemek
208
Collect
Ödemeli telefon görüşmesi
209
Collected
Toplanmış, aklı başında, sakinleşmiş, kendinde