Die idiomatische Redewendung Flashcards
(4 cards)
mit Rat und Tat zur Seite stehen
„mit Rat und Tat zur Seite stehen“ Almanca’da oldukça yaygın ve anlam yüklü bir deyimdir. Birine hem öğütleriyle (Rat) hem de fiilen, eylemleriyle (Tat) yardımcı olmak anlamına gelir. Bu deyim, sadece lafla değil, aynı zamanda eylemle de destek veren insanları anlatmak için kullanılır.
⸻
- Almanca – Türkçe Anlamı
→ Birine hem sözlü hem fiilî olarak destek olmak
→ Elinden gelen her şekilde yardımcı olmak
⸻
- İngilizce Anlamı
• to support someone with word and deed
• to stand by someone with advice and action
• to be there for someone in every way
⸻
- Benzer Anlamlı Deyimler
• jemandem beistehen (birinin yanında olmak, yardım etmek)
• jemandem unter die Arme greifen (birine yardımcı olmak, desteklemek)
• für jemanden da sein (biri için orada olmak)
⸻
- C1 Düzeyinde 5 Örnek Cümle + Türkçe Anlamları
- „Meine Eltern stehen mir immer mit Rat und Tat zur Seite.“
→ Ailem her zaman bana hem fikirleriyle hem eylemleriyle destek olur. - „In schwierigen Zeiten sollte man seinen Freunden mit Rat und Tat zur Seite stehen.“
→ Zor zamanlarda arkadaşlarının yanında her anlamda destek olmalısın. - „Der Mentor stand den neuen Mitarbeitenden mit Rat und Tat zur Seite.“
→ Mentor, yeni çalışanlara her konuda destek oldu. - „Ich bin dir dankbar, dass du mir mit Rat und Tat zur Seite gestanden hast.“
→ Bana her şekilde destek olduğun için minnettarım. - „Das Unternehmen verspricht, seinen Kunden mit Rat und Tat zur Seite zu stehen.“
→ Şirket, müşterilerine her konuda yardımcı olmayı vaat ediyor.
- „Meine Eltern stehen mir immer mit Rat und Tat zur Seite.“
⸻
Es heißt ja immer wieder
„Es heißt ja immer wieder …“ Almanca’da kalıplaşmış bir ifadedir ve genellikle başkalarının sık sık söylediği bir düşünceye veya genel bir inanışa gönderme yapmak için kullanılır.
Bu ifade bir görüşü, klişeyi veya yaygın bir söylemi alıntılayarak konuşmaya başlama yoludur.
⸻
- Almanca – Türkçe Anlamı
→ Hep denir ki …
→ Sürekli şöyle söylenir …
→ Sıkça dile getirilir ki …
⸻
- İngilizce Anlamı
• It is often said that…
• People keep saying that…
• There is a saying that…
⸻
- Kullanım Özelliği
Bu ifade genellikle ardından bir alıntı ya da yaygın düşünceyle devam eder:
• „Es heißt ja immer wieder, dass Zeit Geld ist.“
→ Hep denir ki zaman paradır.
• „Es heißt ja immer wieder, man solle auf sein Bauchgefühl hören.“
→ Sıkça denir ki insan içgüdüsünü dinlemeli.
⸻
- C1 Düzeyinde 3 Örnek Cümle + Türkçe Anlamları
- „Es heißt ja immer wieder, dass man aus Fehlern lernt.“
→ Hep denir ki hatalardan öğrenilir. - „Es heißt ja immer wieder, Digitalisierung sei die Zukunft.“
→ Sürekli dijitalleşmenin geleceği temsil ettiği söylenir. - „Es heißt ja immer wieder, Bewegung sei gut für die Gesundheit.“
→ Sürekli hareketin sağlık için iyi olduğu söylenir.
- „Es heißt ja immer wieder, dass man aus Fehlern lernt.“
⸻
Begabungen außer Acht lassen
„Begabungen außer Acht lassen“ ifadesi Almanca’da mecaz anlamda kullanılan bir deyimdir. Kişinin ya da bir grubun yeteneklerini göz ardı etmek, dikkate almamak anlamına gelir.
⸻
- Almanca – Türkçe Anlamı
→ Yetenekleri göz ardı etmek
→ Kabiliyetleri dikkate almamak
→ Yetenekleri hesaba katmamak
⸻
- İngilizce Anlamı
• to disregard talents
• to ignore someone’s abilities
• to overlook someone’s gifts
⸻
- Kullanım Açıklaması
Bu ifade, özellikle eğitimde, iş dünyasında ya da sosyal konularda insanların potansiyelinin yeterince takdir edilmediği veya fark edilmediği durumları eleştirirken kullanılır.
⸻
- Benzer ve Zıt Anlamlılar
Benzer Anlamlılar (Synonyme):
• Talente ignorieren
• Fähigkeiten vernachlässigen
• Stärken übersehen
Zıt Anlamlılar (Antonyme):
• Begabungen fördern (yetenekleri desteklemek)
• Talente anerkennen (yetenekleri tanımak)
• auf Stärken eingehen (güçlü yönleri dikkate almak)
⸻
- C1 Düzeyinde 5 Örnek Cümle + Türkçe Anlamları
- „Im traditionellen Schulsystem werden kreative Begabungen oft außer Acht gelassen.“
→ Geleneksel okul sisteminde yaratıcı yetenekler çoğu zaman göz ardı edilir. - „Man darf individuelle Begabungen bei der Berufsberatung nicht außer Acht lassen.“
→ Meslek danışmanlığında bireysel yetenekler göz ardı edilmemelidir. - „Die Politik lässt häufig die besonderen Begabungen benachteiligter Kinder außer Acht.“
→ Siyaset, dezavantajlı çocukların özel yeteneklerini sıklıkla göz ardı eder. - „Es wäre ein Fehler, emotionale Intelligenz als Begabung außer Acht zu lassen.“
→ Duygusal zekâyı bir yetenek olarak göz ardı etmek hata olur. - „In der heutigen Leistungsgesellschaft werden soziale Begabungen leicht außer Acht gelassen.“
→ Günümüzün performans odaklı toplumunda sosyal yetenekler kolayca göz ardı ediliyor.
- „Im traditionellen Schulsystem werden kreative Begabungen oft außer Acht gelassen.“
⸻
Nägel mit köpfen machen
Redewendung: Nägel mit Köpfen machen
Türkçe Anlamı:
• Karar verip işi tam anlamıyla yapmak
• Lafı bırakıp icraata geçmek
• Ciddi adımlar atmak
• “Söz değil, iş zamanı” anlamında
İngilizce Anlamı:
• to get down to business
• to take concrete action
• to stop talking and act
• to make something solid and final
⸻
Açıklama:
Bu deyim, “yarım yamalak işler değil, tam ve sağlam bir şekilde yapmak” anlamındadır.
„Kafası olmayan çivi“, işe yaramaz. Ancak “kafalı çivi” bir yere sağlamca çakılabilir.
Bu nedenle deyim, kararlı, tam ve sonuç getirici işler yapma anlamında kullanılır.
⸻
Benzer Anlamlılar (Synonyme):
• ernst machen → ciddiye almak, harekete geçmek
• zur Tat schreiten → eyleme geçmek
• etwas durchziehen → bir işi sonuna kadar götürmek
• klare Entscheidungen treffen → net kararlar almak
Zıt Anlamlılar (Antonyme):
• herumreden → lafı dolandırmak
• zögern → tereddüt etmek
• auf die lange Bank schieben → işi ertelemek
• halbherzig handeln → yarım yamalak yapmak
⸻
C1 Düzeyinde 5 Almanca Beispielsätze + Türkçe Anlamları:
1. Wir reden schon seit Wochen – jetzt müssen wir endlich Nägel mit Köpfen machen.
(Haftalardır konuşuyoruz – artık gerçekten icraata geçmeliyiz.)
2. Wenn du wirklich umziehen willst, dann mach Nägel mit Köpfen und kündige die Wohnung.
(Gerçekten taşınmak istiyorsan, lafı bırak ve evi feshet.)
3. Der Chef hat genug von Diskussionen – er will Nägel mit Köpfen sehen.
(Patron artık tartışmalardan bıktı – somut adımlar görmek istiyor.)
4. Statt nur Pläne zu machen, sollten wir Nägel mit Köpfen machen und starten.
(Sadece plan yapmak yerine işe koyulmalı ve harekete geçmeliyiz.)
5. Politiker versprechen viel, aber selten machen sie Nägel mit Köpfen.
(Politikacılar çok şey vaat eder ama nadiren somut işler yaparlar.)
⸻
İstersen bu deyimi içeren kısa bir diyalog ya da mizahi sahne yazabilirim. Hazır olayım mı?